İmam Ali Ayşe İle Konuşuyor
Muhammed b. Ebu Bekir’den sonra, İmam Ali Ayşe’nin çadırına doğru hareket etti. Çadırının yakınına düşmüş olan keçavenin karşısında durdu ve elinde olan bir çubukla keçaveyi işaret ederek şöyle dedi:
“Ey Humeyra! Acaba Allah’ın Resulü mü sana bu fitneyi çıkarmanı ve Müslümanların kanını dökmeni emretti? Eşin olan Resulullah, sana evinden çıkmamanı emretmedi mi? Ayşe! Kendi eşini evde bırakan insanlarla nasıl buraya geldin?”
Taberi bu hususta diyor ki: Muhammed b. Ebu Bekir, kız kardeşi Ayşe’yi ordunun arasından kenara çekti ve onun için bir çadır kurdu. Ali o çadırın arkasına geldi ve dedi ki:
Ey Ayşe! Halkı benim aleyhime ayaklandırdın, onları tahrik ettin, kalplerine düşmanlık tohumları serptin,[1] fitne çıkarıp kan döktün!
Ayşe İmam Ali’nin sözleri karşısında sessiz kaldı. Çünkü verecek cevabı yoktu. Peygamberin namusu Müslümanların annesi, iffet, şefkat, bağışlanma, takva, vakar, merhamet olgusu olması gereken bir anne; ıssız bir çölde başları kesilmiş, kolları kopmuş, karınları deşilmiş binlerce evladının içinde bu katliamın baş mimarı, üzeri evlatlarının kanlarıyla yıkanmış bir halde ne diyebilirdi ki? Bugünden, yarınki Siffin savaşının tohumlarını ekmişti, Müminlerin annesi... Yarın yine aynı kanlı savaşlar olacaktı. Hatta asırlar boyu birileri Ayşe’nin birileri de Ali’nin taraftarı olarak, birbirlerinin kanını dökeceklerdi.
Ayşe sadece: “Ey Ali! Şimdi sen galip oldun. Güç ve irade senin elinde, affetmek daha iyidir.”
Gerçekten şu kitabı okuyan bir Müslüman, artık cansız cesetlerden ve akan kanlardan yürünemeyecek durumda olan bu çölde, Ayşe’nin bu sözlerini duysa ne derdi?
[1] -Gerçekten de daha sonraları Müslümanların temel kaynaklarını yazanların, rivayet naklettikleri şahsiyetlerin, nasıl da İmam Ali karşıtı rivayetler naklettiklerini görmek mümkündür. Hatta sonraları İmam Ali’ye ve ailesine küfretmeyi, dini bir vazife bilerek, bu ameli yıllarca yapan insanlar için Cemel savaşı, bu tohumların ekildiği alandır.
Muhammed b. Ebu Bekir’den sonra, İmam Ali Ayşe’nin çadırına doğru hareket etti. Çadırının yakınına düşmüş olan keçavenin karşısında durdu ve elinde olan bir çubukla keçaveyi işaret ederek şöyle dedi:
“Ey Humeyra! Acaba Allah’ın Resulü mü sana bu fitneyi çıkarmanı ve Müslümanların kanını dökmeni emretti? Eşin olan Resulullah, sana evinden çıkmamanı emretmedi mi? Ayşe! Kendi eşini evde bırakan insanlarla nasıl buraya geldin?”
Taberi bu hususta diyor ki: Muhammed b. Ebu Bekir, kız kardeşi Ayşe’yi ordunun arasından kenara çekti ve onun için bir çadır kurdu. Ali o çadırın arkasına geldi ve dedi ki:
Ey Ayşe! Halkı benim aleyhime ayaklandırdın, onları tahrik ettin, kalplerine düşmanlık tohumları serptin,[1] fitne çıkarıp kan döktün!
Ayşe İmam Ali’nin sözleri karşısında sessiz kaldı. Çünkü verecek cevabı yoktu. Peygamberin namusu Müslümanların annesi, iffet, şefkat, bağışlanma, takva, vakar, merhamet olgusu olması gereken bir anne; ıssız bir çölde başları kesilmiş, kolları kopmuş, karınları deşilmiş binlerce evladının içinde bu katliamın baş mimarı, üzeri evlatlarının kanlarıyla yıkanmış bir halde ne diyebilirdi ki? Bugünden, yarınki Siffin savaşının tohumlarını ekmişti, Müminlerin annesi... Yarın yine aynı kanlı savaşlar olacaktı. Hatta asırlar boyu birileri Ayşe’nin birileri de Ali’nin taraftarı olarak, birbirlerinin kanını dökeceklerdi.
Ayşe sadece: “Ey Ali! Şimdi sen galip oldun. Güç ve irade senin elinde, affetmek daha iyidir.”
Gerçekten şu kitabı okuyan bir Müslüman, artık cansız cesetlerden ve akan kanlardan yürünemeyecek durumda olan bu çölde, Ayşe’nin bu sözlerini duysa ne derdi?
[1] -Gerçekten de daha sonraları Müslümanların temel kaynaklarını yazanların, rivayet naklettikleri şahsiyetlerin, nasıl da İmam Ali karşıtı rivayetler naklettiklerini görmek mümkündür. Hatta sonraları İmam Ali’ye ve ailesine küfretmeyi, dini bir vazife bilerek, bu ameli yıllarca yapan insanlar için Cemel savaşı, bu tohumların ekildiği alandır.
Yorum