Selamun Aleykum. Allahin selami Resuli-Ekrem (s.a.a.v.)in ve Onun Masum Pak Ehli-Beytnin(a.s.) Uzerine olsun.
Ben Azeriyim,Azerbaycanda bakude yasiyorum ve aslen Karabagdanim (Su an Ermeni isgali altinda) Bundan yaklasik 8-9 sene onceydi.Cocuklugumdan beri Dini konulara merakli olmusumdur,hatta ailem ve cevrem hic dindar olmamasina ragmen (yani herkesin oldugu kadar sadece Muslumanim derlerdi ve evde bi kac tane okunmamis Kurani-Kerim vardi o kadar.) ben kendimi tanimaya basladigimdan beri hep sorgulamaya,yargilamaya yonelmis,insanlarin gunluk yasamlarindan farkli olarak bu dongunun icinde kaybolup gitmemeye hakikati bulmaya meyl etmisimdir. Hatirliyorum , elime bir kitap gecmisti, "Peygambere (s.a.a.v.) 40 Soru" isminde,bu kitabi buyuk bir sevkle okumusdum. 13-14 yaslarindaydim belki daha da kucukdum. Fakat ilerleyen zamanlarda kendi kendime bazi sorular sormaya basladim. Bu kadar hak oldugunu iddia eden din hatta hepsnin kollari olan meshepler var. Dinsizlik yani Ateizm var,bunun gibi bir cok akim var,Agnostizm Deizm-Teizm ve daha suruce akim,fikir,ideoloji ve s... Iste belki benim hayatimin donum noktasi bu sorgulamalar ve durtuler oldu. Belki de benim imtihanimin baslangiciydi bu. Ve kendime soz verdim hakki buluncaya ve hem Beyin hem de Kalben tatmin oluncaya kadar arastiracam. Burdaki en onemli nokta benim koru korune inanmayip objektiv bir arastirma icine girmem ve kesinlikle aile-cevre,toplumun genel ideolojisi,aile terbiyesi ve diger ic ve dis etkenlerden kisacasi mahalle baskisindan siyrilip kendi aklim ve yuregim cercevesinde olaylari yargilayip sorgulamakdi. Su an bile 46 yasindaki annem ve 55 yasindaki babam bile ne oyrenmisse dini , gelenek ve hurafelerle deyil gercek sifatiyla ne biliyorlarsa buna Allah beni vesile kildi diye dusunuyorum. Cunku elestirilerin ve soylenenlerin aksine ben annemin babamin ailemin cevremin etkisinde kalmadim aksine onlara bildikelrimden arastirdiklarimdan aktarmaya calistim. Her kes bilir,aile genellikle dinde cahil kalmis ve bi takim geleneklerle batil hurafelerle neredeyse dinden bi haber kalmislardir.
Kisacasi internetin olmadigi bir ortamda ne kadar arastira bilirim dedim kendime ve kisitli bir 3-4 sene gecti , Lise sondayken kirik kirik giden arastirmalarim buyuk bir boyut kazanmaya basladi. Soyle ki artik internet vardi,cocuk olmadigim icin rahatca istedigim kitaplari alip okuya biliyordum. Ilk zamanlar Ateist bazi sitelerden tezler,iddia ve yorumlar okudum sayfalarca. Hatta Islamla birlikde Yahudiliyi ve Hristiyanligi da derinden arastirmaya baslamistim. Hepsini hem dinsel hem de Bilimsel olarak okuyup irdelemeye calisiyordum. Incilleri okudum. Eski ve Yeni Ahitin nushalarini indirip okudum. Buddizm ve Hinduizm hakkinda yazilari okudum. Vel Hasil Kelam Islamda karar kilmisdim. Ozellikle Dinsiz kesimin ortaya attigi temelsiz ve onyargili butun tezlere cevap buluyordum. Bu konuda Harun yahya Ismiyle eserler yazan Adnan Oktarin kitaplari adeta ilac niteliginde idi. Sadece bugune kadar cevremde bile 100 lerce evet abartmiyorum 100 lerce tanidigimin inancsizlikdan bu eserler sayesinde Imana geldiginin bizzat sahidi oldum. Bir Sii olmama ragmen Islama buyuk bir hizmeti oldugunu dusunuyorum bu Ehlu-Sunnet alim Adeta Anti Islama karsi bilimsel bir savas acmis ve darmadagin etmisdir. Butun iddialari ve teorileri bilimsel olarak yerle bir etmis,akil ve mantiga hitab eden eserleriyle en sevdigim yazarlardan biri olmustur. Kendisi hakkinda cok buyuk propoganda ve karalama kampanyasi baslatilmasina ragmen ben herkes gibi medyanin oyununa gelmemeye karar verdim. Nitekim eserin sahibi deyil icerigi onemlidir. Ne yazik ki tarih boyu iyi isler yapan insanlar hep karalanmis ve cogunluk da bu karalamalara inanmistir. Ama Gunes balcikla sivanmaz. Benim icin bir yazarin ozel hayati,hatalari ya da ona soylenenler deyil sundugu eserler onemlidir tabi ben de bu kampanyalara aldanip onyargiya kapila bilirdim,zaten amac oydu,birine iftira atarsan artik onun hakkinda dedikodu yaranir,ates olmayan yerden duman cikmaz mantigina hizmet eden halk da hemen oyuna gelir ve yazdigi eseri sirf yazarin adindan dolayi acip okumaya bile tenezzul etmez. Ama ben hic bir zaman "azlik cokluga tabidir" mantigiyla yasamadim ve her seye objektiv ve tepeden bakmaya calisdim.
