Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

    BİSMİHİ TEALA
    HAMD ALEMLERİN RABB’İ ALLAH’A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
    RABB’İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM

    Selamun Aleykum Aziz Canlar;

    ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

    17-07-2013


    Başörtüsüz akademisyen ve gazetecilerin başlattığı ‘başörtüsüne her alanda özgürlük' kampanyası büyük ilgi görüyor.
    Aralarında Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, Prof. Dr. Nilüfer Göle, BDP milletvekili Sebahat Tuncel'in de bulunduğu 57 kadının başlattığı kampanya 10 bin imzayı aştı. Kampanyanın ‘Haksızlığa son verin, erteleme değil çözüm istiyoruz' başlıklı bildirisinde ‘başörtülü kadınların kamuda görev alması, merkezi ve yerel seçimlerde seçilme hakkı verilmesi ve akademisyen olabilmesi' isteniyor. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnceoğlu çalışmayı, "Farklı siyasi aidiyetleri benimseyen, ‘bizler-bunlar'a odaklı kültürel kutuplaşmayı reddeden bir girişim." olarak değerlendiriyor. "Başta iktidar olmak üzere, tüm partileri mevzuatın değiştirilmesi için önkoşulsuz harekete geçmeye çağırıyoruz." diyor.

    Kamuda görev yapmak isteyen kadınlarla ilgili, hizmet alan-hizmet veren ayrımı yapılmaması gerektiğine dikkat çeken akademisyen, başörtülü kadınlara yönelik örtük ayrımcılığa son verilmesini istediklerini söylüyor. Prof. Dr. İnceoğlu, "Başta iktidar partisi olmak üzere, tüm siyasi partileri başörtülü kadınların haklarından yararlanmalarını engelleyen yasal mevzuatın değiştirilmesi için önkoşulsuz harekete geçmeye çağırıyoruz." diye konuşuyor. Siyasilerin kadın-erkek eşitliği konusundaki düşüncelerinde samimi olması gerektiğine vurgu yapan akademisyen sözlerini şöyle sürdürüyor: "Eğer siyasiler gerçekten samimilerse o zaman hiçbir ayrım yapmadan bütün kadınların Meclis'te temsil edilmelerini sağlamaları gerekir. Avrupa'da başörtülü kadın vekil olmasına rağmen ülkemizde her fırsatta dillendirilen nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede başörtülü kadın vekilimizin olmaması oldukça ironik. Siyasiler başörtüsüne her alanda tanınacak özgürlük için adım atmalı. Biz çağrıcılar olarak çözüm yolu önermiyoruz, siyasilerden çözüm istiyoruz, yani talep eden tarafız. Bu süreç tavandan tabana yayılan bir seyir izlemeli."

    Kampanyayı başlatanlar arasında yer alan Sebahat Tuncel, "Bu kampanya asılda bir itiraf. Başı kapalı, açık, Alevi, Sünni, Hıristiyan bir arada yaşayabiliriz. Bu da birbirimizin hakkını savunmaktan geçer." diyor. Çalışmanın pozitif bir adım olduğunu belirten Tuncel, "Başı örtülü-örtüsüz diye kadınları kendi içlerinde bile ayrıştıran bir durum. İnsan haklarına aykırı ve başörtülü kadınların mağduriyetleri söz konusu. Bu projede önemli olan başörtüsüz kadınların başörtülü kadınların haklarını savunuyor olması." şeklinde konuşuyor.

    ‘Haksızlığa son verin, erteleme değil çözüm istiyoruz' imza kampanyasının pozitif bir adım olduğunu ifade eden gazeteci Ayşe Çavdar ise, "Bu projede önemli olan başörtüsüz kadınların başörtülü kadınların haklarını savunuyor olması. Başı örtülü-örtüsüz diye kadınları kendi içlerinde bile ayrıştıran bir durum." şeklinde konuştu. Seküler kesimle dindar kesim arasında yaşanan her siyasi gerilimde başörtülü kadınların hedef tahtasına oturtulmasının siyasi simge olduğu değerlendirmesinde bulunan Çavdar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Seküler kesim ile dindar kesim arasındaki bu durum başörtüsünün hâlâ siyasi simge halinde olduğunun bir göstergesidir. Başörtüsünün siyasi simge olması da kamuda engellenmesiyle beslenen bir durum." 9 bin 387 imzaya ulaşan kampanya ilk imzayı atan bazı isimler şöyle: Amberin Zaman, Ayşe Çavdar, Balçiçek İlter, Nilüfer Göle, Sebahat Tuncel, Şirin Payzın, Yasemin İnceoğlu, Zeynep Gürcanlı.

