CÜNDEB BİN CÜNÂDE EBUZER-İL GIFÂRÎ'NİN (R.A) KISACA HAYATI
Ebuzer-i Gıfârî'nin inişli çıkışlı yaşantısı mücadeleyle başladı ve mücadeleyle son buldu. O, fesat ve yanlışlıkla mücadele edenlerin kahramanı; uşaklık edenlerin ve nifakçıların en büyük düşmanıdır.
O, Gifar kabilesinden idi. Bu kabile Mekke ile Medine arasında ikamet ediyordu. Hepsi de putperest ve müşrik idi. Ayrıca yağmacılık ve soygunculukta; kötülükte çok meşhur idiler.
O, çevresinin inancı tesirinde kaldığından gençliğinde putperest idi; ama temiz kalpli ve aydın fikirli olduğundan Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna varmadan önce putperestliği bırakmış ve tek olan Allah'a inanmıştı. O, temiz kalpliliği ve aydın fikirliliği sayesinde tevhide hazırdı. Küçük bir hadise onun tamamen inancını değiştirip put perestliği (babalarının dinini) terk etmesine neden oldu.
Bu Hadise Ne İdi?
O, bir gün sahraya koyun otlatmak için çıkmış ve putperestlik inancı gereğince putunu da yanına almıştı. Tuvalet ihtiyacı duyduğu için putu yere koyarak ondan uzaklaşmıştı. Döndüğünde karşılaştığı sahne onu çok şaşırttı! Bir tilkinin putu pislettiğini ve putunun da onun karşısında sessiz kaldığını görünce, kalbinin nurunu örten perde kenara itildi ve şöyle söyledi: "Bu nasıl bir İlahtır; sahradaki bir tilkiden kendisini koruyamıyan, beni nasıl koruyacak?!"
O, bu olayı gördükten sonra puta tapmayı bırakıp, bir olan Allah'a inanarak O'na tapmaya başladı. O, Resulullah'ı (s.a.a) ziyaret etmeden üç yıl önce namaz kılıyordu. Bir gün ondan: "Namaz kıldığında hangi kıbleye yöneliyordun?" diye sorduklarında O: "Allah'ın yönelttiği yere doğru."cevabını verdi.[1][
Ebuzer-i Gıfârî'nin inişli çıkışlı yaşantısı mücadeleyle başladı ve mücadeleyle son buldu. O, fesat ve yanlışlıkla mücadele edenlerin kahramanı; uşaklık edenlerin ve nifakçıların en büyük düşmanıdır.
O, Gifar kabilesinden idi. Bu kabile Mekke ile Medine arasında ikamet ediyordu. Hepsi de putperest ve müşrik idi. Ayrıca yağmacılık ve soygunculukta; kötülükte çok meşhur idiler.
O, çevresinin inancı tesirinde kaldığından gençliğinde putperest idi; ama temiz kalpli ve aydın fikirli olduğundan Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna varmadan önce putperestliği bırakmış ve tek olan Allah'a inanmıştı. O, temiz kalpliliği ve aydın fikirliliği sayesinde tevhide hazırdı. Küçük bir hadise onun tamamen inancını değiştirip put perestliği (babalarının dinini) terk etmesine neden oldu.
Bu Hadise Ne İdi?
O, bir gün sahraya koyun otlatmak için çıkmış ve putperestlik inancı gereğince putunu da yanına almıştı. Tuvalet ihtiyacı duyduğu için putu yere koyarak ondan uzaklaşmıştı. Döndüğünde karşılaştığı sahne onu çok şaşırttı! Bir tilkinin putu pislettiğini ve putunun da onun karşısında sessiz kaldığını görünce, kalbinin nurunu örten perde kenara itildi ve şöyle söyledi: "Bu nasıl bir İlahtır; sahradaki bir tilkiden kendisini koruyamıyan, beni nasıl koruyacak?!"
O, bu olayı gördükten sonra puta tapmayı bırakıp, bir olan Allah'a inanarak O'na tapmaya başladı. O, Resulullah'ı (s.a.a) ziyaret etmeden üç yıl önce namaz kılıyordu. Bir gün ondan: "Namaz kıldığında hangi kıbleye yöneliyordun?" diye sorduklarında O: "Allah'ın yönelttiği yere doğru."cevabını verdi.[1][
Yorum