Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Alevilik Nasıl Doğdu ?

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

    [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54320#msg54320 date=1253793239]
    "imam ali resulullahtan üstündür " diyen inkarcı ile onu kardeş kabul eden ve müslüman olduğunu iddia eden kişileri kastediyorum.[/quote]

    Mektebi Mülkiye, gıdıklanmaya devam ediyorsun. Keskin sirke küpüne zarar verir azizim. Ben ne senin ahlakını dikkate alırım neden senin eksik aklınla ortaya döktüğün sözlerini. Ama sözlerin gittikçe o kadar ağırlaşıyor ki adeta beni tahrik ediyorsun. Zeydiyyenin, bazı üyeleri tahrik ettiği gibi senden beni tahrik etmeyi kafana koymuş durumdasın.

    Her ne kadar tahrik için uğraşsanda, kafandan geçenleri, şahsımda gerçekleştiremeyeceksin. Buna asla izin vermem. Kızılbaşın düşünceleri tamamen batıl düşüncelerdir. Katıldığımı söylemedim. Kızılbaş kendisini Müslüman olarak değerlendiriyor. Benim kalkıp ona senin gibi kafir demem, beni senin seviyene düşürür. Bunu ise yapmam. Kızılbaş bir Müslümandır. yine diyorum benim Müslüman kardeşimdir.

    Ne kadar çılgın, ne kadar hırçın olsanda ve her ne kadar kabul etmesende, sende benim kardeşimsin. Ben öyle değerlendiriyorum.

    Bu arada benim seninle yazışmayacağıma veya seni muhatap almayacağıma dair sana söz verdiğimi söylemiştin. Ben araştırdım, verdiğin linkte ki yazının bende kayıtlı olan halini didik, didik ettim. Göremedim. Bulamadım. Gözümden kaçmış olabilir. Yönetimden bunu iste ve kendin bulup alıntılayarak bana gösterir misin? Göster bir an önce senden özür dileyeyim.



    Yorum


      Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

      [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54247#msg54247 date=1253781469]
      [quote author=f_altan link=topic=4138.msg54188#msg54188 date=1253756324]
      Ben körü körüne hangi hadisin peşinden gidip de Allah’ın ayetini haşa görmezlikten geldim? Büyük bir ithamda bulunmuşsunuz. Lütfen nerde söylediğimi kanıtlayın. Aksi takdirde müfteri olursunuz. [/quote]

      Bu Allah’ın ayeti;
      Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran - 42)

      Bu ise sizin Allah’ın ayetini hiçe sayarak sahih olduğunu iddia ettiğiniz hadis;
      "Ey Fatıma! Acaba alemlerin kadınlarının en üstünü, bu ümmetin hanımlarının büyüğü ve müminlerin hanımlarının büyüğü olman seni hoşnut etmez mi?"
      [/quote]

      Sayın mekteb-i mülkiyye, Hz. Peygamber (s.a.a) vahyi telakki ve tebliğle görevli olduğu gibi, onu en sahih şekilde insanlara açıklama ve ayetlerin muradını tefsir etmekle de görevliydi. Bu konuda Kur'an'ın şu ayeti bize ışık tutmaktadır:
      "Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler." (Nahl, 44)
      Hz. Peygamber’in sözü vahiydir. İşte ayet:
      "O, heva ve hevesten (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz; söyledikleri yalnızca O'na vahy olunan şeyden başka bir şey değildir."(Necm: 3)
      Allah’ın Resulünün sözüne uymamız farzdır:
      "De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır."(Al-iİmran/31)
      "Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir."(haşr/7)
      Eğer Hz. Peygamber (s.a.a) herhangi bir ayeti sözleriyle açıklamışsa senin gibi birilerinin kalkıp onları reddetmesi küfürdür. Ben Miraç bahsinde linkine bakabilirsiniz:
      http://www.welayet.com/index.php?top...094#quickreply
      Ben Mirac konusuyla ilgili ilmi bir tartışmada o zaman şöyle demiştim:

      [quote author=muallim link=topic=5054.msg40123#msg40123 date=1246369493]
      Zeydiyye kardeş, sana anlatmak istediğimi anlayamamışsın maalesef. Allah Teala "Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.” buyurunca kıyamet gününe kadar bütün insanlardan üstünsünüz buyurmadığı gibi Hz. Meriyem'i de "Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti." buyurmasıyla bütün kadınlardan üstün kılmamıştır. Kendi dünemlerinin insanlarından üstün olduklarını buyurmuştur. İsrail oğulları da Allah'ın kelamını anlamadıklarından kendilerinin bütün insanlardan üstün olduğunu sandılar, oysa onlardan daha vahşi bir millet yoktur.
      Hz. Meryem de Hz. İsa'yı dünyaya getirmekle kendi düneminin bütün kadınlarından üstün kılınmıştır, kıyamet gününe kadar gelip geçecek bütün kadınlardan değil. Hz. Meryem Hz. İsa'yı dünyaya getirmişse, Hz. Fatıma da İmam Hasan ve İmam Hüseyin gibi iki imamı dünyaya getirmiştir. Babası Peygamberlerin en üstünü, eşi İmamların babası ve vasilerin en üstünü, evlatları da cennet gençlerinin en üstünü, kendisi de kadınların hanımefendisidir. Bilgisini Kuran'dan ve Hz. Peygamber gibi bir babadan almıştır. İbadetlerini de söylemeye gerek yok. Yani hangi açıdan bakarsanız bakın bütün kadınlardan üstün olduğunu anlarsınız.
      Ben akli yorum yapmadım, ben hadislere dayanarak ve tefsir kitaplarına müracaat ederek söyledim. Yazdıklarım kendi sözüm değil, büyük müçtehitlerin sözüdür.

      Bu sözü söyleyen Allame Tabatabaidir:

      [color=navy]"Meryem’le ilgili söz konusu ayete gelince;
      acaba bu ayette sözü edilen seçilme ve öne geçirilme durumu her açıdan mı,
      yoksa bazı açıdan mı söz konusudur? "Hani melekler
      dediler ki: "Ey Meryem, Allah seni kendisinden bir kelime ile
      müjdeliyor." ifadesiyle birlikte: "Irzını koruyan Meryem; biz ona
      kendi Ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet
      kıldık." (Enbiyâ, 91) "İmrân'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
      korumuştu. Böylece biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
      kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı
      olanlardandı." (Tahrim, 12) ayetlerinin zahirini incelediğimizde, Hz.
      Mesih'i olağanüstü bir şekilde doğurmaktan başka, diğer kadınlardan
      farklı bir özelliğinden söz edilmediğini görürüz. Şu halde,
      Hz. Meryem Hz. İsa Mesih'i (a.s.) olağanüstü bir şekilde dünyaya
      getirmesi için alemlerdeki kadınlardan üstün kılınmış, onların önüne
      geçirilmiştir.

      Ayetlerde işaret edilen, onun arındırıldığına, Allah'ın kelimelerini
      ve kitaplarını tasdik ettiğine, gönülden itaat ettiğine ve
      "Muhaddes" olduğuna ilişkin hususlar, salt ona özgü ayrıcalıklar
      değildir. Onun dışında başka kadınlar da bu özelliklere sahip kılınmışlardır."[/
      color][/quote]

      Bu konudaki onlarca hadisleri nakletmeye gerek görmüyorum. Şimdi sen ve Zeydiyye ablan Şia’nın büyük alimi olan Allame Tabatabai gibi birini de bu konuda görüşünü belirttiği için tekfir etmiş oldunuz. Yine size tavsiyem, işi ehline bırakın, siz Kuran’ın zahirini bile anlayacak bir seviyede değilsiniz. Her şeye burnunuzu sokmanız doğru değildir. Benim suçum Allame’nin görüşünü ve konuyla ilgili hadisleri nakletmek olmuş!! Şimdi ben bu işi yaptığımdan dolayı kafir ve müşrik oldum öyle mi? Yazık çok yazık
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

        hz meryemin sadece o dönemin en üstünü olduğunu iddia etmek ya da sadece bazı yönlerden üstün olduğunu iddia etmek sadece iddia sahiplerini bağlar. çünkü Allah bu konuda kayıtsız şartsız alemlerin üstünü demiştir. resulullahtan da hz meryemin kısmi üstünlüğüne dair hiçbir rivayet yoktur.

        yok hz meryem isayı doğurmakla üstün olduysa, hz fatımada hasan ve hüseyini doğurmuşmuş.. ne kadar çirkin yarıştırma sözleri bunlar. hasan ve hüseyin efendimizi yücelteyim derken isa peygamberi aşağılıyosunuz. isa as hasandanda hüseyinden de alidende fatımadan (ra) da üstündür bunu kabul edin artık. ha şimdi bunu dedim diye beni ehlibeyt düşmanı ilan edip komikleşmeyin.

        işin ehli işin ehli diyip duruyosun , al sana işin ehli, şianın büyük müfessirlerinden;

        Tefsir-ul Kummî'de "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." ifadesiyle ilgili olarak İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle dediği rivayet edilir: "Allah, onu iki kere seçti. Birincisinde, kadınların içinden onu tercih etti. İkincisinde ise, bir erkek eli değmediği halde hamile kalmasını sağlamakla onu dünya kadınlarından üstün kıldı." (c.1, s.102)

        ne demek dünya kadınlarından üstün kılınması? ne demek alemlerin kadınlarından üstün olması? hz fatıma alemler dışında mı ki onu hariç tutuyosunuz, uzaydamı yaşıyoki onu hariç tutuyosunuz.

        kimsenin hz fatımanın faziletini tartıştığı ya da resulullahın sözünü inkar ettiği yokki. ama göz göre göre Allah bişey diyo siz aksini iddia ediyosunuz bırakın taassubuda allahın sözlerine kulak verin biraz.

