Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ebuzer-i Gıfârî'

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: Ebuzer-i Gıfârî'

    O Yalnız Yaşar; Yalnız Ölür Ve Yalnız...



    Allah Resulü'nün Tebûk gazvesinde Ebuzer hakkında söylediği bu söz, tam 23 üç yıl sonra gerçekleşmiş oldu. Tek suçu hak ve hakikati söylemek ve adalete davet etmek olan Ebuzer, bu suçundan (!!) dolayı sürgünde bulunduğu Rebeze çölünde, günden güne bedenî gücünü kaybederek yatağa düştü. O, artık iniş-yokuşlarla dolu ömrünün son saatlerini geçiriyordu. Vefalı eşi bir taraftan onun nurlu ama çilekeş simasına bakarak ağlıyor; bir taraftan da kocasının alnından akan ter damlalarını siliyordu. Ebuzer sordu: "Neden ağlıyorsun?"

    -Çünkü sen ölürsen şimdi, seni kefenleyecek bir elbise bile yoktur yanımda!

    Güneşin ufuktaki batışı gibi hüzün dolu bir tebessüm sardı dudaklarını ve şöyle dedi vefalı eşine:

    -Sakin ol; ağlama. Ben bir gün bir grup sahabiyle birlikte Allah Resulü'nün (s.a.a) huzurundaydım. Resulullah yüzünü bize çevirerek şöyle buyurdu: "Sizden birisi, bir çölün düzünde, insanlardan uzak bir şekilde ölecek ve bir grup mu'min (gelerek) onu defnedeceklerdir." O gün o toplantıda bulunanların hepsi, insanların bulunduğu ve yaşadığı yerlerde dünyadan göçmüşlerdir. Onlardan henüz yaşayan bir tek ben kalmışım; bu yüzden Allah Resulü'nün haber verdiği kimse, hiç şüphesiz benim. Ben öldükten sonra, Irak hacılarının yolu üzerinde otur; çok geçmeden mu'minlerden bir grup gelecektir; benim ölümümü onlara heber verirsin.

    Eşi "Artık kervanların geçme zamanı sona ermiştir" deyince, şu cavabı verdi Ebuzer: "Sen yolu gözetle; Allah'a and olsun ki ne ben yalan söylüyorum, ne de bana heber veren kimse yalan söylemiştir." İşte bu Ebuzer'in son cümlesiydi; bunu söyledikten sonra, aziz ruhu melekut âlemine göçüp gitti.[89][89]

    Evet, Ebuzer'in söylediği gibi, çok geçmeden, Abdullah bin Mes'ud, Hucr bin Adiyy ve Mâlik-i Eşter gibi büyük şahsiyetlerin de içinde bulunduğu bir kafile uzaktan belirdi. Onlar yaklaştıklarında, ilginç bir manzarayla karşılaştılar. Abdullah dikkatle baktığında, cansız bir bedenin yerde yattığını ve yanında da yalnız bir kadın ve çocuğun ağladığını gördü.

    Abdullah binitinin yularını onlara doğru çevirdi; kafile de onu takip etmeğe başladı. Abdullah yakından cansız bedeni görünce şaşırıp kaldı; bu dostu ve İslam'daki kardeşi Ebuzer'di!

    Gözlerinin yaşarmasına engel olamadı. O pak bedenin baş ucunda durdu. Aniden Resulullah'ın Tebûk seferinde onun hakkında buyurduğu sözü hatırladı ve şöyle dedi: "Evet, Allah Resulü doğru söylemiştir; sen yalnız yaşar, yalnız ölür ve yalnız dirilirsin mezarından!"

    Daha sonra Abdullah, onun mutahhar bedenine namaz kıldı ve beraberce defnettiler Ebuzer'i. Defin işlemlerinin ardından, Mâlik-i Eşter onun mezarının başında durup şöyle dedi: "Allah'ım, bu, Resulullah'ın dostu, arkadaşı Ebuzer'dir. O ömür boyu sana ibadet etti. Senin yolunda müşriklerle cihad etti ve hak yolunu takip etmede asla şaşmadı. Ancak dili ve kalbiyle fesat ve münkerle mücadele ettiği için, zülme, haksızlığa, mahrumiyet ve tahkire uğradı. Sürgün edildi ve bilahare gurbet ve yalnızlık diyarında can verdi!"[90][90]

    Allah'ın selamı, rahmet ve berekatı ona ve hak ve hakikat yolunun bütün sâdık yolcularına olsun. Amin!


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #47
      Ynt: Ebuzer-i Gıfârî'

      [1][1]- Hilyet- ul Evliya, C.1, S.157; Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.220

      [2][2]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.224-225, Az bir farkla El-İsabe, C.4, S.63-64 ve El-İstiab, C.4, S.62- 63' de naklolunmuştur.

