Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Duanın Anlamı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Duanın Anlamı

    [b]
    ALLAH DUA ETMEMİZİ İSTİYOR MU?

    NASIL DUA EDİLİR?

    1-Yaradılış bir sevgi tecellîsidir.


    En güzel isimlerin sahibi olan Allah; Vedûd'dur. Sonsuz ve sınırsız sevgi kayna-ğıdır. "Seven ve Sevilen"dir. Sevgi yönünde yolculuğa çıkmak, gitgide Allah'a daha ya-kınlaşmak yerine, bencil hırslarına esir ol-mak ve Allah'i da bazı "sihirli formüller" okuyarak ihtiraslanmizm gerçekleşmesine yardımcı kılacağını sanmak, başlıbaşına bir şeytan aldatmasıdır. Allah'm bizden is-tediği ilk şey; "eylem" değil "O'nu sev-mek"tir. Bu sevgiye erişemedi isek "ey-lem"lerimizde de hayir olmaz veya çok az olur. Duayı, bazı bazı büyülü formüllerle

    mekanik olarak isteğimizi elde etme yolu olarak aslâ anlamamalıyız.

    Ilâhî sevgiye kavuşamadı isek kavuşa-bilmemiz, kavuştu isek bu sevgiyi koruya-bilmemiz için, Yeryüzü'nde Ilâhî sevginin yansıdığı odak olarak yaratılan "Rahmeten IN- Âlemîn" olan Resûl-i Ekrem'i (s.a.) ve Ehl-i Beyt'ini sevmemiz, onlarm sevgi dairesine girebilmemiz gerekir. Allah, her ân, Resul-i Ekrem'i (s.a.), melekler vâsıtası ile, çok güçlü sevgi akımını gönderir. Bu akima "salât" denir. Resûl-i Ekrem de bu "salâf'ı kendisini ve Allah'ı sevenlerin dahil olduğu sevgi dairesine yaydiktan sonra, tekrar Resul-i Ekrem'in kutlu kalbine dönen bu sevgi akimini Allah'a gönderir. Insanlarin Allah'a sevgisinin başlıca ifadesi "namaz" anla-mında "salâf'dır. Bu da geniş anlamda "dua" kapsamına girse dahî, dar anlamda "dua" demek değildir. Gerektiği gibi yerine getirilirse; insani "yoga", "ki-kong", "reiki"

    vs.den müstagnî kılan, bunlara ihtiyaç bı-rakmayan bir ibadetdir. Mü'minin mi'racıdır.

    Sevgisiz zâlimler tarafından riya için kı-limrsa, "vay hâline o namaz kılanların!" âyeti kapsamına giren çok acı bir durum söz ko-nusudur.


    #2
    Ynt: Duanın Anlamı

    2- Iblis ve ona aldananlar, insamn iç ale-mi nde şu vesveseyi de doğurarak, Allah'ı çağırmadan alıkoymak isterler: Allah'dan bir şey istemek, küstahlıktır. Allah her şeyi takdir etmiştir. Kader dua ile değişmez. Yazılan bozulmaz. Şu halde duâ, Allah'm gazabına maruz kalmaktan başka hiçbir şeye yaramaz. Allah bu dualan dinlemez bile!

    Oysa bunun bir Şeytan vesvesesi oldu-ğunu bilmemiz ve şöyle düşünmemiz ge-rekir: Allah dua etmemizi istiyor, dua et-memizden hoşnut oluyor. Allah'dan başka-smdan, ona mutlak ve bağımsız bir kudret atfederek bir şey istemek doğru değildir,

    yoksa Allah'dan istemeyeceğiz de kimden isteyeceğiz?

    3- Dualanmizda meşru olmayan, ahlâkî olmayan bir şey istememeliyiz. Meselâ "hased" hissi Me bir başkasının bir ni'metden mahrum kalmasim istemek, in-sanı sevgi yolunda tekâmûlden alıkoyan eylemlerdendir.