        Yorum


          Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54247#msg54247 date=1253781469]
          Benim bi zamanlar Allah’ı ve resulünü inkar etmiş olmamı dilinize dolamışsınız bunun üzerinden prim yapmaya çalışıyosunuz. Sizin bana zavallı demenize falan gerek yok ben kendi kendime diyorum zaten. Zavallıymışım, hayvandan daha aşağılıkmışım.. ama Allaha şükür tevbe ettim ve inkarımdan vazgeçtim. Siz kendinizi ne sanıyosunuz ki Allah tevbeleri kabul ederim derken siz hala bunu ortaya koyarak beni bu açıdan yargılamaya çalışıyosunuz? İlahmısınız siz? Tevbeleri kabul edenmisiniz?
          [/b] [/quote]

          Esteğfirullah, ben kim oluyorum ki, kafir ve müşrikler hakkında görüş belirteyim. Allah buyuruyor ki:
          48- Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan aşağısını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işlemiş olur.
          116- Şüphesiz Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz, bundan düşüğünü dilediğine bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse derin bir sapıklığa sapmış olur.
          137- Doğrusu iman edip sonra küfre sapanları, sonra iman edip tekrar küfre sapanları, sonra da küfürleri artmış olanları Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yola hidayet edecektir.
          Siz küçük bir hata yaptığınızı mı sanıyorsunuz? Mürtedin İslam’da hükmü nedir?


          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54247#msg54247 date=1253781469]
          Hakaret etmenin bayan ya da erkek olması ile ne alakası var? Sürekli bunu dile getirip duruyosunuz. Erkeğe hakaret edilir ama bayana edilmez öyle mi? Siz mi koydunuz bu kuralı? Zeydiyye abla burada birilerini tekfir ederken ben sitede üye değildim ve sonradan siteye üye olduğumda bunları gördüğümde tepkimi koydum ve tekfirinin hata olduğunu biçok kez ifade ettim. Siz dikkatli okumamışsınız tekrar gidin o sayfalara görün bakın neler yazmışım. [/quote]

          Sen hele heleleri uzatarak bayan birine hakaret ettin dediğin için ben onun bayan olduğunu bilmiyordum dedim. Hatırlıyorum sen daha karşı tarafların sözlerini okumadan görüşünü belirtmiş ve bazılarını suçlamıştın. Zeydiyye hakaret edince sakıncası olmuyor da biz ona cevap verince mi sakıncalı oluyor?! Bakın ayet ve hadisler ne buyuruyor:
          “Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve (bozuklukları) ıslah ederse artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.” (Şura/40)
          “Kim de zulme uğradıktan sonra intikam alırsa, onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.” (Şura/41)
          “ Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır; o halde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan sakının ve Allah'ın takva sahipleriyle beraber olduğunu bilin.”(Bakara:194)

          Hz. Ali: “Beyinsizlik edene sövülür.” (Gurerul Hikem: c.5, s.143)
          Hz. Ali: "Taşı nereden geldiyse oraya atın; çünkü şerri ancak şer giderir."(Nehcul-Belağa, kısa sözler)

          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54247#msg54247 date=1253781469]
          Sürekli burada bulunmayan zeydiyye ablanın gıybetini yapmanız arkasından konuşmanız bahsine ise girmeye gerek görmüyorum, bu tavırlarınız artık şaşırtmıyo çünkü beni.[/b][/quote]

          Zeydiyye’nin ismini anan ve anılmasına sebep olan hep sen oldun. Oysa sana “ismimi anma, anarsan hakkımı helal etmem” demişti. Kapanan olayları körükleyen yine sen oldun. Hem suçlu hem de güçlüsün yani. Gerçi sizin gıybetiniz bana göre câizdir, hatta gereklidir))

          Bu yazımın ilmi bir konu olduğu için cevabını vermemişsin:
          [quote author=f_altan link=topic=4138.msg54188#msg54188 date=1253756324]
          Şimdi asıl konumuza dönelim. Allah Teala’nın miraçta Hz. Ali’nin sesiyle Hz. Peygamberle konuşması niye şirk veya küfür olsun ki? Allah Teala bir ağaç vasıtasıyla Hz. Musayla da konuşmuştur. Allah Teala biriyle konuştuğunda sesi yaratarak konuşur. O’nun dili, eli, vechi.. yoktur. Bunlar mecazi olarak Allah’a nispet veriliyor. Allah Teala Hz. Ali’nin sesiyle konuştu dediğimizde (bunu ben değil hadis diyor) biz Hz. Ali’yi Allah mı biliyoruz, O’nun ortağı da kabul ediyoruz?! Allah Teala Hz. Peygamber’i çok sevdiğinden, onun sevdiği bir insanın sesiyle konuşmuştur. Bir insan böyle bir hadisin sahih olduğunu kabul ederse bu niye tevhide aykırı olsun ki? Eğer tavhide aykırı ise o zaman tevhidi bize açıklayın biz de öğrenelim! Kendinizden daha çok Müslüman ve mümin olanları böyle hemen müşrik ve kafir ilan etmeniz bir müslümana asla yakışmaz. Müslüman kardeşine kafir ve müşrik derse önce kendisi kafir ve müşrik olur. Cevabınızı bekliyorum.
          [/quote]
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum


            Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

            [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54335#msg54335 date=1253797702]
            hz meryemin sadece o dönemin en üstünü olduğunu iddia etmek ya da sadece bazı yönlerden üstün olduğunu iddia etmek sadece iddia sahiplerini bağlar. çünkü Allah bu konuda kayıtsız şartsız alemlerin üstünü demiştir. resulullahtan da hz meryemin kısmi üstünlüğüne dair hiçbir rivayet yoktur.

            yok hz meryem isayı doğurmakla üstün olduysa, hz fatımada hasan ve hüseyini doğurmuşmuş.. ne kadar çirkin yarıştırma sözleri bunlar. hasan ve hüseyin efendimizi yücelteyim derken isa peygamberi aşağılıyosunuz. isa as hasandanda hüseyinden de alidende fatımadan (ra) da üstündür bunu kabul edin artık. ha şimdi bunu dedim diye beni ehlibeyt düşmanı ilan edip komikleşmeyin.

            işin ehli işin ehli diyip duruyosun , al sana işin ehli, şianın büyük müfessirlerinden;

            Tefsir-ul Kummî'de "Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, temizledi ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." ifadesiyle ilgili olarak İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle dediği rivayet edilir: "Allah, onu iki kere seçti. Birincisinde, kadınların içinden onu tercih etti. İkincisinde ise, bir erkek eli değmediği halde hamile kalmasını sağlamakla onu dünya kadınlarından üstün kıldı." (c.1, s.102)

            ne demek dünya kadınlarından üstün kılınması? ne demek alemlerin kadınlarından üstün olması? hz fatıma alemler dışında mı ki onu hariç tutuyosunuz, uzaydamı yaşıyoki onu hariç tutuyosunuz.

            kimsenin hz fatımanın faziletini tartıştığı ya da resulullahın sözünü inkar ettiği yokki. ama göz göre göre Allah bişey diyo siz aksini iddia ediyosunuz bırakın taassubuda allahın sözlerine kulak verin biraz.

            [/quote]

            "Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler." (Nahl, 44)

            Hz. Fatıma'nın (s.a) Kadınların En Üstünü Olduğuna dair


            1- Buharî Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Fatıma, (selâmullahi aleyha) Peygamberin (s.a.a) yürüyüşüne benzer bir yürüyüşle geldi; Peygamber (s.a.a) (onu görünce) dedi ki: "Hoş geldin, kızım Fatıma." Sonra Fatıma'yı kendi sağ veya sol yanında oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi. Fatıma ağlamaya başladı. Ben: "Neden ağlıyorsun.?" diye sordum. Sonra (Resulullah yine) gizlice ona bir şey söyledi. (Bu defa) Fatıma güldü.
            Ben: "Bu güne kadar böylesine üzüntüyle iç içe olan bir sevinç görmemiştim!" dedim ve Resulullah'ın ne söylediğini sordum.
            Fatıma: "Ben Resulullah'ın (s.a.a) sırrını açıklayacak değilim." diye cevap verdi.
            Resulullah (s.a.a) vefat ettikten sonra (tekrar aynı soruyu) sordum. O şöyle cevap verdi: "Resulullah gizlice bana buyurdu ki: "Cebrâil yılda sadece bir defa Kur'an'ı bana sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu. Ben bu olay için ecelimin yetiştiğinden başka bir sebep görmüyorum. Ve sen Ehl-i Beyt'in arasında bana kavuşacak ilk şahıssın." (Bunları duyunca ağladım.)
            Sonra buyurdu ki: "Acaba cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü) veya müminlerin hanımlarının seyyidesi olmak seni hoşnut etmez mi?" Bunu duyunca da güldüm."

