Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

sahabe dosyası2

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    sahabe dosyası2

    Bence abı hayat kardeşi yanlış anladın

    Yorum


      #17
      sahabe dosyası2

      Elmeddin kardeşimizin büyük emekler vererek Delilli belgeli paylaşımlarına yorum ve soru katarak bence sekte vuruyorsunuz arkadaşlar.. konunun bütünlüğünü ve okunurluğunu düşürüyorsunzu farkında olmadan...
      münazara bölümünde gerektiği zaman başlık açarak istediğiniz soruları sorun ama bu tür başlıklarda lütfen araya girmemeye çalışın..

      teşekkürler
      Allah, geçimsiz efendileri olan bir adamla, yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Övülmek Allah içindir, fakat çoğu bilmezler. (Zümer 27)

      Yorum


        #18
        sahabe dosyası2

        ehli sünnet kardeşlerimiz ve nasibiler Cemel ve Sıffın savaşlarında Aişe, Talha, Zübeyr, Muaviye, Amr b. As, Mervan b. Hakem gibi sahabelerin l.a imam Ali a.s ile savaşmalarının, imama a.s isyan etmelerinin sebebi olarak “Osmanın kanı”nı belirtirler. Ancak bizzat ehli sünnet kaynaklarında da incelediğimiz üzere Osman b. Affana karşı insanları ayaklandıranlar bu şahısların kendileri idi. Onların imama a.s karşı isyan başlatmalarının nedeni Osmanın kanı olamaz çünkü Osmanın katilleri bu şahıslar kendileri idi. Biz burada inşaAllah bu şahısların isyan etmelerinin sebebini kendi sözlerinden öğrenmeğe çalışacağız. ilk olarak Aişe:

        Hz. Âişe «Neler oldu Medine’de?» diye sorunca Ubeyd: «Osman öldürüldü» diye cevap verir. Hz. Âişe: «Peki ondan sonra ne yaptılar?» diye sorar. Ubeyd bu soruya: «Hz. Ali’ye bey’at etmek üzere birleştiler» diye cevap verir. Hz. Âişe bunun üzerine: «Senin bu bahsettiğin adama bey’at edileceğine keşke gökyüzü yerin üzerine çöküp düşseydi. Beni geri çeviriniz, geri çeviriniz.» demiş ve Mekke’ye geri dönmüştü. Hz. Âişe şöyle diyordu: «Vallahi Osman mazlum olarak katledildi ve ben onun kanını mutlaka arayacağım.» Ubeyd ona: «Neden kanını arıyorsun? İlk defa Osman’ın yanlış uygulamalara giriştiğini ve yoldan inhiraf ettiğini söyleyen ye «Şu yaşlıyı öldürünüz, o küfretti.» diyen sen değil miydin?» diye sorunca, Hz. Âişe: «Onlar Osman’ın tevbe etmesini istediler, b da tevbe etti; fa­kat arkasından dönüp öldürdüler. Ben bunları söylemiştim ,onlar da aynı şeyleri söylemişlerdi, ancak benim sonradan söylediğim sözlerim ilk defa söylediklerimden daha doğru ve hayırlıdır.» diye karşılık verir.

        ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/ 189-192


        Aişe ile Ubeyd arasında geçen bu konuşmadan da görüleceği gibi onu "Osmanın kanını almaya" sevk eden tek şey imama a.s biat edilmesi idi. Aişe Talha ve Zübeyr ile birlikte Basraya vardığında imamın a.s Basra valisi, sahabe Osman b. Huneyf r.a ile aralarında geçen konuşma da bunu açıkca teyid ediyor. Bu konuşma onların "Osmanın kanı" için değil hilafet sevdası ile isyan ettiklerini çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor:

        Hz. Âişe’nin Basra’ya vardığı sırada Basra valisi Osman b. Huneyf idi. Osman, Hz. Âişe ve yanındakilere: «Bu arkadaşınıza neden karşı gelip intikam almak istiyorsunuz?» diye sormuş, onlar da şöyle cevap vermişlerdi: «Biz onu hilâfete bizden daha lâyık biri olarak görmüyoruz. O kendi yaptığını kendi adına ve kendisi için yapmıştır.» Bunun üzerine Osman şöyle demişti: «Bu adam beni buraya vali olarak tayin etmiştir. Ben de sizin gelişinizi ve bu gelişin sebebini ona bir mektupla bildirip sadece burada müslümanlara namaz kıldırmakla yetineceğim.»

        ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/209-226


        Onlar bu sözleri ile sadece hilafet için isyan ettiklerini değil insanları imama a.s karşı kışkırtmaya çalıştıklarını da ortaya koyuyor. Aişenin Zeyd b. Sühana r.a yazdığı mektup da bunun bir başka delilidir:

        Hz. Âişe ile Talha ve Zübeyr Basra’ya yaklaştıklarında Hz. Âişe Zeyd b. Sûhân’a mektup yazarak şöyle der: «Müminlerin annesi ve Rasûlullahın s.a.a sevgili eşi Âişe’den samimî ve sadık oğlu Zeyd b. Sûhân’a… Bu mektubum sana ulaştığında yanmdakilerle birlikte gel vo bize yardım et. Bize böyle bir yardımda bulunmayacak olursan insanlara Hz. Ali’ye yardım etmemeleri konusunda teşvikte bulun.» Zeyd b. Sûhân da Hz. Âişe’ye şöyle cevap yazar: «Emmâ baadu… Ben senin samîmi ve sadık oğlunum. Sen bu işten vaz geçip de kendi evine dönersen ne âlâ; eğer böyle davranmayacak olursan ilk defa sana karşı çıkan ben olacağım.»