    [color=rgb(0, 0, 255)]KAMPANYAYA DESTEK OLMAK İÇİN TIKLAYIN![/color]

    Kaynak: Zaman

    #2
    Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

    "Eşlerinin başörtüsü yolsuzluklarını örtmeye yetmez"


    Deniz Baykal

    Yorum


      #3
      Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

      Önce haberi okuyun:
      [color=rgb(0, 59, 127)]Bir ilan: Türbanlıların başvurmamasını rica ederiz[/color][color=rgb(102, 102, 102)]Bir bankanın İŞKUR'un web sitesinde yer alan eleman alım ilanında "türbanlı adayların başvurmamasını rica ederiz" ifadesi kullanıldı. İbarenin İŞKUR personeli tarafından eklendiği ortaya çıktı Hamit Kardaş - Dünya Bülteni/ Haber MerkeziBir bankanın, İstanbul'daki şubelerine alacağı engelli şube asistanı alım ilanında başörtülülerin başvurmaması istendi.Türkiye Ekonomi Bankası (TEB)'nın İŞKUR'un web sitesinde yayımlanan ilanında büyük harflerle "türbanlı adayların başvurmamasını rica ederiz" ifadesi dikkat çekti. İbarenin TEB'in bilgisi olmadan İŞKUR personeli tarafından 'teknik bir hata' sonucu eklendiği ortaya çıktı.İşte İŞKUR'un sitesindeki ilan:BANKADAN AÇIKLAMA: BİZ YAPMADIK, İŞKUR YAPMIŞHaberin Dünya Bülteni'nde yayımlanması üzerine haber merkezimizi arayan TEB yetkilileri, ilandaki ibarenin kendileri tarafından konulmadığını, Ümraniye İŞKUR tarafından kendilerinden habersiz bir şekilde eklendiğini savundu. TEB yetkilisi, İŞKUR'dan kendilerine gönderildiğini iddia ettiği aşağıdaki açıklamayı gönderdi.TEB'den gelen ve İŞKUR'un yaptığı iddia edilen açıklama şöyle:"Türkiye İş Kurumu'nun Türk Ekonomi Bankası (TEB) adına açılan ilanda yer alan "türbanlı adayların başvurmamasını rica ederiz" ibaresi ilanın asıl metninde bulunmamakta olup İŞKUR Ümraniye Hizmet Merkezi birimi tarafından TEB'in bilgisi ve onayı dışında eklenmiştir"Açıklamanın ardından İŞKUR'un sitesinde yer alan ilan da düzeltildi ve ilanda yukarıdaki açıklama 'Tekzip Metni' başlığı ile yer aldı.İŞKUR ÜMRANİYE ŞUBE MÜDÜRÜ: PERSONEL HATA SONUCU EKLEMİŞTEB'in yaptığı açıklamadan sonra telefonla ulaştığımız İŞKUR Ümraniye Şube Müdürü Ahmet Koç, TEB'in ilanında türbanlıların başvurmasıyla ilgili herhangi bir ibare olmadığı halde personelinin ilana sehbven o ibareyi eklediğini, olayın medyada yer almasından sonra bankanın kendilerini ikaz ettiğini ve hemen ilanın düzeltildiğini söyledi.Koç, "İŞKUR, kendisine gelen ilanlarda ilan sahibinin bilgisi olmadan sürekli eklemeler veya çıkarmalar yapıyor mu" şeklindeki sorumuza ise bu durumun pek gerçekleşmediğini, bazan da yazılı olarak gelen ilanın dışında sözlü taleplerle eklemeler veya çıkarmalar yapılabildiğini söyledi. TEB'deki eklemenin teknik bir hatadan kaynaklandığını savunan Şube Müdürü Koç, TEB'in gönderdiği metinde kesinlikle böyle bir ibarenin olmadığını kaydetti.[/size][/color][/size][/color]

      Yorum


        #4
        Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

        Şimdi de yorumu:


        [color=rgb(55, 64, 78)]devletin haberi geç olur ama işkur da diyecek ki yooo biz koymadık bize gelen metin öyleydi. bankalarla devlet arasında garip ilişki her zaman vardır. devlet der bankalar 30 kalemde haksız ücret alıyor; yargı, tüketici davalarında bankaları[/color][color=rgb(55, 64, 78)][/size] haksız bulup para iadesi yaptırır, bankalar 30 kalem kazığını sallamaya devam eder, hükümet yine açıklamalarına yüzlerinci defa devam eder, bu kez artık alamayacaklar! Bankalarla devlet arasındaki garip ilişkinin, Perde gerisinde: hani ne kadar aldın ver bakim yarısını şeklinde değilse ben bu işte yokum! iyi de millet niye kendini bu kadar enayi yerine koyduruyo ki! ben her şeyi anlarım da bi bunu anlamam! anladım yapıyorum: Bankanın sokağından bile geçmem, sandığı da verdim başkasına tepe tepe kullansın![/color]

        Yorum


          #5
          Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

          daha önce de bazı stk lar imza kampanyası başlatmıştı imzalar hedeflendiği gibi 10 milyonu aşmış lakin işe yaradı mı yararyacak mı ?? ya da ne kadar yarayacak?? Allah bilir...


          http://www.ozgurlukicinonmilyonimza.com/




          yine de bu gibi kampanyaların destekçisiyiz elbet...

          Yorum


            #6
            Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

            [quote author=selmancan link=topic=25029.msg169115#msg169115 date=1374060943]
            "Eşlerinin başörtüsü yolsuzluklarını örtmeye yetmez"


            Deniz Baykal
            [/quote]

            Hey Allah'ın ne günlere kaldık,
            Başörtüsü, iffet, tesettür ve İslamiyet ile ilgili güncel, Müslümanlara kan kusturan ve binlerce gencimizi mağdur eden bir mesele ile ilgili yazı yazılıyor. Biz ise buna destek olacağımıza, DENİZ BAYKAL denen mübarek bir zatın sözü ile cevap veriyor ve alay ediyoruz...

            Israrla söylüyorum, bu forumda İslami meselelere ve Müslümanlara karşı delil getirirken neden çoğunlukla hep İslam düşmanlarından delil ve örnek getiriyoruz. Bu İslam düşmanlarını örnek göstermesek derdimizi anlatamayacak mıyız?
            İnanın bu Din düşmanlarının eline fırsat geçse, Müslümanları bir kaşık suda boğarlar.

            2. Halife Ömer bin Hattab döneminde Kufe'de zina işleyen hem de Muhsine zinası Muğire bin Şube denilen Sahabeyi ve Onu hep yanında tutan, ölene dek görev başında bırakan Halifesini yerden yere vuruyoruz. Ki onların durumu artık ahirete kalmış, orada elbet hesaplarını verecekler.

            Ancak biz İslamın en hassas, nazik bir konusunda delil getirirken günümüzde hala yaşayan ve tıpkı Muğire bin Şu'be gibi Muhsine Zinası yapmış bir Zinakarın sözünü savunuyoruz. Üstelik de tesettüre tamamen düşman olan olduğu halde.

            Yazık çok yazık...
            http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

            Yorum


              #7
              Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

              Aşk kervanı dost,
              Sen benim Deniz Baykal'a değer verdiğimi mi anladın?
              Eğer böyleyse açıklayayım ki, ben bu sözü çok beğendiğim için naklettim. Ama bu sözü Deniz Baykal söylediği için onun sözünü kendime mal edemezdim, sözün kaynağı olsun diye bunu belirttim. Baykal'a zerre değer vermem. sadece söz onun olduğu için belirttim.


              Ancak sözün çok büyük gerçekliği var. Başörtüsünün tüm kurumlarda Allah'ın istediğine uygun olarak örtülmesine şu an hangi engel var? Bir zamanlar ordu istemiyor diye siyasiler çözemediklerini bahane gösteriyorlardı. Ya şimdi? Genel Kurmay başkanlarını bile içeri atan bir iktidar başörtüsü sorununu mu çözemiyor! Anayasayı değiştirecek ve bu ülke adını bile tartışmaya açacak kadar ABD sayesinde güç toplamış iktidar mı başörtüsünü yasağını çözemeyecek!