            Ahmed İbn-i Hanbel kendi Müsned'inde bu hadisi zikretmiştir. Ancak "cennet hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" yerine "bu ümmetin hanımlarını veya müminlerin hanımlarının seyyidesi" tabirini rivayet etmiştir.

            İbn-i Sa'd da bu hadisi "Tabakat" adlı eserinde zikretmiş ve yukarıdaki tabiri "bu ümmetin hanımlarının veya her iki alemin (dünya ve ahiretin) hanımlarının seyyidesi (en üstünü)" olarak rivayet etmiştir. İbn-i Esir de Usd-ul Gabe'de aynı hadisi "her iki alemin hanımlarının seyyidesi" tabiriyle, Nesâi ise aynı Ahmed İbn-i Hanbel'in Müsned'inde olduğu gibi rivayet etmiştir. [41]

            2- Buharî kendi Sahih'inde Aişe'den nakletmiştir ki: Biz Peygamberin (s.a.a) hanımları, topluca Peygamberin (s.a.a) yanında bulunuyorduk. Fatıma (selâmullahi aleyha) tıpkı Resulullah (s.a.a) gibi yürüyerek geldi. (Resulullah) onu görünce "Hoş geldin kızım" dedi; sonra onu sağ veya sol yanına oturttu ve ona gizlice bir şey söyledi; Fatıma şiddetle ağlamaya başladı. Resulullah, Fatıma'nın üzüntüsünü görünce ona tekrar gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma güldü. Ben Fatıma'ya dedim ki: "Ben Peygamberin hanımlarının içinde bulunuyorum. Resulullah (s.a.a) bizlerden hiçbirine söylemediği sırrını sana söyledi; sen ise (sevineceğine) ağladın." Resulullah (s.a.a) oradan kalkıp gidince ben, Peygamberin onun kulağına ne söylediğini sordum.
            Fatıma: "Ben Resulullah'ın sırrını açıklayacak değilim." dedi. Resulullah vefat ettikten sonra Fatıma'dan Allah aşkına o sözü bana söylemesini rica ettim.
            Fatıma: "Şimdi söylerim" dedi ve şöyle devam etti: "Birinci defa kulağıma, Cebrail'in her yıl bir defa ama bu yıl iki defa Kur'an'ı kendisine sunduğunu ve bunun da ancak ecelinin yakınlaştığı için olacağına inandığını söyledi ve dedi ki: "Allah'tan kork ve sabırlı ol, ben senin için iyi bir selefim." Bunun üzerine gördüğün gibi ağladım. Üzüntümü görünce ikinci defa kulağıma şu cümleyi söyledi: "Ey Fatıma, acaba müminlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü) olmaktan dolayı sevinmez misin?"

            Bu hadisi Müslim, Sahih'inde, Fatıma'nın faziletleri babında rivayet etmiştir. Müslim'in rivayetinin sonunda "ailemin içerisinde bana en çabuk kavuşacak olan sensin" cümlesi de bulunmaktadır. Aynı hadisi, Müslim kitabının başka bir yerinde eksiz olarak nakletmiştir. İbn-i Mace de bu hadisi kendi Sahih'inde aynı fazlalık ile birlikte nakletmiştir. Aynı hadisi Ebu Davud Teyalisi de kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da müsnet olarak rivayet etmişlerdir: Bu ikisinin naklindeki tabir şöyledir: "...Alemlerin hanımlarının veya bu ümmetin hanımlarının seyyidesi (en üstünü)..."

            Tahavi'de aynı hadisi Müşkil-ül Asar'da iki senetle rivayet etmiştir. Nesaî de bu hadisi "Hasâis" adlı eserinde rivayet etmiştir. Nesaî'nin naklindeki tabir ise şöyledir: "...Bu ümmetin hanımlarının en üstünü olmak seni sevindirmez mi?" [42]

            3- Tirmizî, Huzeyfe'den şöyle rivayet etmiştir: Annem, benden: "Son görüşmen ne zaman oldu?" diye sordu. Ben: "Falanca günden şimdiye kadar (kendisini ziyaret etmemişim)" dedim. Maksadı Peygamber (s.a.a) ile görüşmemdi. Bu yüzden bana kızdı. Bunun üzerine ben: "Akşam Resulullah'ın (s.a.a) yanına gidip akşam namazını onunla kılayım ve ondan bizim için mağfiret dilemesini isteyeyim." dedim. Gidip akşam namazını Peygamber (s.a.a) ile kıldım; Resulullah yatsı namazını kılıncaya dek namaz kılmakla meşgul oldu. Yatsıdan sonra da yine nafile namazı kıldı. Ben de Peygambere (s.a.a) bakarak namaz kılmakla meşgul oldum. O benim sesimi duyunca: "Kimsin, Huzeyfe misin?" dedi. "Evet" dedim. Buyurdu ki: "İsteğin nedir?" Allah seni ve anneni bağışlasın." Sonra sözlerine devam ederek: "Bu (gördüğüm) melek, bu geceden önce yeryüzüne asla inmemiş olan bir melektir. O, Rabbinin selamını bana ulaştırmak ve Fatıma'nın cennet hanımlarının en üstünü, Hasan ve Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduğunu müjdelemek için gelmiştir."

            Bu hadisi Hakim de Müstedrek-üs Sahihayn'de muhtasar olarak iki senetle nakletmiş ve ikinci senedin sahih olduğunu sözlerine eklemiştir.
            Yine Ahmed İbn-i Hanbel bu hadisi Müsned'inde, Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da, İbn-i Esir Üsd-ül Gabe'de ve Muttaki Kenz-ül Ummâl'da nakletmiştir. Muttaki bu hadisi kitabının dört yerinde zikretmiştir. Birinci yerde Ruyani ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi Sahihler'inde Huzeyfe tarikiyle rivayet ettiklerini kaydetmiştir. İkici yerde bu hadisi İbn-i Asakir'in Huzeyfe'den naklettiğini, üçüncü yerde İbn-i Cerir'in Huzeyfe'den naklettiğini ve dördüncü yerde yalnız Hz. Fatıma'ya ait bölümü zikredip bu hadisi İbn-i Şeybe'nin naklettiğini kaydetmiştir.[43]

            4- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de Aişe'den naklen şöyle yazıyor: Resulullah, (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığında buyurdu ki: "Ey Fatıma! Acaba alemlerin kadınlarının en üstünü, bu ümmetin hanımlarının büyüğü ve müminlerin hanımlarının büyüğü olman seni hoşnut etmez mi?" [44]

            5- Ebu Nuaym Hilyet-ül Evliyâ'da İmran İbn-i Hasın'den naklen kaydetmiştir ki: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Fatıma rahatsızdır onun ziyaretine gelmiyor musunuz?" "Gidelim" dedim. Hareket edip Hz. Fatıma'nın (evinin) kapısına ulaştık; Resulullah selam verdi ve: "Yanımdaki ile birlikte içeri girebilir miyiz?" diyerek izin istedi.

            Fatıma "Evet, ama yanınızda olan kimdir? Allah'a yemin ederim ki abâdan başka bir şey üzerimde yoktur." Resulullah (s.a.a), o abâyla kendini böyle - şöyle ört diyerek onunla kendisini nasıl örteceğini tarif etti. Sonra Fatıma "Allah'a yemin ederim ki, baş örtüm de yoktur." dedi.

            Resulullah (s.a.a) üzerinde bulunan bir parçayı verdi ve buyurdu: "Bununla başını ört." Sonra Fatıma eve girmemize izin verdi ve biz içeri girdik. Resulullah (s.a.a) "Durumun nasıldır?" diye sorunca, Fatıma: "Bedenim rahatsızdır; üstelik yiyecek bir şey de yoktur." dedi.

            Resulullah buyurdu ki: "Acaba alemlerin hanımlarının en üstünü olmak seni hoşnut etmez mi?"
            Fatıma: "Peki İmran kızı Meryem nasıl?" diye sordu.
            Resulullah: "O kendi zamanının (döneminin) hanımlarının büyüğü ve sen de kendi döneminin kadınlarının en üstünüsün; bil ki andolsun Allah'a seni dünya ve ahirette efendi (ulu) olan birisiyle evlendirmişim."

