Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Muaviyenin korkusundan...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Muaviyenin korkusundan...

    Hadis:Ben, İbnu Abbas (ra) ile Arafat`ta beraberdim. Bir ara bana: "Niye halkın telbiyesini işitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine: "Muaviye `den korkuyorlar!" dedim. Bunun üzerine: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler!" diyerek çadırından çıktı."

    HadisNo:1438

    #2
    Ynt: Muaviyenin korkusundan...

    hadisi Nesai ve Hakim rivayet etmiştirler, isnadları Ehl-i Sünnet rical ilmine göre sahihtir, raviler sika ve insad muttasıl. önceleri hadisi Muaviye dosyasında aktarmıştım, bkz: http://www.velayet.com/sahabeler/hz_...9420#msg129420

    inşaAllah daha sonra eldeki bilgilerden bu konuda güzel bir çalışma sunacağım.

    hadis'e gelince, bu hadis ve bunun gibi daha onlarcası şu gerçeği göstermektedir: bu gün nasibi dinin ısrarla savunduğu Muaviye ve Emevi hanedanı Osman b. Affan'ın kanı için değil sırf krallık için halife Ali a.s'a karşı ayaklanmıştırlar. ve bu kavim kesinlikle müslüman olmamıştır, sadece zahiren İslam'ı kabul ettiklerini söylemiş, İslam'a ve Nebi s.a.a'e düşmanlıklarını gizlemiştirler. Ali a.s ve diğer imamlar a.s da İslam'ın savunucuları olduklarından Muaviye ve hanedanı diğer kralların aksine onlara karşı ayaklanmıştırlar. yani hedef Ali a.s'ın şahsı değil İslam'dır, sadece bunu açıklayamıyorlar o yüzden gizli olarak İslam'a karşı nasibi dinini alternatif olarak oluşturmaktadırlar.

    Yorum


      #3
      Ynt: Muaviyenin korkusundan...

      Ahmet Kardeş açtığınız bu başlıkta sunduğunuz Rivayet ile neyi anlatmak istediniz? İnsanların Muaviyenin Korkusundan Sünnetleri terkedişine mi? Yoksa başka bir şeye mi?

      Yorum


        #4
        Ynt: Muaviyenin korkusundan...

        Sevgili kardeşim elbette başka birşeyiEn azından Elmeddin kardeşimden daha fazla bir malzeme toplarım diyordum ama bulduğumla idare edeceğim artık

        Yorum


          #5
          Ynt: Muaviyenin korkusundan...

          [quote author=ahmed nazif link=topic=24533.msg165319#msg165319 date=1357048124]
          Sevgili kardeşim elbette başka birşeyi[/quote]

          Açıklayın, bizi merakta bırakmayın Kardeş. Görünen o ki sizden çok, çok istifade edeceğiz.

          Yorum


            #6
            Ynt: Muaviyenin korkusundan...

            Ömer (r.a.)den; demiştir ki: Minâ'dan Arafat'a Resûlullah (s.a.) ile birlikte sabahleyin hareket etmiştik. Kimimiz telbiye getiriyordu, kimimiz de tekbir getiriyordu.[546]
            Müslim, hac 272, 275.

            Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/120.

            Muhammed b. Ebî Bekr es-Sekafî'nin rivayetine göre kendisi Ene's b. Mâlik'le birlikte Minâ'dan Arafat'a giderlerken Hz. Enes'e;

            Siz Resûlullah ile beraber iken bugünde nasıl hareket etmiştiniz? diye sormuş da Hz. Enes şöyle cevab vermiş:

            Kimimiz telbiye getirirdi, kimimiz de tekbir getirirdi. Resûl-i Ekrem hepsini de hoş karşılardı.[548]
            bk. Muvatta', hac 43; Buhârî, hac 86; Müslim, hac;274.

            Müslim ile Buhârî'nin Üsâme b. Zeyd'den rivayet ettikleri "Hz. Pey­gamber (s.a.) Akabe cemresini taşlayıncaya kadar telbiyeye devam etti." anlamındaki hadis de bu mânâyı teyid etmektedir. Bir rivayette de "Cemretü'I-Akabe'ye varıncaya kadar telbiyeye devam etti," buyurulurken, Nesâî'nin rivayetinde de "(Taşları) atıncaya kadar telbiyeye devam etti. Taşları atınca telbiyeyi de kesti," buyuruluyor.[544]

            Cumhûr-ı ulemâ, bu konudaki ihtilâfı ortadan kaldırmak için "taş atmaktan maksat, taşlan atmaya başlamaktır" demişlerdir.

