Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmamlar ve Peygamberler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İmamlar ve Peygamberler

    Selamun aleykum,
    Şii inancında İmamlar, Peygamberler'den üstün müdürler? Örneğin İmam Ali veya İmam Hüseyin, Hz. İsa'dan daha mı üstündürler?

    #2
    Ynt: İmamlar ve Peygamberler

    Şia'nın görüşü bu konuda "doğal" olan görüştür. Yani herkes ve her şey makamına göredir. Örneğin bir okulda öğretmen öğrenciden ve müdür öğretmenden daha yetkilidir. Doğal olarak milli eğitim müdürü de okul müdüründen daha yetkilidir. Dünyevi makamlarda "doğal" olarak uygulanan bu yöntem, uhrevi örneğinin bir kopyasıdır. Yani aynı şekilde ilahi olarak da insanlar arasında makam farkları vardır ve bunların kimisi için Allah tarafından isimlendirme yapılmıştır. "Nebi, peygamber, imam, evliyaulah" vb gibi. Bunların her biri bir "makam"ı ifade eder. Dünyevi makamların belirli şartlara tabii tutularak verilmesi gibi, uhrevi makamlar da sınavlar sonucu verilir. Tek farkı şudur ki dünyevi makamlarda bazen torpil olabiliyorken, uhrevi makamlarda olmaz.

    İşte bu şekilde, imamet makamı, peygamberlik makamından daha yukarıdadır ve Allah bunu Kur'anda Hz. İbrahim örneğiyle mükemmel şekilde anlatmıştır. Hz. İbrahim bir peygamber olduğu halde birçok sınavlara tabii tutulmuş ve bu sınavlardan başarılı olarak geçince Allah ona "seni insanlara imam kılacağım" (Bakara/124) buyurmuştur. Yani peygamberlikten daha üst makama geçişini müjdelemiştir.

    Bu nedenle de imamet makamı, peygamberlik makamından üstündür. Bununla beraber, imamın ve peygamberin görevleri, öğretmenin ve müdürün görevleri gibi birbirinden ayrıdır. O yüzden de görevin koşullarına bakarak makam tayin etmek her zaman doğru değildir. Bu noktada bazı peygamberler (aynı Hz. İbrahim gibi), hem peygamber hem de imam olarak görevlendirilebilirler. Bunlar da muhakkak kendi aralarında derecelere sahiptir ve onu ancak Allah bilir.

    Düzenleme: Böyle alim edasında yazmışım gibi anlaşılmasın, not olarak belirteyim istedim, bu konu yüz yıllarca tartışılmış ve üzerine binlerce yazı yazılmıştır. Konuyla ilgili birçok bilgi mevcuttur, bunlara araştırılarak ulaşılabilir.

    Yorum


      #3
      Ynt: İmamlar ve Peygamberler

      kardeş üstün müdür diye sormuş bunun tek cevabı vardır evet .

      ancak sorunun kastının, bu nasıl olabilir, şeklinde bir itiraz merak ve şaşkınlık olduğu için biz ayrıntısına girip savunuyoruz. yoksa bizim imametin, (dolayısıyla İmamların a.s) peygamberlikten (peygamberlerden) üstün olduğu konusunda bir tereddüdümüz olduğundan değil. önce bunu belirtmek gerekir. ikinci olarak ben de buna bir katkı sunmak isterim:

      aslında İmamların (Allah tarafından bu İlahi makama atanmışların) Peygamberleden üstün olduğu hakikati sünnilik açısından da net ve kolay anlaşılabilirdir. sünni rivayetlere vakıf olan kaç kişiye sordumsa buna bir itiraz göremedim.

      sünni rivayetlerde şöyle bir hadis var: ümmetimin alimleri beni israilin (israiloğulları, yahudiler) peygamberleri gibidir.

      Hz. Ali tüm sünnilere göre alimlerden üstün.

      O halde? sünni inanç sisteminde kıyas bir dini hüküm kaynağıdır. yeni doğrulara ulaşma yöntemidir. Bu durumda alimler yahudilerin peygamberleri gibiyse, alimlerden üstün olanlar da yahudilerin peygamberlerinden üstündür.

      bunda anlaşılmayacak şaşıracak ne var ki sünniler açısından. nitekim bu yüzden (sünni) sufiler evliyaların ilminin kesbi, (kazanılan) enbiyanınsa vehbi (verilen) olduğu gibi bazı gerekçelerle velilerin nebilerden üstün olduğunu iddia etmişlerdir.

      burada sorunun ana kaynağı sünnilerden İmamet inancının hiç olmayışıdır.

