Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şii kaynaklarına erişim

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Şii kaynaklarına erişim

    [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170607#msg170607 date=1377553824]
    benim iddiam sizin gibilerin iddialarının üzerine kurulmuş bir iddiadır. yani sizin gibiler şia hadislerinde uydurmalar var iddiasıdır. ben de bunların İmam Zaman a.f tarafından giderilerek asıllarının onaylandığı şeklindedir.[/quote]

    Allah aşkına kendin ne dediğinin farkında mısın? senin iddan nasıl benim iddamın üzerine kurulu ola bilir oysa ki, bunlar ikisi tamamen bir birine zıttır. ha eğer benim sözüme inat, benim iddama ters olsun diye böyle bir iddada bulunuyorsan şu halde bu senin "sen böyle söylersin ha, al bende böyle diyorum" mantığından hareket ettiğini gösterir ki, bu hatta benim sözlerim yanlış bile olsa senin sözünün dinde yasaklan rekabet olduğu demektir. yani mesela hristiyanlar diyorlar ki, "İsa Allah'ın oğlu", bir başkası da inatlaşarak "madem öyle he, al sana Ali de Allah'ın oğludur" diyor.

    İmam Zaman a.f el kafiye Kafi adını vermemiş midir? Onu onaylamamış mıdır?
    hayır, imam Zaman a.s'ın bu kitabı onayladığı, ona "el-Kafi" adı verdiği gibi sözlerin aslı astarı yoktur. burada idda sahibi sensin, madem idda ediyorsun buyur bu kitabı yazan Kuleyni r.a'ın bu yönde bir sözünü veya imam a.s'ın onu onaylayıp ona "el-Kafi" adıı verdiğini gösteren 1 hadis getir.

    İmam Zaman a.f dine sokulan bidatları ve uydurmaları gidermekle görevli değil midir, onun canlı İmam oluşunun bir sebebi de bu değil midir? Bu en temel şii akide için delil mi istiyorsunuz?
    sadece imam Zaman a.s'ın değil tüm nebi, rasul ve vasiler a.s'ın görevidir bu fakat bunun anlamı tüm kitapların onlar a.s tarafından onaylanmış olduğu demek değildir. nitekim imamlar a.s zamanında yaşayan şahıslar (sahabeler) tarafından yazılmış "Nevadir", "Mehasin", "Besair", "Ğgaybe li Fazl b. Şazan" ve benzeri kitaplarda bile zayıf, senedsiz ve benzeri hadisler mevcuttur. elbette bir kitap imama suulduğunda veya bir başka bir yol ile imam onun durumu hakkında bilgi verdiğinde kimse bunun aksini söylemez. mesela imam Hasan el-Askeri a.s Yunus b. Abdurrahman'ın oruç hakkındaki kitabını onaylamıştır artık kim kalkıp "ha bu kitapta şu hadis geçersiz" diye bilir? fakat mesele şu, imamlar a.s tüm bu kitaplar hakkında bu işi yapa bildiler mi? zalim ve kafirler olara eziyet ettiler, Şiilerin kendilerine ulaşmalarını engellediler ve s.

    sen ise burada usta bir demogoji yaparak "imamın görevinin bidatlerden temizleme, doğruyu gösterme" şeklindeki temel şii akidesini imamın kitapları onaylamış olmasına delil getirip birde utanmadan "aa bunun için delil mi istiyorsun" diyorsun. bunu sahabe kousunda sık sık nasibiler yapar. sahabelerin övlüdüğü ayetleri alır ve "Ebu Bekir'e, Muaviye'ye laf söylersin ha? oysa Allah sahabeyi övüyor." derler.


    Bu sitede Usulü kafi'de çelişkili hadislerin yer almadığı, çelişki olduğuna dair gösterilen örnekler çürütülerek ispatlandı. Eğer çelişki var uydurma var diyorsanız bu bir iddiadır ve sizin çelişkilere örnek göstermeniz gerekir. Ancak temel şia hadis kitaplarından söz ediyorum. Usulü Erbaada yani.
    öncelikle, temel hadis kitaplarının adı "Usulü Erbaa" değil "Kutubu Erbaa"dır ve "Usulü Erbaa" diye de bir şey yoktur. "Usulü Erbaa mie" vardır ki, bunun da "el-Kafi", "Fakih", "Tehzib" ve "İstisbar" gibi hadis kitapları ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. ikinci olarak, eğer imam a.s'ın kitapları tashih etme imkanı varsa ne oluyorda sadece "Kutubu Erbaa"yı tashih ediyor? niye diğer kitapları da tashih etmiyor? oysa diğer kitaplarda öyle hadisler var ki, bular "Kutubu Erbaa"da mevcut değildir. imam a.s'ın görevi insanları hidayet etmektir kitap kayırmak değildir ki, "şunları düzenleyeyim, şunları da kendi haline bırakayım" mantığı ile hareket etmiş olsun.

    irelide çelişkilere örnek vereceğim inşaAllah.


    Bu ulaştıklarımı demogoji diye nitelemeniz ayrıca bir hakarettir. Yönetimde olmanıza rağmen siteden atılacak derecede sınırları ihlal etmeniz buna rağmen hala sitede hem de yönetimde olmanız sizi baya ileri gitmeye sevketmiş.
    eskiden bunu kavgasını verdiği günleri hatırladım birden.

    bu konuda kibrinizi azaltın.
    benim arkadaşlarım burada kedilerie karşı kibirli olup olmadığı söylesiler, facebbok'daki arkadaşlarda gelsin uzun zamandır tanıyorlar beni, dün görüştüm olarla. bakalım bende kibir varmıy mış? ama sizi bende kibir görmeniz doğaldır çünkü İslam düşmana karşı kibire izin vermektedir. Rasulullah s.a.a'in sahabesi Ebu Ducane r.a'ın Uhud savaşındaki kibirli yürüyüşü ve Rasulullah s.a.a'in onun hakkındaki sözü sana ulaşmadı mı?

    şu cümledeki hadsizliğe bakın:

    ahmakça kitap kutsamak!

    ben sizin tüm çabalarınızı burada bir cümleyle çöpe atarım. yazdıklarım miras değil alınteridir. dedikodu değil aklın uzun tecrübe düşünce ve sorgulamasının neticesidir. ve hepsinin testi yapılmıştır. bu konuda size buyrun hodri meydan diyorum. ben şianın temel hadis kaynaklarını kutsamayacaksam bu mektepte işim ne? hak dediğim bir mektebin insanları hidayet için oluşturulmuş en temel kitaplarını kutsamayacağım da, büyüklüğü hiç de bu kitapların müellifleri kadar olmayan alimlerin "falanca çürük, falanca meçhul, falanca zayıf, bu yüzden dediklerine itibar edilmez diye SÖYLENTİLERİni mi kutsayacağım! Siz kendinizi ya da rivayette bulunduğunuz alimleri, bu kitapların müelliflerinden üstün mü göstermeye kalkıyorsunuz! unutmayın onlara laf atanlar hep toprak oldu ama o kitaplar hala bir hidayet kaynağı olarak şiada bakidirler!
    Şia'yı tanımadığınız gibi şia'nın hadis ve rical alimlerini de tanımamışsınız, aksi halde böylesi gülünç sözler söylemezdiniz. yoksa siz 4 hadis kitabını yazan alimlerin aynı zamanda rical alimleri olduklarını da bilmiyor musunuz? belki de söylemem faydalı olur, Şia'nın 4 ana hadis kitabı (el-Kafi, Fakih, Tehzib, İstisbar) olduğu gibi, 4 de ana rical kaynağı (Rical Necaşi, Rical Tusi, Fihrist Tusi, İhtiyaru Marifetur Rical) vardır. ve bu 4 rical kitabından 3 (Rical Tusi, Fihrist Tusi, İhtiyaru Marifetur Rical)'in yazarı olan şahıs 4 ana hadis kitabından 2 (Tehzib ve İstisbar)'ın yazarı olan Şeyhut Taife Tusi r.a'dır. "Kutubu Erbaa"ya dahil olan 2-ci kitap Şeyh Saduk'un "Fakih" kitabıdır aynı zamanda Saduk r.a'ın "Nevadirul Hikme" adlı rical kitabı vardır. şia rical kaynakları imamlar a.s'ın hayatta olduğu dönemden itibaren yazılmaya başlanmıştır, imamlar a.s'ın ashabının önde gelenlerinden Berki, Ali b. Hakem, Fazl b. Şazan, Ubeydullah b. Ebi Rafi, Muhammed b. İsa el-Yaktini, Ahmed b. Muhammed el-Eşari, Sad b. Abdullah ve daha pek çoğu rical alimleridir, her birisi ricale dair belli başlı kitaplar yazmıştırlar. bu kouda bilgi almak için Şeyh Hüseyin er-Razi h.a'ın "Tarihu İlmur-Rical" kitabını okuyun: http://alhassanain.org/arabic/?com=book&id=346

    dolayısı ile "filan ravi zayıf, falan meçhul" diyeler bizzat 4 kitabı yazanlardır benim gibi sıradan kişiler değil. kaldı ki, 4 kitabın müellifleri (Kuleyni, Saduk ve Tusi) de bir birinin kitabındaki hadislerden bazılarını zayıf saymış, şazzlığına hükmetmiştir ve s. örnek olarak Şeyh Tusi r.a'ın sözünü verelim. Tusi r.a "İstisbar" kitabında Kuleyni r.a'ın "el-Kafi" kitabından bir hadis rivayet eder ve daha sonra der ki:

    • [li]فلا ينافي هذان الخبران ما قدمناه في العمل على الرؤية لمثل ما قدمناه في الباب الأول من أنهما خبر واحد لا يوجبان علما ولا عملا، ولان راويهما عمران الزعفراني وهو مجهول
      ...ravilerden İmran ez-Zefarani meçhuldür.