            İmâm Mâlik'in, "Hz. Âişe ile Hz. Ali hadisi, Fadl hadisine tercih edilir. Binâenaleyh telbiye zeval vaktine kadar devam eder," şeklindeki sözüne de şöyle cevab verilmiştir: Hz. Ali ile Aişe'nin zevaldan sonra Ara­fat'ta telbiyeyi kesmeleri o mübarek makamda duâ ile meşgul olmaları sebebiyledir. Uzunca süren dualarını bitirdikten sonra tekrar telbiyeye baş­ladıklarından şüphe etmemek gerekir. Arafat'taki bir süre devam eden sükûtlarına bakıp ta telbiyelerine son verdiklerini zannetmek doğru değildir.[545]
            [544] bk. İbn Hacer, Telhîsü'l-Hâbîr, s. 218.

            [545] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/118-120

            Yorum


              #7
              Ynt: Muaviyenin korkusundan...

              İmâm Mâlik, Saîd b. el-Müseyyeb, el-Evzaî ve el-Leys'e göre ise, tel-biyeye Arafe günü güneşin zevaline kadar devam edilir. Ondan sonra kesi­lir. Bu görüş aynı zamanda Hz. Ali ile İbn Ömer'den, Hz. Âişe'den ve Medine ulemâsının büyük çoğunluğundan da rivayet edilmiştir.Yine İmâm Mâlik'in Hz. Âişe'den rivayet etti­ği bir hadis-i şerifte: "Hz. Aişe'nin Arafe günü zeval vaktinden sonra Arafat'ta vakfe yerine gelinceye kadar telbiyeye devam ettiği" ifade edili­yor.[542] İmâm Mâlik bu hadisi rivayet ettikten sonra şunları söylüyor: "Bizim memleketimizde (yani Medine'de) ilim adamlarının uygulaması da böyledir." Bu hadisle ilgili olarak Zürkânî de şunları söylüyor: Fadl hadi­si sahih bile olsa Hz. Âişe ile Hz. Ali'nin uygulamaları ona tercih edilir. Çünkü Hz. Âişe ile Hz. Ali'nin uygulamalarının Hz. Peygambere nispeti, Hz. Fadl'ın hadisinin Hz. Peygambere nisbetinden daha kuvvetlidir. Ha­san el-Basrî de telbiyenin bayram sabahına kadar devam etmesi gerektiğini söylüyor. el-Menhel sahibine göre, bu görüşler içerisinde en sağlam delile dayanan görüş, Hanefî ulemâsının görüşüdür. Her nekadar Hafız îbn Hacer Telhîs'de "telbiyenin Akabe cemresine ilk taşı atınca sona ereceğine dair bir delil bulamadım" demişse de, Beyhâkî'nin Fadl b.Abbas'dan ri­vayet ettiği; Peygamber (s. a.) her çakılı atışında tekbir getirirdi,[543] me­alindeki hadis-i şerif telbiyenin ilk çakılın atılmasıyla sona erdiğine bir delildir. Çünkü her çakılın atılışında telbiye getirilmeyip de tekbir getirilişi telbiyenin ilk çakılla sona erdiğini ifâde eder.