    Yorum


      #3
      Ynt: Duanın Anlamı

      4- Allah'dan genel olarak diinya ve â hi ret güzelliği değil de belirli bir şey isti-yorsak, sonunda "Hayirh olam sen bilirsin Rabbim! Sana tevekkiil ettim!" demeliyiz. Bu seviyeye gelebilmiş isek, isteğimiz ger-çekleşmediğinde "demek ki hayırlısı bu değilmiş" inancı ile, huzurumuzu bozmayiz Allah'dan belirli bir şey, meselâ "hayırlı bir kismet" değil de "belirli bir kimse ile evli-lik" istenmesinin doğru olmadığını söyle-miyorum. Ne var ki bu gibi istekler "Allah-'ım! Benim için hayırlı olam Sen bilirsin, Bazı şeyler bana hayir gibi görünse de ger-

      çekte kötü olabilir. Bu sebeple sana tevek-kül ettim, hayırlı ise bu isteğimi bana ver, değilse bu tutkudan kurtulmamda bana yardımcı ol, bana hayırlısmı ver!" diye ifade edilmelidir.

      Bu şekilde istenmediği takdirde Dünya irade serbestîsi ve imtihan âlemi olduğu için; insan kendisi için hayırlı olmayan bir şeyi de isteğine uygun olarak elde edebilir. Ne var ki daha sonra da elde ettiği şeyden kurtulmak için dua etmek zorunda kalabi-lir. Sonsuz ve sınırsız Iyilik ve Güzellik, son-suz ve sınırsız Sevgi, Kudret ve Hikmet Sa-hibi olan Rabbimize tevekkül edelim, hak-kımızda hayırlı olanı O'ndan isteyelim.

      5) Kader inancını; yine şeytan vesvese-sine kapılarak; dua etmemizi engelleyen bir "determinizim" hâline getirmeyelim. Allah'dan "kötülük" sadır olmaz. Bu aklen imkânsızdır, muhaldir. Fakat Allah sonsuz kudreti, rahmeti, inayeti ve lütfu Me, her an

      duamızı kabul eder. "Yazılmış olanı artık ben de bozamam" demez.

      Yorum


        #4
        Ynt: Duanın Anlamı

        6- Allah'a saf bir sevgi ve güvenle bağ-lanahm. Dua, Allah'm varlığını sınama ara-cı değildir. Allah'm varlığı aklî bir apaçıklık-tır. Şeytanî vesveselerin, iç âlemimize bu-laşan bu "virüs"lerin etkisinden kurtulmak için dua edebiliriz ve etmeliyiz de! Kur'an-i Kerim'in son sûresi olan Nâs Suresi'ni oku-yunuz.

        7- Dua edebilmek ve sonuç alabilmek için dar anlamda "İslânV'a, diğer bir deyişle Son Peygamber' e (s.a.) îman etmek şart mıdır?

        Buna biraz aynntih bir cevap vermemiz gerekiyor: Dar anlamda Muslim (Müslü-man) olmayan insanlar ikiye aynhrlar: Bir kısmı "kaasir", bir kısmı "mukassir"dir. Kaasir olanlar, Resûl-i Ekrem'e iman için yeterli imkânlara sahip olmayanlardir. Bunlar; Allah'a, önceki Hak Peygamberden

        birisine sevgi ve inanç ile bağlananlar, Ahiret'e de îman edenler ve Dünya hayatmi iyi niyetli ve iyi eylemlerle geçirenler, baş-kalarına zulmetmeyenler, ellerinden gelen iyiliği esirgemeyeceklerdir. Bunlar Tann katında mükâfatlarını alacaklardır.

        "Mukassir"ler, Dünya hayatında Ilâhî sevgi yoluna girmemiş benliklerine, "nefs"lerine çekici görünen nesneleri put-laştıran ve bu sebeple Son Peygamber'i (s.a.) kabul edecek imkanlara sahip olduk-lan halde O'nu veya Son Peygamber olu-şunu reddeden kimselerdir. Bunlar da Âhiret hayatında "cehennem" adı verilen arinma ve manevî tedavî merkezinden ge-çeceklerdir.

