Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Osmanlıda Alevilere atılan iftiralar ve katliam Belgeleri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Osmanlıda Alevilere atılan iftiralar ve katliam Belgeleri


    İRAN’A GİDEN 20 KIZILBAŞ

    TÜRKMEN’İN KATLEDİLMESİ


    YAZI: 17 Zilka’da sene 962 (Eylül 1555), Padişah Kanuni dönemi, sadrâzam Kara Ahmed Paşa’dır. Osmanlı devletinin en muhteşem dönemi olup yabancılar bile Padişah’a “MUHTEŞEM SÜLEYMAN” diyorlardı.

    O yıl İran’la Amasya, Avusturya ile 6 aylık silah bırakma antlaşması imzalandı.
    KİME:

    Erzurum Beğlerbeği’ne HÜKÜM

    KİMDEN:

    Padişah’tan (Kanuni Sultan Süleyman)

    KONU: Amasya, Tokat, ve Çorum leventlerinden yirmi kişi KIZILBAŞ (İran) yöresine kaçarken yakalanıp Erzurum’da hapsedildikleri, bunlardan ikisinin öldüğü, diğerlerinin haklarından (yokedilmeleri) gelinmesi buyurulmaktadır.



    BELGENİN MEÂLİ

    Beğlerbeği Çavuşu Abdullah’a verildi



    Erzurum Beğlerbeği’ne HÜKÜMKİ,

    Haliyâ mektub gönderüb Amasya veTokat ve Çorum leventlerinden yirmi nefer kimesne KIZILBAŞ vilâyetine kaçub giderken serhadde tutılub kal’a–i Erzurum’de habsolındıkları ve iki neferi fevt (öldüğü) oldığın bildirdiğin ecilden mezbûrların (yukarıda adı geçenler) dahi haklarından gelinmek (yok edilmeleri) emir idüb buyurdum ki,

    Emrim üzere haklarından gelinüb emrim yerine vardığım yazub südde–i saadetime arz eyliyesin.

    -----------------------------


    SAPIK İNANÇLI İSMAİL’İN KASTAMONU
    KALESİ’NDE HAPSİ


    YAZI: 5 Zilhicce sene 972 (Haziran 1565), Padişah Kanunî Süleyman dönemi, Sadrâzam Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’dır. O yıl donanmamız Malta’yı kuşattı, bir yıl sonra Kanunî’nin Zigetvar seferi ve 6/7 Eylül 1566’a vefat etti.
    KİMDEN:

    Padişah’tan

    KİME:

    Kastamonu Beği ve Taşköprü Kadısı’na HÜKÜM

    KONU: Mahkemede sapık inançta olduğu kanıtlanan İsmail’in Kastamonu Kal’asına hapsedildiği, 25 gün sonra hastalanınca 20 kişinin ona kefil olmasıyle salındığı fakat zamanı gelince bu kişilerin ortadan kaybolduğu, ne yapıp edip bu kaçanların yakalanarak İstanbul’a yollanmaları buyurulmaktadır.



    BELGENİN MEÂLİ

    Nafiî nâm Arab’a verildi Yazıldı



    Kastamonu Beği’ne ve Taşköprü Kadısı’na HÜKÜMKİ,

    Mektub gönderüb sâbıka (daha önce şer’le (mahkemede) rafız ve ilhâdı (üç halifeye inanmadıkları, sapık inançta oldukları) sâbit ve müseccel olan Keferköy’lü İsmail nâm kimesne emr–i şerîfle tutılub teftiş olındıkda müfettişle teftiş olunan Kastamonu kadısı hâzır olmaığın mezbûr (yukarıda adı geçen) İsmail Kastamonu Kal’asında habs olınub mezkûre tevakkuf (bekletme) olınmağla yirmi beş gün Kal’ ada mahbûs olub marîz olmağın (hastalıklı) yirmi nefer mikdarı kefillere virilmiş iken kadı–i mezbûrın (adı geçen) gelmesi karîb olub teftiş zamanı geldikde kefilleri ile gıybet itdüği (yittiği) arz olınmağın ve kefillerden üç neferi Mahrûsa–ı İstanbul’da tutılub habs olanmığın BUYURDUMKİ, Hükm–i şerîfim varîcak mezkûr (adı gaçen) İsmail kefillerine ve bilcümle şer’le buldurması lâzım olanlara buldurub herbirini ele getürüb (yakalayıp) kayd ubend ile (zincire vurub) Südde–i Saadeti’me (saraya) İrsâl eyliyesin. Koşub gönderdüğin kimesnelere tenbih eyliyesin ki yolda gıybet (yitme) itdirmekten hazer eyliyeler (sakınma) şöyle bilesin.

    ----------------------


    SAPIK İNANÇLI BABA GAYBULLAH’IN TIMARININ ALINMASI
    YAZI: 29 Zilhicce sene 972 (Haziran 1565), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’tır. O yıl, Osmanlı donanması Malta’yı kuşattı.

    KİMDEN: Padişah’tan

    KİME: Mesul Beği Yenan Beğ’e HÜKÜM

    KONU: İmanşâh derbendinde tımar sahibi Baba Gaybullah’ın önceleri İran’dan gelme olduğu, hâlâ sapık inançlı ve İran hesabına çalıştığı hakkında şikâyetler olduğu, denetlenmesi ve elinden tımarının alınması.
    BELGENİN MEÂLİ
    Mehmet Çavuş’a virildi
    Musul Beği Yenan Beğ’e HÜKÜMKİ,

    Haliya vilâyet–i Bağdad’ta müceddeden vekâlet iden derbendin beği Mustafa dâme izzuhû Dergah–ı muallâma mektub gönderüb hâlâ imanşâh derbendinde dokuz bin akçe tımara mutasarrıf olan Baba Gaybullah’dan reaya gelüb evlad ve itbâ’ı (ona uyan) evlerimize girüb mekbulları oldıkları esbabımızı ve davarlarımızı alub ehl ve ıyalimize zarar ve teaddiden (düşmanlık) hali değildir deyû şikâyet idüb bundan gayri Hazret–i Ömer radıye allahü anhü evlâdından kadîmden zaviye–dâr–ı seyyidlerden mezkûrın keyfiyyet–i erba’adan (dört mezheb: Hanefi, Şafil’i, Maliki, Hambeli) hâric zındık ve ihlâd ve rafızi (sapık inançlı) seyyid değildir, müsârün–i–leyh (Hazret–i Ömer) radıye allahü ahnü evlâdına ta’assub (başka dinden olanlara düşman olmak) idüb teadiden (kötülük yapma) hâli değildir deyû şahâdet (tanıklık) idüb kendünin dahi mezkûrın ahvâline tâmm ıttılâ’ı (tanıma) oldığını bildirüb hakikat–ı hâli ma’lûm olmağiçün şer’le teftiş olmak lâzım olanları ihzâr idüb (mahkemeye çıkarıp) mezbûrın hakikat hâline vâkıf ve muttali’ (bilgilil) olan bî–garaz (yansız) mu’temedün–aleyh (güvenilir kişi) Müslümanlardan hakk üzere teftiş idüb göresin mesfûrın (bu kelime adı geçmiş yerine hakaret görmesi icabeden aşağılık kimseler, daha çok düşmanlar hakkında kullanılırdı) arz olındığı üzere reayyaya zülm ve teadîsi (kötülük) ve rafz ve ilhadı (sapık inançlı olduğu) şer’le (mahkeme) sâbit zâhir olan şer’le müteveccih (bir kişinin hakkı olan) olan hukukı eshâbına alıvirdikden sonra rafız ve ilhâdı sâbit olanları habs idüb arz eyliyesin eğer ıslâh–ı hâl üzere SÜNNÎ MEZHEB de olub kenü hâlinde iken hilâf–ı vâki (olmadık) ahz olınmış ise sıhhatı üzere yazub bildiresin, tezvîr ve telbîsden (yalan dolan hile) ve şehadet–i zor (yalancı şahit) arz ve taassubdan ve hilâf–ı kaziyye (olmadık şeler) arz olınmakdan bi–l–cümle şer’–i şerîfe (şeriat) mu hâlif (aykırı) iş olmakdan hazer (sakınma) eyliyesin.


    ---------------------------


    KULA’DAKİ IŞIKLAR’IN İSTANBUL’A
    SÜRGÜNÜ


    YAZI: 4 Şa’ban sene 973 (Şubat 1566), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh I. Tahmasb’tı.

    O yıl, 6/7 Eylül’de Padişah Zigetvar’da vefat etti. 1520–1566’ya kadar süren saltanatında Osmanlı Devleti’nin her bakımdan güçlü olduğu dönemdir.

    KİMDEN: Padişah’tan

    KİME: Karahisar Beyi’ne HÜKÜM

    KONU: Kula yöresinde IŞIKLAR olup bunların yakalanıp İstanbul’a yollanması buyurulmaktadır.



    BELGENİN MEÂLİ

    Mektub götüren Hacı Çavuş’a virildi.



