İbni Kesir ; el Bidaye ve'n-Nihaye:
[justify]Hîcretîn Otuzbeşîncî Senesi Hz. Osman'ın Öldürülmesi[/justify]
[justify]...Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Osman, halkı onları durdurmaya ve geri çevirmeye çağırdı. Onun bu çağrısına Hz. Ali icabet edince o da Hz. Ali'yi bu göreve gönderdi. Hz. Ali'yle birlikte eşraftan bir cemaat da bu görevi ifa etmek üzere harekete geçti. Hz. Osman, Ammar b. Yasir'i de yanına almasını Hz. Ali'ye tavsiye etti...Hz. Ali, Cühfe'de bulunan asilerin yanına gitti. Asiler, ona saygı gösteriyorlar ve aşırı derecede hürmet ediyorlardı. Hz. Ali, onları bu hareketlerinden vazgeçirmeye çalışarak kınadı ve ağır sözler söyledi. Bunun üzerine onlar kendilerini kınayarak: "Biz bu adam için halife ile savaşıyoruz ve protestoda bulunuyoruz, o da kalkmış onu bize karşı savunuyor." dediler.Anlatıldığına göre insanlar, Hz Ali 'ye, Hz. Osman'ın bazı arazileri koruluk haline getirdiğini, mushafları yaktığım, seferde iki rekat kılınması gereken namazı dörde çıkardığım, büyük sahabeleri bırakıp genç adamları valiliklere atadığını, diğer insanlara nisbetle Ümeyye oğullarına daha çok ihsanda bulunduğunu ileri sürdü. Hz. Ali, onların bu itirazlarına şu cevabı verdi: "Bazı arazileri koruluk haline getirdiğini söylüyorsunuz. O, semizlensinler diye zekat develeri için o arazileri koruluk haline getirdi. Yoksa kendi develeri ve koyunları için o arazileri koruluk haline getirmiş değildir. Kaldı ki, ondan önce Ömer de bazı arazileri koruluk haline getirmiştir. Mushafları yaktığını söylüyorsunuz. O, içinde ihtilaf görülen mushafları yakmıştır. Üzerinde ittifak edilen mushafları ise yerinde bırakmıştır. Nitekim mushafların son sunuluşunda bu sabittir. Namazı Mekke'de iki rekat değil de dört rekat olarak kılmasına gelince; o Mekke'de evlendi, orada ikamete niyet etti. Bu sebeple namazı tam kıldı. Onun, genç adamları valiliklere getirdiğini söylüyorsunuz. O, sadece adaletli ve düzgün davranışlı bir adamı valiliğe atamıştır. Kaldı ki Rasûlullah (s.a.v.) da yirmi yaşındaki Attab b. Üseyd'i Mekke'ye vali olarak atamıştı. İnsanlar, Üsame b. Zeyd b. Ha-ris'enin komutanlığını eleştirdiklerinde Rasûlullah (s.a.v.), onun komutanlığa layık olduğunu söylemişti. Hz. Osman'ın kendi kavmi olan Ümeyye oğullarını tercih etmesine gelince; Rasûlullah (s.a.v.) da Kureyşlileri, diğer insanlara tercih ederdi. Allah'a yemin ederim ki, eğer Cennet'in anahtarları benim elimde olsaydı ben Ümeyye oğullarını oraya kordum...[/justify]
[justify]Vakidî dedi ki: Mısırlı âsilerin memleketlerine dönmelerinden sonra Hz. Ali, Hz. Osman'a gelip şöyle dedi:[/justify]
[justify]"İnsanların senden duyacağı ve sana karşı şahit olacakları, ayrıca kalbindeki yanlış düşünceleri çıkarıp atacağına ve tevbe edeceğine Allah'ın şahid olacağı bir konuşma yap. Çünkü şehirlerde sana karşı komplolar hazırlanıyor. Yarın Kûfe'den başka bir grubun gelmeyeceğinden emin değilim. Geldiklerinde sen yine: "Ey Ali, git de şunları ikna et." diyeceksin. Öbürsü gün Basra'dan bir grup gelecek, sen yine, "Ey Ali git de şunları ikna et." diyeceksin. Eğer senin dediğini yapmazsam o zaman seninle olan dostluk bağlarımı koparmış ve hakkını hafife almış olurum."..[/justify]