              E peki neden çözülmüyor, neden yasak hemen hemen her kurumda bütün zulmüyle sürüyor? Başörtüsü en geniş rant bohçası olmuş da ondan.


              Eşi başörtüsüz biri yoksuzluk yapsa vay hain rüçvetçi şarapçı kafir deriz başımızdan atarız
              Eşi başörtüsüz bir iş adamı rüşvet alsa ne olacak zaten bu heriflerin başka yapacağı mı var deriz onu ilgi alanımızın dışına iteriz adam yerine koymayız
              Eşi başörtüsüz bir akademisyen belediye başkanı her işi sahtekarlıkmış gibi bizden asla destek alamaz!
              Eşi başörtüsüz birisi hep içer sarhoştur çalışmaz iş yapmaz!
              Ama
              Eşi başörtülü biri oldu mu o çalışmasa da çok çalıştığına dair binbir örnek gösteririz
              Eşi başörtülü bir başbakan oldu mu ABD ile kadeh tokuştursa bile bir bildiği vardır deriz
              Eşi başörtülü bir başkan ihalelerde tüm ülkeni varlığını cebine indirip isviçre bankalarını doldursa vardır bir bildiği, bak adam müslüman deriz
              Eşi başörtülü birisi hele bir iki de namaz ve din pozisyonunda ekranlara çıkmışsa mitinglerde arkasında başörtülü eşi kızı varsa artık gemiler iş merkezleri hastaneler okullar onların adına geçirilse bile biz hep hayır görürüz.
              Açıklar ölsün işlerden atılmış kimin umuruna, çoluk çocukları perişanmış ne önemi var. İşçi asgari ücreti Tayyib'in bir çift değil tek ayakkabısının bile onda biriymiş kim görür!
              Bir başörtüsü Armine (ermeni) Piyergardin ya da vakko imiş hiç ne önemi var. başörtüsü ya tüm sömürü çarklarını örter


              Başörtüsü her seçimde yüzde 10 oy getirir onca siyasi yolsuzluğu üçkağıtçılığı örtmekle birlikte bu oy oranı yüzde 20 ye çıkar.


              Ama başörtüsü sadece mahramiyeti örtmez... Bir gösterişi örtmez, bir dini doğru dürüst uygulamayı sağlamaz...


              Bence başörtüsü tüm iş yeri ve kurumlarda yasaklanmalı. Müslüman kadınlar mala eşyaya dünyaya düşkünlüğü terk etmeli. Kadınlar iş alanından çekilmeli. böylece doğan istihdam boşluğunu işsizlikten evlenemeyen erkekler doldurmalı. Böylece işçi bulamayan işletmeler kadını da erkeği de asgari ücret gibi saçma sapan bir rakamla sömürebilmekten vazgeçirilmeli. Müslüman kadın evinde otursa Erkeğinin getirdiği para her iksinin çalıştığında alacakları para kadar olacaktır bu durumda. O da evinin çozuklarına gerektiği gibi eğitimin verilmesini sağlayabilecektir.


              başörtüsünün tüm birimlerde yasaklanmasının çok büyük hikmetleri vardı ama Müslümanlar olaya hiç bu açıdan bakmadılar.

              Yorum


                #8
                Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi


                [quote author=selmancan link=topic=25029.msg169149#msg169149 date=1374097129]


                Bence başörtüsü tüm iş yeri ve kurumlarda yasaklanmalı. Müslüman kadınlar mala eşyaya dünyaya düşkünlüğü terk etmeli. Kadınlar iş alanından çekilmeli. böylece doğan istihdam boşluğunu işsizlikten evlenemeyen erkekler doldurmalı. Böylece işçi bulamayan işletmeler kadını da erkeği de asgari ücret gibi saçma sapan bir rakamla sömürebilmekten vazgeçirilmeli. Müslüman kadın evinde otursa Erkeğinin getirdiği para her iksinin çalıştığında alacakları para kadar olacaktır bu durumda. O da evinin çozuklarına gerektiği gibi eğitimin verilmesini sağlayabilecektir.




                başörtüsünün tüm birimlerde yasaklanmasının çok büyük hikmetleri vardı ama Müslümanlar olaya hiç bu açıdan bakmadılar.