            Bu hadisi Tahavi Müşkül-ül Asar'da nakletmiştir. O bu hadisin sonunda şu cümlenin de yer aldığını kaydetmiştir: "(Hz. Ali'ye) Münafıktan başkası düşman olmaz." Bu hadisi Muhibbuddin Taberî, Zehair'de zikretmiştir ve sonundaki ilavesiyle birlikte, Hafız Ebu-l Kasım Dimeşki'nin de naklettiğini kaydetmiştir. [45]

            6- Ebu Nuaym, Cabir İbn-i Semure'den naklen şöyle zikretmiştir: Resulullah (s.a.a) gelip bizim yanımızda oturdu ve şöyle buyurdu: "Fatıma hastadır." Orada bulunanlar: "Ziyaretine gidelim." dediler. Kalkıp Fatıma'nın (s.a) evine doğru hareket ettiler. Fatıma'nın evinin kapısı açıktı. Peygamber, yüksek sesle "Kendini iyice ört, bir grup ziyaretine gelmiştir" buyurdu. Fatıma: "Ey Resulullah, üzerimde abâdan başka bir örtü yoktur." dedi. Bunun üzerine Resulullah abasını çıkarıp kapının arkasından Fatıma'ya doğru attı ve: "Bununla başını ört" dedi. Sonra Resulullah içeri girdi ve onun arkasından da diğerleri girdiler. Biraz oturduktan sonra kalkıp gittiler; sonra ziyarete gelen adamlar: "Allah'a andolsun, Peygamberimizin (s.a.a) kızının bu durumu (bu kadar fakir olması) hayret verici!" dediler.
            Resulullah (s.a.a) (bunu duyunca) şöyle buyurdu: "O kıyamet günü bütün hanımlardan daha üstün makama sahiptir." [46]

            7- Nesaî Hasais'de kendi senediyle Ebu Hüreyre'den şöyle nakletmiştir:
            (Yazın) Uzun günlerinden birinde Resulullah (s.a.a) bizim yanımıza geç geldi. Akşam bizlerden biri: "Ya Resulullah, bu gün seni görmememiz bize ağır geldi" dedi. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Şimdiye kadar beni ziyaret etmemiş olan bir melek Allah'tan izin alıp (bugün) benim yanıma geldi. O bana kızım Fatıma'nın ümmetimin kadınlarının en üstünü ve Hasan ile Hüseyin'in cennet gençlerinin efendileri olduklarını müjdeledi." [47]

            Muttaki de bu hadisi Kenz-ül Ummâl'da zikretmiş ve Taberanî ve İbn-i Neccar'ın bu hadisi Ebu Hüreyre'den naklettiklerini kaydetmiştir.

            8- Muttaki Kenz-ül Ummâl'dan Aişe'den şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.a) vefatıyla sonuçlanan hastalığı (ölüm hastalığı) sırasında: "Kızım Fatıma yanıma gel." diye buyurdu... Resulullah bir süre onunla gizlice konuştu. Fatıma ondan ayrıldığında ağlıyordu; ben de orada idim.
            Sonra tekrar Resulullah (s.a.a) Fatıma'ya: "Yanıma gel." dedi. Fatıma da onun yanına yaklaştı ve Resulullah tekrar ona gizlice bir şey söyledi. Bu defa Fatıma ayrıldığında gülüyordu.

            (Aişe diyor ki Ben ona "Ey Allah'ın Resulü'nün kızı, baban sana gizli olarak ne söyledi?" diye sordum. Fatıma: "Resulullah'ın bana gizlice söylediği sırrını o hayatta iken sana açacağımı mı zannettin!" dedi. Bu durum, yani Resulullah'ın sırrını Aişe'den gizlemesi Aişe'ye çok ağır geldi.

            Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde Aişe: "Mevzuu bana bildirir misin?" diyerek Fatıma'dan (s.a) Resulullah'ın ona gizlice buyurduğu sözü sordu.
            Fatıma: "Şimdi olur" diyerek şöyle devam etti: "Peygamber ilk önce buyurdu ki: "Cebrail her yıl Kur'an'ı bana bir defa sunuyordu. Ama bu yıl iki defa sundu ve bana bildirdi ki her peygamber ancak bir önceki peygamberin ömrünün yarısı kadar yaşar. Hz. İsa (a.s) yüz yirmi yıl yaşamıştır ve ben altmış yaşımı geçtiğimi biliyorum."

            Resulullah bunları söyleyince ben ağladım. Yine buyurdu ki: "Kızım, müminlerin kadınlarından hiçbirinin musibeti seninki gibi büyük olmayacaktır; bu yüzden senin sabrın hiçbir kimseden az olmamalıdır."
            İkinci defa ise bana gizlice Ehl-i Beyt'ten ona kavuşacak ilk şahsın ben olduğumu bildirdi ve buyurdu ki: "Sen cennet hanımlarının en üstünüsün." [48]

            Kenz-ül Ummâl'ın sahibi bu hadisi, İbn-i Asakir'in naklettiğini kaydetmiştir.

            9- Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle Aişe'den, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma'ya şöyle dediğini nakletmiştir: "Sana müjde veriyorum ki ben, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Cennet hanımlarının üstünleri şu dört hanımdır: İmran kızı Meryem, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma, Huveylid kızı Hatice ve Asiye." [49]

            10- Muttaki Kenz-ül Ummâl'da Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (s.a.a) Fatıma'ya (s.a): "Cennet hanımlarının en üstünü olman ve iki çocuğunun da cennet gençlerinin efendisi olması seni hoşnut etmez mi?" dedi. [50]
            Muttaki, bu hadisi, Bezzaz'ın da rivayet ettiğini kaydediyor.

            11- Muttaki, kitabının başka bir yerinde ise yukarıdaki hadisi şöyle naklediyor: "Ey Fatıma, herkesten önce İslam'ı kabul eden ve bütün Müslümanların en bilgini olan birisiyle evlendirmem seni hoşnut etmez. mi? Gerçekten sen benim ümmetimin kadınlarının en üstünüsün, nasıl ki Meryem kendi kavminde üstünlük kazandı. Ey Fatıma, Allah yeryüzü halkına nazar eyledi ve onlardan iki kişiyi seçti. Bunlardan birinin senin baban ve diğerinin de senin kocan olmasına sevinmiyor musun?" [51]
            Muttaki, bu hadisi Hakim, Taberanî ve Hatib'in de rivayet ettiklerini kaydetmiştir.

            12- Zehair-ül Ukbâ kitabının sahibi, İbn-i Abbas'tan Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dört kadın kendi dönemlerinin hanımlarının en üstünleridir. İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma. Ve onların en bilgilisi Fatıma (s.a)dır."
            Ebu Nuaym, bu hadisi Hafız Sakafi el-İsfahanî'nin rivayet ettiğini kaydetmiştir.

            Bu hadisi Suyutî de ed-Dürr-ül Mensur'da; "Ve iz kalet-il melaiketu ya Meryem-u innellahestafaki ve tahhereki ve's-tafaki ala nisa-il alemin" [52] ayetinin tefsirinde zikretmiştir.

            Bu hadisi İbn-i Asakir'in Mukatil'den, onun da Dahhak'tan ve onun da İbn-i Abbas'tan naklettiğini kaydetmiştir. [53]

            13- Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle İbn-i Abbas'tan naklediyor ki: Resulullah (s.a.a) bir defasında dört çizgi çizerek (ashabından): "Bunların ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorudu. Ashap: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Cennet kadınlarının en faziletleri olan Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma, İmran kızı Meryem ve Mezahim kızı Asiye'dirler...."
            Hakim bu hadisin senedinin sahih olduğunu kaydetmiştir.

            Yine bu hadisi kitabının diğer yerlerinde de sahih senetlerle İbn-i Abbas'tan nakletmiştir.
            Ayrıca bu hadisi Ahmed İbn-i Hanbel de kendi Müsned'inde çeşitli senetlerle İbn-i Abbas'tan rivayet etmiştir. Yine İbn-i Abdulbirr aynı hadisi "el-İstiâb" adlı kitabında iki senetle zikretmiştir. Yine bu hadisi Suyutî "ed-Dürr-ül Mensur" adlı tefsirinde; "Ve zarebellah-u meselen lillezîne amenu-mereete Fir'avn'e" [54] ayetiyle ilgili olarak zikretmiştir.

            Suyutî bu hadisi Taberanî'nin de rivayet ettiğini kaydetmiştir. Keza aynı hadisi İbn-i Esir, Üsd-ül Gabe'de zikretmiştir ve keza Muhibbuddin Taberî de Zehair'de naklederek, Ahmed ve Ebu Hatim'in de bu hadisi zikrettiklerini kaydetmişlerdir. Yine aynı hadisi İbn-i Hacer el-İsabe'de zikretmiş ve aynı sayfada Aişe'den şöyle bir hadis de rivayet etmiştir:
            "Ben babasından (Hz. Muhammed'den -s.a.a-) başka Fatıma'dan (s.a) daha faziletli olan birisini görmedim."

