Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

    ama birşey soracam...sümeyye annemizde bu ankete konulmalıdı bencce...çünkü ilk müslüman şehittir.....o da alemde kadinlardan en üstlerinden biri bence...

    Yorum


      #47
      Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

      melahat kardesim; bir ayet veya bir hadis biliyorsaniz getirin demekten baska birsey diyemiyorum...


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #48
        Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

        [quote author=gulistan_2 link=topic=5054.msg39953#msg39953 date=1246294849]
        melahat kardesim; bir ayet veya bir hadis biliyorsaniz getirin demekten baska birsey diyemiyorum...
        [/quote]
        Allah Bize Yeter!
        O Ne Güzel Vekildir...

        Yorum


          #49
          Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

          [quote author=-melahat- link=topic=5054.msg39941#msg39941 date=1246288343]
          ama birşey soracam...sümeyye annemizde bu ankete konulmalıdı bencce...çünkü ilk müslüman şehittir.....o da alemde kadinlardan en üstlerinden biri bence...
          [/quote]

          Şehidliğin ilki sonuncusuna üstünlük sağlamaz diye düşünüyorum .Allah razı olsun şehid bir sürü kadın var.

          Yorum


            #50
            Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

            MUallim kardeşim:

            Verdiğin ilk 2 ayette ''uzkuru'' yani hatırlayın ifadesi bulunduğundan dolayı ayet tamamen eski bir olaydan bahsediyor.Yani orda üstünlük var ama o üstünlükt4 eskidendi.Yoksa israil oğulları bunu neden unutsun ???

            Yazdığınız 3. ayete gelince.Orda '' o '' ifadesi HZ.Muhammed olsa haklı olabilirdiniz ma bahsedilen kişi Hz.Musa Yani üstünlüğü söyleyen Hz.Musa olduğu için yine o zaman için geçerli olduğunu gösterir üstünlüğün ayet.

            4. ayete gelince

            17. Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

            Buda sonraki ayet.Bu ayete göre onlar ihtilafa düşmüş.Bu yüzden üstünlüğü kaybetmişler.Burdada üstünlüğü hayatta oldukları zaman üstünlüğü kaybettiklerini gösterir.

            Ama Hz.Meryemle ilgili ayette bu açıklamaların hiçbirini yapamayız.

            Hadis konusuna gelince

            Fâtıma, cennet kadınlarının efendisidir. Tabii ki Hz. Meryem’in üstün durumu hesaba katılmazsa..

            Tirmizî, “menâkıb” 60, 63; Ahmed b. Hanbel, III, 64, 80.

            Hz.Meryemin üstünlüğünü söyleyen hadislerde var.Bu yüzden Her zaman olduğu gibi Allahın kitabı tek güvenilir olandır.Ve ayette Hz.Meryemin üstünlüğü açık bir şekilde belirtilmiş.

            Yorum


              #51
              Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

              [quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg39917#msg39917 date=1246271522]
              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]
              Aklına göre hiçbir hadisi reddetmeye hakkın yoktur senin. Reddetmek istiyorsan onu da ayet ve hadislerle reddedebilirsin ancak. [/quote]

              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "Fatıma kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [/quote]

              Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran / 42)

              istiyosunuz ki Allah'ın ayetini bir kenara atıp sizin hadis olduğunu iddia ettiğiniz, Allahın ayetine muhalefet eden sözlere iman edeyim..ben bundan Allah'a sığınırım..

              sizin yapmanız gereken ehlibeyt taassubunu bir kenara bırakmak ve Allahın ayetine iman ederek hz meryem'in alemlerin kadınları içerisinde en üstün olduğuna iman etmektir..

              seçim sizin.. ya Allah'ın sözlerine iman edersiniz, ya da biz kuranı anlamayız diyerek onu bir tarafa itip sözkonusu rivayeti nakledenlerin sözlerine..





              [/quotUzat anlini da bir öpeyim kardesim[quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg39917#msg39917 date=1246271522]
              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]
              Aklına göre hiçbir hadisi reddetmeye hakkın yoktur senin. Reddetmek istiyorsan onu da ayet ve hadislerle reddedebilirsin ancak. [/quote]

              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "Fatıma kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [/quote]

              Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran / 42)

              istiyosunuz ki Allah'ın ayetini bir kenara atıp sizin hadis olduğunu iddia ettiğiniz, Allahın ayetine muhalefet eden sözlere iman edeyim..ben bundan Allah'a sığınırım..

              sizin yapmanız gereken ehlibeyt taassubunu bir kenara bırakmak ve Allahın ayetine iman ederek hz meryem'in alemlerin kadınları içerisinde en üstün olduğuna iman etmektir..

              seçim sizin.. ya Allah'ın sözlerine iman edersiniz, ya da biz kuranı anlamayız diyerek onu bir tarafa itip sözkonusu rivayeti nakledenlerin sözlerine..





              [/quote]


              Uzat anlini da bir öpeyim kardesim.

              Allah razi olsun !..
              Hayat da en Hakiki Mürsit ilimdir ( Hz. Ali )

              Yorum


                #52
                Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                [quote author=muallim link=topic=5054.msg39935#msg39935 date=1246286161]
                Muhterem kardeş,
                senin mantığınla hareket edecek olursak İsrail oğullarını da bütün insanlardan üstün görmemiz gerekecektir. Zira Kuran oların hakkında şöyle buyurmaktadır:

                Bakara 7- “ Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.”

                Bakara 122- “Ey İsrail oğullan! Size verdiğim nimeti ve sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün tuttuğumu hatırla­yın."

                A'râf 140- “O sizi âlemlere üstün kılmışken, ben size Allah'tan başka bir ilah mı arayacağım?” dedi.

                Câsiye 16- “ Şüphesiz biz İsrail oğullarına kitap, hüküm ve peygamberlik verdik, onları temiz ve güzel şeylerden rızıklandırdık ve onları âlemlere karşı üstün kıldık."

                Şimdi bu ayetlere dayanarak İsrail oğullarını gelip geçmiş ve kıyamete kadar da gelecek olan bütün insanlardan üstün bilmemiz mi gerekir? Bu ayetler kendi dönemlerinin insanları için geçerli olabilir ancak. İşte bunun için hadislere de başvurmamız gerekiyor diyorum. Her şeyi kafamıza göre yorum yapamayız.

                Meryem’le ilgili söz konusu ayete gelince;
                acaba bu ayette sözü edilen seçilme ve öne geçirilme durumu her açıdan mı,
                yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler
                dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile
                müjdeliyor."
                ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona
                kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet
                kıldık."
                (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
                korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
                kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
                olanlardandı."
                (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz.
                Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan
                farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
                Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya
                getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne
                geçirilmiştir.

                Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini
                ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve
                "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar
                değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır.