    Karahisar (Sahip– Afyon olması) Beği’ne HÜKÜMKİ,

    Mektub gönderüb Kula beldesinde sâkin Efendi Beyoğlu Hasan ve yanında bulunan IŞIKLAR(âşıklar) Salim Çavuş yedinden varid (ulaşan) olan emir mûcib ele getürülüb mezbûr (adı geçen) çavuş ahar hizmet emr olınmağın alub gitmek müyesser olmayub kal ada habs olındığın bildirmişsin mezkûrlar (adı geçen Işıklar) südde–i saadetime göndereler emr idüb BUYURDIM Kİ–, yaar adamlar koşub südde–i saadetime (saraya) gönderesin koşub gönderdiğin adamları tenbih ve tekid eyliyesin ki, yolda gaybet (kaçma) itdirmekten hazer (sakınma) eyliyeler.


    -------------------


    TRABZON GÜRTUN’DAKİ
    KIZILBAŞLAR’IN İRAN İLİŞKİSİ
    VARSA CEZALANDIRILMASI





    YAZI: 17 Ramazan sene 973 (Mart 1566), Padişah Kanunî dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh 1. Tahmasb’tır. O yıl Kanunî, 30 Eylül’de vefat etti. Yerine oğlu 2. Selim tahta (Sarı Selim) geçti.

    KİMDEN:

    Padişah’tan

    KİME:

    Trabzon’da Muharrem ve Nu’man Beylere HÜKÜM,

    KONU: Trabzon Sancağı’nın Gürtun ilçesi ahalisinin KIZILBAŞ’lara sevgileri olub İran’la ilişki kurdukları, bunların denetlenmesi, öncü olanların yakalanıp yargılanmaları, gerçekten ilişkileri kanıtlanırsa şer’en cezalandırılmaları.



    BELGENİN MEÂLİ

    Trabzon sancağında olan Gürtun kazasının reayası sabi (?) olub KIZILBAŞ EHİBBÂSI (dostu) olmağla bu def’a sulhdan sonra o dürlü kimse kat’–i alâka idüb ol cânibe (İran) gidüb ve anlerden gayri ba’zı kimesne yukarı Cânibe (İran’a) muttasıl huzur–ı cem’ idüb varub gelüb haklarından gelinmezse cümlesi göçüb gitmeleri mukarrerdir deyû bildirmişsin imdi melâin–i hasîrinin (mel’unların zararı) haklarından gelinmek ehemm–i mühimmâttandır (çok önemlidir) BUYURDIM Kİ, hükm–i şerîfim vardıkda bu babda temâm basîret üzere olub bu husûsı kimesneye ifşâ itmeyüb “KIZILBAŞ TEFTİŞ OLUNIRMIŞ” deyû şâyi olmayub ihtiyât idüb anin gibi Yukaru Canible (İran’la) alâka iden kimesneleri birer bahane ile hafiyyeten (gizlice) ele getürüb ahvâlleri şer’le teftişidüb rafz ve ilhadı sãbit ve zâhir olursa habs idüb yarar adamlarla südde–i saadetime gönderesin yazıb bildiresin.

    ------------------


    BİLECİK’TEKİ BABAİ; BABA VE
    MÜSLİM’İN SAKINCALI OLDUĞU




    YAZI: 18 Cemaziye–l–âhir sene 975 (Aralık 1567), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da 1. Tahmasb’tır. O yıllar (1567–1569) Özdemir Oğlu Osman Paşa ile Koca Sinan Paşa’nın Yemen’i almaları, o yılı, Osmanlı Devleti Venediklilerle ticaret (Kapitülasyon – yıllarca devletin başına belâ oldu şimdiki İMF gibi) antlaşmasını yeniledi.

    KİMDEN:

    Padişah’tan

    KİME:

    Brusa (Bursa) Sancağı Beyi’ne HÜKÜMKİ,

    KONU: Söğüt (Bilecik ilinde) kasabasının doğusundaki BOZDAĞ’da korkunç ve tehlikeli olan derbendin sürekli beklenmesi gerektiği, buna da istekli BABA ve MÜSLİM’den başka kimse çıkmadığı, bu kişilerin de sapık inançlı BABAÎ olmaları sakıncalı olduğu...



    BELGENİN MEÂLİ

    Bursa Sancağı Beği’ne HÜKÜMKİ

    Haliya dergah–ı muallâma (saraya) mektub gönderüb livâ–i mezbûre tâbi Söğüt Derbendi nâm muhavvif ve muhâtara (korkulu ve tehlikeli) mahallin hıfzı (korunması) lâzımdır deyû arz olındıkda lâzım ise Baba ve Müslim’den gayri derbendçi yazılmamış deyû fermân–ı şarîf vârid olmağın oraya varılıb görülüb fi–l–vâki’ (gerçekten) ehl–i fesâd olmayub muhavvif (korkulu) olub hıfzı lâzım olmağın tedârik itdirilüb reayâdan birleri rağbet itmeyüb Baba ve Müslim tâifesinden ba’z–ı kimesneler ihtiyâr idüb derbend ortasında tekfur Mağarı dimekle meşhûr yerde birleşüb derbendi bekleyüb hıfz itmeleri undelerine alub kimler idüği isimleriyle yazulub defter olınmışdır lâkin emr–i şerîfde”Baba ve Müslim rafız (sapık inançlı) olduğu derbende gönderilmiyesi” deyû arz eylemişsin imdi BUYURDUM Kİ, BABA TAİFESİ’nden mezkûr derbendin hıfzına kifâyet idecek mikdarı kimesne yazub defterlerini mühürleyüb südde–i saadetime (saraya) gönderesin.

    ------


    GİRESUN/UĞUR KÖYÜ’NDEKİ
    RAFİZİLER’İN CEZALANDIRILMASI

    YAZI: Gurre (1–10) Rabiyülâhir sene 976 (Eylül 1568) Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemidir, o yıl Lehistan ile yapılan BARIŞ yenilendi, Avusturyalılarla yapılan 8 yıllık BARIŞ yenilendi.

    KİMDEN: Divan–ı Hümâyun’dan

    KİME: Arz–ı Rum (Erzurum) Beylerbeyi’ne HÜKÜM

    KONU: Giresun Kadısı’nın haberine göre UĞUR adındaki köyde sapık ininçta kişilerin olduğu, bunlar namaz kılmayıp oruç ta tutmadıkları gibi Ramazan’da içki kullandıkları. Bunların yakalanıp mahkeme edilmeleri söylenenlerin gerçek olduğu anlaşılırsa lâyık olduğu cezalarının verilmesine ilişkin Buyrultu.
    BELGENİN MEÂLİ
    Yazıldı Mektub götüren Mustafa’ya verildi.
    Arz–ı Rum (Erzurum) Beylerbeyi’ne HÜKÜMKİ,

    Giresun Kadısı mektup gönderüb a’yân–ı vilâyeden hatîb ve imâm ve müezzin ve sâir sipâh ve gayr–i kimesneler meclis–i şer’a (mahkemeye) gelüb UĞUR nâm karyeden Hacı Bin Abbas veReceb Bin Ramazan ve Yusuf Bin Ramazan ve Mustafa Bin Hasan ve Bayram Bin Pîr Ali ve Mehmed Bin Torlak ve Mehmed Bin Musâ ve Mehmed Bin Mûsâ nâm kimesneler Râfıziyü–l–mezheb (Ebu Bekir ve Ömer’in halifeliğini kabul etmeyen) olub birbirinden avretlerin kaçurmayub nâ–mahremlerle (nikâh düşmeyen) mahlût (karma karışık) olub halîfeleri olmağla gice ile bâ– mahremânlar (en yakın teklifsiz dostlar ile) cem’ olub (toplanıp) nâ–meşrû fiilden (şeriata aykırı) hâli olmayub aslâ namaz kılmayub ve Ramazan–ı şerîfi tutmadıklarından gayri şürb–i hamr idîb (şarab içip çihâr–ı güzînaşâ sebb idîb (sövüp sayma) saadet üzeredir deyû bildirmeğin BUYURDUMKİ, (boşbırakılmış) varıcak bu bâbda erkân–ı vechle mukayyed olub mezkûrleri (adı geçenler) emîn vechile ele getürib dahi toprak kadısı ma’rifeti ile a’yân–ı vilâyetden ve mu’temedün–ileyh (kendisine güvenilen) kimesnelerden hak üzere erkân–ı vechile dikkat ve ihtimâm (özenle işgörme) teftiş idîb göresin arz olındığı üzere râfıziyü–l–ilhâdları var mıdır ahvâlleri nîcedür temâm–ı sıhhatı üzere ma’lûm idinüb râfıziyü–l–İlhâd üzere oldıkları sâbit ü zâhir olanları habs idîb sübût u zuhûr bulân ahvallerin hakikatı üzere yazub bildiresin emrim eveccühle olursam ûcibi ile amel eyliyesin temâm–ı hakk üzere olub hilâf–ı vâkı’ (gerçeğe uymayan) nesne arz itmekden hazer eyliyesin (sakınma).