        Yorum


          #5
          Ynt: Duanın Anlamı

          8- Duânın muhatabı Allah'dır. Fakat dua eden; Allah'm Yeryüzü'nde sevgi odağı kıl-dığı Resûl-i Ekrem'i (s.a.); O'nun Ehl-i Bey-ti'ni, bu sevgi dairesinin merkezinde yer alan sevgi odağı çevresindeki diğer Allah

          elçilerini sevmiyorsa, onları incitecek söz-ler söylüyorsa, kin dairesinden gelen bir istek, sevgi akımı dairesine aktanlamaz ve bu istek Allah'a ulaşmaz. Meğer ki bu dai-reye dahil kimselerden hiç değilse birisi sevilsin ve diğerlerini sevmeyen; "mukassir" değil "kaasir" durumunda ol-sun. Böylece; Ehl-i Beyt'i sevmeyen bir "Müslüman"ın duası kabul edilmez iken; Isa Mesih'i ve Meryem'i gönülden seven ve son Peygamber ve Ehl-i Beyt'i açısından "kaasir" durumunda olan bir Hiristiyamn duasi kabul edilebilir.

          9- Allah'dan Dünya ve Ahiret iyiligini ve güzelliğini dilemek, sadece izin verilen bir şey olmakla kalmayıp aynı zamanda en değerli, Allah katinda en makbul bir iba-dettir de! Allah; kendisine dua edilmesini ister. O'na dua eden O'na îman ediyor, 0'-na giiveniyor demektir. Yukanda da söyle-diğimiz gibi, "dua etmek yararsızdır, kade-

          rimiz belirlenmiştir" demek doğru değildir. Ehl-i Beyt İmamları'ndan altıncısı Jmâm-ı Sâdık: bu sözün doğru olmadığını söyle-miş, "İste ki verilsin!" buyurmuştur, "çalı-nan kapı açılır." demiştir.1

          Incil'de Hazret-i İsa Mesih de aynı tavsi-yeyi yapmaktadır. İmâm-ı Sâdık; dua ile, takdir edilmiş olanın değişeceğini de buyurur.

          Yorum


            #6
            Ynt: Duanın Anlamı

            10- Dua ettikten sonra, isteğimizi derhal elde edemediğimiz için şüphe ve ümitsizli-ğe kapılmamız doğru olmaz. Allah'a te-vekkül etmeli, duaya devam etmeli ve Allah'a güvenerek beklemeliyiz. Gecikme-sinde hayır olan istekler de vardır.

            11- Duanın tek başına veya başkalarına ilân edilmeden yapılması daha iyidir. Toplu halde yapılan dualarda da gösterişe kaç-

            1- Güzîde-i Kâfî, c.l, s.302, N.447. 2-Aynı kaynak, s.304, N.451-454

            maksızın, saygı ve sevgi Me, tek başına dua ediyor gibi dua etmeli, diğer katılanlar da "Âmin!" demelidir. Duadan once sadaka verilmesi, insanın güzel koku sürerek ma-neviyâtını düzeltmesi, bu imkân bulunduk-ça, daha iyidir.

            Yorum


              #7
              Ynt: Duanın Anlamı

              12- Isteğini Rabbine söylemeden önce; insamn Rabbi'ne hamdetmesi, O'nun ulu adi olan Allah adını ve diğer güzel adlarmi zikretmesi, Son Peygamber ve Ehl-i Beyt'e selâm ve sevgilerini göndermesi, Resûl-i Ekrem'e "Allahumme salli alâ Muhammed ve alâ Âlihi" demesi de daha iyidir. Daha sonra da Allah'dan bağışlanma ve rahmeti di-lenmeli, sonra istenen şey açıklanmalı, yi-ne hamd ile duâ bitirilmelidir.

