Galiba birbirimize zarar vermeye başladık
kardeşim sen geldin olaya tarafsız olarak el koyarcasına sormaya başladın biz senin istediklerini oraya yazdık. iddialarımızı ispat için risalelerden ilgili yerleri paylaştık. ve onların anlaşılmadığından kimin doğru söylediği bilinmez diyerek sadeleştirdik.. Ve arkadaşlara da bunlarla ilgili açıklama yapmalarını istedik.. Ama onlar eski siz kinle düşmanlıkla yaklaşıyorsunuz şeklinde biçimsel reddedişlerine devam ettiler. Hiç bir yerde Saidle ilgili yazıları açıklamadılar ki. Onu sanki bir nevi sorgulanmaz görüyorlar.. biz sorgulayamazmışız gibi.. Allah bana neden akıl verdi o halde.. benim sorgulayan aklıma yasak konuyor da onların kabul eden akıllarına yasak neden konmuyor..
ve ben bir çok yerde yazmam gereken cevapları bile yazmadım.. konu kişiselleşmesin diye.. Hep Said eksenli konuştum onlara bile eleştiri yöneltmemeye yöneltsem de bu eleştirinin sınırını Saidle sınırlamaya azami dikkat ettim. Hatta bir çok kez de ortak değerimiz olan Velayeti Fakih hakemliğine bağlı olmaya çağırdım.. Ancak gördünüz olanları..
Önce konuyu saptırmaya çalıştılar. Bu amaçla sözü hemen şii görünüp cahil olanların Tağuti sisteme sevgilerini öne sürdüler şiada böyleleri var onları eleştirn bizim peşimizi bırakın diye. buna kanmadık hemen sanki çok ilgiliymiş gibi bir laikliğin kurucusunu seven şiiler olduğunu söylediler. bunun Said konusuyla ne alakası var.. başka başlık açarsınız bu konularda konuşulur zaten vardı da konuşuldu da.. görüşlerimizi çok iyi biliyorlardı.. Sonra buna da kanıp da konuyu değiştirmedik Said merkezli eleştirilerimize devam ettik. Bu kez başladılar şia da bir mezheptir orda da vahdet yoktur parçalanmışlıklar vardır demeye..
Alimlerimizin bu konudaki görüşlerini reddettiler..
Saidin Ehlibeyti kelimesini tahrif ettiğini söyledik karşı çıkmak için alıntı yaptılar onu da sadeleştirdik ve tam tersi olduğu ortaya çıktı salavat konusundaki metinden söz ediyorum..
baktılar ki Saidi savunamayacaklar esas kırılma noktası burası oldu..
Rabbim basiret versin..
kardeşim sen geldin olaya tarafsız olarak el koyarcasına sormaya başladın biz senin istediklerini oraya yazdık. iddialarımızı ispat için risalelerden ilgili yerleri paylaştık. ve onların anlaşılmadığından kimin doğru söylediği bilinmez diyerek sadeleştirdik.. Ve arkadaşlara da bunlarla ilgili açıklama yapmalarını istedik.. Ama onlar eski siz kinle düşmanlıkla yaklaşıyorsunuz şeklinde biçimsel reddedişlerine devam ettiler. Hiç bir yerde Saidle ilgili yazıları açıklamadılar ki. Onu sanki bir nevi sorgulanmaz görüyorlar.. biz sorgulayamazmışız gibi.. Allah bana neden akıl verdi o halde.. benim sorgulayan aklıma yasak konuyor da onların kabul eden akıllarına yasak neden konmuyor..
ve ben bir çok yerde yazmam gereken cevapları bile yazmadım.. konu kişiselleşmesin diye.. Hep Said eksenli konuştum onlara bile eleştiri yöneltmemeye yöneltsem de bu eleştirinin sınırını Saidle sınırlamaya azami dikkat ettim. Hatta bir çok kez de ortak değerimiz olan Velayeti Fakih hakemliğine bağlı olmaya çağırdım.. Ancak gördünüz olanları..
Önce konuyu saptırmaya çalıştılar. Bu amaçla sözü hemen şii görünüp cahil olanların Tağuti sisteme sevgilerini öne sürdüler şiada böyleleri var onları eleştirn bizim peşimizi bırakın diye. buna kanmadık hemen sanki çok ilgiliymiş gibi bir laikliğin kurucusunu seven şiiler olduğunu söylediler. bunun Said konusuyla ne alakası var.. başka başlık açarsınız bu konularda konuşulur zaten vardı da konuşuldu da.. görüşlerimizi çok iyi biliyorlardı.. Sonra buna da kanıp da konuyu değiştirmedik Said merkezli eleştirilerimize devam ettik. Bu kez başladılar şia da bir mezheptir orda da vahdet yoktur parçalanmışlıklar vardır demeye..
Alimlerimizin bu konudaki görüşlerini reddettiler..
Saidin Ehlibeyti kelimesini tahrif ettiğini söyledik karşı çıkmak için alıntı yaptılar onu da sadeleştirdik ve tam tersi olduğu ortaya çıktı salavat konusundaki metinden söz ediyorum..
baktılar ki Saidi savunamayacaklar esas kırılma noktası burası oldu..
Rabbim basiret versin..
Yorum