Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Selahaddin Eyyubi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Selahaddin Eyyubi

    Selamun aleykum,
    Selahaddin Eyyubi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence kendisi büyük bir İslam kahramanıydı.

    #2
    Ynt: Selahaddin Eyyubi

    bence öyle değil. ben farklı okudum. ama ayrıntılarını hatırlamıyorum. arama motorunu kullanarak buradan ya da başka Ehlibeyt kaynaklarından konuyu öğrenebilirsiniz...

    Yorum


      #3
      Ynt: Selahaddin Eyyubi

      Peki bu düşünce Fatımileri yıktığı için mi? Selahaddin müthiş bir kumandandı. Hataları olabilir bu onun büyük insan olmasını değiştirmez?

      Yorum


        #4
        Ynt: Selahaddin Eyyubi

        Bu konu daha önce açılmıştı.
        Aşağıdaki linkten devam edilebilir :

        http://www.velayet.com/index.php?topic=22789.0
        http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

        Yorum


          #5
          Ynt: Selahaddin Eyyubi

          [quote author=pathfinder date=1388513139 link=topic=25334.msg171848#msg171848]
          Peki bu düşünce Fatımileri yıktığı için mi? Selahaddin müthiş bir kumandandı. Hataları olabilir bu onun büyük insan olmasını değiştirmez?[/quote]

          İskender, Sezar, Cengiz ve b. da müthiş bir kumandandı.

          Yorum


            #6
            Ynt: Selahaddin Eyyubi

            Bana kalırsa mezhebi taassuptan uzak durarak konuşmak gerekir. Bugün Hasan Nasrallah'ın kahraman olduğunu kim tartışabilir? Aynı şey Selahaddin Eyyubi için de geçerli. Ayrıca Sünni bir Müslüman olması neyi değiştirir ki? Sonuçta önemli olan La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah kelimesine iman etmek değil midir?
            Hem Fatımileri yıkması bana kalırsa isabetliydi, çünkü Fatımilerin mensup olduğu inanç, itikad İslam'dan çok uzak. Caferilikle alakası yok.

            Yorum


              #7
              Ynt: Selahaddin Eyyubi

              bir insan mezhebinden ya da inancından bağımsız düşünülemez, bir insan bunlardan bağımsız düşünmemeli, düşünen de isabetli yorum yapamaz. çünkü zaten farklı bakış ve değer yargılarına sahip olduğu için mezhepler var. bu durumda farklılıkları görebilmek için elbette mezhebe göre değerlendirilecek. bu zulüm yapmak anlamına gelmez. adalet her zaman her yerde geçerli tek kuraldır. adil olmanın yolu da insanları mezheplerine göre anlamaktır.

              eyyubi yaşamı boyunca mezhepten bağımsız mı yaşadı diyorsunuz, ki onu mezhebinden bağımsız değlendirelim.

              sünnilik batıldır. Allah sünniliği meşru kılmamıştır. tersine sünnliğe sapmamak için tüm insanlığı defalarca uyarmıştır. oraya sapanların ibadetlerini kabul etmeyeceğini bildirmiştir. işte bunlardan bazıları:

              1- size iki emanet bırakıyorum onlara sarılırsanız yolunuzu asla şaşırmazsınız Kur'an ve Ehlibeyt. (Resul diliyle Allah bu uyarıda bulunuyor)
              2- benden sonra 12 İmam gelecektir ki bunlar dindeki sapmalara karşı dini koruyacaklardır. (Resulün diliyle)
              3- her insan topluluğunu imamıyla çağırdığımız günü kitabı sağlarından verilenlere korku yoktur (isra 71)
              4- toptan Allah'ın ipine (Ehlibeyti bakınız tirmizi Ehlibeytin fazileti bölümü cilt 6) sarılın dağılmayın aksi halde gücünüz kaybolur (Ali İmran 103
              5- bu kitabı aralarında ihtilafa düştükleri konularda hakkı açıklamak için gönderdik (Nahl 64) (mezheplere sapmak ihtilafdır kitabın gönderilişi mezhepleri kaldırmaktır.)
              6- 4 mezhebe uyulabileceğine, 4 mezhebin fetva verebileceğine dair hiç bir ayet hadis yoktur. buna işaretler ayetlerde müşriklerin atalarına uymaktan başka hiç bir delil ve yöntemlerinin olmadığı Kur'anda çok yerde eleştişrilir. 4 mezhebe uyanlar da, atalarımızı bu yol üzere bulduk demekten başka cevap göstermezler, bu da Allah'ın onları uyardığı anlamına gelir.
              7- sünni kitaplarda Kur'an ve EHlibeyte uymayı emreden hadis olup Kur'an ve sünneti bıraktım benden sonra onlara uyun diye bir şey belirtmediğine göre bu durumda nasıl insanlar Ehlibeyti unutup sünnet denmiş bidatlara uyabilirler?

