Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

itikadi ve siyasal hareketler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    itikadi ve siyasal hareketler

    Emevilerin son dönemlerinde, imam Sadik'in (a.s), Aliogullarinin imametini yayma ve islami ölcüler dogrultusunda imameti aciklama hedefini takip eden genis bir iletisim agi olusturup yönlendirdgiine deginmistik. imamet mesalesini yaymakla görevli olan bu iletisim sebekesi, islam topraklarinin en ücra köselerinde ve özellikle de irak ve horasan etrafinda cok eetkin olup büyük basarilara imza atmisti.

    Ancak bu, imametin sadece bir boyutu, hem de naciz boyutuydu. imam cafer Sadik ve diger imamlarin yasaminda dikkat ceken en önemli, en inkilabi ve ayni zamanda en mechul konu ise, gizli olusum konusuydu.

    böyle bir olusumun varligini kanitlamak icin acik belgelerin pesinden kosmak gerekmez. imamlardan veya yakin dostlarindan birinin acikca siyasi-fikri olusumun varligini itiraf etmesini beklemek safdillik olur. bu tür faaliyetler, itiraf edilecek türden seyler degildir.

    Aslinda bu faaliyetler alaninda makul olan, bu gizli faaliyetin varligindan düsmanin haberdar olmasi ve bu dogrultuda imamdan veya dostlarindan bilgi istemesi durumunda, bunun bir iftira oldugunu niteleyerek ylaanlamaktir. bu, gizli calismalarin vazgecilmez özelligi olup her zaman icin gecerlidir.

    imamlarin yasantisi etrafinda arastirma yapanlardan beklenen de, gizli faaliyetin varligi hususunda, ikna edici delil ve belgeye ulasmadikca bunu kabul etmemeleridir.

    tarihte mevcut olan nice ipuclari vardir ki ilk bakista normal insanlarin dikkatini cekmeyebilir, normalmis gibi algilanabilir, ancak dikkat edilecek ve yogunlasilacak olsa, bu ipuclari, bir cok gizli calismalarin habercisi olacaktir.

    imamlarin iki bucuk asirlik tarihine böyle bir bakis acisindan bakilacak olsa, imamlarin emriyle yürütülen gizli faaliyetlerin varligi takriben kesinlik kazanacaktir.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

    TESEKKÜLÜN ANLAMI VE TESKILATCI SIMALARIN CALISMALARI

    Bahsettiginiz olusumdan amaclanan seyin, bu gnkü cagrisiminin (bölge ve sehirlere...dönük düzenli ekip ve komuta kademelerinin bütünü) olmadigi ve olamayacagi aciktir. o günkü deyimle teskilat; bir grup insanin ortak bir hedef dogrultusunda kenetlenmesi ve bir merkeze bagli olarak farkli alanlarda faaliyet göstermesinden ibarettir.

    Bunlar, imam Ali (a.s) döneminde, en fedakar ve en üstün müslüman olan Alinin (a.s) hakliligina inanan ve islam peygamberinin (s.a.a) bu husutaki emrini unutmayan, ilk günden itibaren tepkisini gösteren ve imam Aliye olan bagliliklarini acikca duyuran seckin sababiden olusuyordu.

    sonralari büyük bir maslahat geregi imam Alinin susmayi ve hatta halifelerle yardimlasmayi tercih etmesiyle, onlarda islam toplumundaki normal yasantilarini devam ettirdiler; ancak doru bildikleri seyden asla ödün vermeyerek Ali siasi olarak kaldilar. salman, ebuzer, übeyy b. kab, mikdad, ammar, hüzeyfe...bu fikri ve ameli akimin onur duyulan simalari arasindadir.

    tarihin isik tuttugu kadariyla bu topluluk, sia düsüncesini (fikri ve siyasi önder olmasi hasebiyle imama itaat etmenin gerekliligi inancini) maslahat ve hikmete uygun yöntemlerle insanlar arasinda yayiyor, taraftar kazaniyor ve sayilarini artiriyorlardi. bu ön calisma, Ali (a.s) hükümetinin kurulmasi icin gerekliydi.

    hicri 35 yilinda imam Alinin yönetime gelmesinden sonra, hükümet ve imamet alanindaki sii ölcülerine inanan ve bu ölcüler dogrultusunda sarsilmaz bir imanla imami kabul edenler, -gecmis 25 yillik dönemde direkt ya da endirekt olarak imam alinin tarafindan egitilen, sia toplulugu oldu sadece- imam Alinin önderligi altindaki alanda yasiyor ve pratikte de sii dsüncesi dogrultusuna adim atiyorlardi. diger insanlar ise, mezkur fikri ve ruhi bagliliktan yoksun idiler.

