Bismillahirrahmanirrahim
Sayın Muntezeri Cenapları
Kanlı bir gönül ve kırık bir kalple sizin için birkaç kelime yazacağım. Ta ki böylece halk da bir gün bu işten haberdar olsunlar. En son mektubunuzda “Şer'en senin görüşünü kendi görüşüme tercih ediyorum” diye yazmış idiniz. Ben de Allah'ı göz önüne alarak bazı meseleleri ele almak istiyorum sizinle.
Benim ardımdan bu ülkeyi ve İran'ın Müslüman halkının aziz İslam İnkılâbı'nı liberallerin eline, onlar kanalıyla da münafıklara teslim edeceğiniz belli olduğundan nizamın geleceğinin önderliği salahiyetini ve meşruiyetini kaybettiniz. Siz, mektuplarınızın, sohbetlerinizin ve mevzi alışlarınızın çoğunda liberallerin ve münafıkların ülkede hükmetmelerine inandığınızı gösterdiniz. Hatta öyle ki bahsettiğiniz hususlar münafıklar tarafından dikte edilmiş şeylerdi, ben de bunlara cevap vermekte bir fayda görmüyordum. Örneğin İslam ve İnkılâb karşısında silahlı mücadele veren ve bu yüzden idama mahkûm olmuş olan çok az sayıdaki münafığın savunması olarak yazdığınız mektuptaki rakamı, münafıklar sizin ağzınız ve kaleminizden on binlere çıkardılar. İstikbar için ne değerli bir hizmette bulunduğunuzu görüyorsunuz. Katil Mehdi Haşimi meselesinde de, onun bir katil olduğu sizin için sabit olmasına rağmen sürekli olarak “onu öldürmeyin” diye mesajlar gönderdiniz. Mehdi Haşimi türünden olaylarınız pek çoktur ve benim de bunların hepsini masaya yatırmaya halim yok. Siz artık bundan sonra benim vekilim değilsiniz, sizlere para getiren talebelere de (Kendi vekili olduğu için İmam Humeyni adına aldığı Humus parası kastediliyor, çev.) Kum'a, Bay Pesendide'nin evine veya Tahran'da Cemeran'a müracaat etmelerini söyleyin. Hamdolsun ki sizin bundan sonra ekonomik bir sorununuz da bulunmuyor.
Eğer siz benim görüşüme uymayı Şer'i olarak kendi görüşünüzden öncelikli görüyorsanız –ki münafıkların bunu salah bilmeyecekleri çok açıktır- akıbetinizi daha da harap edecek şeyler yazmakla meşgul olmayın. Kırık bir kalp ve merhametsizliklerin tutuşturduğu bir sine ile Yüce Allah'a dayanarak ömrümün meyvesi olan size birkaç nasihatim var, artık siz bilirsiniz:
1. Büronuzdaki insanları değiştirmeye çalışın ki İmam-ı Zaman'ın humus paraları münafıkların, Mehdi Haşimi ekibinin ve liberallerin boğazına akıtılmasın.
2. Saf olduğunuz ve hemen tahrik olduğunuz için HİÇBİR SİYASİ FAALİYETE KATILMAYIN, belki Allah kusurlarınızdan geçer.
3. Artık ne bana bir mektup yazın, ne de münafıkların memleketin bütün sırlarını yabancı radyolara vermelerine izin verin.
4. Münafıkların sizin vesilenizle kitle iletişim araçlarından halka ulaşan mektupları ve konuşmaları, İslam'a ve İnkılâb'a ağır darbeler vurmuştur ve İmam-ı Zaman'ın –ruhum O'na feda olsun- gizli askerlerine edilen büyük bir ihanete neden olmuş, İslam ve İnkılâb'ın pak şehitlerinin kanlarına mal olmuştur. Cehennemin kahır ateşinde yanmamak için hatalarınızı ve günahlarınızı itiraf edin. Umulur ki Allah yardımcınız olur.
