Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

    El Mizan Tefsiri

    (Al-i İmran / 42 ) "Hani melekler demişlerdi: "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi…" Bu cümle: "Hani İmrân'ın karısı demişti ki..." ifadesine atfedilmiştir. Dolayısıyla bu da tıpkı diğeri gibi, "Allah… seçti…" ifadesinin kapsamında işaret edilen İmrân ailesinin seçilişini açıklamaya dönüktür.

    Bu ayet, Meryem'in meleklerin kendisiyle konuştuğu ve onların sözlerini işittiği bir "muhaddese" olduğuna yönelik bir kanıttır. Nitekim Meryem suresindeki ilgili ayet de buna işaret etmektedir: "Ona Ruhumuzu göndermiştik, o da düzgün bir beşer kılığında görünmüştü…" İleride "muhaddes" hakkında açıklamalarda bulunacağız.

    Daha önce: "Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti." ifadesi hakkında, bunun Meryem'in annesinin: "Ben onu ve soyunu kovulmuşşeytandan sana sığındırırım." şeklindeki duasının kabul edildiğine yönelik bir açıklama ve: "Allah seni seçti, temizledi." ifadesinin de onun Allah katındaki saygınlığına ve kerametine yönelik
    bir işaret olduğunu açıklamıştık. Söz konusu açıklamamıza bakılabilir.

    Şu halde Meryem'in seçilmesi, Allah'a ibadete adanmasının kabulünü, arındırılması da Allah'ın ismetiyle korunmasını gösterir. O seçilmiş bir masumedir. Denebilir ki: "Temizlenip arındırılmışlığından maksat, onun hayız görmez bir Betül=hayızdan kesilmiş olduğudur. Bu yüzden mabetten çıkmak zorunda kalmamıştır."
    Böyle bir yorumun herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak bizim yaptığımız açıklama ayetlerin akışına uygundur.

    "Alemlerin kadınlarına üstün kıldı." Daha önce: "Allah… alemler üzerine seçti." ifadesini tefsir ederken, ayetin orijinalinde geçen "istifa"nın "ala" harf-i cerriyle geçişli kılınması, "öne geçirme" anlamını ifade ettiğini ve bunun "seçme, süzme" anlamını ifade eden yalın "istifa"dan farklı olduğunu belirtmiştik. Buna göre,
    Meryem'in alemler üzerine seçilmesi, kadınların öncüsü kılınması demektir.

    Acaba bu ayette sözü edilen öncülük ve öne geçirilme durumu her açıdan mı, yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile müjdeliyor." ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık." (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
    olanlardandı." (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz. Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
    Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne geçirilmiştir.

    Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır. "O, yalnızca kendi dönemindeki dünya kadınlarından üstün kılınmıştı." şeklindeki değerlendirme de ayetin mutlak ifadesiyle örtüşmüyor.


    Yorum


      #32
      Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

      Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne geçirilmiştir.

      Kuranda herkeze kendi yaptığından başka birşey yok diyor.Hz.İsanın Hz.Meryemden doğması ve babasız dünyaya gelmesi Hz.Meryemin elinde olan birşey değil.Bu yüzden Hz.Meryemin kendi yapmadığı birşeyden dolayı üstünlük sağlaması ilk yazdığım ayete göre uygun düşmez.Bu yüzden söz edilen üstünlüğün Hz.İsa ile bi alakası yok diye düşünüyorum

      Yanılıyormuyum ???

      Yorum


        #33
        Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

        Ayetin Hadis Işığında Açıklaması (El Mizan Tefsiri)

        Tefsir-ul Kummî'de "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." ifadesiyle ilgili olarak İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle dediği rivayet edilir: "Allah, onu iki kere seçti. Birincisinde, kadınların içinden onu tercih etti. İkincisinde ise, bir erkek eli değmediği halde hamile kalmasını sağlamakla onu dünya kadınlarından üstün kıldı." (c.1, s.102)

        Mecma-ul Beyan'da İmam Bâkır'ın (a.s) şöyle dediği rivayet edilir: "Ayetin anlamı şudur: "Seni peygamberler zürriyeti için seçti. Seni zinadan arındırdı ve bir erkekle birleşme olmaksızın İsa'ya hamile kalmak üzere seni seçti..." (c.2, s.440)

        Ben derim ki: (Tabatabai) "Seni peygamberler zürriyeti için seçti." sözü, seni peygamberlere kendini nispet etmeye layık bir zürriyet olman için seçti, demektir. "Seni zinadan arındırdı." sözü, sana ondan korunmuşluk niteliği verdi, demektir. Onun İsa'yı, bir erkekle birleşme olmaksızın doğurmasının dayanağı da budur. Dolayısıyla, hadisteki ifadenin akışı, onun seçilmesinin ve arındırılmasının bazı gereklerine yöneliktir. Buna binaen, iki rivayet arasında bir çelişki olmadığı açıktır. Daha önce, ayetin bu hususa yönelik işaretine değinmiştik.

        ed-Dürr-ül Mensur adlı eserde Ahmed ve Tirmizi -sahih olduğunu belirterek- İbn-i Münzir, İbn-i Habban ve Hakim, Enes'ten şöyle rivayet ederler: "Resulullah Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurdu: "Dünya kadınlarından İmrân kızı Meryem, Hüveylid kızı Hatice, Muhammed kızı Fatıma ve Fıravun'un karısı Asiye, örnek alınma bağlamında sana yeterlidir." Suyuti, bu hadisin İbn-i Ebu Şeybe tarafından mürsel olarak (rivayet zincirlerine yer vermeden) Hasan'dan rivayet edildiğini belirtir. (c.2, s.23)

        Yine aynı eserde Hakim -sahih olduğunu belirterek- İbn-i Abbas'ın şöyle dediğini rivayet eder: "Resulullah Efendimiz (s.a.a) buyurdu ki: "Dünya kadınlarının en üstünleri Hatice, Fatıma, Meryem ve Fira-vun'un karısı Asiye'dir." (c.2, s.23)

        Aynı eserde İbn-i Mürdeveyh, Hasan'dan şöyle rivayet eder: "Resulullah Efendimiz (s.a.a) buyurdu ki: "Yüce Allah, dört kadını dünya kadınlarından üstün kıldı. Bunlar; Mezahim kızı Asiye, İmrân kızı Meryem, Hüveylid kızı Hatice ve Muhammed kızı Fatımadır." (c.2, s.23)

        Aynı eserde, İbn-i Ebu Şeybe ve İbn-i Cerir Hz. Fatıma'dan (a.s) şöyle rivayet ederler: "Resulullah (s.a.a) bana dedi ki: "Cennet kadınlarının efendisi sensin; Bakire Meryem değil." (c.2, s.23)

        Yine aynı eserde, İbn-i Asakir İbn-i Abbas'tan şöyle rivayet eder: "Resulullah Efendimiz (s.a.a) buyurdu ki: "Cennet kadınlarının efendisi İmrân kızı Meryem, sonra Fatıma, sonra Hatice, sonra Firavun'un karısı Asiye'dir." (c.2, s.23)