        Zeyd b. Sûhân şöyle anlatır: «Allah müminlerin anası Hz. Âişe’ye rahmet eylesin! Ona kendi evine kapanıp oturması, bize de savaşmak emredilmişti. O kendisine verilen bu emri dinlememiş, bizi savaşa teşvik ederek kendisine emredilmediği halde çarpışmaya girişmiş ve bizi de bu işten alıkoymuştu.»

        ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/209-226


        Aişenin yazdığı mektuptaki "insanları Hz. Aliye yardım etmemeleri konusunda teşvikte bulun" sözüde onların Osmanın kanı için değil hilafet sevdasından dolayı isyan ettiklerini ortaya koyuyor. Onlar ve kendileri gibi Ehli Beyte a.s kin besleyen sahabeler sadece hilafet ve saltanat için çarpışıyorlardı. İmam a.s hilafeti gasp edenlere karşı defalarca delillerni ortaya koymuş ve kendisinin halife olduğunu, bu makama Rasulullah s.a.a tarafından tayin edildiğini söylemiştir. Ama bu onları saltanat ve hükümdarlık sevdasından ayırmamış, aksine imamı a.s hükümdarlık ve taht düşkünlüğü ile suçlamışlardı. imam a.s Şura günündeki kendisine bu konuda söylenenleri şöyle bildiriyor:

        Birisi (Sad b. Ebi Vakkas) bana: "Ey Ebu Talib’in oğlu, sen bu işte (hilafet konusunda) çok hırslısın!" dedi. Ben dedim ki: "Hayır, vallahi ona (veya Resululah’a) uzak olduğunuz halde siz daha hırslısınız. Ben ise ona daha layık ve daha yakınım. Ben hakkımı aradım, siz benimle onun arasına girdiniz (engel oldunuz) ve ondan dolayı benim yüzüme vurdunuz."

        Onu orada bulanların önünde delil gösterdiğimde şaşırdı da, bana ne cevap vereceğini bilemez hale geldi.

        Allah’ım Kureyş’e ve ona yardım edenlere karşı bana yardım et, onlar akrabalık bağımı kestiler, büyük olan makamımı küçülttüler. Bana ait olan iş (hilafet) için karşımda birleştiler. Sonra, "hakkı alman da var, hakkı terk etmen de." dediler, (bir yerde "hilafeti alman haktır." dediler, bir yerde de "terk etmen…&quot

        Nehcul Belağa, 172-ci hutbe


        Sad b. Ebu Vakkasın söylediği sözlerin aynısını Osman muhasara altında olduğunda Mervan b. Hakem l.a de imama a.s söylemişti:

        Hz. Ali, Talha ve Zübeyr gelerek Hz. Osman’ı ziyaret ederler ve basma gelenlerden dolayı «Geçmiş olsun» derler ve bu olayın nasıl hallolunması gerektiğini onunla konuşurlar. Bu sırada aralarında Mervân b. el-Hakem’in de bulunduğu Ümeyyelilerden bir grup Hz. Osman’ın yanında bulunuyorlardı. Bu Emevîlerin hepsi Hz. Ali’ye şöyle demişlerdi: «Bizi helak ettin ve bu tuzakları sen hazırladın. Vallahi ulaşmak istediğin hedefe vardığında bu dünyayı senin başına yıkacağız!»

        ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/159-174


        kısacası onların istedikleri sadece hilafet idi. Osmanın kanı ise sadece buna bahane idi. Zira insanları Osmana karşı kışkırtan, ayaklandıran onların kendileriydiler. Hilafeti ele geçirmek, saltanat sahibi olmak isteyen bu kimseler her şeye, hatta Rasulullahın s.a.a "Allahım Aliye düşman olanlara düşman ol" şeklinde dua etmesini kulakları ile duymasına rağmen imamı a.s öldürmeyi de göze almışlardı:

        Talha ve Zübeyr Basra’da ikamet edince Basra halkı kendilerine bey’at etmişlerdi. Bu bey’atm tamamlanması üzerine Zübeyr: «Buraya varmadan önceki günün sabahında veya akşamında Ali’yi öldürmeğe benimle birlikte gelecek bin atlı yok mudur?» demiş, fakat onun bu sözüne hiç kimse cevap vermemişti.

        ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/209-226


        isyancıların kendilerinin bizzat söylediği gibi onların isyan etmekte ki, tek maksatları saltanat idi başka bir şey değil. "Osmanın kanı" ise sadece bahane idi. yoksa Osmanın katili olan bu kimseler neden Osmanın kanını arıyorlardı ki?

        kaynak: Velayet

        Yorum


          #19
          sahabe dosyası2

          bilindiği gibi ehli sünnete ve nasibilere göre sahabeler hepsi adil, dürüst, imanlı kimseler olarak görür ve onların yaptığı tüm suç ve çirkinlikleri "Rasulullahın s.a.a sahabesi" adı ile gizlemeğe, örtmeğe çalışırlar. sahabelerin karşı-karşıya gelip bir-birine kılıç çekmesi, bir-birini katl etmesini de bir vesile ile geçiştimrğe çalışırlar. böyle olaylardan birisi Osman b. Affanın öldürülmesi olayıdır. ehli sünnet ve nasibiler bu olayın "harici" adlandırdıkları bir gurup tarafından hayata geçirildiğini yada ibni Sebe adlı hayal kahramanının değişik bölgelerdeki (Mısır, Kufe ve diğer bölgeler) tüm insanları aynı anda ve çok kısa zamanda organize ederek Osman aleyhine kışkırttığını idda ederler. biz inşaAllah burada Osman b. Affanın katilleri, bu isyana kimlerin öncülük ettiği gibi bazı konuları aydınlatmaya çalışacağız. şimdi bu isyana katılan ve isyanı organize etmiş olan büyük sahabeleri aktarıyoruz. ilk önce Mısırlıları isyana kaldırmış olan sahabe ibni Udeys:

          عبد الرحمن بن عديس أبو محمد البلوي، له صحبة، وبايع تحت الشجرة، وله رواية، سكن مصر، وكان ممن خرج على عثمان وسار إلى قتاله، نسأل الله العافية، ثم ظفر به معاوية فسجنه بفلسطين في جماعة، ثم هرب من السجن، فأدركوه بجبل لبنان فقتل، ولما أدركوه قال لمن قتله: ويحك اتق الله في دمي، فإني من أصحاب الشجرة، فقال: الشجر بالجبل كثير، وقتله.

          قال ابن يونس: كان رئيس الخيل التي سارت من مصر إلى عثمان.

          وعن محمد بن يحيى الذهلي قال: لا يحل أن يحدث عنه بشيء، هو رأس الفتنة.

          Abdurrahman b. Udeys Ebu Muhammed el Belevi: Sahabedir, Ağaç (Rıdvan biati) altında biat edenlerdendir. Rivayeti vardır. Mısrda yaşamışdı. Osmanın aleyhine çıkmış ve onun katillerinden olmuştur. Allahdan afiyet diliyoruz. Sonra Muaviye onu ele geçirip Filistinde haps etmişti. hapisten kaçsada onu Lübnan dağında ele geçirerek katl ettiler. ele geçirildiğinde kendi katiline "vah sana! Allahtan kork, kanımı akıtma! ben ağaç altında biat edenlerdenim" demişti. katilide cevaben "dağlarda o kadar ağaç var ki" demiş ve onu öldürmüştü.

          ibni Yunus dedi: Mısırdan Osman aleyhine isyan edenlerin reisi idi.
          Muhammed b. Yahya ez-Zühli dedi: Ondan rivayet etmek doğru değil, O fitnenin başıdır.

          Zehebi, "Tarihul-İslam", sayfa 464
          ibni Esir, "el Kamil fi Tarih", 3/159-174


          bundan başka, Osmana karşı insanları isyana teşvik eden kimselerin başında müminlerin annesi Aişe b. Ebu Bekir de vardı. Aişenin Osman hakkında neler söylediğini inceleyelim:

          Hz. Âişe «Neler oldu Medine’de?» diye sorunca Ubeyd: «Osman öldürüldü» diye cevap verir. Hz. Âişe: «Peki ondan sonra ne yaptılar?» diye sorar. Ubeyd bu soruya: «Hz. Ali’ye bey’at etmek üzere birleştiler» diye cevap verir. Hz. Âişe bunun üzerine: «Senin bu bahsettiğin adama bey’at edileceğine keşke gökyüzü yerin üzerine çöküp düşseydi. Beni geri çeviriniz, geri çeviriniz.» demiş ve Mekke’ye geri dönmüştü. Hz. Âişe şöyle diyordu: «Vallahi Osman mazlum olarak katledildi ve ben onun kanını mutlaka arayacağım.» Ubeyd ona: «Neden kanını arıyorsun? İlk defa Osman’ın yanlış uygulamalara giriştiğini ve yoldan inhiraf ettiğini söyleyen ye «Şu yaşlıyı öldürünüz, o küfretti.» diyen sen değil miydin?» diye sorunca, Hz. Âişe: «Onlar Osman’ın tevbe etmesini istediler, b da tevbe etti; fakat arkasından dönüp öldürdüler. Ben bunları söylemiştim ,onlar da aynı şeyleri söylemişlerdi, ancak benim sonradan söylediğim sözlerim ilk defa söylediklerimden daha doğru ve hayırlıdır.» diye karşılık verir.

          ibni Esir, "el Kamil fi Tarih", 3/209-226


          görüldüğü gibi Aişe halkı Osmana karşı kışkırtmış, ama Osman öldürülünce imama a.s biat edildiği için Osmanın kanını aramaya başlamıştır. bu şekil davranan sadece Aişe değil, Talhada aynısını yapmıştı. Osmana karşı insanları ayaklandırmış daha sonra ise imama a.s biat edildiği için isyan kaldırmıştı. Talha Mısırdan gelip Osmanın öldüren isyancıların başı olan ibni Udeys ile ve diğerleri ile iş birliği yapıyordu:

