Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

SAGLIKLA İLGİLİ BAZI YASALAR

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    SAGLIKLA İLGİLİ BAZI YASALAR

    İLAÇ BEDELİ ÖDEMESİNE YENİ DÜZENLEME
    Ayaktan tedavilerde, belirli hastalıklar için kullanılan yüksek fiyattaki antibiyotikler hariç, bir reçetede en fazla 4 kalem ilaç ve her kalem ilaçtan bir kutunun bedeli ödenecek.
    Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce yayınlanan genelgeyle, Danıştay 5. Dairesinin 2006 Yılı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği'nin bazı maddelerinin yürütmesini durduran kararı doğrultusunda yeni düzenlemeler yapıldı.
    Buna göre, ayaktan tedavilerde, tebliğde sayılan belirli hastalıkların tedavisinde kullanılan yüksek fiyattaki antibiyotikler dışında, bir reçetede en fazla 4 kalem ilaç ve her kalem ilaçtan bir kutunun (damardan verilen ve merhem şeklindeki formları hariç) bedeli ödenecek.
    Tetrasiklinler (doksisiklin ve tetrasiklin), amfenikoller (kloramfenikol ve tiamfenikol), ampisilin (kombine preparatlar hariç), amoksisilin (kombine preparatlar hariç), fenoksimetil penisilin, eritromisin, klindamisin, sulfonamid ve trimetoprim kombinasyonlarını içeren klasik antibiyotikler ise 10 güne kadar tedaviyi sağlayacak miktarda reçete edildiği takdirde ödenecek.
    İlacın enjektabl formlarının reçeteye yazılması durumunda, en fazla 5 günlük tedavi dozuna uygun olacak şekilde olan ambalajının ödemesi yapılacak. Reçetede mutlak surette günlük kullanım dozu belirtilecek
    Danıştayın iptal kararından önce fiyatı son derece yüksek olan yeni nesil antidepresanları reçete etmede uzman hekim şartı aranırken, yeni düzenlemeyle bu ilaçları artık raporla pratisyen hekimler de yazabilecek.
    Bu çerçevede genelgeye, "Yeni nesil (SSRI, SNRI, SSRE, RIMA, NASSA gibi gruplara giren) antidepresanların psikiyatri (erişkin ve çocuk), nöroloji (erişkin ve çocuk), üroloji, kadın hastalıkları ve doğum, dahiliye, fizik tedavi ve rehabilitasyon veya aile hekimliği (aile hekimliği yapan pratisyen hekimler dahil) uzman hekimleri tarafından veya bu hekimlerden birinin çıkardığı ilaç kullanım raporuna dayanılarak pratisyen hekimler dahil tüm hekimler tarafından yazılabileceği" ibaresi eklendi. Söz konusu ilaçlar, yatan hastalarda yatışı yapan ilgili uzman hekim tarafından da tek kutu olarak reçete edilebilecek.
    Antiepileptik ilaçlar, epilepsi tanısı konulması şartıyla artık çocuk hastalıkları uzmanının yanı sıra fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarınca da yazılabilecek.
    ________________________________________
    DİŞ HEKİMLERİNİN YENİ TEDAVİ ÜCRETLERİ
    Diş hekimlerinin 2007 yılında uygulayacağı tedavi ücretleri belirlendi.
    "Diş Hekimlerinin Yapacakları Muayene ve Tedavilere Uygulanacak Ücretlerin Asgari Hadleri Hakkında Tebliğ", Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
    1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olacak tarifeye göre, çalışma saatleri dışında veya gece yapılacak tüm uygulamalarda ücretler yüzde 50 oranında artırılacak.
    Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Celal Korkut Yıldırım, halen bölgelere göre 5 farklı grupta uygulanan tedavi ücretlerinin gelecek yıl için 3 farklı bölgeye göre belirlendiğini bildirdi.
    Tedavi ücretlerinde bu yıla göre bir artış olmadığını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:
    "Halkımıza yoğun olarak uygulanan tedavi ücretlerinde herhangi bir artış yapmadık. Mesela tedavide en fazla uygulanan amalgam dolgunun fiyatında artış olmadı. Artışlar daha çok spesifik tedaviler için ve yüzde 10 oranında uygulandı."
    Tarifeye göre, 2007 yılında Ankara, İstanbul, İzmir'in de aralarında bulunduğu illerin yer aldığı grupta, diş hekimi muayenesi 22.53 YTL, uzman diş hekimi muayenesi 31.24 YTL, diş röntgen filmi 15.71 YTL, kontrol hekim muayenesi 24.71 YTL, amalgam dolgu (bir yüzlü) 45.37 YTL, kanal tedavisi (tek kanal-dolgu hariç) 61.76 YTL, diş beyazlatma (tek diş) 28.74 YTL, tam protez (akrilik-tek çene) 563.80 YTL, diş çekimi 47.13 YTL olacak.
    ________________________________________
    "İLAÇTA KISITLAMA SÖZ KONUSU DEĞİL"
    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ilaçta şu ana kadar ''tasarruf nedeniyle veya tasarruf adı altında'' yapılmış bir kısıtlamanın olmadığını belirterek, ''Türkiye'de tüketilen ilaç miktarı 2002'de 699 milyon kutuydu, rakamın bu yıl 1 milyar 272 milyon kutuya çıkması bekleniyor'' dedi.