      Yorum


        #4
        Ynt: İmamlar ve Peygamberler

        Umarım yardımcı olur;

        http://aliyyenveliyullah.com/forum/s...ead.php?p=6920

        Yorum


          #5
          Ynt: İmamlar ve Peygamberler

          Bismihi Subhaneh. Aleyküm selam ve rahmetullah.

          Nübüvvet ve İmameti iki ayrı kategori ve küme olarak düşünürseniz, soru mantıklı olur, ama durum böyle değil. Zira, İmametin Nübüvvetten daha üstün bir derece olduğuna delil olan Bakara 124 ve diğer ayetler, mesela, Hz İbrahim (a.s)'in hem Peygamber hem de İmam olduğunu belirtiyor. Keza, '(Soyundan olanları İmam kılma) ahdim zalimlere ermez' ifadesi, Hz İbrahim soyundan olan ve zalim olmayan kimselerin imam olduklarına işaret ediyor (ki, zalim kelimesi burada günahkar manasındadır, ör. Enbiya 87, Bakara 35). Dolayısıyla, Hz Musa, Hz İsa, Hz Muhammed Mustafa (aleyhim'üs-selam) gibi âl-i İbrahim'den olan masum peygamberler, aynı zamanda imamdırlar. Peygamber olmayan ama masumiyeti tathir ayeti ile ve nice hadislerle bilinen Ehl-i Beyt de, hem âl-i İbrahim, hem de âl-i Muhammed'den oldukları için, bu iki kanaldan da (ki sünni-şii tüm müslümanlarca okunan salavatlarda, âl-i Muhammed'in, âl-i İbrahim'le aynı fazilet ve berekete sahip olmaları yönünde kabul olmuş duadır) İmam kılma ayetinin muhataplarıdırlar.

          Özetle, Nübüvvet ve İmamet tamamen birbirinden ayrı iki kategori değil, tabir caizse kesişen kümelerdir. Ki, soruda söz konusu edilmiş, Hz İsa (a.s) gibi ulul-azm Peygamberler, masum oldukları için aynı zamanda İmamdırlar. Ve bu durumda soru mantıksız oluyor. Evet, doğrudur, Peygamberler ve İmamların kendi aralarında mertebe farkları vardır (ör. Bakara 253, Al-i İmran 179) ama bunu biz gibi insanlar bilemez. Ki yukarıda belirtildiği gibi, öğrencilerin, öğretmenleri birbiriyle kıyaslaması mümkün değildir, böyle bir şey sözkonusu olsa da, bu analiz hatalı olabilir. Ancak daha üst mertebe (mesela müdür ve müfettiş) öğretmenleri değerlendirebilir. Ki, bu Nebiler ve İmamların mukayesesi durumunda ancak vahiy ile belirtilen bir kıyas geçerli olabilir. Ve bu konuda, vahye dayanan çıkarımlar, Ulul-Azm Peygamberlerin (Hz Nuh, Hz İbrahim, Hz Musa, Hz. İsa ve Hz Muhammed-i Muhtar ASM) diğer Peygamberler ve İmamlardan üstün olduğu yönündedir. Ki, bildiğim kadarıyla İmam Humeyni (r.a) de bu fikri savunmuştur. Selametle.

          Yorum


            #6
            Ynt: İmamlar ve Peygamberler

            Hiçbir imam bir peygamberden üstün olamaz.

            Şianın bir çelişkisini aktarayım bu arada. Mesela Şia der ki, ululazm peygamberler hem imamdır hem nebi. Ama buna rağmen iki makama da sahip olan Hz.İbrahimi, sadece imamlık makamına sahip olan Hz. Ali ile kıyas etseniz, Hz.Ali daha üstündür derler. Peki bu bir çelişki değil midir. Hem imamlık hem nebilik makamına sahip olan Hz.İbrahim, nasıl Hz.Ali'den daha alt seviyede olur?

            Yorum


              #7
              Ynt: İmamlar ve Peygamberler

              hoş geldin kardeş s.a
              üyeliğin hayırlı olsun. bu sorduğun ve çelişki dediğin konunun cevabı o kadar kolay ki sitede daha önce açıklanmıştı.

              Ulul azm Peygamberler de olsa onlar peygamberdir ve İmamet onlardan da üstündür. dolayısıyla bu durumda bir kişi peygamber diye İmama üstün olamaz. geriye kaldı imam ve peygamber olma hali.

              İmammet nübüvvetten üstünse bu durumda imam ve peygamber olan hazretin, üstün olan makamı imamet makamıyla değerlendirilmesi gerekir 12 imamla kıyaslarken.

