Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Selahaddin Eyyubi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Selahaddin Eyyubi

    [quote author=garipturab date=1388786543 link=topic=25334.msg171886#msg171886]Benim kimseyi öldürmek gibi bir niyetim yok. Ben yalnızca dinime karşı savaşanlarla ve zalimlerle savaşırım. Ayrıca belirttim ehl- kıble tekfir edilmez ben de sizi tekfir etmiyorum, katlinizi de vacip görmüyorum. Ancak siz ehl-i beyt sevgisinin tekelini almış gibi konuşuyorsunuz ve bu da çok yanlış bir tutum bence.
    [/quote]

    Yorum


      #17
      Ynt: Selahaddin Eyyubi

      [quote author=pathfinder date=1388781294 link=topic=25334.msg171883#msg171883]
      Şiiliğe yakındım ama size teşekkür ederim gerçeği görmüş oldum. Ben Sünniyim ve hak yol budur, Sünni olarak da yaşayacağım. Yaşasın Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Aişe, Hz. Fatıma. Yaşasın Selahaddin Eyyubi. Yaşasın İslam için canını ortaya koyanlar. Kendi kafanıza göre hadisleri ve ayetleri tevil edip bunları Hz. Ali'nin(r.a.) halifeliğine ve imamlığına yorumluyorsunuz. Eğer Hz. Ali halife tayin edilseydi ALLAH ve Resulü bunu açıkça beyan ederlerdi. Ancak ne ayetlerde ne de hadislerde açık bir beyan yoktur. Ayrıca açık konuşun korkmayın, ben ve benim gibi Sünni olan Müslümanlar size göre imameti inkar ettiğimiz için kafiriz öyle değil mi? Takiyye yapmanıza gerek yok. Bana küfür isnad edin hadi çekinmeyin. Korkmayın. Peygamber(s.a.v.) münafıklara kızını verdi değil mi size göre? O da mı takiyye yaptı-haşa-. Eğer diyorsanız ki Allah Resul(asm) münafıklıklarını bildiği halde onlara kızını verdi ve onlara Müslüman muamelesi yaptı o zaman size göre -haşa- Peygamber(s.a.v.) de mi kafir oluyor? Çünkü küfre rıza küfürdür. Kafire Müslüman diyen kafir olur. Hatırlatayım Müslümana kafir diyen de kafir olur.

      Ben ehl-i sünnet akidesine uyduğum için, siz ehl-i kıbleyi tekfir etmeyeceğim ancak siz tamamen yanlış yoldasınız bu yoldan dönün tevbe edin. Sizin inanışınız o kadar yanlış ki siz Hz. Ali ile Hz. Muhammed(asm) dışındaki tüm peygamberleri eşit tutuyorsunuz. Mesela Hz. İsa(as) diyorsunuz aynı zamanda Hz. Ali(as) diyorsunuz. VALLAHİ Hz. Ali(r.a.) yaşasaydı hepinizin boynunu vururdu.
      [/quote]
      Şiiliğe değil kafanızda şii zannettiğiniz şeye yakındınız, onun gerçek şiilikle alakası olmadığını gördüğünüzde konumunuzu doğru tanımlamaya başladınız.

      Sünniliğin hak yol olduğuna dair delilleriniz nelerdir? bunları paylaşmanızı bekleriz.

      slogan atmakla ahiretteki hesabınızı kurtaramazsınız. Ahirette sünniliği hangi ayet ve hadisle sahih gördün sorusuna, hak madem Allahtan olandır o halde nasıl Allahtan 4 farklı, birbirine zıt hak gelir, 4 mezhebe dair hangi ayet ve hadisle uydun dendiğinde ne cevap vereceğinizi çok merak ediyorum. bir de sünni kitaplarda "12 imama uyun" hadisleri size gösterildiğinde ahirette ne cevap vereceğinizi merak ediyorum. 6. Ehlibeyt imamını bırakıp onunla aynı devirde yaşayan Ebu hanifeyi hangi delille ve izinle taklit ettin sorusuna vereceğin cevabı merak ediyorum.