Dedigim gibi butun arastirmalarim neticesinde (1-2 sene gecmisti) hic bir toplum-aile-cevre tesirine dusmeden tamamen sifirdan baslayarak beni hem Zeka-Beyin hem de Akil-Duygu yani kalben tatmin eden gercegi bulmusdum. 1-2 aydir namaz bile kiliyordum ve Ehli-Sunnetin kildigi namazi icra ediyordum. Cunku ilk namaz kitapi elime gecince ordan kilmistim ve bu bir Ehli-Sunnet kitabiydi. Tabi bu arada Islamı mezhepler babinda arastirmamistim daha ve sona saklamistim bunu. Simdi kaybettigim gunlere yaniyorum gerci ama olsun,bu benim Kendimce Hidayete Giden Yoldaki adimlarimdi. Sonra bi zaman yani bu konuda material ararken cok sevdigim bi arkadasim (kendisiyle simdi de gorusuyorum ve verdigi kitapla bana vesile olmustur) Ferhat bana bi kitap verdi. Ferhat Azatla ikiz kardes olan Mahalleden arkadaslarimdir ve delikanli cocuklardir gercekden. Kitabin ismi beni cok etkilemisti gercekden. "Nasil Hidayet Oldum" . Yazari Ticani Semavi. Kitap o kadar guzel yazilmisti ki adeta sayfalari icime cekerek okuyordum. Bitirdigim zaman sakagimdan vurulmus gibiydim. Iste budur dedigim bir andi. Zaten olgun bir Musluman oldugum ilk anlardan yani namaz kilmaya ve Islamin icerigini Kurani ve Hadisleri bildigim ilk andan yuregimde buyuk bir Hz.Ali (a.s.) sevgisi vardi. Nasildir sebebi nedir bilmiyorum ama sanki onu gormusum sanki yaptiklarin kalbimde yasamisim gibi yanimdaymis gibi buyuk bir hayranlik ve sevgim vardi Emirelmuminine(a.s.). Hatta ilk baslar bilgi eksikliginden mecburen Sunni gorus sahibi olsam da (o ilk bi kac ayi) Malum turk kanallarindan duyduklarimla taniyordum sahabeleri yine de Hepsinden farkli bi Yeri Vardi Hz.Alinin (a.s.) bende.
Daha sora "Nasil Hidayet Oldum" eserinde adini duydugum bir kitapi bulmaya calisdim. Kitapin yazari da bi arastirma sonucunda hakki bulan Ticani Semavi kitabin bi yerinde soyle yazmisdi okuyanlar bilir: Seyyid Serafuddinin "El-Muracaat" eserini okudum...
Ticani Semavi bu kitapdan bahsetmis ve cok etkilendigini yazmisti. Ben de Bu kitapi bulup okudum ve gercekden soyledigi kadar varmis,karanliklari benim icin aydinlatan bir eser olmustu "El-Muracaat" Mektuplasma seklindeydi ve Misirdaki Sunni alimin kendisi gibi Alim olan Sii arkadasi Seyyid Serafuddine yazdigi mektuplar ve sorularina aldigi cevaplarin bir derlemesiydi kitap. Hatta eser su an tam yanimda ve "Islami Kultur ve Iliskiler Merkezi" isimli yayin evinden cikmis,turkce olarak 676 Sayfa.
Bu kitaplarin arkasindan okudugum en mukemmel eserlerden biri olan "Pesaver Gecelerini" okudum. Bence butun Ehlu-Sunnet eserlerini terazinin bir kosesine "Pesaver Gecelerini" diger kosesine koysaniz tek basina galip gelir.
Sonralar yavas yavas eserler almaya basladim,simdi odamda ki 500 Kusurluk kutuphanemin ve bilgisayarimdaki 100 lerce eserin mukaddemesiydi o donemler.
Ehli-Sunnetin 6 Sahihini aldim. Buhari , Muslim, Tirmizi , Ebu Davud,Ahmed-Hanbel , Ibn-Mace. 4 Meshep Sahibinin Hayatlari ve eserleriyle ilgili materiyaller elde etmeye calisdim Turkce ve Azerice olarak,nitekim benim icin hic farketmiyor biri ana dilim digeri de gordugunuz gibi ana dilim kadar vakif oldugum bir dil.