                Üste aktarmış olduğum hadisleri tekrar gözden geçirirseniz
                Hz. Fatıma'nın bütün kadınlardan daha üstün olduğunu anlarsınız.
                Kuran’ı tefsir etmek bu kadar kolay olmasa gerek.
                [/quote]

                Ben de göktürk kardeş gibi yapayım: ))

                [quote author=muallim link=topic=5054.msg39935#msg39935 date=1246286161]
                Muhterem kardeş,
                senin mantığınla hareket edecek olursak İsrail oğullarını da bütün insanlardan üstün görmemiz gerekecektir. Zira Kuran oların hakkında şöyle buyurmaktadır:

                Bakara 7- “ Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.”

                Bakara 122- “Ey İsrail oğullan! Size verdiğim nimeti ve sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün tuttuğumu hatırla­yın."

                A'râf 140- “O sizi âlemlere üstün kılmışken, ben size Allah'tan başka bir ilah mı arayacağım?” dedi.

                Câsiye 16- “ Şüphesiz biz İsrail oğullarına kitap, hüküm ve peygamberlik verdik, onları temiz ve güzel şeylerden rızıklandırdık ve onları âlemlere karşı üstün kıldık."

                Şimdi bu ayetlere dayanarak İsrail oğullarını gelip geçmiş ve kıyamete kadar da gelecek olan bütün insanlardan üstün bilmemiz mi gerekir? Bu ayetler kendi dönemlerinin insanları için geçerli olabilir ancak. İşte bunun için hadislere de başvurmamız gerekiyor diyorum. Her şeyi kafamıza göre yorum yapamayız.

                Meryem’le ilgili söz konusu ayete gelince;
                acaba bu ayette sözü edilen seçilme ve öne geçirilme durumu her açıdan mı,
                yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler
                dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile
                müjdeliyor."
                ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona
                kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet
                kıldık."
                (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
                korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
                kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
                olanlardandı."
                (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz.
                Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan
                farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
                Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya
                getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne
                geçirilmiştir.

                Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini
                ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve
                "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar
                değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır.

                Üste aktarmış olduğum hadisleri tekrar gözden geçirirseniz
                Hz. Fatıma'nın bütün kadınlardan daha üstün olduğunu anlarsınız.
                Kuran’ı tefsir etmek bu kadar kolay olmasa gerek.
                [/quote]

                Ben de göktürk kardeş gibi yapayım: ))
                Oldu mu yani şimdi? Kardeşler delille konuşalım.
                Delille konuşmak niye ağır geliyor ki? Zeydiyye kardeşin bir cevabı varsa buyursun istifade edelim.
                ok mi: )
                Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                Yorum


                  #53
                  Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                  [b]sizin sunduğunuz deliller sadece kendi akıl yürütmenizden öte bişi değil..

                  bunu yaparken haram olduğunu sürekli ifade ettiğiniz kıyasada girmekten geri durmamışsınız.. israiloğulları ile hz meryem arasıne ne ilgi var? bu nasıl bi kıyastır böyle?

                  israiloğulları ile ilgili üstünlüğün sadece o döneme ait olduğunu zaten kuranı kerim bildiriyo bize. sonradan yine onlar hakkında inen , onların saptığına dair bir sürü ayet var...örnek;

                  İsrailoğulları'ndan küfredenler, Davud ve Meryem'in oğlu İsa diliyle lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri yüzündendi.

                  isailoğullarının üstün kılınması ile hz meryemin üstün kılınması arasındaki kıyasınız batıldır.. çünkü ne siz ne bi başkası hz meryemin bu üstünlüğünün tıpkı israiloğulları gibi sonradan alındığını iddia edemez..Onun alemlerin kadınları üzerindeki üstünlüğü kıyamete kadardır. hz meryemin üstünlüğünün sadece belli nedenlere dayandığı hakkındaki akli yorumunuz ise sadece sizi bağlar..

                  diyosanız ki bizi Allah'ın ayetleri tatmin etmedi, yetmiyo, illaki hadis isteriz.. buyrun size hadis;

                  [quote author=Murtazaali link=topic=5054.msg39792#msg39792 date=1246198067]

                  Tefsir-ul Kummî'de "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." ifadesiyle ilgili olarak İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle dediği rivayet edilir: "Allah, onu iki kere seçti. Birincisinde, kadınların içinden onu tercih etti. İkincisinde ise, bir erkek eli değmediği halde hamile kalmasını sağlamakla onu dünya kadınlarından üstün kıldı." (c.1, s.102)



                  Yine aynı eserde, İbn-i Asakir İbn-i Abbas'tan şöyle rivayet eder: "Resulullah Efendimiz (s.a.a) buyurdu ki: "Cennet kadınlarının efendisi İmrân kızı Meryem, sonra Fatıma, sonra Hatice, sonra Firavun'un karısı Asiye'dir." (c.2, s.23)
                  [/quote]

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                    Zeydiyye kardeş, sana anlatmak istediğimi anlayamamışsın maalesef. Allah Teala "Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.” buyurunca kıyamet gününe kadar bütün insanlardan üstünsünüz buyurmadığı gibi Hz. Meriyem'i de "Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti." buyurmasıyla bütün kadınlardan üstün kılmamıştır. Kendi dünemlerinin insanlarından üstün olduklarını buyurmuştur. İsrail oğulları da Allah'ın kelamını anlamadıklarından kendilerinin bütün insanlardan üstün olduğunu sandılar, oysa onlardan daha vahşi bir millet yoktur.
                    Hz. Meryem de Hz. İsa'yı dünyaya getirmekle kendi düneminin bütün kadınlarından üstün kılınmıştır, kıyamet gününe kadar gelip geçecek bütün kadınlardan değil. Hz. Meryem Hz. İsa'yı dünyaya getirmişse, Hz. Fatıma da İmam Hasan ve İmam Hüseyin gibi iki imamı dünyaya getirmiştir. Babası Peygamberlerin en üstünü, eşi İmamların babası ve vasilerin en üstünü, evlatları da cennet gençlerinin en üstünü, kendisi de kadınların hanımefendisidir. Bilgisini Kuran'dan ve Hz. Peygamber gibi bir babadan almıştır. İbadetlerini de söylemeye gerek yok. Yani hangi açıdan bakarsanız bakın bütün kadınlardan üstün olduğunu anlarsınız.
                    Ben akli yorum yapmadım, ben hadislere dayanarak ve tefsir kitaplarına müracaat ederek söyledim. Yazdıklarım kendi sözüm değil, büyük müçtehitlerin sözüdür. Bu sözü söyleyen Allame Tabatabaidir:

                    "Meryem’le ilgili söz konusu ayete gelince;
                    acaba bu ayette sözü edilen seçilme ve öne geçirilme durumu her açıdan mı,
                    yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler
                    dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile
                    müjdeliyor." ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona
                    kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet
                    kıldık." (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
                    korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
                    kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
                    olanlardandı." (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz.
                    Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan
                    farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
                    Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya
                    getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne
                    geçirilmiştir.

                    Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini
                    ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve
                    "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar
                    değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır."