    Anavatan Partisi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in ilaç geri ödemelerine ilişkin soru önergesini yazılı yanıtlayan Bakan Akdağ, geri ödemeye ilişkin kuralların, Maliye Bakanlığının başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur temsilcilerinin bulunduğu bir komisyon tarafından belirlendiğini söyledi. ''Neupogen'' adlı ilacın bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumları tarafından karşılanmamasına ilişkin uygulamanın, üniversite ve hastane profesörleri ile doçentlerden oluşan Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Danışma Komisyonunun aldığı bilimsel kararla yürürlüğe konulduğunu anlatan Sağlık Bakanı Akdağ, "Şu ana kadar tasarruf nedeniyle veya tasarruf adı altında yapılmış bir kısıtlama söz konusu değildir. Ancak ilaca erişimin sürekliliğini sağlamak amacıyla akılcı ilaç kullanımının teşvik edilmesi ve gereksiz harcamaların kısıtlanması konularını inceleyen farmakoekonomi biliminin verileri, gelişmiş tüm ülkelerde kullanılmaktadır" dedi.
    ________________________________________
    SİGARADAN KURTULMA REHBERİ
    Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, sigara içenleri bırakmaya teşvik etmek ve bilgilendirmek amacıyla bir "rehber" hazırladı.
    İl sağlık müdürlükleri aracılığıyla tüm hastanelere dağıtılacak rehberde, sigarayı bırakmak isteyenlere tavsiyeler yer alıyor.
    Rehberde, herkesin sigarayı bırakabileceği, bunun için, ilk işin "bırakma günü"ne karar vermek olduğu ifade edildi. Kişinin, bırakma gününü kendisi için önemli olan ve hatırlamakta zorlanmayacağı doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günler arasından seçmesi, bunu da yakın çevresine ilan etmesi önerildi.
    Sigarayı alışkanlığından vaz geçmede sabır ve bırakmanın getireceği zorlukların nasıl aşılacağı konusunda bilinçli olmanın yeterli olduğu ifade edilen rehberde, sigara içme isteğinin önce zayıflayacağı, sonra da söneceği vurgulandı.
    Rehberde, sigarayı bırakan kişinin bazen çok sinirli, mutsuz ya da keyifli olabileceği, bu durumlarda sigara içme isteğinin artacağı belirtilerek, bu isteğin 3-5 dakika süreceği ve zamanla yok olacağı anlatıldı.
    Rehberde, sigarayı bırakmak isteyen kişinin daha yüksek başarı elde etmek için sağlık kuruluşlarından yardım alabileceği belirtildi.
    Rehberde, sigarayı bırakanlara, kilo almamak için beslenmeye özen göstermeleri önerildi.
    Daha önce bırakmayı deneyip başaramayanlara tavsiyelerin yer aldığı rehberde, bu kişilere yeniden denemeleri önerisinde bulunuldu.
    Sigarayı bırakmaya karar veren kişinin kendisini ödüllendirmesi de önerilen rehberde, bunun sigara içilmeden tamamlanan ilk günün, ilk haftanın, ilk ayın sonunda tekrar edilmesinin yararlı olacağı ifade edildi.
    Evdeki sigara, çakmak, küllük gibi nesnelerin atılması ya da gözden uzaklaştırılması da tavsiye edilen rehberde, bu nesnelerin kökleşmiş sigara içme isteği sönünceye kadar sigarayı bırakan kişi için tehlikeli olduğu kaydedildi.
    Sigaraya bırakan kişinin kalp, akciğer, solunum yolları hastalıkları ve kanserler gibi hastalık risklerinin bir anda azalacağına dikkat çekilen rehberde, bunun kişinin yaşam süresi ve kalitesini kendisinin belirlemesi anlamına geleceği ifade edildi.
    ________________________________________
    MANTARLA İLGİLİ ''DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR''
    Halk arasındaki "salyangozların zehirli mantar yemediği, mantarın besleyici özelliğinin etle aynı olduğu, zehirli mantarın birlikte kaynatıldığı gümüş kaşığın kararacağı, pişirilen mantarın zehirinin kaybolacağı ve yoğurtla yenildiği takdirde mantarın zehirlemeyeceği" gibi inanışların yanlış olduğu bildirildi.
    Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilen genelgede, vatandaşların mantar zehirlenmeleriyle ilgili bilgilendirilmesi istendi.
    Sağlık Bakanlığınca, halkın bilinçlendirilmesi için yararlanılması istenilen mantar zehirlenmeleriyle ilgili hazırlanan metinde, beslenmede sıkça kullanılan yiyeceklerden biri olan mantarın genellikle etle aynı besleyici özellikte olduğu inancının hakim olduğu kaydedilerek, "Oysa mantarın besin değeri etle aynı değildir" denildi.
    Kültür mantarları dışında, türü bilinmeyen mantarların kesinlikle yenilmemesi, bu mantarların öldürücü olabileceği uyarısında bulunuldu.