      [3][3]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.223

      [4][4]- Tabakât-ı İbn-i sa'd, C.4, S.224; Üsd-ül Gabe, C.1, S.30, El-İsabe, C.4, S.64; El-İstiab, C.4, S.62

      [5][5]- Vakı-a / 10-11

      [6][6]- Hadid/ 10

      [7][7]- Hilyet-ül Evliyâ, C.1, S.158-159; Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.225; El-İstiâb, C.4, S.63 ; El-İsâbe, C.4, S.64; Ed-Derecâr-ür Rafia, S.228

      [8][8]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.223

      [9][9]- Ed-Derecâr-ür Rafia, S.237

      [10][10]- İhticac-i Tabersî, C.1, S.830 ve az bir farkla Kâmus-ur Ricâl, C.2, S.448'de naklolunmuştur.

      [11][11]- Tarih-i Yakubî, C.2, S.161

      [12][12]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.228 ; Üsd-ül Gabe, C.1, S.301; Ricâl-î Keşşî, S.28; Ed-Derecâr-ür Rafia, S.231

      [13][13]- Ed-Derecâr-ür Rafia, S.236; Kâmus-ur Ricâl, C.2, S.454

      [14][14]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.228; Ed-Derecâr-ür Rafia, S.231

      [15][15]- Hilyet-ül Evliyâ, C.1, S.162; Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.229

      [16][16]- Ricâl-î Keşşî, S.30; Kâmus-ur Ricâl, C.2, S.448; Ed-Derecât-ur Rafia, S.241

      [17][17]- Kâmus-ur Ricâl, C.4, S.446; Ed-Derecât-ur Rafia, S.235; Usul-ül Kâfî, C.S.587

      [18][18]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.235

      [19][19]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.229; Hilyet-ül Evliyâ, C.1, S.160

      [20][20]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.4, S.230

      [21][21]- Hilyet-ül Evliyâ, C.1, S.160

      [22][22]- Tabakât-ı İbn-i sa'd, C.4, S.236

      [23][23]- Tabakât-ı İbn-i Sa'd, C.1, S.186

      [24][24]- Sire-i İbn-i Hişam, C.2, S.57

      [25][25]- Ensâb-ül Eşrâf, C.5, S.27; El-İstiab, C.1, S.316; Üsd-ül Gabe, C.1, S.34

      [26][26]- El-İstiab, C.1, S.317

      [27][27]- Müstedrek-i Hakim, C.4, S.479

      [28][28]- El-İsabe, C.1, S.345; Üsd-ül Gabe, C.1, S.34

      [29][29] Üsd-ül Gabe, C.2, S.34; El-İsabe, C.1, S.317

      [30][30] Tarih-i Yakubi, C.2, S.154

      [31][31] Tarih-i Yakubi, C.2, S.158

      [32][32] Ensâb-ül Eşrâf, C.5, S.28

      [33][33] El-Maarif, S.64; İkd-ü Ferid, S.64; Şerh-i Nehc-ül Belağa İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.198

      [34][34] Maarif, S.64; Ensab-ul Eşraf' Belâzurî, C.5, S.28

      [35][35] El-Kamil-u Fi'ttarih, C.3, S.38

      [36][36] Tarih-i Yakubi, C.3, S.50

      [37][37]- 'El-Mearif' İbn-i Kuteybe, S.64; İkd-ül Ferid, C.4, S.65; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.198

      [38][38]- Tarih-i Yakubi, C.3, S.50; İkd-ül Ferid, C.4, S.65; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.198

      [39][39]- 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.199

      [40][40]- Ensab-ul Eşrab, C.5, S.28

      [41][41]- 'El-Mearif' İbn-i Kuteybe, S.64; İkd-ül Ferid, C.4, S.65; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.198

      [42][42]- Ensab-ul Eşraf, C.5, S.28

      [43][43]- 'El-İkd-ül Ferid', C.4, S.65; 'El-Maarif' İbn-i Kuteybe, S.64; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.2, S.158

      [44][44]- Tarih-i Yakubi, C.2, S.158

      [45][45]- 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.199

      [46][46]- Nehc-ül Belağa, 67. Mektup

      [47][47]- Sünen-i Beyhaki, C.6, S.348

      [48][48]- Rahmetli Allame Emini bu servetlerin tarihi kaynaklarını değerli kitabı El-Gadir, C.8, S.293'te nakletmiştir.

      [49][49]- Nehc-ül Belağa, 3. Hutbe

      [50][50]- 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.1, S.269

      [51][51]- Tevbe/34

      [52][52]- Ed-Derecâr-ür Rafia, S.242 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.3, S.54

      [53][53]- Bakara /177

      [54][54]- Muruc-uz Zeheb, C.2, S.345

      [55][55]- Ed-Derecât-ür Rafia, S.243; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.3, S.54

      [56][56]- Umdet-ul Kari, C.4, S.291; El -Gadir, C.8, S.333' ün nakline göre.