      Şeyh Tusi, "İstisbar", 2/76
      [/li]


    oysa bu rivayet yukarıda da dediğim gibi "el-Kafi"de geçer, bkz: Kuleyni, "el-Kafi", 4/81, hadis 4

    bunun gibi daha bir çok yerde Tusi ve Saduk "el-Kafi"den hadisler getirip zayıflığına hükmetmiştirler, aynı şekilde Tusi Saduk'un "Fakih" kitabındaki zayıflara işaret etmiştir ve s.

    ama çelişik hadislere gelince, sadece Ramazan ayı hakkındaki rivayetleri örnek göstermek yeterlidir. "el-Kafi" ve "Fakih" kitaplarında Ramazının 30 gün olup artıp azalmayacağına dair rivayetler vardır, ve bunun zıddına Ramazan aynın ay ile başlayıp ay ile biteceği rivayetleri vardır. bunları şimdi örnek göstermeyeceğim, direk İslam/Şia akidesine zıt olan 2 hadis göstereceğim. ilk hadis Rasulullah s.a.a'in namazda hata yaptığı ile ilgilidir, "el-Kafi" ve "Fakih" kitaplarında bu konuda hadisler vardır. örnek için birini yazıyorum:

    • [li]محمد بن يحيى، عن أحمد بن محمد بن عيسى، عن عثمان بن عيسى، عن سماعة ابن مهران قال: قال أبوعبدالله (عليه السلام): من حفظ سهوه فأتمه فليس عليه سجدتا السهو فإن رسول الله (صلى الله عليه وآله) صلى بالناس الظهر ركعتين ثم سها فسلم فقال له ذو الشمالين: يارسول الله أنزل في الصلاة شئ؟ فقال: وما ذاك، قال: إنما صليت ركعتين، فقال رسول الله (صلى الله عليه وآله): أتقولون مثل قوله؟ قالوا: نعم، فقام (صلى الله عليه وآله) فأتم بهم الصلاة وسجد بهم سجدتي السهو؟ قال: قلت: أرأيت من صلى ركعتين وظن أنهما أربع فسلم وانصرف ثم ذكر بعد ما ذهب إنما صلى ركعتين؟ قال: يستقبل الصلاة من أولها، قال قلت: فما بال رسول الله (صلى الله عليه وآله) لم يستقبل الصلاة وإنما أتم بهم ما بقي من صلاته؟ فقال إن رسول الله (صلى الله عليه وآله) لم يبرح من مجلسه فان كان لم يبرح من مجلسه فليتم ما نقص من صلاته إذا كان قد حفظ الركعتين الاولتين
      Muhammed b. Yahya bana Ahmed b. Muhammed b. İsa’dan, o Osman b. İsa’dan, o da Semae b. Mihran’dan anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s) dedi ki: «Yanılgıya düşmekten korunduğunun bir delili de şudur ki, Rasulullah s.a.a secde-i sehv yapmakla yükümlü değildi. Zira O s.a.a öğle namazını iki rekat olarak kılınca Züş-Şimaleyn kendisine dedi ki: "ya Rasulullah s.a.a! Namaz hakkında yeni bir hüküm mü nazil oldu?" Rasulullah s.a.a dedi ki: "Bir şey mi oldu?" Züş-Şimaleyn dedi ki: "Namazı iki rekat olarak kıldın." Rasulullah s.a.a (ashabına) dedi ki: "Sizler de Onun gibi mi düşünüyorsunuz?" dediler ki: "Evet." Bunun üzerine Rasulullah s.a.a namazını tamamlayarak onlara secde-i sehv yaptırdı.» imam a.s’a dedim ki: "Kim dört rekat kıldığını zann ettiği halde iki rekat kılar, selam verir ve ayrılırsa, ayrıldıktan sonra da iki rekat kıldığını hatırlarsa geriye kalan iki rekat kılarak tamamlaması hakkında ne buyuruyorsun?" imam a.s dedi ki: "Namaza baştan başlasın." Dedim ki: "Peki Rasulullah s.a.a niçin namaza yeni baştan başlamadı da namazının geriye kalan bölümlerini sahabeyle tamamlayarak kıldı?” imam a.s dedi ki: "Zira Rasulullah s.a.a meclisinden ayrılmamıştı. Meclisten ayrılmadıkça ilk iki rekati koruduğun sürece namazının eksik olan bölümlerini tamamlarsın."

      Kuleyni r.a, "el-Kafi", 3/201, Namaz kitabı, bab 42, hadis 1
      [/li]


    ne diyorsun buna? direk İslam akidesine zıt bir hadis ve "el-Kafi"de yer alıyor bunun zıttına ve İslam akidesine muvafık hadis ise "Tehzibul Ahmak" kitabında, buyrun:
    • [li]عنه عن أحمد بن محمد عن الحسن بن محبوب عن عبدالله ابن بكير عن زرارة قال سألت أبا جعفر عليه السلام: هل سجد رسول الله صلى الله عليه وآله سجدتي السهو قط؟ فقال: لا ولا يسجدهما فقيه
      O [Muhammed b. Ali b. Mahbub] bana Ahmed b. Muhammed’den, o Hasan b. Mahbub’dan, o Abdullah b. Bukeyr’den, o da Zurare’den anlattı, dedi ki: Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s.)'a "acaba Rasulullah s.a.a hiç sehiv secdesi yaptı mı?" diye sordum. imam a.s dedi ki: "Hayır, hiç sehiv secdesi yapmadı."

      Şeyh Tusi r.a, "Tehzibul Ahkam", 2/306, Namaz kitabı, Sehv hükümleri babı, hadis 42 (1454)
      [/li]


    hem "Kutubu Erbaa"da yer alan 2 kitap arasındaki hadis çelişik ve hemde bunlardan birisi İslam akaidine zıt. ister istemez birisinin yanlışlığına hüküm vereceksin ve ne olacağını zaten biliyorsun.

    İslam/Şia akaidine zıt olan 2-ci bir hadis yine "el-Kafi"de. bu hadise göre ise müşrik Azer Hz. İbrahim a.s'ın babasıdır, bkz: Kuleyni r.a, "el-Kafi", 8/366-367, hadis 558

    gerekirse bu örekleri daha da artırırız. ama şunu unutma, "el-Kafi"nin türkçeye çevrilmiş 2 cildini okumak tüm kutubu erbaa'yı ve şia hadis ilmini okumak değildir.


    yazdıklarınızın benim yanımda bir değeri yoktur. onu bu işte akletmeyenlere satın.
    yazdıklarımı senin gibilerin yanında değeri olsun diye yazmıyorum, Şia olup şia'yı şia'nın kaide ve kuralları ile yaşayanlar için yazıyorum. ama "onu bu işte akletmeyenlere sat" sözüne gelince, beim yazdıklarım kedimden uydurduğu, düzüp tasarladığım, ortaya attığım bir şey değildir aksine bu mektebin ta imamlar a.s döeminden bu yana gelen alimlerinin uyguladıkları kurallardır. dolayısı ile bu "sattıklarım" akletmeyenlere değil akıl edip şia olanlara satılacak şeylerdir.

    benim yazdıklarıma da anlamadıkça yorum yazmamanızı öneririm.
    ben ise senin İslamı/Şia'yı bilmeden Şia adına ahkam kesmemen konusunda uyarıyorum.

    Yorum


      #17
      Ynt: Şii kaynaklarına erişim

      "ben ise senin İslamı/Şia'yı bilmeden Şia adına ahkam kesmemen konusunda uyarıyorum."

      bunu uyarı değil haddini bilmez bir hezeyan olarak görüyor ve ciddiye almıyorum hadi bakalım napacaksın!

      Yorum


        #18
        Ynt: Şii kaynaklarına erişim

        asıl sen şiayı/İslamı bilmiyorsun. (bu yazılarıma bakarak benin de saldırdığımı düşünenlere, ben doğal savunma, bana saldırıldığı kadarıyla cevap verme hakkımı kullanıyorum, bilinmiş ola)

        yazdıklarına ayrıntılı cevap fırsatım olduğunda gelecektir. ancak şimdilik şu soruları sormadan edemeyeceğm:

        bir ravinin zayıf/meçhul hatta mürted oluşu, rivayeti geçersiz kılmak için yeterli midir? Niçin? Kütübü Erbaa müelliflerinin, birbirlerinin kitaplarında geçen ravilere zayıf demesiyle, rivayete uydurma demeleri aynı şey midir? onlar rivayete mi uydurma demişlerdir ravilerinden birine mi?
        bir başka soru; raviler zincirinden biri zayıfsa, diğer raviler sağlamsa, sağlamlar neden o zayıftan rivayet alıyorlar? rivayeti almaları o rivayetin sahih olduğuna, aksi halde rivayet ettikleri raviyi tanımadıklarından rivayette ehil olmayarak kendilerinin de zayıf duruma düşmelerine neden olmaz mı? o zaman tüm bu zayıf hale düşen raviler birbirine bağlanarak, birbirini zayıf kılarak tüm kitaplardaki ravilerin zayıflığına, dolayısıyla tüm rivayetlerin uydurma oluşuna kadar gitmez mi?

        bir başka soru: kütübü erbaa'da (yanlışlıkla usulü diye yazmışım üst mesajda yoksa bilmediğimden değil, onu bile cehaletime bağlamışsın, bu senin nasıl bir ön yargı taşıdığını göstermektedir) birbirne zıt ya da uydurma rivayet olup bunların not düşülerek İmam tarafından onayının mümkün olduğunu yazmıştım, okumadın mı? hatta öğrencisini ödevini kontrol eden öğretmen örneğiyle birlikte...

        Canlı İmam, Şia'nın en temel hadis kitaplarına bakacak zamanı bulamadı, zalimler buna fırsat vermedi mi diyorsun! Temel kaynakla onların üzerine fıkıh kelam tefsir vs tüm ilimlerin bina edildiği diğer kaynakları ve şiiler için bu kaynakların önemi hakkında neler biliyorsun? temel kaynak ve Şianın korunması arasında nasıl bir ilişki vardır?


        Yorum


          #19
          Ynt: Şii kaynaklarına erişim

          "فأتم بهم الصلاة وسجد بهم سجدتي السهو؟"

          bu ne demek?

          Yorum


            #20
            Ynt: Şii kaynaklarına erişim

            "وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ لأَبِيهِ آزَرَ" En'am 74.
            bu ne demek?

            Yorum


              #21
              Ynt: Şii kaynaklarına erişim

              Bu arada, şia adına konuştuğumu söylemekten Allah'a sığınırım. ben alim değilim. ama alimlerin dışındakiler şia hakkında bu sitede bir şeyler yazabilecekse o zaman bu konuda elmeddine hiç bir şeyin düşmeyeceği ortadadır. kaldı ki alimlerimiz benim yazmam konusunda beni teşvik ederler, hiç şunu neden böyle yazdın diye bana eleştiri iletmemişlerken, elmeddin için bir alimimizin: biz onu uyardık ama neden hala öyle yazıyor dediğini kendim duydum. (tabi bunu kural dışı saldırılarıyla ilgili bağlamda demişti)

              Yorum


                #22
                Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170838#msg170838 date=1378893246]
                bunu uyarı değil haddini bilmez bir hezeyan olarak görüyor[/quote]

                hezeyan senin sözlerindedir ki, az yukarıda seni gülünç duruma düşürdü.

                ve ciddiye almıyorum hadi bakalım napacaksın!
                ben bir şey yapmayacağım, sen yapacaksın ve bunun sonucunda kendini hem bu dünyada, hem de ahirette rezil edeceksin. işte aynen yukarıda rical alimlerinin kutubu erbaa müellifleri olduğunu bilmediğin, daha kutubu erbaa'nın adıı doğru düzgün bilmediğin gibi.

                asıl sen şiayı/İslamı bilmiyorsun.
                "sen hak değilsin", "sen batılsın" ve s. gibi iddalar delile dayanmadıkca alamsızdır. senin sözlerinin delili nedir? benim yazdığım bir tek yazı, hazırladığım makale, dile getirdiğim sözün İslam/Şia ile zıt olduğunu, Şia kaynaklarında yer almadığını göstere bilir misin? ama bak senin İslam'ı/Şia'yı bilmediğinin belgesi henüz Şia rical kaynaklarının Şia muhaddisleri tarafından yazılmadığını bilmemendir. "el-Kafi" ve kutubu erbaa'nın diğer kitaplarının tamamen sahih olduğu iddası da bunun gibidir. senin sözünü ettiğin bu iddayı senden başka hagi Şia muhaddis dile getirmiştir?

                bir ravinin zayıf/meçhul hatta mürted oluşu, rivayeti geçersiz kılmak için yeterli midir? Niçin?
                bir başka soru; raviler zincirinden biri zayıfsa, diğer raviler sağlamsa, sağlamlar neden o zayıftan rivayet alıyorlar? rivayeti almaları o rivayetin sahih olduğuna, aksi halde rivayet ettikleri raviyi tanımadıklarından rivayette ehil olmayarak kendilerinin de zayıf duruma düşmelerine neden olmaz mı? o zaman tüm bu zayıf hale düşen raviler birbirine bağlanarak, birbirini zayıf kılarak tüm kitaplardaki ravilerin zayıflığına, dolayısıyla tüm rivayetlerin uydurma oluşuna kadar gitmez mi?
                evet yeterlidir. niçin, neden gibi sorularının muhatabı ise ben değil Şia hadis ilmi ve Şia hadisçilerinin usul kitaplarıdır. o yüzden soru soracağına o kitaplara müracaat et, tabi eğer kitapların hangileri olduğunu biliyorsan. yok eğer bilmiyorsan söyle onu da bildirelim.

                ama şuan senin sorman ve öğrenmen gereken bu değil, Şia'yı öğrene bilmen için "şia nezdinde hadis nedir? kaç kısıma bölünür? sahih nedir? zayıf nedir? bunların hücciyet değeri nedir?" ve benzeri sorulardır.