        Aynı eserde İbn-i Asakir, Mukatil kanalıyla Dahhak'tan o da İbn-i Abbas'tan Peygamber Efendimizin (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Dört kadın var ki, onlar kendi dünyalarının efendileridir: İmrân kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Hüveylid kızı Hatice ve Muham-med kızı Fatıma. Alemi açısından hepsinden üstün olan ise Fatıma'-dır." (c.2, s.23)

        Aynı eserde İbn-i Ebu Şeybe, Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan şöyle rivayet eder: "Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "İmrân kızı Meryem'den, Firavun'un karısı Asiye'den ve Hüveylid kızı Hatice'den sonra dünya kadınlarının efendisi Fatıma'dır." (c.2, s.23)

        el-Hisal adlı eserde, İkrime'ye ve ondan İbn-i Abbas'a dayanan bir rivayet zinciriyle Peygamberimizden (s.a.a) şöyle aktarılır: "Resulullah (s.a.a) yere dört çizgi çizdi, sonra şöyle dedi: "Cennet kadınlarının en iyileri; İmrân kızı Meryem, Hüveylid kızı Hatice, Muhammed kızı Fatıma ve Fıravun'un karısı Mezahim kızı Asiye'dir." (s.205, h:22)

        Aynı eserde, yazar kendi rivayet zinciriyle İmam Musa Kâzım'dan (a.s) şöyle rivayet eder: "Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurdu ki: "Yüce Allah, kadınlar arasından dört tanesini seçti: Meryem, Asiye, Hatice ve Fatıma." (s.225, h:58)

        Ben derim ki: Bu içeriğe yakın anlamları ifade eden birçok rivayet gerek Şii, gerekse Sünni kanallardan aktarılmıştır. Adı geçen kadınların, dünya kadınlarının efendisi olmaları, onların içinde bazılarının daha üstün olması durumunu ortadan kaldırmaz. Bunu ed-Dürr-ül Mensur'dan aktarılan altıncı rivayetten ve diğer hadis lerden algılamak mümkündür. Nitekim: "Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u... seçti." (Âl-i İmrân, 33) ayetini tefsir ederken benzeri bir nokta üzerinde durmuştuk.

        Ancak, burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: Ayette işaret edilen husus "seçme"dir. Bunun da tercih etme anlamında olduğunu belirtmiştik. Fakat rivayetlerde ise, "efendilik" olarak geçer. Bunlar arasında anlam itibariyle fark vardır. İkincisi, birincisinin kemal derecelerinden biri konumundadır.

        Tefsir-ul Ayyâşî'de: "Onlardan hangisi Meryem'in bakımını üstlenecek diye kalemleriyle kur'a atarlarken..." ifadesiyle ilgili olarak, İmam Bâkır'ın (a.s): "Babası ölünce, bakımını üstlenmek üzere kur'a çektiler." dediği rivayet edilir." (c.1, s.173, h:47)

        Tefsir-ul Kummî'de: "Hani melekler demişlerdi: "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." ayetiyle ilgili olarak şu açıklama yapılıyor: "Allah onu iki defa seçti. Birinci seçimde kadınların içinden onu tercih etti. İkincisinde ise, bir erkekle temasa girmesi söz konusu olmadan hamile kalmasını sağladı. Böylece onu alemlerin kadınlarından üstün kılmak suretiyle seçmiş oldu."

        Kummî sözlerinin devamında şöyle diyor: "Sonra yüce Allah, Peygamberine şöyle seslendi: "Bunlar, gayb haberlerindendir. Onları -sana ey Muhammed- vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'in bakımını üstlenecek diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin." Kummî devamla diyor ki: "İmrân'ın karısı, Meryem'i dünyaya getirdikten sonra İmrân'ın akrabaları, aralarında çekiştiler ve herkes: "Biz ona bakacağız." diyordu. Daha sonra dışarı çıkıp aralarında oklarla kur'a çektiler. Kur'a Zekeriyaya çıktı." (c.1, s.102)

        Biz daha önce bu ve önceki rivayetleri destekleyen açıklamalara yer vermiştik. Biliniz ki; Meryem'e yönelik müjde, İsa'nın (a.s) dünyaya gelişi, insanları davet etmesi ve gösterdiği mucizelerle ilgili bir çok hadis vardır. Fakat, tefsir amaçlı bir değerlendirme çerçevesinde, ayetlerde aktarılan kıssaları yeterli görüyoruz. Dolayısıyla, bunlar arasında sadece önemli gördüklerimizi zikrettik.

        Yorum


          #34
          Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

          Allah razi olsun;

          Aslinda bu Kadinlardan hic birinin birbirine üstünlügü oldugunu sanmiyorum.

          Hepsi Allah in sevgili Kullari deiger kladinlara Örnek olarak ortaya cikardigi kadinlardir.

          Bence bunun tartismasini yapmak iyi bir sey degil..

          Allahin selami üzerinize olsun.
          Hayat da en Hakiki Mürsit ilimdir ( Hz. Ali )

          Yorum


            #35
            Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

            ben de bu 4 kutlu kadının birbiri arasında üstünlükleri yok sanırdım fakat kızılbaşın yazmış olduğu , benim daha önce dikkat etmediğim bi ayet fikrimi deiştirdi.

            Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti.


            sözkonusu Allahın ayeti olunca bu noktadan sonra kimseye laf söylemek düşmez. alemlerin en üstün kadını hz meryem dir.

            Yorum


              #36
              Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

              Hz. Fatıma'nın (s.a) Kadınların En Üstünü Olduğuna dair


              1- Buharî Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Fatıma, (selâmullahi aleyha) Peygamberin (s.a.a) yürüyüşüne benzer bir yürüyüşle geldi; Peygamber (s.a.a) (onu görünce) dedi ki: "Hoş geldin, kızım Fatıma." Sonra Fatıma'yı kendi sağ veya sol yanında oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi. Fatıma ağlamaya başladı. Ben: "Neden ağlıyorsun.?" diye sordum. Sonra (Resulullah yine) gizlice ona bir şey söyledi. (Bu defa) Fatıma güldü.
              Ben: "Bu güne kadar böylesine üzüntüyle iç içe olan bir sevinç görmemiştim!" dedim ve Resulullah'ın ne söylediğini sordum.
              Fatıma: "Ben Resulullah'ın (s.a.a) sırrını açıklayacak değilim." diye cevap verdi.
              Resulullah (s.a.a) vefat ettikten sonra (tekrar aynı soruyu) sordum. O şöyle cevap verdi: "Resulullah gizlice bana buyurdu ki: "Cebrâil yılda sadece bir defa Kur'an'ı bana sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu. Ben bu olay için ecelimin yetiştiğinden başka bir sebep görmüyorum. Ve sen Ehl-i Beyt'in arasında bana kavuşacak ilk şahıssın." (Bunları duyunca ağladım.)
              Sonra buyurdu ki: "Acaba cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü) veya müminlerin hanımlarının seyyidesi olmak seni hoşnut etmez mi?" Bunu duyunca da güldüm."

