Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kedicik Babası Ebu Hureyre

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kedicik Babası Ebu Hureyre

    Asırlardır İslam dünyasının en çok tartıştığı,En çok ihtilafa düştüğü,Hatta gerçek ismi bile bilinmeyen,Peygamberimizi 2 yıl görmesine rağmen,en çok hadis rivayet eden,Ebu hureyre hakkında görüşleriniz nedir?

    Bu konuyu fazla uzatmadan,görüşlerinizi soruyorum.Bu kadar insanın inandığı hadislerin çoğunun,ne olduğu belirsiz,hakkında ihtilaf olan hureyrenin rivayet ettiği aşikardır.
    Bu kişinin rivayet hadislere itibar edenler,neler düşünüyor?

    Kısaca:

    Ali (r) de onun hakkında iyi düsünmezdi. Bir defasında söyle demisti: "Dikkat
    edin, o insanların en yalancısıdır." Baska bir rivayette Ali (r)'nin sözü:
    "Yasayanlar arasında Allah Rasulü (s)'ne en fazla yalan isnad eden Ebu
    Hüreyre'dir." Seklindedir. Ali (r), onun "Sevgili dostum bana haber verdi ki..."
    dedigini duyunca kendisine: "Rasul (s) ne zaman senin sevgili dostun oldu?"
    demistir. Ebu Hüreyre, "Sizden bir uykusundan kalkınca, kaba sokmadan önce
    elini yıkasın. Zira elinin nerde geceledigini bilmez." Hadisini rivayet ettiginde Aise
    (r.a) bunu kabullenmeyerek söyle demistir: "Peki, 'mihras' varsa
    ne yapacagız?"

    #2
    Ynt: Kedicik Babası Ebu Hureyre

    [b]
    EBU HÜREYRA VE YALAN HADİSLERİ


    Ebu hüreyre'nin Ehl-i Sünnet içindeki saygınlığını bilmeyen yoktur. Acaba ebu hüreyre bu saygıyı hak ediyor mu? Acaba bu saygı peygamberden binlerce hadis nakletmesi yüzünden mi? Önce Ehli sünnet hadisçileri hangi sahabeden ne kadar hadis naklettiklerine yada O sahabenin ne kadar hadis naklettiğine bakalım
    Ebu Bekir: ibni teymiyeye göre ebu Bekir resülüllah'ın yanından, İslam'ın yayılmaya başlamasından dinin ikmaline kadar hiç ayrılmadı. Ebu Bekir den elimize geçen hadislerin sayısı ibni teymiye'nin dediği gibi: Elimize 142 hadisten başkası geçmedi.(1) Ebu Bekir'in hadis rivayet etmemesine şaşırmamalı çünkü halifeliği döneminde resulullah'ın hadislerini yakmıştı.(2) Ebu Bekir 23 yıllık süre içerisinde her gün resülullahtan bir hadis duysa hadislerin sayısı 8395 hadise ulaşması gerekiyordu.

    Ömer Bin Hattab: Ömer resülullahla beraber yaklaşık olarak yirmi yıl yaşadı. Resülullahın ardından da yirmi üç yıl sahabelerle birlikte yaşadı.Yaşadığı süre içerisin de ondan nakledilen hadis sayısı 538(3) bunların elli hadisi sahih.(4) Ömer'in de sadece bu kadar hadis nakletmesine şaşırmamalı. Çünkü sahabelerin peygamberden hadisler rivayet etmelerini yasaklamıştı.(5)
    Osman Bin Affan: Osman İslam'ın başlarında Ebu Bekir'in eliyle İslam'a girdi. Buhari ondan dokuz hadis rivayet etti, Müslim ise beş hadis, ondan elimize toplam 146 hadis geçti.(6) yirmi yıldan fazla resülullah'a sahabelik yapmış biri sadece bu kadar mı hadis nakleder.
    Ehli sünnet hadisçilerin kitaplarında ki kaynaklara göre ilk üç halife sadece bu kadar hadis nakletmiştir. Bakalım hz. Ali ve onun etrafında bulunan sahabelerden hz. Muhammed (s)'den naklettikleri hadislerden ne kadarını ehli sünnet hadisçileri zikretmişler.

