Sia; ötedenberi muhaliflerinin mezhebî tartismalarina mukabele durumunda oldugu ve diger taraftan günlük dini vazifelerini yerine getirebilmek icin fikih ve hadise ihtiyac duydugu icin fikih, hadis ve kelam dallainda var gücüyle calismis ve bu bilimlere ilaveten diraye, rical ve usul gibi gerekli yan bilimlerde de fevkalade bir gelisme gösterebilmistir.
nitekim bu yogun calisma neticesinde her dönemin en son görüs ve nazariyeleri dikkatle yakindan takib edilip yazili olarak derlenmis ve H. 10.yy'a kadar da bu degerli calisma ayni minval üzere sürmüstür.
Ne var ki, H.10. yy'dan sonra sia nisbi bir hürriyete kavustugundan, mezhebi akidelerini savunma yolunda artik fazlaca bir cabayi gerekli bulmayarak gevseklik gösterdi ve bunun tabii bir sonucu olarak da kelam ilmindeki ilerleme durmus oldu. bizim bugünkü kelam bahislerimiz, 3-4 yy öncesine ait fikir ve düsüncelerin mahsulünden ibarettir!
Ancak fikih ve onun mukaddemati olan usul, hadis ve rical bilimleri umumun günlük ihtiyaci oldugundan bu dallarda devamli ilerleme kaydedilmis olup ayni minval üzere günümüzde de bu ilerleme sürmektedir (nitekim bu ilerleme sayesindedir ki son 3-4 yy'da mezkur bilim dallarinda dev ricaller yetisebilmistir. örnek: hadis dalinda: biharul envarin yazari allame meclisi (v.1110), vafi'nin yazari Feyz Kasani 8v.1070), vesail'in yazari seyh hürr amuli (v.1104), Seyyid Hasim 'Buhrani (v.1107 veya 1109) ve ricalde: Cami'erruvatin yazari mirza M.erdebili ve Nuasir meclisi ve usulde: vehid Bohbohani 8v.1205 veya 1208), seyh murtaza ensari 8v.1281) ve fikihta: seyh cafer kasif'ul Gita (v.1227 veya 1228)...vb.
Tefsir dalindaysa; fikihla kelamdaki ihtiyacin gerektirdigi ölcüde bir ilerleme kaydedildi ve daha önce de belirtildigi gibi mezhebi -sosyal problemler nedeniyle bu dalda da güncel ihtiyaclari karsilayabilecek bir hacimden öteye gecilemedi.
öte yandan, tefsir dalinda sia imamlarindan naklolan bircok ahbar da vardi ki bunlar o günkü güncel ihtiyaclar icin yeterli icin; fazlaca zahmete katlanilmadan; deirn ve dakik ilmi tartismalara gerek duymadan eldeki bilgilerle yetinilmekteydi.
Bugün siada ve genelde bütünüyle islam dünyasinda kuran-i kerimin cesitli tefsirleri yapilmistir ki, bunlar arasinda degerli bir cok eser de vardir. ancak, sözkonusu tefsirleri yazan zevatin herbiri kendine mahsus bir bakis acisiyla tefsire girmis oldugundan, kuran ayetlerindeki fevkalade bilimlerin sinirsiz hazineleri hala geregince kesfedlip cagin güncel ve reel ihtiyaclarini kolayca giderebilecek kapasidete bir degerlendirmeye gidilememistir.
Tarih dalinda ise, daha öncede belirtildigi üzere sadece islam dünyasinin dahili hadiselerinin yorum ve degerlendirmesiyle yetinilmis ve bundan öteye gecilmemistir.
nitekim bu yogun calisma neticesinde her dönemin en son görüs ve nazariyeleri dikkatle yakindan takib edilip yazili olarak derlenmis ve H. 10.yy'a kadar da bu degerli calisma ayni minval üzere sürmüstür.
Ne var ki, H.10. yy'dan sonra sia nisbi bir hürriyete kavustugundan, mezhebi akidelerini savunma yolunda artik fazlaca bir cabayi gerekli bulmayarak gevseklik gösterdi ve bunun tabii bir sonucu olarak da kelam ilmindeki ilerleme durmus oldu. bizim bugünkü kelam bahislerimiz, 3-4 yy öncesine ait fikir ve düsüncelerin mahsulünden ibarettir!
Ancak fikih ve onun mukaddemati olan usul, hadis ve rical bilimleri umumun günlük ihtiyaci oldugundan bu dallarda devamli ilerleme kaydedilmis olup ayni minval üzere günümüzde de bu ilerleme sürmektedir (nitekim bu ilerleme sayesindedir ki son 3-4 yy'da mezkur bilim dallarinda dev ricaller yetisebilmistir. örnek: hadis dalinda: biharul envarin yazari allame meclisi (v.1110), vafi'nin yazari Feyz Kasani 8v.1070), vesail'in yazari seyh hürr amuli (v.1104), Seyyid Hasim 'Buhrani (v.1107 veya 1109) ve ricalde: Cami'erruvatin yazari mirza M.erdebili ve Nuasir meclisi ve usulde: vehid Bohbohani 8v.1205 veya 1208), seyh murtaza ensari 8v.1281) ve fikihta: seyh cafer kasif'ul Gita (v.1227 veya 1228)...vb.
Tefsir dalindaysa; fikihla kelamdaki ihtiyacin gerektirdigi ölcüde bir ilerleme kaydedildi ve daha önce de belirtildigi gibi mezhebi -sosyal problemler nedeniyle bu dalda da güncel ihtiyaclari karsilayabilecek bir hacimden öteye gecilemedi.
öte yandan, tefsir dalinda sia imamlarindan naklolan bircok ahbar da vardi ki bunlar o günkü güncel ihtiyaclar icin yeterli icin; fazlaca zahmete katlanilmadan; deirn ve dakik ilmi tartismalara gerek duymadan eldeki bilgilerle yetinilmekteydi.
Bugün siada ve genelde bütünüyle islam dünyasinda kuran-i kerimin cesitli tefsirleri yapilmistir ki, bunlar arasinda degerli bir cok eser de vardir. ancak, sözkonusu tefsirleri yazan zevatin herbiri kendine mahsus bir bakis acisiyla tefsire girmis oldugundan, kuran ayetlerindeki fevkalade bilimlerin sinirsiz hazineleri hala geregince kesfedlip cagin güncel ve reel ihtiyaclarini kolayca giderebilecek kapasidete bir degerlendirmeye gidilememistir.
Tarih dalinda ise, daha öncede belirtildigi üzere sadece islam dünyasinin dahili hadiselerinin yorum ve degerlendirmesiyle yetinilmis ve bundan öteye gecilmemistir.
Yorum