Yani kisacasi bu konuda da objektiv ve tarafsiz olarak her iki tarafin eserlerini okumaya karar vermisdim. Tabi gerceklerin gun gibi aydin olmasi bana yavas yavas belli olacakdi.
Ozellikle bu donemde bile Ateist,Hristiyan ve diger inanc ve akimlarin sitelerini takip etmekteydim. Ve cok onemli bir musahedem oldu,aslinda Ehli-Sunneti temsil eden Musluman kardeslerimin bazi durumlarda Ateistlerin iddialarina cevap veremediklerini ya da aciz kala bildiklerinin sahidi oldum. Aslinda Bilimsel olarak yanitlar zaten vardi,Materyalizmin kendinin dayandigi tezler Evrim olsun,Sonsuzlugun Big-Bangle yikilmasi olsun bilimsel olarak zaten yerlerde surunuyordu da ama adamlarin hakli olarak ortaya attigi Ehli-Sunnetin kendi kaynaklariydi.Nitekim bu kaynaklarda oyle hadisler , oyle olay ve hikayeler vardi ki ne yazik ozellikle Turkiyede Islami temsil eden Sunni kesim kendi kaynaklariyla sobeleniyorlardi. Halbuki ben butun bu iddia ve sorularin cevaplarini Ehli-Beyt kaynaklarinda cok rahat bulmus ve okumusdum. Butun iddia sahipleri bizim eser ve kaynaklarimiz karsisinda aciz ve zavalli olmustu benim gozumde. Zaten en basdan Resulullahdan(s.a.a.v.) sonra arka-arkaya gelen 12 Imamin(a.s.) bu kadar takvali,abid ve zahid,kendi devirlerinin en alimi olmasi bir tesaduf olamazdi. Aslinda bu yalnizca Şiiligi deyil direk olarak Islamı supheye yer birakmadan hakli cikartan bir sebep. Nitekim Dinsiz kesim nasil oluyor da cahiliye araplarindan bir anda Boyle bir Peygamberin(s.a.a.v.) ve ardindan da 12 (a.s.) Imamin gelisini hatta her sozleri kusursuz birer yol gosterici mucevher olan bu sahislarin bi anda boyle arka-arkaya gelisini nasil tesadufle acikliyorlar gercekden sasirilacak bir is. Kalbin kor olmasi bu olsa gerek. Yani Hadi Resulullah(s.a.a.v.) (Haşa) şair ne bileyim sahtekar (bu sozlerden Allaha siginirim) ama arkasindan gelen Hz.Ali(a.s.) gibi ilahi kelam ve belagat sahibi birisi o da mi tesaduf hadi o da tesaduf o da şair arka arkaya gelen 11 Imamin hepsimi ayni nesile denk gelen şair ve sahtekarlar. Yazik valla. Yani işin ozu belli olmaya başlamişdi benim icin. Boyle cahil ve geride kalmis bir toplumda aniden ve arka arkaya boyle bir Neslin cikmasi ustelik hepsinin ayni tebligi yapip bir-birlerinin zittina tek bir hukum vermemeleri tesaduf ya da şairlik olamazdi. Akil ve Mantik dişi olan bir şey varsa o da buydu benim icin.
Tabi benim Inancimin en buyuk hadde ulasmasi Kuranla birlikde Nehcul-Belagayi okumam,Hz.Alinin(a.s.) belki de yer yuzunde Kurandan v Resulullahin(s.a.a.v.) kelamlarinda sonra en buyuk eser olan Nehcul-Belagadir ki Hz.ALinin(a.s.) hutbelerinden olusur,o ilahi kelamlar tek basina birer iman delilleridir. Ve tabi ki imanimin daha da tekmillesmesi Hz.Hasan(a.s.) ve Hz.Huseyin(a.s.) mevlalarimin ve diger Ehli-Beyt(a.s.) Imamlarimin(a.s.) hayatlari,sozleri ve attiklari adimlar sayesinde olmustur. En onemlisi de Hz.Huseynin(a.s.) o Kerbela destani beni Huseyn Aşigi yapmistir. Gercekden hic bir maddeci zihniyetin ve de diger hic bir inancin aciklayamadigi,karsisinda aciz kaldigi bir olaydir Kerbela. Bir insan besikteki yavrusundan 14 yasindaki ogluna kadar butun yarenerini ve ailesini gozunu kirpmadan Allah yolunda kurban ediyorsa ve 30 binlik orduya karsi 72 kisiyle savasiyorsa bunun hic bir menfaat ve dunveyi istek gibi aciklamasi olamaz. Kerbela benim icin basli-basina bir mucize , bir delil , bir Huccetdir. Allah beni Hz.Huseynin(a.s.) aşiklarindan saysin... Amin...
