Böyle Bir Başlık Açmanıza Memnun Oldum Diğer Sitelerde Görememiştim Böyle Bir Bölümü Paylaşımlarımız Yaralı Olacaktır İnşallah Benim Hikayeme Gelince Şöyle:
2002 yılında antakyada okuyan en yakın arkadaşımı ziyarete gittim canım sıkıldı aradım geleyimmi dedim hemen gel dedi işimde yoktu o aralar atladım otobüse gittim o gündüz okula gidiyordu o yokken kitaplığındaki kitapları okuyordum bi gün dikkatimi çeken bi kitap oldu.
Tüm kitaplar kapsızken sadece biri gül desenleriyle kaplanmıştı aldım ve açtım NASIL HİDAYETE ERDİM diye bir kitap ticani nin kitabı bilirsiniz o ana kadar duymamıştım hiç ben hristiyanlıktan islama geçen biri yazmış diye düşündüm ve okumadım ilk zamanlar aldığım gibi bıraktım sora aklıma takıldı muhammed ticani semavi adında biri soradan mı bu ismi almış yoksa hep mi ismi böylemymiş hem elime aldığım kitabı neden okumayayım o kadar kalın bi kitapda değildi.
velhasıl aldım okudum bitirdiğimde kan beynime sıçramıştı arkadaşım bana ne olduğunu sormuştu bende yok bişey dedim ve 3 gün boyunca kitabı defalarca okudum en sonunda onla konuştum arkadaşım kitabı antakya daki arkadaşlarının verdiğini söylemişti o da okumuştu anlatılanlara inanıyordu o da benim gibi hanefiydi ama nusayrilikten baya etkilenmişti pek dindar da değildi ara sıra cumaya gelirdi benle benim kadar sünniliği ateşli savunan ve yaçamaya çalışan biri değildi ama nihayetinde bir sünniydi onun inanmasına şaşırmıştım ama benimde kafam karışmıştı.
İzmire döndüm bu antakya maceramdan 1 yıl önce izmir fuarında bir azeriyle tanışmıştım o bana bu adamdan bahsetmişti bende kitabı ve yazrı hiç duymadım demiştim ben izmir fuarına gelen iranlılarla her sene gidip görüşürdüm hatta onların şia olmaları beni üzer onlara dua ederdim ama onlarıda severdim sonuçta benim için müslümandı hepsi.
O iranlılarla çok samimi olmuştum bir gün bir yere gidip stand da beni bıraktılar biz gelicez sen bizi bekle dediler bende oturuyordum tabi gelen geçen türkler beni iranlı sanıyordu ;D O ara bir genç ve yanında hanımı ve çocuğuyla yaklaştı kendisi de iranda eğitim almış hanımı farsça biliyormuş bunlardan bahsetti tanıştık oda beni iranlı sandı ve ona sünni olduğumu söyleyince beni türkiyede büyümüş şii liği bilmeyen ve sünnileşen bir şia sandı hiç şia lık bırakılırmı dedi ben anlatmaya fırsat bulamadan bana cami lerinin adresini verdi ve gitti.
işte bir yıl sora bu antakya macerası gerçekleşti ben izmire dönünce antalyadan hemen görev yaptığım vakfa gittim izmirin en aktif milli gençlik vakfında tanınan ve görevleri olan biriydim bu vakıflar milli görüş gençlik teşkilatıdır büyük bir kütüphanemiz vardı ticanin kitabındaki iddalar çok ciddiydi görmezden gelemezdim tüm iddaları içeren hadis kitaplarını tarih kitaplarını ve tefsirleri inceleme başladım.
Ancak sonuç alamaıyordum çünkü ticaninin verdiği kaynaklar arap ülkelerindeki baskılardı yani sayfa ve cilt numaraları türkiyedeki hadis ve tefsir kitaplarına uymuyordu çok sıkılmıştım.
Ve bir gece rüyamda aradığım bütün konuların sayfa ve cilt numaraları bana gösterildi gerçek sanmıştım rüyayı sora uyandım hemen vakıfa koştum aynen rüyamda gördüklerime tek tek baktım evet aradığım her şeyi okuyabildim bulabildim bu bana ilahi bir işaretti buna emindim
amamoralimde bozulmuştu yıllardır inandığım her şey yıkılmıştı devler cüce olmuştu gözümde açıkçası islamdan soğumaya başlamıştım böyle bir din olamaz diyordum kendi kendime şia kendini hak olarak görüyordu onu araştırmalıydım ve doğruyu görmeliydim.
ancak artık sünni değildim hatta o esnada ben müslüman bile değildim ve şia hak olmalıydı diyordum içimden ona inanırsam ancak müslüman olabilirdim çünkü nefret etmeye başlamıştım her şeyden.
