
İRAN’A GİDEN 20 KIZILBAŞ
TÜRKMEN’İN KATLEDİLMESİ
YAZI: 17 Zilka’da sene 962 (Eylül 1555), Padişah Kanuni dönemi, sadrâzam Kara Ahmed Paşa’dır. Osmanlı devletinin en muhteşem dönemi olup yabancılar bile Padişah’a “MUHTEŞEM SÜLEYMAN” diyorlardı.
O yıl İran’la Amasya, Avusturya ile 6 aylık silah bırakma antlaşması imzalandı.
KİME:
Erzurum Beğlerbeği’ne HÜKÜM
KİMDEN:
Padişah’tan (Kanuni Sultan Süleyman)
KONU: Amasya, Tokat, ve Çorum leventlerinden yirmi kişi KIZILBAŞ (İran) yöresine kaçarken yakalanıp Erzurum’da hapsedildikleri, bunlardan ikisinin öldüğü, diğerlerinin haklarından (yokedilmeleri) gelinmesi buyurulmaktadır.
BELGENİN MEÂLİ
Beğlerbeği Çavuşu Abdullah’a verildi
Erzurum Beğlerbeği’ne HÜKÜMKİ,
Haliyâ mektub gönderüb Amasya veTokat ve Çorum leventlerinden yirmi nefer kimesne KIZILBAŞ vilâyetine kaçub giderken serhadde tutılub kal’a–i Erzurum’de habsolındıkları ve iki neferi fevt (öldüğü) oldığın bildirdiğin ecilden mezbûrların (yukarıda adı geçenler) dahi haklarından gelinmek (yok edilmeleri) emir idüb buyurdum ki,
Emrim üzere haklarından gelinüb emrim yerine vardığım yazub südde–i saadetime arz eyliyesin.
-----------------------------

SAPIK İNANÇLI İSMAİL’İN KASTAMONU
KALESİ’NDE HAPSİ
YAZI: 5 Zilhicce sene 972 (Haziran 1565), Padişah Kanunî Süleyman dönemi, Sadrâzam Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’dır. O yıl donanmamız Malta’yı kuşattı, bir yıl sonra Kanunî’nin Zigetvar seferi ve 6/7 Eylül 1566’a vefat etti.
KİMDEN:
Padişah’tan
KİME:
Kastamonu Beği ve Taşköprü Kadısı’na HÜKÜM
KONU: Mahkemede sapık inançta olduğu kanıtlanan İsmail’in Kastamonu Kal’asına hapsedildiği, 25 gün sonra hastalanınca 20 kişinin ona kefil olmasıyle salındığı fakat zamanı gelince bu kişilerin ortadan kaybolduğu, ne yapıp edip bu kaçanların yakalanarak İstanbul’a yollanmaları buyurulmaktadır.
BELGENİN MEÂLİ
Nafiî nâm Arab’a verildi Yazıldı
Kastamonu Beği’ne ve Taşköprü Kadısı’na HÜKÜMKİ,
Mektub gönderüb sâbıka (daha önce şer’le (mahkemede) rafız ve ilhâdı (üç halifeye inanmadıkları, sapık inançta oldukları) sâbit ve müseccel olan Keferköy’lü İsmail nâm kimesne emr–i şerîfle tutılub teftiş olındıkda müfettişle teftiş olunan Kastamonu kadısı hâzır olmaığın mezbûr (yukarıda adı geçen) İsmail Kastamonu Kal’asında habs olınub mezkûre tevakkuf (bekletme) olınmağla yirmi beş gün Kal’ ada mahbûs olub marîz olmağın (hastalıklı) yirmi nefer mikdarı kefillere virilmiş iken kadı–i mezbûrın (adı geçen) gelmesi karîb olub teftiş zamanı geldikde kefilleri ile gıybet itdüği (yittiği) arz olınmağın ve kefillerden üç neferi Mahrûsa–ı İstanbul’da tutılub habs olanmığın BUYURDUMKİ, Hükm–i şerîfim varîcak mezkûr (adı gaçen) İsmail kefillerine ve bilcümle şer’le buldurması lâzım olanlara buldurub herbirini ele getürüb (yakalayıp) kayd ubend ile (zincire vurub) Südde–i Saadeti’me (saraya) İrsâl eyliyesin. Koşub gönderdüğin kimesnelere tenbih eyliyesin ki yolda gıybet (yitme) itdirmekten hazer eyliyeler (sakınma) şöyle bilesin.