                [/quote]


                başörtüsü tüm birimler de yasak olursa sizin dediğiniz gibi olmaz erkeklerin istihdamı artmaz çünkü halihazırda başörtüsüz kadınlar çalışmaya devam edecekler. başörtülülerden 'gülenci' ler veya bazı bayanlar başını açıp çalışmaya devam edecekler (günaha da girmiş olacaklar) diyelim ki bütün kadınların çalışması yasaklandı bu bazı işletmelerin sömürüsünün önüne geçmez istihdam boşluğunu da doldurmaz. bunlar ancak bazı politikaların üretilmesi ve uygulanmasıyla mümkün olur. hem İran'a bakın kadınlar başörtüsüyle çalışabiliyor şeran da çalışabilirler yani...

                Yorum


                  #9
                  Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                  Açıklar halihazırda zaten çalışıyor. açık olup da çalışmayan insanlar, başörtülülerden doğacak büyük istihdam açığını kapatamazlar. Bu sebeple şu an zaten işçi bulmada zorlanan kuruluşlar fiyatları hissedilir derecede artırmak zorunda kalacaklardır. bu ise tek maaşla eve yetecek kadar para getirme anlamına gelecektir. Ayrıca çalışan kadının dışarıda yaptığı masraflar, çocuklarının bakımı için yapılan masrafları da eklediniz mi başörtülü kadınların iş alanından çekilmesi ailelere kar bile getirecektir.


                  İran'daki şartlar farklı. Taciz fuhuş ahlak yozlaşması dünya malına düşkünlük gibi ülkemiz de İran gibi dürüst olsa biz de başörtülü kadınların çalışmasına taraftar oluruz. Ancak şu an bu sayılan nedenlerle çalışmayan çok sayıda başörtülü bayan dururken neden diğerlerinin de iş alanından çekilmesini savunmayalım ki!


                  Müslümanları anlamada zorlanıyorum. Adamlar anıtkabire başörtülüleri almıyorlar diye neredeyse isyan çıkaracaklar. E ne güzel işte iyi ki almıyorlar. Yoksa başörtülü kadın gidip de orada ne yapacak! Allah'ın başörüsüne lebbeyk diyen kadını korumasından başka nedir ki bunlar?


                  Şimdi banka faizsel bir müessese olarak başörtülü kadını alsa mı iyi almasa mı? işte tüm kurumlar bu şekilde...

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                    Başörtülülerin iş piyasasından çekilmesiyle muaviye iktidarına telafi edemeyeceği bir darbe indirilmiş olacak. Böylece dini paraya çevirip ceplerine tıkıştıramayacaklar. sırf bunun için bile başörtülülerin çalışmaması başörtüsünün tüm iş piyasasında yasaklanması savunulmaya değer!

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                      Peki soruyorum ''başörtüsü özgür olsun '' diyen topluluğa....Bende başörtülü bir bayanım.Fakat bu sistemin nasıl işlediğini ve kimlerin yönetiminde olduğunu amaçlarınında İslamın hükümlerini yeryüzünden kaldırıp Allaha kafa tutmak olduğunuda biliyorum.Şimdi biz meydanlara çıkıp kimden ne özgürlüğü isteyeceğiz.Keferelerden adalet mi dileneceğiz.

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                        iŞTE demek istediğim bir bakımdan da bu. Tağuti rejimi benimsemeyeceksiniz hem de ondan adalet dileneceksiniz. Adalet dilendiğiniz zaman o sistemi benimsemiş ve siz adaleti uygulayabilirsiniz demiş olmuyor musunuz? Tağuti sistem adaleti uygulayabilir mi? Adaleti uygulayamazsa adalet dilenmek de neyin nesi? Hadi diyelim kısmi olarak adaleti kurdular, görünüşte eşitliği sağladılar (bu hiç bir zaman olmaz da) bu durumda sistemden memnun olanların sayısı artarsa, tağuti sistem beğenilir benimsenirse sonuç daha büyük felaket olmaz mı? Rabbimiz bu tağuti rejime küfretmemizi (iyi görünen yönleri örterek bunun hakimiyetini reddetmemizi) emretmemiş midir? Şüphesiz ki bunu emretmiştir. Ama biz ne yapıyoruz?...

