Bismihi Teala
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S)'A OLSUN LANETİ DÜŞMANLARININ ÜZERİNE OLSUN
RABB'İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Ey Aziz Canlar! Değerli Müminler!
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S)'A OLSUN LANETİ DÜŞMANLARININ ÜZERİNE OLSUN
RABB'İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Ey Aziz Canlar! Değerli Müminler!
"HAYVAN"dan aşağı İslam ve İnsanlık düşmanları ![]() Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Hz. Ali'nin (a.s) seçkin sahabelerinden olan Hucr b. Adiyy'in mezarı Suriye'de İslam adına savaştıklarını söyleyen Selefiler tarafından yağmalandı. "Müslüman'ın cenazesi bile saygı gerektirir" düstürünü hiçe sayan zihniyet, bu seçkin sahabenin mezarını açarak mübarek bedenini bilinmeyen bir yere götürmüşlerdir. Bu olay İslami vahdeti bozmaya yönelik verilen cihad fetvalarının asıl amacının ne olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. [color=rgb(255, 0, 0)]Hucr b. Adiyy el-Kindî[/color] Allah'ın hidayeti ile olun..."Güzel Hucr" olarak biliniyordu. Künyesi, Ebu Abdurrahman ve Zuhrehâr (Kindî kabilesinin lideri) lakaplı Adiyy b. Hars b. Amr b. Hucr'un oğludur. Bazıları baba silsilesinin şöyle olduğunu beyan etmişlerdir: Adiyy b. Muaviye b.Cebele b. Adiyy b. Rabîa b. Muaviye. Bunların her birisi "Kinde" kabilesinin büyüklerinden ve saygınlarından idiler. Kendisi Resulullah'ın (s.a.a) sahabelerinden, İmam Ali (a.s) ve İmam Hasan'ın (a.s) ashabının büyüklerinden ve Kûfe Müslümanlarının ileri gelenlerinden ve reislerindendi. El-İstiab adlı kitapta şöyle yazmaktadır: "Hucr'un yaşı diğer yaşlı sahabelerden küçük olmasına rağmen fazıl bir Peygamber sahabesiydi." Bunlara benzer sözler, Usd'ul-Gabe adlı kitapta da yer almıştır. Hâkim, el-Müstedrek adlı kitabında onun hakkında şöyle söylemiştir: "O, Muhammed'in (s.a.a) zahit, dindar sahabelerinden birisi idi." İbadetle ilgili tavrı şöyleydi: Abdesti olmadığı zaman hemen abdest alırdı ve abdest aldığı zaman da mutlaka namaz kılardı. Her gece ve gündüz bin rekât namaz kılardı. Onun zahitliği belirgin, duaları ise müstecap olurdu. Güvenilir kişilerin içinden en seçkini idi. Ahiretini dünyaya öyle bir şekilde tercih etmişti ki, bu uğurda can vermeye dahi hazırdı. Ölmeye razıydı; ama İmam'ından vazgeçmeye asla! Bu, ayakların titrediği, arzuların erişemediği bir derecedir. Şam ve Kadisiyye'yi fetheden orduda yer almıştı. Cemel Savaşı'nda da İmam Ali'nin (a.s) safında yer almıştı. Sıffin Savaşı'nda Kinde kabilesinin, Nehrevan Savaşı'nda ise ordunun sol kanadının komutanlığını üstlenmişti. O, Tedmür denilen yerin batısında Dahhak b. Kays'ı yenen kahramandır. "Biz savaşın çocuklarıyız. Onu bol mahsullü kılar sonra meyvelerini toplarız. O bizi sınamıştır, biz de aynı şekilde onu sınamışızdır." diyen kimsedir. İslâm'da silâhsız, savunmasız olarak öldürülenlerdendir. Muaviye b. Ebu Süfyan, onu ve onun dostlarından 6 kişiyi Hicrî 51 yılında Merc-i Azra denilen yerde (Şam'ın 12 mil ötesinde Ğute isimli bir bölge) öldürdü. Mezarın yanında büyük bir cami bulunmaktadır. Kendisiyle birlikte şehit edilen 6 dostu da aynı mezarda gömülüdürler. Hucr'un öldürülme Sebebi Hz. Ali'nin (a.s) hakkında çirkin sözler sarf eden Muğiyre ve Ziyad'ın sözlerini reddedip kabul etmeyişi idi. Hucr şöyle diyordu: "Ben şehadet ederim ki, yerdiğiniz ve hakkında çirkince sözler sarf ettiğiniz kişi yerilmeğe değil, övülmeye lâyıktır. Hakkında övücü sözler sarf edilen ise, yerilmeye daha müstahaktır." Öyle ki, Hucr bu sözleri yüksek sesle söylediği zaman halkın üçte ikisi onunla aynı fikri paylaşarak hep birlikte şöyle diyorlardı: "Allah'a andolsun ki, Hucr doğru söylemiş ve ne güzel konuşmuştur!" ![]() ![]() ![]() ![]() |
Yorum