                Kütübü Erbaa müelliflerinin, birbirlerinin kitaplarında geçen ravilere zayıf demesiyle, rivayete uydurma demeleri aynı şey midir? onlar rivayete mi uydurma demişlerdir ravilerinden birine mi?
                uydurma mı? "uydurma" ile "zayıf" arasında "dağ" ile "tepe" arasındaki kadar fark vardır. ben nerede "uydurma" sözüü kullanmışım? kutubu erbaa müellifleri bir birilerini kitaplarında zayıf rivayetler olduğunu söylemiştirler. raviler hakkıda bilgi zaten rical ve fihristlerde veriliyor -istisnalar hariç- hadis kitaplarında değil. her halde yukarıda aktardığım Şeyh Tusi r.a'ın "el-Kafi"de geçen rivayet için "ravisi meçhuldür" sözünü Şeyh r.a'ın hadise değil raviye yönelik bir eleştiri olduğunu sanmışsı oysa Şeyh r.a hadisi reddetmektedir, sebep olarak ta hem bu ravinin meçhul oluşunu ve hemde senedde diğer zayıf ravilerin mevcut olmasını göstermektedir. genel olarak Şeyh r.a'ın uyguladığı yöntem şöyledir ki, "Tehzib" ve "İstisbar" kitaplarında her hangi bir konuda hadisler getirir, daha sonra ona muhalif olanlara yer verip onları cevaplar. mesela diyelim ki, muta nikahının caiz olması hakkında bab açmış ve burada mutanın helal olduğuna dair 20 hadis rivayet etmiş, daha sonra ise muta'yı yasaklayan (muhalif) hadisleri getirir ve bir bir cevap verir. işte yukarıda aktardığım örnek de böyle idi. Şeyh r.a "el-Kafi"den o hadisleri getirip reddetmektedir. bunun gibi örnekler onlarladır, birini daha zikredelim.

                Şeyh Tusi r.a "el-Kafi"den 2 rivayeti zikreder, bu rivayetlerden birinin senedinde Sehl b. Ziyad vardır, diğerinin senedi ise mürseldir. Şeyh bu rivayetler için diyor ki:

                • [li]أول ما في هذه الأخبار أن الخبرين منهما وهم الأخيران مرسلان، والمراسيل لا يعترض بها على الاخبار المسندة لما بيناه في غير موضع. وأما الخبر الأول فراويه أبو سعيد الآدمي - سهل بن زياد - وهو ضعيف جدا عند نقاد الاخبار، وقد استثناه أبو جعفر بن بابويه في رجال نوادر الحكمة
                  bu iki haberden ikicisi mürsel haberdir ve değişik yerlerde beyan ettiğimiz üzere mürsle haberler müsned haberlere karşı bu hadis tearuz olamaz. ama ilk hadise gelince, Ebu Said el-Ademi'den rivayet edilmiştir ve o hadis ehli nezdinde çok zayıftır. ve Ebu Cafer b. Babaveyh "Nevadir el-Hikme" ricalinde onu istisna etmiştir.

                  Şeyh Tusi r.a, "İstisbar", 3/260-261
                  [/li]


                bir başka soru: kütübü erbaa'da (yanlışlıkla usulü diye yazmışım üst mesajda yoksa bilmediğimden değil, onu bile cehaletime bağlamışsın, bu senin nasıl bir ön yargı taşıdığını göstermektedir) birbirne zıt ya da uydurma rivayet olup bunların not düşülerek İmam tarafından onayının mümkün olduğunu yazmıştım, okumadın mı? hatta öğrencisini ödevini kontrol eden öğretmen örneğiyle birlikte...
                yav masal anlatma burda, işte Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı hadislerini örnek verdim. "el-Kafi"de "hata yaptı" rivayeti var, "Tehzib"de ise "asla hata yapmadı" rivayeti. bu kitapların neresindedir senin sözünü ettiğin o not? eğer böyle bir not var ise neden daha bu kitapları yazan muhaddislerin kendileri bu otlara göre değil de hadis usulüne göre bir birilerinin kitaplarındaki rivayetleri ayklıyorlar?

                "فأتم بهم الصلاة وسجد بهم سجدتي السهو؟"

                bu ne demek?
                ne demek olduğunu bilmiyorsan yukarıda çevirisini yazdım ona bak. bu laf oyunlarındasa 2 rivayetten hangisinin sana göre doğru olduğunu söyleseydin kendi iddalarının tamamını çürütmüş olacaktın. birde şunu bilesin, Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığını bildiren hadis sadece bu değil "el-Kafi"de bunun gibi 2 hadis daha vardır.

                "وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ لأَبِيهِ آزَرَ" En'am 74.

                bu ne demek?
                bu ayeti delil getirip "el-Kafi"de geçe rivayeti kurtarmaya çalışman gerçekten gülünç. ayette "ebihi" sözü var ve bu söz lugatte "baba" anlamıa geldiği gibi "amca" anlamına da gelmektedir. biz de hem Kur'an'ın diğer ayetlerinden ve hemde mütevatir hadislerden yardım alarak buradaki "ebihi" sözünün "baba" değil "amca" anlamına geldiğini biliyoruz. şimdi sen kalkıp "o zaman "el-Kafi"deki hadiste de amca anlamındadır" demek istersen bu gösterir ki, daha verdiğim kaynağa doğru düzgün bakmamışsın. hadis sadece 366-cı sayfada değil onun devamı 367-ci sayfada. ve burada Azer'in Nemrudun yardımcısı olduğu, Azer'in karısının hamile olduğu, sora İbrahim a.s'ı dünyaya getirdiği ve s. alatılıyor. Azer'in karısı İbrahim a.s'ı doğruyorsa Azer hakkındaki "ebihi" sözünü "amca" anlamına hamletmenin gerizekalılıkdan başka bir anlamı olmasa gerek.

                Bu arada, şia adına konuştuğumu söylemekten Allah'a sığınırım. ben alim değilim. ama alimlerin dışındakiler şia hakkında bu sitede bir şeyler yazabilecekse o zaman bu konuda elmeddine hiç bir şeyin düşmeyeceği ortadadır.
                alim değilsin ama alimlerin hadisleri redd/kabul usulünü eleştirmeye çalışıyorsun olmayan ilminle. ben ise alimlerin usulü ile ve yazılarımın %90'da alimlerin hadisler hakkıdaki sözlerini aktardığım halde bana tebliğ konusunda hiç bir şey düşmüyormuş

                "tebliğ" yaparken de mi böyle çelişki yumağısın? öyle ise senden Şia'yı öğrenenlerin vay haline.


                kaldı ki alimlerimiz benim yazmam konusunda beni teşvik ederler, hiç şunu neden böyle yazdın diye bana eleştiri iletmemişlerken elmeddin için bir alimimizin: biz onu uyardık ama neden hala öyle yazıyor dediğini kendim duydum. (tabi bunu kural dışı saldırılarıyla ilgili bağlamda demişti)
                ben ikar etmiyorum, gerekse Murtaza abi, gerekse Mikdad abi ve diğer büyüklerim, gerekse bazı alimlerimiz bana muhaliflere karşı tavrım konusunda uyarı yaptılar ve bende her defa tavrımı değiştireceğimi söyledim. ama bunların hepsi senin parantez içinde de itiraf ettiğin gibi benim sert üslubumu tenkit ettiler çalışmalarımı değil. çalışmalarım hakkında ne demişler onu ise benim söylemem kibirlenme olur, eğer uygun görürlerse diğer kardeşler beyan ederler.

                ama gel birde senin yaptıklarının, yötemlerinin Şia'nın gururları olan Himyeri, Berki, Kuleyni, 2 Saduk, 2 Müfid, Tusi, Hilli, 3 Şehid, 2 Meclisi, Seyyid Hoi ve diğer üstatların yöntemlerine ne kadar yakın/uzak olduğunu ölçelim.

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                  öncelikle kişisel konulara yazılara yer verip değerli okurların zamanını çalmayacağım.

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  benim yazdığım bir tek yazı, hazırladığım makale, dile getirdiğim sözün İslam/Şia ile zıt olduğunu, Şia kaynaklarında yer almadığını göstere bilir misin? ama bak senin İslam'ı/Şia'yı bilmediğinin belgesi henüz Şia rical kaynaklarının Şia muhaddisleri tarafından yazılmadığını bilmemendir. "el-Kafi" ve kutubu erbaa'nın diğer kitaplarının tamamen sahih olduğu iddası da bunun gibidir. senin sözünü ettiğin bu iddayı senden başka hagi Şia muhaddis dile getirmiştir?
                  [/quote]

                  şunu her zaman söylemişimdir. şia adına yazmıyorum. şia alimlerinden öğrendiklerimi aklımın erdiklerini yazıyorum. doğruları varsa şiadan yanlışlar varsa nefsimdendir. şia sorumlu değildir. şia adına konuşma yetkisinin şia alimlerinde olduğunu bilmeyen varsa o da öğrensin bu vesileyle. ne sen şia adına konuşma hakkına sahipsin ne de ben. yazdıklarımız çok doğru olsa bile alim olmadığımız yani İmam Zaman a.f'in onayından geçmediğimiz sürece şiayı zerrece ilgilendirmez bunlar.

