Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hocam, ayet ve hadis bu

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hocam, ayet ve hadis bu

    Hz.Aişe diyorki:
    -"Ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tefsir/33/7,Kitabu'n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'r-Rida/49, hadis no:1464; Ibn Mace Sünen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed Ibn Hanbel, 6/134,158)

    Nedir bu sözün Türkçesi?
    "Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum." (Ahmed Davudoglu, Sahih-i Müslim Terceme ve Serhi. 7/402)

    "Rabbin Teala (kadınlarının değil) ancak senin arzunun tahakkuna müsaraat ediyor.

    VE AYET:
    Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halimdir. (AHZAP51)

    Hocam gördüğümüz gibi istediğini geriye bırak dilediğini yanına al deniyor ayette. İşte ben bu ayeti sormuştum.

    #2
    Ynt: Hocam, ayet ve hadis bu

    Hocam affınıza sığınarak araya bunları eklemek istiyorum:







    Ahmet Davutoğlu: "Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum."

    Kamil Miras: "Rabbin Teala (kadınlarının değil) ancak senin arzunun tahakkuna müsaraat ediyor. (Diyanet Yayınları)

    Yorum


      #3
      Ynt: Hocam, ayet ve hadis bu

      Bismillahirrahmanirrahim

      Muhterem kardeşim, dörtten çok evlilik nasıl Resulullah'a has bir hüküm ise, bu da Resulullah'a has bir hükümdür. Bunun muhtelif sebepleri vardır. Birisi şudur ki Resulullah Allah tarafından zamanını hanımları arasında paylaştırmanın keyfiyeti hakkında serbest bırakılmasına rağmen nadir bazı zaruri durumlar hariç yine de onlar arasında adaleti riayet ediyordu. Efendimizin hayatını tarafsız bir gözle okuyan her kes bunu teslim eder. Bu da Resulullah'ın aslında ne kadar insani ve adil davrandığını göstermek açısından çok daha etkili bir durumdur. Zira bu durum farz olsaydı ve Resulullah bir anlamda mecburen bunu yapmış olsaydı, çok da kıymet-i harbiyesi olmazdı bu davranışın. Düşünün, adil davranmak diğer insanlara farz kılındığı halde genelde bu hükmü riayet etmiyorlar maalesef. Ama Allah'ın Resulü, Allah tarafından serbest bırakılmasına rağmen bunu riayet etme fedakârlığını gösteriyordu. “Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur” cümlesinden bunu rahatlıkla anlıyoruz. Zira eğer Resulullah zannedildiği gibi hep keyfi ve adalete aykırı davranmış olsaydı, bu hanımlarının gözlerini aydınlatmaz ve hüzünlenmemelerini sağlamaz, tam tersine onları hüzne boğardı. Ama ayet öyle demiyor. Demek ki Resulullah’ın zevcelerinin sevinme ve rahatlamalarını sağlama açısından, Allah Resulü’nün, üzerine farz olmadığı halde mümkün mertebe onlar arasında adaleti sağlamaya çalışması daha uygun bir seçenekti.

      İkinci husus şudur ki Resulullah (s.a.a), çok önemli ve hassas bir mesuliyete sahipti. Dolayısıyla bazen mesuliyetin önemi, ağırlığı ve hassasiyeti, diğer birçok şeyden feragat etmesi ve kendini yapacağı önemli işlere adamasını gerektiriyordu. Medine döneminde (ki ayet de o dönemde nazil olmuştur) ortalama her ay bir savaşa katılıyordu.. Dolayısıyla bu serbestliğin Resulullah'a verilmesi, haşa onun daha rahat keyfine bakmasını sağlamak için değil, sorumluklarını daha iyi yerine getirmesi içindi.

      Üçüncü husus şu ki ayetten de istifade edildiği gibi bu hükmün bir sebebi de Resulullah'ın eşleri ve onlarla ilgili olanlar için bir imtihandı. Onların Resulullah'a teslimiyet ve güvenlerini ölçmek için... "Allah kalplerinizde olanı bilir" cümlesi bunu açıkça ortaya koyuyor. Yani kalplerinizde bu hükme rıza gösterip göstermediğinizi, teslim olup olmadığınızı biliyor...

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X