Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HZ. PEYGAMBER (S.A.A)’İN “ALLAH’A TAPANLAR CENNETLİKTİR” SÖZÜNE İTİRAZ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    HZ. PEYGAMBER (S.A.A)’İN “ALLAH’A TAPANLAR CENNETLİKTİR” SÖZÜNE İTİRAZ

    HZ. PEYGAMBER (S.A.A)’İN “ALLAH’A TAPANLAR CENNETLİKTİR” SÖZÜNE İTİRAZ

    Resulullah (s.a.a), canı gönülden ALLAH’a tapan herkese cennetlik oldukları müjdesini verdi. Zira o günün muhiti, putperestlerin, ALLAH’a tapanların sonlarının ne olacağını bilmeleri ve iman ehlinin de kendi işlerinde teşvik olmaları için böyle bir müjdenin halka verilmesini gerektiriyordu.
    (İşte bundan dolayı) Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Ebu Hureyre’ye şöyle buyurdu: “Git, ALLAH’ın birliğini kabul eden, O’na gönülden iman eden herkese cenneti müjdele” [1] Herkesten önce Ömer Ebu Hureyre ile karşılaştı ve ondan durumun ne olduğunu sordu.
    Ebu Hureyre: “Peygamber bana böyle bir görev verdi” dedi.
    Ebu Hureyre şöyle diyor: Ömer göğsüme öyle bir yumruk indirdi ki, yere serildim. Daha sonra şöyle dedi: “Ey Ebu Hureyre! Geri dön.” Ben de Peygamber (s.a.a)’in yanına dönerek ağladım. Daha sonra Ömer de ardımdan Peygamber (s.a.a)’in huzuruna geldi. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ebu Hureyre neden ağlıyorsun?”
    Ben: “Buyurduğun sözü Ömer’e söyledim. Ama o bana öyle bir yumruk vurdu ki yere yığılıp kaldım.”
    Peygamber (s.a.a): “Ömer neden böyle yaptın?”
    Ömer: “Ya Resulellah! Sen mi Ebu Hureyre’ye böyle bir emir verdin?”
    Peygamber (s.a.a): “Evet!”
    Ömer: “Hayır! Bu işi yapma! Çünkü ben halkın buna dayanarak iş-ten el çekmelerinden korkuyorum.”
    Peygamber (s.a.a) buyurdu: “Bırak el çeksinler!” [2]
    Burada Nevevi Ömer’den taraf bir özür getirmiştir. Kadı İyaz ve di-ğerleri de onu nakletmişlerdir. Özeti şudur ki: Ömer bu konuda Pey-gamber (s.a.a)’e itiraz etmedi. Ebu Hureyre’ye söylediği emri de red-detmedi. Ama müminlerin, müjde ile gevşeyip amel etmeyi terk etmele-rinden korktu. Bu yüzden konuyu gizlemenin müminlerin yararına ve haberin iblağ edilmemesinin daha yerinde olduğunu gördü. İşte bu du-rum, Ömer’in Ebu Hureyre’yi vurmasına ve onu geri çevirmesine sebep oldu! Yine aynı sebepten dolayı Peygamber (s.a.a)’e: “Bu işi yapma!” dedi ve O’nu, müminlere cenneti müjdelemekten sakındırdı!!!
    Yazar: Sayın okurlar çok iyi bilmektedirler ki, bunların getirdiği mazeretler bizim söylediğimiz “nass karşısında içtihattır.” Şu manaya ki, Ömer kendi görüşünü, Peygamber (s.a.a)’in emrine itaat etmekten öne geçirdi!
    Buna ilave olarak Ömer sadece kendi görüşünü Peygamber (s.a.a)’in emrine itaat etmekten öne geçirmekle kalmıyor, Peygamber (s.a.a)’in görevlendirdiği Ebu Hureyre’yi öylesine acımasızca ihanetle vuruyor ki adamcağız mak'atı üzere yere düşüyor!
    Bununla da yetinmeyerek Peygamber (s.a.a)’i de verdiği emri iptal etmeye zorlamaya yelteniyor. Zira tam bir küstahlıkla “Bu işi yapma” diyor.
    Ama Peygamber (s.a.a) kendine mahsus sabrıyla ona karşı cevap ve-riyor. Nitekim ALLAH Teala buyuruyor ki: “O vakit ALLAH’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. O halde onları affet; bağışlanma-ları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık ALLAH’a dayanıp güven. Çünkü ALLAH, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” [3]
    Ömer’in itirazı Peygamber (s.a.a)’in yanında hiçbir etkisi yoktu. Çünkü Peygamber (s.a.a) o müjdeyi şahsen ve ALLAH’a dayanarak ümmete açıkladı. Ömer’in kendisi, Osman, Muaz b. Cebel, Übade b. Samit, Ütban b. Malik ve diğerleri de bu müjdeyi Peygamber (s.a.a)’den duymuş ve bütün İslam mezhepleri arasında dini zaruretlerden birisi olarak sayılmıştır.
    Bu konuda akıl sahiplerini hayrete düşüren şey ise, Ehl-i Sünnet’in Allame Nevevi ve Kadı İyaz gibi büyük alimlerinin, hakkın Ömer’le yana olmasını söylemeleridir! İddia etmişler ki, Ömer görüşünü açıklayınca Peygamber (s.a.a) onu tasdik etti!! Ama biz tüm muhal ve batıl amellerden ALLAH’a sığınırız!! [4]
    Şimdi Nevevi’nin sözünü okurlarımız için aktarıyoruz: “Bu hadiste -Ebu Hureyre hadisi- bir delil vardır ki, önderler ve büyükler bir görüşe sahip oldukları ve onlara tabi olanlardan birisinin de onların görüşüne ters bir görüşü olduğu zaman, önderin bu görüşü incelemesi için tabi olan şahıs görüşünü öndere arz eder. Eğer önder tabi olan şahısın görü-şünün doğru olduğunu anlarsa, kendi görüşünü bırakıp onun görüşüne uyması gerekir. Aksi takdirde tabi olan şahısın aklına gelen soruya cevap vermelidir...” [5]
    Yazar: Bu söz, önderin hak bir Peygamber olmadığı bir zamanda doğrudur. Ama önder peygamberse, ona tabi olan herkesin onu dinlemesi, ne derse itaat etmesi ve ona inanması gerekir. ALLAH (c.c) şöyle buyurmaktadır:
    “Peygamber size ne verdiyse onu alın; size ne yasakladıysa ondan da sakının. ALLAH’tan korkun. Çünkü ALLAH’ın azabı çetindir...” [6]

    [1] - Dikkat edilmelidir ki, merhum yazar rivayetlerini Ehl-i Sünnet’in kaynak-larından getirmektedir. Yoksa Ebu Hureyre’nin bizim yanımızda hiçbir değeri yoktur. Yazarın Ebu Hureyre kitabına müracaat ediniz. (M.)
    [2] - Sahih-i Buhari, c. 1, babı: “Men lekALLAHe Teala bil-iman ve huve ğayru şakkin fiyhi dehalel cennete ve harume ala’n-nar.” Önceden de söylediğimiz gibi sayın yazar hadisleri Ehl-i Sünnet’in kaynaklarından getirmektedir. Yazarın asıl muhatapları onlardır. (M.)
    [3] - Âl-i İmran / 159.
    [4] - Biz de Peygamber (s.a.a)’e atfedilen her türlü yalan ve doğru olmayan nispetlerden ALLAH’a sığınırız. (M.)
    [5] - Şerh-i Nevevi, c. 1, s. 404.
    [6] - Haşr / 2.

YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X