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  evet yeterlidir. niçin, neden gibi sorularının muhatabı ise ben değil Şia hadis ilmi ve Şia hadisçilerinin usul kitaplarıdır. o yüzden soru soracağına o kitaplara müracaat et, tabi eğer kitapların hangileri olduğunu biliyorsan. yok eğer bilmiyorsan söyle onu da bildirelim.
                  [/quote]

                  sadece senet tenkidinin, hadisin sıhhatini belirlemeden yeterli olacağını iddia etmek ilmi değildir. benim şia alimlerinin yazdıklarıyla ilgili değil senin yazdıklarınla ilgili mantıksız bulduklarım var. şia alimleri nerede ravinin çürük olması durumu hadisin çürük (uydurma) olması için yeterli delildir dedikleri nerede var? yalancı hatta mürted olan bir adam yaşamı boyunca hiç mi doğru söylemez? onun yalancı olduğunu ondan rivayet edenler bilmiyorsa o zaman onlara da güvenmemek gerekmez mi? biliyorlarsa ve buna rağmen ondan rivayette bulunmuşlarsa, bu, o rivayetin doğruluğuna kanıt değil midir?
                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  uydurma mı? "uydurma" ile "zayıf" arasında "dağ" ile "tepe" arasındaki kadar fark vardır. ben nerede "uydurma" sözüü kullanmışım? kutubu erbaa müellifleri bir birilerini kitaplarında zayıf rivayetler olduğunu söylemiştirler. raviler hakkıda bilgi zaten rical ve fihristlerde veriliyor -istisnalar hariç- hadis kitaplarında değil. her halde yukarıda aktardığım Şeyh Tusi r.a'ın "el-Kafi"de geçen rivayet için "ravisi meçhuldür" sözünü Şeyh r.a'ın hadise değil raviye yönelik bir eleştiri olduğunu sanmışsı oysa Şeyh r.a hadisi reddetmektedir, sebep olarak ta hem bu ravinin meçhul oluşunu ve hemde senedde diğer zayıf ravilerin mevcut olmasını göstermektedir. genel olarak Şeyh r.a'ın uyguladığı yöntem şöyledir ki, "Tehzib" ve "İstisbar" kitaplarında her hangi bir konuda hadisler getirir, daha sonra ona muhalif olanlara yer verip onları cevaplar. mesela diyelim ki, muta nikahının caiz olması hakkında bab açmış ve burada mutanın helal olduğuna dair 20 hadis rivayet etmiş, daha sonra ise muta'yı yasaklayan (muhalif) hadisleri getirir ve bir bir cevap verir. işte yukarıda aktardığım örnek de böyle idi. Şeyh r.a "el-Kafi"den o hadisleri getirip reddetmektedir. bunun gibi örnekler onlarladır, birini daha zikredelim.
                  [/quote]
                  uydurma hadis için zayıf kategorisinden başka bir kategori var mı? zayıf dendiğinde uydurma hadisleri de kapsamıyor mu?
                  Ş. Tusi hadisi reddedebilir ve buna delil olarak da ravisinin meçhul oluşunu da ekleyebilir. ancak Ş. Tusi'nin hadisin metnine hiç bakmadan, metninden bir sorun görmeden hemen hadisin ravisine bakarak, ravilerinden birinin meçhul oluşu nedeniyle hadisi reddettiğini söyleyebilir misin? ya da hangi alim böyle yapmış? işte benim dediğim de devamında yazdıkların. hadisin metninde sorun olduğu için ravi araştırması yapılıyor ve metin sorunlu olduğu için hadis sorunlu görülüyor. yoksa ravi araştırması yeterli değildir.

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  işte Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı hadislerini örnek verdim. "el-Kafi"de "hata yaptı" rivayeti var, "Tehzib"de ise "asla hata yapmadı" rivayeti. bu kitapların neresindedir senin sözünü ettiğin o not? eğer böyle bir not var ise neden daha bu kitapları yazan muhaddislerin kendileri bu otlara göre değil de hadis usulüne göre bir birilerinin kitaplarındaki rivayetleri ayklıyorlar?
                  [/quote]
                  Nebi s.a.a.'in hata yaptığına dair verdiğin hadisin metninden ben hiç de öyle anlamadım. çünkü hadis başka şekilde de anlaşılabilir. o yüzden sana kilit cümlenin anlamını sordum. cevaplamadın. ben o cümleden hiç de Nebi s.a.a.'in hata yaptığını anlamıyorum. sen o cümlenin anlamını ver ben de hatayı nasıl çıkardığını anlayayım.

                  ben usulü kafiyi okudum. bazı hadislerin altında hadis zayıf diye not vardı. alimlerin senin de dediğin gibi zayıf diye niteledikleri notları kitaba dipnot olarak eklemişler. notlar kitabın yazarınca yazılmış demedim ki... Senin dediğin bir alim başka bir alimin kitabındaki rivayetleri değerlendirmiş zayıf olanları belirtmiştir cümlesi bile İmam Zaman a.f.'in bu kitaplara müdahalesi ve onların sahihleştirilmesi etkinliği olarak görülemez mi? bu da bir nevi onay değil midir? ödevi kontrol eden hocanın, bunu güvendiği bir öğrencisi vasıtasıyla yapması ve sonunda bunun onayı benim onayımdır ödevlerinizi buna göre değerlendirin bilgileri bu onay çerçevesinde esas alın demesi anlamında...

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  birde şunu bilesin, Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığını bildiren hadis sadece bu değil "el-Kafi"de bunun gibi 2 hadis daha vardır.
                  [/quote]
                  onları da görmek isterim. çünkü bu önceki verdiğinden ben Peygamber s.a.a.'in hata yaptığının çıkartılamayacağını görüyorum.

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  bu ayeti delil getirip "el-Kafi"de geçe rivayeti kurtarmaya çalışman gerçekten gülünç. ayette "ebihi" sözü var ve bu söz lugatte "baba" anlamıa geldiği gibi "amca" anlamına da gelmektedir. biz de hem Kur'an'ın diğer ayetlerinden ve hemde mütevatir hadislerden yardım alarak buradaki "ebihi" sözünün "baba" değil "amca" anlamına geldiğini biliyoruz. şimdi sen kalkıp "o zaman "el-Kafi"deki hadiste de amca anlamındadır" demek istersen bu gösterir ki, daha verdiğim kaynağa doğru düzgün bakmamışsın. hadis sadece 366-cı sayfada değil onun devamı 367-ci sayfada. ve burada Azer'in Nemrudun yardımcısı olduğu, Azer'in karısının hamile olduğu, sora İbrahim a.s'ı dünyaya getirdiği ve s. alatılıyor. Azer'in karısı İbrahim a.s'ı doğruyorsa Azer hakkındaki "ebihi" sözünü "amca" anlamına hamletmenin gerizekalılıkdan başka bir anlamı olmasa gerek.
                  [/quote]

                  bu konuda haklısın. şahsen hadisin tevil (gerçek anlamına ulaştırma) edildiğinde bozuk görünen anlam giderilemeyeceği ana kadar tevilinden (doğru anlaşılmasından) yanayım. bu işte seni özellikle eleştirdiğim rical ilmiyle yetinmede asla mümkün değildir.

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  alimlerin usulü ile ve yazılarımın %90'da alimlerin hadisler hakkıdaki sözlerini aktardığım halde
                  [/quote]
                  o zaman yazılarının %90'ında kaynak belirtirsen ona göre yazarım. bunu belirtmelisin. aksi halde karşı çıktığım alim değil sen olmuş olursun.. alimlere karşı çıkma hiç de cesaret edebileceğim değil..

                  [quote author=Elmeddin link=topic=25161.msg170854#msg170854 date=1378967905]
                  senin yaptıklarının, yötemlerinin Şia'nın gururları olan Himyeri, Berki, Kuleyni, 2 Saduk, 2 Müfid, Tusi, Hilli, 3 Şehid, 2 Meclisi, Seyyid Hoi ve diğer üstatların yöntemlerine ne kadar yakın/uzak olduğunu ölçelim.

                  [/quote]

                  hay hay bundan memnun olurum.

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                    [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170876#msg170876 date=1379058666]
                    şunu her zaman söylemişimdir. şia adına yazmıyorum. şia alimlerinden öğrendiklerimi aklımın erdiklerini yazıyorum.[/quote]

                    senin yazdığının hiç birisi Şia aliminden öğrenilmiş şeyler değildir. hangi şia alim "el-Kafi (veya kutubu erbaa) tamamen sahihtir, imam zaman a.s'ın onayından geçmiştir." demiş? kimden, hangi alimden duydu bunu yaz bizde bilelim.

                    şia adına konuşma yetkisinin şia alimlerinde olduğunu bilmeyen varsa o da öğrensin bu vesileyle.
                    böyle bir yetki Şia alimlerinde bile yoktur yoksa alimlerden sadır olan hatalar Şia'ya ait olurdu. öreğin Şeyh Saduk ve hocası ibni Velid r.a Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığına inanmışlardır ama Şia'nın itikadı bunun aksinedir ve bu Şeyh Saduk ile hocasının hatasıdır.

                    ne sen şia adına konuşma hakkına sahipsin ne de ben.
                    zaten kimse burada bunu idda etmiş değil. ama senin "el-Kayi'yi imam onaylamıştır, güncelliyor" ve s. iddaların Şia adına iddalardır.

                    sadece senet tenkidinin, hadisin sıhhatini belirlemeden yeterli olacağını iddia etmek ilmi değildir. benim şia alimlerinin yazdıklarıyla ilgili değil senin yazdıklarınla ilgili mantıksız bulduklarım var. şia alimleri nerede ravinin çürük olması durumu hadisin çürük (uydurma) olması için yeterli delildir dedikleri nerede var? yalancı hatta mürted olan bir adam yaşamı boyunca hiç mi doğru söylemez? onun yalancı olduğunu ondan rivayet edenler bilmiyorsa o zaman onlara da güvenmemek gerekmez mi? biliyorlarsa ve buna rağmen ondan rivayette bulunmuşlarsa, bu, o rivayetin doğruluğuna kanıt değil midir? uydurma hadis için zayıf kategorisinden başka bir kategori var mı? zayıf dendiğinde uydurma hadisleri de kapsamıyor mu?
                    öncelikle, bizim burada tartıştığımız hadis ilminin ne kadar doğru olup olmadığı, yalacı birisini doğru söyleyip söylemeyeceği ve s. değildir, sorduğun soruların da muhatabı ben değilim. çünkü Şia'nın hadis usulünü, rical ve diraye ilmini berirleyip tespit eden ben değilim. benim ve senin ve diğer şia olduğunu idda edenlerinde bu konuda yapacağı Şia muhaddisler tarafından ortaya konulmuş olan bu usulü eleştirmek değildir bir Şia olarak ona uymaktır. yok eğer soruların öğrenmek amaçlı ise dedim ki, bu konuda muhatabın ben değil şia muhaddisleridir.

                    ikincisi, konumuz kesinlikle hadis ilmi değildir. konumuz senin "imam el-Kafi'yi onaylamıştır" ve "kutubu erbaa tamamen sahihtir" iddaların üzerine. yapacağımız şey ise senin bu iddalarının genel olarak şia nezdinde ve özel olarak ta kutubu erbaa müellifleri nezdinde dayaağı olup olmadığıdır. ben buraya hadis usulü dersi vermeğe değil senin Şia'ya nispet ettiğin iddalara cevap vermeğe geldim.


