: GEYLANININ EHLİBEYT HAKKINDA GÖRÜŞÜ
"Eğer yukarıdaki yorumlar kitap halinde basılsa ve Ehlibeyt mektebi mensupları Abdulkadir Geylani hakkında bu söylemleri var,diğer evliyalara böyle yaklaşıyor denilse Ehli beyt mektebi bizim hatalarımazdan dolayı büyük darbe yer ve bazılarına koz vermiş oluruz.
önce yukarıdaki yorumlar doğru mu yanlış mı bakmak lazım. biz isterdik ki bunu belirtesiniz.. bunlar doğru mu yanlış mı. yanlışsa bunları söylemek her zaman mektebe zarar verir, kitap olarak basılsın ya da konuşulsun.. doğruysa bu zaman buna uygun değil diyorsanız bu durumda bu zaman neden uygun değildir onu konuşmamız gerekir. ki sizin aşağıya aldığınız hadisten bu ikinci görüşü paylaştığınızı anlıyoruz:
"İmam Cafer Sadık(as):
“Zamanını iyi bilen kimse,uğursuz ve üzücü olayların saldırısına uğramaz.” diyor.
İmam Ali(as):
"Dünya inattan sonra yavrusuna şefkatle dönen ısırıcı deve gibi şefkatle bize dönecektir."diyor.
KAPI AÇILIR SEN YETERKİ VURMASINI BİL!..
NE ZAMAN?BİLMEM!
YETERKİ O KAPIDA DURMASINI BİL."
biz zamanın bu söylediklerimiz için tam da uygun olduğunu düşünüyoruz. Çünkü İmam Cafer Sadık a.s.'ın zamanındaki gibi hürriyet ortamı var. O da o zamanda mektebi en açık ilkeleriyle takiyyesiz anlatmıştı.
Şia için hakikatleri söylemenin tek şartı vardır zulüm olmaması. din tehliyeye girmemesi. bu gün şia anlatıldığında ne kişisel zarar vardır ne de mektep zarara uğramaktadır. Mektep şia alimlerince dimdik ayakta tutulmakta iken biz de şahsımız olarak bu mektebi anlattığımız için zarara uğruyor değilz. Öyleyse o zaman tam bu zamandır. Böyle rahat zamanlarda takiyye yapmak caiz değildir.. O yüzden hakikat olanca çıplaklığıyla anlatılmalı ulaştırılabilecek herkese ulaştırılmalıdır.
insanlar reddedecekmiş, kendilerini farklı hissedeceklermiş, mektebe daha da düşman olacaklarmış biz bunları bilemeyiz. bu tür vesvese ve ön yargılar bize şeytandan gelen vesveselerdir. Çünkü biz hakikate kimin nasıl tepki vereceğini asla bilemeyiz çünkü kalpler Allah'ın müdahale ve bilgisi dahilindedir. Eğer hakikati olanca çıplaklığıyla anlatmasalar, falancalar çekinecek kendilerini sapık hissedecek diye örtselerdi maskelerle sunsalardı, şii alimlerimizin kitaplarını okuyan örneğin ben, Ehlibeyt mektebi ve imameti kavrayamazdım. Sorularıma cevapları bu kadar net göremezdim..
yani şunu demenin artık vakit gelmedi mi? siz 4 mezhebe uymakla delilsiz iş yapıyorsunuz. Hani ayet hadis var mı bunlara uyabilir dininizi bunlardan alabilirsiniz diye.. Abdülkadir Geylaniyi hangi ayet ve hadis gereği büyük görüyor ona uymanın şart olduğunu söylüyorsunuz diye bu zamanda sorup insanların düşünmelerini sağlamayacağız da ne zaman sağlayacağız.. Gelani tarikatının kuracağı şeriat despotluğunda mı bunları söyleyebileceğiz.. bir gurup ya da Allah katında hiç bir delile sahip olmayan bir cemaat devletine dönüştüğünde mi söyleyeceğiz bu hakikatleri..
"Bir Sünni alim olan Mevdudi İnkılaba bakış açısı şöyledir;
“İmam Humeyni’nin İnkılâbı İslami bir inkılaptır.Pakistan İslami Cemaati’nin taraftarları ve diğer Müslümanların vazifesi İnkılâbı teyit etmek ve tüm zeminlerde dayanışmalarını göstermektir.”