----------------------

SAPIK İNANÇLI BABA GAYBULLAH’IN TIMARININ ALINMASI
YAZI: 29 Zilhicce sene 972 (Haziran 1565), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’tır. O yıl, Osmanlı donanması Malta’yı kuşattı.
KİMDEN: Padişah’tan
KİME: Mesul Beği Yenan Beğ’e HÜKÜM
KONU: İmanşâh derbendinde tımar sahibi Baba Gaybullah’ın önceleri İran’dan gelme olduğu, hâlâ sapık inançlı ve İran hesabına çalıştığı hakkında şikâyetler olduğu, denetlenmesi ve elinden tımarının alınması.
BELGENİN MEÂLİ
Mehmet Çavuş’a virildi
Musul Beği Yenan Beğ’e HÜKÜMKİ,
Haliya vilâyet–i Bağdad’ta müceddeden vekâlet iden derbendin beği Mustafa dâme izzuhû Dergah–ı muallâma mektub gönderüb hâlâ imanşâh derbendinde dokuz bin akçe tımara mutasarrıf olan Baba Gaybullah’dan reaya gelüb evlad ve itbâ’ı (ona uyan) evlerimize girüb mekbulları oldıkları esbabımızı ve davarlarımızı alub ehl ve ıyalimize zarar ve teaddiden (düşmanlık) hali değildir deyû şikâyet idüb bundan gayri Hazret–i Ömer radıye allahü anhü evlâdından kadîmden zaviye–dâr–ı seyyidlerden mezkûrın keyfiyyet–i erba’adan (dört mezheb: Hanefi, Şafil’i, Maliki, Hambeli) hâric zındık ve ihlâd ve rafızi (sapık inançlı) seyyid değildir, müsârün–i–leyh (Hazret–i Ömer) radıye allahü ahnü evlâdına ta’assub (başka dinden olanlara düşman olmak) idüb teadiden (kötülük yapma) hâli değildir deyû şahâdet (tanıklık) idüb kendünin dahi mezkûrın ahvâline tâmm ıttılâ’ı (tanıma) oldığını bildirüb hakikat–ı hâli ma’lûm olmağiçün şer’le teftiş olmak lâzım olanları ihzâr idüb (mahkemeye çıkarıp) mezbûrın hakikat hâline vâkıf ve muttali’ (bilgilil) olan bî–garaz (yansız) mu’temedün–aleyh (güvenilir kişi) Müslümanlardan hakk üzere teftiş idüb göresin mesfûrın (bu kelime adı geçmiş yerine hakaret görmesi icabeden aşağılık kimseler, daha çok düşmanlar hakkında kullanılırdı) arz olındığı üzere reayyaya zülm ve teadîsi (kötülük) ve rafz ve ilhadı (sapık inançlı olduğu) şer’le (mahkeme) sâbit zâhir olan şer’le müteveccih (bir kişinin hakkı olan) olan hukukı eshâbına alıvirdikden sonra rafız ve ilhâdı sâbit olanları habs idüb arz eyliyesin eğer ıslâh–ı hâl üzere SÜNNÎ MEZHEB de olub kenü hâlinde iken hilâf–ı vâki (olmadık) ahz olınmış ise sıhhatı üzere yazub bildiresin, tezvîr ve telbîsden (yalan dolan hile) ve şehadet–i zor (yalancı şahit) arz ve taassubdan ve hilâf–ı kaziyye (olmadık şeler) arz olınmakdan bi–l–cümle şer’–i şerîfe (şeriat) mu hâlif (aykırı) iş olmakdan hazer (sakınma) eyliyesin.
---------------------------

KULA’DAKİ IŞIKLAR’IN İSTANBUL’A
SÜRGÜNÜ
YAZI: 4 Şa’ban sene 973 (Şubat 1566), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’tı.