                    Ş. Tusi hadisi reddedebilir ve buna delil olarak da ravisinin meçhul oluşunu da ekleyebilir.
                    bu da senin iddalarını yalan ve çürük olduğunu göstermek için yeterlidir.

                    ancak Ş. Tusi'nin hadisin metnine hiç bakmadan, metninden bir sorun görmeden hemen hadisin ravisine bakarak, ravilerinden birinin meçhul oluşu nedeniyle hadisi reddettiğini söyleyebilir misin?
                    yav oyun mu oynuyorsun Allah aşkına? mesele burda senin safsata dolu iddaların, sen "tamamen sahih" diyorsun, Tusi, Saduk, Hilli, Meclisi, Müfid, Hoi ve diğerleri... hepsi senin zıttına bu kitapların rivayetlerini ayıklıyorlar. bu da senin iddanın batması için, yerin dibine geçmesi için yeterlidir.

                    hadisin metninde sorun olduğu için ravi araştırması yapılıyor ve metin sorunlu olduğu için hadis sorunlu görülüyor. yoksa ravi araştırması yeterli değildir.
                    konumuz kesinlikle hadis ilmi değildir ama bu idda "el-Kafi"nin tamamen sahih olduğu, imam tarafından onaylandığı iddan gibi gülünç ve çürüktür. örneğin, Şeyh Saduk r.a Gadiri Hum günü namaz kılmanın faziletine dair bir hadis hakkında diyor ki:
                    • [li]وأما خبر صلاة يوم غدير خم والثواب المذكور فيه لمن صامه فإن شيخنا محمد ابن الحسن رضي الله عنه كان لا يصححه ويقول: إنه من طريق محمد بن موسى الهمداني وكان كذابا غير ثقة(2) وكل ما لم يصححه ذلك الشيخ قدس الله روحه ولم يحكم بصحته من الاخبار فهو عندنا متروك غير صحيح
                      Gadiri Hum günü namaz ve onun fazileti hakkındaki mezkur habere gelince, şeyhimiz Muhammed b. Hasan r.a bu hadisi sahih saymadı ve dedi ki: "bu hadis Muhammed b. Musa el-Hemedani tarikindendir ve o yalancıdır, sika (güvenilir) değildir."

                      Şeyh Saduk r.a, "Fakih", 2/60, Oruç kitabı, 5-ci bab, hadis 1817
                      [/li]


                    söyler misin Gadiri Hum günü namaz kılmak ve bu namazın çok faziletli olması hakkındaki bir hadis neye muhalif veya çelişik ki, Saduk ve hocası r.a bunu reddediyorlar? Allame Meclisi r.a "el-Kafi" ve "Tehzib"i, onun babası I Meclisi ise "Fakih" kitabını şerh ederek sahih-zayıf ayrımı yaptıklarında acaba neden metninde problem olmayan, bir başkası ile çelişmeyen rivayetleri sahih kabul etmiyorlardı? yoksa İslam'ın şeyhi olan bu 2 muhaddis senin bildiklerini mi bilmiyordu?

                    Nebi s.a.a.'in hata yaptığına dair verdiğin hadisin metninden ben hiç de öyle anlamadım. çünkü hadis başka şekilde de anlaşılabilir. o yüzden sana kilit cümlenin anlamını sordum. cevaplamadın. ben o cümleden hiç de Nebi s.a.a.'in hata yaptığını anlamıyorum. sen o cümlenin anlamını ver ben de hatayı nasıl çıkardığını anlayayım.
                    onları da görmek isterim. çünkü bu önceki verdiğinden ben Peygamber s.a.a.'in hata yaptığının çıkartılamayacağını görüyorum.
                    yav bu oyunlar sana bir şey kazandırmaz inan bana, hem vakit kaybı olur hemde inat etmek sana zararlı olur. "el-Kafi"deki rivayetten öyle anlamamışsın, peki senin anlamanı kolaylaştıralım biraz:
                    • [li]محمد بن يحيى، عن أحمد بن محمد بن عيسى، عن على بن النعمان، عن سعيد الاعرج قال: سمعت أبا عبدالله (عليه السلام) يقول: صلى رسول الله (صلى الله عليه وآله) ثم سلم في ركعتين فسأله من خلفه يارسول الله أحدث في الصلاة شئ؟ قال: وما ذلك؟ قالوا: إنما صليت ركعتين، فقال: أكذلك ياذا اليدين؟ وكان يدعى ذا الشمالين فقال: نعم، فبنى على صلاته فأتم الصلاة أربعا. وقال: إن الله هو الذي أنساه رحمة للامة الا ترى لو أن رجلا صنع هذا لعير وقيل: ما تقبل صلاتك فمن دخل عليه اليوم ذاك قال: قد سن رسول الله (صلى الله عليه وآله) وصارت اسوة وسجد سجدتين لمكان الكلام
                      Muhammed b. Yahya bana Ahmed b. Muhammed b. İsa’dan, o Ali b. Numan’dan, o da Said el-Arrac’dan anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)'ın şöyle dediğini duydum: «Rasulullah s.a.a namazı iki rekat olarak kıldı. O’nun arkasında bulunan kimse dedi ki: "ya Rasulullah s.a.a! Namazda bir değişiklik mi meydana geldi?" Rasulullah s.a.a dedi ki: "Ne oldu ki?" dediler ki: "Namazı iki rekat olarak kıldın." Rasulullah s.a.a dedi ki: "ya Zülyedeyn -bu şahıs Züş-Şimaleyn olarak da çağrılırdı- denildiği gibi midir?" dedi ki: "Evet." Rasulullah s.a.a namazına kaldığı yerden devam ederek dört rekate tamamladı ve sonra şöyle buyurdu: "Allah-u Teala ümmetime rahmet olsun diye onu (bana) unutturmuştur. Görmez misiniz ki, bir kişi bunu yapsa kuşkusuz ayıplanır ve kendisine "namazın kabul olunmadı." denilir." Kim o gün Onun s.a.a huzuruna girdiyse dedi ki: "Rasulullah s.a.a bir sünnet ortaya koydu, bir örnek oldu. Konuştuğundan dolayı iki rekat sehiv secdesi yerine getirdi."»

                      Kuleyni r.a, "el-Kafi", 3/202, Namaz kitabı, bab 42, hadis 6
                      [/li]

                    bunundan anlayamıyor musun? eğer öyle ise senin gibi anlayış sorunu olan birinin Şia'yı anlatmaya çalışması....

                    ben usulü kafiyi okudum. bazı hadislerin altında hadis zayıf diye not vardı. alimlerin senin de dediğin gibi zayıf diye niteledikleri notları kitaba dipnot olarak eklemişler. notlar kitabın yazarınca yazılmış demedim ki... Senin dediğin bir alim başka bir alimin kitabındaki rivayetleri değerlendirmiş zayıf olanları belirtmiştir cümlesi bile İmam Zaman a.f.'in bu kitaplara müdahalesi ve onların sahihleştirilmesi etkinliği olarak görülemez mi? bu da bir nevi onay değil midir?
                    o zaman senin sözüne göre tüm muhaddislerin hadisler hakkındaki hükmü imam zaman a.s'ın bu kitaplara müdahelesi oluyor. ya kitap kutsayacaksın diye kendini düşürmediğin hal kalmadı ne diyeyim sana. eğer muhaddisin hadis hakkındaki hükmü imam a.s'ın işi oluyorsa şu halde sana göre imam zaman a.s -haşa- kendisi ile çelişkidedir. çünkü bazen muhaddisin hata yaparak bir yerde sahih dediğine başka bir yerde zayıf demesi veya tashih'de gevşek olması mümkündür. buların hepsi de imam a.s'dan kaynaklandığı için sonuç olarak imam a.s haşa kendisi ile çelişik oluyor.

                    ödevi kontrol eden hocanın, bunu güvendiği bir öğrencisi vasıtasıyla yapması ve sonunda bunun onayı benim onayımdır ödevlerinizi buna göre değerlendirin bilgileri bu onay çerçevesinde esas alın demesi anlamında...
                    yav utan biraz ayıptır, günahtır ya. sırf kedi iddanı ıspat için imama isnat etmediğin kalmadı. önce tüm kitap sahih, imam onaylamış dedin, şimdi de muhaddislerin hükmü imamın a.s işi oluyor diyorsun.

                    bu konuda haklısın. şahsen hadisin tevil (gerçek anlamına ulaştırma) edildiğinde bozuk görünen anlam giderilemeyeceği ana kadar tevilinden (doğru anlaşılmasından) yanayım. bu işte seni özellikle eleştirdiğim rical ilmiyle yetinmede asla mümkün değildir.
                    niye? imamın söylemediği, ondan sadır olmayan ve hatta zındık Seyf b. Ömer'den gelen rivayetleri bile niye bir yolunu bulup kurtarmaya çalışmalıyız? mesela bu rivayet gibi: http://velayet.wordpress.com/2012/10...mi-inaniyordu/

                    ve dahası Hz. İbrahim a.s'ın babası hakkında gelen rivayeti tevile girişmen sonuç vermeyince ne oldu? "el-Kafi"de geçen o rivayeti kabul mü yoksa redd mi ediyorsun?


                    o zaman yazılarının %90'ında kaynak belirtirsen ona göre yazarım. bunu belirtmelisin. aksi halde karşı çıktığım alim değil sen olmuş olursun.. alimlere karşı çıkma hiç de cesaret edebileceğim değil..
                    işte benim yazılarım bu forumda ve şu blogda: http://velayet.wordpress.com/

                    Şia'da olmayan, Şia kaynaklarında yer almayan bir şey gördüğünde o zaman itiraz edersin.


                    hay hay bundan memnun olurum.
                    bu konuda yazılanlardan sonra gerek kalmadı.

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                      Yazdıklarınıza tek tek cevap verebilirim gerekirse de vereceğim. ancak ben ne demişim en baştaki eleştiri konusu yapıp şiddetle karşı çıktığınız paragrafı alıp yeniden incleyeceğim. bu arada bazı sorularıma ısrarla cevap vermekten kaçınıyorsunuz.

                      [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170585#msg170585 date=1377507886]
                      sen türkçenle bu sitede İslam'ı araştır. bu sitede istediğin her türden ve en ince ayrıntısına kadar bilgi var. şia inançlarını araştırmaya başla. şia inançları İslam'ın itikadı anlamına gelmektedir. Peygamberimiz s.a.a. Allah'tan aldığı inançların aynısını Ehlibeytine aktardı. Ali a.s Ehlibeytin ilk İmamı olarak bunların aynısını oğulları Hasan ve Hüseyin a.s'a aktardı. 3. İmam Hüseyin a.s aynı inançları oğlu 4. İmam Zeynül Abidin Ali a.s'a, o da oğluna o da oğluna derken 11. İmam Hasan Askeri a.s'a kadar bu inançlar hiç değişmeden ulaştı. Bu arada bu inançların hemen hepsi kitaplara geçti. Hadis kitapları oluştu. 12. İmam Mehdi a.s' bu kitapları tahkik etti ve onayladı. Kitaplar halen İmam Zaman (Zamanın İmamı) Mehdi a.s tarafından korunmakta ve güncel ihtiyaçlara göre güncellenmesi sağlanmaktadır. İmam Mehdi a.s sadece kitapların güncellenmesini denetlemekle kalmaz aynı zamanda bu kitapların şii topluma doğru yansıtılmasını sağlaycak şia Alimlerini de yetiştirmekte, yetişmesini denetlemektedir. Eğer Peygamberin s.a.a ilmini istiyorsan bu gün Şia (Ehlibeyt) alimlerinden ders almak zorundasın. Bu site işte Şia alimlerinin bilgileriyle doludur. bazıları direk olarak burada yazmış bazılarınınsa kitaplardaki bilgileri burada paylaşılmıştır. sorulan tüm sorulara cevap verilmiştir. derinlemesine deliller tartışılmıştır.