              bu ve daha sayısız deliller nedeniyle sünnilik tamamen batıldır ALlah sünni olarak yaşayanlardan bunu kabul edecek değildir. ancak mustaz'aflar hariç onların bağışlanması (mazur görülmesi) kesin olmasa da umulur.

              Yorum


                #8
                Ynt: Selahaddin Eyyubi

                Bu durumda siz kendi müctehitlerinizi inkar ediyorsunuz. İmam Hamaney, Ayetullah Sistani gibi Şii alimler Sünniler'in Müslüman olduğunu ve Şii-Sünni kardeşliğinin esas konu olduğunu belirten fetvalar verdiler. Burada iki mesele çıkıyor. Birincisi, ya siz bu fetvaları bilmiyor ve mezhep taassubu yapıyorsunuz ya da ikincisi, ismini zikrettiğim alimler yalan söylüyor veya takiyye yapıyorlar? Madem Sünnilik hak değil, İran neden HAMAS'la işbirliği yapıyor. Kafirle işbirliği yapmanın Kur'anda hangi ayette caiz olduğu söyleniyor? Ayrıca madem Şia hak, peki hangi grubu hak? Caferiler mi, Zeydiler mi, İsmaililer mi, Nusayriler mi, Keysaniler mi? Hangisi hak? Hepsinin itikadi inançları birbirinden farklı? Eğer hepsi hak diyecek olursanız yalan söylemiş olursunuz. Ben Selahaddin Eyyubi'yi seviyorum, Sünni olduğu için değil, İslam'a hizmet ettiği için seviyorum.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Selahaddin Eyyubi

                  Sünnilik batıl demekle sünniler kafir demek aynı şey mi? biz birincisini diyoruz ama ikincisini asla.

                  bu ikisi arasında dağlarca fark var.

                  şia tek şiiler tek grup, şia 12 imama inanır, 12 imama inanmayanı şii görmez. hiç bir şii mezheplere bölünmeyi caiz görmez. çünkü her şii ve şii kaynağı, şii hadisleri, Peygamberden sonra dini anlatma ve temsil hakkının yanılmaz, hata yapmaz masum ve itaati şart olan 12 Ehlibeytin 12 imamı görür. peygambere inanmayanı müslüman sayabilir miyiz, kendimizden görebilir miyiz? hayır. şia da 12 imamdan bir tanesini bile inkar edip bunlara itaati zorunlu görmeyeni şii görmez.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Selahaddin Eyyubi

                    Ehlibeyte itaat etmeden onun inanç ve fıkhına uymadan kişi müslüman dinden uzaktır. bu nasıl dine hizmet etti diyebiliyorsunuz? Peygambere itaat etmeyen biri İslam'a hizmet edebilir mi? Peygamberimiz s.a.a kendinden sonra ancak Kur'an'a ve Ehlibeyte uyarak dinde kalınabileceğini söylüyor. Eyyubi Ehlibeyt fıkhına göre mi hareket ediyordu ki İslam'a hizmeti dokunabilsin? İslam'a nasıl hizmet edecek, Kur'an ve Ehlibeyte uymadan? Siz Kur'an ve ehlibeyte uymanın sapıtmamak için şart olduğuna inanmıyor musunuz? bu hadisi görmediniz mi?