              12 İmamların başı olan İmam Ali a.s Peygamberimizin nefsi mesabesinde olduğu ali imran 61. ayetle sabittir. bu durumda tüm peygamberlerden üstün olan Peygamberimizin bu üstünlüğü nedeniyle onun nefsi konumunda olan Ali a.s da diğerlerinden üstün olmuş bulunuyor.

              bu bir ikincisi
              bu sünni açısından da böyledir. sünnilerde ümmetimin alimleri beni israilin peygamberleri gibidir hadisi var. Ali a.s Ehlibeytten biri olarak sünnilere göre de ümmetin alimlerinden üstündür. bu nedenle bu hadis gereği de İmam diğer peygamberlerden üstündür.

              Yorum


                #8
                Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                İmamlar ile Peygamberleri kıyaslamanın mantığı nedir acaba?
                Bunun günümüzde bize bir faydası var mıdır?
                Bu konuda ayet yok, var olan bir kaç rivayet de ne derece güvenilirdir?
                Yasin 12'deki İmam meselesi gibi zorlama bir Tevil gibi görünüyor.

                İmamlar Peygamberlerden üstün olmasa, değerleri mi düşecek, şeriatları terk mi edilecek ?

                Sünni Alimlerin bir kısmı ve özellikle İbn Teymiye, sırf ilk 3 Halife'yi ön plana çıkarmak için İmam Ali hakkında öyle iddialarda bulunmuş ki, Onu sıradan bir Müslümanın konumuna indirmiş ve adeta Hz. Ali Aleyhisselemın makamına hakaret etmiştir.

                Şimdi Biz de, İmamları üstün gösteren rivayetleri kabul edersek, diğer tarafta Nebilerde yanlış ve kusurlar olduğunu kabul etmek zorunda kalmaz mıyız? Çünkü bu rivayetlerde imamlar üstün gösterilirken, Peygamberlerin eksikliklerinden bahsedilmiş.
                Bunu yaparsak İbn Teymiey'nin İmam Ali'ye yaptığı yanlışı Biz de Paygamberlere yapmış olmaz mıyız?

                Hem nihayetinde Hz. Muhammed (saa) hariç tüm Peyhamberlerin şeriatleri geçerliliğini kaybetmiştir.
                Ancak bu onların değer ve makamlarına bir halel getirmez.
                Biz Son Peygamber ve Ona tabii olan İmamlara ve de onlara bağlı olan Ashaba uyuyoruz.
                İmamları Peygamberle ile kıyaslamanın gereği var mı?
                Pratikte bir yansıması olur mu?
                Bu konunun irdelenmesinin faydalı olmayacağını düşünüyorum...
                http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

                Yorum


                  #9
                  Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                  Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin alimleri Beni İsrail peygamberleri gibidir." (Bihar, c.2, s.22)
                  Bu hadis Şia kaynaklarında geçiyor ama "Ümmetimin alimleri Beni İsrail peygamberlerinden daha üstündür" hadisi araştırdığım kadarıyla Şia kaynaklarında geçmiyor, Sünni kaynalarında geçiyor.
                  Ümmetimin alimlerinden kasıt Ehlibeyt İmamlarıdır. Bunu şu hadisten de anlayabiliriz:

                  Allah Teala şöyle buyuruyor: "De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar."
                  "Bilenler"den kasıt Ehlibeyt İmamlarıdır. "Bilmeyenler"den kasıt ise onların düşmanlarıdır. "Temiz akıl sahibi olanlar anlar" sözünden kasıt da onların Şialarıdır. (Bihar, c.24, s.120)
                  Ehlibeyt İmamlarının bilgileri, Hz. Peygamber (s.a.a) hariç diğer bütün peygamberlerden fazladır. Bu konuda birçok hadis nakledilmiştir. (Bkz. Bihar, c.26, s.194. Bihar'ın gemisi mesabesinde olan Sefinet'ul-Bihara da müracaat edebilirsiniz.)

                  Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Adem'in, kendisiyle hubut ettiği (yeryüzüne indiği) ilim ve peygamberlerin Hatem'ul-Enbiya'ya kadar kendisiyle üstün kılındıkları bütün özellikler Hz. Peygamber'in Ehlibeytinde vardır." (Bihar, c.2, s.100, Nehculbelağa, İrşad-i Mufid..)

