Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

    BİLİNÇALTINA YÖNELİK MESAJLAR
    Bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen mesajlara “subliminal” adı verilir. Genel olarak “bilinçaltına yönelik gizli mesajlar olarak ifade edebiliriz. Kişinin bilinçaltına ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunuyor.
    Bunlardan en çok kullanılanları :
    1. Dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yolları.
    2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler.
    3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.
    Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (bilinçli) algılananlar değil; bilinçaltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur.
    Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır. Üzerinde oynanabilirliği ve işlenilmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları gizli mesaj için biçilmiş kaftandır diyebiliriz. Peki, sistem nasıl işliyor?
    İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz.
    Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.
    Bilinçaltı ve bilinçaltının özelliklerini anlattığımız zaman, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Ancak şimdi öncelikli olarak bu subliminal mesajların neler olduğunu ve nasıl işlendiğini sizlere göstermemiz gerekiyor.
    8-12 hertz dalga boyundaki subliminal mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler. Bu esnada kulağınız hiçbir şey duymaz. İnternette ve paylaşım programlarında bilinçaltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır.

    #2
    Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

    25. KARE
    Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermenin birçok yolu olduğunu söylemiştik. İşte bunlardan bir diğeri de 25. kare tekniğidir. Peki, nedir bu 25. kare?
    Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de "control-track" denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25'e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır.
    25. karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25. karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara/ telkinlere/ saldırılara maruz kalabiliyorsunuz.
    Göz bunları görmüyor ama saniyenin üç binde biri gibi bir zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde, o reklâmı, diziyi, filmi ya da herhangi bir resmi hazırlayan kişi/ yapımcı/ yönetmen kendi hedefine, niyetine ve ideolojisine göre vermek istediği mesajı 25. karelerle bilinçaltına göndermiş oluyor.
    PEKİ, GÖREMEDİĞİMİZ HALDE NASIL ETKİLENİYORUZ BU 25. KARELERDEN?
    Bu adamlar zaten açıktan açığa bu işi yapıyorlar. Filmlerle, reklamlarla her türlü mesajı veriyorlar. Buna rağmen niçin böyle gizli bir kare uyguluyorlar?
    Cevabı çok basit; Çünkü gördüğümüz zaman bu kadar etkili olmuyor. Çünkü kişi, bilinçli bir tercih ile gördüklerini veya duyduklarını ya reddediyor ya da kabul ediyor. Çünkü baştan önüne seçenek olarak getirilmiş oluyor.
    Fakat bu, öyle bir şey ki insan onu görmüyor, duymuyor ve hissedemiyor, yani bizlerin algı frekanslarımızın tamamen altında veya üstünde yer alıyor. Böyle bir şeyi kabul yahut reddetme gibi bir olanağımız var mı? Elbette hayır.
    İşte 25. karenin ve subliminal reklamların temel mantığı budur! Hedefteki kitlenin bilinçli tercih hakkını gasp ederek, onları gizlice zehirlemek!
    Bu işi yapanlar insanı ve insanın yaratılışını çok iyi biliyorlar. 1900’lü yıllara kadar uzanan bir geçmişi var bu tür çalışmaların. Psikolog ve psikanalistlerin insanla ilgili uyguladıkları, gözlemledikleri ve deneylerle ortaya koydukları bilgi ve bulgulardan yola çıkarak “İnsanı nasıl etkileyebiliriz” sorusuna cevap aradılar. İlk başta ticari hedefler ve büyük şirketlerin mallarını halka pazarlamanın bir yolu olarak gördüler bu bilinçaltı telkinleri. Daha sonra ise bu taktiği öğrenen her kişi ve her yapımcı kendi niyet, inanç ve ideolojisine göre vermek istediği mesajları bu yolla insanlara zerk etmeye başladılar.

    Yorum


      #3
      Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

      25. KARE NE ZAMAN VE NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
      Bilinçaltının bütün görüntü, ses ve resimleri kaydetme özelliği 1900’lü yıllardan beri insanları yönlendirmek için kullanılmaktadır.
      1900’lü yıllarda Knight Dunlap adında Amerikalı bir psikoloji profesörü gözbağcılık gösterisi yaparken bilinç gücüyle algılanmayan “hissedilemez gölgeler” kullanarak aynı uzunluktaki 2 çizgiyi seyircilerin farklı ölçülerde algılamasını sağlamıştı.
      İşte buradan hareketle bilinç-altını hedef alarak mesaj göndermeyi hedefleyen ve adına subliminal mesajlar denen bu tür reklamlar ilk kez 1950'li yıllarda Amerika'da ortaya çıktı.
      James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler hâlinde gözle görülemeyen gizli kareler ve gizli mesajlarda : “patlamış mısır ye” ve “kola iç” sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinçle algılayamadığı hâlde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar neticesinde kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı görüldü.
      Bu şekilde, bilinç-altına yönelmenin reklamın etkinliğini artırmada daha işlevsel olduğu görülmüştür. İşte o gün bugündür uygulanan 25. kareler sadece bir insanı ya da bir topluluğu değil; bütün insanlığı tehdit etmektedir.
      Bir grup psikolog ve yazar bu konunun gündeme geldiği ilk yıllarda bu yöntemin uydurma ve efsane olduğunu ve insanları etkilemeyeceğini söylediler. Ancak, beyin dalgalarını ölçen teknolojilerin gelişmesi ile gizli mesaj içeren reklama beynin daha farklı ve fazla tepki verdiği gözlemlendikten sonra, bu yöntemin etkisi ispatlanmış oldu.
      İşin en ilginç tarafı ise bu konuyu gündeme taşıyan, kitap, tez ve aile eğitim seminerlerinin yok denecek kadar az olmasıdır. Yıllardır uygulanan böyle ciddi ve hayati bir konunun nasıl olup da bütün bir insanlık tarafından henüz bu şekilde yeni yeni öğreniliyor olması düşündürücü olsa gerek.