O yıl, 6/7 Eylül’de Padişah Zigetvar’da vefat etti. 1520–1566’ya kadar süren saltanatında Osmanlı Devleti’nin her bakımdan güçlü olduğu dönemdir.
KİMDEN: Padişah’tan
KİME: Karahisar Beyi’ne HÜKÜM
KONU: Kula yöresinde IŞIKLAR olup bunların yakalanıp İstanbul’a yollanması buyurulmaktadır.
BELGENİN MEÂLİ
Mektub götüren Hacı Çavuş’a virildi.
Karahisar (Sahip– Afyon olması) Beği’ne HÜKÜMKİ,
Mektub gönderüb Kula beldesinde sâkin Efendi Beyoğlu Hasan ve yanında bulunan IŞIKLAR(âşıklar) Salim Çavuş yedinden varid (ulaşan) olan emir mûcib ele getürülüb mezbûr (adı geçen) çavuş ahar hizmet emr olınmağın alub gitmek müyesser olmayub kal ada habs olındığın bildirmişsin mezkûrlar (adı geçen Işıklar) südde–i saadetime göndereler emr idüb BUYURDIM Kİ–, yaar adamlar koşub südde–i saadetime (saraya) gönderesin koşub gönderdiğin adamları tenbih ve tekid eyliyesin ki, yolda gaybet (kaçma) itdirmekten hazer (sakınma) eyliyeler.
-------------------

TRABZON GÜRTUN’DAKİ
KIZILBAŞLAR’IN İRAN İLİŞKİSİ
VARSA CEZALANDIRILMASI
YAZI: 17 Ramazan sene 973 (Mart 1566), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh 1. Tahmasb’tır. O yıl Kanunî, 30 Eylül’de vefat etti. Yerine oğlu 2. Selim tahta (Sarı Selim) geçti.
KİMDEN:
Padişah’tan
KİME:
Trabzon’da Muharrem ve Nu’man Beylere HÜKÜM,
KONU: Trabzon Sancağı’nın Gürtun ilçesi ahalisinin KIZILBAŞ’lara sevgileri olub İran’la ilişki kurdukları, bunların denetlenmesi, öncü olanların yakalanıp yargılanmaları, gerçekten ilişkileri kanıtlanırsa şer’en cezalandırılmaları.
BELGENİN MEÂLİ
Trabzon sancağında olan Gürtun kazasının reayası sabi (?) olub KIZILBAŞ EHİBBÂSI (dostu) olmağla bu def’a sulhdan sonra o dürlü kimse kat’–i alâka idüb ol cânibe (İran) gidüb ve anlerden gayri ba’zı kimesne yukarı Cânibe (İran’a) muttasıl huzur–ı cem’ idüb varub gelüb haklarından gelinmezse cümlesi göçüb gitmeleri mukarrerdir deyû bildirmişsin imdi melâin–i hasîrinin (mel’unların zararı) haklarından gelinmek ehemm–i mühimmâttandır (çok önemlidir) BUYURDIM Kİ, hükm–i şerîfim vardıkda bu babda temâm basîret üzere olub bu husûsı kimesneye ifşâ itmeyüb “KIZILBAŞ TEFTİŞ OLUNIRMIŞ” deyû şâyi olmayub ihtiyât idüb anin gibi Yukaru Canible (İran’la) alâka iden kimesneleri birer bahane ile hafiyyeten (gizlice) ele getürüb ahvâlleri şer’le teftişidüb rafz ve ilhadı sãbit ve zâhir olursa habs idüb yarar adamlarla südde–i saadetime gönderesin yazıb bildiresin.
------------------

BİLECİK’TEKİ BABAİ; BABA VE
MÜSLİM’İN SAKINCALI OLDUĞU
YAZI: 18 Cemaziye–l–âhir sene 975 (Aralık 1567), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da 1. Tahmasb’tır. O yıllar (1567–1569) Özdemir Oğlu Osman Paşa ile Koca Sinan Paşa’nın Yemen’i almaları, o yılı, Osmanlı Devleti Venediklilerle ticaret (Kapitülasyon – yıllarca devletin başına belâ oldu şimdiki İMF gibi) antlaşmasını yeniledi.