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Selahaddin Eyyubi

                      Ben o hadisi gördüm tabi ki de. ALLAH'ın resulu(s.a.v.) ne söylediyse haktır ve güzeldir. Ancak ilk üç halifenin faziletleri hakkındaki hadisleri de gördüm. Tabi onlara uydurma ve zayıf hadis diyorsunuz ama Ehl-i Beyt konusundaki hadislere sahih diyorsunuz. Ben Şiiliğe çok yakınım ama Şii olsam bile Peygamber(asm)'in hizmetinde bulunmuş, onun için canını ortaya koymuş sahabeleri sevmemezlik edemem. Muaviye farklı tabi, o asi bir adamdı meşru halife olan Hz.Ali'ye isyan etti. Ayrıca sizin galiba Kerbela'da şehid olanların isimlerinden haberiniz yok. Orada Ebu Bekir isimli Müslümanlar da şehid edildi. Ebu Bekir Bekir'in babası demek ama madem İmam Hüseyin(r.a.) Hz Ebu Bekir'i sevmiyordu neden çocuklarına Ebu Bekir ismini koydu veya onun yaranları neden koydu o ismi çocuklarına?

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Selahaddin Eyyubi

                        İmam Ali ya da diğer İmamlarımızın (Allah'ın selamı hepsinin üzerine olsun) çocuklarına neden osman ömer gibi isimleri verdiği ya da kızlarını onlarla evlendirip evlendirmedikleri ile bunun nedenleri konusu bu sitede başlıklar altında incelendi ve gerekli cevaplar verildi. yandex'ten velayet.com yazıp sonra merak ettiğiniz soruyu yazarsanız ilgili başlıklara ulaşırsınız. burda şunu ifade edelim ki özetle:

                        üç halifenin faziletleri şii kitaplarda yok. sünnilikten daha çok şiaya yakın olduğunu söyleyen sizin bu durduğunuz konum gereği bu tür bilgileri şii kaynaklardan okuyarak hüküm vermeniz gerekmez mi? biz şiiler için sünni kaynakların zerre değeri yoktur. ve buralarda geçen bilgiler geçersiz ve bizim için gereksizdir, bu bilgileri (daha doğru bir ifadeyle uydurmaları) biz insanlık için çok zararlı buluyoruz. eğer bu sitede ya da başka yerlerde şiiler, sünni kaynaklardan kendi haklılıklarına dair deliller sunuyorlarsa, bu; sünni kaynaklara güvenip onları sevdiklerinden değildir. Allah korusun. Ehlibeyte düşman olanların Ehlibeyti diskalifiye etmek için düzdükleri kaynakların şiiler için ne değeri olabilir. Bu delil gösterme olayı sırf sünniler için bu kaynaklara inandıklarındandır. sünnilere şii kaynaklardan delil sunamayız bunun bir anlamı olmaz değil mi?

                        bu nedenle şii kaynaklarda Ebubekir Ömer ve Osmanın faziletiyle ilgili zerre bir rivayet yoktur. dolayısıyla bunların fazileti yoktur. Ehlibeytle ilgili sünni kaynaklardaki hadislere sahih dememizin benzeri, tevrat ve incil'de Muhammed s.a.a'in mücdelenmesi ayetleri gibidir. şimdi tevrat ve incilde yahudi ve hristiyanlar için son peygamber Muhammeddir, ona uyun şeklindeki ayetlere uydurma mı diyeceğiz ya da bu ayetler var diye tevrat ve incilin tamamına da sahih mi diyeceğiz? sünni kitaplarda Ehlibeytin fazilet hadislerinin bulunması, sünnileri şiaya yönlendirmek için mecburi ok işaretleridir. Allah böylece sünnilere hucceti tamamlamış oluyor ve onların şii olmama konusundaki mazeretlerini ellerinden alıyor. sünni kitaplarda sünni mezhep olan 6 mezhebe değil de şianın inandığı 12 imama uymanın şart olduğuna dair hadislerin hala yer almasının başka hangi açıklaması vardır? yapar mısınız?

                        Ebubekir ve Ömer gibilerinin Peygamberin yanında hizmet amacıyla mı yoksa başka amaçla mı bulundukları da şii kaynaklarda güzel ve sahih şekilde ifade edilmiştir. bunları da oralardan okumalısınız.

                        Ebubekir ve Ömer Peygamber için canını ortaya koymuş değiller. sünni kaynaklarda bile bu böyle. Bunlar hayati tehlikeleri olduğunda kaçıp gittiler Peygamberin s.a.a yanından. örneğin Uhud ve Huneyn'de. Peygamber hicret sırasında Ebubekiri yanına koruma olarak değil gizli hicret ettiğini müşriklere bildirmesin diye aldı. Hicret sırasında EBubekirin faziletsizliğinin kanıtı tevbe suresi 40. ayettir. bu konu daha önce sitede açıklandı. tekrar girmek istemiyorum. dediğim yöntemle bulabilirsiniz.