                  İmam Cafer Sadık (a.s) da buyurmuştur ki: "Allah Teala peygamberlerden ulu'l-azm olanları yarattı, onları ilimle (diğerlerinden) üstün kıldı. Biz Ehlibeyt İmamlarını onların ilmine varis kıldı ve bizi onların ilimleri hususunda onlardan üstün etti. Allah Resulüne de onların bilmedikleri ilimleri öğretti. Allah Teala hem Allah Resulünün ve hem de onların illimlerini bize bildirdi-öğretti." (Bihar, c.26, s.194; Besar'ud-Derecat, s.62)

                  Yaktiyni Muhammed b. Ömer'den, o da Abdullah'dan, o da Velid Seman'dan şöyle nakleder: Ebu Cafer (İmam Baqır a-s) bana, "Ya Abdullah! Şia; Hz. Ali, Hz. Musa ve Hz. İsa hakkında ne diyor?" diye sordu.
                  -Arzettim ki: Fedan olayım, hangi açıdan soruyorsunuz?"
                  - Buyurdu ki: "İlim açısından soruyorum..."
                  - Arzettim ki: "Fedan olayım! Onların hakkında ne diyebilirim ki?"
                  - Buyurdular ki: "Allah'a and olsun ki o (Hz. Ali) onlardan daha alimdi..."
                  (Bihar, c.26, s.194)

                  İsmail b. Şuayb Ali b. İsmail'den o da bazı büyüklerinden naklen şöyle diyor:
                  Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık a-s) bir adama şöyle buyurdu: "Toplanan suları içiyor ve büyük nehirler istiyorsunuz!"
                  Ey Resulullah'ın oğlu, bununla neyi kasdediyorsunuz? dediğimde İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Hz. Peygamber'in ilmi bütün peygamberlerin ilmidir. Allah Teala Hz. Peygamber'e o ilmi Hz. Ali'nin yanına bırakmasını vahyetti, Resulullah da o ilmi Ali'nin yanına bıraktı."
                  Adam, "Ali mi daha alimdi yoksa bazı peygamberler mi?" diye sorunca, İmam (a.s) ashabına dönerek, "Şüphesiz Allah Teala, dilediğinin kulaklarını açıyor. Ben, "Allah Resulü bütün ilimleri Ali'nin yanına bıraktı diyorum, o; "Ali mi daha alimdi yoksa bazı peygamberler mi?" diye soruyor."
                  (Bihar, c.26,s.195; Besar'ud-Derecat, s.62. Hadis farklı kanallarla ve daha geniş bir şekilde nakledilmiştir.)

                  İbrahim b. İshak Abdullah b. Hammad'dan, o da Seyfi Temmar'dan şöyle naklediyor:
                  Bir grup cemaatle İmam Cafer Sadık'ın yanındaydık. İmam (a.s) buyurdular ki: "Bu bina ve bu Kabe'nin Rabbine and olsun ki -bu sözü üç kez tekrarladı- Eğer ben Musa'yla Hızır'ın yanında olsaydım, onlara bildirirdim. Şüphesiz ben onlardan daha alimim. Onların bilmediklerini onlara haber verirdim."
                  (Bihar, c.26, s.196; Besair'ud-Derecat, s.63.)

                  Bu konuyla ilgili pek çok hadis nakledilmiştir. Bkz. Bihar, c.40, s.208; c.17, s.131; c.26, s.159

                  Şu hadislere bakmakta da yarar vardır:

                  Selman-ı Farisi'den naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
                  "Ben ve Ali, Adem yaratılmadan bin yıl önce, Allah katında (onu tesbih ve takdis eden) bir nur idik. Allah Adem'i yarattıktan sonra o nuru Adem'in sulbüne yerleştirdi, böylece ayrılmadan sulplerden gele gele Abdülmüttalip'te ikiye ayrıldı. Bende peygamberlik, Ali'de ise halifelik karar kılındı."
                  Kaynak:
                  1) İbn-i Hacer el-Askalani'nin "Lisan'ül-Mizan" c.2, s.229; c.6, s.377
                  2) Sıbt İbn-i Cevzi'nin "Tezkiret Havas'ül-Eimme" s.52
                  3) el-Zehebi'nin "Mizan'ül-İtidal" c.1, s.235 Hadis No: 1904
                  4) el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet üt-Talib" Bab: 87, s. 315
                  5) Menakıb-ı Meğazeli s.88, Hadis No: 130
                  6) Ahmet bin Hanbel'in "el-Fedail" kitabı Fedail Emir'ül-Müminin babı Hadis No: 252
                  7) Hatip Harezmi el-Hanefi'nin "Maktelil Hüseyn" c.1, s.5 ve "Menakıb" s.46
                  8 ) İbn-i Ebil Hadit'in "Şerh-u Nehc'ül-Belağa" c.2, s.450
                  9) ed-Deylemi'nin "Firdevs'il Ahbar" c.3, s.283, Hadis No: 4851
                  10) İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.1, s.136, Hadis No: 180
                  11) el-Hemedani eş-Şafii'nin "Meveddet'ül-Kurba"
                  12) Müsned-i Ahmet bin Hanbel

