Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hz. Ali'nin Hz. Osman'a muhasara altındayken yardımlarına dair rivayetler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hz. Ali'nin Hz. Osman'a muhasara altındayken yardımlarına dair rivayetler

    İbni Kesir ; el Bidaye ve'n-Nihaye:
    [justify]Hîcretîn Otuzbeşîncî Senesi Hz. Osman'ın Öldürülmesi[/justify]
    [justify]...Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Osman, halkı onları dur­durmaya ve geri çevirmeye çağırdı. Onun bu çağrısına Hz. Ali icabet edince o da Hz. Ali'yi bu göreve gönderdi. Hz. Ali'yle birlikte eşraftan bir cemaat da bu görevi ifa etmek üzere harekete geçti. Hz. Osman, Ammar b. Yasir'i de yanına almasını Hz. Ali'ye tavsiye etti...Hz. Ali, Cühfe'de bulunan asilerin yanına gitti. Asiler, ona saygı gösteriyorlar ve aşırı derecede hürmet ediyorlardı. Hz. Ali, onları bu ha­reketlerinden vazgeçirmeye çalışarak kınadı ve ağır sözler söyledi. Bu­nun üzerine onlar kendilerini kınayarak: "Biz bu adam için halife ile sa­vaşıyoruz ve protestoda bulunuyoruz, o da kalkmış onu bize karşı savu­nuyor." dediler.Anlatıldığına göre insanlar, Hz Ali 'ye, Hz. Osman'ın bazı arazileri koruluk haline getirdiğini, mushafları yaktığım, seferde iki rekat kılın­ması gereken namazı dörde çıkardığım, büyük sahabeleri bırakıp genç adamları valiliklere atadığını, diğer insanlara nisbetle Ümeyye oğulla­rına daha çok ihsanda bulunduğunu ileri sürdü. Hz. Ali, onların bu itirazlarına şu cevabı verdi: "Bazı arazileri koruluk haline getirdiğini söy­lüyorsunuz. O, semizlensinler diye zekat develeri için o arazileri koru­luk haline getirdi. Yoksa kendi develeri ve koyunları için o arazileri ko­ruluk haline getirmiş değildir. Kaldı ki, ondan önce Ömer de bazı arazi­leri koruluk haline getirmiştir. Mushafları yaktığını söylüyorsunuz. O, içinde ihtilaf görülen mushafları yakmıştır. Üzerinde ittifak edilen mushafları ise yerinde bırakmıştır. Nitekim mushafların son sunulu­şunda bu sabittir. Namazı Mekke'de iki rekat değil de dört rekat olarak kılmasına gelince; o Mekke'de evlendi, orada ikamete niyet etti. Bu se­beple namazı tam kıldı. Onun, genç adamları valiliklere getirdiğini söy­lüyorsunuz. O, sadece adaletli ve düzgün davranışlı bir adamı valiliğe atamıştır. Kaldı ki Rasûlullah (s.a.v.) da yirmi yaşındaki Attab b. Üseyd'i Mekke'ye vali olarak atamıştı. İnsanlar, Üsame b. Zeyd b. Ha-ris'enin komutanlığını eleştirdiklerinde Rasûlullah (s.a.v.), onun ko­mutanlığa layık olduğunu söylemişti. Hz. Osman'ın kendi kavmi olan Ümeyye oğullarını tercih etmesine gelince; Rasûlullah (s.a.v.) da Kureyşlileri, diğer insanlara tercih ederdi. Allah'a yemin ederim ki, eğer Cennet'in anahtarları benim elimde olsaydı ben Ümeyye oğullarını ora­ya kordum...[/justify]
    [justify]Vakidî dedi ki: Mısırlı âsilerin memleketlerine dönmelerinden son­ra Hz. Ali, Hz. Osman'a gelip şöyle dedi:[/justify]
    [justify]"İnsanların senden duyacağı ve sana karşı şahit olacakları, ayrıca kalbindeki yanlış düşünceleri çıkarıp atacağına ve tevbe edeceğine Al­lah'ın şahid olacağı bir konuşma yap. Çünkü şehirlerde sana karşı komplolar hazırlanıyor. Yarın Kûfe'den başka bir grubun gelmeyece­ğinden emin değilim. Geldiklerinde sen yine: "Ey Ali, git de şunları ikna et." diyeceksin. Öbürsü gün Basra'dan bir grup gelecek, sen yine, "Ey Ali git de şunları ikna et." diyeceksin. Eğer senin dediğini yapmazsam o za­man seninle olan dostluk bağlarımı koparmış ve hakkını hafife almış olurum."..[/justify]