              Ahmed İbn-i Hanbel kendi Müsned'inde bu hadisi zikretmiştir. Ancak "cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" yerine "bu ümmetin hanımlarını veya müminlerin hanımlarının seyyidesi" tabirini rivayet etmiştir.

              İbn-i Sa'd da bu hadisi "Tabakat" adlı eserinde zikretmiş ve yukarıdaki tabiri "bu ümmetin hanımlarının veya her iki alemin (dünya ve ahiretin) hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" olarak rivayet etmiştir. İbn-i Esir de Usd-ul Gabe'de aynı hadisi "her iki alemin hanımlarının seyyidesi" tabiriyle, Nesâi ise aynı Ahmed İbn-i Hanbel'in Müsned'inde olduğu gibi rivayet etmiştir. [41]

              2- Buharî kendi Sahih'inde Aişe'den nakletmiştir ki: Biz Peygamberin (s.a.a) hanımları, topluca Peygamberin (s.a.a) yanında bulunuyorduk. Fatıma (selâmullahi aleyha) tıpkı Resulullah (s.a.a) gibi yürüyerek geldi. (Resulullah) onu görünce "Hoş geldin kızım" dedi; sonra onu sağ veya sol yanına oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi; Fatıma şiddetle ağlamaya başladı. Resulullah, Fatıma'nın üzüntüsünü görünce ona tekrar gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma güldü. Ben Fatıma'ya dedim ki: "Ben Peygamberin hanımlarının içinde bulunuyorum. Resulullah (s.a.a) bizlerden hiçbirine söylemediği sırrını sana söyledi; sen ise (sevineceğine) ağladın." Resulullah (s.a.a) oradan kalkıp gidince ben, Peygamberin onun kulağına ne söylediğini sordum.
              Fatıma: "Ben Resulullah'ın sırrını açıklayacak değilim." dedi. Resulullah vefat ettikten sonra Fatıma'dan Allah aşkına o sözü bana söylemesini rica ettim.
              Fatıma: "Şimdi söylerim" dedi ve şöyle devam etti: "Birinci defa kulağıma, Cebrail'in her yıl bir defa ama bu yıl iki defa Kur'an'ı kendisine sunduğunu ve bunun da ancak ecelinin yakınlaştığı için olacağına inandığını söyledi ve dedi ki: "Allah'tan kork ve sabırlı ol, ben senin için iyi bir selefim." Bunun üzerine gördüğün gibi ağladım. Üzüntümü görünce ikinci defa kulağıma şu cümleyi söyledi: "Ey Fatıma, acaba müminlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü) olmaktan dolayı sevinmez misin?"

              Bu hadisi Müslim, Sahih'inde, Fatıma'nın faziletleri babında rivayet etmiştir. Müslim'in rivayetinin sonunda "ailemin içerisinde bana en çabuk kavuşacak olan sensin" cümlesi de bulunmaktadır. Aynı hadisi, Müslim kitabının başka bir yerinde eksiz olarak nakletmiştir. İbn-i Mace de bu hadisi kendi Sahih'inde aynı fazlalık ile birlikte nakletmiştir. Aynı hadisi Ebu Davud Teyalisi de kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da müsnet olarak rivayet etmişlerdir: Bu ikisinin naklindeki tabir şöyledir: "...Alemlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü)..."

              Tahavi'de aynı hadisi Müşkil-ül Asar'da iki senetle rivayet etmiştir. Nesaî de bu hadisi "Hasâis" adlı eserinde rivayet etmiştir. Nesaî'nin naklindeki tabir ise şöyledir: "...Bu ümmetin hanımlarının en üstünü olmak seni sevindirmez mi?" [42]

              3- Tirmizî, Huzeyfe'den şöyle rivayet etmiştir: Annem, benden: "Son görüşmen ne zaman oldu?" diye sordu. Ben: "Falanca günden şimdiye kadar (kendisini ziyaret etmemişim)" dedim. Maksadı Peygamber (s.a.a) ile görüşmemdi. Bu yüzden bana kızdı. Bunun üzerine ben: "Akşam Resulullah'ın (s.a.a) yanına gidip akşam namazını onunla kılayım ve ondan bizim için mağfiret dilemesini isteyeyim." dedim. Gidip akşam namazını Peygamber (s.a.a) ile kıldım; Resulullah yatsı namazını kılıncaya dek namaz kılmakla meşgul oldu. Yatsıdan sonra da yine nafile namazı kıldı. Ben de Peygambere (s.a.a) bakarak namaz kılmakla meşgul oldum. O benim sesimi duyunca: "Kimsin, Huzeyfe misin?" dedi. "Evet" dedim. Buyurdu ki: "İsteğin nedir?" Allah seni ve anneni bağışlasın." Sonra sözlerine devam ederek: "Bu (gördüğüm) melek, bu geceden önce yeryüzüne asla inmemiş olan bir melektir. O, Rabbinin selamını bana ulaştırmak ve Fatıma'nın cennet hanımlarının en üstünü, Hasan ve Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduğunu müjdelemek için gelmiştir."

              Bu hadisi Hakim de Müstedrek-üs Sahihayn'de muhtasar olarak iki senetle nakletmiş ve ikinci senedin sahih olduğunu sözlerine eklemiştir.
              Yine Ahmed İbn-i Hanbel bu hadisi Müsned'inde, Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da, İbn-i Esir Üsd-ül Gabe'de ve Muttaki Kenz-ül Ummâl'da nakletmiştir. Muttaki bu hadisi kitabının dört yerinde zikretmiştir. Birinci yerde Ruyani ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi Sahihler'inde Huzeyfe tarikiyle rivayet ettiklerini kaydetmiştir. İkici yerde bu hadisi İbn-i Asakir'in Huzeyfe'den naklettiğini, üçüncü yerde İbn-i Cerir'in Huzeyfe'den naklettiğini ve dördüncü yerde yalnız Hz. Fatıma'ya ait bölümü zikredip bu hadisi İbn-i Şeybe'nin naklettiğini kaydetmiştir.[43]

              4- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de Aişe'den naklen şöyle yazıyor: Resulullah, (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığında buyurdu ki: "Ey Fatıma! Acaba alemlerin kadınlarının en üstünü, bu ümmetin hanımlarının büyüğü ve müminlerin hanımlarının büyüğü olman seni hoşnut etmez mi?" [44]

              5- Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da İmran İbn-i Hasın'den naklen kaydetmiştir ki: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Fatıma rahatsızdır onun ziyaretine gelmiyor musunuz?" "Gidelim" dedim. Hareket edip Hz. Fatıma'nın (evinin) kapısına ulaştık; Resulullah selam verdi ve: "Yanımdaki ile birlikte içeri girebilir miyiz?" diyerek izin istedi.

              Fatıma "Evet, ama yanınızda olan kimdir? Allah'a yemin ederim ki abâdan başka bir şey üzerimde yoktur." Resulullah (s.a.a), o abâyla kendini böyle - şöyle ört diyerek onunla kendisini nasıl örteceğini tarif etti. Sonra Fatıma "Allah'a yemin ederim ki, baş örtüm de yoktur." dedi.

