Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

MÜNAFIK ABDULLAH B. ÜBEY’E CENAZE NAMAZI KILMASINA İTİRAZ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    MÜNAFIK ABDULLAH B. ÜBEY’E CENAZE NAMAZI KILMASINA İTİRAZ

    MÜNAFIK ABDULLAH B. ÜBEY’E CENAZE NAMAZI KILMASINA İTİRAZ

    Bu konuda da Ömer şiddetle Peygamber (s.a.a)’e itiraz etti! Bu konuyu tüm sihah ve müsned yazarları nakletmişlerdir.
    Örneğin: Sahih-i Buhari’de [1] Abdullah b. Ömer’den şöyle ri-vayet edilir: Abdullah b. Ubey ölünce oğlu gelerek şöyle dedi: “Ya Resulellah! Gömleğini ver de babamı onunla kefenleyeyim.” Pey-gamber (s.a.a) de gömleğini vererek şöyle buyurdu: “Gusül ve kefen işleri bitince bana haber ver.” Bu işler tamamlanınca Peygamber (s.a.a)’e haber verdi. Peygamber (s.a.a) de cenaze namazı kılmak için geldi.
    Ömer Peygamber (s.a.a)’i çekerek şöyle dedi: “ALLAH seni mü-nafıklara namaz kılmaktan menetmemiş mi? Sana “Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de ALLAH onları asla affetmeyecek” [2] diye buyurmamış mı?
    Abdullah b. Ömer şöyle diyor: Peygamber (s.a.a) Abdullah Ubey’in cenaze namazını kıldıktan sonra şu ayet nazil oldu: “On-lardan ölmüş olan hiçbirine namaz kılma; onun kabri başında da durma.” [3]
    Bu ayet nazil olduktan sonra Peygamber (s.a.a) onlara namaz kılmayı terk etti.
    Ömer münafıklara namaz kılınmasının yasaklanmasını “Onlar için ister af dile, ister dileme...” ayetinden çıkarmıştı ama (ileri de söyleyeceğimiz gibi) Ömer’in ayetten çıkardığı sonuç yanlıştı. Güya bu ayet, Peygamber (s.a.a)’in münafıklara namaz kıldırmasından önce nazil olmuştu. Bu yüzden Ömer, Peygamber (s.a.a)’in bu mü-nafığa namaz kılma isteğini görünce, Peygamber (s.a.a)’in ALLAH’ın emrinin aksine amel ettiğini sanarak kendi hışmını sindiremediğin-den Peygamber (s.a.a)’i tutarak çekti. Kendi zannına göre; “Neden nehye muhalefet yapıyorsun? diye itiraz etti!!
    Haşa! Haşa! İşin böyle olmasından ALLAH’a sığı-nırız. Zira üsteki ayette bu amel kesinlikle yasak-lanmamıştır. Bilakis bu ayette ALLAH sadece onlar için af dilenilmesinin hiçbir faydası olmadığını be-lirtmiştir. Peygamber (s.a.a)’in münafıklar için af dilemesi çok olsa da, O’nun af dilemesi veya dile-memesi, onların bağışlanmamasında eşittir.
    İslam alimlerinin geneli tek bir görüşle münafıklara namaz kıl-manın yasaklanmasının delilinin sadece “Onlardan ölmüş olanların hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma...” [4] ayeti olduğunu belirtmişlerdir. Bu ayet de tüm alimlerin icmasına göre bu olaydan sonra nazil olmuştur. Buna ilave olarak sözü geçen hadis -Abdullah b. Ömer’in hadisi- de açıkça bunu ifade etmekte-dir. Hadisin son bölümüne dikkat edecek olursanız, ayetin bu olay-dan sonra nazil olduğunu açıkça görürsünüz.
    Bu nedenle Peygamber (s.a.a), Ömer’in itirazına itina etmeyerek her zamanki sabır, hikmet ve adetine göre hareket etti. Ömer’in Peygamber (s.a.a)’in karşısında yaptığı küstahlık haddi aştığından, namaz kılmasına mani olduğundan ve Peygamber (s.a.a)’e karşı saygısızca konuştuğundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.a) mecburen şöyle buyurdu:
    “Ey Ömer! Çekil kenara! Bana haber verildi ki; “Onlar için af dilesen de dilemesen de, onlar için yetmiş kez af dilesen de asla ALLAH onları affetmez.” Eğer yetmiş defadan fazla af dileyeceğim takdirde Abdullah b.Ubey’in affedileceğini bilseydim, bu işi yapardım.”
    Daha sonra ona namaz kıldı, cenaze törenine katıldı ve kabri başında durdu... [5]
    Yazar: Peygamber (s.a.a)’in Abdullah Ubey’e namaz kılması, görevinin gerekçesiydi ki o gün Peygamber (s.a.a) zahirin gerektir-diği gibi hareket etmeliydi. Abdullah Ubey, İslam’ı kabul etmeyen kafirlerin zümresinden de değildi. Bilakis zahirde İslam’ı kabul etmiş, şehadeteyni söylemiş ve görünüşte de İslam’a muhalefet et-memişti. O sadece münafık ve iki yüzlü birisiydi. Önceden de söy-lediğimiz gibi, o günlerde münafıklara namaz kılmak da henüz ya-saklanmamıştı.
    Bu nedenle Peygamber (s.a.a) İslam hükümlerinin zahirine ve onun kabilesinin (Hazreç) gönüllerinin hoşnutluğu için ona namaz kıldı. Peygamber (s.a.a)’in bu işi, onun adamlarından bin kişinin Müslüman olmasına yol açtı. Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a)’in gömleği ve Abdullah Ubey’e namaz kılması başlı başına büyük bir fetihti. el-hamdu lillah.
    Bir hadiste şöyle geçer: Peygamber (s.a.a)’e şöyle dediler: “Ne-den kendi gömleğini münafık Abdullah Ubey’i kefenlemeleri için bağışladın?” Peygamber (s.a.a) cevaben şöyle buyurdu: “Gömleği-min ALLAH tarafından ona hiçbir yararı yoktur. Ama bu vesile ile bir-çok kimsenin İslam’ı kabul etmesini umuyorum.” ALLAH da bu vesi-leyle Peygamber (s.a.a)’in bu arzusunu gerçekleştirdi.
    Peygamber (s.a.a)’in Ubey’e gömleğini vermesi ve ona namaz kıldırması sayesinde Hazreçlilerden büyük bir çoğunluğun İslam’ı kabul etmesinden sonra Ömer Peygamber (s.a.a)’e yaptığı şiddetli itirazından dolayı pişman oldu. Ömer, daha sonraları şöyle diyordu: Ben İslam’da öyle bir aşırılık yaptım ki bir eşi daha yoktur. [6] Bu da Peygamber (s.a.a)’in Ubey’e namaz kılmak istediği zamandı. Ben onun elbisesini çekerek: “Yemin olsun ki ALLAH sana böyle bir emir vermemiştir. ALLAH sana şöyle demiştir: “Onlar için ister af dile ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de ALLAH onları asla affetmeyecektir” dedim.
    Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “ALLAH beni af dilemem veya dilememem konusunda serbest bırakmıştır. Buyurmuştur ki: “On-lar için ister af dile ister dileme...” Ben de (bir takım maslahatlardan dolayı) af diledim.” [7]
    ______________
    [1] - Sahih-i Buhari, c. 4, s. 18; Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 92 .
    [2] - Tevbe / 80.
    [3] - Tevbe / 84.
    [4] - Tevbe / 84.
    [5] - Bu hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Taberi, İbn-i Ebi Hatem, İbn-i Merduye ve diğerleri nakletmişlerdir. Bunların tümünü Muttaki-yi Hindi Kenz’ul-Ummal, c. 1, s. 247’de 4403. hadis olarak nakletmiştir.
    [6] - Halife Ömer bu sözü ciddi demiyor. Çünkü onun kendisi defa-larca böyle aşırılılıklar yapmıştır; sadece söz konusu olaya mahsus değil-dir. Elbette kendisi “aşırılık” kelimesini kullanıyor. Oysa ALLAH Resulünün sözünü reddetmek ve ALLAH elçisine şiddetli bir şekilde itirazda bulunmak aşırılıktan daha başka bir şeydir! (M.)
    [7] - Kenz’ul-Ummal, H. 4404.
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X