            Yine aynı hadisi Ebu Amr el-İstiâb'ında ve Heysemî de, Mecma'inde zikretmişlerdir. Heysemî söz konusu hadisi, Ahmed, Ebu Ye'lâ ve Taberanî'nin de naklettiklerini kaydederek onun senedinin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadisi Tahavi de Müşkil-ül Asar'da rivayet etmiştir. Yine mezkur hadisi, Askalanî Feth-ül Bârî'de nakletmiş ve şöyle demiştir: "Bu hadis, Taberanî'nin el-Evsat'ında Ebu Hüreyre yoluyla naklettiği bir hadisle ve keza Ahmed'in Ebu Said vasıtasıyla naklettiği başka bir hadisle de desteklenmektedir". Ayrıca kitabının 282. sayfasında da kaydetmiştir ki: "Nesaî sahih senetle İbn-i Abbas'tan: "Cennet hanımlarının en faziletlileri Hatice, Fatıma, Meryem ve Asiye'dir." diye bir hadis nakletmiştir." [55]

            14- İbn-i Abdülbirr, iki senetle Ebu Hüreyre'den rivayet etmiştir ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri dört kadındır: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma."

            Bu hadisi Heysemî de Mecma-üz Zevâid'de ve Sa'lebi, Kasas-ul Enbiya'da zikretmişlerdir. Bu ikisinin nakillerinde tabir yönünden az bir farklılık vardır, ama mana aynıdır. [56]

            15- Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: "Sizin erkekleriniz arasında en üstün olan Ali, gençleriniz arasında en üstün olan Hasan ile Hüseyin ve kadınlarınız arasında en üstün olan Fatıma'dır." [57]
            Hatib-i Bağdadî de bu hadisi rivayet etmiştir.

            16- Menavi, Feyz-ül Kadir'de Haris İbn-i Ebu Üsame yoluyla Urve b. Zübeyr'den rivayet ediyor ki: "Hatice kendi döneminin (aleminin) hanımlarının en iyisi idi. Meryem de kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisi idi ve Fatıma da kendi döneminin (aleminin) kadınlarının en iyisidir." [58]

            17- İbn-i Cerir kendi tefsirinde Enes İbn-i Malik'den naklediyor ki: "Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Alemlerin kadınlarının en iyileri (ve faziletlileri) dört kişidir: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı ve Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma." [59]

            18- Tirmizî, Enes'ten naklen rivayet etmiştir ki Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bütün insanlar içerisinde fazilet hususunda şu dört kadını bilmen yeter: "İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma ve Firavun'un hanımı Asiye."

            Bu hadisi Hakim Müstedrek-üs Sahihayn'de iki senetle rivayet etmiştir ve ikinci senetten sonra "Bu hadis Şeyheyn'in (Buhârî ve Müslim'in) şartına göre sahihtir" demiştir.

            Yine Ahmed İbn-i Hanbel, kendi Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da ve Tahavî, Müşkil-ül Asar'da bu hadisi nakletmişlerdir. Hatib Bağdadî de kendi Tarih'inde iki senetle bu hadisi zikretmiştir. Bu iki rivayette hadis şöyledir: "Alemlerin hanımlarının en hayırlısı dört şahıstır..." İbn-i Esir de hadisi bu şekilde zikretmiştir. İbn-i Hacer de bu hadisi Tehzib-üt Tehzib'de Şa'bi yoluyla Cabir'den merfu' olarak nakletmiştir. İbn-i Abdülbirr de bu hadisi el-İstiâb'ında iki yolla rivayet etmiştir, onların birinde şu tabir yer almıştır: "Alemdeki kadınların en hayırlısı..."

            Yine aynı hadisi Muttaki, Kenz-ül Ümmal'da zikret-miştir ve İbn-i Habban'ın da bu hadisi rivayet ettiğini kaydetmiştir. Yine bu hadisi Fahr-i Razî de kendi tefsirinde; "Ve iz kalet-il melaiket-ü ya Meryem-u..." [60] ayetinden sonra zikretmiştir. Yine aynı hadisi Suyutî ed-Dürr-ül Mensru'da; Ve iz kalet'il melaiket-ü... ayetinin tefisiri bölümünde nakletmiştir. Suyutî bu hadisi İbn-i Habban'ın da naklettiğini kaydediyor. [61]

            19- İbn-i Cerir Taberî, kendi Tefsir'inde kendi senediyle Katade'den naklediyor ki: "Allah'ın Peygamberi'nin şöyle söylediği bize rivayet edilmiştir.
            Alemlerin kadınları arasında örnek olarak: İmran kızı Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'yı sayman yeter." [62]

            20- Yine Taberî kendi Tefsir'inde kendi senediyle Ebu Musa Eş'arî'den nakletmiştir ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Erkeklerden birçokları kamil oldular. (İnsanlığın en yüksek mertebesine ulaştılar) Ama kadınlardan Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dan başkası kamil olmamıştır."

            Bu hadisi Zemahşeri, Keşşaf'da, Tahrim suresinde yer alan "...elletî ahsenet ferceha" [63] ayetinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir. Yine aynı hadisi Askalanî, Feth-ul Bari'de zikretmiştir. Askalanî, ayrıca bu hadisi Taberani'nin ve Sa'lebi'nin de (kendi Tefsir'inde) naklettiklerini kaydediyor. [64]

            21- Suyutî, ed-Dürr-ül Mensur'da Al-i İmran suresinde yer alan, "Ve iz kalet'il melaiket-ü ya Meryem-ü..." [65] ayetinin tefsiri bölümünün devamında İbn-i Murdeveyh'in Enes'ten şu hadisi naklettiğini zikrediyor: Enes, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu söylemiş: "Allah Teala dört kadını, alemlerin kadınlarının hepsinden seçkin kıldı: (Bunlar) Mezahim kızı Asiye, İmran kızı Meryem, Huveylid kızı Hatice ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma'dır." [66][/size]
            ______________
            [41] - Sahih-i Buhâri, hadis no: 3353, 3354, 5812, 4080, 3438, Sahih-i Müslim hadis no: 4486, 4487, 4488, Sahih-i Tirmizi hadis no: 3807, Sünen-i İbn-i Mace hadis no: 1610. Müsned-i Ahmed, c.6, s. 282 hadis no: 25209, 25210, 24,839, 23343. Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.2, s.40. Üsd-ül Ğâbe, c.5, s.512. Hasais-ün Nesâî, s.34.
            [42] -Sahih-i Buhârî, İstizân bölümü hadis no: 5812. Sahih-i Müslim, Fezâil-üs Sahabe kitabı, Fezâil-i Fatıma bölümü hadis no: 4486, 4487, 4488. Müsned-i Ebi Dâvud, c.6, Ahadis-ün Nisâ bölümü. Hileyt-ül Evliyâ, c.2, s.29. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.48-49. Hasâis-ün Nesâi, s.34.
            [43] -Sahih-i Tirmizî, c.2, s.306 hadis no: 2714. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.151. Müsned-i Ahmed, c.5, s.391hadis no: 22240. Hilyet-ül Evliyâ, c.4, s.190. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.574. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217.
            [44] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.156.
            [45] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
            [46] - Hilyet-l Evliyâ, c.2, s.42.
            [47] - Hasâis-ün Nesâi, s.34. Kenz-ül Ummâl, c.6, s.221.
            [48] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
            [49] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.185.
            [50] - Kenz-ül Ummâl, c.7, s.111.
            [51] - Kenz-ül Ummâl, c.6, s.113.
            [52] - Al-i İmran/42.
            [53] - Zehâir-ül Ukbâ, s.44. ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
            [54] - Tahrim/11.
            [55] - Müstedrek-üs Sahihayn, c.2, s.497. Müsned-i Ahmed, c.1, s.293, 316, 322 hadis no: 2536, 2751, 2805. el-İstiâb, c.2, s.720. ed-Dürr-ül Mensur, Tahrim suresinin tefsiri, 11. âyet. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Zehâir-ül Ukbâ, s.42. el-İsabe, c.8, s.158. el-İstiâb, c.2, s.570. Mecma-üz Zevâid, c.9, s.223. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Feth-ul Bâri, c.7, s.258.
            [56] - el-İstiâb, c.2, s.720 ve 750. Mecme-üz Zevâid, c.9, s.223. Kasas-ul Enbiyâ, s.511.
            [57]- Kenz-ül Ummâl, c.6, s.217. Tarih-i Bağdâdi, c.4, s.391.
            [58] - Feyz-ül Kadir, c.3, s.432.
            [59] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
            [60] - Al-i İmran/42.
            [61] - Sahih-i Tirmizî, c.2, s.31 hadis no: 3813. Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.157. Müsned-i Ahmed, c.3, s.135 hadis no: 11942. Hilyet-ül Evliyâ, c.2, s.344. Müşkil-ül Asâr, c.1, s.50. Tarih-i Bağdâdî, c.7, s.184 ve c.9, s.404. Üsd-ül Gâbe, c.5, s.437. Tehzib-üt Tehzib, c.12, s.441. el-İstiâb, c.2, s.720. Kenz-ül Ummâl c.6, s.227. Tefsir-ül Kebir, Al-i İmrân suresinin tefsiri, 42. âyet.
            [62] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180.
            [63] - Tahrim/11.
            [64] - Taberî Tefsiri, c.3, s.180. Tefsir-i Keşşaf, Tahrim suresinin tefsiri, 12. âyet. Feth-ul Bârî, c.7, s.258.
            [65] - Al-i İmran/42.
            [66] - ed-Dürr-ül Mensur, Al-i İmran suresi 42. âyet


            Hz. Fatıma (a.s)'ın şahsiyetini daha iyi tanımak için Hz. Peygamber ve Hz. Ali'nin O'nun hakkındaki sözlerini bir daha gözden geçirelim. Çünkü Hz. Peygamber kendi kızını, Hz. Ali kendi eşini herkesten daha iyi tanıyorlardı.