      Yorum


        #4
        Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

        ASIL HEDEF ÇOÇUKLAR
        Subliminal teknolojisi maalesef çizgi filmlerde, şarkılarda, reklam panolarında, filmlerde yasal olmayan bir şekilde kullanılıyor. Çocuklara sevgiyi kardeşliği öğütleyen masum zannettiğimiz çizgi filmlerin arasına pornografik resimler, şiddet unsuru içeren görüntüler bu teknolojiyle saklanıyor. Çocuğumuz fark etmeden o görüntüleri beynine konuk ediyor ve şahsiyetinin oluştuğu o en ciddî yaş dilimde (sıfır-yedi yaş arası) bu görüntüler içeride bilinçaltında hapsoluyor. Artık siz siz olun her gördüğünüz ve duyduğunuza çok dikkat edin.
        Özellikle Disney, yaptığı çizgi filmlerde cinsellik temasını yıllardır çocuklarımızın bilinçaltına kazımıştır.
        BU FİLMDE / DİZİDE SANAL REKLAM UYGULANMAKTADIR
        Sizler, televizyonlarınızın karşısında uyumaya devam eden ruhlar, koltuğunuza oturup en sevdiğiniz dizi ya da filmleriniz yayına başlarken : “BU FİLMDE / DİZİDE SANAL REKLÂM UYGULANMAKTADIR” uyarısını görmediğinizi söyleyebilir misiniz?
        Peki, ne demek “Sanal Reklam?”
        Sanayi Bakanlığına göre sanal reklamın tarifi aşağıdaki gibi;
        "Sanal reklam; hukuken kullanımı meşru görüntülerin, canlı veya banttan bilgisayar marifeti ile manipülasyonu ve söz konusu görüntülerde yer alan muhtelif unsurları reklam amacı ile hâlihazırda kullanılan veya ileride geliştirilecek teknolojiler vasıtasıyla oyun sahası ve çevresi üzerine düşürülen tüm görüntüleridir.”
        Televizyonda izlediğimiz pek çok dizide ya da filmde ya marka yerleştirme ya da sanal reklam uygulamaları ile karşılaşıyoruz. Bir dönem gişe rekorları kıran “Kurtlar Vadisi Irak” filmini hatırlayın. Film başlarken “Bu filmde sanal reklam uygulaması yapılmaktadır” uyarısı vardı. Ekranda bir ovada yol alan otomobili izlerken birden bir mimarlık firmasının reklam tabelası ve bir apartman beliriveriyor.
        Kerpiç evlerin üstüne getirilmek istenmiş ama başarılı olunamadığı için ortalık yerde duran uydu antenleri reklamları ve uyarı tabelalarının altında beliriveren markalar…
        O halde en can alıcı soru şu; niçin sanal reklam? Çünkü bilinçaltına telkin göndermenin en iyi yolu.

