Rıdvan MURAT ALTUN
BİSMİHİ TEALA
İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN
Rabbanî âlim, Kum ilim havzasının ahlâk üstadı ve fakihi, büyük cihadın yılmaz mücahidi Ayetullah el-Uzma Muhammed Behcet Fumenî’nin 17 Mayıs 2009’daki irtihali, biz Ehl-i Beyt mektebi izleyicilerini çok derin bir acıya boğmuştur.
Bu büyük âlim, ömrünü Ehl-i Beyt öğretilerini yaşamak ve yaşatmak uğruna sarf etti ve kendisinden sonra da yaşayıp yaşatacak öğrenciler yetiştirdi. Allah aşığı bu azametli âlim, son nefesine kadar maşukunu razı etmek için yaşadı. Bunu onun sade yaşantısında, sağlam iradesinde, doğru itikat ve özlü ibadetinde gördük ve buna şahadet ediyoruz.
İslam camiasına varit olan bu büyük musibeti, Hz. Bagiyyetullah el-A’zam, İmam Mehdi’ye (ervahuna lehu’l-feda) ve Veliyyi Fakih, Veliyyi Emr-i Muslimin Hz. Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali Hüseynî Hamaneî’ye, İlmî Havzalarına ve siz değerli Ehl-i Beyt aşıklarına tesliyet ve taziyelerimizi arz ediyoruz.
KISACA HAYATI
Merhum Ayetullah el-Uzma Muhammed Behcet Fumenî, 1334 yılının sonlarında (miladi 1915 yılının başlarında), dindar bir ailede, Gilan eyaletine bağlı olan Fumen şehrinde dünyaya geldi. Henüz on altı aylıkken annesini kaybetti.
İlköğretimini Fumen mektebinde bitirdi ve sonra aynı şehirde dinî ilimleri tahsile koyuldu. On dört yaşına kadar bu şehirde İslâmî ilimlere hazırlık sınıflarını okudu ve sonra tahsilinin devamı için Irak’ın Kerbela şehrine gitti. Kerbela’da dört yıl İslâmî ilimler okuduktan sonra 1352 yılında daha yüksek dersleri görebilmek için Necef şehrine gitti. 1363 yılında İran’a Fumen şehrine geri döndü. Birkaç ay Fumen’de kaldıktan sonra, Necef’e geri dönmek üzere yola çıktı. Ancak ilk önce Hz. Masume’yi (s.a) ziyaret edip sonra Necef’e gidecekti. Mukaddes Kum şehrindeyken Necef’teki üstatlarının ölüm haberlerini aldı ve Necef’e gitmekten vazgeçip Kum şehrinde kalmaya karar verdi. Burada Ayetullah el-Uzma İmam Humeynî, Ayetullah el-Uzma Gulpayganî gibi kimselerle Ayetullah el-Uzma Burucerdî’nin dersine katıldı. Dersleriyle birlikte maneviyatını da ilerletmiş ve daha genç yaşlardayken yüce manevi mertebelere ulaşmıştır. Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet 40 yıldan fazla fıkıh ve usul-i fıkıh dersleri vermiştir.
ÜSTATLARI
Derslerini Ayetullah Seyyid Hasan Badkube, Ayetullah Seyyid Ebulhasan İsfahanî, Ağa Ziya Irakî, Ayetullah Mirza Nainî, Ayetullah Muhammed Hüseyin Ğarevî İsfahanî (Kompanî), Ayetullah el-Uzma Huccet Kuhkemerî, Ayetullah el-Uzma Burucerdî gibi değerli âlimlerin gözetiminde okumuştur.