                      [/quote]

                      burda yazdıklarımın hepsinin altına yeniden imzamı atıyorum. şiayı (ya da doğru ekolü/mezhebi) araştırmak için bu siteye gelmiş bir insana bundan daha doğru bir yazı yazılamazdı. nitekim o kardeşimiz de mesajı doğru olarak aldı ve şunu yazdı:

                      [quote author=Arayış link=topic=25161.msg170592#msg170592 date=1377513344]
                      Yanıt için teşekkürler...

                      Siteyi didik didik edeceğim.
                      [/quote]

                      sonra siz konuşmaya müdahil oldunuz ve iş uzmanlar derecesinde tartışmaya döndü. ama siteye gelen kardeşimiz daha yeni şiayı görmüş olabilir bu siteyi yeni gören bir sürü sünni kardeşlerimiz var. bakın önceden de yazdım. bunlar buhariyi "sahih" diye duymuş yıllar yılı bu telkinle büyümüş kimseler. size kendim şahit olduğum bir sünni hadis ders halkasından da örnek verdim. orada şiaya iyi gözle bakan ama şii kaynaklarını değil sünni kaynakları ders konusu yapan ve üstelik kendisi biraz da şii olmakla vasıflanan bir hocanın, kaynaklarımız hakkındaki söyledilerinden de öz ettim. bunların sizin için hiç bir önemi yok mu?

                      bundan sonra,

                      İmam canlı İmamsa en temel hadis kitaplarını denetlemiyor onların, insanlara zarar verece saptıracak hadislerini işaretleyi/işaretletip insanları bunların zararlarından korumuyorsa, bu nasıl canlılık? bu uydurma hadislerin fıkıhta alimlerce yanlış fıkhi hükümlere dönüşmesine izin veriyorsa, o zaman bu nasıl canlı bir imamdır? (şu an imameti değil sizin kafanızdaki imamet anlayışını sorguluyoruz yanlış anlaşılmasın)

                      siz İmamın, şia adına yanlış hükümler verilerek şii toplumda bidatların oluşabileceğine kayıtsız kalacağına inanıyor musunuz? dikkat edin sorum, şii toplumda bidatlar diye değil. şii toplumda alimin verdiği yanlış fetva nedeniyle oluşmuş bidat diyorum..

                      eğer İmam Zaman a.f temel şii kitaplarını denetlemiyorsa:

                      1- en temel hadis kitaplarını okuyup sapan şiiler olmaz mıydı? olursa İmam Zaman a.f bunlarla nasıl baş edecek, şiileri koruyacaksa bunun yolu yanlışların milyonlara ulaşmasından sonra mı onları düzeltmekdir yoksa yanlışlara sebep olan temel hadisi mi halletmek?

                      2- en temel hadis kitaplarına İmam a.s kayıtsız mı? İmamın görevi canlı olup kendisine inananları bidatlardan ve sapmalardan korumak değil midir? Eğer böyle bir görevi varsa bu en temel hadis kitabındaki hadislerle ilgilenme şeklinde olmaz mı?

                      3- birisi burdakileri okuyup da: "ben şiayı bilmiyordum Ehlibeyt ve yaşayan imam diyorlardı eğer yaşayan imam varsa, şia haksa, o zaman en temel hadis kitapları da haktır dedim ve merak ettim, ama görüyorum ki onlar da uydurmaymış demek yer yüzünde Allah kendine ulaşmayı sağlayan kitapları koruyamamış, demek doğru bir ekol yok, hepsi birbirinin aynı" derse bu yazdıklarınızdan pişman olur musunuz?

                      4- hikmetli olmadan doğru konuşmak mümkün müdür? hikmet, öğrenciye/araştırıcıya verilecek bilgileri doğru sıralamayla vermek değil midir. bu doğru sıralamada öğrenci kolaydan zora, basitten karmaşığa, genel ve anlaşılır ifadelerden ayrıntı ve derinliğe doğru bir yölendirmeli değil mi? bu durumda sizin, alimlerin kendi aralarında biri çok usül bilgisine de sahip olduktan sonra ele alacakları konuları burada yeni araştırmaya başlamış birine, hem de "iki şii anlaşamıyor" dedirtecek biçimde sunmanız hikmete uygun mudur? bundan fayda alınır mı? Hikmete uygun olmayan doğru (şayet doğruysa) doğru mudur?

                      5- Şia Ebu hureyre ya da başka ravilerden bile hadis almıyor mu almaz mı? alıyorsa bu mercuh ravilerin rivayetleri nasıl sahih oluyor, sahihse o zaman red için sadece ravinin reddedilmesi yeterlidir demeniz nasıl olur?

                      6- Şiayı koruyan İmam a.f, en temel hadis kitaplarını görüyor mu? Görüyorsa uydurma hadisleri de görüyor mu? Görüyorsa ne yapıyor? Müdahale etmeyi düşünüyor mu? Düşünüyorsa bunu yapıyor mu? Yapıyorsa nasıl yapıyor? Muhaliflerin şiayı kötülemek için bu hadis kitaplarındaki uydurmaları kullanarak insanlığı hidayetten uzak tutmalarına kayıtsız mı kalıyor? Uydurma hadisleri düzeltmeyi gereksiz mi görüyor, gerekli görüyorsa gücü mü yetmiyor?

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                        [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170888#msg170888 date=1379149143]
                        Yazdıklarına tek tek cevap verebilirim gerekirse de vereceğim. ancak ben ne demişim en baştaki eleştiri konusu yapıp şiddetle karşı çıktığınız paragrafı alıp yeniden incleyeceğim.[/quote]

                        benim için zerre kadar sorun yoktur, yeter ki, karşımdaki insan her söz için defalarca açıklama isteyecek seviyede seviyesiz olmasın.

                        bu arada bazı sorularıma ısrarla cevap vermekten kaçınıyorsunuz.
                        kaçınıyor muyum? ben kaçınmıyorum açıktan "bunun muhatabı ben değil Şia hadis usulü ve muhaddisleridir. sorunu onlara sora bilirsin." diyorum. ama sen havadan sudan bahanelerinle, kendinin de söylediğin gibi ilimsizliğinle sırf bir söz dedin diye bunu bin teville kurtarmaya çalışıyorsun. ve Şia'nın bu konudaki tutumunu kabullenmekten kaçınıyorsun.

                        sen türkçenle bu sitede İslam'ı araştır. bu sitede istediğin her türden ve en ince ayrıntısına kadar bilgi var. şia inançlarını araştırmaya başla. şia inançları İslam'ın itikadı anlamına gelmektedir. Peygamberimiz s.a.a. Allah'tan aldığı inançların aynısını Ehlibeytine aktardı. Ali a.s Ehlibeytin ilk İmamı olarak bunların aynısını oğulları Hasan ve Hüseyin a.s'a aktardı. 3. İmam Hüseyin a.s aynı inançları oğlu 4. İmam Zeynül Abidin Ali a.s'a, o da oğluna o da oğluna derken 11. İmam Hasan Askeri a.s'a kadar bu inançlar hiç değişmeden ulaştı. Bu arada bu inançların hemen hepsi kitaplara geçti. Hadis kitapları oluştu. 12. İmam Mehdi a.s' bu kitapları tahkik etti ve onayladı. Kitaplar halen İmam Zaman (Zamanın İmamı) Mehdi a.s tarafından korunmakta ve güncel ihtiyaçlara göre güncellenmesi sağlanmaktadır. İmam Mehdi a.s sadece kitapların güncellenmesini denetlemekle kalmaz aynı zamanda bu kitapların şii topluma doğru yansıtılmasını sağlaycak şia Alimlerini de yetiştirmekte, yetişmesini denetlemektedir. Eğer Peygamberin s.a.a ilmini istiyorsan bu gün Şia (Ehlibeyt) alimlerinden ders almak zorundasın. Bu site işte Şia alimlerinin bilgileriyle doludur. bazıları direk olarak burada yazmış bazılarınınsa kitaplardaki bilgileri burada paylaşılmıştır. sorulan tüm sorulara cevap verilmiştir. derinlemesine deliller tartışılmıştır.
                        burda yazdıklarımın hepsinin altına yeniden imzamı atıyorum. şiayı (ya da doğru ekolü/mezhebi) araştırmak için bu siteye gelmiş bir insana bundan daha doğru bir yazı yazılamazdı. nitekim o kardeşimiz de mesajı doğru olarak aldı ve şunu yazdı:

                        Yanıt için teşekkürler...

                        Siteyi didik didik edeceğim.
                        yav kendini bu kadar seviyesizleştirme, kendine yazık etme. adam bir Şia alimi değil ki, onun senin sözlerinden memun olmuş olması senin doğru söylediğinin delili olsun. adam Şia'yı bilmeyen, hatta henüz kaynaklarından bile bihaber olan birisi ve buraya gelmekte amcaı sorup öğrenmek. sende tutup buna "el-Kafi baştan sona sahih, imam oayladı" ve s. diyorsun. bu adam açıp "el-Kafi"de Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığını, Azerin İbrahim a.s'ın babası olduğunu, Kur'an'ın 17 bin ayet olduğu, Ramazan aynının 30 gün olup artıp azalmayacağını ve s. gibi Şia'ya taban taban ters olan şeyleri gördüğünüde ne olacak? doğal olarak "imamın onayladığı kitap böyle diyorsa Şia böyle inanıyordur" soucuna varacaktır. Şia bu mu?

                        sonra siz konuşmaya müdahil oldunuz ve iş uzmanlar derecesinde tartışmaya döndü.

                        ama siteye gelen kardeşimiz daha yeni şiayı görmüş olabilir bu siteyi yeni gören bir sürü sünni kardeşlerimiz var. bakın önceden de yazdım. bunlar buhariyi sahih diye duymuş yıllar yılı bu telkinle büyümüş kimseler. size kendim şahit olduğumu bir sünni hadis ders halkasından da örnek verdim. orada şiaya iyi gözle bakan ama şii kaynaklarını değil sünni kaynakları ders konusu yapan ve kendisi biraz da şii olmakla vasıflanan bir hocanın kaynaklarımız hakkındaki yazdıklarından da söz ettim. bunların sizin için hiç bir önemi yok mu?
                        kardeşim ne fark eder? sırf kendi aklından hareket ediyorsun ve bunun için imam a.s'a yalan nispet etmekte bir sorun görmüyorsun. e peki, adam getirip sana "Azer İbrahim a.s'ın babasıdır" rivayetini sorduğunda ne diyeceksin? yakandan yapışıp "hani sahihti?" demeyecek mi? o zaman yalancı olduğunun belgesi olmayacak mı bu? kimin nasıl anlarsa anlasın hiç değişmez, Şia nezdinde imam a.s'ın onayladığı, başta sona sahih olan bir kitap mevcut değildir. mesela "el-Kafi" içerisinde zayıf hadislerde vardır, sahihlerde.