    Metne göre, türü bilinmeyen mantarların yenilmesine bağlı olarak meydana gelen zehirlenmelerde şu belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor:
    -Kardiyovasküler bozukluklar
    -Çarpıntı
    -Şuur bozuklukları
    -Bulantı
    -Kusma
    -İshal
    -Yüksek ateş
    -Solunum ve dolaşım yetersizliği
    Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Beyhan zehirli mantarların hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin kesinlikle zehrinin kaybolmayacağını belirterek, halk arasında yıllardır bilinen ve zehirlemediğine inanılan mantarlara da güvenilmemesi gerektiğini bildirdi.
    Beyhan, şu bilgileri verdi:
    "Bazı vatandaşlarımız yakından bildikleri ve yıllardır doğadan toplayarak yedikleri mantar türlerinin zehirlemediğini söyler. Ama bu mantarları ne kadar tanırsak tanıyalım doğada genetiği değişmiş ve zehirleyici özelliklik kazanmış olabilir. Ayrıca aynı tür mantarlar bir bölgede zehirleyici olmazken başka bir bölgede zehirleyici olabilir."
    ________________________________________
    22 MİLYON KİŞİ KRONİK HASTALIKLARLA YAŞIYOR
    Sağlık Bakanlığınca hazırlanan "Kronik Hastalıklar Raporu"na göre, Türkiye'de yaklaşık 22 milyon kişi kronik hastalıkların etkisi altında yaşıyor.
    Sağlık Bakanlığının konuyla ilgili raporuna göre, sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, stres ve hareketsiz yaşam tarzı bu hastalıklar için risk faktörü olarak kabul ediliyor.
    Erken ölümlere yol açan ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik hastalıklardan korunmak, alınacak koruyucu önlemlerle mümkün oluyor.
    Türkiye'de yaklaşık 15 milyon kişide yüksek tansiyon, 4 milyon kişide şeker, 3 milyon kişide KOAH ve 2 milyon kişide koroner kalp hastalığı bulunuyor.
    Rapora göre, kalp damar hastalıkları, dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin, Türkiye'de de 130 bin kişinin ölümüne yol açıyor.
    Rapora göre, Türkiye'de yaklaşık 15 milyon kişi yüksek tansiyon hastası.
    Raporda, şeker hastalığının (diyabet) yüzyılın önemli sağlık sorunlarından biri olduğu vurgulandı. Hastalık, dünya nüfusunun yüzde 2.5'ini olumsuz etkiliyor.
    Türkiye'de de aileleriyle birlikte 12 milyon kişi şeker hastalığından etkileniyor.
    Rapora göre, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak insanların nefes almalarını zorlaştıran Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), en tehlikeli akciğer hastalıkları arasında yer alıyor.
    Hastalığın oluşumunda en önemli ve önlenebilir tek neden sigara olarak kabul ediliyor.
    ________________________________________
    TOMOGRAFİ AKCİĞER KANSERİNİN ERKEN TEŞHİSİNDE ETKİLİ
    ABD'de yapılan bir araştırma, bilgisayarlı tomografinin (CT) akciğer kanserinin erken döneminde kanserli tümörleri belirlemekte etkili olduğunu ve hastaların yaşama şansını neredeyse 2 kat artırdığını ortaya koydu.
    Kanser riski taşıyan 31 bin 567 kişiyi inceleyen araştırmacılar, bunlardan yüzde 1,3'ünde kanser hücrelerine rastladı.
    1995-2005 yıllarında incelenen bu kişilerin 484'ünde biyopsi yoluyla kanserli tümörler doğrulanırken, bunlardan 302'si teşhisten sonraki aylarda ameliyat oldu ve 10 yıl daha yaşama şansları yüzde 80 oranında arttı. Ameliyat edilmeyen hastalardan 8'i ise 5 yıl sonra yaşamını yitirdi.
    Doktorlar, uzun zamandır kanserli hücrelerin erken saptanmasının ciddi anlamda yaşam süresini uzatıp uzatamayacağı konusunda pek emin değillerdi ve yanlış alarm ve gereksiz biyopsilerden endişe ediyorlardı.
    Bu nedenle bilgisayarlı tomografinin tavsiye edilmediği ABD'de akciğer kanserlerinin sadece yüzde 16'sı kanser daha da ilerlemeden belirlenebiliyordu.
    Araştırma ayrıca, bu bilgisayarlı röntgen tekniğinin 60 yaş ya da üzerindeki sigara kullananlar ya da geçmişte sigara kullanmış olanlarda akciğer kanserini tespit etme oranının yüzde 2,7 olduğunu gösterdi.
    Araştırmayı yürütenlerin başında bulunan New York'taki Cornell Üniversitesinden Dr. Claudia Henschle, bilgisayarlı tomografi yönteminin ABD'de 200 dolardan az olduğunu ve erken dönemde tespit edilen tümörün alınması için yapılan müdahalenin, ilerlemiş derecedeki kanserli tümörü almak için gereken ameliyattan yarı yarıya az maliyetli olduğunu söyledi.
    Araştırmaya maddi destek veren Amerikan Kanser Derneği'nden Dr. Robert Smith de "Bu araştırmanın bilgisayarlı tomografinin hayat kurtarabileceğini gösterdiğini" belirtti.