"
eğer bir sünni alim İslam inkılabını benimsemiş ve onu meşru ilan etmiş yayılmasına katkı sağlamışsa, bu sünnilerin bizden alacaklı olmalarını sağlamaz. Müslüman olanlar Peygamberi minnet altına almak isterlerken ayet geldi siz kendiniz için müslüman oldunuz, Allah ve resulünü minnet altında bırakamazsınız sizi Allah ve resulü minnet altında bırakır ancak.. şeklinde..
Mevdudi inkılabı benimsemişse ku kendi yararınadır. kendini kurtarmıştır. Ehlibeyt mektebi ona borçlu değildir. diğerlerinin de bunu görmesi için terisine Ehlibeyt mektebi daha da çok çalışmalıdır. Mevdudinin benimsediği siyasi yönü itikadi ve ameli yönlere de taşımalı ki kurtuluşu tamamlansın. eğer o öldüyse kalanlarına bu mektep tam olarak gösterilmelidir. ki kurtuluşları mümkün olsun..
"Ortadoğunun en çok sevilen liderleri Ahmedinecad,Hasan Nasrullah ve Beşar Esaddır.Peki Ortadoğu'daki tüm müslümanlar şii midir?İmam'ın çizgisi,yolu ve basiretiyle ve Sunnilere yaklaşım tarzı isabetli olmasaydı bu ortam kesinlikle oluşmazdı."
bakın imamın çizgisi nasıldı, son vasiyetlerinde bu konuda söyledikleri:
"Biz ve bütün varlığıyla İslâm ve Kur’an’a bağlı bulunan milletimiz; baştan sona kadar Müslümanların, hatta bütün insanlığın vahdetinden sözeden Kur’ânî hakikatleri türbeler ve mezarlıklardan kurtarmak ve onu insanoğlunun eline, ayağına, kalbine ve aklına dolanan; yokluğa, yokoluşa, taağutilere esir ve köle olmaya sürükleyen bütün zincirlerden kurtarabilecek yegâne reçete olarak yüceltmek isteyen bir mezhebe mensup olmakla iftihar ederiz. Keza, kurucusunun, ALLAH Tealâ’nın emriyle ALLAH Resulü sallALLAHu aleyhi ve âlihi ve sellem olduğu ve bütün bağlardan kurtulmuş olan Emir’el Mü’minin Ali b. Ebu Tâlib’in insanlığı tüm kölelik ve zincirlerden kurtarmakla görevlendirildiği bir mezhebe mensup olmakla iftihar duyarız.
Kur’an’dan sonra maddi ve mânevi hayatın en büyük düsturu olan ve insanlığı kurtuluşa götürecek en yüce kitap sayılan, mânevi ve devlet yönetimiyle ilgili emirleri en büyük kurtuluş yolu bulunan Nehc’ul Belağa[23] kitabının bizim mâsum imamımıza aid oluşuyla övünürüz.
Ebu Talib oğlu Ali’den, kadir ALLAH’ın kudretiyle hayatta bulunan ve her şeye nezaret eden insanlığın kurtarıcısı, zamanın sahibi hz. Mehdi’ye[24] – hepsine binlerce selam ve tahiyyât olsun – varıncaya kadar tüm mâsum imamların[25] bizim imamlarımız olmasıyla iftihar ederiz.
Kur’ân-ı Said[26] adıyla anılan hayat verici duaların bizim mâsum imamlarımıza aid oluşuyla övünürüz biz. İmamların Şâbâniyye Münacaatı,[27] Hüseyin b. Ali aleyhisselam’ın[28] Arafat duâsı,[29] Muhammed soyunun Zebur’u[30] olan Sahife-i Seccadiye[31] ve ALLAH Tealâ tarafından Zehra-ı Merziyye’ye[32]) ilham edilmiş olan Sahife-i Fâtımiyye[33] ile de iftihar ederiz.
Bâkır’el Ulum’un[34] târihin en yüce kişiliği olmasıyla övünç duymadayız biz; ALLAH Teâlâ, Resul sallALLAHu aleyhi ve Alihi ve sellem ve mâsum imamlardan başka kimsenin idrâk edemediği ve edemeyeceği o da bizdendir.
Mezhebimizin Câ’feri[35] oluşuyla övünürüz biz; ki sonsuz bir derya olan fıkhımız[36] onun eserlerinden biridir yalnızca… Ve biz, ALLAH’ın salat ve selamı onlara olsun, tüm mâsum imamlarla iftihar ve onların yolunu izleyeceğimizi taahhüd etmişizdir."