    Ammar, Malik eser, Hucr b. Adiyy, Sehl b. Huneyf, Kays b. sa'd...gibi o günün müslümanlarinin imam Ali'ye karsi davranislarinin bir sekilde, ebu musa esari, ziyad b. ebih, sad b. vakkas...gibilerinin ise davranislarinin daha baska sekilde olmasi, imam alinin taraftarlari arasindaki ikiligin göz önünde bulundurulmasiyla yorumlanabilir ancak.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

      imam Hasan'in baris olayindan sonra sii düsüncesini yaymak ve bu birbirine kenetlenen toplulugu örgütlemek cok önemli bir girismdi. cünkü bu atilim, zalim emevi sultanin tahakküm ve baskisi altinda yasasyan bu topluluga dinamizm kazandiracakti. baski ve zulüm, baski altinda yasayan ve birbirine bagli güclerin pasifize edilmesine ve dagilmasina sebep olacagi yerde daha bir azim, baglilik ve kararlilik getirmesi her zaman icin gecerli kuraldir.

      sianin asil ve güvenilir güclerini bir araya toplamak, emevi düzenin amansizca sürdürdügü sia düsmanligi sonucu bu topluluga yönelmis olan tehlikeleri geri püskürtmek, sinirli ama deirn bir alanda öz islami düsünceyi yaymak, bilkuvve gücleri kazanip sia topluluguna katmak ve de emevilerin cahili düzenini yikip yerine islami ve ehlibeyti bir düzen kurmak icin yerinde ve uygun bir zamanlamayla kiyam baslatma firsatini beklemek imam Hasanin stratejisi ve ayrica barisi kacinilmaz kilan son sebepti.

      baris olayindan sona musayyib b. necibe ve süleyman b. surad-i hüzai nöcülügünde bir grup sia, kufeden yeni dönüp fikri ve siyasi faaliyetin merkezi olarak medineyi secen imam hasanin huzuruna varir ve askeri gücleri yeniden yapilandirma, kufeyi ele gecirme ve sam ordusuna saldirma gibi teklifleri gündeme getirirler. imam, gelen ziyaretciler arasindan bu ikisini secer ve onlarla özel olarak görüsür.

      bu görüsmede nelerin konusulduguna dair hicbir bilgi mevcut degldir, ancak bu özel görüsmeden sonar düsünce ve planlarinin yanlisligini kabul etmislerdi. musayyib ve süleyman, arkadaslarinin yanina döndüklerinde kisa ve üstü kapali bir cümle ile askeri kiyam konusunun reddedildigini, kufeye dönüp isleriyle mesgul olmalari gerektigini söylerler. iste imamin benimsedigi strateji sonucu bu askeri teklif imam tarafindan reddedilmisti.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

        SIA'DA ILK SIYASI OLUSUMUN TEMELI

        Asrimizin cok zeki tarihcisi olan Hüseyin bu karineleri göz önünde bulundurarak sianin büyüklerinden olan Musayyib ve Süleymanin imam Hasanla özel görüsmesinde, siadaki siyasi teskilatin temelinin atildigina inanir.

        Kabul etmek gerekir ki, sia teskilatinin kurulmasi icin ilk adim bu görüsmede atildiysa da bunun projesi imam Ali tarafindan hazirlanmis ve bunu yakin dostlarina söyle duyurmustu:

        "Beni kaybettiginizde öyle seyler göreceksiniz ki ölümü arzular olacaksiniz. Adaletsizlik, düsmanlik, tekelci tavir, ilahi hukukun hafife alinmasi, can güvenligi korkusu...durum böyle olucna, kendinizi toplu olarak ilahi bir bagla koruyun ve parcalanmayin. direnis namaz, (Allahi anma) ve takiyyeyi (gizli calismayi) aliskanlik edinin ve bilmis olun ki Allah, kullarinin her an baska bir renge girmesinden hoslanmaz. haktan ve hak ehlinden vazgecmeyin, cünkü bizim yerimize baskasini secen herkes, dünyasini kaybedecek ve günahkar olarak dünyadan ayrilacaktir" (tuheful ukul)

        imam Ali bu sözünde, emevi döneminin en önemli olumsuzluklarini aciklamakta ve bu durum karsisinda birlik beraberlige v örgütlenmeyi emretmektedir. imamin bu buyrugu, sia kanadina ait en önmli belgelerdendir ayni zamanda, imam Hasanin, iki seckin sia büyügüyle görüsmesinde temeli atilarak hayata gecirilen husus, bu proje olmustur. süphesiz ki siilerin tümü, cok zekice gerceklestirilen bu projeden haberdar degildi.