KİMDEN:
Padişah’tan
KİME:
Brusa (Bursa) Sancağı Beyi’ne HÜKÜMKİ,
KONU: Söğüt (Bilecik ilinde) kasabasının doğusundaki BOZDAĞ’da korkunç ve tehlikeli olan derbendin sürekli beklenmesi gerektiği, buna da istekli BABA ve MÜSLİM’den başka kimse çıkmadığı, bu kişilerin de sapık inançlı BABAÎ olmaları sakıncalı olduğu...
BELGENİN MEÂLİ
Bursa Sancağı Beği’ne HÜKÜMKİ
Haliya dergah–ı muallâma (saraya) mektub gönderüb livâ–i mezbûre tâbi Söğüt Derbendi nâm muhavvif ve muhâtara (korkulu ve tehlikeli) mahallin hıfzı (korunması) lâzımdır deyû arz olındıkda lâzım ise Baba ve Müslim’den gayri derbendçi yazılmamış deyû fermân–ı şarîf vârid olmağın oraya varılıb görülüb fi–l–vâki’ (gerçekten) ehl–i fesâd olmayub muhavvif (korkulu) olub hıfzı lâzım olmağın tedârik itdirilüb reayâdan birleri rağbet itmeyüb Baba ve Müslim tâifesinden ba’z–ı kimesneler ihtiyâr idüb derbend ortasında tekfur Mağarı dimekle meşhûr yerde birleşüb derbendi bekleyüb hıfz itmeleri undelerine alub kimler idüği isimleriyle yazulub defter olınmışdır lâkin emr–i şerîfde”Baba ve Müslim rafız (sapık inançlı) olduğu derbende gönderilmiyesi” deyû arz eylemişsin imdi BUYURDUM Kİ, BABA TAİFESİ’nden mezkûr derbendin hıfzına kifâyet idecek mikdarı kimesne yazub defterlerini mühürleyüb südde–i saadetime (saraya) gönderesin.
------

GİRESUN/UĞUR KÖYÜ’NDEKİ
RAFİZİLER’İN CEZALANDIRILMASI
YAZI: Gurre (1–10) Rabiyülâhir sene 976 (Eylül 1568) Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemidir, o yıl Lehistan ile yapılan BARIŞ yenilendi, Avusturyalılarla yapılan 8 yıllık BARIŞ yenilendi.
KİMDEN: Divan–ı Hümâyun’dan
KİME: Arz–ı Rum (Erzurum) Beylerbeyi’ne HÜKÜM
KONU: Giresun Kadısı’nın haberine göre UĞUR adındaki köyde sapık ininçta kişilerin olduğu, bunlar namaz kılmayıp oruç ta tutmadıkları gibi Ramazan’da içki kullandıkları. Bunların yakalanıp mahkeme edilmeleri söylenenlerin gerçek olduğu anlaşılırsa lâyık olduğu cezalarının verilmesine ilişkin Buyrultu.
BELGENİN MEÂLİ
Yazıldı Mektub götüren Mustafa’ya verildi.