                        Bizim Kerbela'da şehit olanların isimlerinden de haberimiz var İMam Zaman a.f'in vekillerinden birinin adının Osman olduğundan da.. Ama sizin, bu isimlerin 3 halifeyle ilgili değil başka faziletli insanlarla ilgili olduğundan haberiniz yok.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Selahaddin Eyyubi

                          Şiiliğe yakındım ama size teşekkür ederim gerçeği görmüş oldum. Ben Sünniyim ve hak yol budur, Sünni olarak da yaşayacağım. Yaşasın Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Aişe, Hz. Fatıma. Yaşasın Selahaddin Eyyubi. Yaşasın İslam için canını ortaya koyanlar. Kendi kafanıza göre hadisleri ve ayetleri tevil edip bunları Hz. Ali'nin(r.a.) halifeliğine ve imamlığına yorumluyorsunuz. Eğer Hz. Ali halife tayin edilseydi ALLAH ve Resulü bunu açıkça beyan ederlerdi. Ancak ne ayetlerde ne de hadislerde açık bir beyan yoktur. Ayrıca açık konuşun korkmayın, ben ve benim gibi Sünni olan Müslümanlar size göre imameti inkar ettiğimiz için kafiriz öyle değil mi? Takiyye yapmanıza gerek yok. Bana küfür isnad edin hadi çekinmeyin. Korkmayın. Peygamber(s.a.v.) münafıklara kızını verdi değil mi size göre? O da mı takiyye yaptı-haşa-. Eğer diyorsanız ki Allah Resul(asm) münafıklıklarını bildiği halde onlara kızını verdi ve onlara Müslüman muamelesi yaptı o zaman size göre -haşa- Peygamber(s.a.v.) de mi kafir oluyor? Çünkü küfre rıza küfürdür. Kafire Müslüman diyen kafir olur. Hatırlatayım Müslümana kafir diyen de kafir olur.

                          Ben ehl-i sünnet akidesine uyduğum için, siz ehl-i kıbleyi tekfir etmeyeceğim ancak siz tamamen yanlış yoldasınız bu yoldan dönün tevbe edin. Sizin inanışınız o kadar yanlış ki siz Hz. Ali ile Hz. Muhammed(asm) dışındaki tüm peygamberleri eşit tutuyorsunuz. Mesela Hz. İsa(as) diyorsunuz aynı zamanda Hz. Ali(as) diyorsunuz. VALLAHİ Hz. Ali(r.a.) yaşasaydı hepinizin boynunu vururdu.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Selahaddin Eyyubi

                            Ayrıca açık konuşun korkmayın, ben ve benim gibi Sünni olan Müslümanlar size göre imameti inkar ettiğimiz için kafiriz öyle değil mi? Takiyye yapmanıza gerek yok. Bana küfür isnad edin hadi çekinmeyin. Korkmayın.

                            Sizin inanışınız o kadar yanlış ki siz Hz. Ali ile Hz. Muhammed(asm) dışındaki tüm peygamberleri eşit tutuyorsunuz.
                            Aynen katılıyorum...

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Selahaddin Eyyubi

                              Hepimiz aynı dinin mensubuyuz-ki o İslam'dır. Onun da özü "teslim olmak"tır. Fakat ben bilmiyorum ki "kim"e teslim oluyoruz her birimiz, aynı makama mı? Hepimiz aynı peygambere inanıyoruz ki o Muhammed Mustafa'dır. Fakat bilmiyorum ki bazıları neden peygambere karşı çıkmayı "marifet" biliyorlar. Hepimiz aynı kitaba inanıyoruz ki o Kur'anı Kerim'dir. Fakat bilmiyorum ki neden Kur'an'da münafıklara özel sure bile inmişken sanki münafık diye bir şey yokmuş gibi davranıyorlar?

