1. Libya Türkiyenin iki katına yakın geniş topraklarına zengin petrol yataklarına ve diğer yeraltı zenginlik kaynaklarına rağmen Suriye kadar stratejik olmayan topraklar üzerindedir.
Suriye ise, Ortadoğunun, tarihin, medeniyetlerin kalbindedir ve dünyanın en stratejik noktasının merkezidir.
2. Libya geniş toprak ve geniş yeraltı kaynaklarına karşın bir devleti devlet yapacak nüfusa sahip değildir. 5 milyona yakın bir nüusu vardır.
Suriye ise Türkiyenin yarısına yakın az topraklar üzerinde, zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasa bile önemli nüsu kitlesine sahiptir. Suriyenin nüfusu yaklaşık 23 milyondur.
3. Libya stratejik olmayan noktalarda, sorunlu olmayan ülkelerle komşu bir ülke olmasından dolayı güçlü bir orduya sahip olmamıştır. Hatta Kaddafi Libyada güçlü bir ordu da istememiştir. Ordunun darbe ile iktidarını almaması için daima zayıf tutmuştur. Ki bunun cezasını da sonunda çekmiş oldu. Ordusu olmayan bir ülke savaş veremez.
Suriyenin ise, kurulduğu günden bu güne kadar ve karşılaştığı bir çok savaş siyasi olay ve diplomatik hareketlerle sürekli bilenmiş güçlü bir orduya sahiptir. Suriye bu gün verdiği savaşı her zaman vermiştir. Sürekli siyonist emperyalizmin hedefinde olduğundan bu düşmana kadar ciddi bir şekilde her zaman hazırlıklı olan bir ordu yapısına sahiptir. Bu yüzden emperyalizmin devşirme çapulcularına papuç bırakmamaktadır.
4. Libyada yönetim önce halkçı olsa bile sonunda emperyalizmin baskılarına teslim olarak amerikanın emrine girerek halk desteğini kaybetmişti. Eğer Kaddafi son yıllarında batı emperyalizmi ile anlaşmasa da halka dayansa idi, Libya halkı onu emperyalistlere kurbanlık olarak teslim etmezdi. Kaddafi halkına ihanet ettiği için halkı da ona sırt çevirdi.
Ama Suriye yönetimi emperyalizmin uşaklığına soyunan bir avuç vatan hainlerine her zaman göz açtırmamak adına sert tedbirler almış olsa bile, halka dayanmış, halkını memnun etmiş ve halkı ile birlikte hareket etmiştir. Ve her zaman halk desteğini arkasında bulmuştur.
5. Libya yönetimi sonunda emperyalizme teslim olduğundan dolayı hem halkını hem de emperyalizme karşı dünya cephesinin desteğini kaybetmişti. Hiç bir tutardalı kalmamıştı. Teslim olduğu emperyalistlerde kendisini gözden çıkarınca malum hazin sonla karşılaşması mukadderdi zaten.
Ancak Suriye yönetimi her zaman kararlı bir biçimde emperyalist işgalci batı rejimlerine amerikaya israile karşı samimi bir savaş yürütmüş bu yüzden her zaman emperyalizme karşı olan dünya cephesinin desteğini de her zaman yanında bulmuştur. Bu destek te Suriye için önemli moral ve ajantaj bir destektir.
6. Libya yönetimi ikircikli çifte standarta dayalı münafık bir dış politika izleyerek empqeryalizme karşı olan cepheye güven vermemiş, islami direniş cephelerine sözde destek olurken özde köstek olmuş hatta İslami Direniş önderlerini batılı dostları ile anlaşarak ortadan kaldırmıştır.
Suriye ise samimi bir şekilde amerikan emperyalizmine, israil siyonizmine karşı mücadele eden islami direniş cephesini İslami İranla birlikte samimice desteklemiş, direniş cephesine her türlü yardımı yapmış ve bölgede amerika israil ve batılıların başarısız olmalarını sağlamış samimi bir yönetimdir.
7. Libyada yönetim Kaddafinin kısır aklına göre yönetilmeye çalışılmış, bir ideal etrafında Libya halkını toplmayamamıştır.
Suriye ise insanların bilmeden çok kötü zannettikleri BAAS (yani diriliş, açılımı ise müsbet arap milliyetçiliği) diriliş dieolojisi ile Suriyede müslüman ve gayrimüslim bütün arapları bir çatı altında emperyalizme karşı birleştirebilmiş ve bunda başarılı olmuştur.
Halbuki Iraktakı Saddam Baası diriliş idealini arap milliyetçiliğini, emperyalizme karşı değil, İslami İraana karşı kullanmış, Arap milliyetçiliğini İslami İranı fars milliyetçisi göstererek kullanmış, bu meyanda bir çok şii arabı kendince şii farslara karşı savaştırmıştır.