                    Bunlar da hadislerdir:


                    Hz. Fatıma'nın (s.a) Kadınların En Üstünü Olduğuna dair


                    1- Buharî Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Fatıma, (selâmullahi aleyha) Peygamberin (s.a.a) yürüyüşüne benzer bir yürüyüşle geldi; Peygamber (s.a.a) (onu görünce) dedi ki: "Hoş geldin, kızım Fatıma." Sonra Fatıma'yı kendi sağ veya sol yanında oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi. Fatıma ağlamaya başladı. Ben: "Neden ağlıyorsun.?" diye sordum. Sonra (Resulullah yine) gizlice ona bir şey söyledi. (Bu defa) Fatıma güldü.
                    Ben: "Bu güne kadar böylesine üzüntüyle iç içe olan bir sevinç görmemiştim!" dedim ve Resulullah'ın ne söylediğini sordum.
                    Fatıma: "Ben Resulullah'ın (s.a.a) sırrını açıklayacak değilim." diye cevap verdi.
                    Resulullah (s.a.a) vefat ettikten sonra (tekrar aynı soruyu) sordum. O şöyle cevap verdi: "Resulullah gizlice bana buyurdu ki: "Cebrâil yılda sadece bir defa Kur'an'ı bana sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu. Ben bu olay için ecelimin yetiştiğinden başka bir sebep görmüyorum. Ve sen Ehl-i Beyt'in arasında bana kavuşacak ilk şahıssın." (Bunları duyunca ağladım.)
                    Sonra buyurdu ki: "Acaba cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü) veya müminlerin hanımlarının seyyidesi olmak seni hoşnut etmez mi?" Bunu duyunca da güldüm."

                    Ahmed İbn-i Hanbel kendi Müsned'inde bu hadisi zikretmiştir. Ancak "cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" yerine "bu ümmetin hanımlarını veya müminlerin hanımlarının seyyidesi" tabirini rivayet etmiştir.

                    İbn-i Sa'd da bu hadisi "Tabakat" adlı eserinde zikretmiş ve yukarıdaki tabiri "bu ümmetin hanımlarının veya her iki alemin (dünya ve ahiretin) hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" olarak rivayet etmiştir. İbn-i Esir de Usd-ul Gabe'de aynı hadisi "her iki alemin hanımlarının seyyidesi" tabiriyle, Nesâi ise aynı Ahmed İbn-i Hanbel'in Müsned'inde olduğu gibi rivayet etmiştir. [41]

                    2- Buharî kendi Sahih'inde Aişe'den nakletmiştir ki: Biz Peygamberin (s.a.a) hanımları, topluca Peygamberin (s.a.a) yanında bulunuyorduk. Fatıma (selâmullahi aleyha) tıpkı Resulullah (s.a.a) gibi yürüyerek geldi. (Resulullah) onu görünce "Hoş geldin kızım" dedi; sonra onu sağ veya sol yanına oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi; Fatıma şiddetle ağlamaya başladı. Resulullah, Fatıma'nın üzüntüsünü görünce ona tekrar gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma güldü. Ben Fatıma'ya dedim ki: "Ben Peygamberin hanımlarının içinde bulunuyorum. Resulullah (s.a.a) bizlerden hiçbirine söylemediği sırrını sana söyledi; sen ise (sevineceğine) ağladın." Resulullah (s.a.a) oradan kalkıp gidince ben, Peygamberin onun kulağına ne söylediğini sordum.
                    Fatıma: "Ben Resulullah'ın sırrını açıklayacak değilim." dedi. Resulullah vefat ettikten sonra Fatıma'dan Allah aşkına o sözü bana söylemesini rica ettim.
                    Fatıma: "Şimdi söylerim" dedi ve şöyle devam etti: "Birinci defa kulağıma, Cebrail'in her yıl bir defa ama bu yıl iki defa Kur'an'ı kendisine sunduğunu ve bunun da ancak ecelinin yakınlaştığı için olacağına inandığını söyledi ve dedi ki: "Allah'tan kork ve sabırlı ol, ben senin için iyi bir selefim." Bunun üzerine gördüğün gibi ağladım. Üzüntümü görünce ikinci defa kulağıma şu cümleyi söyledi: "Ey Fatıma, acaba müminlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü) olmaktan dolayı sevinmez misin?"

                    Bu hadisi Müslim, Sahih'inde, Fatıma'nın faziletleri babında rivayet etmiştir. Müslim'in rivayetinin sonunda "ailemin içerisinde bana en çabuk kavuşacak olan sensin" cümlesi de bulunmaktadır. Aynı hadisi, Müslim kitabının başka bir yerinde eksiz olarak nakletmiştir. İbn-i Mace de bu hadisi kendi Sahih'inde aynı fazlalık ile birlikte nakletmiştir. Aynı hadisi Ebu Davud Teyalisi de kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da müsnet olarak rivayet etmişlerdir: Bu ikisinin naklindeki tabir şöyledir: "...Alemlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü)..."

                    Tahavi'de aynı hadisi Müşkil-ül Asar'da iki senetle rivayet etmiştir. Nesaî de bu hadisi "Hasâis" adlı eserinde rivayet etmiştir. Nesaî'nin naklindeki tabir ise şöyledir: "...Bu ümmetin hanımlarının en üstünü olmak seni sevindirmez mi?" [42]

                    3- Tirmizî, Huzeyfe'den şöyle rivayet etmiştir: Annem, benden: "Son görüşmen ne zaman oldu?" diye sordu. Ben: "Falanca günden şimdiye kadar (kendisini ziyaret etmemişim)" dedim. Maksadı Peygamber (s.a.a) ile görüşmemdi. Bu yüzden bana kızdı. Bunun üzerine ben: "Akşam Resulullah'ın (s.a.a) yanına gidip akşam namazını onunla kılayım ve ondan bizim için mağfiret dilemesini isteyeyim." dedim. Gidip akşam namazını Peygamber (s.a.a) ile kıldım; Resulullah yatsı namazını kılıncaya dek namaz kılmakla meşgul oldu. Yatsıdan sonra da yine nafile namazı kıldı. Ben de Peygambere (s.a.a) bakarak namaz kılmakla meşgul oldum. O benim sesimi duyunca: "Kimsin, Huzeyfe misin?" dedi. "Evet" dedim. Buyurdu ki: "İsteğin nedir?" Allah seni ve anneni bağışlasın." Sonra sözlerine devam ederek: "Bu (gördüğüm) melek, bu geceden önce yeryüzüne asla inmemiş olan bir melektir. O, Rabbinin selamını bana ulaştırmak ve Fatıma'nın cennet hanımlarının en üstünü, Hasan ve Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduğunu müjdelemek için gelmiştir."

