Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ASHABI UHDUD VE MECUS PEYGAMBER HAKKINDA

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    ASHABI UHDUD VE MECUS PEYGAMBER HAKKINDA


    Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

    ‘’Kahrolsun Ashab-ı Uhdud. Öylesine ateş ki odunları var. O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar.’’ (1)Büruc/4-6

    Ali b. İbrahim şöyle rivayet ediyor: ‘’Uhdud; Habeşe’yi Yemen’e tercih eden Zunevas namındaki bir padişahtır. Zunevas, Humeyr padişahların sonuncusudur. O padişah Yahudi dinindendi. Humeyr halkı da onun ile birlikte Yahudi dinine tabi olmuşlardı. Zunevas Yahudi dinine geçtikten sonra, adını değiştirip Yusuf koymuştur. Bir müddet bu din üzerinde kaldı. Bir zamanlar o padişaha, Necran’da bir kısım halkın Hırıstiyan olduklarını haber verdiler. Bu Hırıstiyanlar, hz İsa as’ın dinine tabi olup incil’in hükmü gereği amel ediyorlardı. Zunevas’ın halkı, padişahlarını, Necran tarafına ordular çekip, zorlada olsa o Hırıstiyanları Yahudi dinine sokmaları için teşvik ettiler. Zunavas, halkın sözüne uydu. Orduları ile birlikte Necran vilayetine girdi. Oranın halkını bir araya topladı. Kendi dini olan Yahudi dinine tabi olmalarını istedi. Fakat Necran halkı onun bu isteğini kabul etmeyip karşı çıktılar. Padişah isteğinde ısrar etti. Yine kabul görmedi. Padişah Zunavas askerlerine birçok çukurlar açtırıp içerisini odunlarla doldurttu. Ateş verdirtti. Necran halkının bir kısmını o ateşlerde yaktırdı bir kısmını da kılıçtan geçirdi bir kısmını da değişik işkencelerle yok ettirdi. Necran halkından biri olan kirdus, atına binerek o şehirden kaçmayı başardı. Zunevas’ın adamları her ne kadar atlarıyla onu yakalamak istedilerse de, bir türlü başarılı olamadılar. Daha sonra Zunevas ordusu ile Sen’a’ya döndü. İşte Kuran’ı Kerim’deki bu ayetler bu hadiseye işarettir.’’

    [font=]Bir gün hz Ali as Necranlı olan bir hırıstiyan alimi huzuruna çağırıp ondan ashabı Uhdud’un hikayesini sordu. Hırıstiyan alim de o hazrete anlattı. Hz Ali as hırıstiyan alime: ‘’Hayır, asıl hadise senin anlattığın gibi değildir.’’diye buyurdu ve ona: ‘’ Şimdi sana anlatayım’’ diye şöyle buyurdu: ‘’[/font]
    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
    Hz.Peygamber (saa)