      Ali a.s'ın veli tayin edildiği açıkça sünni kitaplarda yazıyor. bu, bu sitede defalarca paylaşıldı. örneğin sünni tarihçi ibnul esir, bahar yayınlarından çıkan islam tarihi kitabının 2. cildiğini 64. sayfasında şöyle deniyor: ...bunun üzerine Peygamber (Ali'ye) sen benim vekilim ve benden sonra halifemsin buyurdu. ibare bu. Tirmizi hadis kitabında ALi'nin menakıbı bölümünde ALi benden sonra sizin velinizdir buyuruyor. bu veli ne demek? bunları paylaştık. bunlar sünni kitaplardaki sayısız delillerden sadece ikisi. Size iki emanet bıraktım Kur'an ve EHlibeyt. deniyor. Ehlibeytten Ali dururken Ebubekirin yöentici olması mümkn müdür? Yoksa Ebubekir mi Ehlibeyttendi de onun hilafetini caiz görüyorsunuz? bu deliller öteki dünyada karşınıza çıkınca, amellerinizin üzerine kırmızı çarpı işareti atılmış görünce halinizi merak ediyorum.

      Biz kurtulduğumuzu iddia edemeyiz. RAbbim acımasa benim sonum da berbat olur. Ancak biz delillere baktığımızda Ehlbeyte uyan tek ekolün şia olduğunu dolayısıyla tek fırkai naciyenin Ehlibeyt mektebi şia olduğunu kesin olarak görmüşüz. Elhamdulillah...

      biz kimseyi tekfir edemeyiz. Çünkü bu mektebin en baş kitabı olan Usulü Kafi'de sünnilerin tekfir edilemeyeceğini, onların mustaz'af konumunda oldukları yazıldır. bu da sitede paylaşıldı. İmamlarımız a.s Allah için amel eden sünnileri tekdir eden cahil şiilerini şiddetle uyarmaktadırlar. hadisleri okursanız ,bizim inançlarımzın ve yazdıklarımızın oralardan kaynaklandığını görürsünüz. ve haram olan sui zandan kaçınırsınız. çünkü takiyye yaptığımızı iddia etmeniz kötü bir zandır ve delilsizdir.

      Allah resulü hangi kişiye kızını verdi? bunu şii kaynaklarından açıklar mısınız? bizi yargılamak için bizim kaynaklarımızdan delil göstermeniz gerekir. sünni kaynakların bazılarında Peygamberin kızını Osman'a verdiği yazılı diye biz de bu uydurmayı kabul edecek miyiz? ve kabul etmediğimiz bir olayla bizi yargılıyorsunuz? Sünni kaynaklardan biri olan ve ktüübü sitte yazarlarından biri olan Nesei, Hasais adlı kitabında Ali a.s'dan naklen şunu yazar: Peygamberin tek damadı benim (nur sahibi benim, osmana iki nur sahibi anlamında zinnureyn diyen Emevilerin sahte hadisçilerine diyor bunu güya Osman Peygambeirn bir kıyızyla evlenmiş o ölünce ardından diğeriyle evlenmişmiş) kim bu hakkı başkasında görürse yalancıdır diye...bizim inancımız budur.

      Ali a.s ile Peygamberin nefis birliğini biz iddia etmiyoruz. Ali imran 61. ayette bu açıkça zikrediliyor. biz ayete mi uymayalım?

      yemin ettiğiniz konuda keşke bilginiz olsa... sorun söyleyelim ama böyle büyük laf etmeyin. büyük lokma yiyin büyük laf etmeyin...

      selam hidayete tabi olana olsun....

      Yorum


        #18
        Ynt: Selahaddin Eyyubi

        Rica ediyorum saygısızlık yapmayın Ehl-i Sünnetin kaynaklarına uydurma diyerek aşağılamak en hafif tabirle terbiyesizliktir! Ayrıca "Ebu Hanife" diyerek ve "Osman" diyerek de saygısızlık yapıyorsunuz. İsmini zikrettiğiniz şahıslar amcanızın oğlu değil. Ben Hz Ali diyorum ve öyle de diyeceğim. Uydurma dediğiniz Sünni kaynaklardan Hz. Ali(r.a.) hakkındaki rivayetleri alıyorsunuz. Madem uydurma onlara da mı inanmayalım. Ayrıca başka bir konu da şu: Bu sitede gördüm ki Fedek arazisinin Hz. Fatıma(r.a.)'ya verilmediğini söylemişsiniz ki bu doğrudur. Ancak unuttuğunuz bir şey var Allah Resulü(s.a.v.) miras bıraktıysa, o mirasta eşlerinin de payı vardır bu da ayetle sabittir. İşinize geldi mi ayetlerden örnek veriyorsunuz, işinize gelmediği zaman ayetleri gizleme çabası içerisindesiniz. Biz Sünniler sizin gibi ayetleri gizleyen insanlara "Bel'am" deriz.

