Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Ali'nin yönetimi ile şimdiki yönetimlerin farkları

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İmam Ali'nin yönetimi ile şimdiki yönetimlerin farkları







    Tayyip Erdoğan geçtiğimizaylarda "ben dört dörtlük Aleviyim, ben Hz. Ali gibi yaşamaya çalışıyorum" mealinde sözler sarfetti. Benim derdim ikinci iddiayla ilgili. Gerçekten Tayyip Erdoğan İmam Ali gibi yaşamaya mı çalışıyor?

    Siz hiçTayyip Erdfoğan'ın zenginlerin bulunduğu bir sofraya oturduğu, zenginlerle beraber olduğu için azarladığını ve o... kişiyi görevden aldığını duydunuz mu? İmam Ali, Basra valisi Huneyfoğlu'nun zenginler topluluğunun bulunduğu bir davete katıldığı için onu azarlıyor ve daha sonra bu tür yanlışlarından dolayı görevden alıyor.

    İmamı Hz. Ali as Basra valisi Osman b. Huneyf'e şöyle buyuruyor: “Huneyfoğlu duyduk ki Basralılardan bir bölüm, seni düğüne çağırmış; sen de hemen gitmişsin. Renk-renk yemekler, büyük büyük kâseler hoşuna gitmiş. Oysa ben sanmazdım ki yoksulları çağrılmayan, zenginleri dâvet edilen bir topluluğun dâvetine icâbet edesin.

    Bil ki sizin imâmınız (imam Ali), dünyasında köhne bir elbiseyle iki parça ekmeği kendisine yeter bulmaktadır. Andolsun Allah'a ki ben dünyanızdan ne bir gümüş, ne bir altın toplayıp biriktirdim ne şu çok ganimetlerden bir mal yığdım, ne de üstümdeki yıpranmış elbiseden başka bir elbise aldım.” “Dilesem ben de yağlar ballar bulurum; buğday ekmeğinin hâlisini yerim; ipek elbise giyinirim; fakat nefsimin dileğinin bana üst olması beni lezzetli yemekler yemeye çekmensi mümkün mü hiç? Ben nasıl doya-doyayemek yiyebilirim ki Hicaz'da, yahut Yemâme'de belki yoksullar vardır; günler geçmiştir ki tokluk nedir, görmemişlerdir. Gecemi karnı tok olarak nasıl -ki gündüz edebilirim ki çevremde aç karınlar, yanmış, susuzluktan bunalmış ciğerler vardır…Râzı olur muyum ki bana Emir'ül-Mü'minin desinler de sonra ben, zamanın sıkıntılarında onlara ortak olmayayım, yahut da darlıkta, yaşayış sıkıntısında onlara muktedâ sayılmayayım? “

    Sanırım daha fazla açıklama yapmaya gerek yok. Herhalde sizde en lüks arabalara binen, en lüks kıyafetleri giyen bir kişiyle, halkı açken tok yatmayı kendisine utanç olarak gören bir şahsiyeti aynı yolda görmemişsinizdir.


    Aslında şimdiki iktidarlar güçlerini zenginlerden alırlar. Dolayısıyla onların yağlı sofralarına oturmak, sırtlarını sıvazlamak zorundalar. Aradabir de fakir fukarayla iftar ederler doğrudur, ama aslında bu büyük bir ikiyüzlülüktür. Amaç temiz duyguları sömürmektir. Neden dünyadaki yöneticiler, yönetici olduktan sonra halkın paralarıyla lüks bir biçimde yaşıyor ve hlklar hala bu rejimlerin arkasında duruyor, anlayamıyorum. Herhalde zavallı halklar hiçbir zaman adaletin ne olduğunu görmemişler ki savundukları rejimlerin ne kadar iğrenç olduğunu görebilsinler.
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    #2
    Ynt: İmam Ali'nin yönetimi ile şimdiki yönetimlerin farkları


    Tayyip Erdoğan bilindiği gibi halkın kendisini eleştirmesine tahammül edemez. Hatta kendisine soru soracak gazetecileri dahi titizlikle seçer. Hiçbir zaman bir köylüyü, bir emekçiyi, bir sosyalisti karşısına geçirtip, kardeşim veya arkadaşım beni dilediğin gibi eleştirebilirsin dememiştir. Buna cesareti yoktur. Peki yolundan gittiğini iddia ettiği İmam... Ali'de böylemiy di?

