Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

    ÖMER’İN ŞURASININ KÖTÜ ETKİLERİ

    Ömer bu şuraya üye olanlar arasında nifak ve ayrılık tohumları ekerek Müslümanların vahdetinin tümüyle ortadan kalkmasına sebep oldu. Zira şurayı oluşturan altı kişinin her biri kendisini hilafete layık biliyor ve diğerlerini ise uygun bulmuyordu. Onlar hatta şuradan önce bile bu fikre sahiptiler. Abdurrahman Osman’a tabi idi. Sa'd b. Ebu Vakkas ise Abdurrahman’ın adamıydı. Buna karşılık Zübeyr de Hz. Ali’ye tabi idi.

    Hz. Ali’nin halasının oğlu Zübeyr, Sakıfe olayında Hz. Ali’nin tarafını savunanlardandı. O, Hz. Ali’nin evinde kılıç çekerek, Hz. Ali ve Peygamber (s.a.a)’in kızı Fatıma’ya, yapılacak muhtemel her türlü saldırıyı karşılamak isteyen kimselerdendi. O, geceleyin Hz. Fatıma’nın cenaze törenine katılıp ona namaz kılan kimselerdendi. Bu Hz. Fatıma’nın vasiyetiydi. Yine “Eğer Ömer ölürse, Ali’ye biat edeceğim” diyen de Zübeyr idi.
    Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma’ya namaz kılarak, Ebu Bekir’e namaz kılma izni vermedi. Sahih-i Buhari, c. 2, s. 39 ve Sahih-i Müslim, c. 2, s. 72.

    Ömer, minberin üzerinde uzun bir konuşma yaparak şöyle dedi: “Bana sizden birinin “Ömer ölürse, ben falancıya biat edeceğim” dediği haberi geldi. Hiç kimse mağrur olmasın ve Ebu Bekir’e biat bir hataydı demesin. Evet öyleydi ama Allah onun şerrinden korudu...” - Sahih-i Buhari, c. 4, s. 119.

    Kastalani, bu hadisin şerhinde İrşad’us-Sari kitabından nakleder ki Zübeyr b. Avam şöyle dedi: “Eğer, Ömer ölürse Ali’ye biat edeceğim. Ebu Bekir’e biat hataydı da sona erdi.” Onun bu sözü Ömer’e ulaşınca sinirlendi ve mezkur hutbeyi okudu. (Bu, Sahiheyn’e şerh yazanların sözüdür.)

    Ebu Bekir, Ahmed b. Abdülaziz Cevheri, Sakıfe adlı kitabında İbn-i Ebi’l-Hadid’den naklen şöyle yazıyor:
    Şerh-i Nehc’ül-Belağa, İbn-i Ebi’l-Hadid, c. 2.

    “Ömer, içlerinde Üseyd b. Hüzeyr ve Selme b. Eslem’in de bulunduğu bir grupla Hz. Fatıma (a.s)’ın evine gitti. Bunlar, Hz. Ali’ye ve onunla beraber evde bulunanlara şöyle dediler: “Gelin Ebu Bekir’e biat edin” Ama onlar bu işi yapmaktan sakındılar. Zübeyr de kılıçla dışarıdakilere saldırdı. Ömer, şöyle dedi: Bu köpeği tutun! Onunla kavga etmeye başlayan Selme b. Eslem Zübeyr’in kılıcını alarak duvara çarptı.

    Ama buna rağmen Şura, hilafet ateşini Zübeyr’de alevlendirmişti. O da diğerleri gibi Hz. Ali (a.s)’ı yalnız bıraktı. Hz. Ali (a.s)’dan ayrılarak Cemel Savaşı asileri ile beraber kendi dayısı oğlunun aleyhine ayaklandı! Daha sonraları Abdurrahman b. Avf da Osman’ı ileri sürdüğüne pişman oldu. Bu yüzden Osman’dan ayrılarak onun hilafetten azledilmesi yolunda bir takım çalışmalarda bulunarak, hiçbir yolu denemeden bırakmadı. Ama hiçbir sonuç alamadı.

    Halk Zübeyr’in, Osman’a ne kadar itiraz ettiğini çok iyi biliyordu. Aişe de hilafeti “Teym” kabilesine geri çevirmek umuduyla Talha’yı destekliyordu.
    “Kafir olan Nasel’i öldürün” diyen şahıs da Aişe idi.

    Bu grup ve aynı fikri paylaşanlar, Osman’ın aleyhine öylesine bir itiraz ve muhalefete başladılar ki, Medine ve diğer şehirlerin halkı, onu azletme ve katletme yolunda adımlar attılar. Osman, öldürülüp de Hz. Ali’ye biat edildiği zaman Talha ve Zübeyr, ilk biat edenlerdendiler. Ama Şurada edindikleri mevki, onların hilafete göz dikmesine ve biatlerini bozarak İmam Ali’nin aleyhine ayaklanmalarına sebep oldu.

