Aşşağıdaki ayetler sahabenin tamamını kapsamıyor.
Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teala bize sahabeye uymamamızı istemektedir. Açıkça Kuran sahabeye uymayın, sahabeye itaat etmeyin demektedir.
Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153
Bir anne düşünün savaşın ortasında, oğlunu imdada çağırıyor ama, oğlu arkasına bakmadan kaçıyor. Bu evlada ne denir? Birde annemizden daha çok sevmemiz emredilen Peygamber (s.a.a.) savaşın ortasında savaştan kaçan sahabeyi çağırıyor ve Kuran’ın ifadesiyle sahabe arkasına bakmadan kaçıyor. Zira Kuran “dönüp kimseye bakmıyordunuz” diye buyuruyor. Buhari bu savaşta 4 kişinin kaçmadığını beyan ediyor. Buhari’ye göre kaçmayanlardan biri İmam Ali.
Şimdi Kuran bize açıkça bu ayette sahabeye uymamamız konusunda ikaz ediyor. Zira bir kişi o savaşın içerisinde olsa ve sahabeye uysa o da kaçacak ve o da Kuran tarafından sahabeye uyduğu için kınanacak. Kuran burada sahabeye uymayı mı emrediyor, yoksa uymamayı mı?
Allah birçok yerde ve Huneyn günü size yardım etmiştir. Hani çokluğunuz sizi gururlandırmış, ancak bu size hiçbir yarar sağlamamıştı ve tüm genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmişti. Sonra geriye dönüp kaçmıştınız. Tevbe 25
Bu ayette de sahabenin Huneyn savaşından kaçtığı beyan ediliyor. Eğer bir kişi bu savaşta olsa vebu kaçansahabeye uysa Allah onu sahabeye uyduğu için kınayacaktır.O halde ashabım (sahabe) gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz ile bu ayet birbiriyle çelişmiyormu, kararı siz verin)
Bir ticaret veya eğlence gördüklerinde ona yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. Cuma 11
Şam’dan bir kafile gelir ve sahabe ucuz mal alabilmek için Peygamber efendimizi ayakta bırakarak mescidi terk ederler. Buhari’ye göre Mescitte kalanların sayısı sadece 12’dir. Bizde o Cuma namazında olsaydık bizimde o sahabeye uymamamız Allah ve Resulü tarafından emredilecekti. Kuran burada da kaçan sahabeye uymamamızı istiyor.
Ey iman edenler! Benim yolumda cihad etmek ve rızamı kazanmak için çıkmış iseniz, düşmanımı ve düşmanınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen hakkı inkar edip peygamberi ve sizi Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye yurtlarınızdan çıkarıyor ama siz onlara sevgi gösteriyor ve onlarla gizlice dostluk kuruyorsunuz….Sizden kim bu işi yaparsa gerçekten doğru yoldan sapmıştır. Mümtehine 2
Bu ayette de Allah bizden kafirleri gizlice dost edinen sahabeye uymamamızı istiyor. Hatta uyduğumuz taktirde ayetin son kısmında buyrulduğu gibi “doğru yol”dan sapacağımızı ifade ediyor.
Kendilerine “ellerinizi (savaştan) çekin, namazı hakkıyla ayakta tutun ve zekatı verin” denilen kimseleri görmedin mi? Onlara savaş yazılınca onlardan bir kesimi Allah’tan korkar gibi veya daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar ve dediler ki: “ey Rabbimiz! Niçin bize savaşı yazdı? Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen olmaz mıydı? Nisa 77
Burada da aynı şekilde bir kısım sahabeye uymamızı Allah istemiyor.
Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gurup oldunuz? (bir gurubunuz onlarla savaşmayı kabul ediyor, diğer gurubu etmiyor) Nisa 88
Nitekim Rabbin hak üzere seni evinden dışarı çıkarmıştı. Halbuki müminlerin bir kesimi bundan hoşlanmıyordu. Enfal 5
Ey iman edenler! Size ne oldu ki, Allah yolunda (savaş için) hareket edin” denildiği zaman ağırlaşarak yere çakılıp kaldınız. Tevbe/38
Ayet dikkat ederseniz “ey iman edenler” diyerek kafirlere, münafıklara seslenmiyor, direk sahabeye sesleniyor. Dolayısıyla biz o dönemde yaşasaydık, yine sahabeye uymamamız Allah ve Peygamberi tarafından istenecekti. Aşağıdaki ayetler ise Peygamberin hanımına yapılan bir iftiradan dolayı iniyor.
O büyük yalanı uyduranlar sizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın; bilakis bu sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine kazandığı günah vardır. İçlerinden bu günahın önemli bir kısmını üstlenene ise büyük bir azap vardır. Nur/11
Bunu işittiğiniz zaman mümin erkekler ve mümin kadınların kendileri hakkında iyilik düşünüp “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi? Nur /12
Buna dört şahit getirselerdi ya! Şahit getirmediklerine göre işte onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendileridir.Nur/13
Allah’ın dünya ve ahirette size yönelik lütuf ve merhameti olmasaydı, daldığınız bu konudan dolayı büyük bir azaba uğrardınız. Nur/14
Hani bu yalanı birbirinizden alıyor ve bilginiz olmadığı bir şeyi söylüyordunuz ve bunu önemsiz bir şey sayıyordunuz. Oysa bu Allah’ın katında büyük bir günahtır. Nur/15
Onu duyduğunuzda “Bunu konuşmamız bize yakışmaz…Bu bir iftiradır” deseydiniz ya! Nur/16
İman edenlerin içerisinde çirkin işlerin yayılmasını arzu edenlere dünya ve ahrette acı bir azap vardır. Nur/19
Yukarıdaki ayetler sahabenin yanlışlarını dile getiriyor. Peygamber efendimizin hanımlarından bir tanesi hakkında çok çirkin bir iftira atılıyor
Sahabe bu iftirayı sıradan bir erkeğin hanımına yapmıyor. Alemlere rahmet olarak gelmiş, canımızdan, annemizden, babamızdan daha çok sevmemiz gereken peygamberin hanımı hakkında yapılıyor. Allah aşkına peygamber efendimizin hanımını konuşmak bir müslümana yakışır mı? Bu durum gerçekten büyük bir ayıp, büyük bir utanç ama maalesef Sünni kardeşlerimiz bu olayı görmezden geliyor. Ama Allah Teala görmezden gelmiyor. Ve bir kez daha soruyorum. Biz o dönemde yaşasaydık ve bu sahabeye uysaydık acaba Allah katında durumumuz nasıl olurdu? Gerçekten de sahabeye uyduğumuz taktirde hidayet mi bulurduk?
Nasıl oluyor da peygamber efendimiz aralarındayken sürekli Allah tarafından kınanan bu bir kısım sahabe daha sonra peygamber aralarında ayrıldıktan sonra gökteki yıldızlar gibi oluyor? Peygamber efendimiz aralarındayken hata yapan sahabe, peygamber efendimiz aralarından ayrıldıktan sonra daha çok hata yapması gerekirken, zira mantık bunu emreder, nasıl oluyorsa kendilerine uymamız emrediliyor?
İlk naklettiğim ayete lütfen bir daha bakın. Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153
Düşünün ama lütfen iyi düşünün. Peygamber efendimiz bu insanları çağırıyor, yani yön vermeye çalışıyor. Peygamber (s.a.a) aralarında yön vermeye çalışırken dahi bu insanlar bu söze itaat etmiyorlarsa ve siratil müstakimden sapıyorlarsa, acaba peygamber aralarında yokken nasıl o çizgiden ayrılmayacaklar? Aşşağıdaki ayetlerde sahabe konusunda inmiş mi, inmemiş mi kararını siz verin.
