EMİR’UL-MUMİNİN HZ. ALİ’NİN (A.S) YEMEN HALKINI İSLAM’A DAVET ETMESİ
Emir’ul-Müminin hazretlerinin bir diğer menkıbesi (fazileti) de bütün tarihçilerin ittifakla kabul ettikleri şu olaydır:
Resulullah (s.a.a) Halid b. Velid’i, Yemen halkını İslam’a davet etmekle görevlendirip oraya gönderdi. Müslümanlardan bir grubu da Halid’in yanına verdi. Bunların arasında Burrâ b. Azib’de vardı.
Halid altı ay boyunca Yemen halkını İslam’a davet etti. Ama hiçbirisi icabet etmedi. Sözleri hiç kimseyi etkilemedi. Resulullah bunu duyunca pek üzülmüş ve Ali’yi Yemen’e gönderip Halid ve arkadaşlarını geri istetti. Halid’in yanındakilerden Burrâ b. Azib diyor ki: Ben Ali’nin yanında kalmayı tercih ettim. Yemen halkı Ali’nin geldiğini duyunca etrafına toplandılar. Ali b. Ebu Talib sabah namazını kıldırdıktan sonra halka dönüp ALLAH’a hamdü sena ederek, Resulullah’ın kendilerine yazdığı mektubu okudu. Hemdan kabilesi hemen o gün iman ederek müslüman oldu. Ali’de Hemdan kabilesinin müslü¬man oluşunu Resulullah’a bildirdi. Allâh’ın Resulü bu haberi duyunca pek sevinmiş hemen secdeye kapanıp ALLAH’a şükretmiş ve Hemdan kabilesine selam olsun buyurmuştu. Hemdan kabilesinin müslüman olmasıyla birlikte bütün Yemen halkın İslamiyeti kabul etmişlerdi.
Bu da Ali (a.s)’den başka kimseye nasip olmamış bir fazilettir. Zira Resulullah Halid’in Yemen’deki başarısızlığını duyunca, Ali’den başka kimse¬nin bunu başaramayacağını düşünmüştü. Dolayısıyla bu görevi ona tevdi etmiş ve oda en iyi şekilde başararak, ALLAH’ın Resulünün istediği ve arzula¬dığı şekilde yerine getirmişti. Onun hüsnü niyet ile gösterdiği çaba, halka karşı ALLAH rızasına dayanan davranışıyla ve o bölgede İslam dinin temellerini sağlamlaştırmasıyla ALLAH’ın Resulünü hoşnut kılmıştır.
(İrşad-ı Mufid, 22. Fasıl)
Emir’ul-Müminin hazretlerinin bir diğer menkıbesi (fazileti) de bütün tarihçilerin ittifakla kabul ettikleri şu olaydır:
Resulullah (s.a.a) Halid b. Velid’i, Yemen halkını İslam’a davet etmekle görevlendirip oraya gönderdi. Müslümanlardan bir grubu da Halid’in yanına verdi. Bunların arasında Burrâ b. Azib’de vardı.
Halid altı ay boyunca Yemen halkını İslam’a davet etti. Ama hiçbirisi icabet etmedi. Sözleri hiç kimseyi etkilemedi. Resulullah bunu duyunca pek üzülmüş ve Ali’yi Yemen’e gönderip Halid ve arkadaşlarını geri istetti. Halid’in yanındakilerden Burrâ b. Azib diyor ki: Ben Ali’nin yanında kalmayı tercih ettim. Yemen halkı Ali’nin geldiğini duyunca etrafına toplandılar. Ali b. Ebu Talib sabah namazını kıldırdıktan sonra halka dönüp ALLAH’a hamdü sena ederek, Resulullah’ın kendilerine yazdığı mektubu okudu. Hemdan kabilesi hemen o gün iman ederek müslüman oldu. Ali’de Hemdan kabilesinin müslü¬man oluşunu Resulullah’a bildirdi. Allâh’ın Resulü bu haberi duyunca pek sevinmiş hemen secdeye kapanıp ALLAH’a şükretmiş ve Hemdan kabilesine selam olsun buyurmuştu. Hemdan kabilesinin müslüman olmasıyla birlikte bütün Yemen halkın İslamiyeti kabul etmişlerdi.
Bu da Ali (a.s)’den başka kimseye nasip olmamış bir fazilettir. Zira Resulullah Halid’in Yemen’deki başarısızlığını duyunca, Ali’den başka kimse¬nin bunu başaramayacağını düşünmüştü. Dolayısıyla bu görevi ona tevdi etmiş ve oda en iyi şekilde başararak, ALLAH’ın Resulünün istediği ve arzula¬dığı şekilde yerine getirmişti. Onun hüsnü niyet ile gösterdiği çaba, halka karşı ALLAH rızasına dayanan davranışıyla ve o bölgede İslam dinin temellerini sağlamlaştırmasıyla ALLAH’ın Resulünü hoşnut kılmıştır.
(İrşad-ı Mufid, 22. Fasıl)