Vel-Hasil-Kelam benim bu Hidayet yolculugum Allahin da izniyle nihayete ermistir. Haftalarca hatta aylarca neler cekdigimi bir Allah bilir,uykusuz kaldigim geceler,Seytanin kalbime dusurdugu Suphe ve Vesveseler,icimdeki Iman ve Kufrun savasindaki o kasirga,aslinda bu da buyuk bir mucize. Her insanin yureginde bir savas vardir,Hakkla Batilin savasi. Sadece bir cok insan tenbellikden,nefsi-isteklerden ya da taassup ve on yargidan dolayi gercegi bulamaz. Hatta ben Turkiyede yasayan ve dinsiz olan bir cok insani da anliyorum aslinda. Cunku toplumlarinda olmayan bir islam var ya da Adi Islam olan baska bir sistem. Resulullahin(s.a.a.v.) hadislerini Emevi ve Abbasilerin saray alimleri yerine , direk Imamlarin(a.s.) dilinden duyup dusunselerdi buyuk bir ihtimalle zelalet ve delalete ugramazlardi. Ama ne yazik ki Siyaset ve Dini kullanmak hep olmustur ve hep olacaktir. Aslinda Turkiyenin hatta Dunyanin su an icinde bulundugu durumun sorumlusu bu gunku siyasetciler kadar 14 asir onceki siyasetcilerdir de. Resulullahinin(s.a.a.v.) vasiyetine engel olanlar,Hz.ALiyi(a.s.) 25 yil gozunde cop kalmiscasina hakkindan mahrum edenler,Hilafetin gercek sahibi olan ve Allhin sectigi Masum rehberler olan Imamlari (a.s.) hukumet ve siyaset ugruna haklarindan mahrum birakanlar bu gunun dunyasindan da sorumludurlar. Asri-Saadet dedikleri aslinda Asri-Zalalet,Asri-Zulum,Asri-Gaflet olmustur. Eger kendi icimizdekiler "Bakin bati nasil gelisiyor,siz yobazsiniz" diyorlarsa bunda en buyuk pay o siyasetperestlerindir. Nitekim yemekten once elini yikamayi bile bizden,Dogudan oyrenen Bati bizim ilmimizden bizim potansiyelimizden istifade edip gelisirken,Islam Ummeti kendi arasinda kavga etmekden siyaset yapmaktan , gelismeye firsat bulamamistir. Onun icindir ki Iran gibi sirtini sadece Islama , Kuran ve Ehli-Beyte(a.s.) yaslamis bir devlet iyisiyle kotusuyle,dogrusuyla yanlisiyla zalime bas eymemekte ve dik durmaktadir,30 yillik Ambargoya ragmen butun ihtiyaclarini kendisi ithal edip uretmektedir. Turkiye hala bas ortusu,laiklik,sag-sol kavgasi yaparken , Iran bu isleri cokdan asmis ve Batiya kukla deyil Bela olmustur,meydan okumaktadir. Butun teknolojisini,silahlarini,kendisi kendi pazari hesabina uretmekte ya da almaktadir. Birak yemegi icmeyi,kendi roketini,donanmasini,hava , su ve kara gemilerini kendisi uretmektedir. Atom ve Nukleer alanda dunyanin sayili ulkelerinden birine cevrilmektedir. Kendi uydusunu uretip uzaya gondermektedir ve bi kac gun once okudugum haberde artik Astronot gondermeye hazirlandiklari , o duzeye geldikleri yazmaktadir,kanser ve diger genetik hastaliklar icin ozel tibbi calismalar yapmakta,mikro biyoloji laboratuvarlari tahsis etmektedir. Resulullahin(s.a.a.v.) dedikleri oldu,Hz.Selmani-Farsiye (r.a.) , bu dinin koruyuculari senin sulbunden (neslinden) gelecekdir ey Selman demisdi,oldu. Hz.Alinin (a.s.) bir meclisde "Acemleri asagilamak ve hor gormek isteyen Araplara , simdi boyle yapiyorsunuz ama gun gelecek sizin Acemleri davet ettiginiz gibi Onlar siz Araplari hakka davet edecekler" demisti oldu. (Ben bir fars deyilim ben Bir Turkum,Azeri Turkuyum ama Turklerin basini ceken Turkiyenin de hali ortada,kucumsemeye calisdiklari aslindaysa cok ama cok tepeden bakan Fars Iranin da.) Nitekim Arap dunyasi Vehhabi camuruna dusmus,batinin kuklasi olmustur. Gercekden simdiki Misir,Suudi Arapistan ve diger Arap liderlerini gordugumde sanki Emevi Halifelerini gorur gibi oluyorum. Her kesin kimin izinden gittigi o kadar belli ki. Allah bizleri Ehli-Beytin(a.s.) izinden ayirmasin.
Konunun disina cikmak istemezdim ama gercek su ki buyuk bir askla Hz.Mehdi(a.s.)nin zuhurunu beklemekteyim ve gercekten zuhur yaklasmistir. Resulullah(s.a.a.v) ve Ehli-Beytin(a.s.) buyurdugu alametlerin birer birer cikmaktadir. insAllah Mevlam Kum şehrinden cikip bayragi devralacktir. Ve Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktir.