Allah'a and olsun ki ben en başından beri sizin seçilmenize karşıydım, fakat o zamanlar sizi saf telakki ediyordum; müdür ve müdebbir değildiniz, fakat tahsil sahibi bir insandınız ve dini ilimler havzası için faydalıydınız. Fakat eğer bu türden işlerinize devam ederseniz başka türlü davranacağım da şüphesizdir. Biliyorsunuz ki üzerime vazife olan şeyden asla geri durmam. Allah'a and olsun ki ben Bazargan'ın başbakanlığına da karşıydım fakat onu da iyi bir adam biliyordum. And olsun Allah'a Beni Sadr'ın cumhurbaşkanlığı lehinde de oy vermedim, bütün bu konularda dostlarımın görüşlerine uydum.
Baş ağrısı; eziyet, gam ve üzüntü dolu kırılmış bir kalple yöneldiğim aziz halkımıza da bir sözüm olacak: Ben Rabbime ahd verdim; kusurlarını örtmekle mükellef olduğum kimseler hariç hatalara göz yummayacağım. Allah'a, O'nun rızasını halkın ve dostlarımın rızasının önüne geçireceğime dair söz verdim. Eğer bütün dünya benim aleyhimde toplansa Hak ve hakikatten elimi çekmem.
Benim tarihle işim yok; ben yalnızca Şer'i vazifemle amel etmeliyim. Ben Allah'tan sonra halkıma da gerçekleri uygun bir zamanda kendilerine açıklama sözü verdim. İslam tarihi, büyük insanlarının İslam'a ihanetleriyle doludur. Dikkat etsinler bugünlerde yabancı radyoların büyük bir şevk ve heyecanla yaydıkları dikte edilmiş yalanların tesiri altında kalmasınlar. Allah'tan dileğim odur ki aziz İran halkının bu pir dedesine sabır ve tahammül inayet etsin ve onu bu dünyadan bağışlanmış olarak alsın, ta ki dost ihanetinin acısını bundan daha fazla tatmasın. Hepimiz O'nun razı olduğuna razıyız. Kendimizden bir şeyimiz yok; ne varsa O'ndandır.
Vesselam.
6. 1. 1368
(26 Mart 1989)
Ruhullah Musevi el Humeyni
//www.irdc.ir/fa/content/7114/default.aspx
Sayın Muntezeri Cenapları
Kanlı bir gönül ve kırık bir kalple sizin için birkaç kelime yazacağım. Ta ki böylece halk da bir gün bu işten haberdar olsunlar. En son mektubunuzda “Şer'en senin görüşünü kendi görüşüme tercih ediyorum” diye yazmış idiniz. Ben de Allah'ı göz önüne alarak bazı meseleleri ele almak istiyorum sizinle.
Benim ardımdan bu ülkeyi ve İran'ın Müslüman halkının aziz İslam İnkılâbı'nı liberallerin eline, onlar kanalıyla da münafıklara teslim edeceğiniz belli olduğundan nizamın geleceğinin önderliği salahiyetini ve meşruiyetini kaybettiniz. Siz, mektuplarınızın, sohbetlerinizin ve mevzi alışlarınızın çoğunda liberallerin ve münafıkların ülkede hükmetmelerine inandığınızı gösterdiniz. Hatta öyle ki bahsettiğiniz hususlar münafıklar tarafından dikte edilmiş şeylerdi, ben de bunlara cevap vermekte bir fayda görmüyordum. Örneğin İslam ve İnkılâb karşısında silahlı mücadele veren ve bu yüzden idama mahkûm olmuş olan çok az sayıdaki münafığın savunması olarak yazdığınız mektuptaki rakamı, münafıklar sizin ağzınız ve kaleminizden on binlere çıkardılar. İstikbar için ne değerli bir hizmette bulunduğunuzu görüyorsunuz. Katil Mehdi Haşimi meselesinde de, onun bir katil olduğu sizin için sabit olmasına rağmen sürekli olarak “onu öldürmeyin” diye mesajlar gönderdiniz. Mehdi Haşimi türünden olaylarınız pek çoktur ve benim de bunların hepsini masaya yatırmaya halim yok. Siz artık bundan sonra benim vekilim değilsiniz, sizlere para getiren talebelere de (Kendi vekili olduğu için İmam Humeyni adına aldığı Humus parası kastediliyor, çev.) Kum'a, Bay Pesendide'nin evine veya Tahran'da Cemeran'a müracaat etmelerini söyleyin. Hamdolsun ki sizin bundan sonra ekonomik bir sorununuz da bulunmuyor.