......
vasiyetin bu bölümünde imamın vasiyeti demeden biz desek ki bu mektep şiayla biz övünüyoruz. hemen patlardınız... Ama İmam Humeyni dedin deyince duruyorsanız bu sizin bize gücünüzün yettiğini gösterir.
doğrunun peşinde olmadığınızı güce bakarak doğru yanlışı tespit ettiğinizi, bizim zayıf olmamız bir makamımızın olmaması nedeniyle söylediklerimizi hafife alıp yanlış bulduğunuzu gösterir.
"İmam Humeyni;
“Sunnilik ve Şiilik ayırımını yapanları kendi saflarınızdan çıkarınız” "
demişiniz. Ama İmam- Rahilin bunu kimler için dediğini farketmemişsiniz. İmam bunu olmayan ihtilafları iftiralarla uyduran ve yayan abd ajanları hakkında söylemetkedir..
Nereden mi anlıyoruz? mesela yine vasiyetinden:
" Keza hepimiz şunu bilmeliyiz ki Müslümanlar arasında vahdeti sağlayacak şey; Müslümanların, özellikle, ALLAH’ın salat ve selamı onlara olsun Eimme-i İsni Aşer/On İki İmam/Şiâsı’nın kimliğinin[60] koruyucusu olan, bu siyasi merasimlerdir… Ve hatırlatmam gereken nokta şudur: Benim siyasi-ilâhî vasiyyetim, şanı yüce İran milletine mahsus değil, bilakis, bütün Müslüman milletler ve hangi din ve millete mensup olursa olsun, dünyanın bütün mazlumlarına bir tavsiyedir."
İmam Humeyni r.a. güya size göre şimdi mezhepçilik yapmış oluyor. Mezhep ayırımını körüklemiş oluyor. Şii merasimlerin her yere yayılmasını şii sünni tüm dünya halklarına hatta gayri müslimlere bile tavsiye ediyor.. yani sizin de göreviniz şayat imama bağlıysanız 12 imam mezhebinin siysi merasimlerini her yere yaymanızdır.. bize muhalefet etmek değil..
"İmam Hamaney-Ehl-i Sünnete saldırmak Amerika ve Siyonizme Hizmettir.-
“Geçmişten şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla,emperyalistlere bağlı tek bir merkez tarafından hem Şia hem de Ehl-i sünnet aleyhinde küfür ve iftiraların yer aldığı nice kitaplar basılmıştır.İşte bu tehlikeli gerçek bile bir ihtar ve bir uyanış vesilesi değil midir? Bu kitapların yayılması Amerika ve Siyonizmin hedeflerine katkıda bulunmaktır.Herkes şunu bilsin ki,bu tür kitaplar hiçbir suninin gönlünü de şia inançlarına çekemeyecektir. Ehl-i Sünnet’e saldırıp iftira atmakla Şia’yı savunabileceklerini sananlar bilsinler ki, bu eylem düşmanlık ateşini körüklemekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.Bu tür hareketler,Velayet’in savunması olmayıp,Amerika ve Siyonizm’i savunmak demektir.”
bu cümleleri doğru anlamak için şu vurgular yeterlidir:
"Ehl-i sünnet aleyhinde küfür ve iftiraların yer aldığı nice kitaplar basılmıştır."
biz hiç bir yazımızda böyle bir iftiraya yeltenmedik. iftirayı şiayı anlatan hiç bir şii yapmaz. Ehlibeyt mektebi iftiraya herkesten daha uzaktır.. Eğer yazdıklarımızda bir tane iftira varsa bizi uyarın.. Ama İmam Hamanei'nin de İmamı Rahilin r.a. de söylediği şianın anlatılması değil. eğer öyle olsaydı ihtilaf ve tartışma kitapları olan peşaver geceleri gibi kitapları yasaklarlardı.. İmametten büyük ihtilaf yoktur. Ama tüm taklit merciilerimiz her zaman her yerde imameti anlatmışlar vurgulamışlardır.. bu ihtilaf çıkarmak değil var olan ihtilafta doğruya vurgu yapmaktır. onu açıklamaktır.. tanıtmaktır.. Ama siyonistlerin ve müsteşriklerin yaptığı olmayan ihtilaflar yaratmaktır. denen bu..
"Şeyh Naim:
“Sünnilerin yeri Şiilerin kalbidir.’"
burda denmek istenen hedef nedir anlamadım? söyleneni anladım ama.. bir şii olarak benim kalbim Ehlibeyt sevgisiyle dolu. ve Ehlibeyti tüm büyütülmüş sahte din büyüklerinden daha çok sevenlerin sevgisiyle doludur kalbim..
ves selam..