              Anî bir tehlike durumunda dudaklardan dökülen çağrı feryadları dışında, eller göğe açılarak huzurlu bir ortamda yapilan bütün dualarda "Rahmeten lil-âlemîn" olan, "Alemlere Rahmet" olarak gönderilen ve

              bu vasfi daimî olan Son Peygamber'e, kızı Fâtıma'ya, Emîr-ul- Mü'minîn AM ve Ehl-i Beyt imamlari'na kısaca; ÂI-İ Muhammed'e (s.a.) "salavât" terk edilmemelidir. Kasden terk edilirse bu dualar makbul olmaz.1

              Bir Müslüman, Son Peygamber'i ve Ehl-i Beyt'ini sevmedikçe gerçek mü'min ola-maz ve kaasir durumda değilse bu sevgi-sizlikten sorumlu olur. Kur'an-ı Kerîm; "ni'metlerden sorulacağımızı" belirtir. Bu ni'metlerin birincisi, Fatiha Suresi'ndeki "en'amte aleyhim"in birincisi ve dolayisi ile bizzat en büyük ni'met ve âlemlere rahmet olan Resul-i Ekrem'dir (s.a.). Allah ile karşı-lıklı sevgi ilişkisine girebilmek için Resûl-i Ekrem'i (s.a.), Ehl-i Beyt'i, önceki tertemiz Tanrı elçilerini sevmek gerekir.

              Ehl-i Beyt Imamlan'ndan birisini, meselâ "Büyük Kurban" olan imam Huseyn'i se-

              1- Güzîde-i Kâfî, s.315, N.472

              vebilen, sevgisi lâfda kalmıyor-sa, bütün peygamberleri, Resûli Ekrem'i (s.a.) bütün Ehl-i Beyt Jmamlan'm sever. Sevgisinin bengisu kaynağına ulaşır, insanları, hay-vanları, canlıları da sever.

              Yorum


                #8
                Ynt: Duanın Anlamı

                13- Ânî bir tehlike durumu hâriç, dua etmeye başlarken önce Allah'a hamd edilmesi ve güzel isimlerinin zikredilmesi, -meselâ Kur'an-ı Kerîm'in Hazret-i Yunus'dan naklettiği duada olduğu gibi; "Va Allah! Yâ Erhamerrâhimîn! Lâ ilâhe ilia Ente, Subhaneke" denmesinin uygun ola-cağını söylemiştim.

                Duadan önce, Fatiha, Âyet-ul-Kürsî,1 İh-lâs Sûresi, şeytanî etkilerden, aklî ve ruhî huzursuzluklardan kurtulmak isteniyorsa son iki sure olan Felak ve Nas surelerinin, Haşr Suresi'nin son âyetlerinin2 okunması

                1- Bakara Suresi, 2/255

                2- 59/20-24

                da uygundur.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Duanın Anlamı

                  14- Kur'an-ı Kerim'in duaya ilişkin âyetlerini burada zikredelim ve daha sonra bazi kısa, öğrenilmesi ve hatırlanması kolay olan dualan nakledelim:

                  a) Önce de belirttiğimiz gibi: Fâtiha Su-resi esasen Islâm'ın temel duasıdır. Kur'an-i Kerim bu sure ile başlar. Kur'a-n-ı Kerîm dualarını daha sonra nakledeceğiz. Burada naklettiğimiz âyet meâlleri; duaya ilişkin-dir.

                  b) "Rabbiniz buyurdu ki: Beni çağırın, bana dua edin ki size cevap vereyim, duam-zi yamtlayayim."1

                  c) "Kullanm benden sorarlarsa: Ben şüp-hesiz yakimm, Kaıîbim! Çağıranın çağrısını (duasını) yanıtlanm. Onlar da benim çağrıma uysunlar ve bana inansinlar, iman etsinler ki (iyiye, doğruya) erişmiş, yolu bulmuş olsun-

                  1- 40/60

                  Bu âyete dikkat edilmelidir: Allah'm ya-nitim duymak, gönüllerinde bulmak, duala-rimn kabul edildiğini görmek isteyenler, iç âlemlerini "kötü"den korumaya ve îman ve ahlâkı yaşamaya önem vermelidirler. Allah'm; Yaratıcı'mn insana yakınlığı; 50. Su-renin 16. âyetinde de belirtilir: "Biz ona şahdamarından daha yakınız!"