8. Libyada Kaddafininin hezeyanları hakim olduğundan dolayı Libya toplumu düşünsel anlamda gelişememiş, Kaddafinin kısır kafası bir toplumu yüceltmeye yetmediğinden sona erdiği güne kadar ancak varlığını sürdürebilmiştir.
Suriyede ise sürekli savaş halinde olunan emperyalizm ve siyonizm karşıtlığı bir ideoloji halinde her din ve mezhepten arabı BAAS yani diriliş ülküsünde birleştirebilmiştir.
9. Libya toprak olarak büyük olsa bile muhteva olarak küçük bir ülke olduğundan dünya kamuoyunda stratejik derinliği de olmadığından ve Kaddafinin aykırı gayri islami düşünceleri sebebiyle dünya kamuoyu ve islam dünyası nezdinde itibarı olmamıştır.
Suriye ise, israille savaş halini ateşkes hailnde sürdürüp israil ile asla anlaşmayan, amerikaya teslim olmayan, batılıların isteklerine boyun eğmeyen yapısı ile, israil elçiliğin Şam da açmayarak hem dünya kamuoyu hem de islam dünyası nezdinde büyük itibar ve hayranlık uyandırmıştır.
Bu yüzden dünya diploması literatüründe " Mısırsız savaş, Suriyesiz barış olmaz" darbı meseli ile yer almıştır.
10. Libya belirsiz, ikircikli tavırları ile dünya ve islam halkları nezdinde bir itibara sahip olamamıştır. Özellikle abd ile anlaşıp ona teslim olduğu yıllardan itibaren.
Ama Suriye Hizbullah ve Hamasa olan fiili her türlü desteği ile islam ümmetinin gönlünde taht kurmuştur.
Bu yüzden bir kaç tane ihvan münafıkı, bir kaç tane hama katliamında bulunan utanmadan da Hamanın hesabını o zamanlar bir çocuk olan Beşşar Esaddan sormaya kalkan muhalif bir kaç katille ve suriye dışında karın tokluğuna savaştırılmak için suriyeye sokulan el kaide canavarlarının saldırıları ile yıkılacak bir ülke değildir.
Kesinlikle biliyoruz ki ülkemizi ve halkımızı büyük bir tehlike ve maceraya atan amerikan tandanslı ülke yöneticileri yukarıda belirtilen her normal ilgili insanın yapacağı tespitlerden bile haberleri yoktur.
Eğer olsaydı Suriye macerasına atılarak abd ye israile hizmet etmek istemezlerdi.
Suriye ise, Ortadoğunun, tarihin, medeniyetlerin kalbindedir ve dünyanın en stratejik noktasının merkezidir.
2. Libya geniş toprak ve geniş yeraltı kaynaklarına karşın bir devleti devlet yapacak nüfusa sahip değildir. 5 milyona yakın bir nüusu vardır.
Suriye ise Türkiyenin yarısına yakın az topraklar üzerinde, zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasa bile önemli nüsu kitlesine sahiptir. Suriyenin nüfusu yaklaşık 23 milyondur.
3. Libya stratejik olmayan noktalarda, sorunlu olmayan ülkelerle komşu bir ülke olmasından dolayı güçlü bir orduya sahip olmamıştır. Hatta Kaddafi Libyada güçlü bir ordu da istememiştir. Ordunun darbe ile iktidarını almaması için daima zayıf tutmuştur. Ki bunun cezasını da sonunda çekmiş oldu. Ordusu olmayan bir ülke savaş veremez.
Suriyenin ise, kurulduğu günden bu güne kadar ve karşılaştığı bir çok savaş siyasi olay ve diplomatik hareketlerle sürekli bilenmiş güçlü bir orduya sahiptir. Suriye bu gün verdiği savaşı her zaman vermiştir. Sürekli siyonist emperyalizmin hedefinde olduğundan bu düşmana kadar ciddi bir şekilde her zaman hazırlıklı olan bir ordu yapısına sahiptir. Bu yüzden emperyalizmin devşirme çapulcularına papuç bırakmamaktadır.
4. Libyada yönetim önce halkçı olsa bile sonunda emperyalizmin baskılarına teslim olarak amerikanın emrine girerek halk desteğini kaybetmişti. Eğer Kaddafi son yıllarında batı emperyalizmi ile anlaşmasa da halka dayansa idi, Libya halkı onu emperyalistlere kurbanlık olarak teslim etmezdi. Kaddafi halkına ihanet ettiği için halkı da ona sırt çevirdi.
Ama Suriye yönetimi emperyalizmin uşaklığına soyunan bir avuç vatan hainlerine her zaman göz açtırmamak adına sert tedbirler almış olsa bile, halka dayanmış, halkını memnun etmiş ve halkı ile birlikte hareket etmiştir. Ve her zaman halk desteğini arkasında bulmuştur.
