halka acik münazaralarimdan sonuncusu olan New York üniversitesindeki sempozyum Mayis 2004'te gerceklesti. diger katilimcilar israilli bilim adami ve basta The Science of God olmak üzere bilim ve dile ilgili cok satan kitaplarin yazari Gerald Schroeder ile Theism and Atheism adli eseri arkadasim Jack Smart ile Tanrinin varligi üzerine bir münazara niteliginde olan iskoc filozof Haldane'di.
konuyla ilgili herkesi sasirtacak bicimde, tartismanin en basinda bir Tanrinin varligini artik kabul ettigimi ilan ettim.
karsit görüslerin karsilikli olarak yogun bir degisimi olabilecek bu münazara, daha yüksek bir zekaya isaret ettigi görülen modern bilimdeki gelismelerin beraberce kesfine dönüstü.
sempozyum gösteriminde, spiker modern bilimdeki bütün büyük kesiflerin icinde en büyügünün tanri oldugunu öne sürdü.
bu sempozyumda bana, hayatin kaynagina dair son calismalarin yaratici bir zekanin etkinligine isaret edip etmedigi soruldugunda söyle dedim:
Evet, artik ettigini düsünüyorum...neredeyse tamamen DNA arastirmalari nedeniyle. DNA materyalinin yapmis oldugunu düsündügüm sey, (hayati) üretmek icin gerekli düzenlemelerin neredeyse inanilmaz karmasikligiyla, bu kadar akil almaz cesitlilikteki ögelerin bir arada calismasini saglamak icin isin icinde mutlaka zeka olmasi gerektigini göstermis olmasidir. söz konusu olan bircok ögenin korkunc karmasikligi ve bunlarin birlikte calisma sekillerinin korkunc inceligi. bu iki seyin dogru zamanda sans eseri bir araya gelmesi cok düsük bir ihtimal. bunlarin hepsi, bana zekanin eseriymis gibi görünen, ortaya cikan sonuclarin elde edilmesini saglayan bu müthis karmasiklik meselesidir.
Bu aciklama benim icin önemli bir yön degisikligini temsil ediyordu ancak yine de, felsefi hayatimin basindan beri benimsedigim prensiple de tutarliydi - iddianin götürdügü yere gitmek.
konuyla ilgili herkesi sasirtacak bicimde, tartismanin en basinda bir Tanrinin varligini artik kabul ettigimi ilan ettim.
karsit görüslerin karsilikli olarak yogun bir degisimi olabilecek bu münazara, daha yüksek bir zekaya isaret ettigi görülen modern bilimdeki gelismelerin beraberce kesfine dönüstü.
sempozyum gösteriminde, spiker modern bilimdeki bütün büyük kesiflerin icinde en büyügünün tanri oldugunu öne sürdü.
bu sempozyumda bana, hayatin kaynagina dair son calismalarin yaratici bir zekanin etkinligine isaret edip etmedigi soruldugunda söyle dedim:
Evet, artik ettigini düsünüyorum...neredeyse tamamen DNA arastirmalari nedeniyle. DNA materyalinin yapmis oldugunu düsündügüm sey, (hayati) üretmek icin gerekli düzenlemelerin neredeyse inanilmaz karmasikligiyla, bu kadar akil almaz cesitlilikteki ögelerin bir arada calismasini saglamak icin isin icinde mutlaka zeka olmasi gerektigini göstermis olmasidir. söz konusu olan bircok ögenin korkunc karmasikligi ve bunlarin birlikte calisma sekillerinin korkunc inceligi. bu iki seyin dogru zamanda sans eseri bir araya gelmesi cok düsük bir ihtimal. bunlarin hepsi, bana zekanin eseriymis gibi görünen, ortaya cikan sonuclarin elde edilmesini saglayan bu müthis karmasiklik meselesidir.
Bu aciklama benim icin önemli bir yön degisikligini temsil ediyordu ancak yine de, felsefi hayatimin basindan beri benimsedigim prensiple de tutarliydi - iddianin götürdügü yere gitmek.
Yorum