Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

    alıntı.. eski bir yazı..

    Kabe Baskını ve Kabe'de Kan Akıtılması

    Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 169)

    İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)

    Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir bu kanlı Kabe baskını da Mehdi'nin diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.

    Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır.
    1979 (Hicri 1400)'da gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama'nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile İranlı hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:

    Resulullah buyurdu: Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)

    Ramazan'da bir seda olur. Şevval'de de bir seda olur. Zilkade'de kabileler çarpışır. Zilhicce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." (Ramuz El Hadis, 2/518)

    Şevval ayında ayaklanma, Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. Hacılar soyulacak kanları akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)

    Zilkade ayında kabileler savaşır, hacılar kaçırılır, melhameler olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 34)
    "İkdiddurer" isimli kitaptaki alametlerden: Şevval'de savaş nidaları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur, yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beyt-ül Muazzam'ın yanında büyük günahlar işlenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)

    Yukarıdaki hadiste, Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) içinde değil, yanında çıkacak olaylara dikkat çekilmektedir. 1407 yılının Zilhicce ayında (Hac mevsiminde) meydana gelen olaylar da ilkinden farklı olarak Kabe'nin içinde değil, yanında gerçekleşmiştir. En başta anlattığımız olay ise 1 Muharrem 1400'de Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) bizzat içerisinde olmuştu. Her iki hadise de rivayetlerin işaretine uygun bir şekilde gerçekleşmiştir.

    Kabe'de kan akıtılması, hacıların katledilmesi gibi, hadislerde haber verilen böyle önemli iki büyük hadisenin Hz. Mehdi hakkında bildirilen tüm alametlerin çıktığı dönemde birbiri ardına gerçekleşmesinin bir rastlantı olması oldukça zor gözükmektedir.

    Hadislerde geçen ifadeleri incelediğimizde de aynı dönemle ilgili önemli olaylara işaretler bulunduğu görülecektir:

    ... Zilhicce'de harb ve kıtal olur.
    Hadislerde, bu savaş ve çatışmalardan, hacıların öldürülmesi konusu ile birlikte bahsedilmesi söz konusu olayların aynı zaman diliminde meydana geleceklerini göstermektedir. Aynı dönem, İran-Irak Savaşının çıktığı, Türkiye'nin güney doğusunda, Ortadoğu ülkelerinde çatışma ve karışıklıkların en yoğun yaşandığı bir dönemdi.

    ... Şevval'de savaş nidaları olur.
    Yine aynı zamanlarda Basra Körfezi'ndeki gerginliğe, İran-Amerika arasındaki gerginleşme ve savaş durumuna dikkat çekilmiş olabilir.

    #2
    Ynt: Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

    Mehdi İnkılabının İran topraklarında zuhuru ile aşka gelen ve Kâbe'de gerçek "İbrahimî Hacc"a yönelen hamiyetli İranlı ve Lübnanlı hizbullahi müslümanlar, sırf Tevbe Süresinin ilk ayetindeki ültimatomu yerine getirip "Kahrolsun Amerika! Kahrolsun İsrail!" sloganları attıkları için âl-i Suud'ca hunhar bir şekilde şehit edilmişler..

    Bu olaya rağmen, hadis kitaplarında, Mehdi'nin (a.s) zuhurunun işaretlerinden sayılan cani suudilerin Kâbe Katliamındaki nokta müslümanlarca tam olarak teslim edilmemiş..

    Ne yazık ki, bazı sünni kesim, mezhepçilikleri yüzünden asırlarca bekledikleri Mehdi İnkılabına bağlanmamışlar..

    Necip Fazıl dahi, 1978 yılında Mehdi İnkılabına duyduğu özlemi;

    1400'e bir yıl var, Yaklaştı zamanımız,

    Bu asırda gelir mi dersin, kahramanımız..

    şeklinde beyan ederken.. Şiirinden bir yıl sonra gerçekleşen İslam İnkılaba ilgisiz kalmış..