        Ayrıca Ehl-i Sünnet mezheplerinin itikadı birdir. Amelde farklılıklar vardır. Sizin iddianız ise şudur: Tek hak yol Caferiliktir. Peki Sünnileri bir kenara bırakalım, Nusayrileri, İsmailileri, Zeydileri vs. nereye koyacaksınız, onlar da Şii olduklarını söylüyorlar. Tüm saydığım bu mezhepler arasında hem amelde hem de itikatta farklılık var. Ama Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki mezheplerinin itikatta hiç bir farkı yoktur. Tabi siz bizim itikadımızın itikat olduğunu kabul ediyorsanız!

        Yorum


          #19
          Ynt: Selahaddin Eyyubi

          [quote author=pathfinder date=1388830920 link=topic=25334.msg171898#msg171898]
          Rica ediyorum saygısızlık yapmayın Ehl-i Sünnetin kaynaklarına uydurma diyerek aşağılamak en hafif tabirle terbiyesizliktir! Ayrıca "Ebu Hanife" diyerek ve "Osman" diyerek de saygısızlık yapıyorsunuz. İsmini zikrettiğiniz şahıslar amcanızın oğlu değil. Ben Hz Ali diyorum ve öyle de diyeceğim. Uydurma dediğiniz Sünni kaynaklardan Hz. Ali(r.a.) hakkındaki rivayetleri alıyorsunuz. Madem uydurma onlara da mı inanmayalım. Ayrıca başka bir konu da şu: Bu sitede gördüm ki Fedek arazisinin Hz. Fatıma(r.a.)'ya verilmediğini söylemişsiniz ki bu doğrudur. Ancak unuttuğunuz bir şey var Allah Resulü(s.a.v.) miras bıraktıysa, o mirasta eşlerinin de payı vardır bu da ayetle sabittir. İşinize geldi mi ayetlerden örnek veriyorsunuz, işinize gelmediği zaman ayetleri gizleme çabası içerisindesiniz. Biz Sünniler sizin gibi ayetleri gizleyen insanlara "Bel'am" deriz.

          Ayrıca Ehl-i Sünnet mezheplerinin itikadı birdir. Amelde farklılıklar vardır. Sizin iddianız ise şudur: Tek hak yol Caferiliktir. Peki Sünnileri bir kenara bırakalım, Nusayrileri, İsmailileri, Zeydileri vs. nereye koyacaksınız, onlar da Şii olduklarını söylüyorlar. Tüm saydığım bu mezhepler arasında hem amelde hem de itikatta farklılık var. Ama Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki mezheplerinin itikatta hiç bir farkı yoktur. Tabi siz bizim itikadımızın itikat olduğunu kabul ediyorsanız!

          [/quote]
          Çok ilginç şekilde yazdıklarımı okumadığınız algısı oluşuyor bende. Saygı kavramı görecelidir. biz kutsamaktan kaçınmak için ismiyle hitap ediyoruz. halife Osman dememiz daha uygun düşerdi ama acele ile yazdığım içn kaçmış kusura bakmayın daha dikkatli olmaya çalışırım bundan sonra yoksa saygısızlık diye bir kastım yok. ama hz. diyerek de kutsamamızı beklemeyin.

          Ehli sünnetin kaynaklarından şu haberler uydurma değil mi:

          Musa (a.s.) azrailin gözüne bir yumruk attı onun gözünü çıkardı.
          Musa a.s çıplak olarak yıkanırken elbiselerini kaçıran taşın ardından koştu ve insanlar onun ayıp yerlerini gördü (haşa)
          Allah gitti diğer bir surete girdi geldi müslümanlar onu tanıdırlar...
          Tevbe suresinde iki ayet daha vardı onları biz Peygamber zamanında okurduk ama o ayetleri keçi yediği için bunlar Kur'an'a alınmadı..

          bunun gibi daha çok sayıda saçmalık sünni hadis kitaplarında varken siz şimdi sünni hadis kitaplarında uydurma yok mu diyorsunuz? bu sitede buharide gülünç hadisler diye bir başlık var lütfen orayı inceleyin de okumadan savunduğunuz buharide neler var görün.. biz şiiler asla delilsiz kanıtısız boş konuşmayız.

          yazdıklarımı okumuyorsunuz dedim. hala şu ifadeyi yazabiliyorsunuz halbuki bunu açıladım:

          "Uydurma dediğiniz Sünni kaynaklardan Hz. Ali(r.a.) hakkındaki rivayetleri alıyorsunuz. Madem uydurma onlara da mı inanmayalım."