5. Libya yönetimi sonunda emperyalizme teslim olduğundan dolayı hem halkını hem de emperyalizme karşı dünya cephesinin desteğini kaybetmişti. Hiç bir tutardalı kalmamıştı. Teslim olduğu emperyalistlerde kendisini gözden çıkarınca malum hazin sonla karşılaşması mukadderdi zaten.
Ancak Suriye yönetimi her zaman kararlı bir biçimde emperyalist işgalci batı rejimlerine amerikaya israile karşı samimi bir savaş yürütmüş bu yüzden her zaman emperyalizme karşı olan dünya cephesinin desteğini de her zaman yanında bulmuştur. Bu destek te Suriye için önemli moral ve ajantaj bir destektir.
6. Libya yönetimi ikircikli çifte standarta dayalı münafık bir dış politika izleyerek empqeryalizme karşı olan cepheye güven vermemiş, islami direniş cephelerine sözde destek olurken özde köstek olmuş hatta İslami Direniş önderlerini batılı dostları ile anlaşarak ortadan kaldırmıştır.
Suriye ise samimi bir şekilde amerikan emperyalizmine, israil siyonizmine karşı mücadele eden islami direniş cephesini İslami İranla birlikte samimice desteklemiş, direniş cephesine her türlü yardımı yapmış ve bölgede amerika israil ve batılıların başarısız olmalarını sağlamış samimi bir yönetimdir.
7. Libyada yönetim Kaddafinin kısır aklına göre yönetilmeye çalışılmış, bir ideal etrafında Libya halkını toplmayamamıştır.
Suriye ise insanların bilmeden çok kötü zannettikleri BAAS (yani diriliş, açılımı ise müsbet arap milliyetçiliği) diriliş dieolojisi ile Suriyede müslüman ve gayrimüslim bütün arapları bir çatı altında emperyalizme karşı birleştirebilmiş ve bunda başarılı olmuştur.
Halbuki Iraktakı Saddam Baası diriliş idealini arap milliyetçiliğini, emperyalizme karşı değil, İslami İraana karşı kullanmış, Arap milliyetçiliğini İslami İranı fars milliyetçisi göstererek kullanmış, bu meyanda bir çok şii arabı kendince şii farslara karşı savaştırmıştır.
8. Libyada Kaddafininin hezeyanları hakim olduğundan dolayı Libya toplumu düşünsel anlamda gelişememiş, Kaddafinin kısır kafası bir toplumu yüceltmeye yetmediğinden sona erdiği güne kadar ancak varlığını sürdürebilmiştir.
Suriyede ise sürekli savaş halinde olunan emperyalizm ve siyonizm karşıtlığı bir ideoloji halinde her din ve mezhepten arabı BAAS yani diriliş ülküsünde birleştirebilmiştir.
9. Libya toprak olarak büyük olsa bile muhteva olarak küçük bir ülke olduğundan dünya kamuoyunda stratejik derinliği de olmadığından ve Kaddafinin aykırı gayri islami düşünceleri sebebiyle dünya kamuoyu ve islam dünyası nezdinde itibarı olmamıştır.
Suriye ise, israille savaş halini ateşkes hailnde sürdürüp israil ile asla anlaşmayan, amerikaya teslim olmayan, batılıların isteklerine boyun eğmeyen yapısı ile, israil elçiliğin Şam da açmayarak hem dünya kamuoyu hem de islam dünyası nezdinde büyük itibar ve hayranlık uyandırmıştır.
Bu yüzden dünya diploması literatüründe " Mısırsız savaş, Suriyesiz barış olmaz" darbı meseli ile yer almıştır.
10. Libya belirsiz, ikircikli tavırları ile dünya ve islam halkları nezdinde bir itibara sahip olamamıştır. Özellikle abd ile anlaşıp ona teslim olduğu yıllardan itibaren.
Ama Suriye Hizbullah ve Hamasa olan fiili her türlü desteği ile islam ümmetinin gönlünde taht kurmuştur.
Bu yüzden bir kaç tane ihvan münafıkı, bir kaç tane hama katliamında bulunan utanmadan da Hamanın hesabını o zamanlar bir çocuk olan Beşşar Esaddan sormaya kalkan muhalif bir kaç katille ve suriye dışında karın tokluğuna savaştırılmak için suriyeye sokulan el kaide canavarlarının saldırıları ile yıkılacak bir ülke değildir.
Kesinlikle biliyoruz ki ülkemizi ve halkımızı büyük bir tehlike ve maceraya atan amerikan tandanslı ülke yöneticileri yukarıda belirtilen her normal ilgili insanın yapacağı tespitlerden bile haberleri yoktur.
Eğer olsaydı Suriye macerasına atılarak abd ye israile hizmet etmek istemezlerdi.