        Bazi dostlarin imam Hasana itiraz etmelerinin sebebi de, bu calismadan haberdar olmamalariydi. imamin bir cok defa bu elestirilere cevap olarak "Bellimi olur, belki de bu, sizin icin bir imtihan ve (düsmaniniz icinse) izmihlal noktasidir..."buyurmasi, secilen siyaset ve tedbire gizli bir isaretti.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

          Tarihcilerin kayitlarina göre, muaviyenin yirmi yillik zulüm ve baski yönetimi boyunca ülkenin her yerinde ehlibeyt karsiti propagandalar tüm hiziyla devam ediyorken ve Emir-ul müminin Ali'yi te'lin etmek yaygin bir sünnete dönüstürülüp sürdürülürken, imam Hasan ve imam huseynin net olarak görülebilen bir faaliyeti yoktu;

          sadece bir baglilik ve birlikte hareket gözlemleniyordu ki bu da, hicaz ve irakin her noktasinda sia düsüncesinin güclenmesine ve siilerin artmasina imkan sagliyordu. baris olayindan yirmi yil gectikten sonra, bu bölgelerin düsünce yapisi ve alanina bakacak olursak, karsimiza cikan tablo söyle olacaktir:

          kufenin en ünlü ve taninan simalari, sia büyükleridir. mekke ve medine de ve hatta bazi uzak bölgelerde siiler, zincir halkalari gibi birbirine bagli ve birbirinden haberdardilar. birkac yil sonra sianin önde gelen büyüklerinden biri (hucr b. adiyy) öldürüldügünde, ülkeye hakim amansiz baskiya ragmen bazi noktalarda itirazlar yükselir, horasandaki meshur bir sima öfkeli itirazi sonucu, üzüntü ve kahrinin siddetiyle can verir (sulh-i imam hasan)



          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

            Muaviyenin ölümünden sonra binlerce kisi imam hüseyine mektup yazarak kiyam iicn kufeye davet ederler. imam huseynin sehit edilisinden sonra on binlerce insan intikam gruplarina katilarak emevi hükümetine karsi savasirlar.

            islam tarihi okuyan bir insan ister istemez, su soruyla karsilasacaktir: sia düsünce ve egilimlerinin bu denli yayilmasinin, birbirine bagli ve ayni yönde hareket eden siiler tarafindan yürütülen düzenli bir örgütsel faaliyet disinda gerceklesmis olmasi düsünülebilir mi, böyle bir sonuca vamrak makul mu?

            sia düsüncesinin yayilmasi kesinlikle düzenli bir faaliyetin ürünüdür. yüzlerce vali, kadi, kuran karisi, ve hatip tarafindan yürütülen emevi düzenin propaganda, komplo ve siyasetinin karsisinda durabilmek ve hatta bir cok defalar propagandalarin asilsiz oldugunu kanitlamak ve komplolari bozmak, ancak ayni yönde hareket eden ve fertleri birbirine kenetlenmis gizli bir faaliyetle gerceklesebilir. bu düzenli ve gizli faaliyet, muaviyenin ölümüne dogru daha atak konumdaydi. bunu söyle örneklendirebiliriz:

            Medine valisi, ismam hüseyinin faaliyetleri hususunda Muaviyeyi bilgilendirirken söyle yazar:
            "ilgili görevli ömer b. osmanin raporuna göre, irak ve hicazin ileri gelenlerinden bir grubu hüseyin b. ali ile temas halindedir ve kiyam edecegine dair endise etmekteyiz. bu hususta yaptigim arastirma sonucu, muhalefet bayragi kaldirmaya kararli oldugu haberine ulastim. görüs emrini bildir..." (siretul huseyn s.118. A'yanuss-sia ve ahbarut tivaldan naklen)