Hiçbir peygambere, yeryüzünde düşmanı ezmeden esir almak düşmez. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa Allah ahreti istiyor…Enfal 67
Allah tarafından önceden verilmiş bir yazı (hüküm) olmasaydı, aldığınız şeyler yüzünden size büyük bir azap erişirdi. Enfal 68
Onlardan bazısı da, sadakalar konusunda (zekat ve ganimetleri dağıtma konusunda) seni eleştirirler. Eğer sadakalardan onlara verilirse hoşnut olurlar; verilmezse hemen kızarlar. Tevbe 58
Yeminlerini bozan, peygamberi çıkarmaya kalkışan ve size karşı (savaşı) ilk olarak kendileri başlatan kimselerle savaşmaz mısınız, yoksa onlardan korkuyor musunuz? Tevbe 13
Şimdi diyeceksiniz ki belki sahabe peygamberden sonra herşeyi dört dörtlük uygulamaya başladı. Kuran'ın bu ayetlerinden sonra sahabe değişti. Dolayısıyla kuran o dönemde yaşayan sahabeye uymamamızı istemektedir.
Peygamber aralarındayken, peygamber (s.a.a.) kendilerini normal bir zamanda da değil savaşın ortasında çağırıpta bu çağrıya kulak vermeyen, arkasına bakmadan kaçan, peygambere itaat etmeyen, peygamberden sonra her konuda tam bir teslimiyetle dine itaat edeceğinin garantisi nedir?
Şimdi birileri kıvırıyor ve diyorki sahabe peygamberin öldüğünü sandı onun için kaçtı. Oysa Kuran "peygamber sizi çağırdığı halde" diyor. Bakın Allah nasıl bu kıvırmaları yalanlıyor. Ölmüş bir insan kaçan sahabeleri çağırabilir mi? Kuran peygamberin ölmediğini, sahabeninde bunu bildiğini beyan ediyor.
ŞİACANLAR YANLIŞLARI MUTLAKA BELİRTSİNLER. BENİ VEBALDEN KURTARMIŞ VE BANA İYİLİK YAPMIŞ OLURLAR.
Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teala bize sahabeye uymamamızı istemektedir. Açıkça Kuran sahabeye uymayın, sahabeye itaat etmeyin demektedir.
Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153
Bir anne düşünün savaşın ortasında, oğlunu imdada çağırıyor ama, oğlu arkasına bakmadan kaçıyor. Bu evlada ne denir? Birde annemizden daha çok sevmemiz emredilen Peygamber (s.a.a.) savaşın ortasında savaştan kaçan sahabeyi çağırıyor ve Kuran’ın ifadesiyle sahabe arkasına bakmadan kaçıyor. Zira Kuran “dönüp kimseye bakmıyordunuz” diye buyuruyor. Buhari bu savaşta 4 kişinin kaçmadığını beyan ediyor. Buhari’ye göre kaçmayanlardan biri İmam Ali.
Şimdi Kuran bize açıkça bu ayette sahabeye uymamamız konusunda ikaz ediyor. Zira bir kişi o savaşın içerisinde olsa ve sahabeye uysa o da kaçacak ve o da Kuran tarafından sahabeye uyduğu için kınanacak. Kuran burada sahabeye uymayı mı emrediyor, yoksa uymamayı mı?
Allah birçok yerde ve Huneyn günü size yardım etmiştir. Hani çokluğunuz sizi gururlandırmış, ancak bu size hiçbir yarar sağlamamıştı ve tüm genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmişti. Sonra geriye dönüp kaçmıştınız. Tevbe 25
Bu ayette de sahabenin Huneyn savaşından kaçtığı beyan ediliyor. Eğer bir kişi bu savaşta olsa vebu kaçansahabeye uysa Allah onu sahabeye uyduğu için kınayacaktır.O halde ashabım (sahabe) gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz ile bu ayet birbiriyle çelişmiyormu, kararı siz verin)
Bir ticaret veya eğlence gördüklerinde ona yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. Cuma 11
Şam’dan bir kafile gelir ve sahabe ucuz mal alabilmek için Peygamber efendimizi ayakta bırakarak mescidi terk ederler. Buhari’ye göre Mescitte kalanların sayısı sadece 12’dir. Bizde o Cuma namazında olsaydık bizimde o sahabeye uymamamız Allah ve Resulü tarafından emredilecekti. Kuran burada da kaçan sahabeye uymamamızı istiyor.
