Arkadaşlar şu an Ayetullah Hamaneyi rehber olarak görüyorsunuz ve her dediğini kabul ediyorsunuz değil mi? İşte yanlışlık burada başlamıyor mu sizce? Ali Hamaney masummuda her dediği kabul ediliyor. Bence Şia bunu tartışmalıdır. Alimlerden faydalanmaya evet ama onları aşırı kutsallaştırmaya hayır.
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Ayetullah Hamanei ile ilgili bir soru?
Daraltma
X
-
Etiketler: Yok
-
Ynt: Ayetullah Hamanei ile ilgili bir soru?
ben bu soruyu münzara bölümüne yazmıştım ama buraya konmasıda iyi olmuş aslında, hocamız bakalım ne diyecek?
-
Ynt: Ayetullah Hamanei ile ilgili bir soru?
Bismillahirrahmanirrahim
Muhterem kardeşim, bunun masumiyetle bir alakası yoktur. Bu uzman olmayan bir kişinin uzman olan birisine müracaat etmesi ve onun direktifleri doğrultusunda hareket etmesidir. Tıpkı doktor ve uzman olmayan bir hastanın uzman ve güvenilir bir doktora tedavi için müracaat etmesi ve onun direktiflerine göre hareket etmesi gibidir. Verilen örnekte hasta, önce doktorun hem uzmanlığını hem de güvenirliğini araştırması lazım. İmkanı ölçüsünde bunu yapıp da güven hasıl olduğunda, doktora baş vurmaktan başka bir şansı var mı hastanın? Elbette hastanın bütün araştırmalarına rağmen yine de vardığı sonucun yanlış olma ihtimali vardır. Çünkü masum değildir. Ama yapacağı her şeyi yapmışsa, yine de yanlış çıkma ihtimali var diye, doktora teslim olmayı, tedaviyi reddederse, burada akıl sahibi insanlar bu işi makul karşılar mı? Elbette hayır. Zira tedavi durumunda yanlış bir sonuç çıkma ihtimali birse, tedaviyi reddedip de hastalığıyla baş başa kaldığında risk ve tehlike ihtimali bindir. Yine de eğer daha sonra doktorun uzman olmadığı, güvenilir birisi olmadığı kendisine sabit olursa, o zaman onu bırakıp başka birisine başvurabilir. Kimse ona uzman olmadığı, dolayısıyla teşhis veya tedavide hata yaptığı sabit olsa bile, vazgeçme hakkın yoktur, ne olursa olsun bu durum devam etmelidir demez, diyemez. İşte böyle bir durumda hastanın doktora müracaat etmesi ve onun direktiflerine göre amel etmesi gerektiği her şeyden önce aklın hükmü değil mi? Bunu yapmak doktorun masum olduğuna mı inanmaktır? Değilse ve bir zaruret ise (ki öyledir), müctehidin ve veliyyi fakihin fetva ve hükümlerine amel etmek, ona itaat etmek de aynıdır.
Bir başka örnek vermek gerekirse, bir savaş halinde, askerin komutanların emirlerine itaat etmesi gerektiği, aklın, mantığın bir gereği ve bir zaruret değil midir? Şimdi burada itaat etmek veya itaat edilmesi gerektiğine inanmak, o komutanların masum olduğuna inanmak mıdır? Asker, kendisine emir veren, komutana hücum anında dönüp, "Dur hele sen masum musun? Ben sana neden itaat edeyim? Belki hata yapıyorsun?" derse bunu akıllılar örfü onaylar mı? Kabul eder mi? Eğer değilse (ki değildir), veliyyi fakih ve müctehid konusunda da durum aynıdır.
Kaldı ki bu sadece Şia'ya has bir şey değil ki? Ehl-i Sünnet’te de örneğin kendilerine Hanefi diyen kimseler, İmam Ebu Hanife'nin fetva ve görüşlerine göre hareket etmeye kendilerini mülzem görmüyorlar mı? Şimdi bu, onların Ebu Hanife'yi masum olarak gördüklerini mi gösterir? Eğer hayırsa, bu da hayır, eğer evetse bu da evet. O zaman neden oraya gelince masum demiyorsunuz da buraya gelince diyorsunuz?
Yorum
Yorum