    Aişe de (dayısı oğlu) Talha’nın hilafete geçmesi ümidiyle onlara katıldı. Böylece şuranın kötü sonuçları olan Cemel, Sıffin ve Nehrevan savaşları meydana geldi. Alevlenmiş bu ateşler, Hz. Ali’nin karşısına dikilerek birçok savaşlar meydana getirdiler. Hatta onlar Muaviye’nin hilafete göz koyarak ayaklanmasına bile sebep olacak icraatta bulundular. Bunların tümü, toplumu ıslah ederek gerçekleri gün ışığına çıkarmak isteyen Hz. Ali (a.s) için çok büyük engeller oluşturdular.

    Buna ek olarak; “Şura” halkın, Osman’a karşı biraz daha cüretle davranmasına ve bir takım tohumların ekilmesine sebep oldu. Bu tohumlar Osman’ın ölümünden sonra mahsul vererek biati bozanlar, ayaklananlar ve haricilerin (Nakisin, Kasitin ve Marikin) meydana gelmesine neden oldu!

    Şerh-i Nehc’ül-Belağa-i İbn-i Ebi’l-Hadid, c. 1, s. 62’de olduğuna göre, Cahiz, “Osmaniye” adlı kitabında Muammer b. Süleyman, Said b. Müseyyib ve Abdullah b. Abbas’tan şöyle nakleder: “Ömer b. Hattab’ın şura ashabına şöyle dediğini duydum:
    “Eğer sizler doğru dürüst çalışır ve birbirinize yardım ederseniz, hilafet meyvesini siz ve evlatlarınız yiyebilirsiniz. Ama eğer birbirinize şüphe ile bakar ve faaliyet göstermez de bu büyük nimete sırt çevirir ve birbirinizin canına düşerseniz, Muaviye b. Ebu Süfyan size hakim olur.” O dönemde Muaviye Ömer tarafından Şam valisi idi.”

    Ömer’in üstü kapalı olarak Muaviye’yi hilafet adaylarından yaptığı ve tam bir hilekârlıkla onu bu fikre yönelttiği hiç kimse için gizli kalabilecek bir konu değildir.

    Halbuki hilafetin mihverinin Ömer’den Osman’a dönüşü, Osman’dan sonra Muaviye’nin halife olması için yeterliydi. Bu amacını gerçekleştirmek için de şura adlı senaryoyu öylesine düzenledi ki hilafet istediği noktaya ulaştı.

    Diğer taraftan, henüz Osman hayattayken beş kişi Hz. Ali ile muhalif oldular. Bu muhalefet sonucu savaşlar meydana getirdiler. Bununla da yetinilmedi; iş, Muaviye baş kaldırıp hilafete göz dikene kadar devam ettirildi.

    Ömer, şura oluşturulmasını emrettiği zaman Osman’a şöyle dedi:
    “Kureyş, hilafeti sana verip de Beni Ümeyye’yi halkın sırtına bindirdiğini, Beyt’ul-Malı onlara bıraktığını ve Arap kurtlarının sana hücum ederek seni yatağında öldürdüklerini görür gibiyim. Allah’a yemin olsun ki eğer bu işi yaparlarsa, böyle bir tepkiyle karşılaşırlar. Eğer bu işi sen yaparsan, Beni Ümeyye ve Beni Muit de böyle yapacaktır. Daha sonra Osman’ın kakülünden tutarak şöyle dedi: İş buraya ulaşınca, benim böyle olacaktır diye dediğim sözleri hatırla.”

    İbn-i Ebi’l-Hadid bu haberi naklettikten sonra şöyle diyor: Bizim şeyhimiz Ebu Osman Cahiz “Osmaniyye” adlı kitabında ve diğerleri de kendi kitaplarında bu haberi Ömer’in keskin görüşlülüğü babında nakletmişlerdir. Şerh-i Nehc’ül-Belağa, İbn-i Ebi’l-Hadid, c. 1, s. 22.

    Yorum


      Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

      YAZARIN ŞURA HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ

      Bu anlam bizim; “Ömer’in, Osman’ı halife yapmak istemesindeki hedefi, Muaviye’nin hilafeti için ortam hazırlamaktı” olan iddiamızı ispatlamaktadır. Ömer, Osman’ın öldürüleceğini ve Muaviye’nin hilafete ulaşması için uygun bir yolun açılacağını çok iyi biliyordu. Hatta Osman’ın hilafeti Muaviye’nin hilafete geçmesi için başlı başına bir yoldu.