                    Bu hadisi Hakim de Müstedrek-üs Sahihayn'de muhtasar olarak iki senetle nakletmiş ve ikinci senedin sahih olduğunu sözlerine eklemiştir.
                    Yine Ahmed İbn-i Hanbel bu hadisi Müsned'inde, Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da, İbn-i Esir Üsd-ül Gabe'de ve Muttaki Kenz-ül Ummâl'da nakletmiştir. Muttaki bu hadisi kitabının dört yerinde zikretmiştir. Birinci yerde Ruyani ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi Sahihler'inde Huzeyfe tarikiyle rivayet ettiklerini kaydetmiştir. İkici yerde bu hadisi İbn-i Asakir'in Huzeyfe'den naklettiğini, üçüncü yerde İbn-i Cerir'in Huzeyfe'den naklettiğini ve dördüncü yerde yalnız Hz. Fatıma'ya ait bölümü zikredip bu hadisi İbn-i Şeybe'nin naklettiğini kaydetmiştir.[43]

                    4- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de Aişe'den naklen şöyle yazıyor: Resulullah, (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığında buyurdu ki: "Ey Fatıma! Acaba alemlerin kadınlarının en üstünü, bu ümmetin hanımlarının büyüğü ve müminlerin hanımlarının büyüğü olman seni hoşnut etmez mi?" [44]

                    5- Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da İmran İbn-i Hasın'den naklen kaydetmiştir ki: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Fatıma rahatsızdır onun ziyaretine gelmiyor musunuz?" "Gidelim" dedim. Hareket edip Hz. Fatıma'nın (evinin) kapısına ulaştık; Resulullah selam verdi ve: "Yanımdaki ile birlikte içeri girebilir miyiz?" diyerek izin istedi.

                    Fatıma "Evet, ama yanınızda olan kimdir? Allah'a yemin ederim ki abâdan başka bir şey üzerimde yoktur." Resulullah (s.a.a), o abâyla kendini böyle - şöyle ört diyerek onunla kendisini nasıl örteceğini tarif etti. Sonra Fatıma "Allah'a yemin ederim ki, baş örtüm de yoktur." dedi.

                    Resulullah (s.a.a) üzerinde bulunan bir parçayı verdi ve buyurdu: "Bununla başını ört." Sonra Fatıma eve girmemize izin verdi ve biz içeri girdik. Resulullah (s.a.a) "Durumun nasıldır?" diye sorunca, Fatıma: "Bedenim rahatsızdır; üstelik yiyecek bir şey de yoktur." dedi.

                    Resulullah buyurdu ki: "Acaba alemlerin hanımlarının en üstünü olmak seni hoşnut etmez mi?"
                    Fatıma: "Peki İmran kızı Meryem nasıl?" diye sordu.
                    Resulullah: "O kendi zamanının (döneminin) hanımlarının büyüğü ve sen de kendi döneminin kadınlarının en üstünüsün; bil ki andolsun Allah'a seni dünya ve ahirette efendi (ulu) olan birisiyle evlendirmişim."

                    Bu hadisi Tahavi Müşkül-ül Asar'da nakletmiştir. O bu hadisin sonunda şu cümlenin de yer aldığını kaydetmiştir: "(Hz. Ali'ye) Münafıktan başkası düşman olmaz." Bu hadisi Muhibbuddin Taberî, Zehair'de zikretmiştir ve sonundaki ilavesiyle birlikte, Hafız Ebu-l Kasım Dimeşki'nin de naklettiğini kaydetmiştir. [45]

                    6- Ebu Nuaym, Cabir İbn-i Semure'den naklen şöyle zikretmiştir: Resulullah (s.a.a) gelip bizim yanımızda oturdu ve şöyle buyurdu: "Fatıma hastadır." Orada bulunanlar: "Ziyaretine gidelim." dediler. Kalkıp Fatıma'nın (s.a) evine doğru hareket ettiler. Fatıma'nın evinin kapısı açıktı. Peygamber, yüksek sesle "Kendini iyice ört, bir grup ziyaretine gelmiştir" buyurdu. Fatıma: "Ey Resulullah, üzerimde abâdan başka bir örtü yoktur." dedi. Bunun üzerine Resulullah abasını çıkarıp kapının arkasından Fatıma'ya doğru attı ve: "Bununla başını ört" dedi. Sonra Resulullah içeri girdi ve onun arkasından da diğerleri girdiler. Biraz oturduktan sonra kalkıp gittiler; sonra ziyarete gelen adamlar: "Allah'a andolsun, Peygamberimizin (s.a.a) kızının bu durumu (bu kadar fakir olması) hayret verici!" dediler.
                    Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "O kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [46]

                    7- Nesaî Hasais'de kendi senediyle Ebu Hüreyre'den şöyle nakletmiştir:
                    (Yazın) Uzun günlerinden birinde Resulullah (s.a.a) bizim yanımıza geç geldi. Akşam bizlerden biri: "Ya Resulullah, bu gün seni görmememiz bize ağır geldi" dedi. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Şimdiye kadar beni ziyaret etmemiş olan bir melek Allah'tan izin alıp (bugün) benim yanıma geldi. O bana kızım Fatıma'nın ümmetimin kadınlarının en üstünü ve Hasan ile Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduklarını müjdeledi." [47]

                    Muttaki de bu hadisi Kenz-ül Ummâl'da zikretmiş ve Taberanî ve İbn-i Neccar'ın bu hadisi Ebu Hüreyre'den naklettiklerini kaydetmiştir.

                    8- Muttaki Kenz-ül Ummâl'dan Aişe'den şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığı (ölüm hastalığı) sırasında: "Kızım Fatıma yanıma gel." diye buyurdu... Resulullah bir süre onunla gizlice konuştu. Fatıma ondan ayrıldığında ağlıyordu; ben de orada idim.
                    Sonra tekrar Resulullah (s.a.a) Fatıma'ya: "Yanıma gel." dedi. Fatıma da onun yanına yaklaştı ve Resulullah tekrar ona gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma ayrıldığında gülüyordu.

                    (Aişe diyor ki Ben ona "Ey Allah'ın Resulü'nün kızı, baban sana gizli olarak ne söyledi?" diye sordum. Fatıma: "Resulullah'ın bana gizlice söylediği sırrını o hayatta iken sana açacağımı mı zannettin!" dedi. Bu durum, yani Resulullah'ın sırrını Aişe'den gizlemesi Aişe'ye çok ağır geldi.

                    Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde Aişe: "Mevzuu bana bildirir misin?" diyerek Fatıma'dan (s.a) Resulullah'ın ona gizlice buyurduğu sözü sordu.
                    Fatıma: "Şimdi olur" diyerek şöyle devam etti: "Peygamber ilk önce buyurdu ki: "Cebrail her yıl Kur'an'ı bana bir defa sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu ve bana bildirdi ki her peygamber ancak bir önceki peygamberin ömrünün yarısı kadar yaşar. Hz. İsa (a.s) yüz yirmi yıl yaşamıştır ve ben altmış yaşımı geçtiğimi biliyorum."