                  Duada; isteğini söylemeden önce, "Ey bana yakın olan, çağrımı cevaplandıraca-ğını vaad eden Rahman, Rahîm, Ve-dûd Rabbim, Allah'ım! Senden başka Tanrı yok-tur, sen her şeye kaadirsin. Resulün ve Habîbin Muhammed'e ve Ehl-i Beyt'ine, âline salât ve selâın olsun." gibi bir baş-langıç yapılması uygun olur.

                  d) "Yoksa darda kalıp bunalana; çağırdığın-da yanıtlayan ve kötülüğü gideren.. mi hayır-

                  1- 2/186

                  11?"1 (Allah yerine başkalarını çağırmanın yararsızlığı belirtiliyor.)

                  Bu âyet; duada isteğimizi söylemeden önce okunabilir ve kendi gönlümüzü duâ-nın yanıtına hazır hale getirmek için tekrar-lanabilir:

                  "Em-men yucîb'ul-muztarra izâ deâhu ve yekşifus-su?

                  Bu âyet-i kerîme; eller göğe açılarak, Rahman ve diğer güzel isimleri Me Allah çağırıldıktan (dua edildikten) sonra, duanın devamında, istenen şey açıklanmadan once okunmalıdır.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Duanın Anlamı

                    15- "Salât" namaz anlamında kullanıl-dığında; belli şekli vardır ve burada değin-meyeceğimiz gerekçeler ile namaz Arapça ibareleri ile kılınmalıdır.

                    16- Buna karşılık; duâ bütün dillerde olabilir. Belli bir şekli de yoktur. Sonradan

                    1- 27/62

                    bu kitapçığı genişleterek uzun "münacat ve dualar" koyabiliriz. Ne var ki bu kitap-çıktaki amacımız; dua kitaplarında bulabi-leceğiniz duaları ve Kur'an-ı Kerim'deki su-releri burada nakletmek değildir. Duanın önemine ve Allah Me dua ilişkisi kurup -vahiy değil!- duamıza yanıt almanın müm-kün olduğuna dikkati çekmek ve insanları dua etmeye çağır-maktır. "Ben duâ etmeye lâyık değilim! Allah benim duamı nasıl olsa kabul etmez!" demek de, "Allah Me şahsi ilişki kurulamaz, Allah sadece Yaratıcıdır, kurduğu mekanizmanın işleyişine sonra-dan bu anlamda karışmaz" demek de şey-tanî vesvesedir. Allah Kur'an-ı Kerîm'de bi-ze buyuruyor ki:

                    "Ey kendi kendilerine taşkın ve kötü dav-ranışları ile zarar veren kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Şüphesiz Allah bütün günahları örter ve o Gafûrdur,

                    Rahîmdir."1

                    İşte ünlü "bâz â! Bâz â!" (Dön! Yine gel!) Rubaîsinin ilhamı bu âyetdendir.

                    Günahın yükünü ve karanlığını hisse-denler duadan vazgeçmeyip önce tövbe etmeli, Allah'dan bağışlanma dilemeli, gü-nahlarının başkasına zarar veren sonuçla-rını elinden geldiğince gidermeye ve günahda ısrar etmemeye ahd etmeli, fakat duayı aslâ bırakmamalıdır.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Duanın Anlamı

                      17- En büyük günah; Resûl-i Ekrem'in (s.a.) gönlünü inciten günahdır. Bir mazlû-mun âhını almak bu gibi günahlardandır. Resûl-i Ekrem'i (s.a.), Ehl-i Beyt ve önceki peygamberlere, Meryem'e say-gısızlık, Al-lah'ın seçkin ve sevgili kullarına dil uzatma da böyledir. Bu gibi kim-selerin duası, töv-be etmedikçe gönülden, içten nedamet ge-tirmedikçe Allah'a yü-celmez.

