BİSMİHİ TEALA
HAMD ALEMLERİN RABBİ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
RABB'İMDEN HAK İLE BATILI AYIRIP DOĞRULARLA OLMAYI MUAVVAK KILMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Azizi ve Değerli kardeşlerim;
Kuran’da Gadir-i HumBu iki konunun birbirinden tamamen bağımsız olduğunu ispatlayacak delillerimiz şunlardır
Muhammed Ali Adaleti
Kabe’nin Rabbi’nin adıyla
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزٖيرِ وَمَا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَة وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطٖيحَةُ وَمَا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِ ذٰلِكُمْ فِسْقٌ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ دٖينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتٖى وَرَضٖيتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ دٖينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فٖى مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
“Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Maide,3)
Bu ayette iki ayrı konu birlikte beyan olunmuştur: Birincisi eti yenilmesi haram olan yiyecekler ile ilgili iken ikincisi dinin kamil olması ve kafirlerin ümitsiz olmasıdır. Bu iki konunun birbirinden tamamen bağımsız olduğunu ispatlayacak delillerimiz şunlardır:
1- Kafirlerin dini yıkmaktan ümitlerini kesmeleri ile ayette zikredilen haramlara riayet edip etmemek arasında bağlantı olmaması.
2 – Ayetin nüzul sebebi olarak hem Şia’dan hem de Ehlisünnetten gelen rivayetler bize bunu ispatlamaktadır. Cümlenin beyan yeri : الْيَومَ يَئِسَ الَّذٖينَ كَفَرُواve اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ dir. Kendisinden önceki ve sonraki cümlelerle -ki murdar olan yiyeceklerin ahkamından bahsetmektedir- bir bağı yoktur.
3 – Şia’dan ve Ehlibeyt’ten gelen rivayetlere göre ;اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْayetin bu kısmı Ali ibn Ebu Talib(as)’ın Gadir-i Hum’da imamet makamına tayin edilmesinden sonra nazil olmuştur.
4 – Nakli delillere teveccüh etmeden sadece akli tahlillerle bile bu konuyu açıklığa kavuşturabiliriz.Çünkü o gün 4 önemli konu beyan olmuştur :
1-Kafirlerin ümitsiz olma günü 2-Dinin kemal günü 3-İnsanlar üzerinde Allah’ın nimetlerinin tamamlanma günü 4-İslam’ın bir kamil din olarak Allah tarafından kabul edildiği gün.
Eğer İslam tarihinin önemli olaylarını inceleyecek olursak mesela; biset, hicret, Mekke’nin fethi, savaşlar vs.. –ki hepsi önemli ve büyük olaylardır- hiçbiri bu ayette zikredilen yukarıdaki 4 sıfatla ilgili değillerdir. Hatta Veda Haccı…Çünkü hac furuud-din’dendir ne usul-u din.
Mesela biset günü; Allah Resulü(saa)’nün risaletinin başlangıç günüdür ve hiç kimse diyemez ki bisetin ilk günü din kamil olmuştur.
Mesela hicret; Allah Resulü (saa)’nün Allah’ın emri doğrultusunda Mekke’den hicret etmesi ve kafirlerin Allah Resulü (saa)’nün evine hücum ettikleri gün ne ümitsiz oldukları gün.
Mesela savaş günleri; Bedir, Hendek ve diğerleri… Sadece savaş alanında bulunan kafirler ümitsizliğe düşmüşlerdir bütün kafirler değil. Ama Kur’an bu ayette bütün kafirlerin ümitsiz olduklarından bahsetmektedir.
Mesela Veda Haccı; insanlar haccın adabını Allah Resulü(saa)’nden uygulamalı olarak öğrenmişlerdir. Ve sadece Hacc adabı Allah Resulü (saa)’nden öğrenmekle kamil olmuştur, bütün din değil. Ama Kur’an ne buyuruyor : “Bugün dininizi kemale erdirdim.”
Ama Gadir-i Hum; öyle bir gündür ki, Allah Teala İmam Ali(as)’nin Allah Resulü(saa)’nün velisi ve halifesi olarak tayin edildiğini buyurmuştur. Ve sadece o gün ayette bahsedilen dört sıfat ile “Kemale erdirme, nimeti tamamlama, Allah’ın İslam’dan razı olması ve kafirlerin ümitsiz olması” mutabıktır.