                    Resulullah bunları söyleyince ben ağladım. Yine buyurdu ki: "Kızım, müminlerin kadınlarından hiçbirinin musibeti seninki gibi büyük olmayacaktır; bu yüzden senin sabrın hiçbir kimseden az olmamalıdır."
                    İkinci defa ise bana gizlice Ehl-i Beyt'ten ona kavuşacak ilk şahsın ben olduğumu bildirdi ve buyurdu ki: "Sen cennet hanımlarının en üstünüsün." [48]

                    Kenz-ül Ummâl'ın sahibi bu hadisi, İbn-i Asakir'in naklettiğini kaydetmiştir.

                    9- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle Aişe'den, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma'ya şöyle dediğini nakletmiştir: "Sana müjde veriyorum ki ben, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Cennet hanımlarının üstünleri şu dört hanımdır: İmran kızı Meryem, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma, Huveylid kızı Hatice ve Asiye." [49]

                    10- Muttaki Kenz-ül Ummâl'da Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (s.a.a) Fatıma'ya (s.a): "Cennet hanımlarının en üstünü olman ve iki çocuğunun da cennet gençlerinin efendisi olması seni hoşnut etmez mi?" dedi. [50]
                    Muttaki, bu hadisi, Bezzaz'ın da rivayet ettiğini kaydediyor.

                    11- Muttaki, kitabının başka bir yerinde ise yukarıdaki hadisi şöyle naklediyor: "Ey Fatıma, herkesten önce İslam'ı kabul eden ve bütün Müslümanların en bilgini olan birisiyle evlendirmem seni hoşnut etmez. mi? Gerçekten sen benim ümmetimin kadınlarının en üstünüsün, nasıl ki Meryem kendi kavminde üstünlük kazandı. Ey Fatıma, Allah yeryüzü halkına nazar eyledi ve onlardan iki kişiyi seçti. Bunlardan birinin senin baban ve diğerinin de senin kocan olmasına sevinmiyor musun?" [51]
                    Muttaki, bu hadisi Hakim, Taberanî ve Hatib'in de rivayet ettiklerini kaydetmiştir.

                    12- Zehair-ül Ukbâ kitabının sahibi, İbn-i Abbas'tan Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dört kadın kendi dönemlerinin hanımlarının en üstünleridir. İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma. Ve onların en bilgilisi Fatıma (s.a)dır."
                    Ebu Nuaym, bu hadisi Hafız Sakafi el-İsfahanî'nin rivayet ettiğini kaydetmiştir.

                    Bu hadisi Suyutî de ed-Dürr-ül Mensur'da; "Ve iz kalet-il melaiketu ya Meryem-u innellahestafaki ve tahhereki ve's-tafaki ala nisa-il alemin" [52] ayetinin tefsirinde zikretmiştir.

                    Bu hadisi İbn-i Asakir'in Mukatil'den, onun da Dahhak'tan ve onun da İbn-i Abbas'tan naklettiğini kaydetmiştir. [53]

                    13- Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle İbn-i Abbas'tan naklediyor ki: Resulullah (s.a.a) bir defasında dört çizgi çizerek (ashabından): "Bunların ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorudu. Ashap: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Cennet kadınlarının en faziletleri olan Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma, İmran kızı Meryem ve Mezahim kızı Asiye'dirler...."
                    Hakim bu hadisin senedinin sahih olduğunu kaydetmiştir.

                    Yine bu hadisi kitabının diğer yerlerinde de sahih senetlerle İbn-i Abbas'tan nakletmiştir.
                    Ayrıca bu hadisi Ahmed İbn-i Hanbel de kendi Müsned'inde çeşitli senetlerle İbn-i Abbas'tan rivayet etmiştir. Yine İbn-i Abdulbirr aynı hadisi "el-İstiâb" adlı kitabında iki senetle zikretmiştir. Yine bu hadisi Suyutî "ed-Dürr-ül Mensur" adlı tefsirinde; "Ve zarebellah-u meselen lillezîne amenu-mereete Fir'avn'e" [54] ayetiyle ilgili olarak zikretmiştir.

                    Suyutî bu hadisi Taberanî'nin de rivayet ettiğini kaydetmiştir. Keza aynı hadisi İbn-i Esir, Üsd-ül Gabe'de zikretmiştir ve keza Muhibbuddin Taberî de Zehair'de naklederek, Ahmed ve Ebu Hatim'in de bu hadisi zikrettiklerini kaydetmişlerdir. Yine aynı hadisi İbn-i Hacer el-İsabe'de zikretmiş ve aynı sayfada Aişe'den şöyle bir hadis de rivayet etmiştir:
                    "Ben babasından (Hz. Muhammed'den -s.a.a-) başka Fatıma'dan (s.a) daha faziletli olan birisini görmedim."

                    Yine aynı hadisi Ebu Amr el-İstiâb'ında ve Heysemî de, Mecma'inde zikretmişlerdir. Heysemî söz konusu hadisi, Ahmed, Ebu Ye'lâ ve Taberanî'nin de naklettiklerini kaydederek onun senedinin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadisi Tahavi de Müşkil-ül Asar'da rivayet etmiştir. Yine mezkur hadisi, Askalanî Feth-ül Bârî'de nakletmiş ve şöyle demiştir: "Bu hadis, Taberanî'nin el-Evsat'ında Ebu Hüreyre yoluyla naklettiği bir hadisle ve keza Ahmed'in Ebu Said vasıtasıyla naklettiği başka bir hadisle de desteklenmektedir". Ayrıca kitabının 282. sayfasında da kaydetmiştir ki: "Nesaî sahih senetle İbn-i Abbas'tan: "Cennet hanımlarının en faziletlileri Hatice, Fatıma, Meryem ve Asiye'dir." diye bir hadis nakletmiştir." [55]

                    14- İbn-i Abdülbirr, iki senetle Ebu Hüreyre'den rivayet etmiştir ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri dört kadındır: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma."

                    Bu hadisi Heysemî de Mecma-üz Zevâid'de ve Sa'lebi, Kasas-ul Enbiya'da zikretmişlerdir. Bu ikisinin nakillerinde tabir yönünden az bir farklılık vardır, ama mana aynıdır. [56]

                    15- Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: "Sizin erkekleriniz arasında en üstün olan Ali, gençleriniz arasında en üstün olan Hasan ile Hüseyin ve kadınlarınız arasında en üstün olan Fatıma'dır." [57]
                    Hatib-i Bağdadî de bu hadisi rivayet etmiştir.

                    16- Menavi, Feyz-ül Kadir'de Haris İbn-i Ebu Üsame yoluyla Urve b. Zübeyr'den rivayet ediyor ki: "Hatice kendi döneminin (aleminin) hanımlarının en iyisi idi. Meryem de kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisi idi ve Fatıma da kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisidir." [58]

                    17- İbn-i Cerir kendi tefsirinde Enes İbn-i Malik'den naklediyor ki: "Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri (ve faziletlileri) dört kişidir: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı ve Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma." [59]

                    18- Tirmizî, Enes'ten naklen rivayet etmiştir ki Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bütün insanlar içerisinde fazilet hususunda şu dört kadını bilmen yeter: "İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma ve Firavun'un hanımı Asiye."

