Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Zikir

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Zikir

    S.A Hocam
    Kalpler yanliz Allah´in zikriyle mütmain olur....ayetindeki zikirden maksat nedir?Ehlibeyt mektebinde zikir ne anlam ifade ediyor lütfen biraz acarmisiniz?

    #2
    Ynt: Zikir

    Bismillahirrahmanirrahim

    A.s

    Muhterem kardeşim “zikir” hatırlama, unutmama demektir.
    Kur’an ve Sünnet’te bazen “zikir”den Allah’a yönelmek kastedilir. Allah’ın emir ve nehiyleri vardır. Kul, günah olan bir şeye meylettiğinde Allah’ı hatırlar ve ona yönelirse, Hak Teala onunla günah arasında engel oluşturur, böylece kul günahı terk eder. Bu anlamda zikrin çok büyük faziletleri vardır.

    Bazen zikirden kalbi teveccüh ve nefsin ve kalbin hiçbir konuda, hatta alış verişte, ilim öğrenme ve öğretmede vs. gaflet etmemesi kastedilir. Yani insan bu anlamda zikirle Allah-u Teala’yla ünsiyet ve gönül bağı kurar. Zikrin beklide en faziletlisi budur. Bu makama ise ancak kamil mu’minler erer.

    Bazen de zikir denlince, Allah-u Teala’yı dille zikretme kastedilir. Bu da kendi yerinde önemlidir, elbette ve bunun faziletinde de birçok ayet ve hadis vardır. Aynı şekilde bazı zikirlerin faziletinde özel hadisler nakledilmiştir. Lailahe illallah, Subhanallah, Elhamdu lillah, Allah-u ekber, La havle vela quvvete illa billah, Esteğfirullah, Hz. Fatıma Zikri vb. gibi.
    Bundan daha faziletli olan ise, sürekliliği olan ve sık sık devam ettirilen ve kalbi teveccühle birlikte olan lisani zikirlerdir.

    Kul için gerekli olan, her şeyden önce kalbini ve dilini vesveselerden, batıl ve boş şeylerden temizlemesi, ardından zikrullah’a megul olmasıdır, taki zikir vasıtasıyla zikredilenin muhabbeti, zâkirin kalbine yerleşip kökleşsin. İşte o zaman gerçek zâkirlerden oluverir.
    Âlim ve ariflerimizin yaptığı önemli hatırlatma şudur ki ehlibeyt aşığı mu’min ve salikler, bazı tasavvuf ehlinin indi olarak icad ettikleri zikirlere değil, Resulullah ve Ehlibeyt’inden nakledilen şeylere itibar etmeleridir.
    Şunu da unutmamak gerekir ki, zikir her zaman iyidir, ama bazı vakitlerde yapılan zikirlerin, daha bir önem arzettiğini ve insan için daha etkili ve eğitici olduğunu hadislerden öğrenmekteyiz. Seher vakitlerinde, sabah şafağın doğuşuyla güneşin doğuşu arasında, ikindi vaktinden güneş batıncaya kadar, üç aylarda yapılan zikirler gibi…

    Elbette unutmamak gerekir ki Kur’an’ın da tabiriyle en büyük zikir namazdır… Namazına gereken ehemmiyeti vermeyen kimse zaten, akşama kadar da aklınca zikredip dursa, hiçbir yere varamaz.
    Her halükarda Allah’ı zikreden, yani yukarıda arzettiğimiz anlamda ona teveccüh eden, onu unutmayan, daima onun huzurunda olduğunu idrak eden, onun azametinin karşısında kendini küçük gören, onun kudret ve ihatası altında olduğunu bilen, onun huzurunda ona karşı günah işlemeyen, kul için en hayırlı olanı O’nun bildiğine yakin edip de ona sığınan, tevekkül eden, üzerine düşeni yapmakla birlikte maslahat olanı kendisi için tayin etmesi için Allah’a bırakan, lisanî zikri, bir taraftan dilini yanlış, abes ve batıl olan şeylerden koruma vesilesi kılıp bir taraftan da mümkün mertebe kalbiyle dilini birleştirmeye çalışan kimsenin kalbi mutmain, sükunet ve huzur içinde olmaz mı?
    Ama bunlardan gafil olan kimse, dünyada bir eli yağda bir eli balda da olsa, her zaman bir yanını eksik görür ve kalbi, kaygı, korku, ıstıraplardan asla kurtulmaz…

    Bu konuda aşağıdaki linki okumanızı da tavsiye ediyorum:
    http://www.al-shia.org/html/tur/doua/01/03.html

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X