      Şaşırtıcı olan şey, Ömer’in, kendisinin hilafet adayı olarak tayin ettiği altı kişiden birisinin, belirlenen süre içerisinde halife seçilmemesi durumunda onların hepsinin öldürülmesini emretmesidir. Hayret! Hayret! Biz, bu adayların, Ömer’in ölümünden sonra üç gün içerisinde halife seçimini bitirmezlerse öldürülmelerini nasıl kabul edebilir veya Ömer’in bu hakka sahip olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Bu işin Ömer’e câiz olduğunu nasıl savunabiliriz?!

      Gerçek şudur ki Ömer, tam bir vicdan rahatlığı ve güvenle bu işin uygulanabileceğini bildiğinden onların öldürülmesi emrini vererek, Ebu Talha Ensari ve adamlarına gerekli direktifleri verdi. Bunlara ve Suheyb’e, bu işin mutlaka yapılmasını vurguladı. Müslümanlar da bunları görüyor ve duyuyorlardı. Ama onlardan bir tanesi bile ne bir itirazda bulundu ne de rahatsız oldu!

      İşte bu, halifenin ölümüne yakın bir zamanda amacına ulaşmak için uygulamaya koyduğu senaryoydu. O, bu altı adamın Peygamber (s.a.a) ile olan yakınlıklarını ve arkadaşlıklarını herkesten daha iyi biliyordu. Ömer, Peygamber (s.a.a) vefat ettiği zaman onlardan razı olduğuna şahitti. Şu farkla ki, bu altı kişinin arasında Peygamber (s.a.a)’in kardeşi, onun sağ kolu, Peygamber (s.a.a)’e olan konumu Harun’un Musa’ya olan konumu gibi olan ama Peygamber olmayan, lâkin Peygamber (s.a.a)’in halifesi, Peygamber (s.a.a)’in iki torunun babası olan, Bedir, Uhud ve Huneyn savaşlarında bulunan ve Kur’ân’ın tüm ilmini bilen bir şahıs bulunmaktaydı.

      Ömer, sadece Hz. Ali’nin önem ve ihtiramından dolayı diğer altı kişinin öldürülmesinden vazgeçebilirdi. Aslında böyle bir vasiyette bulunmayabilir, halife seçimini, Müslümanların kendisine bırakabilirdi. Böylece Müslümanların kendileri şura yaparak halife seçebilirdi. O;
      “Ben ne hayattayken, ne de öldükten sonra, hilafet yüküne tahammül edemem” derken doğru söylüyordu.

      Veya Ömer de aynen Ebu Bekir’in hilafeti kendisine vasiyet yoluyla bıraktığı gibi hilafeti vasiyet yoluyla Osman’a bıraktığını belirtebilirdi. Zira o, şura senaryosunu, hilafetin her halükârda Osman’a ulaşacağı şekilde düzenlemişti. Abdurrahman b. Avf’ı diğer beş kişiye tercih etmesi, onun Osman’ı hilafete geçireceğini, Sa’d b. Ebu Vakkas’ın da Abdurrahman b. Avf’tan ayrılmayacağını da çok iyi bilmesinden dolayı idi.

      Halk da halifelerinin ortaya koyduğu oyundan tamamen haberdar idi. Gerçi halk, Ömer’in işi halka bırakarak şöyle dediğine inanmaktalar:
      “Ben ne hayattayken, ne de öldükten sonra hilafet yüküne tahammül edemem!”

      Müslümanların bu konudaki görüşleri nedir? Eğer Peygamber (s.a.a), Ömer’in Ebu Talha’ya: “Onlardan beş kişi bir olur da birisi muhalefet ederse, kılıçla başını bedeninden ayır; dört kişi bir olur da iki kişi muhalefet ederse, o ikisinin boynunu vur; üçer üçer iki gruba ayrılırlarsa, hilafet Abdurrahman b. Avf’ın içinde bulunduğu gruba aittir; diğer grup itirazlarına devam ederlerse, hepsinin boynunu vur; üç gün içerisinde hiçbirisini halife olarak tayin etmezlerse, altı kişinin hepsinin boynunu vur!” diye emrettiğini duysaydı ne söylerdi acaba?

      Ey Müslümanlar! Cevap verin! Verdiğiniz fetvada hür insanlar olun! İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

      Yorum


        Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

        Bismillahirrahmanirrahim

        Böylelikle bu başlıkta sonuçlanmış oldu. İnşaallah bütün okuyuculara faydası olur.

        Yorum


          Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

          Allah razi olsun kardesim, bir cok gercegi, kaynaklari ile sundun, insaAllah faydali olacagina inaniyorum


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

            [quote author=welayet link=topic=3488.msg30608#msg30608 date=1243338622]
            [quote author=Mufazzal link=topic=3488.msg30562#msg30562 date=1243327044]
            Ömer şöyle dedi: “Ben, size söylediğim ilk sözden sonra, sizi herkesten daha iyi hakka yöneltecek birisini halife yapmayı düşündüm. (Hz. Ali’ye işaret ediyordu.)”