Kafirlerin ümitsiz olması konusuna gelince: Kafirler iftira, savaş, suikast girişimleriyle Allah Resulü(saa)’nün canına kastettiler. Ama bütün bunlarda başarısız oldular. Tek ümitleri Allah Resulü(saa)’nün ölmesiydi. Ama İmam Ali(as)’nin imamet ve hilafet makamına atanmasıyla İslam’ın Allah Resulü(saa)’nün vefatından sonra mahvolmayacağını idrak ettiler. Çünkü öyle bir şahıs –ki Ali ibn Ebi Talib(as)- Allah Resulü(saa)’nün halifesi ve İslam ümmetinin rehberi olmuştur ki, bütün kafirler işte o gün artık tamamen İslam’ın yok olmasından ümitsizliğe düşmüşlerdir.
Dinin kemali konusuna gelince: Kanunlar ve emirler kamil olsa da, eğer ümmet için masum ve kamil bir rehber tayin olunmazsa o kanun ve emirler eksik olur.İşte bu yüzden Ali bin Ebu Talip(as)’in tayininden sonra dinin kamil olduğunu bildiren ayet nazil olmuştur.
Nimetin tamamlanması konusuna gelince: Kur’an en büyük nimeti, ümmetin rehberi ve hidayeti olarak açıklamıştır. Çünkü eğer Allah Resulü (saa) bu işi yapmadan dünyadan göçse toplum rehbersiz kalacaktı. İlahi bir rehber tayin olmadan nimet nasıl tamam olabilir ki?
Allah’ın razılığı konusuna gelince: Ancak ve ancak kamil kanunlar adil bir uygulayıcı ile beraber olunca Allah’ın razılığı söz konusu olur.
Saymış olduğum bütün bu sıfatlar “Dinin kemale ermesi, nimetin tamamlanması, Allah’ın razılığı ve kafirlerin ümitsiz olması” tek bir günde vuku bulmuşsa bütün bunlar o günü eyyamullah (Allah’ın günleri) olarak kabul etmek için yeterlidir. İşte bu sebeple Ehlibeyt(as)’den gelen rivayetlerde Gadir-i Hum en büyük bayramlardan sayılmaktadır.
Allah'a emanet olun
HAMD ALEMLERİN RABBİ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
RABB'İMDEN HAK İLE BATILI AYIRIP DOĞRULARLA OLMAYI MUAVVAK KILMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Azizi ve Değerli kardeşlerim;
Kuran’da Gadir-i HumBu iki konunun birbirinden tamamen bağımsız olduğunu ispatlayacak delillerimiz şunlardır

Kabe’nin Rabbi’nin adıyla
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزٖيرِ وَمَا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَة وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطٖيحَةُ وَمَا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِ ذٰلِكُمْ فِسْقٌ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ دٖينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتٖى وَرَضٖيتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ دٖينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فٖى مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
“Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Maide,3)
Bu ayette iki ayrı konu birlikte beyan olunmuştur: Birincisi eti yenilmesi haram olan yiyecekler ile ilgili iken ikincisi dinin kamil olması ve kafirlerin ümitsiz olmasıdır. Bu iki konunun birbirinden tamamen bağımsız olduğunu ispatlayacak delillerimiz şunlardır:
1- Kafirlerin dini yıkmaktan ümitlerini kesmeleri ile ayette zikredilen haramlara riayet edip etmemek arasında bağlantı olmaması.
2 – Ayetin nüzul sebebi olarak hem Şia’dan hem de Ehlisünnetten gelen rivayetler bize bunu ispatlamaktadır. Cümlenin beyan yeri : الْيَومَ يَئِسَ الَّذٖينَ كَفَرُواve اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ dir. Kendisinden önceki ve sonraki cümlelerle -ki murdar olan yiyeceklerin ahkamından bahsetmektedir- bir bağı yoktur.
3 – Şia’dan ve Ehlibeyt’ten gelen rivayetlere göre ;اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْayetin bu kısmı Ali ibn Ebu Talib(as)’ın Gadir-i Hum’da imamet makamına tayin edilmesinden sonra nazil olmuştur.
4 – Nakli delillere teveccüh etmeden sadece akli tahlillerle bile bu konuyu açıklığa kavuşturabiliriz.Çünkü o gün 4 önemli konu beyan olmuştur :
1-Kafirlerin ümitsiz olma günü 2-Dinin kemal günü 3-İnsanlar üzerinde Allah’ın nimetlerinin tamamlanma günü 4-İslam’ın bir kamil din olarak Allah tarafından kabul edildiği gün.