    #2
    Ynt: ASHABI UHDUD VE MECUS PEYGAMBER HAKKINDA

    Yüce Allah Habeşe halkından, Habeşelilere bir peygamber gönderdi. Fakat Habeşeliler o peygamberi yalanlayıp onunla savaştılar. Ashabının çoğunu da öldürdüler. Ashabından geriye kalanları da peygamber ile birlikte esir aldılar. Daha sonra çukur kazıp içerisini odunla doldurdu ve ateşe verdiler. Peygambere iman edenleri ateşlerin kenarına getirdiler.’’ Bu peygambere iman etmekten vazgeçiniz’’ diye tehditte bulundular. İnançlarından vazgeçmeyenleri de ateşe atıp yaktılar.
    Böylece birçokları dinlerinden vaz geçtikeri için canlarını kurtardılar bir kısmı da dinlerinden vazgeçmedikleri için ateşe atılıp yakıldılar. Bir ara bir kadın getirdiler. Kadının kucağında da çocuğu vardı. Kadına :’’ Ya dininden vazgeçersin ya da seni ateşe atarız’’ diye tehdit ettiler. Kadın dininden vaz geçmedi. Kendini ateşe atmak isterken gözü çocuğunun yüzüne ilişti. O an çocuğuna acıyarak bir an durakladı. Yüce Allah’ın kudreti ile çocuk dile geldi. Annesine :’’ Ey anne! Beni de kendinle birlikte ateşe at, Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın rızasını kazanmak için ateşte yanmak, sağ kalmaktan çok daha iyidir.’’diye söyledi. Kadın da çocuğu ile birlikte kendini ateşe atıp yaktı.
    Yine hz Ali as’dan şöyle rivayet ediliyor: Mecusilerin hem kitapları ve hem de padişahları vardı. Bir gün padişahları içip sarhoş oldu. Sarhoş olduğu için de anne ve kız kardeşi ile zina etti. Kendine geldikten sonra yaptığı bu iş ona çok ağır geldi. Yaptığı ayıbı kapatmak için halkına anne ve kız kardeşi ile zina etmenin helal olduğunu söyledi. Halkı bu söze ve işe karşı çıkınca, çukurlar kazdırıp, içinde ateşler yaktırdı. Karşı çıkanları yaktırdı.
    Hz Muhammed Bakır as’dan şöyle rivayet ediliyor: İkinci halife Ömer, Şam yöresinde bulunan bir vilayeti fethetmek için komutanlardan birinin emri altında bir ordu gönderdi. Müslüman ordusu o vilayeti fethetti. Halkını da Müslüman etti. Sonran oranın halkı için mescit yaptılar. Mescit yapılıp tamamlandıktan sonra yıkılıp harap oldu. Tekrar yaptılar. Tekrar yıkıldı. Üçüncü kez de yıkılınca ordu komutanı bu durumu halifeye bildirdi. Halife, Allah Resulünün (saa) tüm ashabını yanına topladı. Durumu onlara anlattı ancak onlar da cevabını bulamadılar. Sonra bu durumu hz Ali as’ın huzuruna ilettiler. Hz Ali as bu durumu şöyle izah etti: ‘’Yüce Allah o yörenin halkına bir peygamber gönderdi. O yörenin haklı peygamberini öldürüp, o mescidi diktikleri yere defnettiler. Şimdi o peygamber kanına boyanmış bir şekilde o mescid yapılan yerde defnedil iş duruyor. Şimdi o ordu komutanına yazın orayı kazsınlar, sanki şimdi gömülmüş gibi bulacaklar. Sonra da ona cenaze namazı kılıp falan yere defnetsinler. İşte ondan sonra da mesicidi yapsınlar artık yıkılmayacaktır.’’ Hz Ali as’ın söylediklerini aynen yaptılar ve mescid yıkılmadı. Hz Ali as’a o peygamberin kim olduğunu sorduklarında, ‘’Ashan’ı Uhdud’un peygamberi’’ olduğunu söyledi.
    Diğer bir rivayette de şöyle naklediliyor: bir gün hz Ali as vaaz için minbere çıktı: ‘’ Beni kaybetmeden önce soracaklarınızı sorun’’ diye buyurdu. Keys oğlu Eşas namındaki münafık biri ayağa kalktı: ‘’ Ya Emir’el Müminin! Mecusilerden nasıl olurda cizye (baş vergisi) alıyorsunuz, halbu ki onların ne bir peygamberi vardır ne de kitap gelmiştir.’’ diye söyledi. Hz Ali as ona şöyle cevap verdi: ‘’ Hayır, sizlerin bildiği gibi değildir.’’Yüce Allah Mecusilere hem kitap hem de peygamber göndermiştir. Onların bir padişahı vardı. Bir gece içip sarhoş oldu. Kendini bilmediği için kızını yakalayıp zina etti. Sabah olunca bu haber halkı arasında yayıldı. Padişahın sarayının önüne toplandılar. Padişaha:’’ Ey padişah bizim dinimizi neden lekeledin ve bizlerin inancını neden batıl ettin?’’ dışarı çık seni sahraya götürüp recm edeceğiz (taşlamak) diye bağırdılar. Padişah onlara şöyle söyledi:’’ ey halkım! Şimdi beni iyi dinleyin benim bu söyleyeceklerime hak verirseniz ben el çekin veya siz de öyle yapın. Beni haklı bulmazsanız dilediğinizi ban yapın.’’ Dedi. Halk hep bir ağızdan:’’ hadi söyle’’ diye haykırdılar. Padişah:’’ ey kavmim! Yüce Allah, dedemiz Âdem ile annemiz Havva’dan üstün bir varlık yaratmamıştır, öyle mi? Diye sordu. Halk evet doğru söylüyorsun öyledir. Dediler. Padişah: Ey kavmim adem kendi kızlarını kendi oğulları ile evlendirmedi mi? Halk evet,
    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
    Hz.Peygamber (saa)

    Yorum


      #3
      Ynt: ASHABI UHDUD VE MECUS PEYGAMBER HAKKINDA

      evlendirdi. Diye cevap veridiler. Padişah: öyleyse ben de Adem babamızın sünnetine amel ettim.’’ Dedi. Halk: Evet, iyi ettin hak din budur işte’’ diye cevap verdiler.

      Böylece padişahın yapmış olduğu o işe razı oldular ve birbirlerinin mahremler ile evlenmelerine dair söz verdiler. İşte bu amele mürtekip oldular. Yüce Allah da tüm ilimleri onların hafızasından sildi. Göndermiş olduğu kitabı da onların arasından yok etti. Böylece bunlar kâfir olup sorgusuz sualsiz cehenneme gidenlerden oldular.’’