    ------------------


    AMASYA’DA; İRAN’DA 37 YANDAŞI OLAN KIZILBAŞLAR’IN YOK EDİLMESİ



    YAZI: 29 Ramazan sene 977 (Şubat 1570), Padişah 2. Selim (Sarı) dönemi, sadrâzam Sokollu Mehmed Paşa, İran’da Şah 1. Tahmasb’dır. O yıl Kıbrıs Adası alındı.

    KİMDEN:

    Padişah’tan

    KİME:

    Rum Beylerbeyisi (Amasya, Tokat, Sivas, Şebin Karahisar) ne HÜKÜMKİ,

    KONU: Amasya sancağında İran’daki KIZILBAŞ yandaşı olan 37 kişinin haklarından gelinmesi (yokedilmeleri), yörede bazı kişlerin kötü hali görülürse bunların küreğe konulması buyurulmaktadır.
    METNİN MEÂLİ

    Kapu Kethûdâsı Ahmed’e virildi.
    Rum Beylerbeği’ne HÜKÜMKİ,

    Mektub gönderüb Amasya sancağında Yukarı KIZILBAŞ’a mâil ve muhîbb (yandaş ve seven) olan melâhidenin (Allah’ı inkâr edenler) sicilleri gönderilüb haklarından gelinmesi (idam edilmeleri) fermân olınması emr üzere haklarından gelinür ammâ otuz yedi neferinin KIZILBAŞ ve nâ– meşrû fiilde (şeriata aykırı hareket ettikleri) sâbit olub ammâ yirmi iki neferinin haklarında olan husûs içün şöyle işidiriz deyû verilüb KIZILBAŞ ve nã–meşrû fiilde (şeriata aykırı) görmedik deyû haklarında kimesnenin ehâdet (tanıklık) etmedüği arz itdüğin ecilden BUYURDIMKİ, o ahvâllerin Toprak Kadıları (toprak davalarına bakan) şevkıle (?) dikkat ve ihtimâm (özenle) ile şer’le (Şeriat üzere) teftiş idüb vech–i meşrûh üzere (açıklama) KIZILBAŞ ve nã–meşrûh (şeriata aykırı) fiilde olınadan üzerlerine yaramazlıkları şeer’le sâbit ve zâhir olunanlara şer’le haklarından gelüb sâbit olmayub ammâ müselmanlar haklarında eyilüği üzere oldıklarına şehâdet edilmiyenleri südde–i saadetime (saraya) gönderesiz ki küreğe konıla ammâ bu bâbda temâm mukayyed olub bu bahane ile kendü hâlinde olan mücerred celb ve ahz içün dikkat olunmaktan ve ehaat üzere olanlar mücerred celb ve ahz içün dikkat olınmaktan ve şenaat üzere olanlar himâyet olınub halâs olmakdan hazer eylesin (sakının)


    #2
    Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler


    AYDIN’DA DİNSİZLERİN İSTANBUL’A SÜRGÜNÜ



    YAZI: 10 Şevval sene 977 (Şubat 1570), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, o yıl Kıbrıs Adası alındı.

    KİMDEN:

    Divân–ı Hümâyûn’dan

    KİME:

    Aydın Bey’i Memduh’a HÜKÜMKİ,

    KONU: Aydın’da dinsiz imansız kişilerin yakalanıp İstanbul’a küreğe konmaları için yollandıkları bildirilmektedir.



    BEGENİN MEÂLİ

    Aydın Bey’i Memduh’a HÜKÜMKİ,

    Mektub gönderüb bundan akdem (önce) ba’z–ı kimesneler Rafızi ve ilhâd ile (dinsiz, tanrı tanımaz) meşhurlar olub fitne ve fesâdtan hâli olınmağla ele getürilmeleriçün vârid olan ferman–ı âlişânım mûcibince mukayyed olub (önlem alıp) hüsn–i tedarikle dokuz neferi ele getürilüb rafızi ve ilhâdları (dinsiz tanrı tanımaz) üzerine bi–hasbe–ş–şer’ sâbit ve zâhir olmağla habs olınub diğerleri dahi ele getürmek üzere oldığını bildirmişin imdi bu hususı kadı tarafından pâye–i serîre (padişaha) arz olındıkda ele getürilen dokuz nefer kimesneler küreğe konulmakîçün mukayyed ve mahbûs (prangaya vurub hapis edilme) südde–i saadetime (başkente) gönderile ki imdi: Buyurdum ki;

    Vardıkda arz olındığı üzere tâife–i mezbûre (yukarıda adı geçenler) habs olunan dokuz nefer kimesne muhkem kayd u bend (pranga vurup) yarar adamla dergah-ı muallâma gönderesin ki küreğe konula getüren kimesnelere muhkem tenbil ve te’kîd (kesin uyarı) eyliyesin ki yolda mûcibinde mukayyed olub hüsn–i tedbîr ve tedârikle anlar dahi ele getürüb rafızı ve ilhâdları sâbit olanları habs idüb arz eyliyesiz.

    -------------------


    MERZİFON’DAKİ KIZILBAŞLAR’IN
    İSTANBUL’A SÜRGÜNÜ


    YAZI: Sene 978 (17 Şubat 1517), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, o yıl denizcilikten anlamayan Kaptan–ı derya yüzünden 7 Ekim’de İnebahtı (Lepanto– Yunanistan’da) deniz savaşını kaybettik.

    KİMDEN:

    Divân–ı Hümâyûn’dan

    KİME:

    Amasya Beyi ile Merzifon Kadısı’na HÜKÜM

    KONU: Amasya ve Merzifon köylerinde KIZILBAŞLAR olduğu, bunların denetlenip suçlu olanlarını İstanbul’a yallanmaları buyurulmaktadır.
    BELGENİN MEÂLİ

    Amasya Beyi’ne ve Merzifon Kadısı’na HÜKÜM Kİ,

    Mektub gönderüb sicill gönderüb hükm–i şerîf vârid olub KIZILBAŞ nânıma ba’z–ı melâhide (Allah’ı inkâr eden, dinsiz) teftişi fermân olınmağın nefs–i Merzifon’dan mazanna olan (kendinden kuşkulanılan) VAHHAB DEDE ve Mehmed ve Veli nâm kimesneler ki ahvâlir’le (şeriat üzere) teftiş olınub görüldükde fi–l–vâki’ şer’–i şerife muhâlif (şeriata karşı) efâl–ı kabiha (yakışıksız işler) ve evzâ’–ı fakîha (dinî durum) irtikâb idüb (işleyüb) KIZILBAŞ oldıkları husûs–ı adul–i müslimîn (doğruluktan yarılmayan lar) şehâdetleri ile sâbit olub mûcibi ile hükm olınub üzerlerine sâbit olan ile sicill olındığını i’lâm itdikleri ecilden mezkûrleri yarâr adamlar koşub südde–i saadetime (saraya) göndermeniz emr idüb Buyurdum ki;

    Vusûl buldukda te’hîr eylemeyüb mezkûrları (adı geçenleri) yarar adamlar koşub südde–i saadetime irsâl eyleyin amma adamlarınıza muhkem tenbih ve te’kid eyleyin yolda vardıkda ve menâzil ve merâhilde evkât vechile görüb gözedüb gaflet ile kaçurub gaybet itdirmekden ziyade hazer eyliyeler (sakınma) şöyle ki ihmâl ve zâhileden idüb bir tarîk ile kaçırub gaybet itdiklerinden (yitirdikleri) mezkûrlerin olacağı ukubet (ceza) onlara olmağın mukarrerdir âna göre basîret üzere olub gaflet ve ihmâl eylemiyeler.

    ---------------


    ÇANKIRI ÇERKES’TEKİ KIZILBAŞLAR’IN
    HAKLARINDAN GELİNMESİNE


    YAZI: 27 Rabiyü–l–ulâ sene 979 (Temmuz 1571), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, biryıl önce Kıbrıs alındı, yeteneksiz birinin donanma kumandanı olması nedeniyle 10 Ekim günü İnebahtı (Lepanto– Yunanistan’da) deniz savaşını yitirdik. O yıllar Don ve Volga nehirleri arasına kanal yaparak donanmamızı Hazar Denizi’ne geçirme düşünüldüyse de Sokollu Mehmet Paşa’nın ağır davranmasından gerçekleşemedi. 2. Selim sefere çıkmayan ilk padişahtır.

    KİMDEN:

    Divân–ı Hümâyûn’dan

    KİME:

    Çerkeş Bey’i, Budaközü, Yüzde Pare, Hüseyin Abâd, kadılarına HÜKÜM

    KONU: Çerkeş yöresinde bazı kişilerin KIZILBAŞ ve bozguncu olduklarına ilişkin yapılan şikâyet üzerine bunların yakalanıp yargılanmaları, gerçekten söylendiği gibi iseler lâyık oldukları cezalarının verilmesi için hüküm.