                        İmam canlı İmamsa en temel hadis kitaplarını denetlemiyor onların, insanlara zarar verece saptıracak hadislerini işaretleyi/işaretletip insanları bunların zararlarından korumuyorsa, bu uydurma hadislerin fıkıhta alimlerce yanlış fıkhi hükümlere dönüşmesine izin veriyorsa, o zaman bu nasıl canlı bir imamdır? (şu an imameti değil sizin kafanızdaki imamet anlayışını sorguluyoruz yanlış anlaşılmasın)
                        yav bu ne mantıktır böyle. o zaman al sana: madem imam öyle hadislerin doğru yanlışını ayırıyor bunu yapacağına neden kendisi bir kitap yazıp "alın bununla amel edin" demiyorda bu kadar müçtehid bir birine muhalif fetvalar veriyor? yani bu imam niye kalkıp kitap yazmıyorda kitapları inceliyor? ve inceleme imkanın sahipse neden sadece kutubu erbaa'yı inceliyor da diğer hadis kitaplarını incelemiyor? oysa akidevi, fıkhi, tarihi, tefsire dair öyle hadisler var ki, diğer kitaplarda mevcut ama "el-Kafi"de mevcut değil.

                        dahası, senin gibi hangi Şia alimi çıkıp "imam kitapları incelemiyorsa demek ki, imam değildir" demiştir? veya bu mantıktan hareket etmiştir? ve dahası, ssenin mantığına göre -haşa- tüm imamları inkar etmemiz gerekir. çünkü onların döneminde yazılmış olan hadis kitaplarının bazıları şuan elimizdedir ve bunları da imamlar a.s incelememiştirler ve bunlarda da akaidimize, fıkhımıza muhalif rivayetler vardır.


                        siz İmamın şia adına yanlış hükümler verilerek şii toplumda bidatların oluşabileceğine inanıyor musunuz? dikkat edin sorum, şii toplumda bidatlar diye değil. şii toplumda alimin verdiği yanlış fetva nedeniyle oluşmuş bidat diyorum..
                        imamın şia adına yanlış hüküm vermesi mi?

                        1- en temel hadis kitaplarını okuyup sapan şiiler olmaz mıydı? olursa bunlarla nasıl baş edecek, şiileri koruyacaksa bunun yolu yanlışların milyonlara ulaşmasından sonra mı onları düzeltmekdir yoksa yanlışlara sebep olan temel hadisi mi halletmek?
                        hayır olmazdı, nasıl ki, Azer'in İbrahim a.s'ın babası olduğu, Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı ve s. gibi Şia'ya taban tabana zıt olan rivayetleri bu kitaplarda okuyorlar ama yine de haktan sapmıyorlar.

                        2- en temel hadis kitaplarına İmam a.s kayıtsız mı? İmamın görevi canlı olup kendisine inananları bidatlardan ve sapmalardan korumak değil midir? Eğer böyle bir görevi varsa bu en temel hadis kitabındaki hadisleri olmaz mı?
                        yav gerçekten sende anlayış sorunu var, işte bundan dolayı da en sade şekilde yazılmış rivayetleri bile anlamamışsın. imam a.s'ın görevi insanları hakka götürmek için ilmi tebliğ etmek, yaymak, insanların siyasi yönetimini elinde bulundurmak, ordu toplamak, cihad etmek ve s.'dir. fakat eğer şartlar buna izin vermiyorsa imam a.s bunu nasıl yapacak? mesela örnek verelim, Ali a.s ilmi tüm dünyaya yaymalıdır ve onları yönetmelidir. acaba imam a.s'ın şartlardan dolayı bunu yapamamış olması onun kendi görevinden ihiraf ettiği demek midir?

                        aslında biliyor musun sen bu kıyaslama ile hükümler elde etmeyi sünilikten getirmişsin. bak mesela, sünni Ebu Bekir es-Siffil şurada sahabenin adaleti hakkında konuşuyor: http://www.ebubekirsifil.com/index.p...ergi&no=80

                        biliyor musun ne diyor? bir takım sebepler zikrediyor ve bu sebepler üzerinden "demek ki, sahabe adil olmalıdır, adil kabul etmeliyiz" diyor. yani onun sözlerine göre ortada bir delil olmasa bile biz bunu bu şekilde kabullenmeliyiz. seni yönteminin bundan farkı nedir? ortada sözüne dair tek delil yok, bir tek alim senin sözünü söylememiş ama sen sırf kendince yeterli gördüğünü bazı sebeplerden dolayı bunu böyle kabul etmeye mecbur olduğumuzda diretiyorsun.


                        3- burdakileri okuyup da "ben şiayı bilmiyordum Ehlibeyt ve yaşayan imam diyorlardı eğer yaşayan imam varsa, şia haksa, o zaman en temel hadis kitapları da haktır dedim ve merak ettim, ama görüyorum ki onlar da uydurmaymış demek yer yüzünde Allah kendine ulaşmayı sağlayan kitapları koruyamamış demek doğru bir ekol yok hepsi birbirinin aynı" derse bu yazdıklarınızdan pişman olur musunuz?
                        olmam, çünkü bu konu senin gibi hadisleri bile okuyup anlamaktan aciz olanların anlayacağı bir şey değildir.

                        5- Şia Ebu hureyre ya da başka ravilerden bile hadis almıyor mu almaz mı? alıyorsa bu mercuh ravilerin rivayetleri nasıl sahih oluyor, sahihse o zaman red için sadece ravinin reddedilmesi yeterlidir demeniz nasıl olur?
                        kim sana Ebu Hureyre'nin rivayetinin sahih olduğunu söyledi ki?

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                          Bu arada konuyla alakalı aydınlatma olacağı için şu hadisleri paylaşmak istedim. bu hadislerin arasında İmamlarımız a.s'ın bile kişileri koruma amacıyla yanlış rivayet bilgi verdikleri yazılıdır. Uydurma hadislerin alınma nedenlerinden biri de bu olabilir. Takiyye. uydurma gibi görünen hadislerde müteşabih anlam olabileceğinden dolayı onların hemen ravilerine bakılarak uydurma denmesi doğru değildir. bir başka gerçek ise hadislerde ifade ediliyor, şii olmasa bile bir kimsenin hadis diye naklettiği bir sözü uydurma demek çok hassas bir konudur. ve bu kati delil olmadıkça yasaklanmıştır. çünkü orada Peygamberin söyleme ihtimali vardır. bu yüzden olsa gerek ki şia alimleri hadis kitaplarındaki, sorunlu görünen hadislere uydurma dememişler bunun yerine zayıf kelimesini seçmişlerdir.

                          biz de muhataba konuşurken bu hassasiyeti gözetmeliyiz. sahih değil demek, uydurma anlamına gelecek, muhatabımız böyle anlayacaksa bu durumda o şekilde konuşmamalıyız.

                          konuyla ilgili hadisler:

                          "3325. İmam Mehdi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ortaya çıkan olaylarda (gaybet döneminde) hadislerimizin ravilerine müracaat edin.
                          Şüphesiz onlar sizlere hüccetimdir ve ben de Allah’ın hüccetiyim!”
                          el-İhticac, 2/543/344

                          3326. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim şek veya zanna kapılır da bu esas üzere hareket ederse Allah amelini batıl
                          eder. Şüphesiz Allah’ın hücceti apaçık hüccettir.”
                          el-Kafi, 2/400/8

                          3344. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hadislerimizi insanlar arasında rivayet eden ve bu vesileyle Şiilerimizin
                          (taraftarlarımızın) kalbini güçlü kılan kimse bin abidden daha üstündür.”
                          el-Bihar, 2/145/8
                          3345. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hadis rivayet den ve dinde derinleşen kimse dinde derinleşmeyen ve rivayet etmeyen
                          bin abidden daha üstündür.”
                          a.g.e. h. 9


                          3369. İmam Bakır (a.s) veya İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mürcie, Kaderiye veya Haricilerden olan birisi bize isnad ettiği
                          bir hadisi size nakl ederse onu yalanlamayın, zira siz bilemezsiniz, belki de onda hak bir söz vardır. Onu yalanlamakla arş
                          üzerindeki aziz ve celil olan Allah’ı yalanlamış olursunuz.”
                          [134]
                          3370. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim bizden kendisine ulaşan bir hadisi reddederse kıyamet günü ben onun hasmı
                          olacağım. Benden size oanlamadığınız bir hadis ulaşırsa, “Allah daha iyi bilir”deyin.”
                          [135]
                          3371. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim benden kendisine bir hadis ulaşır da onu yalanlarsa şüphesiz şu üç şeyi
                          [136]
                          yalanlamış olur: Allah, Resulü ve o hadisi kendisine nakleden kimseyi.”
                          [134]
                          el-Bihar, 2/212/111
                          [135]
                          a.g.e. h. 114
                          [136]
                          a.g.e. h. 116


                          3398. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizim haktan başka bir şey söylemediğimizi bilen kimse hakkımızdaki bu bilgisi
                          kendisine yetmelidir. O halde bizim hakkımızdaki bilgisiyle uyuşmayan bizden bir söz işittiğinde o sözü kendisini savunmak için dediğimizi ve onu tercih ettiğimizi bilmelidir.”
                          [165]




                          Hadislerin İhtilaf Nedenleri
                          3398. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizim haktan başka bir şey söylemediğimizi bilen kimse hakkımızdaki bu bilgisi
                          kendisine yetmelidir. O halde bizim hakkımızdaki bilgisiyle uyuşmayan bizden bir söz işittiğinde o sözü kendisini savunmak
                          için dediğimizi ve onu tercih ettiğimizi bilmelidir.”
                          [165]
                          3399. İmam Sadık (a.s), Ebi Amr el-Kinaniyy’e şöyle buyurmuştur: “Ey Eba Amr! Eğer sana bir hadis söylediysem, bir fetva
                          verdiysem sonra yeniden gelip bana o konuyu sorduysan ve ben de önceki söz ve fetvamın aksine cevap ve fetva verdiysem
                          hangisiyle amel edeceksin?” Ben, “Yenisini alırım ve diğerini bırakırım” dedim. İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Doğru söyledin
                          ey Eba Amr! Allah gizli ibadet edilmeyi ister. Allah’a andolsun ki bil eğer bu işi yapacak olursanız bu hem benim ve hem de
                          sizin için daha hayırlı olur. Allah dini hususunda bizden ve sizlerden sadece takiyyeyi istemiştir.”
                          [166]
                          bak. el-Bihar, 2/219, 29. Bölüm; Vesail’uş-Şia, 18/75, 9. Bölüm
                          [165]
                          el-İhticac, 2/260/231
                          [166]
                          el-Kafi, 2/218/7


                          3400. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Şüphesiz Kur’an’ın müteşabihi olduğu gibi bizim hadislerimizin de müteşabihi vardır
                          ve Kur’an’ın muhkemi olduğu gibi bizim hadislerimizin de muhkemi vardır.) Şüpheiz Kur’anın müteşabihi ve muhkemi
                          olduğu gibi bizim hadislerimizin de müteşabihi ve muhkemi vardır. O halde müteşabihini muhkemine döndürün ve
                          muhkemi olmaksızın müteşabihine uymayın ki delalete düşersiniz.”
                          Uyun-u Ahbar’ir-Rıza, 1/290/39
                          bak. el-Kur’an, 3320. Bölüm

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                            gelmekte amcaı sorup öğrenmek. sende tutup buna "el-Kafi baştan sona sahih, imam oayladı" ve s. diyorsun. bu adam açıp "el-Kafi"de Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığını, Azerin İbrahim a.s'ın babası olduğunu, Kur'an'ın 17 bin ayet olduğu, Ramazan aynının 30 gün olup artıp azalmayacağını ve s. gibi Şia'ya taban taban ters olan şeyleri gördüğünüde ne olacak? doğal olarak "imamın onayladığı kitap böyle diyorsa Şia böyle inanıyordur" soucuna varacaktır. Şia bu mu?
                            burda sapıyor diyorsun şurada sapmıyor diyorsun:

                            hayır olmazdı, nasıl ki, Azer'in İbrahim a.s'ın babası olduğu, Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı ve s. gibi Şia'ya taban tabana zıt olan rivayetleri bu kitaplarda okuyorlar ama yine de haktan sapmıyorlar.
                            e sapmıyorlarsa neden bu bilgiler İmam Zaman a.f tarafından onaylanmamış olsun ki?