        Yorum


          #5
          Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

          BİLİNÇALTI VE GENEL ÖZELLİKLERİ
          Günlük hayatımızda yaşadığımız bazı sorunların bilinçaltımızdan kaynaklandığını hep söyleriz ama acaba kaçımız bilinçaltımızın gücünün ve öneminin farkındayız?
          Bilinçaltı çoğumuzun bildiği ya da duyduğu bir kavramdır. Bu kavram bilincimizin farkında olmadığı ama davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bir yapıyı belirtiyor. Bilinçaltı, alt benlik, bilinç dışı olarak da adlandırılan bilinçaltı kişiliğimizin farkında olmadığımız, kontrolümüz dışındaki parçasını temsil etmektedir. Diğer bir deyişle bu, buzdağının görünmeyen kısmıdır.
          Otomatik bir pilot gibi bütün tecrübelerimizi depolar. Bir hafıza deposudur. Tecrübelerinizi hatıralar şeklinde depolar. Bilinç-altı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi, bunların faaliyete dökülmesinden de sorumludur.
          Bilinçaltımız, zihin telkin yoluyla ikna olunmaya müsaittir. Bilinç, zihnin aksine, sorgulamadan tekrarla gelen teklifleri kabul eder, pekiştirir. Bütün otomatik davranışlarımız, alışkanlıklarımız ve heveslerimiz hafızada kayıtlı bilgiler arasındadır. En önemli vazifesi ise depoladığı verilere dayanarak mutluluğu sağlamaktır.
          Bilinçaltı zihin delillerle ne ikna edilebilir, ne de aldatılabilir. Fikirlere ve imajlara karşılık verir. Bilinç-altının en mühim özelliği ise, bilincimizin farkına varmadığı olayları, sesleri, resimleri kaydetmesidir. Siz beş katlı bir binaya çıkarken merdivenleri saymıyorsunuz ama bilinçaltınızda bu sayı biliniyor ve kaydediliyor. Aynı şekilde bebekliğimize dair hatıralar bilinçaltı kayıtlarının arasında bulmak pekâlâ mümkündür.
          Bilinç aynı anda üç ila yedi işi yapabilir. Daha fazla görev yüklendiğinde kilitlenir. Bu yüzden dikkatimizi yönlendirmediğimiz, bizi o anda ilgilendirmeyen birçok veri bu filtreden süzülür. Beş duyumuzun karşılaştığı çok sayıda duyum, algılanmadan bilinçaltı hafıza deposuna aktarılır.
          Demek ki duyduğumuz, gördüğümüz ama kavrayış olarak algılayamadığımız her şey bilinçaltına ileride tekrar kullanılmak üzere veri olarak depolanır ve gelecekteki hareketlerimize yön çizer. İşte tam da bu aşamada bilince değil ama bilinçaltına hitap eden bütün propaganda ve veriler, bizim davranışlarımıza yön çizen güdüler olarak karşımıza çıkar. Zira sıklık arz eden tekrarlar deruni algılarımıza yöneliktir.
          GERÇEK GÖRMEDİKLERİMİZ Mİ?
          Bilinçaltı dediğimiz şey, bilincin binde dokuz yüz doksan dokuzunu oluşturuyor. Yani biz şu anda bu yazıyı, binde bir seviyesinde görüyor, dinliyor ve okuyoruz.
          Bunlar nasıl mı gerçekleşiyor? Gözde bilimsel olarak “fovea hareketleri” olarak isimlendirilen, gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerimiz bilimsel verilerdir.
          Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde on tane deterjan arasından bir tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç ortamına çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu oluyor.
          Yani biz görmediğimizi zannettiğimiz şeyleri aslında görüyoruz ve bilinçaltımıza gönderilen verilerin karar verme ya da faaliyete geçme aşamasında fikirlerimizi ve davranışlarımızı doğrudan etkiliyor.