    BELGENİN MEÂLİ

    Çerkeş Beyi’ne Budaközü ve Yüzdepare ve Hüseynâbâd Kadılarına HÜKÜM ki, Şah Hüseyn ve oğlu Mehmed ve Pîr Kulu ve Hasan ve Hüseyn ve Şahkulu ve Şâhidürrühmân ve Eryetdi ve Veli ve Şâh Ali ve Sevindik ve Seyhî nâm kimesneler KIZILBAŞ ve EHL–İ FESÂD (bozguncu) olub birkaç def’a ahvalleri görilüb südde–i saadete (saraya) fesâd ü şanaatleri (kötülükleri) arz olınub haklarından gelinmesine ahkâm verilmeğin girû ele gelmeyüb her dâim müslümanların mâl ü menâllerini (eldeki varlığı) garet idüb (çalıp) ehl ü iyâl (kadın)lerine tecâvüzden hâli olmadıkları südde–i saadetimde (makamımda) istima olınmağın (duyulma) BUYURDUM Kİ, vardıkda göresiz mezbûrlar (adı geçenler) evvel ki gibi fesâd ve ittihâd üzere oldıkları sâbit ve zâhir olub vech–i meşrûh üzere dahi bulunub haklarından gelinmesine ahkâm–ı şer’le vârid olub girû zabta kail oladıkları vâki’ ise mezbûrları buldırması lâzım oldıkda buldırub ele getirüb dahi nemakule fesâdları sâbit olmışdır ve ittihâd üzere oldıkları a’yan oldıkda haklarında mufassal ve meşruh yazub dahi eyliyesiz.

    Yorum


      #3
      Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

      osmanlıda demekki bazen iyi şeyler yapıyomuş ;D

      Yorum


        #4
        Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler



        KASTAMONU, KÜRE VE TAŞKÖPRÜ’DE “MUM SÖNDÜ” YAPAN KIZILBAŞLAR’IN CEZALANDIRILMASI

        YAZI: 7. Ramazan sene 979 (Ağustos 1571) Padişah 2. Selim dönemi, o yıl Kıbrıs’ı aldık, 7 Ekim’de de yeteneksiz derya kaptanı yüzünden İnebahtı (Lepanto–Yunanistan’da) da deniz savaşını yitirdik.

        KİMDEN:

        Divân–ı Hümâyûn’dan

        KİME:

        Kastamonu Beyi ile küre ve Taşköprü kadılarına HÜKÜM

        KONU: Divân–ı Hümâyûm’a, Kastamonu ilçelerinden Küre ve Taşköprüye bağlı köylerde KIZILBAŞ’ın olduğu, Divân–ı Hümâyûm’dan da ilgililere bunları yakalayıp yargılamaları eğer söylenenler gerçekse lâyık oldukları cezanın verilmesi buyurulmakta.
        BELGENİN MEÂLİ

        Karye–i mezbûre halkından Hızır’a verildil
        Kastamonu Beyi’ne Küre ve Taşköprü Kadıları’na HÜKÜMKİ,

        Hâliya kaza–i Kaşköprü’ye tâbi’ Hamid–bükü nâm karye halkı tarafından İlyas nâm kimesne dergah–ı muallâma gelüb karye–i mezbûre (yakarıd adı geçen) kurbunda (yakınında) Hacı Yölük ve Kırca Kaya ve Kızılca Viran nâm karyelerde KIZILBAŞ nânıma nice kimesneler vardır hattâ mezkûr (adı geçen) Hacı–Bükü nâm karyeden Kara Receb nâm kimesne dahi KIZILBAŞ olub hatunı meclis–i şer’a (mahkemeye) gelüb mezkûr Receb içün KIZILBAŞ’dır kendü emsâli KIZILBAŞLAR ile cem’ olub tenhâ eve girüb saz ve çalgu ve sâir alât–i lehv (oyun) ile muhtalitalar (karma karışık) olub ba’de (sonra) şem’i (mumu) söndirüb birbirinin evretin tasarruf iderler deyû mezkûr (adı geçen) zevci müvhacehesinde (eşi önünde) kelamât itmeğin (konuştuğu) kayd–i sicill olındu (sicile yazıldı) deyû bildirüb sûret–i sicili ibrâz (gösterme) itmeğin BUYURDIM Kİ vardıkda bu bâbda gereği gibi mukayyed (önem vererek) olub bu husûs ükâd–ı vechle (gereği gibi) tetebbu’u tefahhus (inceden inceye araştırıp) eylüyüb dahi anin gibileri vech–i mestûr üzere (gizli kapaklı iş yapan) meclis iken ele getirüb habsedüb isimleri ve resimleri ile yazub vâki’ olan ahvalleri südde–i saadetime (yüce katıma) arz eyliyesin.

        ----------------


        BAĞDAT CEZAEVİNE KONAN
        KIZILBAŞLAR




        YAZI: 10 Ramazan sene 980 (Ocak 1573), Padişah 2. Selim (Sarı Selim), Sadrâzam Sokollu Mehmed Paşa’dır. İran tahtında Şah 1. Tahmasb bulunmaktadır.

        O yıl Kaptan–ı Derya Kılıç Ali Paşa’nın Güney İtalya’da Pulya (Pulia) akını, Venedikliler’le Barış antlaşması, Avusturyalılar’la da barışın sekiz yıl daha uzatma andlaşması imzalandı.

        KİMDEN:

        Padişah’tan

        KİME:

        Bağdad Beylerbeğisi’ne HÜKÜM

        KONU: Kızılbaşlık iftirasiyle Bağdad hapishanesine atılan Kasım Carullah, Sübhanvirdi Çavuş ve Haydar Çavuş adındaki kişilerin yeniden denetlenip soruşturma yapılması eğer suçsuz iseler tahliye olunmaları?



        BELGENİN MEÂLİ

        Ali Çavuş’a virildi



        Bağdad Belerbeği’ne HÜKÜMKİ,

        Mektub gönderüb Bağdad mahbesleri (hapishaneleri) tetebbu olındıkda (iyice araştırma) Kasım Carullah ve Sübhanvirdi Çavuş ve Haydar Çavuş nâm kimesneler Rafızi isnadı (sapık inançlı) mahbus olub divân–ı Bağdad’a getürilüb suâl olındıkda erbâb–ı garaz (kötü niyetliler tarafından) iftirasiyle habsolınub ve Musullu Carullah Oğlu Mehmet zimmetinde olan mâl–i mirînin herbiri yüz bin akçalığına (833.33 kş) kefil olub ve umûmen halk ehl–i sünnet ve cemaatından olduklarına şehhadet idüb erbhab–ı garaz tahriki ile habs olındıklarını bildirmişsin imdi BUYURDIM Kİ,

        Vusûl buldukda zimmetlerinde olan emvâl–i mirîyi cümle tahsîl itdirüb alâkalarını kat eyledikten sonra nevechile habsolınub keyfiyyet–i ahvalleri nevechile olduğunu mufassal yazub bildiresin ki, sonra anın hakkında emrim nevechile sâdır olursa mûcibi ile amel olına.


        -----------------


        FİLİBE’DEKİ, IŞIKLARIN VE HURUFİLER’İN İSTANBUL’A GÖNDERİLMESİ

        YAZI: 21 Zilkaade sene 980 (Mart 1573), Padişah 2. Selim (Sarı Selim) dönemi, o yıl Kapdan–ı Derya Ali Paşa Güney İtalya’da Pulya akını, Venedikliler’le Barış Antlaşması ve Avusturyalılar ile 8 yıllık Barış Antlaşması yenilenmesi.

        KİMDEN: Divan–ı Hümâyûn’dan

        KİME: Filibe ve Tatar–pazarı Kadıları’na HÜKÜM

        KONU: Filibe ve Tatar–Pazarcık ilçelerindeki köylerde IŞIK VE HURÛFÎ yandaşı kişilerin olduğu bunlar iyice denetlenip eylemleri gerçek ise yakalanıp İstanbul’a yollanmaları.
        METNİN MEÂLİ
        Süleyman Efendi’ye virildi fî Rabiyülevvel
        Filibe (Plovdiv–Bulgaristan’da) ve Tatar–Pazarı (Pazarcık–Bulgaristan’da) Kadıları’na HÜKÜMKİ,