          Tevratta ve incilde Peygamberimizin geleceğine dair mücde ayetleri var. bu ayetler o kitaba inananları doğru yola mecburi olarak kaydırmak içindir. şimdi bu ayetleri biz yahudi ve hristiyanlara karşı Peygamberin hak olduğunu ispat için göstermeyelim bu ayetlere inanmayalım mı? ya da bu ayetler hak diye tevrat ve incilin tamamını sahih mi sayaylım? kütübü sitte gibi sünni hadis kitaplarında Ali ve Ehlibeyt a.s ile ilgili rivayetler haktır çünkü Allah sünnileri de Ehlibeyte itaat edip etmediklerinden sorgulayacak, 4 delilsiz mezhebe mi uydular kendi kitaplarında geçen Ehlibeyte mi uydular diye sorgulayacak. bunun için bu hadisler var. bunları sünnilere kendi kitaplarından göstermeyelim mi? ya da bunlar var diye diğer uydurmaları da sahih mi görelim. bunu yazdım önceki mesajlarımda. bu ilahi vahyin de takip ettiği bir yöntemdir. her insana hakikati kendi inandığı yöntem ve kaynakla ispatlamaktır. biz de bu ilahi metoda uyduğumuz için mi suçluyuz. biz işe yarayacaksa hiç sünni kaynak kullanmayalım size şii kaynaklarımızdan delil sunalım. bunu mu istiyorsunuz? eğer inanacaksanız bu bizim için daha iyidir. bu bizi memnun eder. sünni kaynaklarda şianın delillerinn bulunması, şianın iki kat haklı olduğunun ispatıdır. çünkü hak her yerde vardır. Peygamberimizin güvenilir olduğunu düşmanları bile itiraf ediyorlar ve Kur'an bunu onlara hatırlatıyor. madem böyle neden inanmıyorsunuz diyor. biz de sünnilere sizin kitaplarınızda tuttuğunuz 4 mezhepe dair hiç bir hadis yok, ama bizim itaat ettiğimiz fıkıh ve itikadına uyduğumuz Ehlibeyt hadisleri sizin kitaplarınızda da var diyoruz. bu şianın hak olduğunun ispatı değil de nedir?

          hanefi şafi maliki hanbeli mezhepleri temel helal haram farz gibi meselelerde ihtilaf içindedirler. oysa Allah ihtilafı engellemek için Kur'an'ı indirdiğnii açıklamıştır. bak: Nahl 64. hem itikatta da ayrılıklara düşmüşlerdir bu mezhepler. örneğin fıkhı ekber sayfası Ebu Hanifenindir ve onda hep itikadi görüşler vardır. O, bu sayfayı diğer mezheplerden farklı düşündüğü için kaleme almıştır. yine sünnilikte itikadda insanlar maturidi ve eş'ari diye iki mezhebe yani iki farklı yola ayrılmışlardır. sünni olduğunu iddia eden selefiler de bunlardan ayrıdır.

          şiiler 12 imama imanı şart görür. 12 imama inanmayan zeydi ismaili ya da diğerlerini kendilerinden ve şii saymazlar. onlar kendilerini ne sayarsa saysın bu şiayı bağlamaz. çünkü şianın kaynakları sahih ve eski kaynaklardır. sağlamdır. senetli imzalı 1300 yıllık kaynaklardır. sünnilr nasıl ki her sünniyim diyeni kendilerinden saymıyorsa şiilerin de bu hakkı vardır. 12 imamdan gelen hadislerde onlar şii sayılmamaktadır. sünniler itikatlarına uymayanları sünni sayıyor mu? saymıyor. öyleyse sorun nedir?

          CAferilik şia isna aşeriye imamiye bunlar hep aynı addır ve aynı kişi ve inancı ifade eder. şiiler hakkın birden çok olduğuna ve mezheplere yani farklı yollara ayrıldığına inanmazlar. çünkü din tektir yol tektir o da canlı bir İmam tarafından sunulmakta ve ona itaat ve iman da zorunludur. Peygambr varken ayrışma caiz değilse ondan sonra da caiz değildir. şianın inancı budur.