          Yorum


            #6
            Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

            Din konusunda belkide Dünya üzerinde Bilinçaltı Telkinlerin etkin bir biçimde kullanılmasına olanak sağlayan yegane araçları Hollywood.Takip edenler Hollywood ile ilgili yazılarımı bilirler.Sihirli Değnek – Kutsal Tahta gibi anlamlara gelen Hollywood kelimesi bu organizasyon için özenle seçilmiştir.Zira Filmler kanalıyla toplumlar sanki Sihirli bir Değnek değmiş gibi hipnotize edilebilmekte,farklı yaşam tarzları hedef topluma sanki normalmiş gibi sunulmakta,toplumlar kendi kültürlerinden ve yaşam biçimlerinden koparılmaktadır.Filmlerde gördüğü yaşam tarzlarını kendi ülkesi dışında heryerde normal bir yaşam tarzı olarak gören bireyler zamanla kendi yaşam tarzından,kendi kültüründen kopmakta dahası kendini tıpkı ekranda gördüğü kişilerle eşdeğer bir yaşama uygun hissetmektedir.
            Bazıları halen İlluminati ve Masonik Örgütlerin Yeni Dünya Düzeni içinde sadece Müslümanlara karşı bir savaş açtıklarını zannediyorlar. Halbuki savaş açılan İslam dini değildir bilakis “Din Olgusuna” karşı inanılmaz bir Gizli Savaş yürütülmektedir.Gizli değildir aslında herşey ayan beyan yapılmakta fakat bunun farkında olmayan Milyarla insan var.Bunun en bariz örnei pekçok Sinema filminde Kiliselerin sadece haftasonu bir uğrak yeri olarak gösterilmesi,Günah çıkarma olayıyla kendilerinin dahi dalga geçmesi,Rahibelerin mutaassıp kıyafetleri altında her türlü fuhşiyata meyilli olduğunun işlenmesi,Şeytan çıkarma olayları vb. gibi sürekli Bilim karşısında Din olgusunun Mağlubiyeti temaları işlenmektedir.Yine pekçok filmde Hz. İsa’ya atıfta bulunulur ve O’nun Ümmeti için tüm çileleri çektiği ve onların rahat yaşaması,istedikleri gibi davranmaları için her zorluğa göğüs gerdiği işte bu yüzden her istediklerini rahatça yapabileceklerini ve sadece Hz. İsa’ya Şükran duymalarının yeterli olacağı teması da sıklıkla işlenmektedir.İşte tüm bu telkinlerin özünde tek bir amaç vardır.Ne Hristiyanlık,Ne Yahudilik ne de İslam hiçbirine gerek yoktur.İnsanlık için Tek bir din bina edilecek,insanlara tüm kolaylıklar sağlanacak ve temel hedef İnsan Huzuru olacaktır.Asıl Gayeleri budur ve bu konuda son yıllarda Dünya genelinde “Ateizm” ‘in hızla yayılması haklılığımızı ispatlar niteliktedir.
            Ve malesef durum bu kadar basit değildir.Olan biten kısaca makale ile anlatılacak kadar kolay da değildir.Hollywood ‘u bir Baba olarak görürsek bu oluşumun hemen hemen her ülkede Evlatları vardır.Ülkemizde bunun örneği Yeşilçam’dır.Bu anlattıklarımız çoğuna göre komplo teorisi veya aslı astarı olmayan şeyler gibi görünsede aslında karşımızdahafife alınmaması gereken çok ciddi bir durum vardır.Çünkü bir Milleti topyekün hipnoz etmenin,istediğiniz kıvama getirmenin,istediğiniz gibi düşünmelerini sağlamanın yegane yolu Medya’dır.Şeytan insanlara kötülükleri süsleyerek güzel gösterir.Şunu bilyoruz ki günümüzde bir ideolojinin,bir markanın veya aklınıza gelebilecek herşeyin görsel anlamda resmedilmesi sonucunda etkili olma ihtimali yüksektir.Şimdi isterseniz günümüze kadar Yeşilçam filmlerinde Din Kavramı nasıl işlendi kısaca hatırlayalım,üzerinde düşünelim.
            Gerek Komedi gerekse Aşk filmlerinde gerekse Polisiye filmlerde sıklıkla Hoca’lar, İmam’lar,Şeyhler ekranlarımıza yansıtıldı.Fakat işin garibi ekranlarımızdan evlerimize misafir olan bu Hoca’lar gerçekte bildiğimiz tanıdığımız Hocalara hiç benzemiyordu.Başında kirden sararmış eğri büğrü sarılmış sarıkları,makas dahi değmemiş dağınık ve pis görünen sakalları, gayet çirkin sesleri ve asık suratlarıyla sürekli çevresinden menfaat uman,mahallenin kadınlarına,kızlarına asılan tipler olarak gördük Din Adamlarını.Gerek dünya Sineması gerekse Yerli sinema bunca bütçeyi elbette boşu boşuna bu tarz kıytırık filmler için kullanmadı.Kitleleri kontrol edebilmek ve din olgusunun güvenilirliğini sorgulatıp zamanla Din’in aslında İnsanlarca uydurulmuş hurafeler olduğuna toplumları inandırabilmek adına yaptılar yatırımlarını.
            Artık hiçbir sinema filminin Başrolünde oynayan karakteri inançlı biri olarak göremiyoruz.Özellikle Hollywood yapımı filmlerde işlenen Kıyamet Senaryoları ,Doğal Afetler, Uzaylı İstilaları gibi konularda din kavramı ve Din adamları “Ti” ‘ye alınmakta ve Başrol Kahramanları ısrarla herhangi bir Yaratıcıya inanmadığını vurgulamakta.
            Konuyu bitirmeden önce bazı hususların altını önemle çizmek gerekiyor.
            Subliminal Mesajlar dediğimiz Bilinçaltı mesajlar illaki görsel anlamda olmayabilir.Bilinçaltınızda yer edecek ve siz farkına bile varmadan yavaş yavaş onlar gibi düşünmenizi sağlayacak her görsel,her işitsel ortam bu tarz mesajlara örnek olarak kabul edilebilir.Bundan 15 yıl evvel Televizyon Ekranında öpüşme sahnesi gördüğünde kanal değiştiren,televizyon kapatan insanlarımız artık çok daha müstehcen sahneleri çoluk çocuğuyla birlikte izliyor.Anlatmaya çalıştığımız husus budur.Zamanla onlar gibi düşünen,onlar gibi giyinen,onlar gibi beslenen,onlar gibi konuşan,onlar gibi yaşayan bir toplum haline geliyoruz.İstenen Yeni dünya düzeni budur.Ve malesef bu sadece Hollywood ile sınırlı olmayan her ülkede kurdukları Sinema Sektörü ile gittikçe büyüyen ve gelişen sistem.
            Sözün özü dostlar izlediğiniz,dinlediğiniz şeylere dikkat edin.Sadece size verdiklerine ve ortada bariz olana değil arka planda size ne vermek istediklerine bakın.Ben izliyorum ama bilinçliyim beni etkileyemezler demeyin,Çocukların zihni yetişkinlerden daha hızlı çalışmakta ve her gördüğünü kayıt altına alıp hayat felsefesini belirlemesine sebep olmakta.Ben izliyorum beni etklemiyor diyenler lütfen bir kez daha düşünsün ! Hayata bakışınız ne yönde değişiyor bunu takdirlerinize bırakıyorum.
            http://www.omerosmanli.com/25-kare-s...silanmasi.html