    Ali Bin Ebi Talib: hz. Muhammed'e en yakın ve ümmetin en alim olan hz. Ali ehli sünnet muhadisçileri ondan sadece 536 hadis(7) bunların elli hadisi sahih(8)
    buhari bunlardan sadece yirmisini rivayet etmiş. İnanılır gibi değil öyle değil mi? Hz. Ali'nin ilmi konusunda herkesin bilgisi vardır hz. Muahmmed bir hadisinde "ben ilmin şehriyim Ali de onun kapısıdır. Kim ilim isterse kapıya gelsin"(9) buna benzer hz. Ali'nin ilim konusunda bir sürü hadis var. Ama bu hadis yeterlidir.
    Hasan ve Hüseyin: Cennet gençlerinin efendileri ve hz. Muhammed (s)'in torunları olan Hasan ve Hüseyin resülullahla ve resülullahtan sonra sahabelerle yaşadıkları uzun süreye rağmen hz. Hasan'dan 13 hadis(10) hz. Hüseyin'den sekiz hadis(11) nakledilmiş

    Selman El Farisi: Selman el Farisi hz. Aliye yakınlığıyla bilenen ve resulullah'ın has sahabelerinden. Ondan nakledilen hadis sayısı 60'a yakın(12) Selman gibi resülullah'a ve ehli beyte bu kadar yakın bir sahabeden, ehli sünnet hadisçileri sadece atmış hadis nakletmeleri, hz. Muhammed (s)'in sünnetine ne kadar çok değer verdikleri gerçeğini ortaya koyuyor.
    Ubey Eben Ke'b: sahabenin alimlerinden olan ubey ibin ke'b'ten sadece164 hadis(13) rivayet edilmiş.

    Ebu Zer El-Gaffari: ilk İslam olanlardan olan ebu zer resülullahla beraber 23 yıl yaşadı. Ondan rivayet edilen hadis sayısı 281.(14)
    Ehli sünnet hadisçileri Hz. Muhammed (s) zamanında yaşamış olan sahabelerden, resülullah'ın sünneti olan hadislerden rivayet ettikleri hadis sayıları inanılmayacak derecede az. Biz sadece birkaç sahabeyi zikrettik. Uzun yıllar sahabelik yapmış bu sahabelerden sadece bu kadar rivayet alınması durumun vehametini açıklıyor. Oysaki Muaviye'ye yakın olan bazı sahabe olarak nitelendirilen Ebu Hureyra Müslüman olduktan sonra hz. Peygamberle üç yıl aynı devirde yaşadı ve ona sözde sahabelik yaptı.(15) bu üç yıllık süreç içinde peygamber ile karşı karşıya gelmedi ama üç yıllık süreç içerisinde resülullah'tan 5374 hadis nakletmiş .(16) Ebu Hureyra'nın rivayet ettiği hadisler gerçekten inanılmaz bir rakama ulaşmış. Yılarca peygamberle yan yana yaşamış onunla beraber savaşlara katılmış kahramanlıklar göstermiş peygamberin hakkında "Bir şey öğrendiysem mutlaka Ali'ye de öğrettim. O benim ilim şehrimin kapısıdır."(17) hz. Peygamberin bildiği her şeyi öğrettiği hz. Ali den sadece elli hadis nakledilmiş. Ama Ebu Hureyre üç yılda 5374 hadis naklediyor. Ebu Hureyre'nin bu kadar hadis nakletmesinin nedeni Muaviye'nin hadisçiliğini üstlenmesi idi. Biraz ilerde Hureyra'nın Muaviye'ye ne tür hizmetlerde bulunduğunu göreceksiniz.
    Ebu Hüreyra'nın rivayet ettiği hadislerin hiç birine güven olmaz çünkü Ebu Hüreyra Muaviye'nin paralı hadisçisiydi. İbn-i Ebi'l- Hadid-i Mütezili "Şerh-i Nehc'ul- Belağa"nın 1. cildinin 358. sayfasında ve 4. ciltte, üstat ve şeyh-i imam Ebu Cafer İskafi'den şöyle naklediyor:
    "Muaviye bin Ebi Süfyan, sahabe ve tabiinden bir grubu toplayıp onlardan Hz. Ali (a.s)'ı yeren hadisler uydurmalarını ve bunları halkın arasında yaymalarını istedi. Onlar da bu işle meşgul olmaya başladılar. Ebu Hureyre, Amr bin As ve Muğeyre bin Şube, Hz. Ali ( a.s)'ı yeren hadisleri uyduran kimselerdendiler."
    Olayı sayfa 359'a kadar genişçe anlattıktan sonra, aynı sayfada A'maş'tan şöyle rivayet ediyor: "Ebu Hureyre, Muaviye ile beraber Kufe camisine geldi. Halkın kendisine büyük bir ilgi gösterdiğini görünce ayağa kalktı ve (Halkın dikkatini çekmek için) iki eliyle başına vurmaya başladı. Sonra şöyle dedi: "Ey Irak halkı! Benim Allah ve Peygamberinin adına yalan söyleyip cehennem ateşini satın alacağımı zannediyor musunuz? Peygamber'den duyduğum o şeyi benden duyun (yani duyduğumu size naklediyorum) Peygamber'in şöyle buyurduğunu duydum. "Her peygamberin bir haremi vardır; benim haremim de Medine'dir. Kim orada bir olay çıkarırsa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah'ı şahit tutuyorum ki, Ali Medine'de olay çıkardı." (O, bu sözüyle, halkı Hz. Ali'ye lanet etmeye davet etti.)
    Muaviye bunu (yani Ebu Hureyre'nin hem de Hz. Ali (a.s)'ın hilafet merkezinde kendisine böyle bir hizmette bulunduğunu) duyunca, onu çağırtıp hediyeler verdi ve Medine'nin valisi yaptı onu. Daha öncede bahsettiğimiz gibi Ebu Hureyre Muaviye'nin hadisçisi idi ve onun görevi Muaviye'nin sünnetine uygun hadisler uydurmaktı. Ebu Hureyre gerçekte Muaviye gibi asla Müslüman olmadı ona merdut diyebiliriz.