DERS METODU
Yıllardır ondan ders alan öğrencisi Ayetullah Mesudî Ayetullah el-Uzma Behcet’in ders metodunu şöyle anlatmaktadır: “Ders metodu kendine has idi. Diğer taklit mercileri genelde şu şekilde ders vermektedirler. İlk önce konuyu anlatırlar sonra o konu hakkındaki geçmiş âlimlerin görüşlerini tek tek ele alırlar. Bunlardan birinin görüşünü analize tabi tutup eleştirir ve kendilerinin de kabul ettiği başka birinin görüşünü de delilleriyle anlatırlar. Ancak Ağa Behcet, bunun aksine, diğerlerinin görüşlerini nakletmezdi. İlk önce konuyu anlatır ve sonra kendi kabul ettiği görüşü delilleriyle birlikte anlatırdı. Eğer öğrencileri geçmiş âlimlerin görüşlerini mütalaa etmişlerse, Ağa Behcet’in gösterdiği delilin kime ait olduğunu veya yaptığı eleştirinin kimin eleştirisi olduğunu anlarlardı. Bu yüzden onun dersine katılmak isteyen öğrencilerin mutlaka derse gelmeden önce diğer âlimlerin görüş ve beyanlarını araştırmaları gerekirdi.”
Ayetullah el- Uzma Behcet’in yıllarca dersine katılmış olan Kelaçay Cuma İmamı Hüccetülislam ve Müslimin Kuds, ders öncesini şöyle anlatmaktadır: “Ağa Behcet, daima dersten önce ilk on dakika öğrencilerine tavsiye eder ve vaaz verirdi. Ancak bu, kuru bir tavsiyeden ziyade, eski âlimlerin hal ve hareketlerini anlatmak şeklinde olurdu.”
ESERLERİ
1- Tevzihu’l-Mesail
2- Menasiku Hacc
3- Vesiletu’n-Necat
4- Camiu’l-Mesail
5- Kitabu’s-Salât 1. cilt
6- el-Usul 1. cilt
7- Ta’lik ala Menasıki Şeyh Ensarî
Bunlardan başka daha birçok kıymetli eseri vardır, ancak henüz basılmamıştır.
ÖĞRENCİLERİ
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’in öğrencileri çok fazladır. Ancak biz bunlardan bazılarını zikredeceğiz: Muhammed Taki Misbah Yezdî, Abdulmecid Reşidpur, Seyyid Mehdi Ruhanî, Muhammed Hadi Fakihî, Hadi Kuds, Mahmud Emced, Muhammed Hasan Ahmedî Fakih Yezdî, Muhammed Hüseyin Ahmedî Fakih Yezdî, Mesudî Humeynî, Hüseyin Lahutî, İsmail Abidî, Seyyid Muhammed Muminî, Mehdi Hadevî, Hüseyin Mufidî.
HAKKINDA BELİRTİLEN GÖRÜŞLER
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet (r.a) hakkında âlimlerin görüşleri:
Allame Tabatabaî: “O, salih bir kuldur.”
Ayetullah Bahauddinî: “Şu an dünyanın en zengin insanı Ayetullah Behcet’tir.”
Ayetullah Fekur: “Ayetullah Behcet, manevi yolda çok üstün makamlara ulaşmış kimselerdendir.”
Ayetullah Meşkinî: “O, hem fıkıh ve usul açısından ilmî otorite olarak Şiî fakihler arasında yer almıştır ve hem de takva ve ruhî kemallere ulaşma açısından kendi üstatları gibi manevi makamlara ulaşmıştır.”
Allame Taki Caferî: “‘Her kim kırk gün bir âlimi ziyarete gitmezse kalbi ölür.’ ve ‘Allah katında âlimleri ziyaret etmek, yetmiş defa Kâbe’yi tavaf etmekten daha sevimlidir.’ gibi rivayetlerde geçen ‘Âlim’ kelimesinin mısdakı Ayetullah Behcet’tir. Sadece ona bakmanın kendisi bile insan için baştan ayağa bir vaazdır.”
TAVSİYELERİ
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’in (r.a) tavsiyelerinden iki örnek:
Bildiklerimize Amel Etmek
“Allah, bildiklerimize amel etme gücü versin. Eğer bildiklerimize amel edersek, onları ayaklar altına almazsak ve görmezden gelmezsek, her şey yoluna girer. Ancak görmezden gelirsek, gözlerimizi ellerimizle sıkıca kaparsak, o an gündüz bile olsa göremediğimiz için bize gecedir. Elleriyle gözlerini kapayan kimse, gece ile gündüzü ayırt edemez; hiçbir şeyi göremez. Bildiklerimize amel etmemek de aynı bunun gibidir. ‘Her kim bildiklerine amel ederse, Allah bilmediklerini bilgiye çevirir.’ Bu, çocukluğunda bilmediklerini zamanla öğrenmen gibidir. Allah, bildiklerini görmezden gelmediğin müddetçe, yeni şeyleri sana öğretmeye devam eder. Eğer bildiklerini ayaklarının altına almazsan, rahat ol, artık kafanı takma; vakti geldiğinde muhtaç olduğun ilme âlim olacaksın.”