            Yorum


              #7
              Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

              Allah razi olsun paylasim icin tesekkür ederim kardes
              demek kurtlar vadisi irak filmindede böyle reklam uygulanmis
              birde hollywood'un manasi, bunlari bilmiyordum
              ancak kurucularin yahudi oldugunu biliyordum, Musa a.s'inda asasi ve on emrin yazili oldugu levha meshur oldugu icin bu ismi secmis olabilirler
              asagida ilginizi cekecegini düsündügüm linklerden birakiyorum
              paylasimlarinizin ve arastirmalarinizin devamini diliyorum
              ..................





              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                [quote author=gulistan_2 link=topic=22797.msg144090#msg144090 date=1330552241]
                Allah razi olsun paylasim icin tesekkür ederim kardes
                demek kurtlar vadisi irak filmindede böyle reklam uygulanmis
                birde hollywood'un manasi, bunlari bilmiyordum
                ancak kurucularin yahudi oldugunu biliyordum, Musa a.s'inda asasi ve on emrin yazili oldugu levha meshur oldugu icin bu ismi secmis olabilirler
                asagida ilginizi cekecegini düsündügüm linklerden birakiyorum
                paylasimlarinizin ve arastirmalarinizin devamini diliyorum
                ..................
                http://www.velayet.com/index.php/topic,12675.0.html
                http://www.velayet.com/index.php/topic,12674.0.html
                http://www.velayet.com/index.php/topic,12672.0.html
                [/quote]






                Allah cümlemizden razı olsun verdiğiniz linklere baktım özellikle şeytana tapma ile ilgili olan şarkılar çok ürkütücü inşallah bu konuda toplumumuz özellikle islam toplumları bilinçlenir
                verdiğiniz linkteki konuları iki yıl önce açmışsınız ama okunma sayısı çok az üzücü bir durum şuanda siteyi takip edenler için hepsine yorum bırakacağım ki daha fazla kişiye ulaşsın sitede genelde bilimsel konuların takibi çok az...

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                  [color=rgb(102, 102, 102)][/color][color=rgb(255, 0, 0)]25. kare tekniğinin uygulandığı bir film :[/color][color=rgb(102, 102, 102)]

                  DÖVÜŞ KLÜBÜ / The Fight Club

                  Niçin bu film? Bir kere adına bakarak bunun bir dövüş filmi olduğunu zannetmeyin.

                  “Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar!” sloganı ile Modern insanın tüketim merkezli hayat tarzını sorgulayan ve aynı zamanda şizofren (çift-kişilikli) bir şahsiyeti anlatan bir filmdir dövüş kulübü.

                  Edward Norton ve Brad Pitt’in başrollerini paylaştığı ve David Fincher’in yönettiği bu film, 2000 yılında Empire Ödülü (İngiltere), 2001’de En iyi DVD, en iyi DVD anlatımı, en iyi DVD özel içerikleri ödülünü almıştı. 2005 yılında Total Film magazin ödüllerinde (UK) “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film ödülüne layık görülmüştü.

                  Gerçekten çok etkileyici bir filmdir. Moderniteye karşı çıkarak :
                  [/color]
                  [color=rgb(102, 102, 102)]“Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar”
                  “Her şeyi kontrol etmeyi bırak ve rahat ol…”
                  “Nefret ettiğiniz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyorsunuz.”
                  “Seyrettiğiniz reklâmlar yüzünden araba ve kıyafet değiştiriyorsunuz.”
                  “Sizler paranız kadar iyisiniz.”
                  “Siz işiniz değilsiniz…”
                  “Bindiğiniz araba değilsiniz.”
                  “Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz” diyordu.
                  [/color]
                  [color=rgb(102, 102, 102)]

                  Şimdi, “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film öülü”ne lâyık görülen bu filmdeki 25. kareleri yakalayabilmek ve filmdeki her saniyeyi kare kare izleyebilmek için önce ;

                  1. Filmi bilgisayarınıza kaydedin.
                  2. Mediaplayer ile izlerken film sahnelerini 1/16 “Slow / yavaş” izleme modunda.
                  3. “klcodec” ile izlerken alttaki ok işaretlerinden “Decrease Speed”e üç kez tıklayıp filmi en yavaş haline getirmeniz gerekmektedir. Böylece her saniyeyi yaklaşık 5 saniyede izleyecek ve her kareyi tek-tek yakalayabileceksiniz.