                            kardeşim ne fark eder? sırf kendi aklından hareket ediyorsun ve bunun için imam a.s'a yalan nispet etmekte bir sorun görmüyorsun. e peki, adam getirip sana "Azer İbrahim a.s'ın babasıdır" rivayetini sorduğunda ne diyeceksin? yakandan yapışıp "hani sahihti?" demeyecek mi?
                            ben bu rivayete sahih mi dedim? İmamın a.f onayının nasıl olduğunu söyledim. bunu doğru anlamalısınız.

                            bu kadar müçtehid bir birine muhalif fetvalar veriyor?
                            müctehidleri birbirine muhalif fetva veren bir ekol sahih değildir. ya da muhalif fetvalar sahih değildir.

                            yav gerçekten sende anlayış sorunu var, işte bundan dolayı da en sade şekilde yazılmış rivayetleri bile anlamamışsın. imam a.s'ın görevi insanları hakka götürmek için ilmi tebliğ etmek, yaymak, insanların siyasi yönetimini elinde bulundurmak, ordu toplamak, cihad etmek ve s.'dir. fakat eğer şartlar buna izin vermiyorsa imam a.s bunu nasıl yapacak? mesela örnek verelim, Ali a.s ilmi tüm dünyaya yaymalıdır ve onları yönetmelidir. acaba imam a.s'ın şartlardan dolayı bunu yapamamış olması onun kendi görevinden ihiraf ettiği demek midir?
                            İmamı Zaman a.f.'in hadis kitaplarını tashihe gücü yetmiyor mu tıpkı İmam Ali a.s'ın hilafeti ele almaya yetmediği gibi...?

                            ve dahası, ssenin mantığına göre -haşa- tüm imamları inkar etmemiz gerekir. çünkü onların döneminde yazılmış olan hadis kitaplarının bazıları şuan elimizdedir ve bunları da imamlar a.s incelememiştirler ve bunlarda da akaidimize, fıkhımıza muhalif rivayetler vardır.
                            incelemediğine ve tashih etmediğine deliliniz var mı? kayıtsız kaldığına?


                            aslında biliyor musun sen bu kıyaslama ile hükümler elde etmeyi sünilikten getirmişsin. bak mesela, sünni Ebu Bekir es-Siffil şurada sahabenin adaleti hakkında konuşuyor: http://www.ebubekirsifil.com/index.p...ergi&no=80
                            biliyor musun ne diyor? bir takım sebepler zikrediyor ve bu sebepler üzerinden "demek ki, sahabe adil olmalıdır, adil kabul etmeliyiz" diyor. yani onun sözlerine göre ortada bir delil olmasa bile biz bunu bu şekilde kabullenmeliyiz. seni yönteminin bundan farkı nedir? ortada sözüne dair tek delil yok, bir tek alim senin sözünü söylememiş ama sen sırf kendince yeterli gördüğünü bazı sebeplerden dolayı bunu böyle kabul etmeye mecbur olduğumuzda diretiyorsun.
                            "akletmiyor musunuz" ayetini doğru işletmek, dahası işletmek gerekmektedir.


                            imamın şia adına yanlış hüküm vermesi mi?
                            benim böyle bir ifadem yok!


                            olmam, çünkü bu konu senin gibi hadisleri bile okuyup anlamaktan aciz olanların anlayacağı bir şey değildir.
                            kim sana Ebu Hureyre'nin rivayetinin sahih olduğunu söyledi ki?
                            kalbinde zerre miktarı kibir bulunan cennete giremeyecektir hadis.

                            Ebu Hureyre'den hadisleri şii hadisçiler uydurma olduğu için mi almışlar? Yoksa hiç mi almamışlar?

                            Şeyh Saduk Men La Yahzuruhul Fagih kitabına, Aişe'den 4, İbn Ömer'den 10, Abdullah b. Amrdan 4, Numan b. beşir ile Semure b. cundebden 1, Ebu Hureyreden 15 hadis almıştır. kitabın indexinden tarayabilirsiniz. (Sahabenin Adaleti ve Ebu Hureyre, Abülkadir Çuhacıoğlu s: 824

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                              [quote author=selmancan link=topic=25161.msg170896#msg170896 date=1379156404]
                              gelmekte amcaı sorup öğrenmek. sende tutup buna "el-Kafi baştan sona sahih, imam oayladı" ve s. diyorsun. bu adam açıp "el-Kafi"de Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığını, Azerin İbrahim a.s'ın babası olduğunu, Kur'an'ın 17 bin ayet olduğu, Ramazan aynının 30 gün olup artıp azalmayacağını ve s. gibi Şia'ya taban taban ters olan şeyleri gördüğünüde ne olacak? doğal olarak "imamın onayladığı kitap böyle diyorsa Şia böyle inanıyordur" soucuna varacaktır. Şia bu mu?
                              burda sapıyor diyorsun şurada sapmıyor diyorsun:

                              hayır olmazdı, nasıl ki, Azer'in İbrahim a.s'ın babası olduğu, Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı ve s. gibi Şia'ya taban tabana zıt olan rivayetleri bu kitaplarda okuyorlar ama yine de haktan sapmıyorlar.
                              e sapmıyorlarsa neden bu bilgiler İmam Zaman a.f tarafından onaylanmamış olsun ki? [/quote]

                              Valla ne diyeyim artık, sen sapmış sapacağın kadar. yahu "Şia sapmıyor" niye? çünkü öyle bir hadis gördüğüde akidesine ters olduğunu görüyor veya fıkha. doğal olarak ya -kedisi yapa biliyorsa- araştırıyor yahutta bilen birisine soruyor. ama Şia'yı senden öğrenen ister istemez sapacaktır çünkü sen imam a.s'a yalan nispet edip "bu kitabı imam onayladı" diyorsun.

                              ben bu rivayete sahih mi dedim? İmamın a.f onayının nasıl olduğunu söyledim. bunu doğru anlamalısınız.
                              sen imam a.s'a yalan nispet ettin ve "Hadis kitapları oluştu. 12. İmam Mehdi a.s' bu kitapları tahkik etti ve onayladı." dedin. "el-Kafi" bir hadis kitabıdır, imam da bunu onaylamış ise, imamın onayladığı sahih değilde yalan ve itibarsız mı oluyor?

                              sonra ben itiraz ettiğimde "tabi onay şu anlama da gelir: doğrusunu gösterirsiniz yanlışını gösterirsiniz doğrularını onaylarsınız yanlışlarını da : işte bunların yanlış olduğunu bilmeniz şartıyla bu kitabı onaylıyoruz denmesi anlamındadır." dedin. söyle, göster bakalım şu "Azer İbrahim a.s'ın babasıdır" rivayetinin neresinde böyle bir not var? not yoksa senin imam a.s'a nispet ettiğin yalana göre bu imam a.s'ın onayladığı bir hadis!


                              müctehidleri birbirine muhalif fetva veren bir ekol sahih değildir. ya da muhalif fetvalar sahih değildir.
                              yav kendini gülünç duruma düşürme, bu sözlerinle sen Şia kaynaklarından değil müçtehidlerin ameliyye risalelerinden bile habersiz olduğunu göstermektesin. yani müçtehidlerden bir birine muhalif fetva verenler yok mudur? o zaman sadece satranç konusunu inceleyelim. Seyyid Sistani "haram", Seyyid Hamenei ise "caiz" diyor. bu bir birine muhalif 2 fetva değil midir? şu halde sana göre Şia batıl oldu.

                              İmamı Zaman a.f.'in hadis kitaplarını tashihe gücü yetmiyor mu tıpkı İmam Ali a.s'ın hilafeti ele almaya yetmediği gibi...?
                              incelemediğine ve tashih etmediğine deliliniz var mı? kayıtsız kaldığına?
                              gerçekten senin anlayış sorunun var, okuduğu hadisi anlamakta zorlanan birisinin "kayıtsız kalma" ile "yapmaya imkan olmama" arasındaki farkı anlamasını beklemek gerçekten anlamsız. ben diyorum ki, evet imam a.s gayb halinde olduğu için, irtibatımız kopuk olduğu için, zalimlerin fırsat vermediği için kitapları tashih edemiyor. bunun zıttını söyleyen sana göre:

                              1. neden imam a.s kitapları tashih edeceğine kendisi kitap yazmıyor? yoksa kendisi bu kitaplarda olan hadislere muhtaç mı ki?
                              2. neden -sana göre- imam a.s sadece kutubu erbaa'yı tashih ediyor?


                              "akletmiyor musunuz" ayetini doğru işletmek, dahası işletmek gerekmektedir.
                              Allah c.c "git kendi aklına göre İslam adına sözler ortaya at" mı diyor ki?

                              imamın şia adına yanlış hüküm vermesi mi?
                              benim böyle bir ifadem yok!
                              ne demek bu:

                              siz İmamın şia adına yanlış hükümler verilerek
                              kalbinde zerre miktarı kibir bulunan cennete giremeyecektir hadis.
                              1. sözün doğrudur fakat kafirlere karşı kibir bundan istisnadır. ve şu kelam da var, Rasulullah s.a.a veya imamlar a.s'dan birisine yalan nispet eden cehennemdeki yerine hazır olsun.

                              2. ben sana karşı bile olsa kibirlenmedim, sadece senin söylediklerini söyledim. sen değil miydin Nebi s.a.a'in namazda hata yapması hakkındaki rivayetii anlamayan?


                              Ebu Hureyre'den hadisleri şii hadisçiler uydurma olduğu için mi almışlar? Yoksa hiç mi almamışlar?

                              Şeyh Saduk Men La Yahzuruhul Fagih kitabına, Aişe'den 4, İbn Ömer'den 10, Abdullah b. Amrdan 4, Numan b. beşir ile Semure b. cundebden 1, Ebu Hureyreden 15 hadis almıştır. kitabın indexinden tarayabilirsiniz. (Sahabenin Adaleti ve Ebu Hureyre, Abülkadir Çuhacıoğlu s: 824
                              farketmez, hepsi zayıftır. gerekirse muhaddislerin hükümlerini koyarım buraya.

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: Şii kaynaklarına erişim

                                bu arada eredeyse konu ile ilgisi olmayan her şeyden söz ediyorsun ama sana sorduğum şu 2 hadis hakkında tık yok. Azer'in Hz. İbrahim a.s'ın babası olduğu ve Nebi s.a.a'in namazda hata yaptığı rivayetlerini imam a.s onaylamış mıdır? bu rivayetler sahih midir? makbul müdür?

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X