              Resulullah (s.a.a) üzerinde bulunan bir parçayı verdi ve buyurdu: "Bununla başını ört." Sonra Fatıma eve girmemize izin verdi ve biz içeri girdik. Resulullah (s.a.a) "Durumun nasıldır?" diye sorunca, Fatıma: "Bedenim rahatsızdır; üstelik yiyecek bir şey de yoktur." dedi.

              Resulullah buyurdu ki: "Acaba alemlerin hanımlarının en üstünü olmak seni hoşnut etmez mi?"
              Fatıma: "Peki İmran kızı Meryem nasıl?" diye sordu.
              Resulullah: "O kendi zamanının (döneminin) hanımlarının büyüğü ve sen de kendi döneminin kadınlarının en üstünüsün; bil ki andolsun Allah'a seni dünya ve ahirette efendi (ulu) olan birisiyle evlendirmişim."

              Bu hadisi Tahavi Müşkül-ül Asar'da nakletmiştir. O bu hadisin sonunda şu cümlenin de yer aldığını kaydetmiştir: "(Hz. Ali'ye) Münafıktan başkası düşman olmaz." Bu hadisi Muhibbuddin Taberî, Zehair'de zikretmiştir ve sonundaki ilavesiyle birlikte, Hafız Ebu-l Kasım Dimeşki'nin de naklettiğini kaydetmiştir. [45]

              6- Ebu Nuaym, Cabir İbn-i Semure'den naklen şöyle zikretmiştir: Resulullah (s.a.a) gelip bizim yanımızda oturdu ve şöyle buyurdu: "Fatıma hastadır." Orada bulunanlar: "Ziyaretine gidelim." dediler. Kalkıp Fatıma'nın (s.a) evine doğru hareket ettiler. Fatıma'nın evinin kapısı açıktı. Peygamber, yüksek sesle "Kendini iyice ört, bir grup ziyaretine gelmiştir" buyurdu. Fatıma: "Ey Resulullah, üzerimde abâdan başka bir örtü yoktur." dedi. Bunun üzerine Resulullah abasını çıkarıp kapının arkasından Fatıma'ya doğru attı ve: "Bununla başını ört" dedi. Sonra Resulullah içeri girdi ve onun arkasından da diğerleri girdiler. Biraz oturduktan sonra kalkıp gittiler; sonra ziyarete gelen adamlar: "Allah'a andolsun, Peygamberimizin (s.a.a) kızının bu durumu (bu kadar fakir olması) hayret verici!" dediler.
              Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "O kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [46]

              7- Nesaî Hasais'de kendi senediyle Ebu Hüreyre'den şöyle nakletmiştir:
              (Yazın) Uzun günlerinden birinde Resulullah (s.a.a) bizim yanımıza geç geldi. Akşam bizlerden biri: "Ya Resulullah, bu gün seni görmememiz bize ağır geldi" dedi. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Şimdiye kadar beni ziyaret etmemiş olan bir melek Allah'tan izin alıp (bugün) benim yanıma geldi. O bana kızım Fatıma'nın ümmetimin kadınlarının en üstünü ve Hasan ile Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduklarını müjdeledi." [47]

              Muttaki de bu hadisi Kenz-ül Ummâl'da zikretmiş ve Taberanî ve İbn-i Neccar'ın bu hadisi Ebu Hüreyre'den naklettiklerini kaydetmiştir.

              8- Muttaki Kenz-ül Ummâl'dan Aişe'den şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığı (ölüm hastalığı) sırasında: "Kızım Fatıma yanıma gel." diye buyurdu... Resulullah bir süre onunla gizlice konuştu. Fatıma ondan ayrıldığında ağlıyordu; ben de orada idim.
              Sonra tekrar Resulullah (s.a.a) Fatıma'ya: "Yanıma gel." dedi. Fatıma da onun yanına yaklaştı ve Resulullah tekrar ona gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma ayrıldığında gülüyordu.

              (Aişe diyor ki Ben ona "Ey Allah'ın Resulü'nün kızı, baban sana gizli olarak ne söyledi?" diye sordum. Fatıma: "Resulullah'ın bana gizlice söylediği sırrını o hayatta iken sana açacağımı mı zannettin!" dedi. Bu durum, yani Resulullah'ın sırrını Aişe'den gizlemesi Aişe'ye çok ağır geldi.

              Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde Aişe: "Mevzuu bana bildirir misin?" diyerek Fatıma'dan (s.a) Resulullah'ın ona gizlice buyurduğu sözü sordu.
              Fatıma: "Şimdi olur" diyerek şöyle devam etti: "Peygamber ilk önce buyurdu ki: "Cebrail her yıl Kur'an'ı bana bir defa sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu ve bana bildirdi ki her peygamber ancak bir önceki peygamberin ömrünün yarısı kadar yaşar. Hz. İsa (a.s) yüz yirmi yıl yaşamıştır ve ben altmış yaşımı geçtiğimi biliyorum."

              Resulullah bunları söyleyince ben ağladım. Yine buyurdu ki: "Kızım, müminlerin kadınlarından hiçbirinin musibeti seninki gibi büyük olmayacaktır; bu yüzden senin sabrın hiçbir kimseden az olmamalıdır."
              İkinci defa ise bana gizlice Ehl-i Beyt'ten ona kavuşacak ilk şahsın ben olduğumu bildirdi ve buyurdu ki: "Sen cennet hanımlarının en üstünüsün." [48]

              Kenz-ül Ummâl'ın sahibi bu hadisi, İbn-i Asakir'in naklettiğini kaydetmiştir.

              9- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle Aişe'den, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma'ya şöyle dediğini nakletmiştir: "Sana müjde veriyorum ki ben, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Cennet hanımlarının üstünleri şu dört hanımdır: İmran kızı Meryem, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma, Huveylid kızı Hatice ve Asiye." [49]

              10- Muttaki Kenz-ül Ummâl'da Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (s.a.a) Fatıma'ya (s.a): "Cennet hanımlarının en üstünü olman ve iki çocuğunun da cennet gençlerinin efendisi olması seni hoşnut etmez mi?" dedi. [50]
              Muttaki, bu hadisi, Bezzaz'ın da rivayet ettiğini kaydediyor.

              11- Muttaki, kitabının başka bir yerinde ise yukarıdaki hadisi şöyle naklediyor: "Ey Fatıma, herkesten önce İslam'ı kabul eden ve bütün Müslümanların en bilgini olan birisiyle evlendirmem seni hoşnut etmez. mi? Gerçekten sen benim ümmetimin kadınlarının en üstünüsün, nasıl ki Meryem kendi kavminde üstünlük kazandı. Ey Fatıma, Allah yeryüzü halkına nazar eyledi ve onlardan iki kişiyi seçti. Bunlardan birinin senin baban ve diğerinin de senin kocan olmasına sevinmiyor musun?" [51]
              Muttaki, bu hadisi Hakim, Taberanî ve Hatib'in de rivayet ettiklerini kaydetmiştir.