Arz–ı Rum (Erzurum) Beylerbeyi’ne HÜKÜMKİ,
Giresun Kadısı mektup gönderüb a’yân–ı vilâyeden hatîb ve imâm ve müezzin ve sâir sipâh ve gayr–i kimesneler meclis–i şer’a (mahkemeye) gelüb UĞUR nâm karyeden Hacı Bin Abbas veReceb Bin Ramazan ve Yusuf Bin Ramazan ve Mustafa Bin Hasan ve Bayram Bin Pîr Ali ve Mehmed Bin Torlak ve Mehmed Bin Musâ ve Mehmed Bin Mûsâ nâm kimesneler Râfıziyü–l–mezheb (Ebu Bekir ve Ömer’in halifeliğini kabul etmeyen) olub birbirinden avretlerin kaçurmayub nâ–mahremlerle (nikâh düşmeyen) mahlût (karma karışık) olub halîfeleri olmağla gice ile bâ– mahremânlar (en yakın teklifsiz dostlar ile) cem’ olub (toplanıp) nâ–meşrû fiilden (şeriata aykırı) hâli olmayub aslâ namaz kılmayub ve Ramazan–ı şerîfi tutmadıklarından gayri şürb–i hamr idîb (şarab içip çihâr–ı güzînaşâ sebb idîb (sövüp sayma) saadet üzeredir deyû bildirmeğin BUYURDUMKİ, (boşbırakılmış) varıcak bu bâbda erkân–ı vechle mukayyed olub mezkûrleri (adı geçenler) emîn vechile ele getürib dahi toprak kadısı ma’rifeti ile a’yân–ı vilâyetden ve mu’temedün–ileyh (kendisine güvenilen) kimesnelerden hak üzere erkân–ı vechile dikkat ve ihtimâm (özenle işgörme) teftiş idîb göresin arz olındığı üzere râfıziyü–l–ilhâdları var mıdır ahvâlleri nîcedür temâm–ı sıhhatı üzere ma’lûm idinüb râfıziyü–l–İlhâd üzere oldıkları sâbit ü zâhir olanları habs idîb sübût u zuhûr bulân ahvallerin hakikatı üzere yazub bildiresin emrim eveccühle olursam ûcibi ile amel eyliyesin temâm–ı hakk üzere olub hilâf–ı vâkı’ (gerçeğe uymayan) nesne arz itmekden hazer eyliyesin (sakınma).
------------------

AMASYA’DA; İRAN’DA 37 YANDAŞI OLAN KIZILBAŞLAR’IN YOK EDİLMESİ
YAZI: 29 Ramazan sene 977 (Şubat 1570), Padişah 2. Selim (Sarı) dönemi, sadrâzam Sokollu Mehmed Paşa, İran’da Şah 1. Tahmasb’dır. O yıl Kıbrıs Adası alındı.
KİMDEN:
Padişah’tan
KİME:
Rum Beylerbeyisi (Amasya, Tokat, Sivas, Şebin Karahisar) ne HÜKÜMKİ,
KONU: Amasya sancağında İran’daki KIZILBAŞ yandaşı olan 37 kişinin haklarından gelinmesi (yokedilmeleri), yörede bazı kişlerin kötü hali görülürse bunların küreğe konulması buyurulmaktadır.
METNİN MEÂLİ
Kapu Kethûdâsı Ahmed’e virildi.
Rum Beylerbeği’ne HÜKÜMKİ,
Mektub gönderüb Amasya sancağında Yukarı KIZILBAŞ’a mâil ve muhîbb (yandaş ve seven) olan melâhidenin (Allah’ı inkâr edenler) sicilleri gönderilüb haklarından gelinmesi (idam edilmeleri) fermân olınması emr üzere haklarından gelinür ammâ otuz yedi neferinin KIZILBAŞ ve nâ– meşrû fiilde (şeriata aykırı hareket ettikleri) sâbit olub ammâ yirmi iki neferinin haklarında olan husûs içün şöyle işidiriz deyû verilüb KIZILBAŞ ve nã–meşrû fiilde (şeriata aykırı) görmedik deyû haklarında kimesnenin ehâdet (tanıklık) etmedüği arz itdüğin ecilden BUYURDIMKİ, o ahvâllerin Toprak Kadıları (toprak davalarına bakan) şevkıle (?) dikkat ve ihtimâm (özenle) ile şer’le (Şeriat üzere) teftiş idüb vech–i meşrûh üzere (açıklama) KIZILBAŞ ve nã–meşrûh (şeriata aykırı) fiilde olınadan üzerlerine yaramazlıkları şeer’le sâbit ve zâhir olunanlara şer’le haklarından gelüb sâbit olmayub ammâ müselmanlar haklarında eyilüği üzere oldıklarına şehâdet edilmiyenleri südde–i saadetime (saraya) gönderesiz ki küreğe konıla ammâ bu bâbda temâm mukayyed olub bu bahane ile kendü hâlinde olan mücerred celb ve ahz içün dikkat olunmaktan ve ehaat üzere olanlar mücerred celb ve ahz içün dikkat olınmaktan ve şenaat üzere olanlar himâyet olınub halâs olmakdan hazer eylesin (sakının)
Yorum