    #2
    Ynt: Hz. Ali'nin Hz. Osman'a muhasara altındayken yardımlarına dair rivayetler

    [justify]Mısır'daki Asi Grupların İkinci Kez Hz. Osman'a Gelmeleri[/justify]
    [justify][/justify]
    [justify]Medine dışındaki diğer şehirlerin halkına Mervan'ın durumu ve Hz. Ali'nin bu yüzden Hz. Osman'a kızdığı haberi ulaşınca onlar eski va­ziyetin değişmediğini anladılar. Ayrıca Hz. Osman'ın ilk iki halifenin yoluna kovulmadığını gördüler. Bunun üzerine Mısır, Küfe ve Basralı­lar, kendi aralarında yazıştılar. Medine'deki sahabelerin, Ali, Talha ve Zübeyr'in ifadeleriymiş gibi mektuplar yazdılar, insanları, Hz. Os­man'a karşı savaşmaya ve İslâm'a yardıma davet ettiler. O gün için bu­nun en büyük cihad olduğunu söylediler.[/justify]
    [justify]Seyf b. Ömer et-Temimî; Muhammed b. Ebi Bekir, Talha, Ebu Hari­se ve Ebu Osman'dan naklederek dedi ki:[/justify]
    [justify]"Hicretin otuzbeşinci senesinin şevval ayında Mısırlılar, dört grup teşkil ederek dört komutanın emri altında en azından 600 en fazla da 1000 kişi olarak yola çıktılar. Bütün bu grupların başında da Abdurrah-man b. Adis el-Belevî, Kinane b. Beşir el-Leysî, Sudan b. Himran es-Sekunî ve Katire es-Sekunî vardı. Bu komutanların başkanı da Gafiki b. Harb el-Hakkî idi. Bunlar, haccetmek için Medine'ye gideceklerini hal­ka duyurdular. Beraberlerinde İbn Sevda da vardı. Bu aslen zimmi olup Müslüman olduğunu söylüyordu. Kali ve fiili bid'atlar icad etmişti. Al­lah onu kahretsin.[/justify]
    [justify]Kûfeliler de dört grup teşkil ederek Zeyd b. Savhan, Ester en-Nehaî, Ziyad b. Nadr el-Harisî ve Abdullah b. Asam komutasında yola çıktılar. Bu komutanların başkanı da Amr b. Asam'di.[/justify]
    [justify]Basralılar da bir grup teşkil ederek Hakim b. Cebele el-Abdî, Bişr b. Şureyh b. Dubey'a el-Kaysî, Zureyh b. Abbad el-Abdî komutasında dört bayrak altında yola çıktılar. Bu grupların baş komutanı da Harkus b. Züheyr es-Sadî idi.[/justify]
    [justify]Mısırlılar, Hz. Ali'nin halife olması için ısrar ediyorlardı. Kûfeliler ise, Zübeyr'in halife olmasını istiyorlardı. Basrahlara gelince bunlar da Talha'nm halifeliğinden yana idiler. Bu gruplardan her biri kendi ama­cına ulaşacağından ve maksadını gerçekleştireceğinden şüphe etmi­yordu. Her grup kendi beldesinden yola çıktı. Nihayet Medine çevresin­de buluştular. Nitekim mektuplarında da böyle sözleşmişlerdi. Vakit, hicri otuzbeşinci senenin şevval ayı idi. Bu gruplardan biri, Zi Haşeb'te, diğeri Aves'te, büyük çoğunluk ise Zi Merve'de toplandılar. Hepside Medinelilerden korkuyorlardı. Medine'ye adamlarını göndererek sırf hac için geldiklerini ve başlarındaki valilerinin görevden azledilmesini iste­diklerini duyurdular. Sırf bu amaçla geldiklerini söylediler ve şehire girmek için izin istediler. Herkes bunların şehire girmelerine karşı çık­tı. Fakat bu asi gruplar, cüret edip Medine'ye yaklaştılar. Mısırlılardan bir grup, zeytinyağı çıkarılan yerdeki taşların yanında elinde kılıcı, üze­rinde pamuklu hırkası ve başında Yemen yapısı kırmızı sarığı bulunan ama gömlek giymemiş olan Hz. Ali'nin yanına geldiler. Hz. Ali'nin ya­nında askerler vardı.[/justify]
    [justify]Bu durum üzerine Hz. Ali, oğlu Hasan'ı Hz. Osman'a göndererek asilerin tekrar kendisine karşı toplandıklarını haber verdi. Mısırlılar, Hz. Ali'ye selam verdiler. Hz. Ali, onlara bağırıp çağırdı. Ve onların ko­vup şöyle dedi: "Bu ümmetin salih kimseleri bilirler ki, Zi Merve'de ve Zı Haşeb'te toplanan askerler, Muhammed (s.a.v.)'in dili ile lanetlenmiş­lerdir. Geri dönün." Onlar da, "Evet" dediler. Sonra Basralılar, bir cema­at halinde Hz. Ali'nin yanında bulunan Talha'ya geldiler. Talha da oğlu­nu Hz. Osman'a göndererek durumu haber verdi. Basralılar, Talha ya selam verdiklerinde Talha onlara bağırıp çağırdı ve onları kovdu. Tıpkı Hz. Ali'nin Mısırlılara söylediklerini kendisi de Basrahlara söyledi.[/justify]
    [justify]Kûfeliler de Zübeyr'in yanına geldiler. Zübeyr de onları kovdu. Bu grup­lar kendi kavimlerine döndüler. Beldelerine geri döneceklerini söyleyip yola çıktılar. Sonra aniden Medine'ye hücum ettiler. Çok geçmeden Me­dine halkı tekbir seslerini işittiler. Asilerin Medine'ye hücum edip etrafi kuşattıklarını, çoklarının da Hz. Osman'ın evinin yanında durdukları­nı gördüler. Asiler: "Elini bize uzatmayan kime güvendedir, dediler. în-sanlar onlara ilişmedi. Herkes evine kapandı. Halk günlerce evlerinde kapalı kaldı. Asilerin ne yapacaklarını, neye niyetlendiklerini bilemi­yorlardı. Bütün bu süre zarfında Hz. Osman, evinden çıkıp mescide gi­diyor, cemaata namaz kıldırıyordu. Medine halkı ile diğerleri onun ar­kasında namaz kılıyorlardı. Sahabeler, asilere gidip onları kınıyorlar­dı. Nihayet Hz. Ali, Mısırlı asilere şöyle dedi:[/justify]
    [justify]- İsyandan vaz geçtiğiniz, görüşünüzü bıraktığınız halde ne diye geri geldiniz?..[/justify]