Allaha emanet olun...
Ben Azeriyim,Azerbaycanda bakude yasiyorum ve aslen Karabagdanim (Su an Ermeni isgali altinda) Bundan yaklasik 8-9 sene onceydi.Cocuklugumdan beri Dini konulara merakli olmusumdur,hatta ailem ve cevrem hic dindar olmamasina ragmen (yani herkesin oldugu kadar sadece Muslumanim derlerdi ve evde bi kac tane okunmamis Kurani-Kerim vardi o kadar.) ben kendimi tanimaya basladigimdan beri hep sorgulamaya,yargilamaya yonelmis,insanlarin gunluk yasamlarindan farkli olarak bu dongunun icinde kaybolup gitmemeye hakikati bulmaya meyl etmisimdir. Hatirliyorum , elime bir kitap gecmisti, "Peygambere (s.a.a.v.) 40 Soru" isminde,bu kitabi buyuk bir sevkle okumusdum. 13-14 yaslarindaydim belki daha da kucukdum. Fakat ilerleyen zamanlarda kendi kendime bazi sorular sormaya basladim. Bu kadar hak oldugunu iddia eden din hatta hepsnin kollari olan meshepler var. Dinsizlik yani Ateizm var,bunun gibi bir cok akim var,Agnostizm Deizm-Teizm ve daha suruce akim,fikir,ideoloji ve s... Iste belki benim hayatimin donum noktasi bu sorgulamalar ve durtuler oldu. Belki de benim imtihanimin baslangiciydi bu. Ve kendime soz verdim hakki buluncaya ve hem Beyin hem de Kalben tatmin oluncaya kadar arastiracam. Burdaki en onemli nokta benim koru korune inanmayip objektiv bir arastirma icine girmem ve kesinlikle aile-cevre,toplumun genel ideolojisi,aile terbiyesi ve diger ic ve dis etkenlerden kisacasi mahalle baskisindan siyrilip kendi aklim ve yuregim cercevesinde olaylari yargilayip sorgulamakdi. Su an bile 46 yasindaki annem ve 55 yasindaki babam bile ne oyrenmisse dini , gelenek ve hurafelerle deyil gercek sifatiyla ne biliyorlarsa buna Allah beni vesile kildi diye dusunuyorum. Cunku elestirilerin ve soylenenlerin aksine ben annemin babamin ailemin cevremin etkisinde kalmadim aksine onlara bildikelrimden arastirdiklarimdan aktarmaya calistim. Her kes bilir,aile genellikle dinde cahil kalmis ve bi takim geleneklerle batil hurafelerle neredeyse dinden bi haber kalmislardir.
Kisacasi internetin olmadigi bir ortamda ne kadar arastira bilirim dedim kendime ve kisitli bir 3-4 sene gecti , Lise sondayken kirik kirik giden arastirmalarim buyuk bir boyut kazanmaya basladi. Soyle ki artik internet vardi,cocuk olmadigim icin rahatca istedigim kitaplari alip okuya biliyordum. Ilk zamanlar Ateist bazi sitelerden tezler,iddia ve yorumlar okudum sayfalarca. Hatta Islamla birlikde Yahudiliyi ve Hristiyanligi da derinden arastirmaya baslamistim. Hepsini hem dinsel hem de Bilimsel olarak okuyup irdelemeye calisiyordum. Incilleri okudum. Eski ve Yeni Ahitin nushalarini indirip okudum. Buddizm ve Hinduizm hakkinda yazilari okudum. Vel Hasil Kelam Islamda karar kilmisdim. Ozellikle Dinsiz kesimin ortaya attigi temelsiz ve onyargili butun tezlere cevap buluyordum. Bu konuda Harun yahya Ismiyle eserler yazan Adnan Oktarin kitaplari adeta ilac niteliginde idi. Sadece bugune kadar cevremde bile 100 lerce evet abartmiyorum 100 lerce tanidigimin inancsizlikdan bu eserler sayesinde Imana geldiginin bizzat sahidi oldum. Bir Sii olmama ragmen Islama buyuk bir hizmeti oldugunu dusunuyorum bu Ehlu-Sunnet alim Adeta Anti Islama karsi bilimsel bir savas acmis ve darmadagin etmisdir. Butun iddialari ve teorileri bilimsel olarak yerle bir etmis,akil ve mantiga hitab eden eserleriyle en sevdigim yazarlardan biri olmustur. Kendisi hakkinda cok buyuk propoganda ve karalama kampanyasi baslatilmasina ragmen ben herkes gibi medyanin oyununa gelmemeye karar verdim. Nitekim eserin sahibi deyil icerigi onemlidir. Ne yazik ki tarih boyu iyi isler yapan insanlar hep karalanmis ve cogunluk da bu karalamalara inanmistir. Ama Gunes balcikla sivanmaz. Benim icin bir yazarin ozel hayati,hatalari ya da ona soylenenler deyil sundugu eserler onemlidir tabi ben de bu kampanyalara aldanip onyargiya kapila bilirdim,zaten amac oydu,birine iftira atarsan artik onun hakkinda dedikodu yaranir,ates olmayan yerden duman cikmaz mantigina hizmet eden halk da hemen oyuna gelir ve yazdigi eseri sirf yazarin adindan dolayi acip okumaya bile tenezzul etmez. Ama ben hic bir zaman "azlik cokluga tabidir" mantigiyla yasamadim ve her seye objektiv ve tepeden bakmaya calisdim.