    Muaviye'nin hoşuna gitmesi için, hz.Ali gibi insanların en faziletlisi, en kâmili ve en şereflisi olan biri hakkında böyle konuşan bir adam, birkaç gün Resulullah (s.a.a)'in sahabesi oldu diye ehli sünnet kardeşlerimiz Ebu Hureyre'ye bu kadar çok bağlanmalarını gerektirmemesi lazım.
    Ebu Hureyre'nin merdutluğuna başka delillerde vardır. Bu delillerden birisi şudur: Kim Hz. Peygamber (s.a.a)'e sebbederse (kötü söz söylerse), o her iki fırkaya (alevi ve Sünni) göre, kesinlikle melun, merdut ve ateş ehlidir.
    Hakim-i Nişaburi "Müstedrek"in 3. cildinin 124. sayfasında, imam Ahmed bin Hanbel "Müsned"de, Taberani "Evset"te, Şafii Fakihi İbn-i Meğazili "Menakıb"ta, Muttaki Hindi "Kenz'ul- Ummal"ın 6. cildinin 153. sayfasında, Şeyh'ul- İslam Himvini "Feraid"de, İbn-i Hacer-i Mekki "Savaik"in 74. ve 75. sayfalarında, Süleyman Belhi el-Hanefi "Yenabi'ul- Meveddet"te, Celalettin Süyuti "Tarih'ul- Hulefa"nın 116. sayfasında, imam Ebu Abdurrahman Nesai "Hasais'ul- Aleviyye"de ve daha başka Ebu Hureyre'nin kendisi bile Resulullah ( s.a.a)'in şöyle buyurduğunu naklediyorlar:
    "Ali Kuran'ladır ve Kuran da Ali iledir. Bunlar havuzun başında bana gelinceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Ali bendendir, ben de Ali'denim. Kim ona sebbederse (kötü söz söylerse), şüphesiz bana sebbetmiştir ve kim bana sebbederse, şüphesiz Allah'a sebbetmiştir."
    Ebu Hureyre, mevlamız Emir'ul- Müminin Hz. Ali (a.s)'a sebb ve lanet edenlerden birisidir. O, sahte hadisler uydurarak halkı da, Hz. Ali (a.s)'a sebbetmeye zorluyordu!!
    Bir başka delil şudur: Taberi, İbn-i Esir, İbn-i Ebi'l- Hadid, Allame Semhudi, İbn-i Haldun, İbn-i Hallakan, vs..ehli sunnet tarihçileri şöyle yazarlar: Muaviye bin Ebi Süfyan, hunhar ve zalim Busr bin Ertat'ı Yemenlileri ve Mevlamız Emir'ul- Mümininin taraftarlarını katletmesi için 4. bin Şamlı savaşçıyla beraber Medine yolundan harekete geçirdi. Onlar, Medine, Mekke, Tâif, Tebale (Tehame bölgesinde bir şehir), Necran, Erhab kabilesi (Hemdan kabilelerinden biri), Sen'a ve Hazar Mevt'ta akıl almaz katliamlar yaptılar. Ben-i Haşim ve Emir'ul- Mümininin taraftarlarını yaşlı-genç demeden kılıçtan geçirdiler. Hatta Peygamber-i Ekrem ( s.a.a)'in amcası Abbas'ın oğlu ve Yemen valisi Ubeydullah'ın çocuklarına bile rahmet etmeyip başlarını kestiler. O melunun emriyle öldürülenlerin sayısını 30 binin üzerinde yazmışlardır!!
    Emevi ve onların takipçilerinin bu amelleri insanı pek şaşırtmıyor. Çünkü onlar böyle şeyleri devamlı yapıyorlardı. İnsanı şaşırtan şey, ehli sünnetin başının üzerinde tuttuğu Ebu Hureyre'nin de, Busr bin Ertat'la birlikte bu sefere çıkıp onun feci katliamlarını görmesi ve orada bulunmasıdır.
    Özellikle, Cabir bin Abdullah Ensari, Ebu Eyyub Ensari ve diğer birçok sahabelerin olduğu Medine-i Münevvere'nin savunmasız ve günahsız halkına yapılan zulümleri kendi gözleriyle görüyordu. Sahabeler korkularından ya Medine'den kaçmış ya da evlere saklanmışlardı. Ebu Eyyub Ensari gibi Resulullah ( s.a.a)'in has sahabelerinin evlerini yakıyorlardı. Ebu Hureyre, bütün bunlara ses çıkarmadığı gibi, yeri geldiğinde bu zulümlere yardımcı da oluyordu.
    Medine'deki katliamlardan sonra, bu zulüm ordusu Mekke'ye doğru hareket ederken, Ebu Hureyre orada onların vekili olarak kaldı. Daha sonra Muaviye, onun bu hizmetleri ve Ebu Busr'a yaptığı yardımları karşılığında onu Medine'ye vali tayin etti.
    Allame Semhudi "Tarih'ul- Medine"de, Ahmed bin Hanbel'in "Müsned"de, Sibt bin Cevzi'nin "Tezkire"nin 163. sayfasında ve daha başka alimlerin Resul-u Ekrem (s.a.a)'den naklettikleri şu meşhur hadis:
    "Kim Medine halkını zulümle korkutursa, Allah da onu korkutacaktır; Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun; kıyamet günü, Allah Teala, ondan hiçbir şeyi kabul etmeyecektir. -Benim Medine'mi korkutana Allah'ın laneti olsun- Kim Medine halkına kötü kasıtta bulunursa, Allah Teala onu, kurşunun ateşte eridiği gibi eritecektir."
    Durum bu iken, Medinelileri korkutup onca zulüm yapan bir orduya nasıl katılabiliyor? Ayrıca, sahte hadisler uydurarak Resulullah (s.a.a)'in vasisi, hak halifesi ve pak Ehli Beyt'ine karşı geliyor ve insanları öyle birine sebb ettiriyor ki, ona sebb (küfür) etmeyi Peygamber ( s.a.a) kendisine sebb edilmiş sayıyor. Resulullah (s.a.a) adına yalan hadis uyduran böyle birini Allah ve Resulü reddetmez mi?