Eğer İslam tarihinin önemli olaylarını inceleyecek olursak mesela; biset, hicret, Mekke’nin fethi, savaşlar vs.. –ki hepsi önemli ve büyük olaylardır- hiçbiri bu ayette zikredilen yukarıdaki 4 sıfatla ilgili değillerdir. Hatta Veda Haccı…Çünkü hac furuud-din’dendir ne usul-u din.
Mesela biset günü; Allah Resulü(saa)’nün risaletinin başlangıç günüdür ve hiç kimse diyemez ki bisetin ilk günü din kamil olmuştur.
Mesela hicret; Allah Resulü (saa)’nün Allah’ın emri doğrultusunda Mekke’den hicret etmesi ve kafirlerin Allah Resulü (saa)’nün evine hücum ettikleri gün ne ümitsiz oldukları gün.
Mesela savaş günleri; Bedir, Hendek ve diğerleri… Sadece savaş alanında bulunan kafirler ümitsizliğe düşmüşlerdir bütün kafirler değil. Ama Kur’an bu ayette bütün kafirlerin ümitsiz olduklarından bahsetmektedir.
Mesela Veda Haccı; insanlar haccın adabını Allah Resulü(saa)’nden uygulamalı olarak öğrenmişlerdir. Ve sadece Hacc adabı Allah Resulü (saa)’nden öğrenmekle kamil olmuştur, bütün din değil. Ama Kur’an ne buyuruyor : “Bugün dininizi kemale erdirdim.”
Ama Gadir-i Hum; öyle bir gündür ki, Allah Teala İmam Ali(as)’nin Allah Resulü(saa)’nün velisi ve halifesi olarak tayin edildiğini buyurmuştur. Ve sadece o gün ayette bahsedilen dört sıfat ile “Kemale erdirme, nimeti tamamlama, Allah’ın İslam’dan razı olması ve kafirlerin ümitsiz olması” mutabıktır.
Kafirlerin ümitsiz olması konusuna gelince: Kafirler iftira, savaş, suikast girişimleriyle Allah Resulü(saa)’nün canına kastettiler. Ama bütün bunlarda başarısız oldular. Tek ümitleri Allah Resulü(saa)’nün ölmesiydi. Ama İmam Ali(as)’nin imamet ve hilafet makamına atanmasıyla İslam’ın Allah Resulü(saa)’nün vefatından sonra mahvolmayacağını idrak ettiler. Çünkü öyle bir şahıs –ki Ali ibn Ebi Talib(as)- Allah Resulü(saa)’nün halifesi ve İslam ümmetinin rehberi olmuştur ki, bütün kafirler işte o gün artık tamamen İslam’ın yok olmasından ümitsizliğe düşmüşlerdir.
Dinin kemali konusuna gelince: Kanunlar ve emirler kamil olsa da, eğer ümmet için masum ve kamil bir rehber tayin olunmazsa o kanun ve emirler eksik olur.İşte bu yüzden Ali bin Ebu Talip(as)’in tayininden sonra dinin kamil olduğunu bildiren ayet nazil olmuştur.
Nimetin tamamlanması konusuna gelince: Kur’an en büyük nimeti, ümmetin rehberi ve hidayeti olarak açıklamıştır. Çünkü eğer Allah Resulü (saa) bu işi yapmadan dünyadan göçse toplum rehbersiz kalacaktı. İlahi bir rehber tayin olmadan nimet nasıl tamam olabilir ki?
Allah’ın razılığı konusuna gelince: Ancak ve ancak kamil kanunlar adil bir uygulayıcı ile beraber olunca Allah’ın razılığı söz konusu olur.
Saymış olduğum bütün bu sıfatlar “Dinin kemale ermesi, nimetin tamamlanması, Allah’ın razılığı ve kafirlerin ümitsiz olması” tek bir günde vuku bulmuşsa bütün bunlar o günü eyyamullah (Allah’ın günleri) olarak kabul etmek için yeterlidir. İşte bu sebeple Ehlibeyt(as)’den gelen rivayetlerde Gadir-i Hum en büyük bayramlardan sayılmaktadır.
Allah'a emanet olun