        Hâlâ Filibe nahiyesinde UMÛR–EVBAŞI dimekle ma’rûf karyede isâ Halife ve Osman Halife nâm kimesneleri ve şeyhleri olub ve Tatar–Pazarı kazâsına tâbi’ Fendisi nâm karyade Mustafa IŞIK dimekle ma’rûf IŞIK URUFİ mensûb olub müslümanları idlâl (yoldan çıkarma) eylemekle hâli olmadıkları i’lâm olınmağın mezkûr (adı geçen) her kande ise hüsn–i tedbîr ve tedârikle ele getirüb dahi ol vechile müslümanları idlâl iderse mukayyed ve mahbûs Südde–i Saadetime (padişah sarayı) göndemek emr idüb BUYURDIM Kİ, (boş) vusûl buldukda bu husûsa her birinüz taht–ı kazânuzda olan müfsidlere bi–z–zât mukayyed olub hüsn–i tedbîr ve tedârikle ele getürüb ol taraflarda sû –i hâli muhkem (iyice teftiş idüb ilhâda (Allah’ın varlığına birliğine inanmamak) müteallık husûs zâhir olur ise (çıkarsa) muhkem kayd u bende (ayaklarına bukağı vurup) idüb ve yarâr adamla koşub bi–hasbe–şşer’–i şerîf üzerlerinde sübût bulan mevâdlarınız sûret–i sicilleri ile Südde–i Saadetime (saraya) mukayyed ve mahbus (tutuklanarak bukağı vurularak) gönderünce olmıya ki mezbûrların (yukarıda adları geçenler) ele gelmemesi ziyade mühimm olmışdır şöyle ki ihmâliniz sebebiyle gıybet (kaybolma) ideler asla bu bâbda beyân olınan özrünüz kabûl olmak ihtimali olmayub mülhidlere (Allah’ı inkâr eden dinsiz imansız) himâyet (korumuş) eylemiş olursanız ol takdirce azl ile (işten çıkarma, yol verme) konılmayub müstahak ıtâb u ıkab (azarlanarak cezalama) olursız âna göre hüsn–i tedbîr ve tedârikle ele getürmek (yakalamak) bâbında envâ’–ı sa’î v ikdâmınız (tüm gayret ve çalışmanızda ustalık gösterip) zuhûra getürüb bâb–ı ihtimâmda (özenle işgörmede) dakika fevt (elden çıkarmama) eylemiyesiz.

        -------------------


        ÇANKIRI KURŞUNLU’DA KIZILBAŞ
        PİR AHMET’İN
        KIBRIS’A SÜRGÜN EDİLMESİ


        YAZI: 15 Cemaziyelûla sene 982 (Ağustos 1574) Padişah 2. Selim (15 Aralık’ta vefat etti yerine oğlu 3. Murad 22 Aralık’ta tahta geçti)

        O yıl Kılıç Ali Paşa veKoca Sinan Paşa’nın Tunus seferi ve alınması.

        Boğdan (Romanya) da çarpışmalar sürmekte.

        KİMDEN: Padişah’tan

        KİME: Kengri (Çankırı) Beyi’ne HÜKÜM

        KONU: Kurşunlu ilçesinin KARAadlı köyünden PÎR AHMED’İN İran’daki Devlet adamları ile sıkı ilişkisi olduğundan ailesi ile Kıbrıs’a sürgün edilmeleri.
        BELGENİN MEÂLİ

        Abdullah’ın karındaşı Mehmed’e
        Kengri (Çankırı) Beyi’ne HÜKÜMKİ,

        Südde–i saadetime mektub gönderüb Kurşunlu kazasına tâbi KARA nâm karye sakinlerinden PÎR AHMED nâm kişi yukaru cânible (İran ile) muâmele idüb nezr çıkarub tenhâ gicelerde avret nâ–mahrem kimesnelerle bir yerde cem idib ve cihâr–ı yar–ı güzin (dört halife: Ebu Bekir, Ömür, Osman, Hz. Ali ridranullahi teâlâ aleyhim Hazerütuna haşâ sebb (sövmek) ider deyû ahvâli görülmüştür mukaddema KIZILBAŞLIĞI sâbit olub kimesneler emr–i şerif irâd keçsudur, mezburun (yukarıda adı gaeçen) ahvali görilüb vech,i meşruh üzere kabahat itdüğü şühud–ı adhulle (dindar güvenilir tanık) sâbit olınağın sâbıka (eskiden) kadîm.. ferman olmış Kızılbaşlardandır gayret idüb gönderilmemekle yine ol vechle kabahâtdan hâli olmadığın bildirmeğin mezbûr Kıbrıs’a sürgün idilmesini meğin mezbur emir idüb BUYURDUMKİ,

        Vusûl bulıcak (ulaşınca) emrim üzere mezkûrın (adı geçenin) ol bir– dahi melâneti zuhûr idib Kıbrıs’a sürgün idilsin amma gönderdiğiniz âdeme muhkem (sıkı) tenbih eyliyesin ki yolda gaflet gaybet vitdimek ihtimali olmıya ve karyeden Kıbrıs’a varub teslim oldığını Beylerbeyinden temessük (makbuz) aldırub Sidde–i saddetime (saraya) irsâl eyliyesin (yollama).

        ----------------


        DİYARBAKIR’DAKİ ŞÂH İSMAİL
        YANLILARININ KIBRIS’A SÜRGÜNÜ


        YAZI: 5 Cemaz, yelulâ sene 982 (Ağustos 1571) Padişah 2. Selim (15.12’de vefat etti, o yıl 22 Aralık’da oğlu 3. Murad Padişah oldu, dönemi o yıl Kılıç Ali Paşa ve Koca Sinan Paşa’nın Tunus seferi ve Tunus’un alınması. Boğdan’da çarpışmalar sürmektedir.

        KİMDEN: Padişah’dan

        KİME: Diyarıbekir Beylerbeyi veRemama Kadısı’na HÜKÜM

        KONU: Diyarıbekir’de Baba Şahverdi ile oğlu Hoş’un Rafizi (sapık inançlı) ve Şah İsmail yanlıları ile haberleştiği, bunların yakalanıp yargılanmaları söylenenler gerçek ise Kıbrıs’a sürgün edilmeleri.
        BELGENİN MEÂLİ

        Burak Çavuş’a virildi
        Diyarbekir (Diyarbakır) Beylerbeyi ne ve Remama Kadısına HÜKÜMKİ,

        Sen ki, Kadısın Südde–i saadetime (sasaya) mektub getürüb BABAHOŞOĞLUŞAHVERDİ ve Hoş nâm oğlu bed– mezheb (kötü mezhebli) ve yukarı (ânib’le (İran’da Şah İsmail) muâmelesi olub ve nahiye–i Sirerek’de veRemama etrafında olan kurâdan (köylerden) kendülerine nezr (adak) ve kurban gelüb ve babası Şah İsmail’in halifesi olub Rafizi Ebu Bekir, Ömer’in halifeliğini kabul etmiyen) ve küfri zâhir (meydana çıkma) olmağın katı olınub (idamedilme) mezbûrlar (yukarıda adı geçenler) dahi Bi–l–fiil olan rafız u dalâlet (sapık) üzere olub mukaddemâ Diyarıbekir Beylerbeyisi olan Hüseyin dâme ikbalühü (şansı artsın) emr–i şerif mûcebince bu makuleleri teftiş iderken mezbûrların (adı geçenlerin) dahi envâ–ı (ürmi, (çeşit suçu) ve fesadları zâhir olmaığın (meydana çıktı) Kıbrıs’a sürülmek içün yarar kefile virilüb Emir Alaybeyisi Piyale (Paşa) zîde kadrühû (onuru artsın) emr–i serif mücebince mücrimleri Kıbrus’a labul gitmek içün Remâma’ya geldikdemezkûrlar (adı geçenler) gönderilmeyub kalmışdı hâlâ yine şirret ü fesâddan hâli olmayub ahali–i Remamâ mezkûrlerden Kemal mertebe müteşekkî (şikâyetçi)dir deyû bildirmeğin BUYURDUM Kİ,

        Vardukta te’hir etmeyüb (geciktirmeden) mezkûrlar (adı geçenler) Şahverdi ve oğlunun ahvalini a’yân–ı vilâyetden bi–garaz (yansız) kimesnelerden teftiş ve tahassuz (iyice araştırma) idüb göresiz fi–l–vak’ı (gerçekten) mezbûrlar (adı geçenler) arz olındığı üzere Rafız u ilhâdla (gerçek inançtan sapma) mârûf olub etrafdan nezr (adak) ve kurban gelüb yukaru (ânib (İran) ile muâmeleleri var ise ki temâm zâhir ve muhakkak ola mezbûrlar hatsidüb ahvalleri de sûbir ve zâhir oldığı üzere yazub arzeyliyesin.

        ---------------


        SAPIK İNANCA İLİŞKİN KİTAP
        OKUYANLARIN SÜRGÜNÜ


        YAZI: Zilhicce sene 983 (Mart 1576) Padişah 3. Murad dönemidir.

        KİMDEN:

        Padişah’tan

        KİME:

        Rum Beylerbeği’ne HÜKÜM

        KONU: Bazı kişilerde sapık inanca ilişkin kitaplar olduğu şikâyeti üzere Padişah bu kitaplar kimde bulunursa vakit geçirmeden o kişiyi kitaplarla birlikte İstanbul’a yollanmasını buyurmaktadır.