            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

              IRAKTA KI OLUSUMLARIN FAALIYETI

              kerbela vakasindan ve imam hüseyinin sehadetinden sonra iraktaki örgütsel sii faaliyeti daha bir düzen, disiplin ve canlilik kazanmisti ve bu, kufedeki cogunun, emevi düzeninin darbesinden gaflet ederek asura savasina katilamamalarindan duyduklari üzüntünün etkisinden kaynaklaniyordu. bu siilerin ruh halleri, faaliyetin düzenlilik ve canliligini gerektiriyordu; aci ve züntüleri ise, bu canliliga daha baska bir renk kazandiriyordu...

              cagin meshru tarihcisi söyle yazar:
              "o topluluk (sia) sürekli silah toplamak, savas hazirliklari yapmak ve insanlari -sia olsun veya olmasin hüseyini intikamini almaya-gizli olarak davet etmekle mesguldü. bu davete olumlu cevap verenler, gruplar halinde onlara ekleniyordu ve yezid b.. muaviye ölünceye kadar da bu durum devam etti." (cihad-'us-sia, s.28, tarihi taberi c.7 s.46 naklen)

              cihad'us sia kitabinin yazari acikca su görüsü savvunur:
              "sia toplulugu, imam huseyinin sehadetinden sonra siyasi baglar ve mezhebi inanclarin bütünlük kazandirdigi düzenli bir teskilat olarak ortaya cikti. bu teskilatin önderligi ve savasci gücleri sürekli olarak bir araya geliyorlardi. tavvabin kiyami ise bu teskilatin ilk somut örnegidir"

              (cihad'us-sia, bayan simurt muhtar el-leysi s.27)


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                Tarih üzerindeki arastirmalar ve de bu tarihcilerin görüslerinden elde edilen sonuc sudur: muaviye döneminde ki ve de imam hüseyinin sahadetinden sonraki olaylarin projesi, yönlendiricilik ve yöneticiligi siilerin elindeydi.

                niceleri varidr ki insani duygulr geregi veya emevi düzenden rahatsiz oldugundan veya daha farkli sebeplerden dolayi siilerlel birlikte hareket edip savaslarda omuz omuza savasiyor veya sii boyutlu girisimlere katiliyorlardi ve gelisen o hassas olaylarda, aktif ya da pasif rol aliyorlardi. iste dikkat edilmesi gereken husus, bu insanlari sii olarak algilamamaktir.

                bu aciklama ile vurgu ypamak istedigim husus sudur:
                sia, imam Alinin döneminden iam hüseyiin sehit edildigi döneme kadar, düsünce ve amel olarak hak imamla arasinda saglam ve belirli bagi olan insanlar hakkinda kullaniliyordu.

                imam hasanin baris olayindan sonra, imamin emriyle sii teskilatini kuranlar, düsünce ve amel bakimindan bu bagliligi asiyan insanlardi. iste bunlar, kendileri gibi ayni düsünce ve ideolojiyi tasimayan insanlari, cok yönlü teblig ve davetleri ile sii teskilatinin icine cekmislerdi.

                (bu kitabin ilk sayfalarinda, asura olayindan sonra müminleri üc-bes kisiyle sinirlandiran imam sadiktan rivayet ettigimiz hadis, alevi-hasimi devletinin kurulasi yönünde bilincli vev belirleyici bir sorumluluk tasiyan gercek siilere isaret edilmektedir)

                imam seccadin zahiri koruyarak gizli faaliyeti sonucu bu üc-bes kisilik ekip, bilkuvve gücleri bulup kendine cezbetti e yayildi. imam sadik as. mezkur hadisde bunu söyle buyurur: "...daha sonra insanlarin onlara katilmasiyla cogaldilar..."

                imam seccad, imam bakir ve imam sadikin (Allahin selai üzerlerine olsun) dönemlerinde, hilafet düzeninin ileri gelenlerini korkutan ve bazen de kaba kuvet ve sert tepkiler göstermelerine sebep olan, bu ekibin süphe uyandiran davranislari olmustu.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                  SIA KIME DENIR?

                  kisacasi islamin ilk asirlarinda ve imamlarin döneminde, peygamber ehlibeytinin sevgisini yüreginde tasiyan veya onlarin hakkaniyetine ve davetlerinin dogruluguna inanan ama imam merkezli faaliyet ve harekete katilmayan insanlara sia denmekteydi.

                  sia olmanin kesin ve temel sarti, imam ile fikri ve ameli bagi korumak, gasp edimis hakki yeniden ele almak ve alevi-islami düzeni kurmak yönünde imamin önderligindeki fikri, siyasi ve de askeri faaliyetlere katilmakti. iste bu bagin sia kültüründeki adi "velayet"tir.