                      1- Zümer, 39/53

                      18- Resûl-i Ekrem (s.a.) ve Ehl-i Beyt sevgisi, önceki peygamberlerin sevgisi, en büyük mutluluk vesîlesidir. Bu sevgi olma-dıkça, dualarımıza gelen yanıtı du-yamayız veyâ -Allah saklasın!- gazab yanıtını duya-rız. Resûl-i Ekrem'i (s.a.) ve Ehl-i Beyt'i sevmedikçe, takındığımız "Muslim, mü'min, alevî vs." gibi isimler havada kalır ve bize hiçbir yararı olmaz. Meğer ki insan önceki peygamberlerden birisini sevmekte olsun, ve Resûl-i Ekrem'in (s.a.) karşısında da "kaasır" durumda olsun! Bu gibilerin duası makbul olabilir, ne var ki mutluluğun en yüce mertebesine ancak Resûl-i Ekrem (s.a.) sevgisi ile erişilebilir.1 Resûl-i Ekrem'in (s.a.) ve O'nun sevgi dairesine dâhil di-ğer Sevgililer'in gönlüne girmedikçe, Yara-tıcı ile Sevgi ilişkisi kurulamaz. Fakat Allah-

                      1- Kur'an-ı Kerîm'den: Bakara 2/62, Şûra 42/23, Bakara 2/165, Ahzâb 33/6, Ahzâb 33/56. ayetlerini okuyunuz.

                      'in Rahmeten-lil-Âlemîn olması dolayısı Me, bu Sevgililerin gönlü incin-memiş ise, dun-yew istek dualarından meşru olanları ka-bul edilebilir.

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Duanın Anlamı

                        19- Bu kitapçık dışında; daha uzun mii-nâcât ve dua kitaplarına başvurmak iste-diğinizde, bu kitaplara dikkat edin: Iç âle-minize şeytanî vesvese ve kasvet bulaştı-racak olan kitaplan, büyü öğreten, garip cin isimleri ve şekiller ihtivâ eden kitapları sakm almaym! Esasen dua için "dilekçe ve resmî mektup örnekleri" gibi bir kitaba ih-tiyacimz yoktur. Fakat; Sev-gililer'den biri-sinin dualari elinize geçer-se, metnine yine şeytanî bir katkı yapıl-mış olmadıkça, bu gibi dualari okumaniz elbette iyidir. Özellik-le Resul-i Ekrem'-den (s.a) ve Ehl-i Beyt imamlari'ndan gelen dualar gibi. Ehl-i Beyt Jmamlan'n-dan dördüncüsü; ve Şehitler Ulusu, Bü-yük Kurban Huseyn'in oğlu Imam Zeyn-ul-Âbidîn'in (Seccâd) "Sahîfe-i Kâmile-i

                        Seccadiyye"si, yine bu Sevgili'den riva-yet edilen Cevşen-i Kebîr duası da bu ciimle-dendir.

                        Bir kez daha tekrarhyorum: Sakın bü-yüyü bozma bahanesi ile dahî büyüye, bü-yücüye, üfürükçüye, medyum vs.ye baş-vurmayın! Mü'min, doğrudan doğruya Al-lah'a başvurur, O'nu çağırır!

                        Büyü, medyum, ruhçuluk, reenkar-nasyon vs. gibi vasıta ve öğretilerden kaç-maz, bu çevreden birisinden yardım ister-seniz, yardım etmesi şöyle dursun, iç âle-minize bulaştırdığı akıl ve ruh hastalığı vi-rüslerinden belki de ömür boyu kendinizi kurtaramayacak bir duruma düşebilirsiniz! Fal ve kehanet de böyledir. "Pandora'nın Kutusu" üzerinde bu terimler yazar. Üze-rinde bu terimler yazan kutulardan -Hind koku ve renklerine bürünse dahî- kesin olarak kaçının!

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Duanın Anlamı

                          20- Duada istediginizi belirtmeden önce

                          "mâşâallah, la havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demek isabetli olur. Bu cümleyi; gönlünü-zün huzura kavuşması için, belirli bir iste-ğiniz olmasa dahî yetmiş kez tekrarlayabi-lirsiniz. Istekten önce bir kez söylemek ye-terlidir. Tekrarı; gönlünüzün huzuru için bir "zikr" olarak yararlıdır.