            HZ. RESULULLAH (s.a.a) Selman'a şöyle buyurdular:

            "Ey Selman! Kim kızım Fatıma'yı severse cennette benimle birlikte olur; kim de ona düşman olursa ateşe atılır.
            Ey Selman! Fatıma'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde ve sorgu sual zamanı.
            Ey Selman! Kızım Fatıma kimden razı olursa ben ondan razıyım; ben de kimden razı olursam Allah Teala ondan razı olur; Fatıma kime gazap ederse ben ona gazap ederim; ben de kime gazap edersem Allah ona gazap eder.
            Ey Selman! O'na ve kocası Emir'ul Müminine, onun torunları ve Şialarına zulüm edenlerin vay haline!"[1]

            Yine Resulullah (s.a.a) uzun bir hadiste buyurmuştur ki:
            "Ey Fatıma! Beni peygamberliğe seçen Allah'a and olsun ki, ben cennete girmedikçe diğer kimselerin cennete girmesi haramdır; sen benden sonra cennete girecek olan ilk şahıssın...
            Ey Fatıma! Beni hak olarak meb'us kılana and olsun ki, sen kadınların hanım efendisi olarak cennete gireceksin...
            Beni hak olarak peygamber gönderene and olsun ki, Hasan ve Hüseyin de senin sağ ve solunda oldukları halde cennete girecekler; sen cennetin en yüksek yerinden halka bakacaksın, Hamd bayrağı da Ali bin Ebu Talib'in elinde olacaktır...
            Beni Peygamber seçene and olsun ki, senin düşmanlarına düşman olacağım; senin hakkını gasp edenler, seninle dostluk bağını kesip bana yalan atanlar pişman olacaklar, benim karşımda yer üzerinde süründürülecekler..." [2]

            Resulullah (s.a.a) vefatına yakın bir zamanda Hz. Fatıma'nın elini Hz. Ali'nin eline koyarak şöyle buyurdular:

            "Ya Ali! Bu, Allah'ın emaneti ve O'nun resulü olan Muhammed'in senin yanındaki vediasıdır. Öyleyse beni, O'nun hakkında gözet ve biliyorum ki sen bunu yapacaksın.
            Ey Ali! Allah'a and olsun ki O (Fatıma) geçmiş ve gelecekteki cennet kadınlarının en üstünüdür. Allah'a and olsun ki O, büyük Meryem'dir. Bil ki Allah'tan O'nun ve senin için dua ettim, Allah da duamı kabul buyurdu...
            Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki, sen razı olmadıkça ben razı olmayacağım." (Bu sözü üç defa tekrarladı)[3]

            Resulullah (s.a.a) vefat anında Fatıma (a.s)'a şöyle buyurdular:
            "Ey Fatıma! Allah'a and olsun ki senin ağlamandan dolayı, Allah'ın arşı ve onun etrafındaki melekler, gökler ve yerler ve onlarda olan her şey ağlayacaktır." [4]

            Ebu Eyyub-i Ensari şöyle diyor:
            Hz. Resulullah (s.a.a) hastalandı, Fatıma (a.s) da Hazretin ziyaretine gelerek ağladı. Resulullah (s.a.a) onun bu durumunu görünce şöyle buyurdular:

            "Ey Fatıma! Allah Teala seni çok sevdiğinden dolayı seni, geçmişi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi. Allah Teala yeryüzündeki insanlara özel bir şekilde teveccüh edip onların arasından beni seçti, beni mürsel bir peygamber kıldı; yine yeryüzüne teveccüh etti, onların arasından kocanı seçti ve seni O'nunla evlendirmek ve O'nu vasi kılmam için bana vahyetti.
            Ey Fatıma! En üstün peygamber bizdendir, O da babandır; en üstün vasi bizdendir, O da eşindir; en üstün şehitler bizdendir; Onlar da babanın amcası Hamıza ve iki kanadıyla cennette uçan ve istediği yere giden babanın amcası oğlu Cafer'dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin bizdendir; O'nlar da senin evlatlarındır; canım elinde olan Allah'a and olsun ki, bu ümmetin Mehdisi bizdendir, O da senin torunlarındandır."[5]

            Yine Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:
            "Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür." [6]

            EMİR'UL-MUMİNİN ALİ (a.s) buyurmuştur ki:
            "Allah'a and olsun ki şimdi öyle bir söz söyleyeceğim ki benden başka kim o sözü söylerse yalancıdır: Ben rahmet olan Peygamberden miras aldım, eşim (Fatıma)ümmetin kadınlarının en üstünüdür; ben de halife ve vasilerin en üstünüyüm." [7]

            Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyurdular:
            "Allah'a and olsun ki, ben O'nu (Fatıma'yı) kesinlikle öfkelendirmedim; hayatta olduğu müddetçe onu sevmediği bir işe mecbur etmedim; O da beni öfkelendirmedi, bana karşı gelmedi; O'na baktığımda bütün gam ve üzüntüler kalbimden yok oluyordu." [8]

            Yine Hz. Ali (a.s)'dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
            "Allah'a and olsun ki Fatıma'yı kendi gömleğinde yıkadım, tertemiz idi. Resulullah'ın henutundan kalan henutla onu henutladım. Onu kefenledikten sonra; ‘Ey Ümmü Gülüsüm! Ey Zeyneb! Ey Sekine! Ey Fizze! Ey Hasan! Ey Hüseyin! Gelin annenizden vedalaşın, ayrılık vakti yetişmiştir; görüşmek, cennet ve kıyamete kalmıştır' diyerek onları çağırdım. Hasan ve Hüseyin öne gelip ağlayarak; "Ey Hasan'ın annesi! Ey Hüseyin'in annesi! Ceddimiz Muhammed Mustafa'yı gördüğünde selamımızı O'na ilet ve O'na de ki senden sonra yetim kaldık" annelerini sesleyip O'nunla konuştular.

            Allah şahittir ki Fatıma, sızladı, feryat etti, ellerini kefenden çıkarıp onları bağrına bastı, bu esnada gayıptan şöyle bir ses geldi: "Ey Ebe'l-Hasan! O ikisini annelerinin göğsünün üzerinden kaldır. Allah'a and olsun ki, göklerin meleklerini ağlattılar, dost (Allah), dostu (Fatıma'yı) görmeğe müştaktır..." [9]
            __________________
            Kaynakça:
            [1] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 67.
            [2] - Bihar'ul- Envar, c. 22, s. 491.
            [3] - a.g.e. c. 22, s. 484-491.
            [4] - a.g.e. c. 22, s. 484- 491.
            [5] - Yenabi'ul- Mevedde, s. 436. Müntahab'ul- Eser, s. 192.
            [6] - Feraid'us- Simtayn, c. 2, s. 68.
            [7] - Bihar'ul- Envar, c. 43, s. 143.
            [8] - a.g.e. c. 43, s. 134.
            [9] - a.g.e. c. 43, s. 179-180.

            Sen tekfir etmene devam et..
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

              [quote author=Mekteb-i Mülkiye l
              [/quote]

              ************************************************** *********
              hadisteki alem kelimesini görmezden gel ümmete yoğunlaş vs vs,,,,, sonuç inkar
              dedi kodu ,vesvececi kardeş, sen önce ilimlerin temeline vakıf ol ki ortaya çıkıp da Kuran tartışmaya dur

              senin bakışın izafidir,geniş toplumalrın bakışı objektiftir,bilimin ispat ettiği iş aksiyomdur,izafi bakışın sanki Allahın sözümüş gibi hava estirmişsin, özün dedi kodu ve evsevese yaymak değil mi?