Eğer siz benim görüşüme uymayı Şer'i olarak kendi görüşünüzden öncelikli görüyorsanız –ki münafıkların bunu salah bilmeyecekleri çok açıktır- akıbetinizi daha da harap edecek şeyler yazmakla meşgul olmayın. Kırık bir kalp ve merhametsizliklerin tutuşturduğu bir sine ile Yüce Allah'a dayanarak ömrümün meyvesi olan size birkaç nasihatim var, artık siz bilirsiniz:
1. Büronuzdaki insanları değiştirmeye çalışın ki İmam-ı Zaman'ın humus paraları münafıkların, Mehdi Haşimi ekibinin ve liberallerin boğazına akıtılmasın.
2. Saf olduğunuz ve hemen tahrik olduğunuz için HİÇBİR SİYASİ FAALİYETE KATILMAYIN, belki Allah kusurlarınızdan geçer.
3. Artık ne bana bir mektup yazın, ne de münafıkların memleketin bütün sırlarını yabancı radyolara vermelerine izin verin.
4. Münafıkların sizin vesilenizle kitle iletişim araçlarından halka ulaşan mektupları ve konuşmaları, İslam'a ve İnkılâb'a ağır darbeler vurmuştur ve İmam-ı Zaman'ın –ruhum O'na feda olsun- gizli askerlerine edilen büyük bir ihanete neden olmuş, İslam ve İnkılâb'ın pak şehitlerinin kanlarına mal olmuştur. Cehennemin kahır ateşinde yanmamak için hatalarınızı ve günahlarınızı itiraf edin. Umulur ki Allah yardımcınız olur.
Allah'a and olsun ki ben en başından beri sizin seçilmenize karşıydım, fakat o zamanlar sizi saf telakki ediyordum; müdür ve müdebbir değildiniz, fakat tahsil sahibi bir insandınız ve dini ilimler havzası için faydalıydınız. Fakat eğer bu türden işlerinize devam ederseniz başka türlü davranacağım da şüphesizdir. Biliyorsunuz ki üzerime vazife olan şeyden asla geri durmam. Allah'a and olsun ki ben Bazargan'ın başbakanlığına da karşıydım fakat onu da iyi bir adam biliyordum. And olsun Allah'a Beni Sadr'ın cumhurbaşkanlığı lehinde de oy vermedim, bütün bu konularda dostlarımın görüşlerine uydum.
Baş ağrısı; eziyet, gam ve üzüntü dolu kırılmış bir kalple yöneldiğim aziz halkımıza da bir sözüm olacak: Ben Rabbime ahd verdim; kusurlarını örtmekle mükellef olduğum kimseler hariç hatalara göz yummayacağım. Allah'a, O'nun rızasını halkın ve dostlarımın rızasının önüne geçireceğime dair söz verdim. Eğer bütün dünya benim aleyhimde toplansa Hak ve hakikatten elimi çekmem.
Benim tarihle işim yok; ben yalnızca Şer'i vazifemle amel etmeliyim. Ben Allah'tan sonra halkıma da gerçekleri uygun bir zamanda kendilerine açıklama sözü verdim. İslam tarihi, büyük insanlarının İslam'a ihanetleriyle doludur. Dikkat etsinler bugünlerde yabancı radyoların büyük bir şevk ve heyecanla yaydıkları dikte edilmiş yalanların tesiri altında kalmasınlar. Allah'tan dileğim odur ki aziz İran halkının bu pir dedesine sabır ve tahammül inayet etsin ve onu bu dünyadan bağışlanmış olarak alsın, ta ki dost ihanetinin acısını bundan daha fazla tatmasın. Hepimiz O'nun razı olduğuna razıyız. Kendimizden bir şeyimiz yok; ne varsa O'ndandır.
Vesselam.
6. 1. 1368
(26 Mart 1989)
Ruhullah Musevi el Humeyni
//www.irdc.ir/fa/content/7114/default.aspx
Yorum