                          Istek kısmını aynı dua sırasında çok kez tekrarlamak doğru değildir. Fakat "zikr" kısmını tekrar gönlün huzur bulmasına se-bep olur. Kısaca: tekrar bizim içindir, her şeyi işiten, bilen, gören Rabbimiz için değil!

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Duanın Anlamı

                            Kur'an-ı Kerîm'den Dualar

                            Bu bölümde Kur'an-ı Kerim'den 19 örnek sunacağız:

                            1) Rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tağfir lenâ ve terhemnâ lenekûnenne min-el hâsirîn.

                            Dua olarak okunduğunda söylenebile-cek olan Türkçe meali:

                            "Rabbimiz! Biz kendi kendimize, ken-

                            di nefsimize zulmettik (günah işle-dik). Sen bizi bağışlamaz, yarlıgamaz, suçla-rımızı örtüp silmez isen, hüsrâna düşen-lerde oluruzşüphesiz!"

                            Arkasmdan şu Türkçe ibareler de ekle-nebilir:

                            "Allah'im! Sen Erhamur-Rahimîn-sin. Senden başka Tanrı yoktur. Sen her türlü eksiklikten münezzeh ulu ve yüce Sübhansın! Resulün Muhammed ve Ehl-i Beyt'i hakkı için, zalimlerden olan, kendi kendisine zulmeden bizleri bağışla, yar-hga, sevginden mahrum etme! Velhamdu lillahi Rabbil-âle-mîn!"

                            Bu dua, tövbe ve istiğfar için, başımıza bir musîbet geldiğinde ondan korunmak ve kurtulmak için okunabilir.1

                            Hazret-i âdem, ilk insan değil, Yeryü-zü'ndeki ahlâkî sorumluluk bilinci henüz uyanmamış insanların soyundan yaratıl-

                            1-A'râfSuresi, 7/23

                            mayip ayri olarak yaratilan ve eşi Havvâ Me birlikte Yeryüzü'ne gönderilecek olan ilk Tanrı elçisi idi. Yeryüzü'ne gönderilmeden önce; esasen kendisine eş olarak yaratil-mış Havva Me temasa geçmesi; insanlığı la'netli kılan bir "Ilk Günah" değil, bir nev'i "terk-i evlâ" idi. Adem ve Havvâ bu "terk-i evlâ"yı, "daha iyi olan seçeneği terk etme" kusurunu Iblis'in kışkırtmasına kapılarak işleyince Allah'a bu şekilde dua etmişler ve bağışlanmışlardı.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Duanın Anlamı

                              2) Rabbi innî eûzu bike en es'eieke mâ Ieyse IÎ bihi ilm, ve illâ tagfir lî ve terhamnî ekün min'el-hâsirîn.

                              Anlamı: "Rabbim! (Benim için hayırlı ol-duğunu) bilmediğim bir şeyi senden iste-mekten sana sığınırım. Beni bağışla-maz, yarlıgamaz, suçlarımı örtmez isen hüsrâna uğrayanlardan olurum."1

                              1-HûdSuresi, 11-47

                              Bu dua da, hayırlı olup olmadığında te-reddüt ettiğimiz bir şeyi Allah'dan istedik-ten sonra, hayırlı olmadığını anladığımızda, yahut dua da istegimizi aciklamadan once, veyâ istegimizi elde edemediğimizde içi-mizden bir üzüntü geçmiş ise okunabilir. Büyük Tanrı elçilerinden Nuh'un; ogullarin-dan birisinin Tufan'da boğulması üzerine, bunun sebebi kendisine vahyedildiğinde Rabbi'ne duasıdır.

                              3) Rabb-ic'alnî mukıym'es-salâti ve min zurriyyetî, Rabbenâ ve tekabbel duâi.

                              Anlamı: "(Allah'im), Rabbim beni sa-lât ile mukiym kil (Seninle olan sevgi bağı ve ibadetinde devamh kil), soyumu da, ve Rabbimiz duami kabul et!"1

                              Bu, Hazret-i Ibrahim'in (a.s.) dualarm-dandir.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...