      Yine birçok değişik rivayetlere göre Mecusilerin ‘’Camasib’’ namında bir peygamberleri vardı. Peygamberleri onlara bir de kitap getirmişti. O kitap on iki sığır derisi üzerine yazılıydı. Mecusiler peygamberlerini öldürdüler ve kitabı da yaktılar.
      Güvenilir bir rivayette de şöyle naklediyor: zındık biri Hz Cafer sadık as’dan bir kaç soru sordu. Sonunda da Müslümanlığı kabul etti. Sorduğu sorulardan bir kısmı şöyle idi: ‘’ Mecusilere peygamber gönderilmiş miydi? Öyle ki onların kendilerine dair güçlü kitapları, doyurucu vaazları, güzel misalleri var. Sevap ve günaha inançları vardır. Kendilerine has şeraitleri vardır ki o şeriatlarına amel ediyorlar.’’


      Hz Cafer sadık as şöyle cevap verdi: ‘’ Yüce Allah’ın peygamber göndermediği hiçbir ümmet yoktur. Mecusilere de bir kitap ile birlikte bir de peygamber göndermiştir. Mecusiler o peygamberi ve kitabı inkâr ettiler.’’
      Zındık: ‘’ Onların peygamberi kimdi? Bazıları Halid b. Sinan’ın olduğunu söylüyorlar’’diye sordu. Hazret şöyle cevap verdi: ‘’ Halid b. Sinan bedevi bir Arap’tır, peygamber değildir. Bu sözler halk tarafından söylenilen laftır.’’diye buyurdu.
      Zındık:’’ Zerdüşt mü onların peygamberiydi?’’ diye sordu. Hazret şöyle cevap verdi: ‘’ Zerdüşt, birkaç batıl şeyler onlara getirdi ve peygamberlik iddiasında bulundu. Bazıları ona inandı ve bazıları da iman etmedi. Sonunda da on şehirden çıkardılar. Vahşi çöl hayvanları onu parçalayıp helak etti. Zındık: ‘’ Mecusiler mi hakka daha yakındırlar, cahiliyet dönemindeki Araplar mı?’’ diye soruldu.
      Hazret şöyle cevap verdi:’’ Cahiliye dönemindeki Araplar, hz İbrahim’in hanif dinine Mecusilerden daha yakınlardı. Zira Mecusiler tüm peygamber ve kitapları inkâr ettiler. Hiçbir peygamberin getirdiklerine iman etmediler. Mecusilerin padişahı olan ‘’ Kenhir’’, geçmiş dönemlerdeki üç yüz peygamberi şehit etti. Mecusiler cenabet guslü dökmüyorlardı, ama Araplar döküyorlardı. Mecusiler sünnet olmuyorlardı. Halbu ki sünnet, peygamberlerin sünnetlerindendi. İlk sünnet eden şahıs da hz İbrahim peygamberdir. Mecusiler kendi ölülerine cenaze guslü vermiyorlar ve kefene sarmıyorlardı. Halbu ki Araplar bunları yapıyorlardı. Mecusiler ölülerini sahraya atıyorlardı. Halbu ki kâfir Araplar ölüyü toprağa gömüyor ve ona beşik kazıyorlardı. Peygamberlerin de sünnet böyle idi. İlk kabir ve beşik kazılıp defnedilen şahıs, hz Adem peygamberdir. Mecusiler anne ve kız kardeşleri ile evlenmeyi helal kabul ediyorlardı. Halbu ki Araplarda böyle bir şey yoktu. Mecusiler, Kâbe’yi inkâr ediyorlardı, Araplar ise Kâbe’yi ziyaret edip hac amellerini yerine getiriyorlardı. Kâbe’ye ‘’ Allah’ımızın evidir.’’diye söylüyorlardı. Tevrat ve İncil’e inanıyorlardı. Kitap ehlinden dini konuları soruyorlardı. Birçok konuda Araplar hak dine Mecusilerden daha yakındı.
      Zındık: ‘’ Mecusiler kız kardeşlerini nikâh etmekte, Hz Âdem’in sünnetini uyguluyorlardı’’diye sordu. İmam: ‘’ annelerini ve kendi kızlarını nikâhlamada neye dayanıyor ve hangi sünnet işliyorlar?

      Ve kendileri de Âdem, Nuh, Musa, İsa ve diğer peygamberlere haram işlediklerine dair isnatlarda bulunuyorlar.’’

      Hasan Kanaatlı (Peygamberlerin Hayatı cilt 2)
      Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
      Hz.Peygamber (saa)

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X