                  Hüzeyfe'den, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:
                  "İnsanlar, Ali bin Ebi Talib'in ne zamandan beri 'Emir'ül-Müminin' (müminlerin emiri) olarak adlandırıldığını bilselerdi, onun faziletlerini inkar etmezlerdi: Adem, ruh ve ceset arasındayken, Allah Teala o zaman buyurdular ki: "Ben Rabbiniz değil miyim?" "Evet, Rabbimizsin" dediler. Sonra buyurdular ki: "Ben Rabbinizim, Muhammed peygamberiniz, Ali de Emir'inizdir."
                  Kaynak:
                  1) Seyyid Eyyub bin Sıddık'ın "Menâkıb-ı Çihâr Yâri Güzîn" 6. Bab, 25. Menâkıb, 30. Hadis
                  2) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.238
                  3) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.348

                  Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
                  "Her kim Adem'e ve ilmine, Şis'e ve hilmine, İdris'e ve şefkatine, Nuh'a ve davetine, İbrahim'e ve cömertliğine, Musa'ya ve salabetine, Davud'a ve hilafetine, İsa'ya ve ibadetine, Zekeriya'ya ve şahadetine, Yahya'ya ve ismetine bakmayı istiyorsa Ali'ye baksın. Çünkü Ali bir ayna gibi onları aksettirmiştir."
                  Kaynak:
                  Ahmet Bican'ın "Envar'ül-Aşıkin" c.1, s.458-459

                  Abdullah bin Abbas' tan naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
                  "Her kim hilminden dolayı İbrahim'e, hikmetinden dolayı Nuh'a ve cemalinden dolayı Yusuf'a bakmayı istiyorsa Ali bin Ebi Talib'e baksın."
                  Kaynak:
                  1) Tabari'nin "Zehair'ul-Ukba" s.94 ve "Riyad'un-Nadira" c.2,s.218
                  2) el-Müttaki el-Hindi' nin "Kenz' ul Ummal" c.3, s.336
                  3) eş-Şeblenci' nin "Nur'ül-Absar" s.94
                  4) Enis Emir'in "Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.147
                  5) Münteheb Fedail'ün Nebi ve Ehli Beytihi s.111

                  Hz. Ali, Cabir bin Abdullah el-Ansari ve Mücahit'ten naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
                  (Ene medinet'ül-ilm ve Aliyyün bâbuha, femen erâd'el ilm felye'ti ilel bâb.)
                  "Ben ilmin Şehriyim, Ali de kapısıdır, her kim ilim isterse kapıya gelsin."
                  Kaynak:
                  1) el-Hakim'in "Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.127.
                  Hakim Nişaburi diyor ki: Bunun isnadı sahihtir.
                  2) el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul-Ummal" c.11, s.600
                  3) Tabarani'nin "Mucem'ul-Kebir" c.11, s.55, Hadis No: 11061
                  4) el-Münavi'nin "Fayd'ül-Kadir" c.3, s.46, No: 2705
                  5) İbn-i Hacer'in "Lisan'ül-Mizan" c.1, s.191
                  6) el-Suyuti'nin "Cami'us-Sağir" c.1, s.108
                  7) el-Bağdadi'nin "Tarih-i Bağdat" c.4, s.348, No: 2186
                  8 ) İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.459
                  9) İbn-i Hacer'in "Sevaik'ül-Muhrika" s.120
                  10) İbn-i Kesir'in "el-Bidaye ven-Nihaye" c.7, s.358
                  11) Menakıb-ı Harezmi el-Hanefi s.40
                  12) el-Tabari' nin "Zehair' ul Ukba" s.77
                  13) el-Mes'udi'nin "Müruc el-Zeheb" c.2, s.437
                  14) İbn'ül-Esir'in "Üsd'ül-Gabe" c.4, s.100 No: 3783
                  15) el-Haskani' nin "Şevahid'üt-Tenzil" c.1, s.334
                  16) el-Müttaki el-Hindi'nin "Muntahab'ul-Kenz " c.5, s.30
                  17) İbn-i Hacer'in "Tehzib'ut-Tehzib" c.6, s.320
                  18) el-Heysemi' nin "Mecma'üz Zevaid" c.9, s.114
                  19) Menakıb-ı Meğazeli s.81
                  20) el-Kilabi'nin "Müsned-i Dimaşk" Hadis No: 2
                  21) el-Suyuti'nin "Tarih'ül-Hulefa" s.170
                  22) İbn-i Abdülbirr'in "el-İstiab fi Marifet'il Ashab" c.3, s.1102
                  23) el-Tabari'nin "Riyad'un Nadıra" c.3, s.140
                  24) İbn-i Ebil Hadit'in "Şerhu Nehc'ül-Belağa" c.7, s.219
                  25) Süleyman el-Kunduzi'nin "Yenabi' ul Mevedde" s.82
                  26) el-Harezmi el-Hanefi'nin "Maktel'ul-Hüseyn" c.1, s.43
                  27) el-Zehebi'nin "Mizan'ül-İtidal" c.1, s.415, No: 1525
                  28) en-Nebehani'nin "Feth'ül-Kebir" c.1, s.176
                  29) el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet'üt-Talib" s.221
                  30) Feth'ül-Müluk el-Ula s.15
                  31) Münteheb Fedail'ün Nebi ve Ehli Beytihi s.209