          Yorum


            #20
            Ynt: Selahaddin Eyyubi

            Sünni hadis kaynaklarında elbette uydurma rivayetler, zayıf rivayetler doludur, zaten ulema da bu rivayetler geçince uydurma veya zayıf rivayet der ama bu demek değil ki tüm hadisler uydurmadır. Anlaşamadığımız nokta budur. Sizin iddianız şuraya varır: 4 mezhep imamı, onların talebeleri, Sünni alimler hatta sahabeler bile bu uydurma rivayetlere göre içtihad vermişler ve amel etmişlerdir bunu iddia etmek saçmalıktır. Ayrıca imamet konusunda şöyle bir mesele vardır. Gadir-i Hum hadisesi ki bu hadise Veda Haccı dönüşünde olmuştur, Veda Haccına 120 bini aşkın sahabe katılmıştır. Yani Hz. Ali'nin halife tayin edilmesini bir avuç insan dışında kimse duymadı mı? Hz. Ebu Bekir'e biat edilince birisi de çıkıp "Yahu ALLAH'tan korkun, Resulullah'ın(s.a.v.) Ali'yi(r.a.) halife ve imam tayin ettiğini duymadınız mı demedi mi? Bu sorulara verdiğiniz cevap hayır ise bu akıl dışıdır. İşte bu da sizin rivayetlerinizin uydurma olduğu kanaatini oluşturdu bende.

            Yorum


              #21
              Ynt: Selahaddin Eyyubi

              @pathfinder, kardeşim diğer konularda ve bu konuda gördüğüm kadarıyla vur-kaçtan başka bir şey yapmıyorsun. Ortaya bir takım iddialar attın, çok detaylı bir şekilde yazdım, hiçbir tanesine, bir tekine bile değinmemişsin ve diğer konularda da aynen bunu yapıyorsun. Doğruysa da yanlışsa da ben kendi görüşümü söylerim, benim görüşümün çürük olduğu ispat edilirse hiç duymamış gibi yaparım, gerekirse konuyu değiştiririm usulüyle konuşuyorsun.

              Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım, senin görüşün Ehl-i Sünnet'i bağlamaz. Senin beni kafir olarak görmüyor olman, Ehl-i Sünnetin de görmüyor olduğu anlamına gelmez. Ehl-i Sünnet'in "ulema"sının çoğunluğuna göre şiiler kafirdir, sen istediğin kadar şahsi olarak aksini söyle, adamı sırf şii olduğu için arabanın arkasına bağlayıp yerlerde sürüklüyorlar. Sünni "alim"ler şiilerin öldürülmesi helaldir diye fetva veriyor. Yani senin inandığın mezhebin görüşüdür bu. Dolayısıyla senin tek başına "ben Caferileri kafir olarak görmüyorum" demen zerre kadar bir anlam ifade etmiyor. Bunu hem tarih, hem de günümüz ispat ediyor. Gizli değil saklı değil, şiileri öldürenlerin cennete gideceğini söyleyen yüzlerce Ehl-i Sünnet "alim"i hala günümüzde mevcut. Gel gör ki buna karşılık hiçbir Caferi alimin sünnilerin öldürülmesinin farz olduğunu söylediği bir fetva göremezsin. Yani kardeşim yanlış anlama da hem zulmeden taraftasın hem de "hem suçlu hem güçlü" psikolojisiyle "hadi bana kafir de, gizleme" diyorsun. Çok ayıptır bu tavır ve zulümdür de.

              İkinci olarak, bu konu kaç yüz milyon defa konuşuldu bilmiyorum, kendi yönelttiğin eleştiriyi sana yönelteceğim. Hani diyorsun ya, "bir avuç insandan başkası duymadı mı" diye. Ey kardeşim, bin yıldır bu söylediğini bir tek sen mi şu anda çözdün? Konuyla ilgili kaç tane Ehl-i Sünnet kitabı ve rivayeti okudun? Bu konuda Ehl-i Sünnet'in hangi alimlerinin görüşlerini kitaplardan öğrendin? Her bir kaç ayda bir sanki bu konular yeni konuşuluyormuş gibi bazı sünni kardeşler çıkıyorlar, aynı cümleleri tekrar tekrar kuruyorlar ve ne yazık ki bunu yüzlerce yıldır yapıyorlar.

              Ey kardeşim, daha önce de konusu açıldığında söylemiştim yine söylüyorum; Ebu Bekir'in Resulullah'ın hadislerini toplatıp yaktırdığını kaç kişi biliyor? Belki sen bile bilmiyorsun. Peki bunu bize kim söylüyor? Ebu Bekir'in kızı olan Aişe annemiz! Bunu Aişe annemizden kim rivayet ediyor? Ehl-i Sünnet! Hiçbir şia kitabında bu rivayeti göremezsin. Peki şimdi bana söyle, Ehl-i Sünnet'in kendi rivayet ettiği ve bütün Ehl-i Sünnet alimlerinin ittifak ettiği bu konuyu bile sünnilerin çoğu bilmiyorken, sırf onlar bilmiyor diye Ebu Bekir hadisleri yakmadı anlamına mı geliyor bu? Yani sırf sen bilmiyorsun diye gerçeği inkar mı ediyorsun?