        BELGENİN MEÂLİ

        Çavuşlarından Kara Ya’kub’a virildi



        Rum Beylerbeği’ne HÜKÜMKİ,

        Radoviş (?) kadısı dergah–ı muallâma sûret–i sicill gönderüb kazâ–i mezbûrda (adı geçin ilçede)… tâyifesinden Karşı Fakih ve piri Fakih ve Pasin (?) kazâsında Hûb Mehmed nâm kimesnede Rafızi (Hazret–i Ebi Bekir ve Ömer’in halifeliğini kabul etmeyen) müteallik ba’z–ı kitablar olmağın ahvâlleri tahassus olındıkda Veli Fakih nâm Rafızi’nin Sivas ve Ortapâre kazâlarında kırk cild kitabı olub dört cildini alub mâ adâlarını mezbûr Hûb Mehmed’e emânetdir deyû istimâ olınub (işitilme, duyulma) teftiş olındıkda fi–l–vâki’ zikr olınan kitablar bir mikdarının emânet konılub emânete koyan Veli Fakih fevt olub (vefat edip) karındaşı oğlı Selim Fakih’e teslimitdim deyû cevab virdüğin bildürüb imdi zikr olınan kitablar merkum Selim Fakih’den taleb olınub bulanıb dergah–ı muallâma gönderilmesini emir idüb BUYURDUM Kİ, vardıkda bu hususı teftişidüb sâbit olduğı dört pare kitabı kimden alub mâ’ adâsı dahi kimdedir merkum (yukarıda adı geçen)Selim Fakih’de midir? teftiş idüb zikr olınan kitabları tahsîl dergah–ı muallâma gönderesin ammâ kitablar kimin elinde bulınursa kendülerin kayd u bend ile (yakalanıp) bile gönderesin bu babda kimseye himâyet iktizâsınca dakika fevt etmeyesiz.


        Yorum


          #5
          Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=7949.msg51822#msg51822 date=1251930053]
          osmanlıda demekki bazen iyi şeyler yapıyomuş ;D
          [/quote]

          Anlamadım.
          Sözlerine dikkat et >

          Yorum


            #6
            Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

            AYDIN’DA DİNSİZLERİN İSTANBUL’A SÜRGÜNÜ

            KASTAMONU, KÜRE VE TAŞKÖPRÜ’DE “MUM SÖNDÜ” YAPAN KIZILBAŞLAR’IN CEZALANDIRILMASI

            valla eğer osmanlı bunları yapanlara bu cezaları verdi ise helal olsun arkasındayım

            yok eğer bunlar safsata diyosan nie ekliyosun o zaman kendi kendinizi zan altında bırakıyosun

            Yorum


              #7
              Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler



              AYAKLANAN BOZOK’LU CELAL’İN EVİNİN TEKKE YAPILMASI HAKKINDA
              SORUŞTURMA...


              YAZI: 6 sefer sene 984 (Nisan 1576), Padişah 3. Murat dönemi, Sadrazam: Sokollu Mehmet Paşa, İran’da Şâh 1. Tahmasb’tır.

              KİMDEN:

              Padişah’tan

              KİME:

              Bozok (Yozgat), Akdağ ve Hüseyinâbad (Alaca) Kadı’larına HÜKÜMKİ,

              KONU: Bozok ilçesinde ayaklanan Celâl Bey’in evini Seyfi adında biri Sapık inançlı KIZILBAŞ olduğu yöre halkını kandırıp, tekke yaptığı evine topladığı şikâyeti üzere hakkında soruşturma yapılması.



              BELGENİN MEÂLİ

              Müşârün–ileyhe (yukarıda adı geçen)HÜKÜMKİ, Bozok ve Akdağ (Akdağ–madeni) ve Hüseynâbâd (Alaca) kadıları’na HÜKÜMKİ, Bundan akdem (önce)Bozok (Yozgat) kazâsında YARAR nâm karyede hurûç iden (başkaldıran) Celâl Beğ’in evleri yerine SEYYİD SULTANOĞLU SEYFİ nâm kimesne bir tekye binâ idüb bâ’z–ı kimesneler gelüb gidüb mezbûr SEYFİ Rafızi (sapık inançlı) mezheb olub birbirlerine ıdlâl (doğru yoldan sapıtma) itmekle terfiş ber–fiil–i şuuru’ (denetlemeye başlama) itmek ihtimali olmağın BUYURDUMKİ, hükm–i şerîfim vusûl (varınca) buldukda bu bâbda her biriniz gereği gibi mukayyed olub mezbûr SEYFİ hüsn–i tedarikle ele getürüb dahi ahvalini a’yân–ı vilâyetden ehl–i vukuf bî–garaz (tarafsız) kimesnelerden hakk üzere teftişidüb göresin mezbûr (Seyfi) fi–l–vâkı, Rafızi mezheb olub tekyesine ba’z–ı kimesneler gelüb gittüği vâki’ midir? nicedir? temâm sıhattı vaz’iyyeti ile vakıf olub dahi ahvalin vuku’ı üzere yazub arz eyliyesin, amma hîn–i teftişde hakk üzere olub tezvîr ve delbisden (müzevir) ve şuhud–ı zordan, hilâf–ı vâkı (olmadık) kaziyye arz olınmakdan kemal–i ihtilat üzere olasın.


              ------------


              RUM ELLERİNDEKİ SAPIK İNANÇLILARIN KIBRIS’A SÜRGÜNÜ, ÖNDERLERİNİN ÖLDÜRÜLMESİ

              YAZI: 20 Sefer sene 985 (Nisan 1577), Padişah 3. Murat dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa’dır. İran’da Şâh 1. Tahmasb. O yıl Lala Mustafa Paşa ve Özdemir oğlu Osman Paşa Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan’ı aldılar.

              KİMDEN:

              Padişah’tan

              KİME:

              Rum Beğlerbeği’ne HÜKÜM

              KONU: Eyalet–i Rum (Sivas, Amasya, Çorum, Canik, Şebin–Karahisar, Bayburt, Kemah, Malatya, Divriği, Darenda, Gerger, Kâhta, Bozok (Yozgat), Trabzon)da sapık inançlı olanların aileleriyle Kıbrıs’a sürgün edilmeleri, bu kişilerden halife olanların haklarından (hapis, sürgün, öldürme) gelinmesi buyurulmakdır.

              BELGENİN MEÂLİ

              Mahmud nâm kimesneye virildi



              Rum Beğlerbeği’ne HÜKÜMKİ,

              Mektub gönderüb bundan akdem (önce) emr–i şerîf vürûd olub (gelme) Vilâyet–iRum’da (kasabalar yukarıda gösterilmiştir) ba’z kimesne rafz ve ilhâd (sapık inançlı) ile meşhûr olub ve ba’zıları Yukarû Cânibe (İran) varub gelüb müslümanları idlâl (doğru yoldan saptırma) iderlermiş anin gibileri tecesüs idüb ele getürüb (yakalama) haklarından gelesin deyûb uyurulmağla husûs–ı mezbûr (adı geçenler) teftiş olındıkda HAVZA() kazâsından Nebi Bin rüstem ve Hasan Bin Ali ve Nur Ali Bin Ekber ve Salbaş Hızır nâm kimesneler Rafizi ve ilhâd (sapık inançta) üzere dâimâ fesaddan hâli olmayub ve ehl–i fesad suhta (softa)ların “önlerine düşüb müslümanların akçe ve asbâbın garet (çalmak) itdirüb şekavet (hırsızlık) itdikleri toprak kadısı huzûrunda sâbit olub mezbûrlar (adı geçenler) hbs olınmışlar iken zincir bozuk gaybet (kaçma idicek tekrâr ele getürildiklerinde her biri envâ’–ı tezvîr ü telbise (hile yalan dolan) sülûk (yol tutma) idüb celb–i mâl içün bize envâ’–ı zulüm olmışdır deyû şikâyete varub bir tarîk ile emr–i şerîf alub bundan akdem (önce) bu husûs vuku’ı üzere Dersaadet’e (İstanbul) arz olındıkda anin gibi mülhid ve rafz olanları (sapık inançta) evleri ve barkları ile alâkaların kesüb Kıbrıs’a sürgün idüb ve halife nâmına olanların haklarından gelesin deyû fermân olınmışken diyâr–ı şarka (İran) sefer–i hümâyûn vâki’ olmağla görülmek mümkin olmaması mezkûrlerin (adı geçenler) haklarında olan sûret–i siciller ayni ile irsâl olındı deyû bildirmişsin imdi şer’le KIZILBAŞLIKLARI sâbit olanların haklarından gelinmesi (hapis, sürgün, öldürme) emir idüb BUYURDIM Kİ, vardıkda mezbûrlar (Adı geçenler) arz olındığı üzere rafızi ve mülhid (sapık inançlı) olub dâimâ fesâd üzere oldıkları sâbit olursa şer’le (mahkeme) haklarından gelüb reayâya zulüm olınmakdan hazer (sakınma) eyliyesin.

              ----------


              SAPIK İNANÇLI İRAN HALKININ MALINA EL KONULMASI

              YAZI: 20 Sefer sene 985 (Nisanlı 1577), Padişah: 3. Murat dönemi, Sadrâzam: Sokollu Mehmet Paşa İrân’da Şâh 1. Tahmasb’tır.