                              Açıklamaya ihtiyaç duyuyorsa;

                              1: İslam olmak demek, teslim olmaktır. "La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah demek" değildir sadece. İblis-i lain, senden ve benden çok daha fazla yakin halindedir Allah'ın varlığına ve rabliğine. Zira O'nun katında bulunmuştur, O'nun melekleriyle beraber yıllarca ibadet etmiş ve hatta Adem'den önce olmuştur. Hatta ve hatta Allah ile kelam etmiştir! Yani senin ve benim hiç yapamadığımızı yapmış, Allah'ın indinde O'nunla konuşmuştur! Peki bu yakin onu İslam etmiş midir? .. Hayır. O, Allah'a "teslim" olmamıştır. İşte İslam böyledir, sadece kelime-i tevhidi söylemekle İslam olunmaz, adam yıllarca Allah ile konuştuğu halde İslam olamamış, biz bir tek cümleyle mi İslam olduğumuzu iddia ediyoruz? Allah'a teslim olmak, yani İslam olmak demek, Allah'tan gelen her şeyi kabul etmek ve O'na karşı duran her şeye karşı durmak demektir. Allah'ın sevdiğini sevmek, Allah'ın sevmediğinden uzak durmak demektir.

                              2: Bu dinin hamisi Allah'tır ve onun başına da Resulunu oturtmuştur. Öyleyse onun buyruğundan başka iş yapmaya kalkışan, onunla beraber savaşmış olsa da nafiledir. Zira peygamberle beraber savaştıkları halde, sonra peygamberin anlaşma yapmaya karar vermesi üzerine ona itiraz etmediler mi bazıları? Eğer bu Allah'ın peygamberi değilse, onunla beraber neden savaşıyorsun? Yok eğer o Allah'ın peygamberi ise, onun yapmak istediği Hudeybiye antlaşmasına neden itiraz ediyorsun? Sen istersen yüz sene beraber savaşa git, hatta onu korumak için canını siper et; ondan sonra kalkıp da onun sözünün üstüne söz söyleyip herkesin içinde ona itiraz ve itaatsizlik edersen, yaptığın bütün amel boşunadır. O yüzden de bu tür kişilere "İslam için canını ortaya koyanlar" demek, Allah'ın ayetine terstir. Bunlar benim sözlerim değildir, Allah, peygamberin yanında sesini yükseltenlerin bile amellerinin boşa düşeceğini ayet ile buyurmuşken, sesini yükseltmek şöyle dursun bir de ona itiraz edenlerin, onun yaptığını sorgulayıp halkın içinde ona karşı gelenlerin İslam için canını ortaya koyduğunu iddia etmek, gerçekten abestir ve Allah'ın hakkına zulümdür. Her kim Allah'ın resulune itiraz etmişse, o kişi gerçekte Allah'a itiraz etmiştir ve her kim Allah'a itiraz edenin bu işini överse, gerçekte o da Allah'a teslim olmamıştır.

                              3: Kur'anda ve hadislerde, açıkça ilan edilmiş bir durum varken, kaderci bir anlayış ile, "Allah dileseydi onu halife yapardı" demek, Allah'ın zorla zulmettiğine inanmaktır ki bu da Kur'ana terstir. Zira bu düşünceye inanan bir kişinin, Hz. Zekeriyya'nın canlı canlı testere ile doğranmayı hakettiğine inanması gerekir. Ne de olsa Allah dileseydi peygamberi olan Zekeriya'yı kurtarırdı, fakat öyle yapmadı, Zekeriya'nın testereyle doğranmasına mani olmadı. Sonra mesela bu düşünceye göre, İmam Huseyn ve yarenleri iyi ki Kerbela'da öldürüldüler, Allah dileseydi İbrahim'i ateşten kurtardığı gibi onu da kurtarırdı ama kurtarmadı, demek ki Huseyn batıldı.. (haşa) Gördün mü ey kardeşim, bu düşünce ne kadar boş, mantıksız ve saçmadır. Allah dileseydi Ali'yi halife yapardı demek, Allah dileseydi peygamberin dişi kırılmazdı demektir. Allah dileseydi Adem yasak meyveye yaklaşmazdı demektir. Herhangi bir müslüman kalkıp şunu diyebilir mi; Hz. Muhammed'in savaşta dişi kırıldı, çünkü o korunmayı haketmiyordu! Bunu hiç kimse diyemez, öyleyse Hz. Ali hilafetten alıkonuldu çünkü bunu haketmiyordu diye niye söylüyorsunuz? Onun halife olması gerekseydi Allah onu halife ederdi diye niye söylüyorsunuz? Ey insanlar, siz Yahudiler'in Harun'u saçından tutup yerlerde sürüklediğini bilmiyor musunuz? Harun (as) Allah'ın peygamberi değil miydi? Nasıl oldu da onun makamını kabul etmediler ve onu yerlerde sürüklediler? Sırf alçak Yahudiler Harun'u yerlerde sürüklediler diye, onun makamını tanımadılar, onu halife olarak kabul etmediler diye Harun Musa'nın halifesi değildi diyebilir misiniz? Diyemezsiniz, çünkü Yahudiler onun emrine itaat etmese de, Harun Musa'nın halifesiydi. Öyleyse sıra Ali'ye gelince neden aynısına iman etmekten kaçıyorsunuz? Sırf yağmacılar Ali'ye itaat etmediler diye onun halife olmadığını mı iddia ediyorsunuz? Öyleyse neden Hz. Muhammed'e itiraz edenler olduğu halde onun Allah'ın peygamberi olduğuna inanıyorsunuz? İslam olduğunu söylediği halde peygambere itiraz eden kişiler bile "İslam için canını ortayan koyan kişiler"se ve onlar münafık değilse Allah aşkına Kur'anda anlatılan bu münafıklar kimlerdir?? Zira peygambere itiraz eden bile münafık değil, artık kim münafık olabilir ki??