              İmam Ali'nin velayetini Ömer b. Hattab bile o gün kutlamışken ve meşhur Ehl-i Sünnet alimleri bunu birbirlerine rivayet etmiş ve kitaplarına yazmışken, sen bütün bu Ehl-i Sünnet alimlerinden ve hatta Ali'nin velayetini o gün kutlayan Ömer'den bile daha mı üstünsün ki sırf bu gerçeği bilmiyorsun diye inkar ediyorsun? Yahu Allah'tan korkun denildiğinde Ömer'in Ebu Hureyre dahil kaç kişiyi dövdüğünü ve kırbaçlattığını bilmiyorsun diye bunlar yaşanmadı anlamına mı geliyor? Madem her şey böyle güllük gülistanlıktı da müslümanlar arasında neden birçok savaş çıktı da binlerce müslüman birbirini öldürdü? Acaba Ebu Hureyre'den daha fazla Ehl-i Sünnet hadisi nakleden var mı? Buna rağmen Ömer b. Hattab onu naklettiği hadisler yüzünden dövmedi mi? Bunu Caferi kaynaklar yazmıyor, bunu Ehl-i Sünnet yazıyor, şia kitaplarında yok. Öyleyse ey kardeşim, hiç mi aklını kullanıp "neden" diye sormuyorsun?

              Sen kalk insanları öldür, "şunu yapanın boynunu vururum" diye korkut sindir, sonra da "kimse mi itiraz etmedi" diye sor hayasızca. Ali'nin tek başına itiraz etmesi bile yeterlidir. O "bir avuç insan" diye küçümsediğin insanlar, peygamberin en seçkin, ama en seçkin sahabesiydi. Şimdi bir avuç insan diye en değerli sahabeleri küçümsüyorsun, sonra da Caferiler sahabeye dil uzatıyor diyorlar. Fesubhanallah.. O beğenmediğin bir avuç insan bak kimlermiş:

              - Ali b. Ebu Talib, tek başına Ebu Bekr'e biat etmemiş olması, Ebu Bekr'in meşru olmaması için yeterlidir. Ki onun biat etmediğini ben söylemiyorum, Ehl-i Sünnet söylüyor.
              - Fatıma bt. Muhammed, peygamberimizin kızıdır ki tüm cihan kadınlarının efendisidir, yani Ebu Bekir masum değildir, fakat Fatıma masumdur. Öyleyse Fatıma ile çekişen kim olursa olsun hata etmiştir, çünkü bir masumun görüşünün aksine görüş beyan eden günah işlemiştir. Peki Fatıma Ebu Bekr'e biat etti mi? Hayır, onun hilafetine biat etmeden rabbine kavuştu, hatta "seni babam Resulullah'a şikayet edeceğim" diye sitem etti. Öyleyse Fatıma'nın tek başına biat etmemiş olması bile Ebu Bekr'in hilafetinin gayrimeşru oluşuna tek başına yeterlidir.
              - Selman-ı Farisi. Onun hakkında peygamber "biz Ehl-i Beyt'tendir" buyurdu ki başka hiçbir sahabe hakkında bunu söylemedi. Selman hep peygamberle beraberdi, hiç ondan ayrılmadı.
              - Malik b. Eşter, cennetin ona müştak olduğunu peygamber bizzat söyledi.
              - Ammar b. Yasir, Allah onun "tepeden tırnağa iman dolu" olduğunu bizzat ayetle ilan etti, hadis bile değil hakkında ayet var!
              - Ebu Zerr, hakkında Resulullah "yeryüzü ondan daha doğru konuşan birini taşımamıştır" buyurdu.

              Vs vs.. Bir avuç insan diye küçümsediğin bu insanlar, hakkın sahipleri, Allah'ın dininin bayraktarları ve seçkin kullarıdır. Şimdi "Allah'tan kork" kardeşim. Gerçekten Allah'tan kork.