                  aslinda sia, baski dönemindeki diger muhalif parti ve örgütler gibi imam önderliginde belli faaliyetler gösteren, gizlilik ve takiyye ilkesiyle varligini sürdüren "imamet" akiminin adidir.

                  imamlarin, özellikle de imam sadikin (a.s) hayatini dakik olarak inceleyecek olsak, varacagimiz öz ve usare bundan ibaret olacaktir. önceden de degindigimiz gibi bu, delillerle kanitlanacak türden birsey degildir. gizli tutulmak istenen bir evin kapisina "bu, gizli bir evdir" yazilmaz elbet. faaliyetin gizli olusundan dolayi delillerde gizli tutulmustur, ancak bunun varligina kesinlik kazandiracak karineler olmaksizin da böyle bir seyin varligi kesin kabul edilmemelidir.

                  o halde yapilmasi gereken karine, sahit ve isaretlerin izini sürmektir.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                    OLUSUMLARIN VARLIGINA YÖNELIK IP UCLAR

                    imamlarin yasantisiyla ilgili rivayetlerdeki veya ilk asirdaki yazarlarinin sözlerindeki "bab, vekil ve sir sahibi" gibi cok manalil tabirler, dakik arastirmacinin dikkatini cekmektedir. hem sianin büyük hadiscilerinin, hem de baskalarinin rivayetlerinde, imamlarin dostlarindan bazilari "sir sahibi", bazilari "bab" ve bazilari "vekil" olarak tanitilmistir.

                    sianin seckin hadiscisi ve rical alimi ibn-i sehrasub, imam seccadin (a.s) hayatindan bahsederken "yahya b. ümmü tavil onun babiydi"; imam bakirdan (as) bahsederken, "cabir b. yezid-i cufi onun babiydi"; imam sadiktan (a.s) bahsederken, "Muhammed b. sinan onun babiydi" unvanlarini kullanir.

                    Rical-i kesside zürare, büreyd, muhammed b. müslim ve ebu basir hakkinda "sirrimin emanetcisi" tabiri kullanilmistir.

                    hadis kitaplarinda mualla b. hüneys hakkinda, imam sadiktan (a.s) "vekil" unvani nakledilmistir. imamdan nakledilmeyen ve sianin eski yazarlarinin sözlerinde görünen unvanlar, süphesiz imamlarin hayati hakkindaki arastirmalarinin ürünüdür ve böyle bir unvani kullanmis ise onun özelliklerine ulasmistir kuskusuz.

                    özetle diyebiliriz ki, bu manali tabirlerin secimi, imamlarin yasantisindaki önemli ve hassas faaliyetleri anlatmaktadir.

                    "kapi, vekil ve sirdas" tabirleri üzerinde biraz düsünülecek olsa, imamlarin zahiri faaliyetlerin yaninda gizli faaliyetler yürüttükleri veya zahiri faaliyetlerin hakikatinin gizli faaliyetlere dönük oldugu anlasilacaktir. simdi bu üc tabir üzerinde bir nebze de olsa yogunlasmamiz faydali olacaktir inancindayiz.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                      SIRDAş, SIR EMANETçiSi

                      bir insanın sırrı yoksa, sırdası da olmayacaktir. imamların yasantisindaki bu sır nedir? imama inananların ve dostlarinin tümünün tasimaya layik olmadigi veya güc yetiremedigi ve ancak sayili birkac kisinin tasima liyakatine varabildigi bu sir neyin nesi?

                      her seye uzaktan bakan son dönem siilerin dilinde bu sir, "imamet"ten ibarettir. peki imametin sırrı nedir? gaybi ve tabiat ötesi sırlar mıdır yoksa? harikulade isleri yapma gücü, mucize göstermek ve gayb aleminden haber vermekmidir acaba?

                      böylesi yüce insanlarin böylesi bilgi ve güce sahip olmalarinin bilim ve akila ters düsen yani olmamakla ve bu iddia, islami dünya görüsünde ve insan ve dünyadan elde edilen bilgiyle celismemekle birlikte, "imamın sırrının" tabiat ötesi hususlarla sinirli tutulmasini kabul edemem.

                      imamin mucize getirdigi ve gaibden haber verdigi kanitlanabilirse, imamin davetinin dogrulugunu kanitlayan en güzel ve en etkili dil olacaktir.

                      imam, sirri gizli tutmanin fazileti hakkinda öyle tekit ediyor ki şianın hadis kitaplarında "Bab-ul kitman= sirri gizli tutma babi" unvaniyla özel bir bölüm aciliyor. bunun sebebi nedir? bunun desifre edilmesi ve yayilmasi durumunda, şia ve imam icin büyük bir tehlike olusturacak türden bir sir olmasi gerekir ve bu da gaybi ve tabiat ötesi seylerin disinde bir sey olmalidir.