    İmam Ali Kaasıa hutbesinde buyuruyor ki; "korkun! Kendi soy ve ırklarıyla övünen ve kendilerini üstün gören büyükler ve yöneticilerden"
    . İmam Ali halka yine buyuruyor ki; "Benimle cebbar, zorba ve sert huylularla konuştuğunuz gibi konuşmayın. Benden uzaklaşmayın ve zahirinizi süsleyerek irtibat kurmayın!
    İmam Ali as bu bağlamda ayrıca buyuruyor ki; « Hak sözün benim ağırıma gideceğini,,,, sanmayın. Beni büyük görmeyin ve övmeyin beni. Kim ki hak sözden dolayı öfkelenir ve rahatsız olursa, hak üzere hüküm vermesi ve adaletli davranması zorlaşır. Bu nedenle benim karşımda hak sözü söylemek ve adaletten söz etmekten kaçınmayın”. Sıffin'de okudukları Hutbe-216.
    Dikkat ederseniz "Erdoğan" halkın kendisini eleştirmesine engel olurken, İmam Ali "Benim karşımda hak sözü söylemekten çekinmeyin" diyerek bilakis insanları kendisini eleştirmeye davet etmektedir.
    .
    İmam Ali ayrıca bir yerde değil, birçok yerde Peygamber efendimizin "Zayıfın korkup çekinerek, dili dolaşarak söz söylemeye çalıştığı, fakat kuvvetliden hakkını alamadığı toplum ne temizliğe ulaşır, ne kutluluğa kavuşur"
    Evet Tayyip Erdoğan bu güzel söyleyen peygamber senin ve bizim Peygamberimiz değil mi? Oysa zayıf insanlar dili dolaşarak ve çekinerek bile senin karşında konuşamıyorlar. Oysa peygamber efendimiz dili dolaşarak kuvvetliden hakkını almaya çalışan zayıf insanlaarın bulunduğu toplumun temizliğe kavuşmadığını ima ediyor.

    Yine Ali as valilerine emrediyor ki; itirazda bulunan zayıf ve yoksul insanların sert konuşmalarına, söz söylerken ağır lâflar edenlerine tahammül et; daralmayı, onlarla görüşmekten çekinip utanmayı bırak da Allah bu yüzden sana rahmetlerini yaysın; ona itâatin yüzünden sevaplar versin.”
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    Yorum


      #3
      Ynt: İmam Ali'nin yönetimi ile şimdiki yönetimlerin farkları

      Akiyl, Hz. İmam Ali'nin abisidir. Hz. Ali halife olduğu dönemde Akiyl çok yoksul bir hale düşüyor, öyleki çocuklarının açlıktan yüzleri kararıyor. Akiyl kardeşi Ali'nin yanına geliyor ve kendisinden ev, deve veya koyun değil sadece buğday istiyor. Dünyada bana bir siyasetçi gösterin ki açlıktan rengi kararan çocukları için buğday istesin de ka...ardeşi dürüstlüğünden dolayı o buğdayı vermesin. Bakın imam Ali bu olayı nasıl anlatıyor;

      Vallahi Akiyli gördüm yok-yoksul hale düşmüştü, gelmiş, benden sizin buğdayınızdan bir batman istiyor,vermemde de ısrar ediyordu.

      Gördüm ki çocukları ْper-perişandı, tozlara batmışlar, topraklara bulanmışlardı. Yoksulluktan benizleri kararmıştı;
      Dileğinde ısrar ediyordu, sözünü tekrarlayıp duruyorduﻌْ
      Sözlerini dinledim; sandı ki dinimi ona sataca-ğım; yolumdan ayrılıp ardına düşeceğim.

      Bir demir parçasını kızdırdım, ibret alsın diye bedenine yaklaştırdım.
      Acısından hastalar gibi bağırıp inlemeye koyuldu.
      neredeyse de yaklaştırdığım yer yanacaktı; dağlana-caktı

      Ona dedim ki: Ey Akıyl, analar yasında ağlasınlar;
      şakacıktan bir insanın bedenine yaklaştırdığı kızgın bir demir bu; sen onun acısından, derdinden bu kadar bağırıyorsun da

      sonra beni tutuyor, Allah'ın gazabıyla yalımladığı ateşe çekiyorsun. (kaynak; nehcul belaga)

      Şimdiki yönetimlerörtülü ödeneklerle, ihalelerle bu halkın anasınıa ağlattılar. Değil abilerini, şoförlerinin sülalesini zengin ettiler.

      Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X