[/quote]
"Eğer yukarıdaki yorumlar kitap halinde basılsa ve Ehlibeyt mektebi mensupları Abdulkadir Geylani hakkında bu söylemleri var,diğer evliyalara böyle yaklaşıyor denilse Ehli beyt mektebi bizim hatalarımazdan dolayı büyük darbe yer ve bazılarına koz vermiş oluruz.
önce yukarıdaki yorumlar doğru mu yanlış mı bakmak lazım. biz isterdik ki bunu belirtesiniz.. bunlar doğru mu yanlış mı. yanlışsa bunları söylemek her zaman mektebe zarar verir, kitap olarak basılsın ya da konuşulsun.. doğruysa bu zaman buna uygun değil diyorsanız bu durumda bu zaman neden uygun değildir onu konuşmamız gerekir. ki sizin aşağıya aldığınız hadisten bu ikinci görüşü paylaştığınızı anlıyoruz:
"İmam Cafer Sadık(as):
“Zamanını iyi bilen kimse,uğursuz ve üzücü olayların saldırısına uğramaz.” diyor.
İmam Ali(as):
"Dünya inattan sonra yavrusuna şefkatle dönen ısırıcı deve gibi şefkatle bize dönecektir."diyor.
KAPI AÇILIR SEN YETERKİ VURMASINI BİL!..
NE ZAMAN?BİLMEM!
YETERKİ O KAPIDA DURMASINI BİL."
biz zamanın bu söylediklerimiz için tam da uygun olduğunu düşünüyoruz. Çünkü İmam Cafer Sadık a.s.'ın zamanındaki gibi hürriyet ortamı var. O da o zamanda mektebi en açık ilkeleriyle takiyyesiz anlatmıştı.
Şia için hakikatleri söylemenin tek şartı vardır zulüm olmaması. din tehliyeye girmemesi. bu gün şia anlatıldığında ne kişisel zarar vardır ne de mektep zarara uğramaktadır. Mektep şia alimlerince dimdik ayakta tutulmakta iken biz de şahsımız olarak bu mektebi anlattığımız için zarara uğruyor değilz. Öyleyse o zaman tam bu zamandır. Böyle rahat zamanlarda takiyye yapmak caiz değildir.. O yüzden hakikat olanca çıplaklığıyla anlatılmalı ulaştırılabilecek herkese ulaştırılmalıdır.
insanlar reddedecekmiş, kendilerini farklı hissedeceklermiş, mektebe daha da düşman olacaklarmış biz bunları bilemeyiz. bu tür vesvese ve ön yargılar bize şeytandan gelen vesveselerdir. Çünkü biz hakikate kimin nasıl tepki vereceğini asla bilemeyiz çünkü kalpler Allah'ın müdahale ve bilgisi dahilindedir. Eğer hakikati olanca çıplaklığıyla anlatmasalar, falancalar çekinecek kendilerini sapık hissedecek diye örtselerdi maskelerle sunsalardı, şii alimlerimizin kitaplarını okuyan örneğin ben, Ehlibeyt mektebi ve imameti kavrayamazdım. Sorularıma cevapları bu kadar net göremezdim..
yani şunu demenin artık vakit gelmedi mi? siz 4 mezhebe uymakla delilsiz iş yapıyorsunuz. Hani ayet hadis var mı bunlara uyabilir dininizi bunlardan alabilirsiniz diye.. Abdülkadir Geylaniyi hangi ayet ve hadis gereği büyük görüyor ona uymanın şart olduğunu söylüyorsunuz diye bu zamanda sorup insanların düşünmelerini sağlamayacağız da ne zaman sağlayacağız.. Gelani tarikatının kuracağı şeriat despotluğunda mı bunları söyleyebileceğiz.. bir gurup ya da Allah katında hiç bir delile sahip olmayan bir cemaat devletine dönüştüğünde mi söyleyeceğiz bu hakikatleri..
"Bir Sünni alim olan Mevdudi İnkılaba bakış açısı şöyledir;
“İmam Humeyni’nin İnkılâbı İslami bir inkılaptır.Pakistan İslami Cemaati’nin taraftarları ve diğer Müslümanların vazifesi İnkılâbı teyit etmek ve tüm zeminlerde dayanışmalarını göstermektir.”