          Abdullah b. Abbâs b. Ebî Rebî’a şöyle anlatır: «Muhasara günlerinden birinde Hz. Osman’ın yanma gittim. Beni elimden tutup kapısınm arkasından bana bazı şeyleri işittirdi. Onlardan bazıları: «Ne diye bekleyip duruyorsunuz?», bazıları da: «Bekleyin, o şu anda gelmek üzeredir» diyorlardı. Biz bu şekilde Hz. Osman ile birlikte kapmın arkasında duruyorken Talha geldi ve şöyle deyiverdi: «İbn Udeys nerede?» İbn Udeys Talha’nın yanına varıp bazı şeyler konuştular ve İbn Udeys geri döndüğünde arkadaşlarına şöyle dedi: «Osman’ın yanına hiç kimseyi sokmayın ve evden çıkmak isteyenlere asla müsaade etmeyin.» Bu sözler üzerine Hz. Osman bana: «İşte Talha’nın yaptıkları bunlardır. Allah’ım, Talha’nın yaptıklarından sadece sana sığınırım. O bu adamları getirip evimin önüne yığdı ve onları aleyhime kışkırttı. Allah’tan kendisinin de böyle bir şeye duacı olmasını ve kanının dökülmesini niyaz ederim.»

          ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/159-174


          ne gariptir ki, Osmana karşı insanları ayaklandıran bu kimseler daha sonra Hz. imamdan a.s Osmanın kanını talep etmeğe başladılar. gerçektende bu şaşılacak iştir. hem adamı kendin öldür hemde kanını başkasından talep et. sonraları Muaviye saflarında imama a.s karşı savaşmış olan Amr b. As da aynı şekilde Osmana karşı insanları ayaklandırmıştır. bunu Amr b. As bizzat kendisi söylemiştir:

          Hutbe esnasında mescidin bir kenarında oturan Amr b. el-Âs «Allah’tan kork ey Osman! Sen bir sürü günah yüklendin, biz de seninle birlikte o günahlara katıldık. Allah’a tevbe et ve Allah’a dön» diye seslenince Hz. Osman: «Demek sen buradasın ha ey Nâbigâ’nm oğlu! Seni gö­revden aldığım günden beri kaşınıp duruyorsun. Senin cübben bitlerle doludur» der, fakat mescidin öbür tarafından bir ses daha: «Allah’a tevbe et» diye bağırınca Hz. Osman ellerini kaldırıp: «Allah’ım, ben sana ilk tevbe edenlerden biriyim!» der.

          Amr b. el-Âs bu olaydan sonra Filistin’deki yerine çekip gider. 0 şöyle derdi: «Vallahi dağ başlarında gördüğüm çobanlara varıncaya kadar herkesi Osman’ın aleyhinde kışkırtıp duruyordum.»

          Sonra Hz. Ali, Talha ve Zübeyr’e uğrayarak onları Hz. Osman’ın aleyhinde kışkırtır.

          Amr b. el-Âs Filistin’deki köşkünde oğulları Muhammed ve Abdullah ile birlikte otururken Seleme b. Ravh el-Cüzâmî de yanlarında bulunduğu bir sırada Medine’den bir atlının gelip kendilerine uğradığını görürler. Amr b. el-Âs ona Hz. Osman’ın durumunu sorunca şu anda isyancılar tarafından muhasara altına alındığını söyler. Amr ona şöyle der: «Bana «Abdullah’ın babası» derler. Dağlama şişi daha ateşin içinde iken deve ........ (ahlaklı, imam, müçtehid bir sahabenin ağzından çıkan sözü buraya aktaramıyorum) başlar.» Daha sonra Medine’den bir başka adam gelip geçerken ona durumu sorduğunda Hz. Osman’ın şehit edildiği haberini verir. Amr şöyle der: «Bana «Abdullah’ın babası» derler. Eğer ben bir yarayı kaşıyacak olursam mutlaka onu azdırırım.» Seleme b. Ravh ona şöyle der: «Ey Kureyşliler! Sizinle Araplar arasında bir kapı vardı, onu da vurup kırdınız.» Amr ona cevaben: «Biz hakkı batılın kenarından sıyırıp çıkarmayı istedik ki insanlar tümüyle hak içinde olsunlar.»

          ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/159-174


          tüm bunlara rağmen Amr b. As Osmanın kanını talep edenlerdendi. insanları Osmana karşı kışkırttı ama daha sonra Osmanın kanını imamdan a.s talep etti. Muaviye b. Ebu Sufyan insanları Osmana karşı kışkırtmamasına rağmen Osman ondan kendisine yardım göndermesini istediğinde yardım göndermedi. bu konuda ibni Esir şunu aktarıyor:

          Mısırlılar Hz. Osman’ı muhasara altına alır, bu arada Hz. Osman da Muâviye ve İbn Âmir’e ve diğer bölge valilerine mektuplar gönderip onlardan acele asker göndermelerini ister. Muâviye bu konuda biraz duraksamış, fakat Hâlid b, Abdullah el-Kasrî’nin dedesi Yezîd b. Esed el-Kasri Şâm halkından bazı kimseleri yanına alarak büyük bir kitleyle birlikte Hz. Osman’a yardım etmek üzere yola koyulmuştu. Bu gelen askerler Vâdi’l-Kurâ bölgesine ulaştığında Hz. Osman’ın şehit edildiği haberini duymuş ve geri dönmüşlerdi.

