İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei bu konuşmayı 1986 yılında Meşhed'de düzenlenen "Uluslararası Hz. İmam Rıza (a.s) Kongresi"nde yapmıştır.
Veliyyi Emri Müslimin Ayetullah HAMENEİ
Bismillahirrahmanirrahim
Veliyyi Emri Müslimin Ayetullah HAMENEİ
Bismillahirrahmanirrahim
Öteden beri var olan arzulardan birinin, bu toplantıda gerçekleşmiş olmasından dolayı, Allah'a şükürler olsun. Ehli Beyt İmamlarının (a.s) gurbeti (yalnızlığı), bu büyük insanların yaşam dönemleriyle son bulmadı. Asırlar boyunca, bu büyüklerin yaşamlarının önemli, belki de asıl boyutlarına ilgi gösterilmemesi, onların tarihi gurbetine süreklilik kazandırmış oldu. Bu asırlar boyunca yazılmış olan kitaplar ve yazılı belgeler yakinen benzersiz bir değer taşımaktalar; çünkü bu büyüklerin yaşamı ile ilgili rivayetlerin bir bölümünü gelecek nesiller için koruyabilmişlerdir. Fakat 250 yıl boyunca hidayet imalarının yaşamının uzanan çizgisini oluşturan "şiddetli mücadele unsuru", onların ilmi ve manevi boyutları ile ilgili rivayetler, hadisler ve şerhi haller (biyografiler) arasında kaybolmuştur. Biz imamların yaşamını bir ders ve bir örnek olarak öğrenmeliyiz, yalnızca görkemli ve değerli bir hatıra olarak değil; bu da bu büyüklerin siyasi metod ve tavrının göz önünde bulundurulmasıyla mümkün olabilir.
Ben şahsen imamların (a.s) yaşamının bu boyutuna ilgi gösterdim. Şunu sizlere arzetsem iyi olur sanırım; ilk olarak 1972 yılında meşakketli bir imtihan ve zor olan bir sınama sırasında bu konuya ilgi göstermeye başladım. Her ne kadar daha önceleri imamlara, tevhid kelimesinin yükselmesi ve ilahi hükümetin kurulması için fedakârlık eden mücadeleciler olarak ilgi duyuyordumsa da, o dönemde ansızın benim için gün ışığına çıkan bir nükte oldu; o nükte şudur: Bu büyüklerin yaşamı bazılarının çelişki hissettiği zahiri farklılıklara rağmen, genel olarak hicretin on birinci yılında başlayan ve 250 yıl süreyle devam edip Hicri 260'ıncı senede Gaybeti Suğra'nın başlamasıyla son bulan uzun ve sürekli bir harekettir. Bu büyükler bir birliktirler ve bir şahsiyettirler. Onların hedef ve yönelişlerinin bir olduğundan şüphe edilemez. Öyleyse biz İmam Hasanı Müçteba'nın (a.s) yaşantısını ayrı, İmam Hüseyn'in (a.s) yaşantısını ayrı ve İmam Seccad'ın (a.s) yaşantısını ayrı olarak tahlil (analiz) edip, Allah etmesin, bu üç imamın siretinin (yaşamının) zahiri farklılıklardan dolayı birbirine muhalif ve birbiriyle çelişmekte olduğuna ilişkin tehlikeli yanılma tuzağına düşmeyelim.
Biz 250 sene yaşayan ve hicretin on birinci senesinde bir yola ayak basıp, Hicri 260'ıncı seneye kadar bu yolda yürüyen tek bir insan farzetmeliyiz. Bu büyük ve masum insanın tüm hareketleri bu bakış açısıyla anlaşılıp yorumlanabilir. Masum olmasa dahi, akıl ve hikmet sahibi olan her insan, uzun süreli bir harekette, yerine göre geçici taktikler ve alternatiflere sahip olacaktır. Bazen sert bir şekilde ve bazen de yumuşak bir şekilde hareket etmeyi gerekli görmesi mümkündür. Hatta bazen hekimane bir şekilde geri adım atması da mümkündür. Fakat o geriye adım atma dahi, onun hikmetini, ilmini ve kolladığı hedefi bilenler açısından ileriye doğru bir hareket sayılır. Bu bakış açısıyla, Emirül Mü'minin Ali'nin (a.s) yaşamı, İmam Müçteba'nın, İmam Hüseyn'in (a.s), ve H. 260 yılına kadar diğer sekiz imamın yaşamıyla birlikte, sürekli bir hareket oluşturmaktadır.
Bu konu o yıl benim dikkatimi çekti ve bu bakış açısıyla bu büyüklerin yaşamına girdim, her ne kadar ilerlediysem bu fikir daha da teyid olundu.
Tabii ki bu konuda konuşmak bir meclisin (oturumun) kapasitesini aşıyor. Fakat Resulullah'ın (s.a.a) Ehli Beyt'inden olan bu aziz büyükler ve masumların yaşamının sürekli bir siyasi yönelişle birlikte olduğuna dikkatle hayatlarının bu yönü ayrı bir konu olarak ele alınabileceğine binaen bugün bu konuya değineceğim. Geçen yılki mesajımda genel olarak imamların, özellikle de sekizinci imamın yaşamında had safhaya varan siyasi mücadeleye değinmiştim; bugün ise bunu biraz açmak ve ayrıntılarıyla arzetmek istiyorum.
Yorum