                  [/color][color=rgb(255, 0, 0)]SONUÇ:[/color][color=rgb(102, 102, 102)]

                  1. Araştırmalarımızın sonucunda filmin yönetmeninin cinsi sapık (sexomaniac) olduğunu öğrendik.
                  2. Filmin (bizim yakalayabildiğimiz) 26 farklı yerinde 25inci kareler kullanılmış.
                  3. 25inci Kare tekniği ile elinde sigara olan Brad Pitt resmi filmin çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir.
                  4. Yönetmen filmin 2 farklı yerinde 25inci kare tekniği ile erkek cinsel organını yerleştirmiş.
                  5. Yine filmin 2 yerinde Çocuk Pornosu bilinç-altına yerleştirilmiş.
                  6. Unutmayın 25. karelerin yer aldığı her film gibi bu filmde de normal seyrinde görülmesi gerekenlerin dışında hiçbir şey görülmüyor. Aslında çok şey görülüyor ancak hiç kimse ne gördüğünü bilmiyor.
                  7. Uyanmayanlar ve hâlâ 25. karenin varlığına ihtimal vermeyenler, denesin ve görsün diye filmdeki en can alıcı karelerin sadece bir kısmının dakika ve saniyelerini aşağıya sırasıyla yazıyoruz. İsteyen filmdeki tespit ettiğimiz bu dakika ve saniyelerde filmi durdurup kare kare izleyebilir.

                  06:02= elinde sigara olan Brad Pitt resmi,

                  31:07 = cinsel öğeler erkek cinsel organı,

                  31:14 = cinsel öğeler,

                  46:41 =cinsel öğeler,

                  49:09 = cinsel öğeler,

                  50:42 ile 50:52 = çocuk pornosu mesajları…

                  02:10:39= Film bitiyor binalar yıkılıyor ve yine erkek cinsel organı filmin finali olarak 25. karede yer alıyor.

                  Filmin en tuhaf gelen bölümü ise Tayler’ in işi sabun imalatçılığı olmasına rağmen, 30. dakikadan itibaren, Tayler’i anlatırken onun bir sinema yapımcısı olduğunu anlatmasıdır. (Filmin sadece bu 2 dakikalık bölümünde Tayler bir sinema yapımcısıdır)

                  Şu ifadeler 30. dakikadan sonra filmde aynen geçmektedir ;
                  [/color]
                  [color=rgb(102, 102, 102)]“Sinema filmleri tek bir makarada olmaz; birkaç makarada olur ve bir kare bittiğinde diğer makaraya geçerken birisinin düğmeye basması gerekir. O an geldiği zaman projektörleri değiştirir ve film devam ettiği için kimse bir şey anlamaz. Çünkü bu iş beraberinde bir çok ilginç olanak da sunuyor. Bütün aile filmlerini kare kare görmüştür. Yani izleyici cesur köpek ile ünlü bir şahsiyeti aynı perdede izlerken neler gördüğünü bilmez. KİMSE GÖRDÜĞÜNÜ BİLMİYOR AMA GÖRÜYOR” der ve sorar: “ACABA KAÇINIZ ONU İŞ BAŞINDA YAKALAYABİLİRSİNİZ?”[/color]
                  [color=rgb(102, 102, 102)]
                  Yani adamlar yaptıkları işi aynı filmin içinde anlatıyorlar!
                  [/color]
                  [color=rgb(102, 102, 102)]http://www.ezberbozanbilgiler.com/bi...gi-nedir?.html

                  [/color]

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                    resmen dalga geciyorlar yani


                    malesef, insanimiz her düsüncesini kendisinden saniyor, her yaptigini bilincli yaptigini saniyor, dediginiz gibi bu konulara egilim cok az, ilgi alaka hemen hemen yok gibi, üzücü tabiki ama biz elimizden geleni yapmaya gayret edelim ins.


                    cok olmuyor, henüz bir kac ay önce bizzat yasadim:
                    kizim icin gerekli olan bazi kitaplar ve oyuncaklar icin bir oyuncak dükkanina gittim (Rofu, kinderland), iceride herzamanki gibi bir müzik caliyordu, anormal olan hic birsey yoktu, ancak bir bölümde oyuncaklari incelerken, aniden müzigi arkaplanda birakan, cinlamaya benzer tiz bir ses isittim, cok rahatsiz ediciydi, adeta sersemledim, bir an kafami kaldirip seslerin geldigi yere baktim, evet cihazlara cok yakin duruyordum, elim alnimda, basima zor hakim oluyorum, o an aklima gelen ilk sey oradan uzaklasmam gerektigi idi, bunu basardiktan sonra, o ses gitti


                    aksa esime anlattim bu bana hic normal gelmedi falan diye konustuk
                    daha sonra bir kac hafta boyunca, hergün "Rofuya gitmem gerek" "rofuda kesin vardir gidip bakayim" demeye basladim, daha önce yapmadigim seylerdi bunlar, ama ben her gün rofu dedim, ama yanisira tabiki dalga gecmeyide ihmal etmedik, "aldik bilincalti mesaji rofu diyoruz baska birsey demiyoruz" diye bunu saka malzemesi yaptik, ama bu farkinda oldugumuz icindi, zaten bir kac hafta sonra da gecti


                    bu tür girisimler bizim gündemimize aldigimizdan cok daha fazlasiyla var ve gercek