    Ebu Hureyre'nin merdutluğuna başka delil ve Ömer'in onu kırbaçlaması.. İbn-i Esir gibi tarihçiler H.K 23. Yılın olaylarında, İbn-i Ebi'l- Hadid "Şerh-i Nehc'ul Belağa"nın (Mısır baskısı) 3. cilt 104. sayfasında ve daha başkaları şöyle naklediyorlar:
    H.K 21 yılında halife Ömer Ebu Hureyre'yi Bahreyn'e vali olarak gönderdi. Ona, Ebu Hureyre kendisine mal toplayıp bir sürü at aldığı haberini verdiler. Bunun üzerine Ömer onu hicri 23 yılında görevinden aldı. Halifenin yanına gelir gelmez, halife ona: "Ey Allah'ın ve Allah'ın kitabının düşmanı, Allah'ın malını mı çalıyorsun?" diye kızdı. O da; "Asla hırsızlık yapmadım, onlar halkın bana verdiği hediyelerdi" diye cevap verdi.
    İbn-i Mes'ud "Tabakat"ın 4. cildinin 90. Sayfasında, İbn-i Hacer Askalani "İsabe"de ve İbn-i Abdurabbih "Ikd'ul- Ferid"in 1. cildinde şöyle yazıyorlar:
    Halife Ebu Hureyre'ye; "Ey Allah'ın düşmanı! Seni Bahreyn'e vali olarak gönderdiğimde ayağında ayakkabın bile yoktu; şimdi asil atların ve 600 bin dinarlık malın olduğunu duydum. Bunları nereden aldın?" diye sordu.
    O da cevaben; "Bunlar halkın hediyeleriydi. Onları çalıştırdım, elimdekiler onlardan elde ettiğim kârlardır." dedi. (sanırım rüşveti ebu hüreyre icat etti)
    Ömer yerinden kalkıp onu o kadar kırbaçladı ki sırtından kan akmaya başladı. Sonra, Bahreyn'de biriktirdiklerinden 10 bin dinar alıp Beyt'ul- Mal'a vermelerini emretti. Ömer, sadece kendi halifeliği zamanında değil, Resulullah'ın zamanında da Ebu Hureyre'yi yere düşene kadar dövdü.
    Bu olayı Müslim "Sahih"in 1. cildinin, 34. sayfasında nakletmiştir. İbn-i Ebi'l- Hadid "Şerh-i Nehc'ul Belağa"nın 1. cilt, 360. sayfasının ilk başında şöyle yazıyor:
    "Ebu Cafer İskafi (Mutezli şeyhi) diyor ki; Şeyhlerimiz Ebu Hureyre'yi (akli yönden) sakıncalı bulup onun hadislerini kabul etmiyorlar. Ömer onu kamçılayarak dedi ki; "Hadis nakletmekte çok ileri gittin. Zaten sana Peygamber'in adına yalan uydurmak yakışır!"
    İbn-i Asakir "Tarih-i Kebir"de, Muttaki "Kenz'ul- Ummal"ın 239. sayfasında şöyle naklediyorlar: Halife Ömer onu kırbaçlayıp dövdü. Resulullah (s.a.a.)'dan hadis nakletmesine engel olarak dedi ki: "Peygamber'den çok hadis naklediyorsun. Ondan taraf yalan söylemeye layıksın (yani senin gibi şahsiyetsiz biri Peygamber'in adına yalan söyler ancak.) Peygamber'den hadis nakletmeği terk etmelisin. Yoksa seni ya Devs'a(18) gönderirim ya da Buzinelerin (19) yanına.
    Yine İbn-i Ebi'l- Hadid "Şerh-i Nehc'ul- Belağa"nın 1. cildinin 360. sayfasında (Mısır baskısı) Üstadı imam Ebu Cafer İskafi'den şöyle naklediyor: "Emir'ul- Mü'minin Hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Bilin ki! İnsanların (veya Yaşayanların) en yalancısı, Resulullah ( s.a.a.)'in adına en çok yalan söyleyen Devslu Ebu Hureyre'dir."
    İbn-i Kutaybe "Te'vil'ul- Muhtelif'il- Hadis"te, Hakim "Müstedrek"in 3. cildinde, Zehebi "Telhis'ul- Müstedrek"te, Müslim "Sahih-i Müslim" diye meşhur olan kıtabının ikinci cildinin "Fezail-u Ebu Hureyre" bölümünde diyorlar ki; Aişe onu defalarca reddederek şöyle diyordu: "Ebu Hureyre çok yalan söylüyor; o, Resulullah'ın adına bir sürü yalan hadis uydurmuştur."