    Dünyada her yıl 1,3 milyon kişi akciğer kanserinden ölüyor.
    ________________________________________
    ÖZEL HASTANELERDE YENİ DÖNEM
    Laboratuvar hizmetini satın alan özel hastaneler numune alma odası ve personeli bulundurarak, hastayı bu işlem için dışarıya gönderemeyecek, sonucu hasta veya yakını aracılığıyla isteyemeyecek.
    Özel hastaneler bünyelerinde bulunmayan görüntüleme hizmetleri için hasta transferini kendileri yapacak.
    Özel Hastaneler Yönetmeliğinde yapılan değişiklik bugünkü Resmi Gazetede yayımlandı.
    Değişiklikle ruhsatname, "özel hastanelerin bu yönetmeliğe uygunluğunu gösteren ve açılışta hastane sahibi adına düzenlenen ve hastane ismi, türü ve adresinin yer aldığı belge", kadrolu uzman tabip ve tabip ise "herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunda çalışmayıp, özel hastanede iş akdine dayalı olarak tam gün çalıştırılmak üzere istihdam edilen uzman tabip veya tabip" şeklinde yeniden tanımlandı.
    Genel hastanelerin tanımına, "yoğun bakım ve gözlem yatakları hariç en az 10 hasta yatağı bulunan ve an az 4 uzmanlık dalında kadrolu uzman tabip çalıştıran" ifadesi eklenirken, dal hastanelerinin ana faaliyetleriyle ilgili uzmanlık dallarından her birinde en az çalıştırılması gereken kadrolu uzman tabip sayısı üçten ikiye indirildi.
    SINIFLANDIRMA VE YER
    Özel hastanelerin sınıflandırılmasıyla ilgili hükümler de yeniden düzenlendi.
    Buna göre, özel hastaneler, faaliyet gösterdiği veya göstereceği uzmanlık dalının veya dallarının gerektirdiği asgari standartlarla tıbbi hizmet kalitesine etken diğer hususlar dikkate alınarak belirlenecek esaslar ve puanlama kriterleri çerçevesinde sınıflandırılacak.
    Sınıflandırma esasları, puanlama kriterleri ve diğer hususlar Sağlık Bakanlığınca belirlenecek.
    Özel hastanelerin yer seçimi ve ön izinle ilgili hükümlerde de değişikliğe gidilerek, plan ve projelerin sunumu, onaylanması ve ruhsatlandırmayla ilgili yeni düzenlemeler yapıldı.
    Buna göre özel hastanelerin tıbbi hizmet birimleri; bu hizmeti engelleyecek tarzda ve hastane binasından veya bina kompleksinden ayrı yerde tesis edilemeyecek.
    Özel hastaneler, hastaların sağlık durumlarını olumsuz yönde etkilemeyecek ve sağlık hizmetlerinin mahiyeti ile bağdaşmayacak iş yerlerinin bulunmadığı müstakil giriş ve/veya girişleri olan binalarda faaliyet gösterebilecek.
    Hasta odalarıyla ilgili yeni düzenlemeye göre ise hasta kabulü ve tedavisi yapılan her uzmanlık dalı için en az bir hasta yatağı ayrılacak, hasta odalarında her yatak için ayrı olmak üzere, merkezi oksijen ve vakum tesisatı bulunacak.
    Yatak sayısı 30 ve altında olan özel hastanelerde en az bir olmak kaydıyla ve ilave her 30 yatağa bir eklenmek suretiyle, ilgili mevzuata uygun nitelikte özürlü hasta odası tesis edilecek.
    Özürlü hasta odalarında bulunan ıslak hacimler özürlülerin kullanımına imkan verecek şekilde düzenlenecek.
    Değişiklikle hemşire istasyonları, hasta başına ayrılacak alanlar, poliklinik muayene odaları ve ameliyathanelerle ilgili de yeni düzenlemeler yapıldı.
    Bu yerlerin sahip olması gereken asgari büyüklük ve özellikleri düzenleyen değişikliğe göre, hastalara anında ulaşabilmek ve bakımlarını sağlamak üzere yataklı hasta katlarında, koridor ve hasta odalarına hakim bir konumda lavabosu ve ilaç hazırlama alanı bulunan, koridorun genişliğini etkilemeyecek şekilde, en az bir hemşire istasyonu kurulacak.
    Ayrıca hemşire istasyonunda, her hasta odası ile bağlantısı olan hasta çağrı sistemi bulunacak.
    Yeni düzenlemeye göre ayrıca cerrahi uzmanlık dallarının gerektirdiği en az 2 ameliyat salonu ile uyandırma bölümü de bulunacak.
    Ancak, hasta yatak sayısı 30 ve altında olan ağız ve diş sağlığı dal hastaneleri ile göz hastalıkları dal hastanelerinde bir ameliyat salonu olabilecek.
    Yoğun bakım ünitelerinin sahip olması gereken özelliklerle ilgili yeni hükümlerin de yer aldığı değişiklikle, bulunması gereken yoğun bakım yatak sayısı ve kuvözler, birimlerin birbiriyle bağlantılandırılması gibi konularda düzenlemeler yapıldı.