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                      (beyin diliye konusuyorum) ben kimim? ben mucizelerin bile yaninda sonuk kaldigi esrarengiz birseyim ki, beni kimse cozemez, iceriyimde insanlarin hayatini kolaylastirmak icin birden fazla bilinc tasirim, kulagimiz her dalga boyutundan gelen sinyallerle rahatsiz olmasin diye duyamadigi butun titresimleri bile algilayan olaganustu bir yeteneyim, ayni zamanda bir kac bos sozlere kapilip olaylara o yonde karar veren ucuz bir sey deyilim.
                      bir deyil binden fazla subminal dinlesem zerre kadar zarar etmez su yuce benliyime,
                      ben oyuncak deyilimki her soylenenlerle uyayim, sadece sahibe aitim, hafiza cesmeme zorla (subminalle) sokulan mesajlar bile olsa, sahibimin kendi bilinciniyle bu olaylari paylasmadan,onun kendi kararina birakmadan bir olayin gerceklesmesine izin vermeyecek sekilde yaratildim ben.
                      gunde on litre su icmelisin diye binlerce telkin yapsalarda kendim dusunup mantigimla karar veririm. ben zombilestirilecek kadar zayif diyilim
                      duydugum her hangi bir subminal karsisinda hic bir zaman her hangi bir karar cikarmam. gecici hafiza denilen bolumde sakladigim icin bir sure sonra siler giderim. hic bir zaman bir hata yapmam, 100 milyardan fazla noronu ayni anda kontrol edip gerekli isleverni yanilmadan yaptiracak gucdeyim.


                      (kendi dilimden) lutfen boyle seylere kanip gitmeyniz. beynimiz oyuncak filan deyildir ki, her soyleneni yapsin. sumbinal deyilde normal bir lafi sana 10 kere soyleser yinede aklinda o hakta biseyler dusunursun,
                      subminaller ise soyledir, simdi 2saat boyunca kola ic diye bir sumbinal dinlediniz. 2 saat sonra kola isteyeceksniz diye bir sey yok. sadece akliniza kola gele bilir, aklina durduk yerdende kola gelen birinin gidip hemen kola alip icmesi sacmalikdir, her sey isteye ve karara bagli, bilinc alti agir basa bilir ama bilinc kabullenmeden , bilinc alti bir sey yapamaz.
                      Menfaetlerin basladigi yerde, dostlukar biter...
                      Bizler Hepimiz kardesiz

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                        sayın BrainStorM
                        bilme önem verir gibisin ama bir yandan da bilimsel bilgiyi kabul etmiyorsun belkide yeterince araştırmadığın içindir...
                        diyorsun ki : "bir deyil binden fazla subminal dinlesem zerre kadar zarar etmez su yuce benliyime,[/size] "
                        [/size]
                        oysa bilinçaltımız bilinçli olarak yaptığımızı sandığımız davranışlarımızı büyük oranda etkiler bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır aşağıdaki videoyu izle ...




                        www.youtube.com/watch?v=-MiMPVkoEgM

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                          [quote author=BrainStorM link=topic=22797.msg169483#msg169483 date=1374560576]
                          (beyin diliye konusuyorum) ben kimim? ben mucizelerin bile yaninda sonuk kaldigi esrarengiz birseyim ki, beni kimse cozemez, iceriyimde insanlarin hayatini kolaylastirmak icin birden fazla bilinc tasirim, kulagimiz her dalga boyutundan gelen sinyallerle rahatsiz olmasin diye duyamadigi butun titresimleri bile algilayan olaganustu bir yeteneyim, ayni zamanda bir kac bos sozlere kapilip olaylara o yonde karar veren ucuz bir sey deyilim.
                          bir deyil binden fazla subminal dinlesem zerre kadar zarar etmez su yuce benliyime,
                          ben oyuncak deyilimki her soylenenlerle uyayim, sadece sahibe aitim, hafiza cesmeme zorla (subminalle) sokulan mesajlar bile olsa, sahibimin kendi bilinciniyle bu olaylari paylasmadan,onun kendi kararina birakmadan bir olayin gerceklesmesine izin vermeyecek sekilde yaratildim ben.
                          gunde on litre su icmelisin diye binlerce telkin yapsalarda kendim dusunup mantigimla karar veririm. ben zombilestirilecek kadar zayif diyilim
                          duydugum her hangi bir subminal karsisinda hic bir zaman her hangi bir karar cikarmam. gecici hafiza denilen bolumde sakladigim icin bir sure sonra siler giderim. hic bir zaman bir hata yapmam, 100 milyardan fazla noronu ayni anda kontrol edip gerekli isleverni yanilmadan yaptiracak gucdeyim.