                    Bu hadisi Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de iki senetle rivayet etmiştir ve ikinci senetten sonra "Bu hadis Şeyheyn'in (Buhârî ve Müslim'in) şartına göre sahihtir" demiştir.

                    Yine Ahmed İbn-i Hanbel, kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da ve Tahavî, Müşkil-ül Asar'da bu hadisi nakletmişlerdir. Hatib Bağdadî de kendi Tarih'inde iki senetle bu hadisi zikretmiştir. Bu iki rivayette hadis şöyledir: "Alemlerin hanımlarının en hayırlısı dört şahıstır..." İbn-i Esir de hadisi bu şekilde zikretmiştir. İbn-i Hacer de bu hadisi Tehzib-üt Tehzib'de Şa'bi yoluyla Cabir'den merfu' olarak nakletmiştir. İbn-i Abdülbirr de bu hadisi el-İstiâb'ında iki yolla rivayet etmiştir, onların birinde şu tabir yer almıştır: "Alemdeki kadınların en hayırlısı..."

                    Yine aynı hadisi Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da zikret-miştir ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi rivayet ettiğini kaydetmiştir. Yine bu hadisi Fahr-i Razî de kendi tefsirinde; "Ve iz kalet-il melaiket-ü ya Meryem-u..." [60] ayetinden sonra zikretmiştir. Yine aynı hadisi Suyutî ed-Dürr-ül Mensru'da; Ve iz kalet'il melaiket-ü... ayetinin tefisiri bölümünde nakletmiştir. Suyutî bu hadisi İbn-i Habban'ın da naklettiğini kaydediyor. [61]

                    19- İbn-i Cerir Taberî, kendi Tefsir'inde kendi senediyle Katade'den naklediyor ki: "Allah'ın Peygamberi'nin şöyle söylediği bize rivayet edilmiştir.
                    Alemlerin kadınları arasında örnek olarak: İmran kızı Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'yı sayman yeter." [62]

                    20- Yine Taberî kendi Tefsir'inde kendi senediyle Ebu Musa Eş'arî'den nakletmiştir ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Erkeklerden birçokları kamil oldular. (İnsanlığın en yüksek mertebesine ulaştılar) Ama kadınlardan Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dan başkası kamil olmamıştır."

                    Bu hadisi Zemahşeri, Keşşaf'da, Tahrim suresinde yer alan "...elletî ahsenet ferceha" [63] ayetinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir. Yine aynı hadisi Askalanî, Feth-ul Bari'de zikretmiştir. Askalanî, ayrıca bu hadisi Taberani'nin ve Sa'lebi'nin de (kendi Tefsir'inde) naklettiklerini kaydediyor. [64]

                    21- Suyutî, ed-Dürr-ül Mensur'da Al-i İmran suresinde yer alan, "Ve iz kalet'il melaiket-ü ya Meryem-ü..." [65] ayetinin tefsiri bölümünün devamında İbn-i Murdeveyh'in Enes'ten şu hadisi naklettiğini zikrediyor: Enes, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu söylemiş: "Allah Teala dört kadını, alemlerin kadınlarının hepsinden seçkin kıldı: (Bunlar) Mezahim kızı Asiye, İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dır." [66][/size]
                    ______________
                    [41] - Sahih-i Buhâri, hadis no: 3353, 3354, 5812, 4080, 3438, Sahih-i Müslim hadis no: 4486, 4487, 4488, Sahih-i Tirmizi hadis no: 3807, Sünen-i İbn-i Mace hadis no: 1610. Müsned-i Ahmed, c.6, s. 282 hadis no: 25209, 25210, 24,839, 23343. Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.2, s.40. Üsd-ül Ğâbe, c.5, s.512. Hasais-ün Nesâî, s.34.
                    [42] -Sahih-i Buhârî, İstizân bölümü hadis no: 5812. Sahih-i Müslim, Fezâil-üs Sahabe kitabı, Fezâil-i Fatıma bölümü hadis no: 4486, 4487, 4488. Müsned-i Ebi Dâvud, c.6, Ahadis-ün Nisâ bölümü. Hileyt-ül Evliyâ, c.2, s.29. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.48-49. Hasâis-ün Nesâi, s.34.
                    [43] -Sahih-i Tirmizî, c.2, s.306 hadis no: 2714. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.151. Müsned-i Ahmed, c.5, s.391hadis no: 22240. Hilyet-ül Evliyâ, c.4, s.190. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.574. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217.
                    [44] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.156.
                    [45] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
                    [46] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
                    [47] - Hasâis-ün Nesâi, s.34. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.221.
                    [48] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
                    [49] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.185.
                    [50] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
                    [51] - Kenz-ül Ummâl, c.6, s.113.
                    [52] - Al-i İmran/42.
                    [53] - Zehâir-ül Ukbâ, s.44. ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
                    [54] - Tahrim/11.
                    [55] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.2, s.497. Müsned-i Ahmed, c.1, s.293, 316, 322 hadis no: 2536, 2751, 2805. el-İstiâb, c.2, s.720. ed-Dürr-ül Mensur, Tahrim suresinin tefsiri, 11. âyet. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Zehâir-ül Ukbâ, s.42. el-İsabe, c.8, s.158. el-İstiâb, c.2, s.570. Mecma-üz Zevâid, c.9, s.223. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Feth-ul Bâri, c.7, s.258.
                    [56] - el-İstiâb, c.2, s.720 ve 750. Mecme-üz Zevâid, c.9, s.223. Kasas-ul Enbiyâ, s.511.
                    [57]- Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217. Tarih-i Bağdâdi, c.4, s.391.
                    [58] - Feyz-ül Kadir, c.3, s.432.
                    [59] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
                    [60] - Al-i İmran/42.
                    [61] - Sahih-i Tirmizî, c.2, s.31 hadis no: 3813. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.157. Müsned-i Ahmed, c.3, s.135 hadis no: 11942. Hilyet-ül Evliyâ, c.2, s.344. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Tarih-i Bağdâdî, c.7, s.184 ve c.9, s.404. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Tehzib-üt Tehzib, c.12, s.441. el-İstiâb, c.2, s.720. Kenz-ül Ummâl c.6, s.227. Tefsir-ül Kebir, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
                    [62] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
                    [63] - Tahrim/11.
                    [64] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180. Tefsir-i Keşşaf, Tahrim suresinin tefsiri, 12. âyet. Feth-ul Bârî, c.7, s.258.
                    [65] - Al-i İmran/42.
                    [66] - ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmran suresi 42. âyet


                    Hz. Fatıma (a.s)'ın şahsiyetini daha iyi tanımak için Hz. Peygamber ve Hz. Ali'nin O'nun hakkındaki sözlerini bir daha gözden geçirelim. Çünkü Hz. Peygamber kendi kızını, Hz. Ali kendi eşini herkesten daha iyi tanıyorlardı.