    LABORATUVAR SONUCUNU HASTA VEYA YAKINI ALMAYACAK
    Laboratuvar hizmetini satın alan özel hastanelerde numune alma odası ve personeli bulunurken, hasta, hastane dışına numune almak için gönderilemeyecek, alınan numunenin transferi veya sonucu hasta veya yakını aracılığıyla istenemeyecek.
    Radyoloji hizmetinin satın alınması durumunda da, bünyesinde bulunmayan görüntüleme hizmetleri için hasta transferini hastaneler yapacak.
    Değişiklikle özel hastanelerdeki laboratuvarların sahip olması gereken özelliklerle ilgili düzenlemeler de yapıldı.
    2 kat arasında asansör bulunmaması durumunda, bu katlar arasında tekerlekli sandalye ve sedye ile hasta taşımaya elverişli uygun eğimi olan rampalar yapılacak. Gündelik yatak ücretine dahil olan yatak, yemek, temizlik ve rutin hemşirelik bakımı hizmetleri ayrıca fatura edilemeyecek.
    YASAKLANAN FİİLLER
    Yönetmelik kapsamındaki kurum ve kişiler için yasak olan fiiller de yeniden düzenlendi.
    Buna göre, özel hastaneler, faaliyet izin belgelerinde belirtilen yatak sayılarında Sağlık Bakanlığından izin almaksızın değişiklik yapamayacak ve faaliyet izin belgelerinde yazılı yatak sayısından fazla hasta yatıramayacak.
    Özel hastanenin sahibi bir şirket, dernek veya vakıfsa bunların faaliyet alanına giren diğer işler özel hastanede yapılamayacak.
    Herhangi bir faaliyet alanı veya birimi yetkisi olmayan kişiler tarafından kullanılamayacak.
    Bulundurulması zorunlu olmayan uzmanlık dallarına ait ve geçici süreyle de olsa kullanılmayan muayene odaları kesinlikle kapalı ve kilitli tutulacak.
    Adlarına personel çalışma belgesi düzenlenmeyen tabip ve diğer sağlık personeli ile Sağlık Bakanlığınca uzmanlık belgesi verilmeyen tabipler uzman olarak çalıştırılamayacak.
    Başkasına ait tabip kaşesi, diğer tabip veya personel tarafından hiçbir surette kullanılamayacak.
    Halen ruhsatlandırılmış olan veya ruhsat başvurusunda bulunan özel hastanelerin değiştirilen bazı hükümlere uyum sağlamaları için 6 ay süre tanındı.
    ________________________________________
    "HASTALAR BEKLETİLMESİN'' GENELGESİ
    Sağlık Bakanlığı, hastaların beklemeden hizmet almaları için gerekli önlemlerin alınmasını, doğru polikliniğe başvurmaları için Yönlendirme Hizmetleri uygulamasının başlatılmasını ve ayakta beklememeleri için koltuk bulundurulmasını istedi.
    Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar imzasıyla il sağlık müdürlüklerine gönderilen genelgede, sağlık hizmeti sunan kurumlarda iş akışlarının düzenlenerek hasta bekleme sürelerinin kısaltılmasında bilgi sistemlerinin kullanılmasının önemine işaret edildi.
    Bu konudaki beklenti, istek ve ihtiyaçların bilgi sistemleri tedarik edilirken mutlaka dikkate alınması gerektiği kaydedilen genelgede, "Kurumlarımıza müracaat eden hastaların, hiçbir hizmet noktasında beklemeksizin hizmet almalarının sağlanması esastır" denildi.
    Bunun için hasta kayıt ve kabul, poliklinik muayene, röntgen, laboratuvar ve diğer birimlerde yeterli sayıda bilgisayar terminali kurulması gerektiği belirtilen genelgede, altyapısı uygun kurumlarda gerekli görüldüğü takdirde Tıbbi Görüntü İnceleme, Arşivleme ve İletim Sistemi (PACS) kurulması, hastaların ayakta bekletilmemesi için bekleme koltuğu bulundurulması, kayıt kabul işlemlerinde sırası gelen hasta ve/veya yakınıyla doğrudan iletişimi sağlayacak şekilde yüksek banko düzeni yerine masa düzeni, LCD ekran temin edilmesi ve hastaların işlemlerinin oturtularak yapılması istendi.
    ________________________________________
    SİGARA KARŞITLIĞI ULUSAL HEDEF
    Başbakanlık 2010'a kadar toplumun yüzde 90'ında sigara karşıtı tutum oluşturmak amacıyla hareket edilmesini öngören genelge yayımladı.
    Resmi Gazete'de yayımlanan Ulusal Tütün Kontrol Programı hakkındaki Başbakanlık genelgesine göre, 2010 yılına kadar toplumun yüzde 90'ında sigara karşıtı tutum oluşturmak amacıyla hareket edilecek.
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan genelgede 2010 yılına kadar toplumda sigara bırakma oranını yüzde 40'ın üzerine çıkarmak, 2008 yılı sonuna kadar sağlık personelinde bırakma oranını yüzde 50'nin üzerine çıkarmak, 2010 yılına kadar öğretmenler, din adamları ve yönetici görevle bağlantılı meslek mensuplarında sigara bırakma oranını yüzde 50'nin üzerine çıkarmak, 2008 yılına kadar da hamilelik döneminde sigarayı bırakmış olma oranını yüzde 90'ın üzerine çıkarmak hedefleniyor.