                          (kendi dilimden) lutfen boyle seylere kanip gitmeyniz. beynimiz oyuncak filan deyildir ki, her soyleneni yapsin. sumbinal deyilde normal bir lafi sana 10 kere soyleser yinede aklinda o hakta biseyler dusunursun,
                          subminaller ise soyledir, simdi 2saat boyunca kola ic diye bir sumbinal dinlediniz. 2 saat sonra kola isteyeceksniz diye bir sey yok. sadece akliniza kola gele bilir, aklina durduk yerdende kola gelen birinin gidip hemen kola alip icmesi sacmalikdir, her sey isteye ve karara bagli, bilinc alti agir basa bilir ama bilinc kabullenmeden , bilinc alti bir sey yapamaz.
                          [/quote]

                          en büyük subliminal saldırı, bilinçaltınına istem ve bilinç dışı aldığımız mesajlar bilinç ve irademizi devre dışı bırakarak eylem düzeyine geçer saldırısıdır. bu bizim irademizi yıkmaya yönelik büyük saldırıdır. ama gerçekte ben denen özne çok şeydir. o ise düşünce ve inançlarla güçlü biçimde kontrol edilir. bu anlamda BrainStorMun dediklerinin çok önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                            [quote author=vahidetun link=topic=22797.msg169625#msg169625 date=1374701078]
                            sayın BrainStorM
                            bilme önem verir gibisin ama bir yandan da bilimsel bilgiyi kabul etmiyorsun belkide yeterince araştırmadığın içindir...
                            diyorsun ki : "bir deyil binden fazla subminal dinlesem zerre kadar zarar etmez su yuce benliyime,[/size] "
                            [/size]
                            oysa bilinçaltımız bilinçli olarak yaptığımızı sandığımız davranışlarımızı büyük oranda etkiler bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır aşağıdaki videoyu izle ...




                            www.youtube.com/watch?v=-MiMPVkoEgM
                            [/quote]
                            internette bile bir suru subminal mp3 ler vardir, o sitele uyele olan kisilerin bir coguyla gorusdum, iki yil kadar sureyle her gun telkin dinleyen birisi bile hic fayda etmediyni, hatta bir sure sonra beyin bu duyduklarinin devamli olarak devam ettiyinden, basda cok guclu agrilar oluyormus( site yoneticileride agrinin sebebi bilinc altiniza giris baslamisdir filan diyorlar) bunun sebebi, beyine zorla o kadar sey dinletiyorlar, ve eski anilari hatirlatacak seyler icerdiyi icin hem beyni yoruyor hemde beyin rahatsiz oldugu icin agri hissini baslatiyorki, dinlediymiz seyden vazgecelim diye. Bilinc alti kandirilamaz bir sey, buda kanitlanmis bir seydir. Yani binlerce defa sen mutlu birisin diyen bir subminal dinlesek bile insan mutlu olmicaktir.
                            Oyle seyler gercekden bu kadar tesir etseydi, orduyu bu teknikle yonetirlerdi, her kese sen kahramansin, guclusun gibi seyler iceren subminal dinletilirdi hergun. Cok cok aff edersiniz bir cok cizgi filimde 25 karede, S E X yazilari var. Simdi o yaziyi beynimiz gorse bile, cocuk uzerinde hic bir tesir etmez. O yaziya beyni bir anlam veremiyordur. Cunki o tip cizgi film seyreden cocuklar kucuk yastadir ve zaten sex kelmesnin ne anlama geldiyini bilmiyorlardir.
                            Ve bazilarindada tek goz isaretleri vardir. Ben bu yasimda bile o tek goz ne maksatla oraya konulmus anlamiyorum. Cocuk nerden anliyacakki kotu tesirinde gorsun, ama genel gorusum soyle, yapimcilar tek gozu fazla gorduymuz icin onu seviceymizi dusunmusler. Ama bundan tesirlenen birinin oldugunu hic duymadim.
                            Verdiyiniz linketde daha sonra bakicam. Su an yotubeye giremem.
                            Ve bu subminaller dediyiniz kadar gercek olsaydi, bunu yapan kisilerin coktan hapisde olmasi gerekirdi
                            Menfaetlerin basladigi yerde, dostlukar biter...
                            Bizler Hepimiz kardesiz

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Çok Faydalı Bilgiler/ Bilinçaltı ve 25. Kare

                              Ben cocuklugum hep o icinde s e x gizli olan cizgi filimleri izlemekle gecirdim. Ve 24 yasa geldim hicde cinsi sapik felan deyilim, zaten insanin cinsi hislerinin bas kaldirmasi yas meselesdir. Belirli bir yasa geldikten sonra insanda bazi hormonlar artar, o yuzden insanda boyle hislerin artmasi normaldir, bu yuzdende dinimizde her kese evlenmek gerekli oldugu belirtilmis ve geciktirilmemelidir ama yinede nefsine qalip gelen her zaman qalipdir. Ne kadar istek olursa olsun, bu istekler bastirila bilir.
                              Menfaetlerin basladigi yerde, dostlukar biter...
                              Bizler Hepimiz kardesiz

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X