en yakın arkadaşıma haber verdim vakıftaki oda şaşırdı ve inanamadı vakıftaki bütün kitapların altını üstüne getirdik her şeyi görmüştüm ama çok şaşırmıştım ben bunca zamandır bu kitapları okurum ki o kitapları çoğu sünni eline bile almaz sadece süs diye koyarlar kütüphanelere ben okurdum ama hatta bir çok kişi bana hayrandı o kadar ağır kitapları nasıl okuyorsun diye hatta ilahiyat öğrencileri bile şaşardı bana ancak ben ne kadar zamandır okuduğum halde nasıl bunları görememiştim buna şaşırıyordum.
sora araştırmaya devam ederken aklıma izmir fuarında bana cami adresi veren o çocuk geldi hemen arkadaşıma söyledim hadi gidelim dedim oda kabul etti bilmediğimiz daha önce gitmediğimiz bir semtteydi o cami şubat ayıydı hava soğuk ve yapmurluydu ve o semte gitmek için iki otobüse binmemiz baya uzun ve sıkıcı bi yolculuğa katlanmamız gerekiyordu ama bana vız gelirdi bunlar
şaşırdığım bir noktada ben her ay cüzdanımı boşaltır temizlerim çoğu kağıdı kartı atarım o çocuğun bana verdiği adresi 1 yıldan fazla nasıl tutumuşum cüzdanımda hayret nasıl atmamışım kaldıki o güne kadar cüzdanımda olduğunu bile hatırlkamıyordum.
velhasıl camiye gittik ben duygularımı anlattım ben bir kitap aldım okudum dünyam yıkıldı araştırmaya başladım sonuçta ben artık müslüman değilim sünnide değilim bana şia nın yani iddanıza göre hakiki islamın hak olduğunu kanıtlayın tek bir abuk inancınız saçma adetiniz olursa sizede inanmıycam her şeyi saklamadan anlatın dedim alim gülümsedi bana önceden sünni olup şia ya geçen gençlerle tanıştırdı konuşmaya başladık tabi yanımdaki arkadaşım ebu bekirden girip ömerden çıktı sesler yükseldi o günümü sabote etti 3-4 sefer daha gitmiştim ama her seferinde yne sabote ediyordu en sonunda ondan habersiz gittim çünkü benim amacım kargaşa çıkarmak tartışmak değildi hakkı öğrenmekti.
nedense şia camisine girdiğimde bir huzurla dolmuştu içim bu huzur gittikçe büyüyordu gerçekleri görmeye başladıkça eminliğim artıyordu gördüğüm bir kaç ilahi rüyay lada tam emin oldum gerçi ben kaynakları araştırmakla zaten emin olmuştum. ve hamdolsun 7 yıldır şia yım
bazı bölümleri kısaltarak anlattım özetle benim şia olma hikayem böyle:
kardeş başlığınızda ufak bir değişiklik yaptım hakkınızı helal edin
MÜDDESSİR
2002 yılında antakyada okuyan en yakın arkadaşımı ziyarete gittim canım sıkıldı aradım geleyimmi dedim hemen gel dedi işimde yoktu o aralar atladım otobüse gittim o gündüz okula gidiyordu o yokken kitaplığındaki kitapları okuyordum bi gün dikkatimi çeken bi kitap oldu.
Tüm kitaplar kapsızken sadece biri gül desenleriyle kaplanmıştı aldım ve açtım NASIL HİDAYETE ERDİM diye bir kitap ticani nin kitabı bilirsiniz o ana kadar duymamıştım hiç ben hristiyanlıktan islama geçen biri yazmış diye düşündüm ve okumadım ilk zamanlar aldığım gibi bıraktım sora aklıma takıldı muhammed ticani semavi adında biri soradan mı bu ismi almış yoksa hep mi ismi böylemymiş hem elime aldığım kitabı neden okumayayım o kadar kalın bi kitapda değildi.
velhasıl aldım okudum bitirdiğimde kan beynime sıçramıştı arkadaşım bana ne olduğunu sormuştu bende yok bişey dedim ve 3 gün boyunca kitabı defalarca okudum en sonunda onla konuştum arkadaşım kitabı antakya daki arkadaşlarının verdiğini söylemişti o da okumuştu anlatılanlara inanıyordu o da benim gibi hanefiydi ama nusayrilikten baya etkilenmişti pek dindar da değildi ara sıra cumaya gelirdi benle benim kadar sünniliği ateşli savunan ve yaçamaya çalışan biri değildi ama nihayetinde bir sünniydi onun inanmasına şaşırmıştım ama benimde kafam karışmıştı.
İzmire döndüm bu antakya maceramdan 1 yıl önce izmir fuarında bir azeriyle tanışmıştım o bana bu adamdan bahsetmişti bende kitabı ve yazrı hiç duymadım demiştim ben izmir fuarına gelen iranlılarla her sene gidip görüşürdüm hatta onların şia olmaları beni üzer onlara dua ederdim ama onlarıda severdim sonuçta benim için müslümandı hepsi.