Dedigim gibi butun arastirmalarim neticesinde (1-2 sene gecmisti) hic bir toplum-aile-cevre tesirine dusmeden tamamen sifirdan baslayarak beni hem Zeka-Beyin hem de Akil-Duygu yani kalben tatmin eden gercegi bulmusdum. 1-2 aydir namaz bile kiliyordum ve Ehli-Sunnetin kildigi namazi icra ediyordum. Cunku ilk namaz kitapi elime gecince ordan kilmistim ve bu bir Ehli-Sunnet kitabiydi. Tabi bu arada Islamı mezhepler babinda arastirmamistim daha ve sona saklamistim bunu. Simdi kaybettigim gunlere yaniyorum gerci ama olsun,bu benim Kendimce Hidayete Giden Yoldaki adimlarimdi. Sonra bi zaman yani bu konuda material ararken cok sevdigim bi arkadasim (kendisiyle simdi de gorusuyorum ve verdigi kitapla bana vesile olmustur) Ferhat bana bi kitap verdi. Ferhat Azatla ikiz kardes olan Mahalleden arkadaslarimdir ve delikanli cocuklardir gercekden. Kitabin ismi beni cok etkilemisti gercekden. "Nasil Hidayet Oldum" . Yazari Ticani Semavi. Kitap o kadar guzel yazilmisti ki adeta sayfalari icime cekerek okuyordum. Bitirdigim zaman sakagimdan vurulmus gibiydim. Iste budur dedigim bir andi. Zaten olgun bir Musluman oldugum ilk anlardan yani namaz kilmaya ve Islamin icerigini Kurani ve Hadisleri bildigim ilk andan yuregimde buyuk bir Hz.Ali (a.s.) sevgisi vardi. Nasildir sebebi nedir bilmiyorum ama sanki onu gormusum sanki yaptiklarin kalbimde yasamisim gibi yanimdaymis gibi buyuk bir hayranlik ve sevgim vardi Emirelmuminine(a.s.). Hatta ilk baslar bilgi eksikliginden mecburen Sunni gorus sahibi olsam da (o ilk bi kac ayi) Malum turk kanallarindan duyduklarimla taniyordum sahabeleri yine de Hepsinden farkli bi Yeri Vardi Hz.Alinin (a.s.) bende.
Daha sora "Nasil Hidayet Oldum" eserinde adini duydugum bir kitapi bulmaya calisdim. Kitapin yazari da bi arastirma sonucunda hakki bulan Ticani Semavi kitabin bi yerinde soyle yazmisdi okuyanlar bilir: Seyyid Serafuddinin "El-Muracaat" eserini okudum...
Ticani Semavi bu kitapdan bahsetmis ve cok etkilendigini yazmisti. Ben de Bu kitapi bulup okudum ve gercekden soyledigi kadar varmis,karanliklari benim icin aydinlatan bir eser olmustu "El-Muracaat" Mektuplasma seklindeydi ve Misirdaki Sunni alimin kendisi gibi Alim olan Sii arkadasi Seyyid Serafuddine yazdigi mektuplar ve sorularina aldigi cevaplarin bir derlemesiydi kitap. Hatta eser su an tam yanimda ve "Islami Kultur ve Iliskiler Merkezi" isimli yayin evinden cikmis,turkce olarak 676 Sayfa.
Bu kitaplarin arkasindan okudugum en mukemmel eserlerden biri olan "Pesaver Gecelerini" okudum. Bence butun Ehlu-Sunnet eserlerini terazinin bir kosesine "Pesaver Gecelerini" diger kosesine koysaniz tek basina galip gelir.
Sonralar yavas yavas eserler almaya basladim,simdi odamda ki 500 Kusurluk kutuphanemin ve bilgisayarimdaki 100 lerce eserin mukaddemesiydi o donemler.
Ehli-Sunnetin 6 Sahihini aldim. Buhari , Muslim, Tirmizi , Ebu Davud,Ahmed-Hanbel , Ibn-Mace. 4 Meshep Sahibinin Hayatlari ve eserleriyle ilgili materiyaller elde etmeye calisdim Turkce ve Azerice olarak,nitekim benim icin hic farketmiyor biri ana dilim digeri de gordugunuz gibi ana dilim kadar vakif oldugum bir dil.