"
eğer bir sünni alim İslam inkılabını benimsemiş ve onu meşru ilan etmiş yayılmasına katkı sağlamışsa, bu sünnilerin bizden alacaklı olmalarını sağlamaz. Müslüman olanlar Peygamberi minnet altına almak isterlerken ayet geldi siz kendiniz için müslüman oldunuz, Allah ve resulünü minnet altında bırakamazsınız sizi Allah ve resulü minnet altında bırakır ancak.. şeklinde..
Mevdudi inkılabı benimsemişse ku kendi yararınadır. kendini kurtarmıştır. Ehlibeyt mektebi ona borçlu değildir. diğerlerinin de bunu görmesi için terisine Ehlibeyt mektebi daha da çok çalışmalıdır. Mevdudinin benimsediği siyasi yönü itikadi ve ameli yönlere de taşımalı ki kurtuluşu tamamlansın. eğer o öldüyse kalanlarına bu mektep tam olarak gösterilmelidir. ki kurtuluşları mümkün olsun..
"Ortadoğunun en çok sevilen liderleri Ahmedinecad,Hasan Nasrullah ve Beşar Esaddır.Peki Ortadoğu'daki tüm müslümanlar şii midir?İmam'ın çizgisi,yolu ve basiretiyle ve Sunnilere yaklaşım tarzı isabetli olmasaydı bu ortam kesinlikle oluşmazdı."
bakın imamın çizgisi nasıldı, son vasiyetlerinde bu konuda söyledikleri:
"Biz ve bütün varlığıyla İslâm ve Kur’an’a bağlı bulunan milletimiz; baştan sona kadar Müslümanların, hatta bütün insanlığın vahdetinden sözeden Kur’ânî hakikatleri türbeler ve mezarlıklardan kurtarmak ve onu insanoğlunun eline, ayağına, kalbine ve aklına dolanan; yokluğa, yokoluşa, taağutilere esir ve köle olmaya sürükleyen bütün zincirlerden kurtarabilecek yegâne reçete olarak yüceltmek isteyen bir mezhebe mensup olmakla iftihar ederiz. Keza, kurucusunun, ALLAH Tealâ’nın emriyle ALLAH Resulü sallALLAHu aleyhi ve âlihi ve sellem olduğu ve bütün bağlardan kurtulmuş olan Emir’el Mü’minin Ali b. Ebu Tâlib’in insanlığı tüm kölelik ve zincirlerden kurtarmakla görevlendirildiği bir mezhebe mensup olmakla iftihar duyarız.
Kur’an’dan sonra maddi ve mânevi hayatın en büyük düsturu olan ve insanlığı kurtuluşa götürecek en yüce kitap sayılan, mânevi ve devlet yönetimiyle ilgili emirleri en büyük kurtuluş yolu bulunan Nehc’ul Belağa[23] kitabının bizim mâsum imamımıza aid oluşuyla övünürüz.
Ebu Talib oğlu Ali’den, kadir ALLAH’ın kudretiyle hayatta bulunan ve her şeye nezaret eden insanlığın kurtarıcısı, zamanın sahibi hz. Mehdi’ye[24] – hepsine binlerce selam ve tahiyyât olsun – varıncaya kadar tüm mâsum imamların[25] bizim imamlarımız olmasıyla iftihar ederiz.
Kur’ân-ı Said[26] adıyla anılan hayat verici duaların bizim mâsum imamlarımıza aid oluşuyla övünürüz biz. İmamların Şâbâniyye Münacaatı,[27] Hüseyin b. Ali aleyhisselam’ın[28] Arafat duâsı,[29] Muhammed soyunun Zebur’u[30] olan Sahife-i Seccadiye[31] ve ALLAH Tealâ tarafından Zehra-ı Merziyye’ye[32]) ilham edilmiş olan Sahife-i Fâtımiyye[33] ile de iftihar ederiz.
Bâkır’el Ulum’un[34] târihin en yüce kişiliği olmasıyla övünç duymadayız biz; ALLAH Teâlâ, Resul sallALLAHu aleyhi ve Alihi ve sellem ve mâsum imamlardan başka kimsenin idrâk edemediği ve edemeyeceği o da bizdendir.
Mezhebimizin Câ’feri[35] oluşuyla övünürüz biz; ki sonsuz bir derya olan fıkhımız[36] onun eserlerinden biridir yalnızca… Ve biz, ALLAH’ın salat ve selamı onlara olsun, tüm mâsum imamlarla iftihar ve onların yolunu izleyeceğimizi taahhüd etmişizdir."