            Oradakiler: “Peki ne oldu da böyle yapmadın?” dediler.

            Ömer:
            “Ne yaşadığım müddetçe, ne de öldükten sonra onun hilafetine tahammülüm yoktur!!” dedi.

            Daha sonra şöyle dedi:
            [color=red]“Sizlere vasiyet ediyorum ki, ismini saydığım kişiler bir şura kursunlar. İstişareyle aralarından birini halife olarak seçsinler. Hilafete ulaşan şahısa yardımcı olun. Bu şahıslar şunlardır: Ali, Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas, Zübeyr ve Talha.
            [/quote]
            Burada bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

            "2. halife neden hilafete layık görmediği Hz. Ali as'ı şuraya layık gördü?"

            [/quote]
            Bismillahirrahmanirrahim


            Güzel bir soru. Bunun cevabı olabilecek bir yazı vardı. Foruma, el bidaye ve nihayeden ve Zehebinin Tarihul İslamından bir alıntı ile eklemiştim. Şu ana kadar aradım bulamadım. Hangi başlığa bıraktığım aklımda değil. Bulduğumda buraya aktarırım.

            Ama bu mesele apaçık bir hileden ibarettir. Hemde öyle bir hile ki. Müslümanları ayakta uyutan cinsten bir hile. Hatta öyle ki ismini verdiğim iki kaynakta Abdurrahman bin Avf, insanlara, Osmana biat edin dediğinde, Hz. Ali a.s gelip Osmana bizzat şöyle diyor:
            HİLE AMA NE HİLE...

            İnşaallah yazıyı bulursam eklemelerle aktarırım.
            En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 06.08.2020, 21:17.

            Yorum


              Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI


              [quote author=Mufazzal link=topic=3488.msg30562#msg30562 date=1243327044]
              Ömer şöyle dedi: “Ben, size söylediğim ilk sözden sonra, sizi herkesten daha iyi hakka yöneltecek birisini halife yapmayı düşündüm. (Hz. Ali’ye işaret ediyordu.)”

              Oradakiler: “Peki ne oldu da böyle yapmadın?” dediler.

              Ömer:
              “Ne yaşadığım müddetçe, ne de öldükten sonra onun hilafetine tahammülüm yoktur!!” dedi.

              Daha sonra şöyle dedi:
              [color=red]“Sizlere vasiyet ediyorum ki, ismini saydığım kişiler bir şura kursunlar. İstişareyle aralarından birini halife olarak seçsinler. Hilafete ulaşan şahısa yardımcı olun. Bu şahıslar şunlardır: Ali, Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas, Zübeyr ve Talha.
              [/quote]

              Bunun kaynağı nedir?
              En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 06.08.2020, 21:16.
              hayat akşamlıdır...

              Yorum


                Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

                [quote author=Seyyah link=topic=3488.msg30633#msg30633 date=1243344735]

                [quote author=Mufazzal link=topic=3488.msg30562#msg30562 date=1243327044]
                Ömer şöyle dedi: “Ben, size söylediğim ilk sözden sonra, sizi herkesten daha iyi hakka yöneltecek birisini halife yapmayı düşündüm. (Hz. Ali’ye işaret ediyordu.)”

                Oradakiler: “Peki ne oldu da böyle yapmadın?” dediler.

                Ömer:
                “Ne yaşadığım müddetçe, ne de öldükten sonra onun hilafetine tahammülüm yoktur!!” dedi.

                Daha sonra şöyle dedi:
                [color=red]“Sizlere vasiyet ediyorum ki, ismini saydığım kişiler bir şura kursunlar. İstişareyle aralarından birini halife olarak seçsinler. Hilafete ulaşan şahısa yardımcı olun. Bu şahıslar şunlardır: Ali, Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas, Zübeyr ve Talha.
                [/quote]

                Bunun kaynağı nedir?
                [/quote]
                Bismillahirrahmanirrahim


                Seyyah abim, darulkitap.com'dan baktım. Bu sözün geçtiği bir kitap buldum. İsmi aşağıda yazıyor. İkinci bölümde geçiyor.
                1- Hz. Ömer ve Modern sistemler (Et Temmavi)


                Diğer kaynakları Allah nasip ederse kitaba bakın yarın eklemeye çalışıcam.
                En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 06.08.2020, 21:16.

                Yorum


                  Ynt: HZ. ÖMER VE YANDAŞLARININ KURÂNIN AÇIK NASSI VE NEBEVİ SÜNNETE KARŞI İÇTİHATLARI

                  mufazzal kardesim, ibni kesir okumalarinda olabilirmi acaba welayet kardesin sorusunun cevabi?
                  En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 06.08.2020, 21:17.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum

                  YUKARI ÇIK
                  Çalışıyor...
                  X