          ibni Esir, "el Kamil fit Tarih", 3/174-187


          görüldüğü gibi, Muaviye Osmana yardım göndermemişti ama imam Aliye a.s karşı tüm Şam ordusunu seferber etmişti. acaba Osmana yardım göndermeyen Muaviye neden imam Aliden a.s Osmanın kanını talep ediyordu?

          kaynak: Velayet

          Yorum


            #20
            sahabe dosyası2

            evet değerli okuyucularımız, sizlere nasibilerin kendi kaynaklarından inançlarını ve değerli, faziletli gördükleri kimseleri -ki, aslında bunlar imam Alinin a.s düşmanlarıdır- aktarmaya devam ediyoruz. şimdi burada kaynaklarını üzerine bina ettikleri, esas aldıkları Ali a.s düşmanlarının itiraflarını aktaracağız. ehli sünnet kardeşlerimizin ve nasibilerin büyük imam olarak gördükleri Malik b. Enes “Muvatta” adlı kitabında şu rivayeti aktarıyor:

            وحدثني عن مالك عن أبي النضر مولى عمر بن عبيد الله أنه بلغه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لشهداء أحد هؤلاء أشهد عليهم فقال أبو بكر الصديق ألسنا يا رسول الله بإخوانهم أسلمنا كما أسلموا وجاهدنا كما جاهدوا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم بلى ولكن لا أدري ما تحدثون بعدي فبكى أبو بكر ثم بكى ثم قال أئنا لكائنون بعدك

            Ömen b. Ubeydullah’ın azatlısı Ebû Nadr’dan: Resûlullah s.a.v Uhud şehitleri için: «Bunların imanla amel ettiklerine ben şahidim» buyurunca Ebu Bekir: «Biz onların arkadaşları değilmiyiz ya Resûlallah? Onlar gibi biz de müslüman olduk, onların cihat ettiği gibi biz de ettik» dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: «Evet yaptınız ama, benden sonra ne bidatler çıkaracağınızı bilmiyorum» buyurdu. Bu söz üzerine Ebû Bekr ağladı, sonra da: «Senden sonra biz öyle mi olacağız?» dedi.

            Malik, "Muvatta", Cihad kitabı, hadis 1004


            onların çıkardığı bidatlerin ve yaptıkları ihanetlerin bazılarını zilerle paylaşmıştık. Rasulullaha s.a.a suikast düzenlemeleri, Rasulullaha s.a.a "sayıklıyor" diye iftira atmaları, Rasulullahın s.a.a imam Aliyi a.s halife tayin etmesine rağmen hilafeti gasp etmeleri, Hz. Fatımayı s.a incitmeleri bunlardan sadece bir kaç örnektir. biz inşaAllah bu konularda yaptığımız araştırmaları, ele geçirdiğimiz belgeleri siz değerli kardeşlerimizle paylaşmaya deva edeceğiz. şimdi Rasulullahın s.a.a haber verdiği bidatler hakkında sahabeden olan Berra b. Azibin itirafını görelim:

            [img width=700 height=525]http://velayet.files.wordpress.com/2011/02/sahabe_bidat.jpg[/img]

            kaynak: Velayet

            Yorum


              #21
              sahabe dosyası2

              sünnilerin "Kuran ve Sünnet" uğruna çalışmış, ömrünü bu yolda harcamış biri olarak gördükleri Kureyşin 2-ci kralı Ömer b. Hattabın Kuranın aksine fetva vermesinin belgesini sizinle paylaşıyoruz dğerli okuyucularımız. Allahın Kuranda şöyle buyuruyor: "Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır" Ahzab suresi 36-cı ayet

              şimdi konuyu incelemeye başlıyoruz. önce Allahın kitabından bir hükmü aktaralım sonrada Ömer b. Hattabın bu hükme nasıl muhalefet ettiğini. Allah c.c Kuranda teyemmüm ile ilgili olarak şöyle buyuruyor: "Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin)" Maide suresi 6-cı ayet

              görüldüğü gibi ayet açıkca su bulunmadığında ve benzeri bir kaç durumda teyemmümü emr ediyor ama bakalım sahabe, adil müçtehid, halife Ömer b. Hattab bu ayet karşısında hangi fetvayı veriyor:

              112- (…) Bana Abdullah b. Hâşiftı el-Abdî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya yani İbni Saîd el-Kâttan, Şu’be’den rivayet etti. Demiş ki bana Hakem Zerr’den o da Said b. Abdirrahman b. Ebzâdan, o da babasından naklen rivayet etti ki, bir adam Ömer’e gelerek: "Ben cünüb oldum da su bulamadım", demiş. Ömer: "Namaz kılma", cevabını vermiş. Bunun üzerine Ammar: “Hatirlarmisın ya Emirelmüminin! Hani senle ben bir seriyyedeydik ve ikimizde cünüb olmuş fakat su bulamamıştık, sen namaz kılmamıştın ama ben toprakda yuvarlanarak namazımı kılmıştım da Peygamber s.a.a: «Sana sadece ellerini yere vurman, sonra üfürerek onlarla yüzüne ve kollarına mesh etmen yeterdi.» buyurmuştu, demiş. Bunun Üzerine Ömer: «Allahtan kork ya Ammâr» demiş Ammâr: İstersen bunu hiç söylemiyeyim mukabelesinde bulunmuş.