                      şia perspektifinde islamin yorumu, fikih ve hükümlerle ilgili özel görüs ile baglantili bir sey midir yoksa?
                      emevi ve Abbasilerin uyguladiklari baski döneminde bu ögretilerin tedbir ve ihtiyatla ögretilmesi, herkese anlatilmamasi ve bu bilgilerin ehil olmayanlara ulastirilmamasi gerektigi elbette ki sözkonusudur.

                      ancak yine de bu, "imamın sırrı" olamaz. cünkü bu ögretiler, özel olmakla birlikte o günü büyük müslüman ülkesinin birkac sehrindeki yüzlerce fikih ve hadis merkezinin gündeminde idi.

                      şiiler de bunlari, birbirlerine anlatma, yorumlama ve ögretmeyi bir vazife kabul edip bu hususta gayret sarf ediyorlardi. kisacasi bu ögretiler özel olmakla birlikte imamın sırrı degildi.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                        bu ögretilerin özel olmasi, onlarin sadece imamin özel birkac ashabi tarafindan bilinmesi ve baska kimsenin ulasamayacak sekilde gizli tutulmasi anlaminda degildir.
                        bunlar, şia topluluğu arasinda yaygindi ve hatta şia olmayanlar bile bazi özel durumlarda onlara ulasabilirdi.

                        bahis konusu olan sirlar, imamin kurdugu teskilatla baglantili hususlardir. kilavuz ve önder ideolojisiyle bir devrim yaratma hedefi güden ve bu dogrultuda siyaset ve düsünce meydaninda savasim veren bir toplulugun kendine has bazi sirlarinin olmasi cok dogaldir.

                        öngörlen taktikler, büyük atilimlarin zamani ve yeri, etkin unsurlarin isim, adres ve görevleri, etkili mali kaynaklar, önemli ve hassas bazi olay ve gelismelerin belge ve raporlari...gibi hususlar sadece önderin disinda herkese kapali kalmasi gereken sirlardir. aksi taktirde bu sirlarin uzun ya da kisa vade de desifre edilmesi ihtimali dogacaktir. iste bu tür sirlari yüklenme liyakatine varan insanlar "sırdaşlar" veya "sırrın emanetcileri"dirler. bu sırdaşlar tarafindan sırların hatta şiilere aktarilmasi, düsmana ulastirilmasiyla ayni ayardadir; bu ise cok büyük ve zararli bir hatadir; öyle ki bu hata, bir toplulugun yok edilmesine sebebiyet verebilir. imamın sırrını baskalarina acan kimse pratikte düsmanin isini yapmis sayilir.

                        bu aciklamadan sonra imamin "bizim sirrimizi acan kimse, bizimle savasanlardan daha zararlidir" buyrugunu daha kolay anlayabilecegiz.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                          Bab ve Vekil

                          imamin şiilerle olan cok gizli iliskilerinde, bazen teskilat sirlarinin imam ile şiiler arasinda aracilarla tasinmasi gerekiyordu. bu, tamamen makul bir tedbirdir. hac mevsiminde,uzak sehirlerden gelen kervanlarin medineyi ziyaretinde...yabanci gözlerin ve kulaklarin vasfedilmesi mümkün olmayan bir tamahla imamin şiilerle olan iliskisini kesfetmeye pür dikkat kesildigi bir esnada, imamin direkt olarak iliskiye girmesi, halifenin casuslari tarafindan rahatlikla kesfedilebilirdi ve bu da şia teskilatinin bütün sirlarinin desifre edilmesine yol acan bir ip ucu olabilirdi. böylesi kritik anlarda imamin bizzat kendisi araci unsurlari sükunete davet ediyor ve bazen de itap ederek kendinden uzaklastiriyordu.