Yani kisacasi bu konuda da objektiv ve tarafsiz olarak her iki tarafin eserlerini okumaya karar vermisdim. Tabi gerceklerin gun gibi aydin olmasi bana yavas yavas belli olacakdi.
Ozellikle bu donemde bile Ateist,Hristiyan ve diger inanc ve akimlarin sitelerini takip etmekteydim. Ve cok onemli bir musahedem oldu,aslinda Ehli-Sunneti temsil eden Musluman kardeslerimin bazi durumlarda Ateistlerin iddialarina cevap veremediklerini ya da aciz kala bildiklerinin sahidi oldum. Aslinda Bilimsel olarak yanitlar zaten vardi,Materyalizmin kendinin dayandigi tezler Evrim olsun,Sonsuzlugun Big-Bangle yikilmasi olsun bilimsel olarak zaten yerlerde surunuyordu da ama adamlarin hakli olarak ortaya attigi Ehli-Sunnetin kendi kaynaklariydi.Nitekim bu kaynaklarda oyle hadisler , oyle olay ve hikayeler vardi ki ne yazik ozellikle Turkiyede Islami temsil eden Sunni kesim kendi kaynaklariyla sobeleniyorlardi. Halbuki ben butun bu iddia ve sorularin cevaplarini Ehli-Beyt kaynaklarinda cok rahat bulmus ve okumusdum. Butun iddia sahipleri bizim eser ve kaynaklarimiz karsisinda aciz ve zavalli olmustu benim gozumde. Zaten en basdan Resulullahdan(s.a.a.v.) sonra arka-arkaya gelen 12 Imamin(a.s.) bu kadar takvali,abid ve zahid,kendi devirlerinin en alimi olmasi bir tesaduf olamazdi. Aslinda bu yalnizca Şiiligi deyil direk olarak Islamı supheye yer birakmadan hakli cikartan bir sebep. Nitekim Dinsiz kesim nasil oluyor da cahiliye araplarindan bir anda Boyle bir Peygamberin(s.a.a.v.) ve ardindan da 12 (a.s.) Imamin gelisini hatta her sozleri kusursuz birer yol gosterici mucevher olan bu sahislarin bi anda boyle arka-arkaya gelisini nasil tesadufle acikliyorlar gercekden sasirilacak bir is. Kalbin kor olmasi bu olsa gerek. Yani Hadi Resulullah(s.a.a.v.) (Haşa) şair ne bileyim sahtekar (bu sozlerden Allaha siginirim) ama arkasindan gelen Hz.Ali(a.s.) gibi ilahi kelam ve belagat sahibi birisi o da mi tesaduf hadi o da tesaduf o da şair arka arkaya gelen 11 Imamin hepsimi ayni nesile denk gelen şair ve sahtekarlar. Yazik valla. Yani işin ozu belli olmaya başlamişdi benim icin. Boyle cahil ve geride kalmis bir toplumda aniden ve arka arkaya boyle bir Neslin cikmasi ustelik hepsinin ayni tebligi yapip bir-birlerinin zittina tek bir hukum vermemeleri tesaduf ya da şairlik olamazdi. Akil ve Mantik dişi olan bir şey varsa o da buydu benim icin.
Tabi benim Inancimin en buyuk hadde ulasmasi Kuranla birlikde Nehcul-Belagayi okumam,Hz.Alinin(a.s.) belki de yer yuzunde Kurandan v Resulullahin(s.a.a.v.) kelamlarinda sonra en buyuk eser olan Nehcul-Belagadir ki Hz.ALinin(a.s.) hutbelerinden olusur,o ilahi kelamlar tek basina birer iman delilleridir. Ve tabi ki imanimin daha da tekmillesmesi Hz.Hasan(a.s.) ve Hz.Huseyin(a.s.) mevlalarimin ve diger Ehli-Beyt(a.s.) Imamlarimin(a.s.) hayatlari,sozleri ve attiklari adimlar sayesinde olmustur. En onemlisi de Hz.Huseynin(a.s.) o Kerbela destani beni Huseyn Aşigi yapmistir. Gercekden hic bir maddeci zihniyetin ve de diger hic bir inancin aciklayamadigi,karsisinda aciz kaldigi bir olaydir Kerbela. Bir insan besikteki yavrusundan 14 yasindaki ogluna kadar butun yarenerini ve ailesini gozunu kirpmadan Allah yolunda kurban ediyorsa ve 30 binlik orduya karsi 72 kisiyle savasiyorsa bunun hic bir menfaat ve dunveyi istek gibi aciklamasi olamaz. Kerbela benim icin basli-basina bir mucize , bir delil , bir Huccetdir. Allah beni Hz.Huseynin(a.s.) aşiklarindan saysin... Amin...