    Yorum


      #3
      Ynt: Hz. Ali'nin Hz. Osman'a muhasara altındayken yardımlarına dair rivayetler

      [justify]Fasıl[/justify]
      [justify][/justify]
      [justify]Kuşatma, zilkade ayının sonlarından itibaren başlayıp zilhicce ayı­nın onsekizine, cuma gününe kadar devam etti. Perşembe günü Hz. Os­man, yanında bulunan ve sayıları 700'e varan Muhacirlerle Ensâra -ki, bunların arasında Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr, Hasan, Hüse­yin, Mervan, Ebu Hüreyre ve bazı köleleri de vardı. Eğer isteseydi bun­lar, kendisini asilere karşı koruyabilirlerdi- şöyle dedi:[/justify]
      [justify]"Üzerinde hakkım olan herkese yemin verdiriyorum, kalkıp evine gitsin."[/justify]
      [justify]O esnada Hz. Osman'ın yanında sahabelerin önde gelenleri ve oğul­ları da vardı ki, bunlar büyük bir kalabalık teşkil ediyordu. Ayrıca kendi kölelerine de: "Her kim kılıcını kınına sokarsa o özgürdür, hürriyetine kavuşmuştur." dedi. Evin içinde savaş ateşi sönmüş, hava soğumuş, ama dışarda iş şiddetlenmiş, savaş ateşi alevlenmişti. İçerde savaş ate­şinin sönmesinin sebebi şuydu: Hz. Osman, ecelinin yaklaştığını göste­ren bir rüya görmüştü. Ve Allah'ın emrine kavuşacağını ümid etmiş, ay­rıca Rasûlullah (s.a.v.)'a da aşın derecede özlem duymuştu. Allah'ın em­rine teslim olmuştu ki, Adem oğullarının en hayırlısı kendisi olsun. Çünkü Adem oğullarından biri, kardeşi kendisini öldürmek istediği za­man kardeşine hitaben şöyle demişti: "Ben, hem benim hem de kendi günahını yüklenip cehennemliklerden olmanı isterim. Zalimlerin cezası işte budur." (ei-Mâidc, 29.)[/justify]
      [justify]Rivayete göre Hz. Osman, asilerin hücumuna uğradığı zaman ya­nından çıkan en son kişi Hz. Ali'nin oğlu Hasan olmuştur. O zaman şeh­rin valisi de Abdullah b. Zübeyr'di. Allah onlardan razı olsun.[/justify]
      [justify]Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Ömer'in oğlu Abdullah, RasûluİUah (s.a.v.)'m vefatından sonra işte o muhasara gününde ve bir de Necretül-Haruri vak'asmda silahını kuşanmıştır.[/justify]

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X