              , hadisteki alem kelimesini görmezden gel ümmete yoğunlaş
              hadis mi alemden bahsetmiş,ayet mi, sapla samanı karıştır bakalım

              hz Muhammed ümmetindne bahsetmiş,bunu ayet mi inkar ediyor

              dedi kodu ve vesveseci bir fıtrata sahipken, meydana çıkıp da İslam hakkında yorumlara durmaya utanmazsın bilirim sana benzeyenlerin fıtratını

              Allah ile irtibatlısınız sanki resmen pehhh

              ben bu konuları tartışmam çünkü dediğim gibi islam hakkında biriyle konuşmam için önce o kişinin islamı kabul etmesi lazım.
              Sana hakaret etmem için mi böyle yazıyorsun?

              Yönetimin bu evsveseleri görmesini diliyorum, serbest mi yani gelişi güzel atışlara durmak?

              İllaki ağzımı bozup hak ettiği gibi sayısız hakaret mi etmeliyim?

              O ki şerefin tam, bana bu ...EDİT... suçlamanı ispatla bakalım?

              resulullahı aşağılar, imam aliyi yüceltir kardeş olursunuz

              bu söze gelince, ispat edilmeyecek bir durum değil bu forumun hepsi şahittir buna. siz görememişsiniz sonradan gelmişsiniz gözünüzden kaçmış bu sizin noksanlığınız.
              Bak ...EDİT... ve vesevese diyorum ya, sen benimle ilgili yazıp şimdi başkasını mı araya alıon?

              Benim hakkımda öne sürdüğün vesveseyi benim sözlerimle alıntılayıp ispatlican, başlarım ahlakına,her yazı yazanın yazısından ben mi sorumluyum????

              Bu ne biçim ahlak ya???


              "imam ali resulullahtan üstündür " diyen inkarcı ile onu kardeş kabul eden ve müslüman olduğunu iddia eden kişileri kastediyorum.
              Öylesine bir ...EDİT... ki ağzıma geleni saymamak içni kendimi zor tutuyorum, benim sözleirmden alıntı yapıp öne sürdüğün alçakça işi ispat edecek misin?

              Ben Alevi geçinen herkesten mi sorumluyum bu ne biçim yargı????

              Sen bu kadar saf mısın, yoksa ...EDİT... gibi ves vese dedi kodu ve oynaklığından mı kaynaklanıyor?

              Milleti saf mı blleiyorsun ağzına gelen tüm ...EDİT... sarfedip ,sonra da efem forumda böyle yazan oldu da, bilen biliyor da,

              Hakkımda bir iş öne sürdüğün yazam, bunu benim yazdığımı ispatlican, yoksa karı gibi dedi kodu vesevese dediğim yerde alınganlık göstermicen

              Başkasının öne sürdüğünden ben nedne sorumlu olim ki var mı böyle mantık?

              ...EDİT... bir iş olduğunu idrak ediyorsun değil mi?



              beraber haşrolmanız için sürekli dua ediyorum ve edicem de.

              sen baya haddini aşıyorsun, snaki iyi kumaşsın da, öne at bişeyler, tutmazsa başkası böyle demiş de, bilen biliyor da böyle mantık mı olur

              bakın bi tanesi ahlaklı görünüp sonra gerçek yüzünü ortaya çıkardı ve küfredip kaçtı siz de umarım aynı aşamaya gelmezsiniz.
              sana etmiştir kesin küfrü, ki dedi kodu ve vesevese üreten sana elbette haktır, ki Allah zulm görenler mustesna kötü sözün söylenemsini hoş görmez, sen dedi kodu ve veseveselere durmakla zaten zulm etmektesin,

              hem tahrik et hem şaşkınalrı oyna, nasıl bir fıtrata sahipsin ya,Hamd Alemlerin rabbine ki senin sıfatından üretmemiş bizi,bir de senin fıtratında olmak vardı, gelip geçene dedi kodu iftira atmak pehhh


              efem birileri öyle demişti de,bilen biliyor da, ahlaklı bir iş mi bu durduğun iş hadi sen cevap ver?






              1. De ki: Sığınırım insanların Rabbine.


              2. İnsanların sahibine.


              3. İnsanların mabuduna.


              4. Gizlice, sinsisinsi vesveseler verenin şerrinden.


              5. Öylesine ki insanların gönüllerine vesveseler sokar.


              6. Cinden olsun, insandan olsun, bu çeşit kişilerin şerrinden.

              Allah senin cinsindne olanalra karşı korunmamız için ayet indirmiş,öylesine yaygın ve insanlık için tehlike saçansınız ,




              Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

              Ali Şeriati

              Yorum


                Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                Mektebi Mülkiye, Forum kurallarının 2 nolu maddesini ihlal ettiği için 1 Nolu uyarıyı, Ali Ekber Babacan, Forum Kurallarının 3 nolu maddesini ihlal ettiği için 2 Nolu uyarıyı aldınız. Daha sakin ve dikkatli olmanızı, forum kurallarını ihlal etmemenizi temenni ediyorum.

                Hucr bin Adiy

                Yorum


                  Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                  Hucr Bin Adiy hangi sözlerimle forum kurallarını ihlal ettiğime dair açıklama yaparsanız sevinirim. Ona göre dikkatli oliyim bi daha kullanmam o kelimeyi ya da cümleyi herneyse

                  Aliekber nickli kişinin her yazdığı cümle hakaret içerirken sadece bir tek kelimenin editlenmeside dikkat çekici. Merak etmeyin asla onların seviyesine düşmem küfür, hakaret aciz insanların işidir.

                  Düştüğünüz hale gülsemmi ağlasammı bilemiyorum

                  Yorum


                    Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                    [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54354#msg54354 date=1253801674]
                    Hucr Bin Adiy hangi sözlerimle forum kurallarını ihlal ettiğime dair açıklama yaparsanız sevinirim. Ona göre dikkatli oliyim bi daha kullanmam o kelimeyi ya da cümleyi herneyse[/quote]

                    Madde 2 Bakın ne diyor:

                    2- WELAYET.COM’da hiç bir akıma, hiç bir mezhebe; bunların değerlerine, hiç bir âlim ve fâzıl bilinen kişiye, hiç bir grup ve mezhebe veya bunların mensuplarına aşağılayıcı, hakaret edici, alaya alıcı, tekfir edici, müşrik ve sapık ilân edici üslup ve ithâmda bulunulamaz. WELAYET.COM’da Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir üyeye kâfir, müşrik gibi Müslüman'a yakışmayacak bir sıfât kullanılamaz, îmâ dahi edilemez. Mezheplerin, cemaatler ve şahısların fikirleri, görüşleri, tezleri vb. usul ve üslûba dikkat edilerek tenkit edilebilir.

                    Yorum


                      Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                      [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54354#msg54354 date=1253801674]
                      Aliekber nickli kişinin her yazdığı cümle hakaret içerirken sadece bir tek kelimenin editlenmeside dikkat çekici.
                      [/quote]

                      Yapılması gereken Editlemeler, ilgili yazıda tarafımca, tekrar gözden geçirilerek yapılmıştın. Ve gereken 2 nolu uyarı verilmiştir.

                      Hucr bin Adiy

                      Yorum


                        Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                        [quote author=Hucr bin Adiy link=topic=4138.msg54357#msg54357 date=1253802051]
                        [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54354#msg54354 date=1253801674]
                        Hucr Bin Adiy hangi sözlerimle forum kurallarını ihlal ettiğime dair açıklama yaparsanız sevinirim. Ona göre dikkatli oliyim bi daha kullanmam o kelimeyi ya da cümleyi herneyse[/quote]

                        Madde 2 Bakın ne diyor:

                        2- WELAYET.COM’da hiç bir akıma, hiç bir mezhebe; bunların değerlerine, hiç bir âlim ve fâzıl bilinen kişiye, hiç bir grup ve mezhebe veya bunların mensuplarına aşağılayıcı, hakaret edici, alaya alıcı, tekfir edici, müşrik ve sapık ilân edici üslup ve ithâmda bulunulamaz. WELAYET.COM’da Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir üyeye kâfir, müşrik gibi Müslüman'a yakışmayacak bir sıfât kullanılamaz, îmâ dahi edilemez. Mezheplerin, cemaatler ve şahısların fikirleri, görüşleri, tezleri vb. usul ve üslûba dikkat edilerek tenkit edilebilir.
                        [/quote]

                        Haklısınız bu kuralı biçok kez ihlal etmişim. örneğin namaz için "eğilip-doğrulmak" ifadesini kullanan kişiye açıktan kafir dedim, ya da "Ali Muhammedden üstündür" diyen kişiye açıktan kafir dedim vs. bu kurala göre bunları dahi dile getirmemek gerekir. yani kafir olduğuna imanım haktır ama dile getirmicez bunu...

                        Yalnız bu kuralı eğer kelimesi kelimesine uygulamaya kalkarsanız size forumda uyarı almamış binlerce örnek sunabilirim. Hemen aklıma gelen bi tanesini söliyim mesela..

                        Kurala göre müslüman olduğunu söyleyen kişinin kafir olduğunu ima bile etmemek gerekir değilmi?

