Bismillahirrahmanirrahim
Muhtar savaşçı bir insan değildi. Ayrıca Süleyman'ın Tevvabin hareketine de katılmamıştı. Abdullah b. Zubeyr'in Medine'deki temsilcisi de Muhtar ile karşılaşınca onunla savaşmamış, aksine onu Kerbela katillerini cezalandırmak hususunda teşvik etmiştir. Ama Muhtar İmam Hüseyin (as)'ın özel temsilcisi olan Müslim b. Akil'e gösterdiği vefasızlık sebebiyle Ehl-i Beyt dostları arasında fazla sevilmeyen biriydi. Bu yüzden Muhtar; Abdullah b. Zubeyr, Muhammed b. Hanefîye ve İmam Seccad gibi nüfuz sahibi şahsiyetlerle de görüşerek onların desteğini aradı. Muhtar bununla da yetinmedi Abdullah b. Zübeyr'e biat ederek onun kudretinden istifade etmeyi düşündü. Bütün bunlardan da anlaşıldığı gibi Muhtar oldukça siyasi manevraları ve taktikleri becerebilen bir insandı. Muhtar, Abdullah b. Zubeyr'in gözlerini boyayarak ondan Kufe'deki taraftarlarının komutanlığını aldı: Muhtar bir hareketin en önemli unsurlarının savaşçı güçler olduğunu bildiğinden özel bir güç toplamaya çalışıyordu. Muhtar bu yüzden Muhammed b. Hanefîye'nin desteğini almaya çalıştı ve bu konuda da başarılı oldu. Aslında Muhtar, Muhammed b: Hanefiye'nin desteğini almakla İmam Seccad (as)in desteğini de alabileceğini düşünüyordu. Muhtar gerçekten de doğru düşünüyordu. Zira Muhammed b. Hanefîye tarihçilerin de naklettiği üzere Muhtar'ı açıkça destekleyeceğini ilan etmeden önce İmam Seccad ile meşveret etmişti. İmam Seccad (as) ise kendisine şöyle buyurdu: "Ey amca eğer zenci bir köle dahi biz Ehl-i Beyt'in hakkını almak için kıyam ederse, ona yardım etmek herkese farzdır. Ben bu işi senin ihtiyarına bırakıyorum. Sen nasıl istersen öyle yap." Muhtar-i Sakafî s. 64
Bunun üzerine Muhammed b. Hanefîye Küfe halkına mektub yazarak zamanın hakimi Abdulmelik b. Mervan karşısında Muhtar'ı desteklemelerini istedi. Böylece Muhtar, Muhammed b. Hanefiye'nin özel temsilcisi olarak kıyamını başlattı.
Muhtar kendi askeri ve siyasi hedefine ulaştı. Kerbela katillerinden intikamını alarak Ehl-i Beyt'i (as) sevindirdi. Böylece Muhtar'ın inkılabı gerçekleşti ve Muhtar Ermenistan sınırlarına kadar dayandı. Ama tüm devletleri yıkıp yok eden ihtilaf ateşi çok geçmeden Muhtar'ı da sardı. Muhtar ordusunda yer alan herkes İmam Hüseyin (as)'ın intikamını almak hususunda ittifak oluşturmuş ve seferber olmuşlardı.
Bu hedefleri artık gerçekleşmiş ve Kerbela canileri cezalandırılmıştı. Şimdi başka sorunlar ortaya çıkmıştı. Yeni kurulacak olan devlet nasıl olmalı ve bu devletin rehberi kim olmalıydı. Muhtar'ın ordusunda yer alanlar İmam Hüseyin'in şahsiyeti hususunda bile ihtilaf içindeydiler. İmam Hüseyin kimdi sadece Resulullah'ın torunu mu, yoksa Hakk yolunun şehidi mi? Yoksa itaati farz olan bir İmam mı? İslam hükümetinin idare şekli nasıl olacaktı? Bu hususta müslümanlar arasında ortak bir görüş yoktu. Abdullah b. Zubeyr Mus'ab b. Zubeyr, İmam Hüseyin (as)'ın intikamım almak için kıyam etmişlerdi. Ama zafere ulaştıktan sonra İmam Hüseyin'in yolundan ve ilkelerinden ayrılarak Muhtar'ın inkılabını yenilgiye uğrattılar.Conbeşha-i Mektebi s. 68-72
Kufe münafıklarının başı olan Mus'ab b. Eş'as, Mus'ab b. Zubeyr'i Muhtar'ın aleyhine kıyam etmeye teşvik etti. Musab b. Esas Basra'daki tüm inkılab karşıtı kimseleri ve Muhtar'ın elinden kaçıp Basra'ya sığınan Kerbela katillerini bir araya toplayarak Kufe'deki yeni kurulan İslam İnkılabını ve Ehl-i Beyt dostlarını ortadan kaldırmak için savaş ilan etti. Küfe halkı da her zamanki vefasızlığını bir daha göstererek Muhtarı yalnız bırakıp evlerine kapandılar. Musab b. Zubeyr'in ordusu büyük bir katılık ve acımasızlıkla Muhtar'ın İbn-i Şemt komutasındaki ordusunu yenerek Kufe'yi kuşatma altına aldı. Ama Muhtar teslim olmamakta direniyordu. Sonunda da bir avuç fedakar dostlarıyla inkılab düşmanlarıyla bizzat kanlı bir savaşa girişti. Sonunda Muhtar'ı öldürerek başını bedeninden ayırdılar. Musab b. Zubeyr Muhtar'ın kesik başını kardeşi Abdullah b. Zubeyr'e gönderdi. Böylece Taberi'nin naklettiği üzere H. 67 yılının Ramazan ayının 14'ncü günü 63 yılında şehid oldu. Muhtar oldukça zeki, fedakar akıllı ve Ehl-i Beyt'i seven biriydi. Ama Kerbela'da adalet ve dürüstlük zulüm ve hileciliğe yenik düştüğü gibi bu yaşlı Ehl-i Beyt aşığı da makamperest ve nefsinin esiri inkılab düşmanı kimselere yenik düştü. İmam Hüseyin'in Kerbela'da Muhtar'ın da Kufe'de acımasızca başı kesildi ve sokak sokak gezdirildi. Böylece bu İslam inkılabı da bir kaç ay ayakta durabildi. Aslında Muhtar'ın bu inkılabı herşeyin düzelmesi ve müslümanların asr-ı saadete dönüşü-için "bir ümit ışığıydı. Ama münafıkların tahriki ve bazılarının makam düşkünlüğü buna izin vermedi. Daha yeni doğmuş olan İslam inkılabını tüm güçleriyle savaşarak ortadan kaldırdılar. Böylece tüm Müslüman ve mustaz'afların ümidi yeniden suya düştü. Yüz binlerce insan haksız yere öldürüldü ve günlerce kan akıp durdu. Her yeri korku ve dehşet kaplamıştı. Hiç kimse yarının ne olacağını bilemiyordu. İslam'ın olmadığı yerde zaten emniyet ve güvenin olacağını beklemek bile boş bir hayaldir.
Tüm İslam beldesi, maymunla oynayan, şarapçı ve ayyaş insanların' bahtına kalmıştı. Bu arada İmâm Seccad (as) vefat etti.
İmam Bakır (as) ümmetin imamlığını üstlendi. Bu dönemde İmam Bakır (as)'ın küçük kardeşi olan Zeyd b. Ali Kufe'de, Emevi sultasının aleyhine kıyam etti. Ama ne yazık ki bu kıyam da şiddetle bastırıldı ve Zeyd ile dostları hunharca katledildiler.
Yorum