                  Hz. Ali'nin Onüç Faziletini Anlatan Hadis

                  Cabir bin Abdullah el-Ansari dedi ki:
                  Resulullah (s.a.a)'ın Hz. Ali hakkında buyurmuş olduğu bir takım hasletler duydum ki, onlardan biri bir şahısta olsaydı ona fazilet ve şeref olarak yeterliydi. (O hasletler) Resulullah (s.a.a)'ın bu buyruklarıdır:
                  "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır."
                  "Ali bana oranla Harun'un Musa'ya olan konumundadır."
                  "Ali benden, ben de ondanım."
                  "Ali bana oranla, nefsim gibidir. Ona itaat bana itaattir, ona asi olmak bana asi olmaktır."
                  "Ali'nin savaşı Allah'ın savaşıdır; Ali'nin barışı Allah'ın barışıdır."
                  "Ali'nin dostu Allah'ın dostudur; Ali'nin düşmanı Allah'ın düşmanıdır."
                  "Ali, Allah'ın yaratıklarına olan hüccetidir."
                  "Ali'yi sevmek iman, ona buğz etmek ise küfürdür."
                  "Ali'nin hizbi Allah'ın hizbidir; Ali'nin düşmanlarının hizbi ise Şeytan'ın hizbidir."
                  "Ali hakladır, hak da Ali'yledir; İkisi birbirinden ayrılmazlar."
                  "Ali Cennet ve Cehennemin bölüştürücüsüdür."
                  "Ali'den ayrılan benden ayrılmıştır, benden ayrılan da Allah'tan ayrılmıştır."
                  "Ali'nin şiası (yandaşları) Kıyamet Günü kurtuluşa erenlerin ta kendileridir."
                  Kaynak:
                  1) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ul-Mevedde" s.55-56
                  2) et-Tüsteri'nin "İhkak'ul-Hak" c.5, s.43; c.4, s.287
                  3) el-Behrani'nin "Gayet'ül-Meram"
                  4) Yunus Ramadan'ın "Buğyet'üt-Talib" s.135, Beyrut Bas.

                  İbn-i Abbas, Mücahit, Ömer bin Hattab ve Said bin Cübeyr'den naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
                  "Eğer ağaçlar kalem, deniz mürekkep, cinler hesap eden, insanlar da katip olsalar, Ali bin Ebi Talib'in faziletlerini sayamazlar."
                  Kaynak:
                  1) İbn-i Osman ez-Zehebi'nin "Mizan'ül-İtidal" c.3, s.467
                  2) el-Kunci eş-Şafii'nin "Kifayet'ut-Talip" s.252
                  3) İbn-i Hacer el-Askalani'nin "Lisan'ül-Mizan" c.5, s.62, Haydar Abad bas.
                  4) el-Zehebi'nin "Tezkiret'ül-Huffaz" s.8
                  5) Sıbt b. Cevzi'nin "Tezkiret'ül-Havas" s.23 Müessetü Ehl'il Beyt. Beyrut bas.
                  6) el-Himvini eş-Şafii'nin "Feraid'us-Simtayn" c.1, s.16 Beyrut Bas. Mukaddemesinde.
                  7) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.121
                  8 ) "Menakıb-ı Harezmi" el-Hanefi s.2
                  9) Emrutesri'nin "Ercah'ul-Metalib" s.11, 98 Lahur bas.
                  10) el-Hemedani'nin "Meveddet'ül-Kurba" s.55
                  11) Muhammed Miri el-Antaki'nin "Limaze ahtertu Mezhebe Ehl'il Beyt" s.309
                  12) el-Bahrani'nin "Gayet'ül-Meram" s.493
                  13) el-Hilli'nin "Nehc'ül-Hak ve Keşf'üs Sıdk" s.231
                  14) el-Hilli'nin "Keşf'ül-Yakin" s.22
                  15) İbn-i Şazan'ın "Miet Menkıbe" s.110, Hadis No: 99
                  16) Yunus Ramadan'ın "Buğyet'üt-Talib" s.423 Beyrut Bas.
                  17) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.454
                  18) Menakıb-ı Ahmet bin Hanbel
                  19) el-Tabarani'nin "Mucem"
                  20) Nasır bin Ebil Mekarim el-Harezmi'nin "Şerh'ül-Mekamat"
                  21) Cemaliddin Ataullah el-Herevi "el-Arbaine Hadisen"
                  22) ed-Deylemi'nin "el-Firdevs"