                        fahrettin altan son yazısında bana ne demiş? benim gıybetimi yapmak hakmış ve hatta gerekirmiş. kimin gıybeti yapılır? müslüman olmayanların..

                        bakın benim kafir olduğumu ima etmiş

                        şimdi o kişi de uyarı alacak mı yoksa es geçilecek mi?

                        kimsenin uyarı alması falan derdinde değilim bu örneği vermemin nedeni bunu sadece bu kuralın uygulama alanının çok geniş ve zor olduğunu göstermek için idi.

                        az önce de dediğim gibi eğer bu kural hakkıyla uygulanacaksa forumdan bu kuralın ihlaline dair binlerce örnek sunabilirim. ister misiniz?

                        edit konusundaki hassasiyet içinde ayrıca teşekkür ederim.

                        Yorum


                          Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54363#msg54363 date=1253803239]
                          fahrettin altan son yazısında bana ne demiş? benim gıybetimi yapmak hakmış ve hatta gerekirmiş. kimin gıybeti yapılır? müslüman olmayanların..[/quote]

                          Bu sizin çıkardığınız bir sonuç. Ben böyle bir imayı ve sizin çıkardığınız sonucu çıkarmıyorum.

                          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54363#msg54363 date=1253803239]
                          edit konusundaki hassasiyet içinde ayrıca teşekkür ederim.[/quote]

                          Rica ederim.

                          Yorum


                            Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                            [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54354#msg54354 date=1253801674]
                            Hucr Bin Adiy hangi sözlerimle forum kurallarını ihlal ettiğime dair açıklama yaparsanız sevinirim. Ona göre dikkatli oliyim bi daha kullanmam o kelimeyi ya da cümleyi herneyse

                            Aliekber nickli kişinin her yazdığı cümle hakaret içerirken sadece bir tek kelimenin editlenmeside dikkat çekici. Merak etmeyin asla onların seviyesine düşmem küfür, hakaret aciz insanların işidir.

                            Düştüğünüz hale gülsemmi ağlasammı bilemiyorum

                            [/quote]


                            hala konuşmaya devam etmektesin, tahrikine uyup da ceza almaya kadar sürüklenmemi senin barışın olarka niteliyorum,sana uymamlıydım, neyse uyduk

                            sla onların seviyesine düşmem küfür, hakaret aciz insanların işidir.

                            Küfür elbette ki aciz insanların işidir,ama dedi kodu ve vesevese kimlerin işi ona da cevap ver ki samimi olduğunu bilelim


                            Başkasının öne sürdüğü işten bizi sorumlu tutmaktasın, gelecekte bizim yazıdklarımızdan bizi sorumlu tut,ben kimsenin kefili değilim kendimden başka, dolayısıyla seni ahlaklı yazmaya davet ediyorum


                            Allah buyurur ki apaçık zulme uğramadıkça küfür/kötü söz söylemeyin, biz Allahın sınırlarını aşmadık,zulme uğradığımız için ağır söz söyledik

                            Şimdi sen kendi yaptığına bak Kuran ışığında, Allah senin gibilerini ölmüş kardeşinin etini yemeye benzetiyor, bunalrın hangisi daha ağır akıl etmen gerek amma etmiceksin biliyorum


                            Bize birbirinden ağır suçlamalarda bulundun,hatta 2 nolu madeyi sayısız kez aştın,elinde delilin olsa ammenna ama sen başaksın ın söylediği sözü bize yordun, hatan burda başlıyor

                            1-İslamı kabule decek demişsin, buna delilin ne delil sun bekliyoruz hala

                            2-hz Muhammedi aşağalıyıp da hz Aliyi yücelttiğimi bildirmişsin bunun delilini de sun

                            Haddini aştığın yönetimce malum ama önemli olan senin bunun farkına varman, bize karşı bir şeyi ispatlayabilirsen amenna diyeceğiz ama ispat edebileceğin bir iş yok mesele bu


                            namazı eğilip doğrulmak olarka ifade etmişim, bunu Allah da ifade eder, önemli olan işe nasıl baktığındır

                            "Vay haline o naamz kılanların, ki onlar kıldığı naamzı unturlar,ve onlar bütün işlerini gösteriş için yaparlar"

                            Lanetli Yezit ve soyu da,emevilik de,abasilik de zahirde,görünüşte müslümandı, iş eğilip doğrulmaktan ibaret olsaydı bunalra da müslüman dememiz gerekirdi,demekki işeğilip doğrulmaktan ibaret değil

                            Sen itikadına göre yorumalr üretmektesin,namaz kılmaktan mana Alalha Ram olmaktır diyoruz, bunu çürütebiliyorsan sana kırk yıl köle olmaya hazırım çürütebilcen mi?

                            İtikadımız gereği lanetli Yezit ve soyundan tümünden ayrıldık,bunun kabul mercihi sen misin?


                            Haddimizi bilmeliyiz, hüküm işlerini sahibine bırakmalıyız amma Allah seni bu tür işler için görevlendirdiyse, açıkla bize Onunla olan anlaşmanı

                            Bakara 239 gibi namaz kılarsak mı kabul olmicak,veya lanetli YEZİTİN soyu tümden tükenene kadar seferi kalsak mı kabul olmicak, bu tür işlerde sen misin kabul merci?

                            Bizi beğenip beğenmemek senin haddin değil,bak yönetim sna 2 inci madde demiş uyacaksın, ilim ve bilimle bize birşeyler ispatlayabiliyorsan kırk yıl kölen olmaya hazırız,amma sen fıtratına uygun davranacaksın,Allah izin verirse sen de bende burdayız,göreyeğiz yeni yeni vesveselerini,

                            bizden alıntı yapşamayacağın yerde pişkince diceksin ki,birileri öyle yazıyorlardı da, felan dı felandı da,ben yazdıkalrımdan sorumluyum dolayısıyla benim hakkımda bir daha idialara durduğun vakit,AhmetinMehmetin veya Şakirin ne yazdığı beni bağlamaz, beni benim yazdığım bağlar tamam mı efendi?

                            Hal böyle olunca, birielrini tahrik edince, yediğin küfürlere gücenmicen çünkü tahrik etmek münasebetiyle baş sorumlu zaten sensin,

                            ve

                            Anımsicaksın Allah dedi kodu ve vesveselere duranları nasıl tartif eder, ve Allah mühürlememişse idrak edeceksin hangisi daha beter


                            nisa 148 Allah, zulüm gören müstesna, kötü sözün apaçık söylenmesini sevmez ve Allah duyar, bilir.

                            Seni tarif için bazı ifadelri kullandıksa,Allahın bazı duurmlarda buna vşize verdiğindendir

                            Şimdi sen savunmanı yap seni ilgilendiren ayete dair buyur?


                            hucurat 12 Ey inananlar, sakının fazla şüphe etmekten, şüphe yok ki bazı zan ve şüpheler suçtur ve ayıplarınızı, gizli işleri arayıp gözetmeyin ve bir kısmınız, bir kısmınızın gıyabında kötülüğünü de söylemesin; biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? Tiksindiniz, değil mi? Ve çekinin Allah'tan, şüphe yok ki Allah, tövbeleri kabul eder, rahimdir.
                            Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

                            Ali Şeriati

                            Yorum


                              Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                              [quote author=Hucr bin Adiy link=topic=4138.msg54366#msg54366 date=1253803701]
                              [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54363#msg54363 date=1253803239]
                              fahrettin altan son yazısında bana ne demiş? benim gıybetimi yapmak hakmış ve hatta gerekirmiş. kimin gıybeti yapılır? müslüman olmayanların..[/quote]

                              Bu sizin çıkardığınız bir sonuç. Ben böyle bir imayı ve sizin çıkardığınız sonucu çıkarmıyorum.

                              [/quote]

                              Yani sizin çıkardığınız sonuca ve inanca göre müslümanlarında gıybeti yapılabilir ve gerekir? Peki

                              aliekber adlı kişinin yazdıklarına gelince; 2. maddeyi tekrar ihlal etmemek adına senle olan muhatabiyetimi de kesmiş bulunmaktayım

                              Yorum


                                Ynt: Alevilik Nasıl Doğdu ?

                                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54370#msg54370 date=1253804620]
                                [quote author=Hucr bin Adiy link=topic=4138.msg54366#msg54366 date=1253803701]
                                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=4138.msg54363#msg54363 date=1253803239]
                                fahrettin altan son yazısında bana ne demiş? benim gıybetimi yapmak hakmış ve hatta gerekirmiş. kimin gıybeti yapılır? müslüman olmayanların..[/quote]

                                Bu sizin çıkardığınız bir sonuç. Ben böyle bir imayı ve sizin çıkardığınız sonucu çıkarmıyorum.

                                [/quote]

                                Yani sizin çıkardığınız sonuca ve inanca göre müslümanlarında gıybeti yapılabilir ve gerekir? Peki [/quote]

                                Forum Kurallarına Müracaat ediniz lütfen.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X