    Genelgeye göre, Türkiye'de sigara üzerindeki vergi yükü de 2010'a kadar yüzde 80'in üzerine çıkarılacak.
    ________________________________________
    SAĞLIK BAKANLIĞINDAN AŞI UYARISI
    Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, aşının özellikle bebek ve çocukları birçok hastalıktan korurken, aşılanmamış çocuklarda hastalık, sakatlık ve ölüm oranlarının çok sık görüldüğü belirtilerek, aileler çocuklarına gerekli aşıların yapılması konusunda daha duyarlı olmaları yönünde uyarıldı.
    Açıklamada, dünyada her yıl 'Aşı ile korunabilir' hastalıklardan 1 milyon 700 bin çocuğun hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.
    Bakanlıkça yürütülen 'Genişletilmiş Bağışıklama Programı' kapsamında, bebek ve çocuklarda görülen, difteri, boğmaca, tetanoz, verem, kızamık, çocuk felci, hemofilus influenza tip b (hib), kızamıkçık, kabakulak ve hepatit B hastalıklarına bağlı sakatlık ve ölümlerin ortadan kaldırılmasının hedeflendiği ifade edilen açıklamada, çocuklarda boğmaca, tetanoz ve kızamık hastalıklarının yol açtığı ölümlerin önemli bölümünün yaşamın ilk yıllarında gerçekleştiği belirtildi.
    Yenidoğan her bebeğin bir yaşına ulaşmadan önce aşı takvimine uygun olarak bağışıklanmasının, 'aşı ile korunabilir' hastalıkların zararlarının en aza inmesini sağladığını vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
    "Aşılar, vücutta savunma mekanizmasını uyararak, hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenle karşılaşıldığında onu yakalayıp yok eden koruyucu antikorların oluşmasını sağlar. Aşılanan kişi, hastalıklara karşı bağışık yani dirençli olur. Oluşan bu antikorlar genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeniyle karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır. Aşı hayat kurtarır. Bakanlık olarak yürüttüğümüz 'Genişletilmiş Bağışıklama Programı' kapsamında, aşı ile önlenebilir hastalıkların zararlarını en aza indirmeyi hedefliyoruz."
    ________________________________________
    SAĞLIKTA YENİ MODEL
    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kamu ve özel sektör ortaklığı gibi yeni bir modelle Türkiye çapında çok sayıda hastane yapılacağını söyledi.
    Bakan Recep Akdağ, İzmir İl Sağlık Müdürlüğünde basınla sohbet toplantısı düzenledi. Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile sağlık hizmetlerinde kalitenin yakalandığını belirten Bakan Akdağ, vatandaşın da memnuniyetini dile getirdiğini bildirdi. Türkiye İstatistik Kurumunun yaptığı araştırmalara göre, 2003 yılında yüzde 37 olan
    sağlık hizmetlerinden vatandaşların memnuniyetinin 2004 yılında yüzde 47'lere yükseldiğini, 2005 yılındaysa yüzde 50'lerin üzerine çıktığını ifade etti.
    Kamu ve özel sektörün işbirliğiyle Türkiye'ye yeni hastaneler kazandırmak istediklerini, bu amaçla çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Akdağ, 2005 yılı temmuz ayında kanunu hazırladıklarını ve geçen ay da Bakanlar Kurulu kararını çıkardıklarını söyledi. Aile hekimliği uygulamasının 2008 yılı sonuna kadar oturtulmasının
    planlandığını belirten Bakan Akdağ, bu uygulamanın çağdaş bir uygulama olduğunu ve Avrupa Birliği ile eski demirperde ülkelerinin bu sistemi uyguladığını bildirdi. Aile hekimliği uygulamasında bu yıl 10 ilde geçileceğini belirten Akdağ, ''sağlığın piyasalaşmasından menfaati olanları bu aile hekimliği uygulaması rahatsız edebilir'' dedi.
    Bazı ilaçların ödeme listesinden çıkarılması konusunda bazı çevreler tarafından propaganda yapıldığını belirten Bakan Akdağ, söylemlerin ticari kaygıdan kaynaklandığını bildirdi. Türkiye'de ruhsatlı 6 bin ilaç bulunduğunu, yaklaşık 3 bininin yaygın olarak kullanıldığını belirten Bakan Akdağ, ödeme listesinden çıkarılan ilaçların uzman bir komisyon tarafından belirlendiğini kaydetti. 2003 yılında 769 milyon kutu ilacın verildiğini, 2005 yılında bu rakamın 1 milyar 200 milyon kutuya yükseldiğini belirten Bakan Akdağ, ''İlaçta birileri rahatsız olunca gürültüye başladı. Vatandaşın ilaca ulaşmasında Türkiye en cömert ülkelerden biridir'' dedi.
    ________________________________________
    SAĞLIKTA TASARRUF PAKETİ
    Sağlık harcamalarındaki tasarruf tedbirleri kapsamında, ayakta tedavilerde de fiks fiyat uygulamasına geçiliyor.