              Yorum


                #8
                Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                Rivayetleri yazayım yorumlamayı ortak akıl çerçevesinde ,tarafsız bir şekilde Mufaddal kardeşimle beraber yapalım inşallah.
                En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 01.08.2020, 19:47.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                  İnanın Halen bir şey anlamış değilim. Yorumunuzu bekliyor olacağım.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                    Tekrar ilk hadise bakalım ;
                    orda nasıl bir anlam var: Halk Arafatta telbiye getirmekten korkuyor neden?Hz Aliden nakil var???(benim anladığım bu)..Oysa naklettiğim hadislerde görülüyorki Arafatta telbiye getirilmez diyen ne sahabi nede 4 mezheb imamları arasında bir sıkıntı vardır.
                    Hacı cemreyi atın­caya kadar telbiyeyi kesmez. Şafiî, Ahmed ve İshâk'ın kavli budur
                    Hanefi ulemâsı, bir rivayette İmâm Şafiî, Süfyân es-Sevrî ve ulemânın büyük çoğunluğuna göre hacc-ı ifrâd veya temettü' veya kıran yapan bir hacı, bayramın birinci günü cemretü'l-akabe'ye ilk taşı attığı andan itiba­ren telbiyeyi keser. Çünkü İbn Mes'ûd'dan gelen bir hadis-i şerifte: "ben Peygamber (s.â.)'in telbiyesini takib ettim. Akabe cemresine ilk taşı atın­caya kadar telbiyeye devam etti,"[539]bk. Beyhâkî, es-Sünenü'1-Kübrâ, V, 137.İmâm Mâlik, Saîd b. el-Müseyyeb, el-Evzaî ve el-Leys'e göre ise, tel-biyeye Arafe günü güneşin zevaline kadar devam edilir. Ondan sonra kesi­lir. Bu görüş aynı zamanda Hz. Ali ile İbn Ömer'den, Hz. Âişe'den ve Medine ulemâsının büyük çoğunluğundan da rivayet edilmiştir. Yine İmâm Mâlik'in Hz. Âişe'den rivayet etti­ği bir hadis-i şerifte: "Hz. Aişe'nin Arafe günü zeval vaktinden sonra Arafat'ta vakfe yerine gelinceye kadar telbiyeye devam ettiği" ifade edili­yor.
                    Müslim ile Buhârî'nin Üsâme b. Zeyd'den rivayet ettikleri "Hz. Pey­gamber (s.a.) Akabe cemresini taşlayıncaya kadar telbiyeye devam etti." anlamındaki hadis de bu mânâyı teyid etmektedir. Bir rivayette de "Cemretü'I-Akabe'ye varıncaya kadar telbiyeye devam etti," buyurulurken, Nesâî'nin rivayetinde de "(Taşları) atıncaya kadar telbiyeye devam etti. Taşları atınca telbiyeyi de kesti," buyuruluyor.[544]
                    Cumhûr-ı ulemâ, bu konudaki ihtilâfı ortadan kaldırmak için "taş atmaktan maksat, taşlan atmaya başlamaktır" demişlerdir.
                    İmâm Mâlik'in, "Hz. Âişe ile Hz. Ali hadisi, Fadl hadisine tercih edilir.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                      Şimdi Sonuç nedir?

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                        Tekrar 1. hadise dönelim ;
                        Orda ne diyordu:İbnu Abbas (ra) ile Arafat`ta beraberdim. Bir ara bana: "Niye halkın telbiyesini işitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine: "Muaviye `den korkuyorlar!" dedim.
                        Peki Arafatta günün hangi saatinde bu olay gerçekleşiyor belli değil..Rivayet açık değil..Hadi diyelim öğleden sonrası olsun..Naklettiğim kaynaklardan anlaşılacağı üzre zevalden sonra telbiye getirilmez diyen yok ne ilginçtirki Hz.Aliden , Aişeden böyle bir rivayet var..Şimdi sormak lazım İbni Abbasın bu tepkisi Hz Aliyemi?
                        Rivayetler böyle değerlendirilmez..Bir konu hakkında varid olan tüm rivayetler beraber değerlendirilmeye alınır.
                        2.OLARAK:TARİHEN SABİTTİR Kİ;
                        Hz.Muaviye eyleme dönüşmeyen görüşlere en müsamahalı halifedir..O kendisi hakkında sayıp dökenlere de birşey dememiştir..Şamda tahtının yanında bile onu eleştirenlere gülerek karşılık vermiş bir halife neden ibadetler konusunda böyle baskıcı bir tavır ortaya koysun..Bu rivayet münferittir..Açık değildir..Hiçbir şey ifade etmez.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                          gerçekten nasibi kurtarma taktikleri tam bir şenliktir. bu kadar açık beyanlar karşısında birileri Muaviye'yi kurtarma çabasına giriyor ve bu yüzden olmayacak rezil teviller ortaya koyuyorlar. çok güzel, o zaman bizde bu çirkinlikler karşısında kendi cevabımızı verelim, daha açık söyleyecek olursak nasibileri bir daha rezil edelim.