                    HZ. RESULULLAH (s.a.a) Selman'a şöyle buyurdular:

                    "Ey Selman! Kim kızım Fatıma'yı severse cennette benimle birlikte olur; kim de ona düşman olursa ateşe atılır.
                    Ey Selman! Fatıma'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde ve sorgu sual zamanı.
                    Ey Selman! Kızım Fatıma kimden razı olursa ben ondan razıyım; ben de kimden razı olursam Allah Teala ondan razı olur; Fatıma kime gazap ederse ben ona gazap ederim; ben de kime gazap edersem Allah ona gazap eder.
                    Ey Selman! O'na ve kocası Emir'ul Müminine, onun torunları ve Şialarına zulüm edenlerin vay haline!"[1]

                    Yine Resulullah (s.a.a) uzun bir hadiste buyurmuştur ki:
                    "Ey Fatıma! Beni peygamberliğe seçen Allah'a and olsun ki, ben cennete girmedikçe diğer kimselerin cennete girmesi haramdır; sen benden sonra cennete girecek olan ilk şahıssın...
                    Ey Fatıma! Beni hak olarak meb'us kılana and olsun ki, sen kadınların hanım efendisi olarak cennete gireceksin...
                    Beni hak olarak peygamber gönderene and olsun ki, Hasan ve Hüseyin de senin sağ ve solunda oldukları halde cennete girecekler; sen cennetin en yüksek yerinden halka bakacaksın, Hamd bayrağı da Ali bin Ebu Talib'in elinde olacaktır...
                    Beni Peygamber seçene and olsun ki, senin düşmanlarına düşman olacağım; senin hakkını gasp edenler, seninle dostluk bağını kesip bana yalan atanlar pişman olacaklar, benim karşımda yer üzerinde süründürülecekler..." [2]

                    Resulullah (s.a.a) vefatına yakın bir zamanda Hz. Fatıma'nın elini Hz. Ali'nin eline koyarak şöyle buyurdular:

                    "Ya Ali! Bu, Allah'ın emaneti ve O'nun resulü olan Muhammed'in senin yanındaki vediasıdır. Öyleyse beni, O'nun hakkında gözet ve biliyorum ki sen bunu yapacaksın.
                    Ey Ali! Allah'a and olsun ki O (Fatıma) geçmiş ve gelecekteki cennet kadınlarının en üstünüdür. Allah'a and olsun ki O, büyük Meryem'dir. Bil ki Allah'tan O'nun ve senin için dua ettim, Allah da duamı kabul buyurdu...
                    Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki, sen razı olmadıkça ben razı olmayacağım." (Bu sözü üç defa tekrarladı)[3]

                    Resulullah (s.a.a) vefat anında Fatıma (a.s)'a şöyle buyurdular:
                    "Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki senin ağlamandan dolayı, Allah'ın arşı ve onun etrafındaki melekler, gökler ve yerler ve onlarda olan her şey ağlayacaktır." [4]

                    Ebu Eyyub-i Ensari şöyle diyor:
                    Hz. Resulullah (s.a.a) hastalandı, Fatıma (a.s) da Hazretin ziyaretine gelerek ağladı. Resulullah (s.a.a) onun bu durumunu görünce şöyle buyurdular:

                    "Ey Fatıma! Allah Teala seni çok sevdiğinden dolayı seni, geçmişi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi. Allah Teala yeryüzündeki insanlara özel bir şekilde teveccüh edip onların arasından beni seçti, beni mürsel bir peygamber kıldı; yine yeryüzüne teveccüh etti, onların arasından kocanı seçti ve seni O'nunla evlendirmek ve O'nu vasi kılmam için bana vahyetti.
                    Ey Fatıma! En üstün peygamber bizdendir, O da babandır; en üstün vasi bizdendir, O da eşindir; en üstün şehitler bizdendir; Onlar da babanın amcası Hamıza ve iki kanadıyla cennette uçan ve istediği yere giden babanın amcası oğlu Cafer'dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin bizdendir; O'nlar da senin evlatlarındır; canım elinde olan Allah'a and olsun ki, bu ümmetin Mehdisi bizdendir, O da senin torunlarındandır."[5]

                    Yine Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:
                    "Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür." [6]

                    EMİR'UL-MUMİNİN ALİ (a.s) buyurmuştur ki:
                    "Allah'a and olsun ki şimdi öyle bir söz söyleyeceğim ki benden başka kim o sözü söylerse yalancıdır: Ben rahmet olan Peygamberden miras aldım, eşim (Fatıma)ümmetin kadınlarının en üstünüdür; ben de halife ve vasilerin en üstünüyüm." [7]

                    Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyurdular:
                    "Allah'a and olsun ki, ben O'nu (Fatıma'yı) kesinlikle öfkelendirmedim; hayatta olduğu müddetçe onu sevmediği bir işe mecbur etmedim; O da beni öfkelendirmedi, bana karşı gelmedi; O'na baktığımda bütün gam ve üzüntüler kalbimden yok oluyordu." [8]

                    Yine Hz. Ali (a.s)'dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
                    "Allah'a and olsun ki Fatıma'yı kendi gömleğinde yıkadım, tertemiz idi. Resulullah'ın henutundan kalan henutla onu henutladım. Onu kefenledikten sonra; ‘Ey Ümmü Gülüsüm! Ey Zeyneb! Ey Sekine! Ey Fizze! Ey Hasan! Ey Hüseyin! Gelin annenizden vedalaşın, ayrılık vakti yetişmiştir; görüşmek, cennet ve kıyamete kalmıştır' diyerek onları çağırdım. Hasan ve Hüseyin öne gelip ağlayarak; "Ey Hasan'ın annesi! Ey Hüseyin'in annesi! Ceddimiz Muhammed Mustafa'yı gördüğünde selamımızı O'na ilet ve O'na de ki senden sonra yetim kaldık" annelerini sesleyip O'nunla konuştular.

                    Allah şahittir ki Fatıma, sızladı, feryat etti, ellerini kefenden çıkarıp onları bağrına bastı, bu esnada gayıptan şöyle bir ses geldi: "Ey Ebe'l-Hasan! O ikisini annelerinin göğsünün üzerinden kaldır. Allah'a and olsun ki, göklerin meleklerini ağlattılar, dost (Allah), dostu (Fatıma'yı) görmeğe müştaktır..." [9]
                    __________________
                    Kaynakça:
                    [1] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 67.
                    [2] - Bihar'ul- Envar, c. 22, s. 491.
                    [3] - a.g.e. c. 22, s. 484-491.
                    [4] - a.g.e. c. 22, s. 484- 491.
                    [5] - Yenabi'ul- Mevedde, s. 436. Müntahab'ul- Eser, s. 192.
                    [6] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 68.
                    [7] - Bihar'ul- Envar, c. 43, s. 143.
                    [8] - a.g.e. c. 43, s. 134.
                    [9] - a.g.e. c. 43, s. 179-180.

                    Bence bu konuyu bundan fazla uzatmaya gerek yok. Onlardan her hangi birinin üstün olduğuna inanmak da usul-i dinden değildir. Ama ayet ve hadislerden yararlanarak doğru olanı anlatmak vazifemizdir. Anlatılanlardan herkes anlayacağını anlamıştır artık. Birbirimizi kırmaya gerek yok.
                    Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                      deliller apaçık ortadadır, dileyen dilediğine iman eder..