    Ebu Hureyre'yi yalnızca biz aleviler reddetmedik ve onun hadislerini kabul etmememizin nedenleri bir yalancı ve melun biri olmasıdır. Halife Ömer, Mevlamız Emir'ul- Müminin, Aişe, sahabe ve tabiin de onu reddetmişlerdir.
    Mutezile'nin şeyh ve alimleri ve Hanefi'lerin geneli, Ebu Hureyre'nin hadislerini kabul etmiyorlar. Senedi Ebu Hureyre'ye dayanan hadisleri batıl biliyorlar. Nevevi, Sahih-i Müslim'in şerhinde, özellikle 4. ciltte bu konuyu genişçe ele alıyor. Hanefi mezhebinin imamı olan imam A'zam Ebu Hanife şöyle diyor:
    "Resulullah'ın sahabeleri genelde güvenilir ve adil idiler. Ben onların hepsinden senedi kime dayanırsa dayansın hadis kabul ediyorum. Ama senetleri Ebu Hureyre'ye, Enes bin Malik'e ve Semuret bin Cundeb'e dayanan hadisleri kabul etmiyorum."
    .Ebu Hureyre'nin reddedilmişliğine dair güneşten daha aydın birçok deliller vardır. Bunu ehli sünnetin büyük alimleri de tasdik etmişlerdir. Onun reddedilmiş (mer dut) olduğuna dair delillerden birisi, Resulullah ( s.a.a )'in diliyle lanetlenmiş Muaviye bin Ebi Süfyan'ın, münafıkların ve ikiyüzlülerin yanında yer almasıdır. Çünkü Sıffin'de namazları Emir'ul- Müminin Hz. Ali (a.s)'ın peşinde kıldığı halde, Muaviye'nin yağlı sofrasının başından da eksik olmuyordu. Zemahşeri "Rebi'ul- Ebrar"da, İbn-i Ebi'l- Hadid "Şerh-u Nehc'ul- Belağa"da ve daha başkaları şöyle naklediyorlar:
    Ondan bu iki farklı hareketinin sebebi sorulduğu zaman şöyle diyordu: "Muaviye'nin muzeyresi (20) ve yemeği daha yağlıdır, Ali'nin arkasında namaz kılmak ise efdaldır" Bu yüzden Ebu Hureyre "Şeyh'ul- Muzeyre" diye meşhur olmuştur.
    İbn-i Hacer "İsabe"de, İbn-i Abdulbirr "İstiab"da Ebu Hureyre'nin kendisinden Resulullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu naklediyorlar:
    "Benim adıma yalan söyleyenler çoğaldılar. Kim bilerek benim adıma yalan söylerse onun yeri cehennem ateşidir. Ne zaman benden size bir hadis gelirse, onu Kuran'la karşılaştırın." (Yani Kuran'a uyarsa kabul edin, uymazsa reddedin.)
    Ebu Hureyre böyle bir kişiliğe sahipti hz. Peygamberden yalan hadisler rivayet ediyor. Hz. Ali'ye seb ediyor ve ettiryor. Ve ehli sünnet cemaati camilerinde verdikleri hutbelerde Ebu Hureyre'nin hadislerini eksik etmiyorlar.
    Allah'ın ipine tutunanlara selam olsun.