              Hakem diyor ki: Bu hadîsi bana İbni Abdirrahman b. Ebza da babasından Zerr’in hadisi gibi rivayet etti. (Dedi M): Bana Seleme de Zerr’den naklen Hakem’in zikrettiği bu isnadla rivayet etti. Ömer: (Ammâr’a): «Üzerine aldığın mesuliyeti sana bırakıyoruz» demiş.

              Buhari, "es Sahih", Temizlik, Teyemmüm babı, hadis 5
              Müslim, "es Sahih", Hayz kitabı, hadis hadis 112


              görüldüğü gibi adil sahabe Kuranın aksine hüküm vermekle kalmıyor kendisine hatırlatma yapan Hz. Ammara r.a "Allahtan kork" diye karşılık veriyor. çok garip, Allahın koyduğu hükme muhalefet ettiğinden dolayı korkması gereken kendisi olduğu halde Hz. Ammarı r.a uyarıyor.

              Yorum


                #22
                sahabe dosyası2

                ehli sünnet kardeşlerimizin ve nasibilerin ilk halife ve ümmetten en üstün kişi olarak gördükleri Ebu Bekir hakkında bir çok hadis uydurulmuş ve bazı hadislerin de yardımı ile ayetler onun hakkında tefsir edilmeye çalışılmıştır. oysa Ebu Bekirin kızı, Rasulullahın s.a.a zevcesi, müminlerin annesi ve ehli sünnet ile nasibilerin müçtehidesi Aişe b. Ebu Bekir Nur suresindeki ifk olayı ile ilgili ayetler istisna aileleri hakkında Kuranda hiç bir ayetin inmediğini söylüyor. hadisi görelim hemen:

                حدثنا موسى بن إسماعيل حدثنا أبو عوانة عن أبي بشر عن يوسف بن ماهك قال كان مروان على الحجاز استعمله معاوية فخطب فجعل يذكر يزيد بن معاوية لكي يبايع له بعد أبيه فقال له عبد الرحمن بن أبي بكر شيئا فقال خذوه فدخل بيت عائشة فلم يقدروا فقال مروان إن هذا الذي أنزل الله فيه والذي قال لوالديه أف لكما أتعدانني فقالت عائشة من وراء الحجاب ما أنزل الله فينا شيئا من القرآن إلا أن الله أنزل عذري

                Yûsuf ibnu Mâhek şöyle demiştir: Mervân ibnu’l-Hakem, Hicaz üzerinde vâlî idi. Onu Muâviye Medine’ye vâlî yapmıştı. (Muâviye’den aldığı bir mektûb üzerine) bir gün hutbe yaptı, hutbede Muâviye’nin oğlu Yezîd’e babasından sonra bey’at olunması için Yezîd’i zikretmeye (yânî onu propaganda etmeye) başladı. Bnun üzerine Ebû Bekr’in oğlu Abdurrahmân, Mervân’a karşılık verip birtakım sözler söyledi. Vâlî de adamlarına: Onu yakalayın, diye emretti. Abdurrahmân da Âişe’nin evine girdi. Me’murlar (Âişe’ye hurmeten) onu dışarı çıkarmaya ve yakalamaya muktedir olmadılar. Bu sırada Mervân: Şübhesiz bu Abdurrahmân, Allah’ın kendisi hakkında "Ana ve babasına: ‘Öff size, benden evvel nice nice nesiller gelip geçtiği hâlde beni (diriltip mezardan) çıkarılacağımla mı tehdîd ediyorsunuz!…" âyetini indirdiği kimsedir, dedi. Bnun üzerine Âişe, perde arkasından Mervân’a: "Allah bizim hakkımızda (yânî Ebû Bekr hanedanı hakkında) benim berâetimi bildiren âyetlerden başka, Kur’ân’da hiçbir âyet indirmedi", sözleriyle karşıladı

                Sahihi Buhari, Tefsir kitabı, Ahkaf suresinin tefsiri


                gördüğünüzgibi hadiste 2 kısmı işaretledim. birincisi Ebu bekirin oğlunun sözleri ki, bunu Buhari sansürlemiştir. inşaAllah "ehli sünnet alimlerinin hadisleri sansürlemesi" bölümünde bunu ele alacağız şimdlik ise konumuza dönelim. hadisten açıkca anlaşıldığı gibi müminlerin annesi Aişe Kuranda kendisinin beraatini bildiren ayetler istisna Ebu bekir hanedanı hakkında hiç bir ayet inmediğini söylüyor.

                Yorum


                  #23
                  sahabe dosyası2

                  ehli sünnet kardeşlerimizin ve nasibilerin adil, müçtehid, sahabe, komutan olarak tandığı kimselerden birisi de halife Osman b. Affanın katili olan Amr b. el Asdır. onların nezdinde büyük sahabe ve bir o kadarda büyük fatih ve komutandır. şimdi ehli sünnetin kendi kitabından bu fatihin canını kurtarmak için nasıl utanmadan, şerefini satarak avretini açtığını göstereceğiz:
                  bu İran yapımı olan "imam Ali a.s" adlı filimden bir parçadır. bu yayınlandığında baazı sünniler uydurma olduğunu ve her zamanki gibi Şiilerin ashaba iftirası olduğunu söylediler. ama şimdi birde bunu ehli sünnet kaynaklarından görelim:

                  Hz. Ali, şöyle seslenmişti: «Ey Muaviye, sen karşıma çık, Araplar benimle senin aranda yok olup gitmesinler, telef olmasınlar.» Hz. Ali’nin bu çağrısı üzerine Amr b. As, Muaviye’ye: «Haydi fırsatı değerlendir. Şu dört adamı öldürdüğü için Ali artık yorulmuştur.» deyince Muaviye, ona şu karşılığı verdi: «Vallahi biliyorsun ki Ali, asla yenilmez. Sen benden sonra halifeliği ele geçirmek amacıyla öldürülmemi istiyorsun. Haydi çek git buradan. Benim gibi birini hiç kimse aldatamaz ve tuzağa düşüremez.» Anlatıldığına göre Sıffîn savaşı esnasında günlerden bir gün Hz. Ali, Amr b. As’a bir mızrak fırlatarak onu yere düşürmüş, Amr’m arkası açılınca Hz.Ali, onu bırakıp geri dönmüştü. Arkadaşları kendisine şöyle sormuşlardı:

                  - Ey müminlerin emin! Sana en oldu ki Amr’ı bırakıp geri döndün?
                  - Neler olduğunu biliyor musunuz?
                  - Hayır.
                  - Amr b. As, arkasını bana döndü. Arka tarafı açıldı ve akraba olduğumuzu, kendisine acımamı söyledi. Ben de kendisini bırakıp geri döndüm.»

                  Öte yandan Amr b.As, Muaviye’nin yanma döndüğünde Muaviye, ona şöyle dedi: "Allah’a ve arkana dua et ki kurtuldun."


                  ibni Kesir, "el Bidaye ven Nihaye", 7/416-430


                  Hz. Ali a.s kendisi bu konu hakkında şöyle buyurmuştur: "Nabiğa’nın oğluna şaşarım; beni mizah ehli, şakacı ve halkı eğlendiren bir kişi olarak tanıtmış Şam halkına. Amr gerçekten batıl bir söz söyleyip günaha dalmıştır. Bilin ki sözlerin en kötüsü yalandır. O, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünden döner. Kendisinden bir şey istendiğinde cimrilik edip vermez. Ama kendisi ister, bu isteğinde ısrar eder. Ahde hıyanet edip, akrabalığı gözetmez. Savaş olduğunda işe kılıçlar buluşmadan halkı kışkırtır. Kılıçlar çekilince de en büyük hilesi dönüp kıçını göstermesidir. Allah’a andolsun ölümü anmak, beni oyundan eğlenceden alıkoyar; ahireti unutmaksa onu hak söz söylemekten men eder. O, ancak az bir ücret vermesini şart koşarak Muaviye’ye biat ederek, bu az ücret karşılığında da dinini terk etti."

                  Nehcul Belağa, hutbe 84


                  belki burada "Amrın soyunması onu nasıl kurtara bilir ki?" diye düşüne bilirsiniz. şimdiden cevaplayalım. İslamda bir kimsenin diğerinin avretini görmesi caiz değildir. Amr b. el As ise imam a.s kendisine yetişene kadar tamamen soyunmuş ve avretini açmıştı.

                  Yorum


                    #24
                    sahabe dosyası2

                    bildiğimiz gibi ehli sünnet kardeşlerimiz ve nasibiler 2-ci sultanın yani Ömer b. Hattabın lakabının "faruk" olduğunu idda ediyorlar. daha doğrusu ona bu lakabın Rasulullah s.a.a tarafından verildiğine inanıyorlar. ama eğer onlara "bu konuda sahih bir hadis varmı?" diye soracak olsanız bir cevap veremeyeceklerdir. çünkü bu lakabı ona Rasulullah s.a.a değil ehli kitap vermiştir. işte bu gerçeği ehli sünnetin kendi alimleride doğruluyorlar:

                    أخبرنا يعقوب بن إبراهيم بن سعد عن أبيه عن صالح بن كيسان قال قال بن شهاب بلغنا أن أهل الكتاب كانوا أول من قال لعمر الفاروق وكان المسلمون يأثرون ذلك من قولهم ولم يبلغنا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم ذكر من ذلك شيئا

                    Yakub b. İbrahim b. Sad babasından, O Salih b. Keysandan, O ibni Şihabdan şöyle rivayet etmiştir: bize şöyle ulaşmıştır ki, Ömeri ilk defa ehli kitap "el Faruk" diye adlandırmış ve müslümanlarda bundan tesirlenerek Ömeri "faruk" diye adlandırmışlardır. ve bize bu konuda Rasulullah s.a.a tarafından bir söz denilmesi ulaşmış değil.


                    ibni Sad, "Tabakat el Kubra", 3/270

                    Yorum


                      #25
                      sahabe dosyası2

                      [quote author=islam-devleti link=topic=19645.msg118988#msg118988 date=1298239611]
                      Ab-ı hayat sen ilk önce Aişe'nin Hz Ali'ye olan nefretinin ve kininin nedeni araştırmaya ve anlamaya çalış. Böyle daha iyi edersin bence.


                      Aişe'yi savuna savuna bakalım ne hale geleceksiniz onu merak ediyorum.

                      Aişe'nin hatalarını ,yalnışlarını söylemek suçsa o zaman çoğu Şia alimi suçludur.


                      Allame şerafeddin'in Nass vel içtihat adlı kitabını okuyan biri acaba Aişe'yi sevebilir mi?
                      Allame şerafeddin en büyük Şia alimlerindendir.