              12- Zehair-ül Ukbâ kitabının sahibi, İbn-i Abbas'tan Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dört kadın kendi dönemlerinin hanımlarının en üstünleridir. İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma. Ve onların en bilgilisi Fatıma (s.a)dır."
              Ebu Nuaym, bu hadisi Hafız Sakafi el-İsfahanî'nin rivayet ettiğini kaydetmiştir.

              Bu hadisi Suyutî de ed-Dürr-ül Mensur'da; "Ve iz kalet-il melaiketu ya Meryem-u innellahestafaki ve tahhereki ve's-tafaki ala nisa-il alemin" [52] ayetinin tefsirinde zikretmiştir.

              Bu hadisi İbn-i Asakir'in Mukatil'den, onun da Dahhak'tan ve onun da İbn-i Abbas'tan naklettiğini kaydetmiştir. [53]

              13- Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle İbn-i Abbas'tan naklediyor ki: Resulullah (s.a.a) bir defasında dört çizgi çizerek (ashabından): "Bunların ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorudu. Ashap: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Cennet kadınlarının en faziletleri olan Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma, İmran kızı Meryem ve Mezahim kızı Asiye'dirler...."
              Hakim bu hadisin senedinin sahih olduğunu kaydetmiştir.

              Yine bu hadisi kitabının diğer yerlerinde de sahih senetlerle İbn-i Abbas'tan nakletmiştir.
              Ayrıca bu hadisi Ahmed İbn-i Hanbel de kendi Müsned'inde çeşitli senetlerle İbn-i Abbas'tan rivayet etmiştir. Yine İbn-i Abdulbirr aynı hadisi "el-İstiâb" adlı kitabında iki senetle zikretmiştir. Yine bu hadisi Suyutî "ed-Dürr-ül Mensur" adlı tefsirinde; "Ve zarebellah-u meselen lillezîne amenu-mereete Fir'avn'e" [54] ayetiyle ilgili olarak zikretmiştir.

              Suyutî bu hadisi Taberanî'nin de rivayet ettiğini kaydetmiştir. Keza aynı hadisi İbn-i Esir, Üsd-ül Gabe'de zikretmiştir ve keza Muhibbuddin Taberî de Zehair'de naklederek, Ahmed ve Ebu Hatim'in de bu hadisi zikrettiklerini kaydetmişlerdir. Yine aynı hadisi İbn-i Hacer el-İsabe'de zikretmiş ve aynı sayfada Aişe'den şöyle bir hadis de rivayet etmiştir:
              "Ben babasından (Hz. Muhammed'den -s.a.a-) başka Fatıma'dan (s.a) daha faziletli olan birisini görmedim."

              Yine aynı hadisi Ebu Amr el-İstiâb'ında ve Heysemî de, Mecma'inde zikretmişlerdir. Heysemî söz konusu hadisi, Ahmed, Ebu Ye'lâ ve Taberanî'nin de naklettiklerini kaydederek onun senedinin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadisi Tahavi de Müşkil-ül Asar'da rivayet etmiştir. Yine mezkur hadisi, Askalanî Feth-ül Bârî'de nakletmiş ve şöyle demiştir: "Bu hadis, Taberanî'nin el-Evsat'ında Ebu Hüreyre yoluyla naklettiği bir hadisle ve keza Ahmed'in Ebu Said vasıtasıyla naklettiği başka bir hadisle de desteklenmektedir". Ayrıca kitabının 282. sayfasında da kaydetmiştir ki: "Nesaî sahih senetle İbn-i Abbas'tan: "Cennet hanımlarının en faziletlileri Hatice, Fatıma, Meryem ve Asiye'dir." diye bir hadis nakletmiştir." [55]

              14- İbn-i Abdülbirr, iki senetle Ebu Hüreyre'den rivayet etmiştir ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri dört kadındır: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma."

              Bu hadisi Heysemî de Mecma-üz Zevâid'de ve Sa'lebi, Kasas-ul Enbiya'da zikretmişlerdir. Bu ikisinin nakillerinde tabir yönünden az bir farklılık vardır, ama mana aynıdır. [56]

              15- Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: "Sizin erkekleriniz arasında en üstün olan Ali, gençleriniz arasında en üstün olan Hasan ile Hüseyin ve kadınlarınız arasında en üstün olan Fatıma'dır." [57]
              Hatib-i Bağdadî de bu hadisi rivayet etmiştir.

              16- Menavi, Feyz-ül Kadir'de Haris İbn-i Ebu Üsame yoluyla Urve b. Zübeyr'den rivayet ediyor ki: "Hatice kendi döneminin (aleminin) hanımlarının en iyisi idi. Meryem de kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisi idi ve Fatıma da kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisidir." [58]

              17- İbn-i Cerir kendi tefsirinde Enes İbn-i Malik'den naklediyor ki: "Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri (ve faziletlileri) dört kişidir: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı ve Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma." [59]

              18- Tirmizî, Enes'ten naklen rivayet etmiştir ki Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bütün insanlar içerisinde fazilet hususunda şu dört kadını bilmen yeter: "İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma ve Firavun'un hanımı Asiye."

              Bu hadisi Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de iki senetle rivayet etmiştir ve ikinci senetten sonra "Bu hadis Şeyheyn'in (Buhârî ve Müslim'in) şartına göre sahihtir" demiştir.

              Yine Ahmed İbn-i Hanbel, kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da ve Tahavî, Müşkil-ül Asar'da bu hadisi nakletmişlerdir. Hatib Bağdadî de kendi Tarih'inde iki senetle bu hadisi zikretmiştir. Bu iki rivayette hadis şöyledir: "Alemlerin hanımlarının en hayırlısı dört şahıstır..." İbn-i Esir de hadisi bu şekilde zikretmiştir. İbn-i Hacer de bu hadisi Tehzib-üt Tehzib'de Şa'bi yoluyla Cabir'den merfu' olarak nakletmiştir. İbn-i Abdülbirr de bu hadisi el-İstiâb'ında iki yolla rivayet etmiştir, onların birinde şu tabir yer almıştır: "Alemdeki kadınların en hayırlısı..."

              Yine aynı hadisi Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da zikret-miştir ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi rivayet ettiğini kaydetmiştir. Yine bu hadisi Fahr-i Razî de kendi tefsirinde; "Ve iz kalet-il melaiket-ü ya Meryem-u..." [60] ayetinden sonra zikretmiştir. Yine aynı hadisi Suyutî ed-Dürr-ül Mensru'da; Ve iz kalet'il melaiket-ü... ayetinin tefisiri bölümünde nakletmiştir. Suyutî bu hadisi İbn-i Habban'ın da naklettiğini kaydediyor. [61]

              19- İbn-i Cerir Taberî, kendi Tefsir'inde kendi senediyle Katade'den naklediyor ki: "Allah'ın Peygamberi'nin şöyle söylediği bize rivayet edilmiştir.
              Alemlerin kadınları arasında örnek olarak: İmran kızı Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'yı sayman yeter." [62]

              20- Yine Taberî kendi Tefsir'inde kendi senediyle Ebu Musa Eş'arî'den nakletmiştir ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Erkeklerden birçokları kamil oldular. (İnsanlığın en yüksek mertebesine ulaştılar) Ama kadınlardan Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dan başkası kamil olmamıştır."

