Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
‘’Kahrolsun Ashab-ı Uhdud. Öylesine ateş ki odunları var. O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar.’’ (1)Büruc/4-6
Ali b. İbrahim şöyle rivayet ediyor: ‘’Uhdud; Habeşe’yi Yemen’e tercih eden Zunevas namındaki bir padişahtır. Zunevas, Humeyr padişahların sonuncusudur. O padişah Yahudi dinindendi. Humeyr halkı da onun ile birlikte Yahudi dinine tabi olmuşlardı. Zunevas Yahudi dinine geçtikten sonra, adını değiştirip Yusuf koymuştur. Bir müddet bu din üzerinde kaldı. Bir zamanlar o padişaha, Necran’da bir kısım halkın Hırıstiyan olduklarını haber verdiler. Bu Hırıstiyanlar, hz İsa as’ın dinine tabi olup incil’in hükmü gereği amel ediyorlardı. Zunevas’ın halkı, padişahlarını, Necran tarafına ordular çekip, zorlada olsa o Hırıstiyanları Yahudi dinine sokmaları için teşvik ettiler. Zunavas, halkın sözüne uydu. Orduları ile birlikte Necran vilayetine girdi. Oranın halkını bir araya topladı. Kendi dini olan Yahudi dinine tabi olmalarını istedi. Fakat Necran halkı onun bu isteğini kabul etmeyip karşı çıktılar. Padişah isteğinde ısrar etti. Yine kabul görmedi. Padişah Zunavas askerlerine birçok çukurlar açtırıp içerisini odunlarla doldurttu. Ateş verdirtti. Necran halkının bir kısmını o ateşlerde yaktırdı bir kısmını da kılıçtan geçirdi bir kısmını da değişik işkencelerle yok ettirdi. Necran halkından biri olan kirdus, atına binerek o şehirden kaçmayı başardı. Zunevas’ın adamları her ne kadar atlarıyla onu yakalamak istedilerse de, bir türlü başarılı olamadılar. Daha sonra Zunevas ordusu ile Sen’a’ya döndü. İşte Kuran’ı Kerim’deki bu ayetler bu hadiseye işarettir.’’
[font=]Bir gün hz Ali as Necranlı olan bir hırıstiyan alimi huzuruna çağırıp ondan ashabı Uhdud’un hikayesini sordu. Hırıstiyan alim de o hazrete anlattı. Hz Ali as hırıstiyan alime: ‘’Hayır, asıl hadise senin anlattığın gibi değildir.’’diye buyurdu ve ona: ‘’ Şimdi sana anlatayım’’ diye şöyle buyurdu: ‘’[/font]
Yorum