                      Kimse merakta etmesin arkadaşlar. Artık forumdan da ayrılıyorum. Yüce Allah yar ve yardımcınız olsun.



                      Esselamun Aleykum...
                      [/quote]

                      Es.s.a
                      Kardeş bu ne şiddet bu celal kimseyi savunduğumuz yok bu 1..
                      İkincisi birşeyler öğrenmek ve öğretmek niyetiyle forumlara iştirak ediyoruz ben küstüm oynamıyorum mantığı nedir basitçe bu kinin ve nefretin nedenini merak ediyorum dedim sadece.. Vallahi konulara katılımcı olmaktan korkar olduk bu nedir böyle... Yani Hz.Aliye olan kinin ve nefretin nedenini merak ediyorum demiştim ama neyse..
                      [b]ONUNCU KÖYÜ ARIYORUM

                      Yorum


                        #26
                        sahabe dosyası2

                        [quote author=alifurkani link=topic=19645.msg118933#msg118933 date=1298147962]
                        Tarih kitaplarından değil de Hadis kaynaklarından bu tür rivayetler ortaya çıkarılsa çok daha susturucu olur kanaatindeyim bunlar da destek kabilinden yayınlanabilir...
                        [/quote]

                        Burda önemli olan susturuculuk degildir. Kimsenin kimseye bir seyi isbat etme zorunlulugu yoktur. Dediginiz gibi Tarih kitabindan degilde, hadis kaynaklarindan olsaydi daha br inandirici olurdu.Tarih kitablarinin ne kadar dogrulari söyledikleri süpheli?
                        ‎'Kırk kapıdan geçirip,
                        '' işte sevdan '' diye, seni oturttular içime…
                        ŞAHADET parmağım şahit olsun ŞEHADETİME…

                        Yorum


                          #27
                          sahabe dosyası2

                          [quote author=Hür_ link=topic=19645.msg119258#msg119258 date=1298809288]
                          Tarih kitablarinin ne kadar dogrulari söyledikleri süpheli? [/quote]
                          bu sözlerinizi anlayamadım kardeşim. Tarih kitapları şüphelidirmi demek istiyorsunuz? açıklık getirirseniz cevap vermeğe çalışırım

                          Yorum


                            #28
                            sahabe dosyası2

                            [quote author=Elmeddin link=topic=19645.msg119259#msg119259 date=1298809824]
                            [quote author=Hür_ link=topic=19645.msg119258#msg119258 date=1298809288]
                            Tarih kitablarinin ne kadar dogrulari söyledikleri süpheli? [/quote]
                            bu sözlerinizi anlayamadım kardeşim. Tarih kitapları şüphelidirmi demek istiyorsunuz? açıklık getirirseniz cevap vermeğe çalışırım
                            [/quote]

                            Tarih kitablarina ne kadar güvenebiliriz ki demek istedim.Sonucta ayni tarihi cesit cesit yazabiliyorlar.Gerci hadislerde de böyle uydurmalar var.Insan neye ne kadar inanacagini sasiriyor.Bu sayfadaki yazilanlari okumaya calistim.Ama acikcasi beynim bulandi.Bir tarih bu kadar mi carptirilir.Yanlis anlasilmasin.Burda yazilanlar icin söylemiyorum.Sünni ve sii kaynaklari ne kadar birbirine zit, onu demek istiyorum.(kafam karisti)
                            ‎'Kırk kapıdan geçirip,
                            '' işte sevdan '' diye, seni oturttular içime…
                            ŞAHADET parmağım şahit olsun ŞEHADETİME…

                            Yorum


                              #29
                              sahabe dosyası2

                              dostum bu kaynaklar sunni kaynağı.şii kaynağı olsalar dediklerin doğru.

                              elbette tarihi yuzde yuz bilemeyiz yanlış anlatımlar olabilir ama pek çok kaynaktan gelen bilgi birleşirse sonuş kesinleşir.

                              Aişenin Hz.Aliye düşmanlıgıda çok sayıda rivayetle gelmiştir. Zaten Aliyi sevse ona niye savaş açsın bu mantık da yeter.

                              Yorum


                                #30
                                sahabe dosyası2

                                [quote author=Hür_ link=topic=19645.msg119260#msg119260 date=1298810223]
                                Tarih kitablarina ne kadar güvenebiliriz ki demek istedim.Sonucta ayni tarihi cesit cesit yazabiliyorlar.Gerci hadislerde de böyle uydurmalar var.Insan neye ne kadar inanacagini sasiriyor.Bu sayfadaki yazilanlari okumaya calistim.Ama acikcasi beynim bulandi.Bir tarih bu kadar mi carptirilir.Yanlis anlasilmasin.Burda yazilanlar icin söylemiyorum.Sünni ve sii kaynaklari ne kadar birbirine zit, onu demek istiyorum.(kafam karisti)[/quote]
                                kardeş, bizim deliller sunduklarımız sadece sünni kaynaklardır. biz asla Şii kitaplardan muhaliflerimize delil sunmayız. sünni tarih kitapları da bizim tarih kitaplarımızın söylediğini söylüyor. ek olarak şunu da ilave edeyim ki, ilk döneme ait olan tarihi bilgiler hadise dayanarak yazılır. bu hadislerde rical ilmine göre incelenir.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X