    Merkezi Yönetim Bütçesindeki sağlık harcamalarından 1,4 milyar YTL tasarruf sağlayacak önlem paketi, büyük ölçüde şekillendi.
    Bu çerçevede, yataklı tedavilerdeki paket fiyat uygulamasının, ameliyatlar dışındaki tedavileri de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması kararlaştırıldı. Aynı şekilde ayakta tedavilerde de fiks fiyata geçilmesi benimsendi.
    Sağlık harcamalarında tasarrufa yönelik çalışmalarda, ''global bütçelemeye'' geçilmesi konusu da gündeme geldi.
    Bürokratların üzerinde uzlaştığı yeni bütçeleme sisteminde, Sağlık Bakanlığı'na tedavi ve ilaç giderleri için belli bir bütçe tahsis edilecek. Global bütçelemede, her ayın sağlık ödemesi, baştan ortaya konacak ve Maliye Bakanlığı, O tutardaki ödeneği serbest bırakacak.
    Acil ve zaruri hallerde ise aylık bütçenin dışına çıkılabilecek.
    Bu arada tasarruf tedbirleri çerçevesinde ilaçla ilgili yeni düzenlemeler de devreye girecek. Pahalı ilaç almayı tercih eden SSK'lılara fark ödemesi getiren Tebliğin ardından, yayımlanacak yeni düzenlemelerle ilaç kullanımında israf ve suistimallere neden olan çeşitli uygulamaların da önüne geçilecek.
    Maliye Bakanlığı yetkilileri, sağlığa yönelik tedbirler paketiyle, harcamalarda 1,4 milyar YTL'lik bir tasarruf öngörüldüğünü vurguladı.
    ________________________________________
    SSK'LILAR PAHALI İLACA DAHA FAZLA ÖDEYECEK
    Pahalı ilacı tercih eden SSK'lılar daha fazla fark ödeyecek.
    ''2006 Yılı SSK İlaç Listesi ve Uygulama Tebliği'' Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Daha önce, ''eşdeğer ilaçlar için her gruptaki en ucuz ilacın indirimli tutarının yüzde 30 fazlasına kadar fiyatı üzerinden ilaç bedelleri'' sosyal güvenlik kurumlarınca ödenirken, Maliye Bakanlığının söz konusu tebliği ile bu oran yüzde 22'ye indirilmişti. Bugünkü tebliğ ile bu oran SSK'lılar açısından da yüzde 30'dan yüzde 22'ye indirildi. Buna göre, pahalı ilacı tercih edenler daha fazla fark ödeyecek. Uygulama işsizlik sigortasından yararlananlar için de geçerli olacak. Tebliğe göre, bir ilacın Sağlık Bakanlığınca izin verilen endikasyon ve kullanım dozu dışında kullanılması, ancak Sağlık Bakanlığı tarafından kişilere veya ilaca verilen özel kullanım izinleri, resmi sağlık tesisleri sağlık kurulu raporları ile onaylanması durumunda bu uygulamanın dışında olacak. Tebliğ hükümlerine uyulmaması durumunda SSK'nın uğrayacağı zarar, başka türlü tahsili mümkün olmadığı durumlarda yasal yollar kullanılarak doğrudan tahsil edilecek. Tebliğ, 15 Mayıs 2006 tarihinden itibaren geçerli olacak.
    ________________________________________
    SAĞLIK HARCAMALARI KONTROL ALTINA ALINACAK
    Ekonomi yönetimi, Stand-by düzenlemesinin gözden geçirme çalışmaları için Ankara'da bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) Heyetinin de, "Bütçe dengelerini bozar" dediği sağlık harcamalarındaki artışın kontrol altına alınması için harekete geçti.
    Sağlık harcamalarındaki artış, IMF heyetinin özellikle Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve bürokratlarla yaptığı görüşmelerin öncelikli konusu oldu. Sağlık harcamalarındaki artışın çok yüksek boyutlara ulaştığına işaret eden IMF yetkilileri, "Bu durum, bütçe dengelerini bozar. Bütçede 600-700 milyon YTL tutarında bir sapmaya yol açar" görüşünü dile getirdi.
    Sağlık harcamalarındaki yüksek artışın, sosyal güvenlik kurumlarını da olumsuz etkilediğini ve açıkların büyümesine yol açtığını kaydeden IMF yetkilileri, harcamalardaki artışın önüne geçilmesi için önlem alınması gerektiğini vurguladılar.
    Bu gelişme üzerine Maliye ve Sağlık Bakanlıkları ile Hazine ve DPT Müsteşarlığı bürokratları, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan başkanlığında bir araya geldi.
    Toplantıda sağlık harcamalarının kontrol altına alınmasına dönük çeşitli önlemler ele alındı. Bir üst düzey bürokrat, toplantıda 3-4 değişik alternatif üzerinde durduklarını belirterek, "Teknik çalışmalar devam edecek ve kesinleştirdiğimiz alternatifleri 1-2 gün içinde Bakanlarımıza sunacağız. Öyle olağanüstü bir şey olmayacak ama harcamaları kontrol altına almaya yönelik bazı tedbirlere ihtiyaç var. Onlar uygulamaya konulacak"dedi.