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                    25 tane hadis, "Hz. Mehdi (a.f) İsa b. Meryem'e (a.s) imamlık yapacaktır” diyor.
                    29 tane hadis, Hz. İsa’nın yere inmesi ve Hz. Mehdi'nin (a.f) arkasında namaz kılmasıyla ilgilidir.
                    Eğer Hz. Mehdi (a.f), Hz. İsa'dan (a.s) üstün olmasaydı ona imamlık yapar mıydı?
                    Sadece bu hadis bile kimin kimden daha üstün olduğunu gösteriyor.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                      Peşaver Geceleri’nin 7. Oturumundan:

                      ...Sizler ilim ehli olduğunuz için, inşaallah inattan uzak durarak bu ayeti kerimenin bizim konu ve maksadımıza, kat’i bir delil olduğunu tasdik edersiniz. Bu ayet ile aynı zamanda sizin ikinci sorunuzun cevabı da verilmiş oldu. Zira biz, Hz. Ali (a.s)’ın “Enfüsena” ayeti ile, has nübüvvet ve vahyin nüzulü hariç diğer bütün kemal, makam ve faziletlerde Resulullah (s.a.a) ile eşit olduğunu ispatladığımızda, Hz. Ali a.s)’ın bütün sahabe ve ümmetten üstün olduğunu anlamış oluruz. Bundan da öte, bu ayetin delaletine, akıl ve naklin hükmüne göre, O Hazretin bütün peygamber, sahabe ve ümmetten istisnasız olarak üstün olması gerekir. Nitekim Resulü Ekrem (s.a.a) de bütün Enbiya ve ümmetten üstün ve faziletliydi.

                      Hz. Peygamber (s.a.a) Bütün Peygamberlerden Üstün Olduğuna Göre Hz. Ali (a.s) de Onlardan Üstündür


                      Sizler, imam Gazali’nin “İhya’ul- Ulum”, İbn-i Ebi’l- Hadid’in “Nehc'ül- Belağa Şerhi”nin, imam Fahri Razi, Carullah Zemahşeri, Beyzavi, Nişaburi gibi şahısların tefsir kitaplarını okuduğunuz zaman onların, Resulü Ekrem (s.a.a)’in, bir hadislerinde; “Ümmetimin alimleri, Beniisrail’in peygamberleri gibidir.” buyurduğunu nakl ettiklerini görürsünüz. O Hazret diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin alimleri, Ben-i İsrail peygamberlerinden daha üstündürler.”

                      Bu ümmetin alimleri, ilimlerini Muhammed (s.a.a)’in ilim kaynağından alıp Ben-i İsrail peygamberleri gibi veya onlardan üstün olabiliyorlarsa, sizin muteber alimlerinizin de Resulullah (s.a.a)’den naklettikleri naslara göre Hz. Ali bütün peygamberlerden üstün olması gerekir ve bunda şek ve tereddüt asla yoktur. Zira Resulü Ekrem (s.a.a) buyurmuştur ki: “Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır.” Veya; “Ben hikmet eviyim, Ali de onun kapısıdır.” Hz. Ali (a.s)’ın kendisinden de bu konu hakkında soru sorduklarında, üstünlüğünün bazı yönlerine değindiler. .......

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                        Bana işin en tuhaf ve komik gelen kısmı şudur ki; bu "üstünlük" savaşında insanlar hep kişisel davranıyorlar. Mesela neden biri de çıkıp demiyor ki "hayır kardeşim insanların en üstünü Hz. Muhammed değildir". Kimse bunu demiyor. Neden? Çünkü onun üstünlüğünü Allah bildirdi. O yüzden konuya "şahsi" olarak bakmıyoruz. Onu sevmemizi ve ona itaati Allah emretti. Kimse bundan gücenebilir mi? Onun en üstün olması sizden herhangi birinin zoruna gidiyor mu? Kimse "bana ne kardeşim, Allah benim dayımın oğlunu en üstün seçseydi neden Muhammed'i seçti" diyebilir mi? Kimse "ben Sad b. Ebu Vakkas'ı daha çok seviyorum bence o Hz. Muhammed'den daha üstün" diyebilir mi? Kimse kendi düşüncesine göre Hz. Hamza bence daha üstündür diyebilir mi? Ya keşke o daha üstün olsaydı diyebilir mi?! Hayır! Ey kardeşim, öyleyse Ali'ye niye bunu diyorsunuz?! Çok afedersiniz bir sidik yarışına neden sokuyorsunuz bu olayı? Allah bize Resul-u Kibriya olarak Hz. Muhammed'i tanıttı, biz onu sevdik. Allah bize Emir-ul Mu'minin olarak Ali'yi tanıttı biz onu sevdik. Sanki Ali benim dayımın oğlu, yahut da Ali benim kardeşim, ona makam vermek bana da fayda sağlayacakmış gibi, onu kişisel bir mesele gibi algılayıp "yok Ali çok üstün değil de filankes daha üstün" gibi anlamsız ve çocukça "yarışma"ya giriyorlar.