              Bu hadisi Zemahşeri, Keşşaf'da, Tahrim suresinde yer alan "...elletî ahsenet ferceha" [63] ayetinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir. Yine aynı hadisi Askalanî, Feth-ul Bari'de zikretmiştir. Askalanî, ayrıca bu hadisi Taberani'nin ve Sa'lebi'nin de (kendi Tefsir'inde) naklettiklerini kaydediyor. [64]

              21- Suyutî, ed-Dürr-ül Mensur'da Al-i İmran suresinde yer alan, "Ve iz kalet'il melaiket-ü ya Meryem-ü..." [65] ayetinin tefsiri bölümünün devamında İbn-i Murdeveyh'in Enes'ten şu hadisi naklettiğini zikrediyor: Enes, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu söylemiş: "Allah Teala dört kadını, alemlerin kadınlarının hepsinden seçkin kıldı: (Bunlar) Mezahim kızı Asiye, İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dır." [66][/size]
              ______________
              [41] - Sahih-i Buhâri, hadis no: 3353, 3354, 5812, 4080, 3438, Sahih-i Müslim hadis no: 4486, 4487, 4488, Sahih-i Tirmizi hadis no: 3807, Sünen-i İbn-i Mace hadis no: 1610. Müsned-i Ahmed, c.6, s. 282 hadis no: 25209, 25210, 24,839, 23343. Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.2, s.40. Üsd-ül Ğâbe, c.5, s.512. Hasais-ün Nesâî, s.34.
              [42] -Sahih-i Buhârî, İstizân bölümü hadis no: 5812. Sahih-i Müslim, Fezâil-üs Sahabe kitabı, Fezâil-i Fatıma bölümü hadis no: 4486, 4487, 4488. Müsned-i Ebi Dâvud, c.6, Ahadis-ün Nisâ bölümü. Hileyt-ül Evliyâ, c.2, s.29. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.48-49. Hasâis-ün Nesâi, s.34.
              [43] -Sahih-i Tirmizî, c.2, s.306 hadis no: 2714. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.151. Müsned-i Ahmed, c.5, s.391hadis no: 22240. Hilyet-ül Evliyâ, c.4, s.190. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.574. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217.
              [44] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.156.
              [45] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
              [46] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
              [47] - Hasâis-ün Nesâi, s.34. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.221.
              [48] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
              [49] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.185.
              [50] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
              [51] - Kenz-ül Ummâl, c.6, s.113.
              [52] - Al-i İmran/42.
              [53] - Zehâir-ül Ukbâ, s.44. ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
              [54] - Tahrim/11.
              [55] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.2, s.497. Müsned-i Ahmed, c.1, s.293, 316, 322 hadis no: 2536, 2751, 2805. el-İstiâb, c.2, s.720. ed-Dürr-ül Mensur, Tahrim suresinin tefsiri, 11. âyet. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Zehâir-ül Ukbâ, s.42. el-İsabe, c.8, s.158. el-İstiâb, c.2, s.570. Mecma-üz Zevâid, c.9, s.223. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Feth-ul Bâri, c.7, s.258.
              [56] - el-İstiâb, c.2, s.720 ve 750. Mecme-üz Zevâid, c.9, s.223. Kasas-ul Enbiyâ, s.511.
              [57]- Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217. Tarih-i Bağdâdi, c.4, s.391.
              [58] - Feyz-ül Kadir, c.3, s.432.
              [59] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
              [60] - Al-i İmran/42.
              [61] - Sahih-i Tirmizî, c.2, s.31 hadis no: 3813. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.157. Müsned-i Ahmed, c.3, s.135 hadis no: 11942. Hilyet-ül Evliyâ, c.2, s.344. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Tarih-i Bağdâdî, c.7, s.184 ve c.9, s.404. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Tehzib-üt Tehzib, c.12, s.441. el-İstiâb, c.2, s.720. Kenz-ül Ummâl c.6, s.227. Tefsir-ül Kebir, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
              [62] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
              [63] - Tahrim/11.
              [64] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180. Tefsir-i Keşşaf, Tahrim suresinin tefsiri, 12. âyet. Feth-ul Bârî, c.7, s.258.
              [65] - Al-i İmran/42.
              [66] - ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmran suresi 42. âyet
              Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

              Yorum


                #37
                Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                Hz. Fatıma (a.s)'ın şahsiyetini daha iyi tanımak için Hz. Peygamber ve Hz. Ali'nin O'nun hakkındaki sözlerini bir daha gözden geçirelim. Çünkü Hz. Peygamber kendi kızını, Hz. Ali kendi eşini herkesten daha iyi tanıyorlardı.

                HZ. RESULULLAH (s.a.a) Selman'a şöyle buyurdular:

                "Ey Selman! Kim kızım Fatıma'yı severse cennette benimle birlikte olur; kim de ona düşman olursa ateşe atılır.
                Ey Selman! Fatıma'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde ve sorgu sual zamanı.
                Ey Selman! Kızım Fatıma kimden razı olursa ben ondan razıyım; ben de kimden razı olursam Allah Teala ondan razı olur; Fatıma kime gazap ederse ben ona gazap ederim; ben de kime gazap edersem Allah ona gazap eder.
                Ey Selman! O'na ve kocası Emir'ul Müminine, onun torunları ve Şialarına zulüm edenlerin vay haline!"[1]

                Yine Resulullah (s.a.a) uzun bir hadiste buyurmuştur ki:
                "Ey Fatıma! Beni peygamberliğe seçen Allah'a and olsun ki, ben cennete girmedikçe diğer kimselerin cennete girmesi haramdır; sen benden sonra cennete girecek olan ilk şahıssın...
                Ey Fatıma! Beni hak olarak meb'us kılana and olsun ki, sen kadınların hanım efendisi olarak cennete gireceksin...
                Beni hak olarak peygamber gönderene and olsun ki, Hasan ve Hüseyin de senin sağ ve solunda oldukları halde cennete girecekler; sen cennetin en yüksek yerinden halka bakacaksın, Hamd bayrağı da Ali bin Ebu Talib'in elinde olacaktır...
                Beni Peygamber seçene and olsun ki, senin düşmanlarına düşman olacağım; senin hakkını gasp edenler, seninle dostluk bağını kesip bana yalan atanlar pişman olacaklar, benim karşımda yer üzerinde süründürülecekler..." [2]

                Resulullah (s.a.a) vefatına yakın bir zamanda Hz. Fatıma'nın elini Hz. Ali'nin eline koyarak şöyle buyurdular:

                "Ya Ali! Bu, Allah'ın emaneti ve O'nun resulü olan Muhammed'in senin yanındaki vediasıdır. Öyleyse beni, O'nun hakkında gözet ve biliyorum ki sen bunu yapacaksın.
                Ey Ali! Allah'a and olsun ki O (Fatıma) geçmiş ve gelecekteki cennet kadınlarının en üstünüdür. Allah'a and olsun ki O, büyük Meryem'dir. Bil ki Allah'tan O'nun ve senin için dua ettim, Allah da duamı kabul buyurdu...
                Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki, sen razı olmadıkça ben razı olmayacağım." (Bu sözü üç defa tekrarladı)[3]