O iranlılarla çok samimi olmuştum bir gün bir yere gidip stand da beni bıraktılar biz gelicez sen bizi bekle dediler bende oturuyordum tabi gelen geçen türkler beni iranlı sanıyordu ;D O ara bir genç ve yanında hanımı ve çocuğuyla yaklaştı kendisi de iranda eğitim almış hanımı farsça biliyormuş bunlardan bahsetti tanıştık oda beni iranlı sandı ve ona sünni olduğumu söyleyince beni türkiyede büyümüş şii liği bilmeyen ve sünnileşen bir şia sandı hiç şia lık bırakılırmı dedi ben anlatmaya fırsat bulamadan bana cami lerinin adresini verdi ve gitti.
işte bir yıl sora bu antakya macerası gerçekleşti ben izmire dönünce antalyadan hemen görev yaptığım vakfa gittim izmirin en aktif milli gençlik vakfında tanınan ve görevleri olan biriydim bu vakıflar milli görüş gençlik teşkilatıdır büyük bir kütüphanemiz vardı ticanin kitabındaki iddalar çok ciddiydi görmezden gelemezdim tüm iddaları içeren hadis kitaplarını tarih kitaplarını ve tefsirleri inceleme başladım.
Ancak sonuç alamaıyordum çünkü ticaninin verdiği kaynaklar arap ülkelerindeki baskılardı yani sayfa ve cilt numaraları türkiyedeki hadis ve tefsir kitaplarına uymuyordu çok sıkılmıştım.
Ve bir gece rüyamda aradığım bütün konuların sayfa ve cilt numaraları bana gösterildi gerçek sanmıştım rüyayı sora uyandım hemen vakıfa koştum aynen rüyamda gördüklerime tek tek baktım evet aradığım her şeyi okuyabildim bulabildim bu bana ilahi bir işaretti buna emindim
amamoralimde bozulmuştu yıllardır inandığım her şey yıkılmıştı devler cüce olmuştu gözümde açıkçası islamdan soğumaya başlamıştım böyle bir din olamaz diyordum kendi kendime şia kendini hak olarak görüyordu onu araştırmalıydım ve doğruyu görmeliydim.
ancak artık sünni değildim hatta o esnada ben müslüman bile değildim ve şia hak olmalıydı diyordum içimden ona inanırsam ancak müslüman olabilirdim çünkü nefret etmeye başlamıştım her şeyden.
en yakın arkadaşıma haber verdim vakıftaki oda şaşırdı ve inanamadı vakıftaki bütün kitapların altını üstüne getirdik her şeyi görmüştüm ama çok şaşırmıştım ben bunca zamandır bu kitapları okurum ki o kitapları çoğu sünni eline bile almaz sadece süs diye koyarlar kütüphanelere ben okurdum ama hatta bir çok kişi bana hayrandı o kadar ağır kitapları nasıl okuyorsun diye hatta ilahiyat öğrencileri bile şaşardı bana ancak ben ne kadar zamandır okuduğum halde nasıl bunları görememiştim buna şaşırıyordum.
sora araştırmaya devam ederken aklıma izmir fuarında bana cami adresi veren o çocuk geldi hemen arkadaşıma söyledim hadi gidelim dedim oda kabul etti bilmediğimiz daha önce gitmediğimiz bir semtteydi o cami şubat ayıydı hava soğuk ve yapmurluydu ve o semte gitmek için iki otobüse binmemiz baya uzun ve sıkıcı bi yolculuğa katlanmamız gerekiyordu ama bana vız gelirdi bunlar
şaşırdığım bir noktada ben her ay cüzdanımı boşaltır temizlerim çoğu kağıdı kartı atarım o çocuğun bana verdiği adresi 1 yıldan fazla nasıl tutumuşum cüzdanımda hayret nasıl atmamışım kaldıki o güne kadar cüzdanımda olduğunu bile hatırlkamıyordum.
velhasıl camiye gittik ben duygularımı anlattım ben bir kitap aldım okudum dünyam yıkıldı araştırmaya başladım sonuçta ben artık müslüman değilim sünnide değilim bana şia nın yani iddanıza göre hakiki islamın hak olduğunu kanıtlayın tek bir abuk inancınız saçma adetiniz olursa sizede inanmıycam her şeyi saklamadan anlatın dedim alim gülümsedi bana önceden sünni olup şia ya geçen gençlerle tanıştırdı konuşmaya başladık tabi yanımdaki arkadaşım ebu bekirden girip ömerden çıktı sesler yükseldi o günümü sabote etti 3-4 sefer daha gitmiştim ama her seferinde yne sabote ediyordu en sonunda ondan habersiz gittim çünkü benim amacım kargaşa çıkarmak tartışmak değildi hakkı öğrenmekti.
nedense şia camisine girdiğimde bir huzurla dolmuştu içim bu huzur gittikçe büyüyordu gerçekleri görmeye başladıkça eminliğim artıyordu gördüğüm bir kaç ilahi rüyay lada tam emin oldum gerçi ben kaynakları araştırmakla zaten emin olmuştum. ve hamdolsun 7 yıldır şia yım

bazı bölümleri kısaltarak anlattım özetle benim şia olma hikayem böyle:

kardeş başlığınızda ufak bir değişiklik yaptım hakkınızı helal edin
MÜDDESSİR
Yorum