Ey iman edenler! Benim yolumda cihad etmek ve rızamı kazanmak için çıkmış iseniz, düşmanımı ve düşmanınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen hakkı inkar edip peygamberi ve sizi Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye yurtlarınızdan çıkarıyor ama siz onlara sevgi gösteriyor ve onlarla gizlice dostluk kuruyorsunuz….Sizden kim bu işi yaparsa gerçekten doğru yoldan sapmıştır. Mümtehine 2
Bu ayette de Allah bizden kafirleri gizlice dost edinen sahabeye uymamamızı istiyor. Hatta uyduğumuz taktirde ayetin son kısmında buyrulduğu gibi “doğru yol”dan sapacağımızı ifade ediyor.
Kendilerine “ellerinizi (savaştan) çekin, namazı hakkıyla ayakta tutun ve zekatı verin” denilen kimseleri görmedin mi? Onlara savaş yazılınca onlardan bir kesimi Allah’tan korkar gibi veya daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar ve dediler ki: “ey Rabbimiz! Niçin bize savaşı yazdı? Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen olmaz mıydı? Nisa 77
Burada da aynı şekilde bir kısım sahabeye uymamızı Allah istemiyor.
Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gurup oldunuz? (bir gurubunuz onlarla savaşmayı kabul ediyor, diğer gurubu etmiyor) Nisa 88
Nitekim Rabbin hak üzere seni evinden dışarı çıkarmıştı. Halbuki müminlerin bir kesimi bundan hoşlanmıyordu. Enfal 5
Ey iman edenler! Size ne oldu ki, Allah yolunda (savaş için) hareket edin” denildiği zaman ağırlaşarak yere çakılıp kaldınız. Tevbe/38
Ayet dikkat ederseniz “ey iman edenler” diyerek kafirlere, münafıklara seslenmiyor, direk sahabeye sesleniyor. Dolayısıyla biz o dönemde yaşasaydık, yine sahabeye uymamamız Allah ve Peygamberi tarafından istenecekti. Aşağıdaki ayetler ise Peygamberin hanımına yapılan bir iftiradan dolayı iniyor.
O büyük yalanı uyduranlar sizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın; bilakis bu sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine kazandığı günah vardır. İçlerinden bu günahın önemli bir kısmını üstlenene ise büyük bir azap vardır. Nur/11
Bunu işittiğiniz zaman mümin erkekler ve mümin kadınların kendileri hakkında iyilik düşünüp “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi? Nur /12
Buna dört şahit getirselerdi ya! Şahit getirmediklerine göre işte onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendileridir.Nur/13
Allah’ın dünya ve ahirette size yönelik lütuf ve merhameti olmasaydı, daldığınız bu konudan dolayı büyük bir azaba uğrardınız. Nur/14
Hani bu yalanı birbirinizden alıyor ve bilginiz olmadığı bir şeyi söylüyordunuz ve bunu önemsiz bir şey sayıyordunuz. Oysa bu Allah’ın katında büyük bir günahtır. Nur/15
Onu duyduğunuzda “Bunu konuşmamız bize yakışmaz…Bu bir iftiradır” deseydiniz ya! Nur/16
İman edenlerin içerisinde çirkin işlerin yayılmasını arzu edenlere dünya ve ahrette acı bir azap vardır. Nur/19
Yukarıdaki ayetler sahabenin yanlışlarını dile getiriyor. Peygamber efendimizin hanımlarından bir tanesi hakkında çok çirkin bir iftira atılıyor
Sahabe bu iftirayı sıradan bir erkeğin hanımına yapmıyor. Alemlere rahmet olarak gelmiş, canımızdan, annemizden, babamızdan daha çok sevmemiz gereken peygamberin hanımı hakkında yapılıyor. Allah aşkına peygamber efendimizin hanımını konuşmak bir müslümana yakışır mı? Bu durum gerçekten büyük bir ayıp, büyük bir utanç ama maalesef Sünni kardeşlerimiz bu olayı görmezden geliyor. Ama Allah Teala görmezden gelmiyor. Ve bir kez daha soruyorum. Biz o dönemde yaşasaydık ve bu sahabeye uysaydık acaba Allah katında durumumuz nasıl olurdu? Gerçekten de sahabeye uyduğumuz taktirde hidayet mi bulurduk?