                        Allah bize eğer "azası kesik siyahi bir köle"yi imam tayin etseydi, biz bu defa onun en üstün olduğunu söyleyecektik. Bu bizim "şahsi" meselemiz değil ki, bu Allah'ın tevella ve teberrasıdır, Allah'ın hükmüne razı olmak ve onu sevmektir. Birazcık eğer konuyu şahsileştirmeden bakarsa insanlar, o zaman bu konuyu bütünüyle farklı görecekler. Şu anda ise sanki ortada iki cemaat var, birinin imamıyla diğerinin imamı güreşe tutuşmuş, "bizim imam sizin imamı döver" mukabilinden takım tutar gibi, Allah'ın hükmünden tamamen uzak, "benim imamım daha üstün bana ne" gibi bir anlayış hakim.

                        Allah bizleri "nimet verdiklerinin yoluna" iletsin.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                          Eğer Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Ali'yi ve Ehlibeytini övmeseydi, onların faziletlerini beyan etmeseydi, onları diğerlerinden üstün görmeseydi, biz de onları övmez ve diğerlerinden üstün görmezdik ama ne yapalım Peygamber efendimiz onları övmüş, onların faziletlerini beyan etmiş, onların velayetini herkese farz kılmış, bunu Gadir-i Hum günü ashabının çoğuna tebliğ etmiş, "burada hazır olanlar olmayanlara bu olayı tebliğ etsin" buyurmuşlar. Biz de efendimizin emrine uyarak Ehlibeytin fazilet ve velayetini tebliğ ediyoruz, halkı aydınlatmaya çalışıyoruz. Bu onları, bazılarının dediği gibi yarıştırmak değil, hak ve hakikatı ortaya koymak ve uyulması gereken doğru önderleri tanıtmaktır. Kuran'ın kendisi bile bazı peygamberlerin bazılarından üstün olduğunu vurgulamaktadır. Bu onları yarıştırmak değildir. Arkadaşlar bunu niye böyle algılıyorlar anlamış değilim. Aktardıklarımız eğer Hz. Peygamber'in ve Ehlibeyt İmamlarının sözleriyse o zaman bizim onları aktarmamızın bişr sakıncası olmaması gerekir. Eğer onların faziletlerini anlatmazsak diğerleri faziletsizlerin faziletini anlatarak onları Ehlibeyt İmamlarından öne geçirir ve halkı saptırmaya çalışırlar. Bizim O'nların sözlerini saklamaya, hasır altı etmeye hakkımız var mı? Onların faziletini anlatmadan onları insanlara nasıl tanıtabiliriz ki? Eğer bunlar doğru düzgün anlatılırsa hüccet de muhaliflere tamamlanmış olur, aksi takdirde sorumluluk üzerimizde kalır..

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                            Ali Faruk kardeşim, üstteki mesajını benim mesajıma yorum olarak mı yazdın? Biraz böyle algıladım. Eğer öyleyse mesajımı tekrar okumanı rica edebilir miyim acaba?

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: İmamlar ve Peygamberler

                              [quote author=garipturab date=1394370494 link=topic=25401.msg172857#msg172857]Ali Faruk kardeşim, üstteki mesajını benim mesajıma yorum olarak mı yazdın? Biraz böyle algıladım. Eğer öyleyse mesajımı tekrar okumanı rica edebilir miyim acaba?[/quote]
                              garipturab kardeşim;
                              Sözüm Aşk Kervanı kardeşe ve biraz da size yönelikti. Çünkü siz de son iki satırda şöyle demişsiniz: "... Şu anda ise sanki ortada iki cemaat var, birinin imamıyla diğerinin imamı güreşe tutuşmuş, "bizim imam sizin imamı döver" mukabilinden takım tutar gibi, Allah'ın hükmünden tamamen uzak, "benim imamım daha üstün bana ne" gibi bir anlayış hakim."
                              Bu sözünüz, böyle konular üzerinde tartışmanın yanlış olduğunu gösterir gibi duruyor.. İsim belirtmeden benim yazımın altına yorum yazdığınız için böyle algıladım..

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X