                              Binlerce hadis tartışabiliriz, henüz "ayağınızı meshedin" diye açıkça söyleyen ayeti bile "yıkayın" diye tercüme eden kardeşim mi bana "ayetleri tevil ediyorsun" diyor? Daha bu kadar açık bir ayette bile şüpheye düşen kardeşim bana hadisleri yanlış yorumladığımı mı söylüyor? Ey kardeşim, gerçekten de peygamber insanlara veda ederken "ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır" sözü bile tek başına yeterliyken, yüzlerce hadisi ve konuya işaret eden onlarca ayeti nasıl görmezden gelebiliyorsun? Alemlerin peygamberi insanlara veda ederken, dünya hayatından ayrılırken kendi yerine birini bırakıyor ve sen buna "açıkça söylememiş ki" diyorsun. Subhanallah.. Subhanallah..

                              Tartışacak çok şey var, okuyacak öğrenecek çok şey var.. Fakat ondan önce hepimizin bir samimiyet muhasebesi yapması gerek.

                              Şunu da belirtmeliyim, bir Caferi olarak, bu konuda hiçbir zaman takiyye yapmaya ihtiyaç duymadım. Bir kimse eğer gerçekte küfrü getiren bir şeyden dolayı değil de sırf sünni olduğu için birine kafir derse, kendisi kafir olur. Çünkü Allah'ın varlığına ve Resulunun elçiliğine inanan herkes müslüman hükümlerine tabidir. Elbette bu onun gerçekten İslam olduğunu, kurtulanlardan olduğunu ve cennete gideceğini garanti etmez; fakat ona müslüman olarak muamele edilir. Caferi inancı da böyledir. Fakat nedense sünni kardeşler geçmişte Caferilere yapılan zulümden dolayı paranoyak olmuşlar. Aynı eli kanlı bir caninin bir süre sonra öldürdüğü kişilerin hayallerini görüp paranoyaklaşması gibi, atalarının Caferilere ettikleri zulümlerden dolayı bugün sünnilerin çoğu paranoyaklaşmıştır ve zanneder ki Caferiler sünnileri kafir olarak görürler ama bunu takiyye olarak gizlerler.