......
vasiyetin bu bölümünde imamın vasiyeti demeden biz desek ki bu mektep şiayla biz övünüyoruz. hemen patlardınız... Ama İmam Humeyni dedin deyince duruyorsanız bu sizin bize gücünüzün yettiğini gösterir.
doğrunun peşinde olmadığınızı güce bakarak doğru yanlışı tespit ettiğinizi, bizim zayıf olmamız bir makamımızın olmaması nedeniyle söylediklerimizi hafife alıp yanlış bulduğunuzu gösterir.
"İmam Humeyni;
“Sunnilik ve Şiilik ayırımını yapanları kendi saflarınızdan çıkarınız” "
demişiniz. Ama İmam- Rahilin bunu kimler için dediğini farketmemişsiniz. İmam bunu olmayan ihtilafları iftiralarla uyduran ve yayan abd ajanları hakkında söylemetkedir..
Nereden mi anlıyoruz? mesela yine vasiyetinden:
" Keza hepimiz şunu bilmeliyiz ki Müslümanlar arasında vahdeti sağlayacak şey; Müslümanların, özellikle, ALLAH’ın salat ve selamı onlara olsun Eimme-i İsni Aşer/On İki İmam/Şiâsı’nın kimliğinin[60] koruyucusu olan, bu siyasi merasimlerdir… Ve hatırlatmam gereken nokta şudur: Benim siyasi-ilâhî vasiyyetim, şanı yüce İran milletine mahsus değil, bilakis, bütün Müslüman milletler ve hangi din ve millete mensup olursa olsun, dünyanın bütün mazlumlarına bir tavsiyedir."
İmam Humeyni r.a. güya size göre şimdi mezhepçilik yapmış oluyor. Mezhep ayırımını körüklemiş oluyor. Şii merasimlerin her yere yayılmasını şii sünni tüm dünya halklarına hatta gayri müslimlere bile tavsiye ediyor.. yani sizin de göreviniz şayat imama bağlıysanız 12 imam mezhebinin siysi merasimlerini her yere yaymanızdır.. bize muhalefet etmek değil..
"İmam Hamaney-Ehl-i Sünnete saldırmak Amerika ve Siyonizme Hizmettir.-
“Geçmişten şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla,emperyalistlere bağlı tek bir merkez tarafından hem Şia hem de Ehl-i sünnet aleyhinde küfür ve iftiraların yer aldığı nice kitaplar basılmıştır.İşte bu tehlikeli gerçek bile bir ihtar ve bir uyanış vesilesi değil midir? Bu kitapların yayılması Amerika ve Siyonizmin hedeflerine katkıda bulunmaktır.Herkes şunu bilsin ki,bu tür kitaplar hiçbir suninin gönlünü de şia inançlarına çekemeyecektir. Ehl-i Sünnet’e saldırıp iftira atmakla Şia’yı savunabileceklerini sananlar bilsinler ki, bu eylem düşmanlık ateşini körüklemekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.Bu tür hareketler,Velayet’in savunması olmayıp,Amerika ve Siyonizm’i savunmak demektir.”
bu cümleleri doğru anlamak için şu vurgular yeterlidir:
"Ehl-i sünnet aleyhinde küfür ve iftiraların yer aldığı nice kitaplar basılmıştır."
biz hiç bir yazımızda böyle bir iftiraya yeltenmedik. iftirayı şiayı anlatan hiç bir şii yapmaz. Ehlibeyt mektebi iftiraya herkesten daha uzaktır.. Eğer yazdıklarımızda bir tane iftira varsa bizi uyarın.. Ama İmam Hamanei'nin de İmamı Rahilin r.a. de söylediği şianın anlatılması değil. eğer öyle olsaydı ihtilaf ve tartışma kitapları olan peşaver geceleri gibi kitapları yasaklarlardı.. İmametten büyük ihtilaf yoktur. Ama tüm taklit merciilerimiz her zaman her yerde imameti anlatmışlar vurgulamışlardır.. bu ihtilaf çıkarmak değil var olan ihtilafta doğruya vurgu yapmaktır. onu açıklamaktır.. tanıtmaktır.. Ama siyonistlerin ve müsteşriklerin yaptığı olmayan ihtilaflar yaratmaktır. denen bu..
"Şeyh Naim:
“Sünnilerin yeri Şiilerin kalbidir.’"
burda denmek istenen hedef nedir anlamadım? söyleneni anladım ama.. bir şii olarak benim kalbim Ehlibeyt sevgisiyle dolu. ve Ehlibeyti tüm büyütülmüş sahte din büyüklerinden daha çok sevenlerin sevgisiyle doludur kalbim..
ves selam..
[/quote]
Yorum