Nasıl oluyor da peygamber efendimiz aralarındayken sürekli Allah tarafından kınanan bu bir kısım sahabe daha sonra peygamber aralarında ayrıldıktan sonra gökteki yıldızlar gibi oluyor? Peygamber efendimiz aralarındayken hata yapan sahabe, peygamber efendimiz aralarından ayrıldıktan sonra daha çok hata yapması gerekirken, zira mantık bunu emreder, nasıl oluyorsa kendilerine uymamız emrediliyor?
İlk naklettiğim ayete lütfen bir daha bakın. Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153
Düşünün ama lütfen iyi düşünün. Peygamber efendimiz bu insanları çağırıyor, yani yön vermeye çalışıyor. Peygamber (s.a.a) aralarında yön vermeye çalışırken dahi bu insanlar bu söze itaat etmiyorlarsa ve siratil müstakimden sapıyorlarsa, acaba peygamber aralarında yokken nasıl o çizgiden ayrılmayacaklar? Aşşağıdaki ayetlerde sahabe konusunda inmiş mi, inmemiş mi kararını siz verin.
Hiçbir peygambere, yeryüzünde düşmanı ezmeden esir almak düşmez. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa Allah ahreti istiyor…Enfal 67
Allah tarafından önceden verilmiş bir yazı (hüküm) olmasaydı, aldığınız şeyler yüzünden size büyük bir azap erişirdi. Enfal 68
Onlardan bazısı da, sadakalar konusunda (zekat ve ganimetleri dağıtma konusunda) seni eleştirirler. Eğer sadakalardan onlara verilirse hoşnut olurlar; verilmezse hemen kızarlar. Tevbe 58
Yeminlerini bozan, peygamberi çıkarmaya kalkışan ve size karşı (savaşı) ilk olarak kendileri başlatan kimselerle savaşmaz mısınız, yoksa onlardan korkuyor musunuz? Tevbe 13
Şimdi diyeceksiniz ki belki sahabe peygamberden sonra herşeyi dört dörtlük uygulamaya başladı. Kuran'ın bu ayetlerinden sonra sahabe değişti. Dolayısıyla kuran o dönemde yaşayan sahabeye uymamamızı istemektedir.
Peygamber aralarındayken, peygamber (s.a.a.) kendilerini normal bir zamanda da değil savaşın ortasında çağırıpta bu çağrıya kulak vermeyen, arkasına bakmadan kaçan, peygambere itaat etmeyen, peygamberden sonra her konuda tam bir teslimiyetle dine itaat edeceğinin garantisi nedir?
Şimdi birileri kıvırıyor ve diyorki sahabe peygamberin öldüğünü sandı onun için kaçtı. Oysa Kuran "peygamber sizi çağırdığı halde" diyor. Bakın Allah nasıl bu kıvırmaları yalanlıyor. Ölmüş bir insan kaçan sahabeleri çağırabilir mi? Kuran peygamberin ölmediğini, sahabeninde bunu bildiğini beyan ediyor.
ŞİACANLAR YANLIŞLARI MUTLAKA BELİRTSİNLER. BENİ VEBALDEN KURTARMIŞ VE BANA İYİLİK YAPMIŞ OLURLAR.
Yorum