Gençlere Tavsiye
“Gençler, günbegün yaşınızın ilerlediğini nasıl biliyorsanız, şunu da bilmelisiniz ki, ilminizin ve imanınızın da aynı yaşınız gibi günbegün ilerlemesi gerekir. İki şeye olan imanımız olmasa, biz Müslümanların, Müslüman olmayanlardan farkımız kalmaz. Biri Kur’an diğeri de Ehl-i Beyt’tir. Eğer Kur’an’a olan bağlılığımız olmasa, Müslüman olmayanlardan farkımız kalmaz. Eğer Ehl-i Beyt’e bağlılığımız olmasa, imanı olmayan Müslümanlardan farkımız kalmaz. Yaşımızın ilerlemesi gibi bu iki konudaki bilgilerimizin de ilerlemesi gerekir… Allah’tan isteyelim ki, bizi Kur’an’dan ve Ehl-i Beyt’ten ayırmasın. Zira, Ehl-i Beyt Kur’an iledir ve Kur’an Ehl-i Beyt iledir. Eğer bir kimse bu ikisinden sadece birine sahipse, hiç birisine sahip değildir.”
SORU-CEVAP
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’e (r.a) sorulan sorular ve onlara verdiği cevapların bazıları:
S: Genel olarak kalp huzuru nasıl sağlanabilir?
C: Kalp huzuru, nafile ve müstahap ibadetlerle elde edilir.
S: Allah’a ve Ehl-i Beyt’e daha çok bağlanmanın en iyi yolunu söyler misiniz?
C: Allah’a, Resulüne ve İmamlara itaat ederek, itikatta ve amelde günahı terk etmek.
S: Bizler içimizde ve dışımızda birçok kötü şeylere bulaşmışız. Lütfen bize bir yol gösterin.
C: Çokça “Estağfirullah” deyiniz ve bunu söylemekten yorulmayınız. Sizin ilacınız budur.
S: Bazı öğrenciler, riya, kibir, ucb, şehvet gibi rezil sıfatların dermanı hakkında bizden yardım istediler. Sizin bu konudaki görüşünüzü almak istiyoruz.
C: Tüm bu rezil sıfatlar, Allah’a olan zayıf imandan kaynaklanmaktadır. Eğer öğrencileriniz, Allah azze ve cellenin, her zaman ve her durumda, her güzellikten daha güzel olduğunu bilirlerse, asla O’ndan ayrılmak istemeyeceklerdir.
S: Çok sinirli biriyim. Kendimi nasıl düzeltebilirim?
C: Tam inanç ile çokça salâvat (Allahumme salli ala Muhammed ve âl-i Muhammed) okuyun.
S: İbadette tembelliği ve isteksizliği gidermek için ne yapmalıyım?
C: Neşeli olduğunuz zamanlarda vaciplerle birlikte müstahapları da yapın; tembel ve isteksiz olduğunuz zamanlarda da sadece vacipleri yerine getirin.
S: Allah’a ulaşma yolunda, bir üstadımızın olması gerekir mi?
C. İlmin, senin üstadındır; bildiklerine amel et. Bilmediklerinde ise, yardım edileceksin.
S: Bir müddetten beri imanımın zayıfladığını hissediyorum ve bazen de namaz kılmıyorum. Ne yapmalıyım?
C: Teoride imanın güçlü olması, kelam ilmini bilmekledir. Pratikte imanın güçlü olması ise, bildiklerine amel etmekledir. Namazı korumanın yolu ise, namaz kılma gücünü elde ettiğinde kendini başka düşüncelerden korumak ve bu korunmayı kendi isteğinle kaybetmemekledir.
S: İmanı çok zayıf olan birisi, nefsinin istediği her şeyi yapmamak için iradesini nasıl güçlendirmelidir?