                          imam, süfyan-i sevriye söyle buyuruyor:
                          "sen hükümet tarafindan takibe alinmissin ve halifenin casuslari bizim etrafimizda dolasmaktadirlar. seni kovmuyorum; ama bizden uzak dur" (menakib-i ibn-i şehrasub c.4 s.248)

                          yolda karsilastigi ve takiyye ilkesi uyarinca kendinden yüz ceviren şiasi hakkinda Allahtan rahmet ve magfiret diliyor ve benzer bir durumda kendisine selam veren bir baskasini ise itap ediyor. ( usul-i kafi c.2 s.219)

                          Bu tür yerlerde imam ile imamin isaret ve emirine veya bilgi ve sirrina ihtiyac duyan insanlar arassinda birilerinin araci olmasi gerekmektedir. iste bu araci hakkinda "bab" unvani kullanilmistir. kural geregi bu aracinin, imamin en uzman, en yakin, haber ve bilgi bakimindan en verimli dostu olmalidir. bal arisi gibi olmalidir, eger yabanci hasereler onun icinde ne oldugunu bilseler onu parcalar ve icinde tasidigini alirlar (bu tabir hadisten alinmistir)



                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: itikadi ve siyasal hareketler

                            Hükümet tarafindan bu aracilarin izinin sürülmesi ve feci sekilde intikam almalari bir rastlanti degildir. imam Seccad'in (a.s) babi olan Yahya b. ümmü Tavil feci sekilde öldürülüyor (ölmeden önce ayagini kesip sonra öldürmüsler. bu nurlu yüzü daha iyi tanimak icin Rical-i kessi'ye bakilabilir).
                            imam bakir'in (a.s) babi olan Cabir b. Yezid-i cu'fi'nin, halifenin kufe valisine gönderdigi fermanla öldürülmesi istenirken, Cabir kendini delilige vurarak ölümden kurtulur. imam sadik'in (as) babi olan Muhammed b. Sinan da ayni tehlikelerle karsi karsiya olmaliydi ki -bir cok kez imam tarafindan övgü ve raziligiyla ödüllendirildigi halde- imam zahirde onu kendinden uzaklastiriyor. imamin, defalarca kendisinden razi oldugunu bildirdigi -ve bunun da cok yakin dostlari tarafindan duyuldugu- meshur bir hadis rivayetcisini kendisinden uzaklastirmasinin, güclü ihtimalle örgütsel taktik disinda bir sebebi olamaz.

                            "vekil"in konum ve kaderi de bundan farkli olmayacaktir. imamin yetki ve emrine sunulan mallari korumak, toplamak ve taksim etmekle görevli olan "vekil"de teskilat baglaminda bir cok sirlar tasimaktadir. bunlarin en degersizi belki de bu mallari verenlerin ve alanlarin isimlerini biliyor olmasidir. bu bilgilerin elde edilmesi, imamin teskilatin düsmanlari acisindan kücük bir lokma degildir.

                            imam Sadik'in (a.s), medinedeki vekili Mualla b. Hüneys'in ibret dolu kaderi ve imamin kufe'deki vekili Mufazzal b. Ömer hakkindaki takiyye dolu aciklamalari bu iddiamizin cok net ve acik örneklerindendir.

                            sia'nin büyük sahsiyetlerinde görülebilen "bab,vekil, sir emanetcisi" unvanlari, sia gerceginin karanlik ve aydin projesini, imam ile sia arasindaki iliskilerin mahiyetini ve sonuc olarak da sianin örgütsel faaliyetinin keyfiyetini göstermektedir.

                            bu projede sia, omuz omuza hareket eden kararli bir topluluktan ibarettir. ilham veren kutsal bir merkezin etrafinda toplanmistir; ondan bilgi ve emir alir, ona haber ve rapor sunar, ümidini ona dikmistir ve gözü onun isaretine dönüktür. kahredici duygularinin kabarmasini bile -ki zaafa ugratilan ve mücadeleye kararli bir topluluk icin bazen haksizlik ve adaletsizlikler karsisinda cok dogaldir bu- onun hekimane tavsiyesi ile dizginleyen, sir saklama, az konusma, unvansiz ve makamsiz yasama, birbirleriyle yardimlasma, inkilabi züht ve takva...gibi faaliyet yöntemlerini onun egitimiyle kutsal ve ilahi bir vazife kabul eden ve hayata geciren bir topluluktur sia.

                            -imam cafer sadik a.s ve fikri akimlar, S. ali Hüesyni-


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum

                            YUKARI ÇIK
                            Çalışıyor...
                            X