    Keza, Said Nursi gibi nice islam alimleri İslam Devriminin tarihini H. 1400 M. 1979 diye bildirirken
    ve "Din Süreyya'da dahi olsa onu yeryüzüne indirecek olan Farisiler/İranlılar.." hadisini te'vil eden;
    "Şarkta (doğuda) nurani zatlar zuhur edecek. Ben bunu çok intizar ettim ve ediyorum.. Ama çiçekler baharda gelir.." "Ben kışta geldim, siz (bir sonraki nesil) cennet-asa bir baharda geleceksiniz.."
    diye İran İslam İnkılabına işaret etmelerine rağmen.. talebeleri olduğunu söyleyenlerin büyük bir kısmı gerçeğe gözlerini kapamışlardır..

    Ümit ediyorum ki, samimi ve gayretli sünni kardeşler, kendi hadis ve tefsir kitaplarındaki bu işaretleri artık görür ve şii olmasalar da İslam İnkılabına bağlanırlar.. Bir "Hürr" oluverirler..

    Yorum


      #3
      Ynt: Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

      Keza, Said Nursi gibi nice islam alimleri İslam Devriminin tarihini H. 1400 M. 1979 diye bildirirken
      ve "Din Süreyya'da dahi olsa onu yeryüzüne indirecek olan Farisiler/İranlılar.." hadisini te'vil eden;
      "Şarkta (doğuda) nurani zatlar zuhur edecek. Ben bunu çok intizar ettim ve ediyorum.. Ama çiçekler baharda gelir.." "Ben kışta geldim, siz (bir sonraki nesil) cennet-asa bir baharda geleceksiniz.."
      diye İran İslam İnkılabına işaret etmelerine rağmen.. talebeleri olduğunu söyleyenlerin büyük bir kısmı gerçeğe gözlerini kapamışlardır..

      Ümit ediyorum ki, samimi ve gayretli sünni kardeşler, kendi hadis ve tefsir kitaplarındaki bu işaretleri artık görür ve şii olmasalar da İslam İnkılabına bağlanırlar.. Bir "Hürr" oluverirler..

      Bu hakikatlere emevi sünniliği bigane kalırken İslam İnkılabını idrakten yoksun şiiler de bigane kalmaktadırlar.
      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

      Yorum


        #4
        Ynt: Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

        evet maalesef.. özellikle kavmiyetçi şiiler ve gulat da islam inkılabına gözlerini yummuş..
        Kur'an'da Maide, 55, Fecr Suresi gibi nice ayetler..
        Sünni ve Şii kaynaklardaki nice hadislerin işaretine rağmen İslam İnkılabına can-feda bağlanmamışlar..
        inşallah çabuk bu garazlardan vaz geçip İnkılaba yar olurlar..

        Yorum


          #5
          Ynt: Harameyn Haramileri ve Kabe Katliamı

          Sosyal hayatın içinde sosyal bir şekilde olmayanlar, insanları ıslah programlarında fiilen organize etme çabası içinde olmayanlar, kitleleri hedefler için canlı harekete içine sokma gibi bir dertleri olmayanlar İslam İnkılabının kıymetini asla anlayamazlar.


          Hele de sosyal hayatı fırından ekmek, pazardan sebze manavdan meyve almak sanıp, bir kaç tartışma meraklısı bir kaç insanla gerçek veya sanal alemde dini konularda sohbeti islama hizmet sanıp kitaplar içinde kaybolup mezar taşlarını kitaplardan örenler hiç anlayamazlar.


          İslam İnkılabını batının sosyologları, psikologları, toplum uzmanları, filozofları çok mükemmel bir tarzda anlamış bunun için İslam İnkılabını durdurmak için bütün dünya küfrünü organize etmişken, bizim adamlarımız sanki İslam İnkıılabı olsada oluuuur olmasada olur edası içindedirler.
          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X