C: Kendi ihtiyarında olan şeylerde, Allah’ın rızasının tersine olan şeyleri yapmamaya çalışmalıdır. Bu onun kurtuluş yoludur.
S: Gece namazı kılabilmek için ne yapılmalıdır?
C: Her gün yatmadan önce Kehf suresinin son ayeti okunmalıdır. Eğer bunun faydası olmazsa, gece yarısının ilk kısmında gece namazını kılmalıdır.
S: Eğer mümkünse, bana iş seçimi hakkında yardımcı olunuz?
C: Allah’ın da razı olduğu bir iş seçmeye gayret gösterin. Seçeceğiniz işi yapabileceğinize inanıyorsanız seçin. Seçtiğiniz işle de imana ve müminlere yardımcı olmaya çalışın.
S: Nezir ve yemin ile ahlaka dair konularda kararlar alıyorum. Ancak bir müddet sonra aldığım kararı uygulamada zaafa düşüyorum ve nefsime yeniliyorum. Ne yapmalıyım?
C: Eğer bir günün içinde, Allah’ı düşündüğünüzü gördüğünüzde, bundan kendi isteğinizle vazgeçmeyin. (Bir dakika dahi olsa sürdürebildiğiniz kadar sürdürün.) Bu durum kendi isteğinizin dışında bozulduğunda da önemsemeyin.
S: Çok fazla günah işliyorum ve ne yaparsam yapayım bunu engelleyemiyorum.
C: el-Halilî ve el-Nurî’den nakledilmiştir ki, bu soruna çare olması için Mekke, Medine, Necef, Kerbela, Kazimeyn, Samerra, Meşhed ve Kum gibi yerlerde defnedilmiş olan mümin erkek ve kadınlara hamd ve sure hediye edilmelidir.
S: Hangi şartlarla dua kabul edilmektedir?
color=#ff1d00]C: Duanın kabul şartı, günahları terk etmektir. Bazen de duanın kabul edilmemesi maslahattır. Bazen de maslahat o duanın değil de başka bir duanın kabul edilmesindedir. Dua eden duasının kabul olmadığını sanır, ancak yakin ehli öyle olmadığını bilir.[/color]
S: Birkaç yıldan bu yana işlerim ters gidiyor, kapılar yüzüme kapanıyor. Evlilik konusunda da sorunlarım var. Allah’a her ne kadar dua ettiysem kabul olmadı.
C: Tam bir inançla çokça “estağfirullah” deyin. Allah’ın emir ve nehiyleri haricinde hiçbir şey sizi çalışmaktan alıkoymasın. Sorunlarınız giderilirse de aynısını yapmaya devam edin ki, aynı sorunlara bir daha duçar olmayın. Eğer bunları yaptığınız halde sorunlarınız çözülmezse, bilin ki ya tam bir inançla söylemediniz veya söylemeye devam etmediniz. Allah daha iyi bilir.
BİSMİHİ TEALA
İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN
Rabbanî âlim, Kum ilim havzasının ahlâk üstadı ve fakihi, büyük cihadın yılmaz mücahidi Ayetullah el-Uzma Muhammed Behcet Fumenî’nin 17 Mayıs 2009’daki irtihali, biz Ehl-i Beyt mektebi izleyicilerini çok derin bir acıya boğmuştur.
Bu büyük âlim, ömrünü Ehl-i Beyt öğretilerini yaşamak ve yaşatmak uğruna sarf etti ve kendisinden sonra da yaşayıp yaşatacak öğrenciler yetiştirdi. Allah aşığı bu azametli âlim, son nefesine kadar maşukunu razı etmek için yaşadı. Bunu onun sade yaşantısında, sağlam iradesinde, doğru itikat ve özlü ibadetinde gördük ve buna şahadet ediyoruz.
İslam camiasına varit olan bu büyük musibeti, Hz. Bagiyyetullah el-A’zam, İmam Mehdi’ye (ervahuna lehu’l-feda) ve Veliyyi Fakih, Veliyyi Emr-i Muslimin Hz. Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali Hüseynî Hamaneî’ye, İlmî Havzalarına ve siz değerli Ehl-i Beyt aşıklarına tesliyet ve taziyelerimizi arz ediyoruz.