                Resulullah (s.a.a) vefat anında Fatıma (a.s)'a şöyle buyurdular:
                "Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki senin ağlamandan dolayı, Allah'ın arşı ve onun etrafındaki melekler, gökler ve yerler ve onlarda olan her şey ağlayacaktır." [4]

                Ebu Eyyub-i Ensari şöyle diyor:
                Hz. Resulullah (s.a.a) hastalandı, Fatıma (a.s) da Hazretin ziyaretine gelerek ağladı. Resulullah (s.a.a) onun bu durumunu görünce şöyle buyurdular:

                "Ey Fatıma! Allah Teala seni çok sevdiğinden dolayı seni, geçmişi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi. Allah Teala yeryüzündeki insanlara özel bir şekilde teveccüh edip onların arasından beni seçti, beni mürsel bir peygamber kıldı; yine yeryüzüne teveccüh etti, onların arasından kocanı seçti ve seni O'nunla evlendirmek ve O'nu vasi kılmam için bana vahyetti.
                Ey Fatıma! En üstün peygamber bizdendir, O da babandır; en üstün vasi bizdendir, O da eşindir; en üstün şehitler bizdendir; Onlar da babanın amcası Hamıza ve iki kanadıyla cennette uçan ve istediği yere giden babanın amcası oğlu Cafer'dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin bizdendir; O'nlar da senin evlatlarındır; canım elinde olan Allah'a and olsun ki, bu ümmetin Mehdisi bizdendir, O da senin torunlarındandır."[5]

                Yine Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:
                "Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür." [6]

                EMİR'UL-MUMİNİN ALİ (a.s) buyurmuştur ki:
                "Allah'a and olsun ki şimdi öyle bir söz söyleyeceğim ki benden başka kim o sözü söylerse yalancıdır: Ben rahmet olan Peygamberden miras aldım, eşim (Fatıma)ümmetin kadınlarının en üstünüdür; ben de halife ve vasilerin en üstünüyüm." [7]

                Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyurdular:
                "Allah'a and olsun ki, ben O'nu (Fatıma'yı) kesinlikle öfkelendirmedim; hayatta olduğu müddetçe onu sevmediği bir işe mecbur etmedim; O da beni öfkelendirmedi, bana karşı gelmedi; O'na baktığımda bütün gam ve üzüntüler kalbimden yok oluyordu." [8]

                Yine Hz. Ali (a.s)'dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
                "Allah'a and olsun ki Fatıma'yı kendi gömleğinde yıkadım, tertemiz idi. Resulullah'ın henutundan kalan henutla onu henutladım. Onu kefenledikten sonra; ‘Ey Ümmü Gülüsüm! Ey Zeyneb! Ey Sekine! Ey Fizze! Ey Hasan! Ey Hüseyin! Gelin annenizden vedalaşın, ayrılık vakti yetişmiştir; görüşmek, cennet ve kıyamete kalmıştır' diyerek onları çağırdım. Hasan ve Hüseyin öne gelip ağlayarak; "Ey Hasan'ın annesi! Ey Hüseyin'in annesi! Ceddimiz Muhammed Mustafa'yı gördüğünde selamımızı O'na ilet ve O'na de ki senden sonra yetim kaldık" annelerini sesleyip O'nunla konuştular.

                Allah şahittir ki Fatıma, sızladı, feryat etti, ellerini kefenden çıkarıp onları bağrına bastı, bu esnada gayıptan şöyle bir ses geldi: "Ey Ebe'l-Hasan! O ikisini annelerinin göğsünün üzerinden kaldır. Allah'a and olsun ki, göklerin meleklerini ağlattılar, dost (Allah), dostu (Fatıma'yı) görmeğe müştaktır..." [9]
                __________________
                Kaynakça:
                [1] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 67.
                [2] - Bihar'ul- Envar, c. 22, s. 491.
                [3] - a.g.e. c. 22, s. 484-491.
                [4] - a.g.e. c. 22, s. 484- 491.
                [5] - Yenabi'ul- Mevedde, s. 436. Müntahab'ul- Eser, s. 192.
                [6] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 68.
                [7] - Bihar'ul- Envar, c. 43, s. 143.
                [8] - a.g.e. c. 43, s. 134.
                [9] - a.g.e. c. 43, s. 179-180.

                Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                Yorum


                  #38
                  Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                  [quote author=Kızılbaş link=topic=5054.msg39791#msg39791 date=1246197283]
                  Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne geçirilmiştir.

                  Kuranda herkeze kendi yaptığından başka birşey yok diyor.Hz.İsanın Hz.Meryemden doğması ve babasız dünyaya gelmesi Hz.Meryemin elinde olan birşey değil.Bu yüzden Hz.Meryemin kendi yapmadığı birşeyden dolayı üstünlük sağlaması ilk yazdığım ayete göre uygun düşmez.Bu yüzden söz edilen üstünlüğün Hz.İsa ile bi alakası yok diye düşünüyorum

                  Yanılıyormuyum ???
                  [/quote]

                  Yanilmiyorsun Kardesim;

                  O'nun üstünlügü Hz. Isa nin anasi oldugu icin degildir.

                  Allah in O'nu sectigi icindir.
                  Hayat da en Hakiki Mürsit ilimdir ( Hz. Ali )

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                    muallim milyonlarca hadiste getirseniz Allahın ayeti karşısında hiç bir ehemmiyeti yoktur...

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                      [quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg39843#msg39843 date=1246218574]
                      muallim milyonlarca hadiste getirseniz Allahın ayeti karşısında hiç bir ehemmiyeti yoktur...
                      [/quote]
                      Ayetleri Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali (a.s) ve diğer Ehlibeyt İmamları senden ve benden daha iyi anlıyorlar. Sen yine bildiğini çalmaya devam et. Böyle olmasaydın zaten Zeydiyye olmazdın. Sözlerin Zeydiyye'ye de uymuyor. Zor durumda kaldığında Zeyd de zaten böyle bir fetva vermemiş, talebeleri vermiştir diyorsun. Bunu da Yemenli aliminden öğreniyorsun. Yani sen gerçekte o alime uymuşsun, Zeydiyye mezhebine bile uymamışsın. Neyse seninle tartışacak halim yok. Allah basiret gözlerini açsın senin inş.
                      Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                        [quote author=Göktürk link=topic=5054.msg39826#msg39826 date=1246212931]
                        Yanilmiyorsun Kardesim;

                        O'nun üstünlügü Hz. Isa nin anasi oldugu icin degildir.