    --------------------------------------------------------------------------------[/b]

    Yorum


      #3
      Ynt: Kedicik Babası Ebu Hureyre

      kaynaklar:
      ) İbin hazm'ın, Esmeu el-sahabetü er-revêt veme likülli vehid minel aded, seyyid küsrevi tahkiki, s.57.

      2) İbin sa'd'in tabakatı, 5/140, kasım ıbin Muhammed bin ebu bekir'in tecümesi.

      3) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.44.

      4) İbin hazm'ın, Milel vennihel, 3/61 de.
      5) Mütedrek el-hakem, 1/102 ve sahihi. Sünen ed-deramiy, 1/85. tezkiratul hifaz, 1/524. sünen ibin meca, 1/12. camiul beyan el- ilm, 2/120.
      6) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.56.

      7) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.44.

      8) İbin hazm'ın, Milel vennihel, 3/60 ta.

      9) Müstedrek c.3 s.126-127. usd'ul ğabe c.4 s.22. tezkiret'ul havas s.47-48.

      10) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.143.

      11) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.170.

      12) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.74.

      13) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.54.

      14) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.47 .

      15) İbn-i Saad'ın "Tabakat"tında, İbn-i Hacer'in "İsabe"sinde ve Ehl-i Sünnetin diğer alimlerinin muteber kitaplarında Ebu Hureyre'nin Hayber'in fethinde Müslüman olduğu yazılıdır. Buhari'nin rivayetine göre (Sahih-i Buhari'nin "Alamat'un- Nübüvvet'i fi'l- İslam" babında) Ebu Hureyre, Resulullah ( s.a.a) ile üç yıldan fazla görüşmeye muvaffak olmamıştır. İbn-i Hacer "İsabe"de, Hakim "Müstedrek"te, İbn-i Abdulbirr "İstiab"da ve daha başkaları şöyle naklediyorlar: "Ebu Hureyre hicri 57 yılında 78 yaşındayken Akik Vadisi'nde öldü. Cenazesini Medine'ye getirip Baki mezarlığında defnettiler

      16) Esmeu el-sahabetü er-revêt, s.37.

      17) İbin meğâzili'nin Menekıbi. İhkak'ul hak, 5/501.

      18) Devs, Ebu Hureyre'nin Yemen'deki kabilesidir
      19) Buzine, dağlarda yaşayan bir tür maymundur
      20) Muzeyre; Sütten yapılmış olan bir tür yemeğin ismidir. Bu yemek Muaviye'ye mahsustu.

      --------------------------------------------------------------------------------

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X