[justify]Hîcretîn Otuzbeşîncî Senesi Hz. Osman'ın Öldürülmesi[/justify]
[justify]...Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Osman, halkı onları durdurmaya ve geri çevirmeye çağırdı. Onun bu çağrısına Hz. Ali icabet edince o da Hz. Ali'yi bu göreve gönderdi. Hz. Ali'yle birlikte eşraftan bir cemaat da bu görevi ifa etmek üzere harekete geçti. Hz. Osman, Ammar b. Yasir'i de yanına almasını Hz. Ali'ye tavsiye etti...Hz. Ali, Cühfe'de bulunan asilerin yanına gitti. Asiler, ona saygı gösteriyorlar ve aşırı derecede hürmet ediyorlardı. Hz. Ali, onları bu hareketlerinden vazgeçirmeye çalışarak kınadı ve ağır sözler söyledi. Bunun üzerine onlar kendilerini kınayarak: "Biz bu adam için halife ile savaşıyoruz ve protestoda bulunuyoruz, o da kalkmış onu bize karşı savunuyor." dediler.Anlatıldığına göre insanlar, Hz Ali 'ye, Hz. Osman'ın bazı arazileri koruluk haline getirdiğini, mushafları yaktığım, seferde iki rekat kılınması gereken namazı dörde çıkardığım, büyük sahabeleri bırakıp genç adamları valiliklere atadığını, diğer insanlara nisbetle Ümeyye oğullarına daha çok ihsanda bulunduğunu ileri sürdü. Hz. Ali, onların bu itirazlarına şu cevabı verdi: "Bazı arazileri koruluk haline getirdiğini söylüyorsunuz. O, semizlensinler diye zekat develeri için o arazileri koruluk haline getirdi. Yoksa kendi develeri ve koyunları için o arazileri koruluk haline getirmiş değildir. Kaldı ki, ondan önce Ömer de bazı arazileri koruluk haline getirmiştir. Mushafları yaktığını söylüyorsunuz. O, içinde ihtilaf görülen mushafları yakmıştır. Üzerinde ittifak edilen mushafları ise yerinde bırakmıştır. Nitekim mushafların son sunuluşunda bu sabittir. Namazı Mekke'de iki rekat değil de dört rekat olarak kılmasına gelince; o Mekke'de evlendi, orada ikamete niyet etti. Bu sebeple namazı tam kıldı. Onun, genç adamları valiliklere getirdiğini söylüyorsunuz. O, sadece adaletli ve düzgün davranışlı bir adamı valiliğe atamıştır. Kaldı ki Rasûlullah (s.a.v.) da yirmi yaşındaki Attab b. Üseyd'i Mekke'ye vali olarak atamıştı. İnsanlar, Üsame b. Zeyd b. Ha-ris'enin komutanlığını eleştirdiklerinde Rasûlullah (s.a.v.), onun komutanlığa layık olduğunu söylemişti. Hz. Osman'ın kendi kavmi olan Ümeyye oğullarını tercih etmesine gelince; Rasûlullah (s.a.v.) da Kureyşlileri, diğer insanlara tercih ederdi. Allah'a yemin ederim ki, eğer Cennet'in anahtarları benim elimde olsaydı ben Ümeyye oğullarını oraya kordum...[/justify]
[justify]Vakidî dedi ki: Mısırlı âsilerin memleketlerine dönmelerinden sonra Hz. Ali, Hz. Osman'a gelip şöyle dedi:[/justify]
[justify]"İnsanların senden duyacağı ve sana karşı şahit olacakları, ayrıca kalbindeki yanlış düşünceleri çıkarıp atacağına ve tevbe edeceğine Allah'ın şahid olacağı bir konuşma yap. Çünkü şehirlerde sana karşı komplolar hazırlanıyor. Yarın Kûfe'den başka bir grubun gelmeyeceğinden emin değilim. Geldiklerinde sen yine: "Ey Ali, git de şunları ikna et." diyeceksin. Öbürsü gün Basra'dan bir grup gelecek, sen yine, "Ey Ali git de şunları ikna et." diyeceksin. Eğer senin dediğini yapmazsam o zaman seninle olan dostluk bağlarımı koparmış ve hakkını hafife almış olurum."..[/justify]
Yorum