                        "Sana indirilene ve senden önce inidirilenlere; inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Küfretmeleri emrolunmuş iken Tağut'un önünde muhakeme edilmelerini isterler. Halbuki şeytan, onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor." Nisa 60.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                          MEB başörtüsü için yasak istedi !...

                          23-07-2013
                          Danıştay, 28 Şubat’ta ihraç edilen başörtülü öğretmen için göreve iade kararı verdi ama buna itiraz eden Milli Eğitim Bakanlığı yasağın sürmesini talep etti. Taraf'tan Hüseyin Özkaya'nın haberine göre, 28 Şubat sürecinde başörtülü öğretmene yapılan ihraç, 12 yıl sonra Danıştay’dan döndü. Danıştay, öğretmenin meslekten ihracını oybirliğiyle hukuksuz buldu. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Hukuk Müşavirliği, binlerce başörtülü öğretmen için emsal nitelikteki kararın, “Anayasa’nın Başlangıç bölümündeki Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlılığa ve laiklik ilkesine” atıfta bulunarak “karar düzeltme” yoluyla bozulmasını talep etti. Böylece yıllardır başörtüsünden dolayı mağdur olduğunu iddia eden AKP’nin bir bakanlığı, başörtülü öğretmene verilen cezayı savunarak mesleğine dönmesine karşı çıktı.

                          SORUŞTURMA RAPORU İLE BAŞLADI

                          Samsun’un Vezirköprü İlçesi’ndeki Gazi Pansiyonlu İlköğretim Okulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan G.D. hakkında Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ne aykırı davrandığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, G.D.’nin derslere başörtülü girmek suretiyle Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ne uymadığı, ideolojik amaçlarla kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini bozduğundan bahisle 657 sayılı Kanun’un 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarılması teklif edildi. MEB Yüksek Disiplin Kurulu, 1 Ağustos 2001 tarihinde teklifi kabul ederek, öğretmenin memurluktan ihracına karar verdi. Bunun üzerine G.D., Samsun İdare Mahkemesi’ne işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Mahkeme işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
                          DANIŞTAY G.D.’Yİ HAKLI BULDU
                          G.D. ardından Danıştay’da temyize gitti. Temyiz talebi, Danıştay 12. Dairesi’nce 21 Kasım 2012 tarihinde kabul edilerek yerel mahkemenin kararı bozuldu. Oybirliği ile alınan kararda şu ifadeler yer aldı: “Davacının derslere başörtülü olarak girmek şeklindeki fiili, çalıştığı kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini bozucu nitelikte bulunmadığı gibi, ideolojik ve siyasi amaçlarla yapıldığı da ortaya konulamamıştır. Bu hâliyle davacının eyleminin, anılan kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı, diğer bir ifadeyle, 657 sayılı Kanun’un 125/E-a maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan tipiklik şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davacıya isnad edilen fiilin sübuta erdiği gerekçesiyle davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen kararda ise hukuki isabet görülmemiştir.”
                          MEB, KARARA İTİRAZ ETTİ
                          Ancak MEB, nisan ayında “karar düzeltme” yoluyla kararın incelenerek bozulmasını talep etti. Danıştay 12. Dairesi’ne sunulmak üzere yazılan ve MEB Hukuk Müşaviri Harun Kaman imzasını taşıyan itirazda, “1982 Anayasası’nın Başlangıç Bölümünde Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlılık ve laiklik ilke olarak benimsenmiş, 2. maddesinde de Türkiye Cumhuriyeti’nin, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir” ifadelerine yer verildi. MEB talebinde, kılık kıyafetle ilgili bazı kanun ve genelgelere de atıf yapılarak özetle şöyle dendi: “Soruşturma raporunda; davacı öğretmenin Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ni ihlal ettiği ve bu tutumunu sürdürdüğü belirtilerek, disiplin yönünden; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-a maddesi uyarınca ‘Devlet Memurluğundan Çıkarma’ cezası ile cezalandırılması önerisi getirilmiştir... Görevi esnasında yönetmeliğe uymadığı soruşturma sonucunda sabit olan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-a maddesi uyarınca memurluktan çıkarma ile cezalandırılması işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerden dolayı karar düzeltme talebimizin kabulü ile bozma kararının kaldırılarak ilk derece mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini arz ederim.”
                          İŞTE O HÜKÜM
                          657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin“e” bendinde “Devlet memurluğundan çıkarma’’ cezasını gerektiren fiil ve haller düzenleniyor. Bendin “a” fıkrasında şöyle deniliyor: “İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak.”

