Hz. Ebu Bekr (r.a) Der ki:
-Kendine kabir değil, kendini kabre hazırla.
-Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur.
-Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir.
-Zulüm, vefasızlık ve hile kimde bulunursa zararı yine kendine dokunur.
-Kitaplar, akıllı kişilerin bahçeleridir.
-Cahil abid, şeytanın oyuncağıdır. Tıpkı fareyi cebinde taşıyanlar gibi.
-Komşunla kavga etme, misafir gider o kalır.
-İstişarede doğru söyle ki, görüş doğru olsun..
-Halka iyilik etmek, afetlerden ve belalardan korunmayı gerektirir.
-Takva, akıllıca yapılan işlerin en güzelidir.
-Hakk'a asi olmak, ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir.
-Verilen emaneti yerine getirmek, en üstün doğruluktur.
-Hıyanet olarak da en önde, yalan gelir.
-Mazlumun bedduasından korkunuz...
-Ölümü özüne sevdir. Nasıl olsa gelecek.
-İşlerinizi çevirmek için başınıza geçtim... Doğrulukta devam ettiğim müddet bana uyunuz, kaydığımı görünce de bana kıyam hakkınızdır.
-Sonun iyiliği, evvelin iyiliği kadar olur.
-Mazlumun bedduasından korkunuz.
-Ölümden korkma ki, hayat bulasın.
-Dostuna dost ol ve bütün dostlarını hukukta eşit tut.
-Sabredin ki, her şeyin başı sabırdır.
-Düşmana karşı cesaret göster. Çünkü korkarsan maiyetin de korkak olurlar.
-Ne söylediğini ve ne zaman söylediğini düşün.
-Farz eda olunmadıkça nafile kabul olunmaz.
-Allah, dışını gördüğü gibi içini de görür.
-Zulüm, verdiği sözü bozmak, hile; bu üç haslet kimde varsa, zararları yine kendine dokunur.
-Hakk'ı tanıyanların kölesi ol...
-Ya Rabbi! Ruhumu Müslüman olarak al ve beni salihlerle beraber haşreyle.
EBÛ BEKR-İ SIDDÎK (r.a): Abdüllah bin Ebû Kuhâfe Osman bin Âmir bin Kâ'b bin Sa'd bin Teym bin Mürre bin Kâ'b Kureyşî, Eshâb-ı kirâmın en üstünü, Aşere-i mübeşşerenin birincisidir. Resûlullahın mağara arkadaşı ve ilk halîfesidir. Annesinin adı Ümmülhayrdır. Manifatura tüccârı olup, çok zengin idi. Kureyşin ileri gelenlerindendi. Hatîce, Ali ve Zeyd bin Hârise'den sonra, dördüncü olarak îman edendi. Resûlullah'a fevkalâde sıdkı ve sevgisi vardı. Osman, Zübeyr, Abdürrahmân, Sa'd bin Ebî Vakkâs, Talha gibi üstün Sahâbîler, Ebû Bekrin çağırması ile îmana geldi. Malının hepsini, Resûlullahın uğrunda harc etti. Çok hadis-i şerif ile ve âyet-i kerime ile medh olundu. Bütün gazâlarda bulundu. Kendini Resûlullaha siper ederdi. Resûlullah vefât ettiği gün, Hz. Ömerin aklı gidip, (Resûlullah göğe çıktı. Kim Ona öldü derse boynunu vururum) diyerek kılıcını çekti. Herkes, üzüntüden ve Ömerin bu hâlinden korktuğu hâlde, Ebû Bekr büyük cesaret ile arslan gibi ortaya çıkıp, (Resûlullahın her insan gibi öleceğini) bildiren âyet-i kerimeyi okudu. Te'sîrli sözleri ile, nasihat ederek, halkı sükûna ve huzura getirdi. Müminlere tesellî verdi. Eshâb-ı kirâmın sözbirliği ile halîfe seçilip, önce, mürted olanlarla ve Peygamber olduklarını söyliyerek câhil köylüleri aldatan Esved-i anesî ve Müseylemetülkezzâb ve Sicah hâtun ve Tuleyhat ibni Hüveylid ile ayrı ayrı harp edip, hepsini kahr ve mahv eyledi. Hîre ve Enbâr şehirlerini feth eyledi. Hâlidi ve Ebû Ubeydeyi büyük ordu ile Şâma gönderdi. Dîn-i islâmı yeniden düzene koydu ve kuvvetlendirdi. İki sene, üç ay ve on gün hilâfetten sonra, hicretin onüçüncü yılı, Cemâzil-âhır ayı yirmiikinci salı günü, akşamdan sonra, 63 yaşında vefât etti. (Taberî, Tarih, Beyrut ty, III, 197,198; İbnül-Esir, Tarih, Beyrut 1979, II, 115 vd.)
Yorum