                              Ey kardeşim, Caferilerin neden takiyye yaptığını hiç düşündünüz mü? Sünniler tarafından kafir olarak görüldükleri için. Sünniler tarafından öldürüldükleri için, sünniler tarafından kanları, canları, malları ve ırzları helal sayıldığı için. Peygamberin vefatından bugünümüze kadar dışlandıkları için. Bugüne kadar sırf sünni olduğu için Caferi bir baskı görmüş hiçbir topluluk gösteremezsiniz. Tarihte de olmamıştır, bugün de olmuyor. (Elbette aşırıcıları hiç saymıyorum.) Fakat gel gör ki sırf Caferi olduğu için yüzlerce topluluk sünnilerden yüzlerce yıl eziyet görmüştür ve bugün de hala görmeye devam etmektedir. Yani güzel kardeşim, sen kalk bana kafir de, beni öldür, malımı ve ırzımı kendine helal say.. Sonra da kalkıp de ki "Caferiler beni kafir olarak görüyor ama takiyye yapıp söylemiyorlar". Ciddi misin Allah aşkına El Ezher'in başkanı bile "Caferilik hak mezheptir" demişken, bugün sözde hocalar, alimler bile televizyonlarda youtube'larda "Şiiler sapıktır, öldürülmeleri vaciptir" diye fetva veriyorlar, şeyhler çıkıp "alevileri doğrayıp etlerini köpeklere yedireceğiz" diyorlar.. Ve sen senin hakkında kafir olduğunu düşündüğümü söyleyerek paranoyak davranışlar içerisine giriyorsun. Halbuki bu konu da tam da buradan açılmıştır.. Selahattin Eyyubi de Caferileri kafir olarak gören ve Caferileri öldürmeyi görev bilenlerden biridir. Caferileri kafir olarak gören ve Caferilerin katili olan bir adamı başımızın üstüne getirip, "İslam'a hizmet etti" deyip, bir de "hadi bana kafir de, hadi korkma" diyorsunuz, yapmayın kardeşim, Allah aşkına; yoksa sizin de Selahattin Eyyubi gibi bizleri öldürme arzularınız mı vardır içten içe? Peygamberi ve Ehl-i Beytini sevenleri kafir olarak mı görüyorsunuz siz de onun gibi?

                              Bütün bunların yanında dikkate değer bir durum da odur ki; ne zaman bu tür konular açılsa, "fazilet" olarak zikredilen tek ama tek şey; "peygamber o zaman nasıl kızını verdi, o zaman nasıl oldu da Ali'nin taraftarları çocuklarına Ebu Bekir ismini koydu" gibi afedersiniz anlamsız ve saçma şeylerdir. Allah aşkına, "İslam'a hizmet etmek" çocuklara isimlerinin verilmiş olması ve saygıdeğer kabul edilen şahsiyetlerle evlenmiş olmaları mıdır? Öyleyse ey kardeşim, bana söyler misiniz; gelmiş geçmiş tüm kadınlar arasında en faziletli dört kadından biri olan Asiye'yi Allah nasıl olmuş da gelmiş geçmiş en kafir kişilerden olan Firavunla evlendirdi?!?! Şimdi bana diyebilir misiniz ki "Firavun kafir değildi, kafir olsa nasıl Asiye annemizle evli kalsın"?! Allah aşkına bunu söylemiyorsanız, sırf peygamberin kızıyla (o da güya) evli olduğu için mi birini faziletli sayıyorsunuz? Allah aşkına, İslam için "hizmet" dediğimiz hizmetleri getirelim, ne zaman bu tür konular tartışılsa, falanla evlenmiş, falanın oğluna onun ismi verilmiş gibi bom boş şeyler delil olarak getiriliyor. Gerçekten buna mı iman etmeliyiz? Eğer öyleyse, yani siz haklıysanız, sizin bu delilinize göre yine de onların arasında en değerli olan Ali'dir. Çünkü o, Resulullah'ın en değerli kızı Fatıma ile evlenmiştir. Ki o Fatıma cennet kadınlarının efendisidir ve gelmiş gelecek bütün kadınlardan üstündür. Öyleyse peygamber ona koca olarak Ali'yi seçmişse, sizin delilinize göre Ali diğer bütün sahabeden üstündür. Zira peygamber Fatıma dışında hiç kimse hakkında "o benden bir parçadır, onu inciten beni incitir, beni inciten Allah'ı incitir" buyurmamıştır. Keza hiç kimse hakkında "ümmü ebiha" buyurmamıştır. Ve keza Fatıma kadar hiç kimseye yakınlık göstermemiştir. Gördünüz mü güzel kardeşim, bu delil boştur ve eğer onu kabul etsek bile yine kendi kendini geçersiz kılacak daha büyük bir delil onun karşısında durmaktadır.

                              @selmancan, kardeşim seçtiğin üslup hakkında bir düşüncen var mıdır?

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X