      [57][57]- Ed-Derecâr-ür Rafia, S.243; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.8, S.257- 258

      [58][58]- 'Muruc-uz Zeheb', C.2, S.349; 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.8, S.358; Ed- Derecat-ul-Rafia, S.244

      [59][59]- Cundeb kelimesinin musağğarıdır. Arap dilinde karşıdakini tahkir etmede kullanılır.

      [60][60]- Ed-Derecat-ul Rafia, S.244- 'Şerh-i Nehc-ül Belağa' İbn-i Ebil Hadid, C.8, S.258

      [61][61]- 2- kg

      [62] [62]- Resulullah'ın "Gökyüzü altında ve yeryüzü üzerinde Ebuzer'den daha doğru konuşan birisi yoktur" sözüyle halifenin onun hakkında söylediğini bir mükayese edin ve ortaya çıkan vahim tabloya bakın!!...

      [63][63] Ed-Derecat-ür Rafia, S.245; Şerh-i Nehc-ül Belağa (İbn-i Ebil Hadid), C.8, S.260

      [64][64] Muruc-üz Zeheb, C.2, S.350

      [65][65]- "Şerh-i Nehc-ül Belağa" İbn-i Ebil Hadid, C.8, S.252; Ed-Derecâr-ür Rafia, S.248

      [66][66]- Muruc-üz Zeheb, C.2, S.350; Ed-Derecat-ul Rafia,, S.249

      [67][67]- Sahih-i Buhari, C.1, S.107, Zekat babı, Mısır baskısı.

      [68][68]- El-Kamil, İbn-i Esir, C.3, S.56; 'El İtkan Fi Ulum-il Kur'an'da Kur'an'ın toplanmasını hicretin 25. yılı olarak yazmıştır.

      [69][69]- Ensab-ul Eşraf, C.5, S.55

      [70][70]- Ensab-ul Eşraf, C.5, S.54

      [71][71]- Ensab-ul Eşraf, C.5, S.54; Yakubi de bu olayı az bir farkla kendi kitabında, C.2, S.163'te nakletmiştir.

      [72][72]- Ensab-ul Eşraf, C.5, S.54

      [73][73]- Tarih-i Taberi,, C.4, S.283, Mısır baskısı.

      [74][74]- El-Gadir,, C.8,, S.335-336

      [75][75]- El-Kamil-u Fit-Tarih, C.3, S.55

      [76][76]- Şerh-i Nehc-ül Belağa, C.8, S.262

      [77][77]- Ensab-ul Eşrab,, C.5,, S.24

      [78][78]- Tarih-i Yakubi,, C.2,, S.153

      [79][79]- Tarih-i Yakubi,, C.2,, S.163; Kamil-i İbn-i Esir,, C.3,, S.43; Tarih-i Hulefa, S.155

      [80][80]- El-Gadir, C.8,, S.123

      [81][81]- El-Bidayet-u ve-Nihaye,, C.7,, S.155-165

      [82][82]- El-Gadir, C.8, S.341

      [83][83]- Taberi,, C.4, S.284; El Bidayet-i ve Nihaye,, C.7,, S.155

      [84][84]- İbn-i Hacer kendi kitabı 'Feth-ul Bari', C.3, S.218'de bu olayı naklettikten sonra şöyle diyor: "Doğru olan şudur ki,
      Ebuzer o hükümdar ve halifeyle muhalefet ediyordu ki, kendileri için mal ve servet topluyor, sonra da onu gerekli ve uygun yerlerde harcamıyorlardı."



      [85][85]- El-Emval-u Ebi Ubeyd, S.269

      [86][86]- Nehc-ül Belağa 3. Hutbe

      [87][87]- Aynı kitap 126. Hutbe

      [88] [88]- Nehc-ül Belağa, 62. Mektup

      [89] [89]- Üsd-ül Gâbe, C.1, S.302, Tabakat-ı İbn-i Sa'd, C.4. S.233, Hilyet-ül Evliyâ, C.1, S.302.

      [90] [90]- Ed-Derecât-ür Rafia, S.252.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #48
        Ynt: Ebuzer-i Gıfârî'

        emeğine sağlık abla
        bu kadar uzun konuları bilgisayardan değil de kitaptan okuyorum
        gözüm rahatsız oluyor sonra :-\

        mutlaka okumak istediğim bir sahabenin hayatını eklemişsin olmasa her bilgisayarı açadan bir mesajını okuyayım

        bakayım artık
        Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

        Yorum


          #49
          Ynt: Ebuzer-i Gıfârî'

          sagol bacicanim...
          evet bilgisayardan okumak zor oluyor, ya birer birer okunacak veya gerektigi zaman kaynak olarak bakilacak artik...



          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X