              O yıl, Osmanlı Devleti Lehistan (Polonya) krallığını onaylayıp Limaye antlaşmasını imzaladı, o yıllar, (1577-1579) Lala MustafaPaşa ve Özdemir Oğlu Osman Paşa’nın Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan’ı alınmaları. Sokollu Mehmet Paşa’nın aldığı önlemler sayesinde Lehistan (Polonya)Osmanlı himayesini kabul etti. Osmanlı sınırı ilk defa Hazar denizine ulaştı.

              KİMDEN: Padişah’tan

              KİME: Vezir MustafaPaşa’ya HÜKÜM

              KONU: Yıllardan beri sapık inançlı İran ahalisini tarîk–i mustakime (doğru yola) getirmek için bu savaşın başlatıldığı, hükümet mal ve zenginlik amacında olmayup elde edilecek ganimet (düşmandan alınan mal) savaşanların olacağı, yalnız Sünnî ahali ve vergi veren Ermenilere dokunulmaması.
              BELGENİN MEÂLİ

              Divân’da sahib–i Saadet hazretlerine virilüb badehu Depesidelik Oğlu Piri Çavuş ile

              müşârün–ileyh Serdar hazretlerine virilmişdir.
              Vezir Mustafa (Lala) Paşa’ya HÜKÜMKİ,

              Diyâr–ı Şark’dan (İran) Fırâk–ı Dalle (doğru yoldan ayrılmış, iman etmeyen) cem’ olub altmış yetmiş yıldan ziyade zamandan berû Rasûllullah’ın ezvâc–ı mutahharalarından (temizlenmiş eşler) fahrü–l–nisâ (kadınların övüncü) Hazret–i Aişe radiyallahü teâlâ anhaya ve çâr–ı yâr–ı güzîn (Haz. Esu Bekir, Ömer ve Osman) rıdvanü–l–hali teâlâ (Allah onlardan razı olsun) aleyhim acmâine hâşâ sebb ü la’net ü şetm ve ta’n (sövüp sayma, lânet ve iftira) itdikleri ecilden vücûd–ı bî–su’ûdları her vechile nâbûd ve hâk–i alûd (bunların pisliklerinden kurtulmak için onları yerle bir etmek) lâzım gelmiş iken bir bölük mülhid–i makhurenin (Allah’ın gazabına uğramış sapık inançlılar) izâlesi (yok edilmesi) için reâyaâ ve berâyadan (ahaliden) nice bin aceze ve zuâfa ve mesâkin–i fukara (yoksul kimseler) pây–mâl (ayak altında) olmak ihtimalinden ecdâd–ı ızâm ve âbâ–i kiramın (atalar babalar) enârallahü teâlâ bürhanehüm (Allah katlarını aydınlatsın) ol bağı ü dalâl (doğru yoldan sapan serkeşler) üzere olan kavm–i (okunamadı) kendü hâllerinde olmak üzere bir mikdar zaman ve mühlet ve âmân virmişler iken bu haleti kendülere devlet ve rifât ve huzûr ve rahat bilmeyüb bâis–i fevz ve felâh olan sul ü salâha muhâlif nice def’a nâ hemvâr evza’ ve etvâr (uygunsuz hareket) zuhûr etmeğin gayret–i dîn–i mübîn ve şerhiat–ı seyyide–l–mürselîn (Hazret–i Muhammed’in dini uğruna) muktezâsınca (gereği, ol gürûh–ı mekrûhın (iğrenç takımın) inâyet–i hakk celle ve alâ (ulu tanrının yardımıyle) def’ü ref’i kahr (yok edip ortadan kaldırmak) içün zât–ı saadet–i simâtımdan (padişah tarafından) mukaddem asâkir–i nusret siz serdâr guzât–ı zafer ayatıma sipehsalar (başkomutan) nasb ü ta’yîn (atama) olınub ol diyhar–ı dalâlet–i âyine (o sapık inançlılar ülkesine) irsâl olınmakdan müntehây–ı âmâlim (sizi yollamaktan tek amacım) mal ü menâl (mal elde etmek) olmayub hemân mülhid–i duzah–ı mekîde (sapık inançlıların cehennemini) bi–inâyeti–l–melikü–l– kadîr (herşeye gücü yeten tanrının yardımıyle) hedef–i tîr ve alef–i şemşir (kılıçla haklarından gelme) olub ğevlâdı evlâd ve ezvacı (kadın erkek eşleri) ve memleket ve vilâyetleri feth ü teshîr (ele geçirme) olmağın BUYURDIM Kİ, hükm–i şerîfimle vusûl (ulaşınca) buldukda guzât–ı müslimîn (müslümün gaziler) ve cunûd–ı muvahhidîni (Allah’ın birliğine inanan askerleri) bir yere cem’ eyleyüb bu Fermhan–ı âlî–şânımı i’lâm ve ilân idüb emvâl–i ganayim (savaşta ele geçen mallar) ve esbâb ve behâyimleri (araç gereç, hayvanlar) dîn–i mübîn uğruna (İslâm Dini) bezl–i makdûr (elden geldiği kadar) eyleyen gezi kulların olub memleket ve vilâyetlerde cenâb–ı celâlet maabımın olmak üzere istimâlet (gönül yapmak) virüb her vechile gaza ve cihâdda tergib–i irşâd (doğru yolu göstermede özendir) eyliyesin amma mümkin oldukça içlerinden ehl–i sünnet ve–l– cemâatden (peygamber ve sahabelerine inanıp uyanlar) olanlar siyânet ve himâyet (korunup muhafaza) olınub mallarını ve canlarına zarar ve ziyân iriştirmemeğe sa’y ü ihtimâm eyliyesün ve reâyâdan (ahali) haraç–güzâr (harac verici, müslüman olmayanlardan alınan vergi) Ermeni taifesinin dahi mallarına ve canlarına zarar–ı gezend (zarar ziyan, belâ) irişdirmiyesin.

              -----------


              KIZILBAŞ’TAN ALINAN ESİRLERİN
              İSTANBUL’A GETİRİLMESİ


              YAZI: 15. Ca. 985 (Temmuz 1577) yılı, Padişâh 3. Murad dönemi, o yıl Lala Mastafa Paşa ve Özdemir Oğlu Osman Paşa’nın Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan fütuhatları sürmektedir.

              Lehistan Krallığı’nın tanınması Limaye antlaşması imzalandı. Bu dönemde kapıkulu disiplini hayli bozulduğu gibi saraya rüşvet ve yolsuzluklar girdi.

              KİMDEN: Padişah’tan

              KİME: Diyarbekir Beylerbeyi’ne ve Silân Kadısına HÜKÜMKİ,

              KONU: Kızılbaş’dan (İran) aldıkları baş ve dil (Düşmandan alınan esir) leri İstanbul’a getirirken Ceman Oymağından bazı kişiler bunların önünü keserek görevli olanları dövüp yaraladıktan sonra bu atları çavuşların ellerinden aldıkları, bu işi yapanların yakalanmaları ve yargılanmaları, şer’an gerekli cezalarının verilmesi.
              BELGENİN MEÂLİ
              1. BELGE: Dergâh–ı Hümâyûn Çavuşlarından Mehmed Çavuş’a virildi.

              Diyarbekir Beylerbeyi’ni ve Silvan Kadısı’na HÜKÜMKİ

              Sen ki Kadısın Silvan Beyi Behlül ile mektub gönderüb Van Çavuşlar Kethüdası Hüseyin Mehmed Çavuşla KIZILBAŞ’dan bir nice baş ve dil (esir) ile südde–i Saaddetime (Saray) gelürken Cizre reâyasından aldıkları ulak beygirleriyle gelirken at sahibleri ardlarından yetişüb cemaat–ı mezbûreden (yukarıda adı geçen) atlarımızı alıverin deyû taleb eylediklerinde Âşık Resûl ve Bekir ve Turak nâm kimesneler tevâbi’i ile mezkûr Halil kethuda’nın yoluna gelüb atları çeküb ellerinden alub ve darb–ı şedîd idüb (feci şekilde dövdüğü). Ve daima cemaat–ı mezburenin bu makule fesâdları mukarer olub ısyân üzere oldıkları bildirdiğiniz acilden BUYURDIM Kİ,

              Vardıkda mezbûrlardan (adı geçenler) gıybet idenleri (saklananları, şer’le buldurman lâzım olanlara buldurub getürüb ber–vech–i şer’le fasl olmıyan husûsı ehl–ı şer’le teftiş idüb göresin kaziyye (dava) olındığı gibi iseler sâbit olanlar habs ve arz eyliyesin.