              Yorum


                #22
                Ynt: Selahaddin Eyyubi

                Bir avuç insan dedim evet ama onları küçümsemek gibi derdim yok sapla samanı karıştırmayın. Ben o sahabeleri canımdan öte bilirim. Sizin gibi yok ALLAH falancaya lanet etsin falan demem. Benim için sahabe değerlidir. Ayrıca Ehl-i Sünnet itikadını ben takdir edersiniz ki sizden iyi bilirim. Ehl-i Sünnet uleması Şia'yı tekfir etmiştir ancak siz her ne kadar kabul etmeseniz de Şiilik farklı fırkalara bölünmüştür ve gulat olan Şia eski dönemlerde pek fazlaydı. Ben daha fazla tartışmayacağım sizin Ashab'a karşı tutumunuz saygısızca ve seviyesizce. Ve ben ALLAH Resulü'nün(s.a.v.) sahabesine iftira atılan ve hakaret edilen bir forumda bulunamam. Rabbime hamdolsun ki bana hakikati gösterdi. Neyse güneş balçıkla sıvanmaz, gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. ALLAH size de hidayet nasip etsin. Siz şimdi benim kaçtığımı iddia edeceksiniz ama ben yanlış bir laf edip imanımı tehlikeye atmaktan korkuyorum onun için gidiyorum. Ve şunu da çok iyi biliyorum ki misal Ebu Hureyre(r.a.) Hz. Ebu Bekir'e biat etmeseydi ve Hz. Ali'yi destekleseydi, siz Ebu Hureyre'yi göklere çıkaracaktınız, şimdiyse onun sahabeliğini dahi inkar ediyorsunuz. Bizi eleştirmek yerine kendi tutumunuza bakın önce.

                Neyse Selametle...

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Selahaddin Eyyubi

                  "Ali b. Ebu Talib, tek başına Ebu Bekr'e biat etmemiş olması, Ebu Bekr'in meşru olmaması için yeterlidir. Ki onun biat etmediğini ben söylemiyorum, Ehl-i Sünnet söylüyor."

                  geç biat ettiği söyleniyor diye biliyorum, tamamen biattan ayrılma gibi bir durum yok yanlış hatırlıyorsam düzeltin.

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Selahaddin Eyyubi

                    @pathfinder, ah kardeşim, keşke konuyu değiştirmek yerine meseleleri çözüme kavuştursak.

                    Birincisi, "bir avuç insandan başkası duymadı mı yani" derken, sözünüzün muhatabı o saydığım ve bazı başka sahabelerdir. Israrla tekrar soruyorum, hiç mi sormuyorsunuz kendinize, bu yüce insanlar neden Ebu Bekr'e biat etmedi? Hiç mi sormuyorsunuz bu biat etmeyenler sıradan insanlar değil de neden peygamberin en güzide ashabıdır? Eğer bunlar gerçekten peygamberimizin ve Allah'ın buyurduğu gibi yüce şahsiyetlerse, mutlaka bir sebep ve hikmet üzere bunu yaptılar öyle değil mi? Bunu düşünmenizi rica ediyorum.

                    İkincisi, sahabeler hakkındaki tutumumun saygısız ve seviyesiz olduğunu sanırım biraz ezberden söyledin. Halbuki ben tam tersine senin sahabe konusundaki tutumunun saygısız olduğuna işaret ediyorum.

                    Üçüncüsü, Ebu Hureyre hakkında söz söyleyen ben değilim, bunu söylemiştim fakat ısrarla konuyu bana getirmene karşılık şunu hatırlatacağım; Ebu Hureyre'yi yeren ve ona hadis nakletmeyi yasaklayan ben değilim. Ömer b. Hattab'tır. Hatta bu konuda onu dövmüştür de. Şimdi iki seçenekten başkası muhaldir. Eğer Ebu Hureyre naklettiği hadis sayısına nispetle çok yücedir dersek, öyleyse Ömer bunu göremeyecek kadar kör olduğu için onu dövmüş ve hadis söylemesini yasaklamıştır böylece de Ebu Hureyre'nin bize ve bugüne kadar gelen milyarlarca müslümana daha fazla fayda sağlamasına engel olmuştur. O zaman ben Ebu Hureyre'yi susturan Ömer'e hakkımı helal etmem. Yok eğer Ömer haklıysa Ebu Hureyre hadis nakletmeye layık değildir, öyleyse onun naklettiği bütün hadisler Ömer'in gözünde problemlidir. Bu ikisinden başka hangi seçenek mümkündür?