                          [img height=200 width=300]http://www.odatv.com/images/resimler/hukumet-basortusu-icin-yasak-istedi_4621_b.jpg[/img]

                          Odatv.com
                          http://rasthaber.com/87158_meb-basor...stedi----.html

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                            [quote author=nnuray link=topic=25029.msg169287#msg169287 date=1374267412]
                            Şimdi biz meydanlara çıkıp kimden ne özgürlüğü isteyeceğiz.Keferelerden adalet mi dileneceğiz.
                            [/quote]

                            [quote author=selmancan link=topic=25029.msg169295#msg169295 date=1374272763]
                            iŞTE demek istediğim bir bakımdan da bu. Tağuti rejimi benimsemeyeceksiniz hem de ondan adalet dileneceksiniz. Adalet dilendiğiniz zaman o sistemi benimsemiş ve siz adaleti uygulayabilirsiniz demiş olmuyor musunuz? Tağuti sistem adaleti uygulayabilir mi? Adaleti uygulayamazsa adalet dilenmek de neyin nesi? [/quote]

                            başörtüsü özgürlüğünü istemek adaleti istemek ise
                            başörtüsü yasağını istemek zulmü istemek olur
                            başörtüsü yasağı başörtülü bacılarımızın eğitim ve çalışma hakkının gaspedilmesidir ve bu zulumdür
                            rejim tağuti olunca hakkın talebi o rejimin benimsenmesi anlamına mı gelir sanki ??
                            ayrıca tağuti olmayan bir hükümet zaten adaletsizlik yapmaz değil mi?



                            hımm son olarak tağuti sistemler de adaleti uygulayabilir sadece bunu her alanda yapmadıkları için tağutilerdir zaten
                            yoksa o rejimin ayakta kalması mümkün olmaz

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: ‘Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi

                              [quote author=vahidetun link=topic=25029.msg169820#msg169820 date=1375160628]
                              başörtüsü özgürlüğünü istemek adaleti istemek ise
                              başörtüsü yasağını istemek zulmü istemek olur
                              başörtüsü yasağı başörtülü bacılarımızın eğitim ve çalışma hakkının gaspedilmesidir ve bu zulumdür
                              "
                              ayrıca tağuti olmayan bir hükümet zaten adaletsizlik yapmaz değil mi?



                              hımm son olarak tağuti sistemler de adaleti uygulayabilir sadece bunu her alanda yapmadıkları için tağutilerdir zaten
                              yoksa o rejimin ayakta kalması mümkün olmaz
                              [/quote]

                              bu yargılara katılmıyorum. başörtüsünü istemek adaleti istemek değildir tam olarak. başörtüsü adaletin tamamı mıdır? başörtülü olabilirsin ama tamam adalet tamam mı? Erdoğan'ın başı örtülü ve hiç bir özgürlük sorunu da çekmiyor. Şİmdi Erdoğan'ın eşi ya da kendisi adildir mi diyeceğiz? hadi o başörtüsüne tam özgürlük verdiler adalet tamam mı olacak. (ki verecekler göreceksiniz)

                              Elbette başörtülülerin çalışmalarının kısıtılanması zulümdür. ama bu beraberinde daha çok hayır getiren bir zulümdür. (yine diyoruz başörtüsü yasağı taraftarı değilim, doğal olarak olamam aksi halde tağuta destek olmuş olurum)

                              "rejim tağuti olunca hakkın talebi o rejimin benimsenmesi anlamına mı gelir sanki ??"

                              evet aynen öyle:

                              "Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor." Nisa 60. ayet ne kadar açık değil mi? bu ayeti göstererek bir Ehlibeyt alimimiz, türkiyede sayısız bollukta hak ihlalini biz sırf bu ayet sebebiyle mahkmeye taşımıyoruz. çünkü her ne kadar mahkeme adaletle hüküm verecek ve hakkımızın ihlaline engel olacaksa da, bu hakkımızı elde etmekle Tağutu tanımak gibi bir durum karşı karşıya gelmiş olacak. kaybımız kıyaslanamayacak kadar çok olacak dedi..

                              aynı düşüncedeyim..

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X