                          orda nasıl bir anlam var: Halk Arafatta telbiye getirmekten korkuyor neden?Hz Aliden nakil var???(benim anladığım bu)
                          hayır, bu yanlış ve malum sebepten dolayı bir çarpıtma. telbiyye getirenler korkuyor ama Ali a.s'dan değil Muaviye'den. peki niye korkuyorlar? çünkü Ali a.s sünneti Nebevi s.a.a'i uygulamada taviz vermemekte, bu konuda hakim güçler karşısında durmaktadır. mesela Osman b. Affan'a karşı hac mutası konusunda koyduğu tavır bellidir. Muaviye ise kafir ama zahiren kendisini müslüman olarak sunuyor. kafir olduğundan doğal olarak yapacağı şey İslam'ı yok etmeğe çalışmak, bunu ise açıktan yapamaz, çıkıp "ben şu sünneti yasaklıyorum" diyemez çünkü derse ne mal olduğunu gösterir. o yüzden ne yapıyor? bu "Ali'nin işidir, onu terk edin" diyor. ibni Abbas r.a zaten hadisin sonunda buna işaret ediyor, diyor ki: "bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler"

                          burada "insanlar"dan maksat telbiyye getirmeyen halk değil, zira onlar telbiyye getirmeyi hadisin baş tarafında da söylendiği gibi Muaviye'den korktukları için terketmişlerdir. öyle ise "insanlar"dan maksat Muaviye ve hanedanıdır çünkü onlar Ali a.s'a buğz ediyor ve sünnetin koruyucusu o olduğundan sünni terkediyorlar.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                            [quote author=Elmeddin link=topic=24533.msg165337#msg165337 date=1357052934]
                            gerçekten nasibi kurtarma taktikleri tam bir şenliktir. bu kadar açık beyanlar karşısında birileri Muaviye'yi kurtarma çabasına giriyor ve bu yüzden olmayacak rezil teviller ortaya koyuyorlar. çok güzel, o zaman bizde bu çirkinlikler karşısında kendi cevabımızı verelim, daha açık söyleyecek olursak nasibileri bir daha rezil edelim.

                            hayır, bu yanlış ve malum sebepten dolayı bir çarpıtma. telbiyye getirenler korkuyor ama Ali a.s'dan değil Muaviye'den. peki niye korkuyorlar? çünkü Ali a.s sünneti Nebevi s.a.a'i uygulamada taviz vermemekte, bu konuda hakim güçler karşısında durmaktadır. mesela Osman b. Affan'a karşı hac mutası konusunda koyduğu tavır bellidir. Muaviye ise kafir ama zahiren kendisini müslüman olarak sunuyor. kafir olduğundan doğal olarak yapacağı şey İslam'ı yok etmeğe çalışmak, bunu ise açıktan yapamaz, çıkıp "ben şu sünneti yasaklıyorum" diyemez çünkü derse ne mal olduğunu gösterir. o yüzden ne yapıyor? bu "Ali'nin işidir, onu terk edin" diyor. ibni Abbas r.a zaten hadisin sonunda buna işaret ediyor, diyor ki: "bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler"

                            burada "insanlar"dan maksat telbiyye getirmeyen halk değil, zira onlar telbiyye getirmeyi hadisin baş tarafında da söylendiği gibi Muaviye'den korktukları için terketmişlerdir. öyle ise "insanlar"dan maksat Muaviye ve hanedanıdır çünkü onlar Ali a.s'a buğz ediyor ve sünnetin koruyucusu o olduğundan sünni terkediyorlar.

                            [/quote]
                            Tamda senin o kısa muhakemen bunu anlamıyor Bak değerli kardeşim tamda ilk hadisin tersine genel manada bakıldığında Hz.Ali zevalden sonra telbiye kesilir fikrinde diğerleri ise genelde cemreleri atana kadar ..Yani Muaviye eğer sünneti yasaklıyorum havasında böyle bir işe girişse Bu Hz. Aliden değil(çünkü o Muaviyeyi destekleyen rivayet :d :d )İbni mesud ve diğerlerinden gelen rivayete hücum etmesi gerekirdi.Ama sen bu kadar basit meseleyi bile anlayamıyorsun ve kalkmış beni rezil ettim diyerek orda şenlik yapıyorsun

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Muaviyenin korkusundan...

                              Yani hadis "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler!" diyerek çadırından çıktı." değilde ibni mesuda , ömerin oğluna ,üsameye v.s.buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler" demiş olsaydı bir mantık ifade ederdi..Bu haliyle cüzi bir refleksi ifade eden ahad bir rivayet.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X