                        Allah in O'nu sectigi icindir.
                        [/quote]

                        Eyvallah

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                          [quote author=muallim link=topic=5054.msg39845#msg39845 date=1246219660]
                          [quote author=zeydiyye link=topic=5054.msg39843#msg39843 date=1246218574]
                          muallim milyonlarca hadiste getirseniz Allahın ayeti karşısında hiç bir ehemmiyeti yoktur...
                          [/quote]
                          Ayetleri Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali (a.s) ve diğer Ehlibeyt İmamları senden ve benden daha iyi anlıyorlar. Sen yine bildiğini çalmaya devam et. Böyle olmasaydın zaten Zeydiyye olmazdın. Sözlerin Zeydiyye'ye de uymuyor. Zor durumda kaldığında Zeyd de zaten böyle bir fetva vermemiş, talebeleri vermiştir diyorsun. Bunu da Yemenli aliminden öğreniyorsun. Yani sen gerçekte o alime uymuşsun, Zeydiyye mezhebine bile uymamışsın. Neyse seninle tartışacak halim yok. Allah basiret gözlerini açsın senin inş.
                          [/quote]

                          zeydiliği caferiliği bir kenara bırakında önce allahın ayetlerine iman ederek müslüman olmayı öğrenin... ondan sonra mezheb seçersiniz..

                          ehlibeyt sizin sandığın gibi apaçık ayetler varken bunlar karşısında uydurulmuş hadislerin peşinden gitmedi..

                          biz kuranı anlamayız diyerek kurandan kaçtığınız sürece Allah gözünüzü de kalbinizi de mühürler ve bi noktadan sonra gerçekten anlamamaya başlarsınız..bi an önce bu inadınızdan vazgeçin ve kuranı anlamaya çalışın.

                          önceliği hadislere değil kurana, imam aliye değil resulullaha, imamete değil nübüvvete verdiğiniz zaman ben de zeydiliği terkeder sizin safınızda olurum şüpheniz olmasın..

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                            laf karabalığı yapmaya gerek yok kardeş, bizim her konuda delilimiz Kuran ve sahih hadislerdir. Tassup gözlüğünüzü çıkararak yazılarımıza bakarsanız bunu açıkça görürsünüz. Biz hiçbir zaman Hz. Ali'yi Hz. Resulullah'dan öne geçirmedik iftirada bulunmayın. Kaç gündür kızılbaşa karşı bunun mücadelesini verdiğimizi görüyorsunuz.
                            Kuran'da açıkça imamet makamından da bahsediliyor neden bunu görmezlikten geliyorsunuz ki? Hz. Peygamber, hem nebi, hem resul ve hem de imamdı.
                            Kuran'ın müfessiri ve açıklayıcısı Hz. Peygamber ve Ehlibeyt İmalarıdır. Kuran'ın asıl meramını onlar daha iyi bilmektedir. Bakın Kuran buyuruyor ki: "Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler." (Nahl, 44)
                            Hz. Peygamber de Kuran'la Ehlibeyt'i bizlere emanet olarak bırakmıştır. Bu da sahih ve mütevatir olan seqaleyn hadisiyle sabittir. Eğer Kuran'ın açıklayıcısı olmasalardı ne diye o ikisini birlikte bizlere emanet olarak bıraksın ki?
                            Bizim sözlerimiz Kuran ve sahih hadislerledir, bunda hiçbir şüpheniz olmasın. Hiçbir yerde Ehlibeyt İmamlarını Hz. Peygamber'den öne de geçirmemişiz, geçiriyorsunuz diyen de iftirada bulunuyor. Kızılbaş gibilerinin sözüyle Şiaları karalayamazsınız. Hiçbir Şii müçtehit ve ayetullahı öyle bir söz söylemiş değil. Bizim hiçbir hadis kitaplarımızda İmamlar Hz. Peygamber'den öne geçirilmemiştir.
                            Aklına göre hiçbir hadisi reddetmeye hakkın yoktur senin. Reddetmek istiyorsan onu da ayet ve hadislerle reddedebilirsin ancak. Hadis ilminden bihaber bir kimse de bunu zaten yapamaz.
                            Kendi haddini bilene Allah rahmet etsin.
                            Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]
                              Aklına göre hiçbir hadisi reddetmeye hakkın yoktur senin. Reddetmek istiyorsan onu da ayet ve hadislerle reddedebilirsin ancak. [/quote]

                              [quote author=muallim link=topic=5054.msg39899#msg39899 date=1246267674]Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "Fatıma kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [/quote]

                              Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran / 42)

                              istiyosunuz ki Allah'ın ayetini bir kenara atıp sizin hadis olduğunu iddia ettiğiniz, Allahın ayetine muhalefet eden sözlere iman edeyim..ben bundan Allah'a sığınırım..

                              sizin yapmanız gereken ehlibeyt taassubunu bir kenara bırakmak ve Allahın ayetine iman ederek hz meryem'in alemlerin kadınları içerisinde en üstün olduğuna iman etmektir..

                              seçim sizin.. ya Allah'ın sözlerine iman edersiniz, ya da biz kuranı anlamayız diyerek onu bir tarafa itip sözkonusu rivayeti nakledenlerin sözlerine..




                              Yorum


                                #45
                                Ynt: sizce alemdeki kadinlarin en üstünü kimdir?

                                Muhterem kardeş,
                                senin mantığınla hareket edecek olursak İsrail oğullarını da bütün insanlardan üstün görmemiz gerekecektir. Zira Kuran oların hakkında şöyle buyurmaktadır:

                                Bakara 7- “ Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.”

                                Bakara 122- “Ey İsrail oğullan! Size verdiğim nimeti ve sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün tuttuğumu hatırla­yın."

                                A'râf 140- “O sizi âlemlere üstün kılmışken, ben size Allah'tan başka bir ilah mı arayacağım?” dedi.

                                Câsiye 16- “ Şüphesiz biz İsrail oğullarına kitap, hüküm ve peygamberlik verdik, onları temiz ve güzel şeylerden rızıklandırdık ve onları âlemlere karşı üstün kıldık."

                                Şimdi bu ayetlere dayanarak İsrail oğullarını gelip geçmiş ve kıyamete kadar da gelecek olan bütün insanlardan üstün bilmemiz mi gerekir? Bu ayetler kendi dönemlerinin insanları için geçerli olabilir ancak. İşte bunun için hadislere de başvurmamız gerekiyor diyorum. Her şeyi kafamıza göre yorum yapamayız.

                                Meryem’le ilgili söz konusu ayete gelince;
                                acaba bu ayette sözü edilen seçilme ve öne geçirilme durumu her açıdan mı,
                                yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler
                                dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile
                                müjdeliyor."
                                ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona
                                kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet
                                kıldık."
                                (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
                                korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
                                kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
                                olanlardandı."
                                (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz.
                                Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan
                                farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
                                Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya
                                getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne
                                geçirilmiştir.

                                Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini
                                ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve
                                "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar
                                değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır.

                                Üste aktarmış olduğum hadisleri tekrar gözden geçirirseniz
                                Hz. Fatıma'nın bütün kadınlardan daha üstün olduğunu anlarsınız.
                                Kuran’ı tefsir etmek bu kadar kolay olmasa gerek.
                                Resulullah (s.a.a): “Kim bir mümini üzerse, daha sonra buna karşılık dünyayı ona verirse, günahının kefareti olmaz ve bu işi için ona mükafat verilmez.” (Müstedrek’ul-Vesail, hadis: 10336)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X