    Bu arada, ekonomi yönetiminin üzerinde çalıştığı alternatiflerden en önemlisini sağlık hizmetlerindeki paket fiyat uygulaması oluşturacak. Yapılan görüşmelerde, 2002 yılında başlatılan paket fiyatın kapsam dışındaki tedavi hizmetlerini de içine alarak iyice yaygınlaştırılması, böylece sağlık harcamalarının disipline edilmesi kararlaştırıldı.
    Maliye Bakanlığı verilerine göre, sağlık harcamaları, yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 251,5 artış gösterdi. 2005 yılının Ocak-Nisan döneminde 774,6 milyon YTL olan toplam sağlık giderleri, bu yıl aynı dönemde 1 milyar 948,2 milyon YTL'ye çıktı.
    Alt kalemler itibarıyla en yüksek artış da, yeşil kartlıların sağlık giderlerinde ortaya çıktı. 2005 yılının ilk 4 ayında 306,5 milyon YTL olan yeşil kartlılar için bütçeden çıkan para, bu yıl 1 milyar 211,7 milyon YTL'ye ulaştı. Böylece yeşil kartlıların sağlık harcamalarındaki artış yüzde 395,3'ü buldu.
    ________________________________________
    ÇOCUĞUN SAĞLIK GİDERLERİNİ DEVLET KARŞILAYACAK
    Başbakan Erdoğan, Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte, 18 yaşına kadar tüm çocukların sağlık giderlerini devletin karşılayacağını söyledi. Erdoğan, "Çocuğa sigortan var mı, prim ödedin mi, sorulmayacak" dedi
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, primi ödensin veya ödenmesin tüm çocukların 18 yaşına kadar sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılanacağını söyledi.
    Erdoğan, "Buna 'hayır' demek, millete karşı olmaktır. Efendim, 'Zarara gireceğiz.' Hesabını yaptık, zarara girmeyeceğiz, kâr edeceğiz" dedi.
    Erdoğan, dün AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada, sosyal kesimler için açtıkları her paketin 'seçim yatırımı' diye değerlendirilmesine tepki göstererek, "Ülke meseleleri üzerine kafa yormak, çözüm üretmek için illa seçim olması gerekmiyor. Böyle bir yanlışı, mantığı kabul edemeyiz" dedi.
    Erdoğan, tasarının geciktirilmesi halinde hem ülke ekonomisinin hem de devlet - toplum ilişkisinin büyük yara alacağını söyledi. Paketi "Taşın altına büyük bir cesaretle elimizi koyduk" diye savunan Erdoğan, bu reformla, herkesin "Eşit bir ülkenin vatandaşı olacağını" hissedeceğini kaydetti.
    Erdoğan, SSK'lı Bağ-Kur'lu, Emekli Sandığı ayrımcılığının ortadan kalkacağını ve tüm işlerin tek çatı altında yürütüleceğini belirtti.
    Yeşil karta son
    Erdoğan, şöyle devam etti:
    "Bazı vatandaşlarımıza yeşil kart verdiler, bazılarına da maalesef kırmızı kart gösterdiler. Vatandaşın haklarını esirgeyen bu köhne düzen en kısa makul sürede son buluyor. Yeşil kart - Kırmızı kart ayrımına son vermeliyiz. İmtiyaz yerine adalet isteyen vatandaşımızın bizden talebi budur."
    Emeklilik yaşı 65
    Reform paketinin çıkmasının ardından emeklilik yaşının 68'e yükseleceğine yönelik spekülasyonlar yapıldığını belirten Erdoğan, "Emeklilik yaşının yükseltilmesi 2036'da olacak. Yükseltilme de 68 değil 65 olarak düşünülüyor" dedi.
    Tasarı 109 madde
    Bu arada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, tasarıya destek istemek için dün TBMM'de CHP Grup Başkan vekili Ali Topuz ile görüştü.
    Başesgioğlu, 109 maddeden oluşan tasarının mevcut yöntemle görüşülmesi halinde, ancak 5 ayda yasalaşabileceğini vurguladı.
    Topuz ise, tasarıyı iyileştirme çabası içinde olacaklarını belirtti. Bilindiği gibi tasarı, IMF'nin 3'üncü gözden geçirme çalışmaları için ön koşul niteliğinde bulunuyor.
    Tasarı ne getirecek?
    Türkiye'de ikamet eden herkes zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortalı (GSS) olacak.
    Her çocuk 18 yaşına kadar GSS'li olacak.
    Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları ile yabancı ülke vatandaşları da Türkiye'de bir yıldan fazla kesintisiz kalacaklarsa GSS kapsamına girecek.
    GSS primine esas kazancın alt sınırı asgari ücret üst sınırı ise bu ücretin 6.5 katı olacak.
    Yeşil kart uygulması kalkacak. Ödeme gücü olmayan, sigortalı olarak çalışmayan ve aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların primlerini devlet ödeyecek.
    Prim borcu olanlar sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak.



    alıntı
    Ey ateş!
    Seninle ululuk tasladı şeytan.
    Ve ey insan!
    Ateş ile olur insan hep hüsran...
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...