              2. BELGE: Silvan Beyi’ne HÜKÜMKİ,

              Silvan kadısı ile mektub gönderüb Van Çavuşları Kethüdası Halil ve Mehmed Çavuş ile KIZILBAŞ’dan bir nice baş ve dil ile gelüb giderken Cizreye reâyâsından ulak bargiri alub giderken Tefercan’a tâbi’ Ceman oymağına geldiklerinde at sahibleri ardlarından yetişüb cemaat–ı mezbûreden atlarımızı alıveriniz deyû muâvenet taleb itdiklerinde Âşık Rasul ve Bekir ve Turak nâm kimesneler tevabii ile mezkûrların yollarına inüb atları alub ve darb–ı şedîd ile (feci şekilde dövme) eylediklerin i’lâm eylediğiniz ecilden Diyarbekir Beylerbeyi’ne ve kadı–i müşârün–ileyhe (yukarıda adı geçen) BUYURDU Kİ, (Alt tarafı kesilmiştir)

              -----------------


              KERKÜK DAKOFA’DAKİ KIZILBAŞLAR’IN
              CEZALANDIRILMASI


              YAZI: 14 Ramazan sene 985 (Kasım 1577), Padişah 3. Murad dönemi, Sadrâzam Sokollu Mehmed Paşa, İrân’da Şâh 1. Tahmasb’tır. O yıl Lala MustafaPaşa ve Özdemiroğlu Osman Paşaların Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan’ı alarak ilk defa Osmanlı sınırı Hazar denizine ulaştı. Lehistan (Polonya) krallığının onaylanması.

              KİMDEN:

              Padişah’tan

              KİME:

              Şehrizol Beğlerbeği’ne HÜKÜM

              KONU: Şâh İsmail şâh olalı Kerkük’e bağlı Dokofa nahiyesinde birçok KIZILBAŞ olduğu, bunların yakalanıp yargılanmaları buyurulmaktadır.



              BELGENİN MEÂLİ

              Levend’e virildi
              Şehrizol Beğlerbeği’ne HÜKÜMKİ,

              Kerkük kadısı mektub gönderüb nâhiye–i Dakofa tâbi’ Arabkendi nâm karyede sâkin Ferrah ve Nasraddin bin Abdülhüseyn ve Ali Bin Abdül ve Receb Bin Şehâb ve Hüseyn nâmkimesneler içün KIZILBAŞ Şâh İsmail Şâh olalı er avret ve kız ile bir yerde mahlût (karma karışık) el ele olub rafzı (şii fırkasına bağlı) zâhir ve peydâ (açığa çıkma) eylemişlerdir deyû haklarından gelinmek ricâsına arz etmeğin şer’le (mahkemede) teftiş ve tafahhus (inceleme denetleme) olınmasını emir idüb BUYURDIM Kİ, (Boş bırakılmış) vardıkda bu babda mukayyed (yakalama) olub mezkûrlerin ahvallerini şer’le tetiş eyleyüb göresin fi–l–vâki’ arz olındığı gibi ise ki, vech,i meşrûh üzere fesad ve şanaatları (kötülükleri) ve nilâf–i şer’ (şeriata aykırı) vasıfları olursa şer’le (mahkeme) sabit olan nâ–meşrû’ (yakışıksız) etvarını yazub sicill ve mahfûz kayd itdirüb vukû’ı (olduğu) üzere arz eyliyesin.



              Yorum


                #8
                Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=7949.msg51827#msg51827 date=1251930613]
                AYDIN’DA DİNSİZLERİN İSTANBUL’A SÜRGÜNÜ

                KASTAMONU, KÜRE VE TAŞKÖPRÜ’DE “MUM SÖNDÜ” YAPAN KIZILBAŞLAR’IN CEZALANDIRILMASI

                valla eğer osmanlı bunları yapanlara bu cezaları verdi ise helal olsun arkasındayım

                yok eğer bunlar safsata diyosan nie ekliyosun o zaman kendi kendinizi zan altında bırakıyosun

                [/quote]

                Mum söndü iftirasına inandığın için üzüldüm.Orda dinsiz denilen kişiler aleviler.Adamlar hakaret ediyor sende hemen kabul ediyorsun.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

                  yoo ben kesinlikle mumsöndüye falan inanmam

                  ekleyen sensin yahu ben değilimki, o yüzden dedim kendi kendini zan altında bırakıyosun diye

                  eğer böyle bişey yoksa böyle bi cezada yoktur, madem bunlar iftira belgelerde yalandır o zaman inanmıcaksın

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

                    [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=7949.msg51832#msg51832 date=1251930880]
                    yoo ben kesinlikle mumsöndüye falan inanmam

                    ekleyen sensin yahu ben değilimki, o yüzden dedim kendi kendini zan altında bırakıyosun diye

                    eğer böyle bişey yoksa böyle bi cezada yoktur, madem bunlar iftira belgelerde yalandır o zaman inanmıcaksın
                    [/quote]

                    Allah Allah.Bunlar osmanlı arşivinden.Adamlar iftira atıp kafir deyip bizi aşağılayıp katliamlar yapıyor.Belgeleriyle kanıtlıyoruz bunu senin verdiğin tepkiye bak.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

                      Allah zalimlere lanet etsin.
                      nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
                      noktayı koyacak olan sensin anlasana
                      ...

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Osmanlıda Alevilerin durumunu belirten belgeler

                        [quote author=Kızılbaş link=topic=7949.msg51833#msg51833 date=1251931001]

                        Allah Allah.Bunlar osmanlı arşivinden.Belgeleriyle kanıtlıyoruz
                        [/quote]Ne Allah Allah belgelerdeki ifadeler çok normal ben bir sakınca görmedim.Katliamdan filanda bahsetmiyor sürgün cezasından bahsediyor.Osmanlı onları örneğin Kıbrısa(Kıbrıs Türklerinin fazla dindar olmamalarının sebeplerinden biri bu olabilir.) sürgün etmek yerine Kıbrıs yolunda geminin içinde öldürüp denizede atabilirdi.Ama aynı devirde İngilizler Anglikan-Protestan olmak istemiyen halklarına bunu yapmışlar.Protestan olmak istemiyenleri gemilere doldurup öldürüp denize atmışlar.

                        Dünyadaki her devletin, her düzenin kendi çıkarı için, kendi güvenliği için önlemler almaya hakkı vardır.Çok değil 10-12 sene önceki 28 Şubat dönemi raporları bile bunlardan çok daha vahimdir.
                        Ayrıca o devirlerde Kerbela ve Necef ve çevreside Osmanlı denetimindeymiş Osmanlı onlara karışmamış.Şii olduğu bilinen Alevi-Bektaşi-Kızılbaş İnancının 7 Ulu ozanından biri olan Fuzuli`ye Kanuni Sultan Süleyman maaş bağlatmış.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Osmanlıda Alevilere atılan iftiralar ve katliam Belgeleri

                          Yazıktır Günahtır.Hiç birşey demiyorum size.İran halkı diyor ona ne diyeceksin İranda o zaman şii yokmuydu ?

                          Açıkça Kızılbaş olduğu için sorgulananlar öldürülmesi istenenleri görmüyormusun.

                          Ya dinsiz denilip mum söndü yapıyorlar demelerini.

                          Yazık vallahi Yazık.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Osmanlıda Alevilere atılan iftiralar ve katliam Belgeleri

                            Sultanlar için önemli olan din ve mezhep değil, saltanatlarıdır. Osmanlının Anadoluda yaptığını Şah İsmail İranda yapmıştır.
                            Eğer Osmanli tebaasının çoğunluğu şii olsaydı, Osmanlı şia mezhebini esas alıp alevilere yaptığını sünnilere yapacaktı. Şah İsmailde, eğer saltanatı için şia kitle değilde sünni kitleden yararlanmış olsaydı, sünnilere yaptığını şiilere yapacaktı.
                            Birbirlerini çok iyi tanıyanlar savaşlarında birbirlerini hiç tanımayanları kullanmıştır.
                            Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar sarayda Kerbela, Aşura yas merasimleri icra edilmekte idi. Uzun Hasanla yapılan savaştan sonra bu merasimler kaldırıldı. Osmanlı Sultanları için en aziz değer saltanatları idi, oğulları evlatları bile değildi., Nitekim bu konudaki hikayeleri herkes çok iyi bilmektedir.
                            Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                            Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Osmanlıda Alevilere atılan iftiralar ve katliam Belgeleri

                              Şah İsmail osmanlının yaptığını yapmadı.Varmı çaldırandan önce şah 55bin sünniyi öldürmüş diye bir belge.Ama osmanlının yaptığına dair var.Şah ismail daha çocuk yaşta tüm ehl-i beyt taraftarlaının intikamını almak için yemin etmiş bir insan.BU durumda ona nasıl saltanat için şii kitleden faydalanmış dersiniz?
                              Allah için baba tarafı hep şeyh olan bir insanın şiiliği kullandığını idda etmek ne kadar akıl işidir ??
                              Osmanlıya gelince.Devletin kurulması aleviler sayesindedir.Fetihlere katılan gaazileri yada alevi tarikatlarını duymadınız mı ? Şeyh edebali Baba ilyasın halifelerindendir bundandamı haberiniz yok ?.
                              Osmanlıda sorun teba değil.Nankörlüktü.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X