                    Dördüncüsü, Ebu Bekr'e biat etmeyenlerin hepsi de aynı görüşten değildir. Örneğin ilk müslüman olanlardan mücahit sahabelerden Sad b. Ebu Vakkas da Ebu Bekr'e biat etmemek için şehri terk etmiş ve ona biat etmeden vefat etmiştir. Halbuki o Ali'nin taraftarı da değildi. Gördüğün gibi senin tezini çürüten büyük sahabeler de mevcuttur. Yani ne ben, ne de başkası bu konuyu Ali'nin şahsına indirgeyebilir. Zira gördüğün gibi konu Ali'yi destekleyip desteklememek değil, hakkı destekleyip desteklememektir.

                    Beşincisi ve en önemlisi, Ali'nin benim şahsıma bir faydası yoktur, o ne benim amcamın oğludur, ne de bana kendisini sevmem için dünyevi bir makam sözü vermiştir. Öyleyse birinin Ali'yi destekleyip desteklememesi de şahsi olarak beni ilgilendirmez. Fakat onun kendisini ilgilendirir. Bir kimse kalkıp peygamber hakkında aynı sözü söyleyseydi abes olurdu öyle değil mi? Neden? Çünkü peygamberi Allah seçmiştir. Öyleyse Allah'ın seçtiği bir şahsiyet olan Ali hakkında kimin ne düşündüğü beni değil, kendisini bağlar. Yoksa siz Ali için peygamberi incitenleri de mi duymadınız? Nitekim sizler ilk değilsiniz, sizin bugün yaptığınızı o zaman da yapmışlardı da henüz Resullah hayattayken bile ona kızanlar ve "Ali'yi amcanın oğlu olduğu için kayırıyorsun" diye itiraz edip onun pak yüreğini incitenler olmuştu. Fakat kusura bakmayın, siz ne derseniz deyin, Allah "peygamberin nefsi" olarak Ali'yi seçmiştir başkasını değil. Eğer bu birinin zoruna gidiyorsa, şikayetini Allah'ın emrini uygulamak niyetiyle Ali'yi sevenlere değil, bizzat Allah'a yapmalıdır. Al-i İmran suresi 61. ayete baktığınız zaman, Allah'a iman eden kişinin peygamberin nefsinden olarak Ali'yi kabul etmek mecburiyetinde olduğunu görürsünüz. İşte böylece bu bir silsiledir. Ben Allah'a inanmak zorundayım, çünkü ben inanmasam da beni yaratan O'dur. Ben peygambere inanmak zorundayım, çünkü vahyi o almıştır, ben değil. İşte aynı sebeple ben Ali'ye de inanmak zorundayım, çünkü peygamberin nefsinden olarak o seçilmiştir, Ebu Bekir değil. Öyleyse ben bu meseleyi neden şahsileştireyim? Neden "yok ben ona değil de buna inanacağım" diye direteyim? Ben nasıl ki Muhammed Mustafa'ya Allah seçti diye inanıyorsam, Ali'ye de aynı sebeple inanıyorum. Yok eğer Ali'yi değil de falanı ya da filanı seçiyorsanız, öyleyse Muhammed'i (s.a.a) değil de başkasını seçin?

                    @hanif1, kardeşim, Ali Allah'ın ayeti gereğince peygamberi nefsindendir. Öyleyse onun biat etmekte tereddüt etmesi bile yeterlidir. Yoksa peygamber örneğin Hudeybiye barışını yaparken Allah mağlup mu olmuştur? Ali'nin çok gecikmeli biatı da işte böyle bir anlaşma gibidir, mağlup olduğundan veya hakkın karşısında olduğundan değildir. Zaten de bu, gerçekten insanların Allah'a vefasızlığından başka bir şey değildir. Fakat gel gelelim bunu kabul etmesen bile, Ali'ye şerh düştüğün gibi aynı şekilde diğerlerini de açıklamanı arzu ederdim. Gerçi ben biliyorum, nitekim peygambere hata isnat eden, onun kızına daha kolay hata isnat eder. Gel gelelim şunu anlamıyorum, sizin gözünüz nasıl dönmüş olmalı ki pir-ü pak peygambere bile hata isnat ediyorsunuz, o da hata yapardı diyorsunuz, fakat sıra bazı kişilere gelince onların hata yapmış olmasına tahammül edemiyorsunuz. Herhalde ya Allah yanıldı da sizin daha çok sevdiklerinizi değil de Muhammed Mustafa'yı habibi olarak seçti. Yahut da siz yanılıyorsunuz da onlara hata yakıştırmadığınız halde peygambere yakıştırıyorsunuz. Ne ilginçtir.. Ne ilginç.

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X