Vel-Hasil-Kelam benim bu Hidayet yolculugum Allahin da izniyle nihayete ermistir. Haftalarca hatta aylarca neler cekdigimi bir Allah bilir,uykusuz kaldigim geceler,Seytanin kalbime dusurdugu Suphe ve Vesveseler,icimdeki Iman ve Kufrun savasindaki o kasirga,aslinda bu da buyuk bir mucize. Her insanin yureginde bir savas vardir,Hakkla Batilin savasi. Sadece bir cok insan tenbellikden,nefsi-isteklerden ya da taassup ve on yargidan dolayi gercegi bulamaz. Hatta ben Turkiyede yasayan ve dinsiz olan bir cok insani da anliyorum aslinda. Cunku toplumlarinda olmayan bir islam var ya da Adi Islam olan baska bir sistem. Resulullahin(s.a.a.v.) hadislerini Emevi ve Abbasilerin saray alimleri yerine , direk Imamlarin(a.s.) dilinden duyup dusunselerdi buyuk bir ihtimalle zelalet ve delalete ugramazlardi. Ama ne yazik ki Siyaset ve Dini kullanmak hep olmustur ve hep olacaktir. Aslinda Turkiyenin hatta Dunyanin su an icinde bulundugu durumun sorumlusu bu gunku siyasetciler kadar 14 asir onceki siyasetcilerdir de. Resulullahinin(s.a.a.v.) vasiyetine engel olanlar,Hz.ALiyi(a.s.) 25 yil gozunde cop kalmiscasina hakkindan mahrum edenler,Hilafetin gercek sahibi olan ve Allhin sectigi Masum rehberler olan Imamlari (a.s.) hukumet ve siyaset ugruna haklarindan mahrum birakanlar bu gunun dunyasindan da sorumludurlar. Asri-Saadet dedikleri aslinda Asri-Zalalet,Asri-Zulum,Asri-Gaflet olmustur. Eger kendi icimizdekiler "Bakin bati nasil gelisiyor,siz yobazsiniz" diyorlarsa bunda en buyuk pay o siyasetperestlerindir. Nitekim yemekten once elini yikamayi bile bizden,Dogudan oyrenen Bati bizim ilmimizden bizim potansiyelimizden istifade edip gelisirken,Islam Ummeti kendi arasinda kavga etmekden siyaset yapmaktan , gelismeye firsat bulamamistir. Onun icindir ki Iran gibi sirtini sadece Islama , Kuran ve Ehli-Beyte(a.s.) yaslamis bir devlet iyisiyle kotusuyle,dogrusuyla yanlisiyla zalime bas eymemekte ve dik durmaktadir,30 yillik Ambargoya ragmen butun ihtiyaclarini kendisi ithal edip uretmektedir. Turkiye hala bas ortusu,laiklik,sag-sol kavgasi yaparken , Iran bu isleri cokdan asmis ve Batiya kukla deyil Bela olmustur,meydan okumaktadir. Butun teknolojisini,silahlarini,kendisi kendi pazari hesabina uretmekte ya da almaktadir. Birak yemegi icmeyi,kendi roketini,donanmasini,hava , su ve kara gemilerini kendisi uretmektedir. Atom ve Nukleer alanda dunyanin sayili ulkelerinden birine cevrilmektedir. Kendi uydusunu uretip uzaya gondermektedir ve bi kac gun once okudugum haberde artik Astronot gondermeye hazirlandiklari , o duzeye geldikleri yazmaktadir,kanser ve diger genetik hastaliklar icin ozel tibbi calismalar yapmakta,mikro biyoloji laboratuvarlari tahsis etmektedir. Resulullahin(s.a.a.v.) dedikleri oldu,Hz.Selmani-Farsiye (r.a.) , bu dinin koruyuculari senin sulbunden (neslinden) gelecekdir ey Selman demisdi,oldu. Hz.Alinin (a.s.) bir meclisde "Acemleri asagilamak ve hor gormek isteyen Araplara , simdi boyle yapiyorsunuz ama gun gelecek sizin Acemleri davet ettiginiz gibi Onlar siz Araplari hakka davet edecekler" demisti oldu. (Ben bir fars deyilim ben Bir Turkum,Azeri Turkuyum ama Turklerin basini ceken Turkiyenin de hali ortada,kucumsemeye calisdiklari aslindaysa cok ama cok tepeden bakan Fars Iranin da.) Nitekim Arap dunyasi Vehhabi camuruna dusmus,batinin kuklasi olmustur. Gercekden simdiki Misir,Suudi Arapistan ve diger Arap liderlerini gordugumde sanki Emevi Halifelerini gorur gibi oluyorum. Her kesin kimin izinden gittigi o kadar belli ki. Allah bizleri Ehli-Beytin(a.s.) izinden ayirmasin.
Konunun disina cikmak istemezdim ama gercek su ki buyuk bir askla Hz.Mehdi(a.s.)nin zuhurunu beklemekteyim ve gercekten zuhur yaklasmistir. Resulullah(s.a.a.v) ve Ehli-Beytin(a.s.) buyurdugu alametlerin birer birer cikmaktadir. insAllah Mevlam Kum şehrinden cikip bayragi devralacktir. Ve Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktir.
Allaha emanet olun...
Yorum