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                        [quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg40127#msg40127 date=1246373613]
                        deliller apaçık ortadadır, dileyen dilediğine iman eder..
                        [/quote]

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                          42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.

                          43- Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.

                          42-43- Hz. Meryem böyle bir ilâhî seçeneğe tertemiz, pampâk idi. Çirkin hallerden, yahudilerin iftiralarından uzak ve temiz idi. Hiçbir kadında görülmemiş bir şekilde Hz. İsa'ya anne olması yönüyle, dünyadaki kadınların hepsinden üstün oldu. Bu seçmenin eseri ve bu temizliğin iyilik alâmeti olmak üzere ibadet ve taat ile meşgul olur, Rabbinin divanına durur, kaşını gözünü kaldırmaz, dualar eder, secdelere kapanır, namaz kılar, asilerle değil, namaz kılan taat ehli cemaat ile beraber olur, "Beyt-i Makdis"de ibadet ederdi. Böyle yapması için kalbinde meleklerin kendine ilham ettiğini duyar ve bu emirlere uyardı. Yahudilerin ve hıristiyanların bilinen ve görünen namazlarında rüku' bulunmadığına göre "rüku' edenlerle rüku' et" ifadesinde rüku'un mânâsı, namaz veya taat ve şükür veya İslâm'dakinden başka bir şekil veya aynen öyle olması hakkında tefsirciler çeşitli açıklamalarda bulunmuş ve aynı zamanda "rüku' edenler" ile beraberliğin mânâsı da açıklanmıştır. Her halde kıyam (ayakta durma), secdeler ve rüku'un, namazın erkanı (içindeki farzları)nı ve "râkiîn", cemaati ifade ettiği açık olduğundan, Meryem'in namazında bir rüku' bulunduğu meydandadır. Maiyyet (beraberlik) ise Meryem sûresindeki "Onlarla kendi arasına bir perde çekmişti" (Meryem, 19/17) âyetinin delaletiyle perde arkasından cemaate uymakla tefsir edilmiştir. Bununla beraber mutlak (kayıtsız) da olsa Meryem'in, erkekle beraber ancak cemaatla namaz halinde bulunduğunu anlatır.

                          Ey Muhammed!

                          Meâl-i Şerifi

                          44- İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) "Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.

                          44-Bundan dolayı senin uyulması zorunlu bir büyük peygamber Muhammed Mustafa olduğunda ve bu haberlerin hak vahy bulunduğunda şüphe yok.


                          Şimdi Necran delegeleri ve onların benzerleri bu hakkı kabul etmeyip de, "Allah'dan garip bir kelime" dedin ya, işte bu bize yeterlidir, kelime Allah'ın cüz'ü (bir kısmı)dür, kelime Allah'ın aynıdır, kelime Allah'dır, diye inat edip kibirlenerek boş laf üretiyorlarsa, Ey Muhammed:

                          Meâl-i Şerifi

                          60- Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde şüphecilerden olma.

                          61- Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim". ( Ali Imran )



                          O halde Hakki birlemekten cekinmiyenlerden olalim !..
                          Kelimeyi dagitmaktan hoslananlardan degil..



                          Selam ve Dua ile !..
                          Hayat da en Hakiki Mürsit ilimdir ( Hz. Ali )

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                            [quote author=Kızılbaş link=topic=5054.msg40128#msg40128 date=1246373639]
                            [quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg40127#msg40127 date=1246373613]
                            deliller apaçık ortadadır, dileyen dilediğine iman eder..
                            [/quote][/quote]
                            [quote author=Göktürk link=topic=5054.msg40143#msg40143 date=1246378366]
                            [b]O halde Hakki birlemekten cekinmiyenlerden olalim !..Kelimeyi dagitmaktan hoşlananlardan degil..
                            Selam ve Dua ile !..
                            [/quote]
                            Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                              [quote author=Göktürk link=topic=5054.msg40143#msg40143 date=1246378366]
                              [color=green][b]42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.

                              43- Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.

                              42-43- Hz. Meryem böyle bir ilâhî seçeneğe tertemiz, pampâk idi. Çirkin hallerden, yahudilerin iftiralarından uzak ve temiz idi. Hiçbir kadında görülmemiş bir şekilde Hz. İsa'ya anne olması yönüyle, dünyadaki kadınların hepsinden üstün oldu. Bu seçmenin eseri ve bu temizliğin iyilik alâmeti olmak üzere ibadet ve taat ile meşgul olur, Rabbinin divanına durur, kaşını gözünü kaldırmaz, dualar eder, secdelere kapanır, namaz kılar, asilerle değil, namaz kılan taat ehli cemaat ile beraber olur, "Beyt-i Makdis"de ibadet ederdi. Böyle yapması için kalbinde meleklerin kendine ilham ettiğini duyar ve bu emirlere uyardı. Yahudilerin ve hıristiyanların bilinen ve görünen namazlarında rüku' bulunmadığına göre "rüku' edenlerle rüku' et" ifadesinde rüku'un mânâsı, namaz veya taat ve şükür veya İslâm'dakinden başka bir şekil veya aynen öyle olması hakkında tefsirciler çeşitli açıklamalarda bulunmuş ve aynı zamanda "rüku' edenler" ile beraberliğin mânâsı da açıklanmıştır. Her halde kıyam (ayakta durma), secdeler ve rüku'un, namazın erkanı (içindeki farzları)nı ve "râkiîn", cemaati ifade ettiği açık olduğundan, Meryem'in namazında bir rüku' bulunduğu meydandadır. Maiyyet (beraberlik) ise Meryem sûresindeki "Onlarla kendi arasına bir perde çekmişti" (Meryem, 19/17) âyetinin delaletiyle perde arkasından cemaate uymakla tefsir edilmiştir. Bununla beraber mutlak (kayıtsız) da olsa Meryem'in, erkekle beraber ancak cemaatla namaz halinde bulunduğunu anlatır.

                              O halde Hakki birlemekten cekinmiyenlerden olalim !..
                              Kelimeyi dagitmaktan hoslananlardan degil..

                              [/quote]

                              + + +

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                                [quote author=Kızılbaş link=topic=5054.msg39990#msg39990 date=1246309370]
                                [quote author=-melahat- link=topic=5054.msg39941#msg39941 date=1246288343]
                                ama birşey soracam...sümeyye annemizde bu ankete konulmalıdı bencce...çünkü ilk müslüman şehittir.....o da alemde kadinlardan en üstlerinden biri bence...
                                [/quote]

                                Şehidliğin ilki sonuncusuna üstünlük sağlamaz diye düşünüyorum .Allah razı olsun şehid bir sürü kadın var.
                                [/quote]

                                öncelikle bununla ilgii ayet bilmiyorum..vede tek şehid değil ilk müslüman şehid bunun özelliği var bence....

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X