KISACA HAYATI
Merhum Ayetullah el-Uzma Muhammed Behcet Fumenî, 1334 yılının sonlarında (miladi 1915 yılının başlarında), dindar bir ailede, Gilan eyaletine bağlı olan Fumen şehrinde dünyaya geldi. Henüz on altı aylıkken annesini kaybetti.
İlköğretimini Fumen mektebinde bitirdi ve sonra aynı şehirde dinî ilimleri tahsile koyuldu. On dört yaşına kadar bu şehirde İslâmî ilimlere hazırlık sınıflarını okudu ve sonra tahsilinin devamı için Irak’ın Kerbela şehrine gitti. Kerbela’da dört yıl İslâmî ilimler okuduktan sonra 1352 yılında daha yüksek dersleri görebilmek için Necef şehrine gitti. 1363 yılında İran’a Fumen şehrine geri döndü. Birkaç ay Fumen’de kaldıktan sonra, Necef’e geri dönmek üzere yola çıktı. Ancak ilk önce Hz. Masume’yi (s.a) ziyaret edip sonra Necef’e gidecekti. Mukaddes Kum şehrindeyken Necef’teki üstatlarının ölüm haberlerini aldı ve Necef’e gitmekten vazgeçip Kum şehrinde kalmaya karar verdi. Burada Ayetullah el-Uzma İmam Humeynî, Ayetullah el-Uzma Gulpayganî gibi kimselerle Ayetullah el-Uzma Burucerdî’nin dersine katıldı. Dersleriyle birlikte maneviyatını da ilerletmiş ve daha genç yaşlardayken yüce manevi mertebelere ulaşmıştır. Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet 40 yıldan fazla fıkıh ve usul-i fıkıh dersleri vermiştir.
ÜSTATLARI
Derslerini Ayetullah Seyyid Hasan Badkube, Ayetullah Seyyid Ebulhasan İsfahanî, Ağa Ziya Irakî, Ayetullah Mirza Nainî, Ayetullah Muhammed Hüseyin Ğarevî İsfahanî (Kompanî), Ayetullah el-Uzma Huccet Kuhkemerî, Ayetullah el-Uzma Burucerdî gibi değerli âlimlerin gözetiminde okumuştur.
DERS METODU
Yıllardır ondan ders alan öğrencisi Ayetullah Mesudî Ayetullah el-Uzma Behcet’in ders metodunu şöyle anlatmaktadır: “Ders metodu kendine has idi. Diğer taklit mercileri genelde şu şekilde ders vermektedirler. İlk önce konuyu anlatırlar sonra o konu hakkındaki geçmiş âlimlerin görüşlerini tek tek ele alırlar. Bunlardan birinin görüşünü analize tabi tutup eleştirir ve kendilerinin de kabul ettiği başka birinin görüşünü de delilleriyle anlatırlar. Ancak Ağa Behcet, bunun aksine, diğerlerinin görüşlerini nakletmezdi. İlk önce konuyu anlatır ve sonra kendi kabul ettiği görüşü delilleriyle birlikte anlatırdı. Eğer öğrencileri geçmiş âlimlerin görüşlerini mütalaa etmişlerse, Ağa Behcet’in gösterdiği delilin kime ait olduğunu veya yaptığı eleştirinin kimin eleştirisi olduğunu anlarlardı. Bu yüzden onun dersine katılmak isteyen öğrencilerin mutlaka derse gelmeden önce diğer âlimlerin görüş ve beyanlarını araştırmaları gerekirdi.”
Ayetullah el- Uzma Behcet’in yıllarca dersine katılmış olan Kelaçay Cuma İmamı Hüccetülislam ve Müslimin Kuds, ders öncesini şöyle anlatmaktadır: “Ağa Behcet, daima dersten önce ilk on dakika öğrencilerine tavsiye eder ve vaaz verirdi. Ancak bu, kuru bir tavsiyeden ziyade, eski âlimlerin hal ve hareketlerini anlatmak şeklinde olurdu.”
ESERLERİ
1- Tevzihu’l-Mesail
2- Menasiku Hacc
3- Vesiletu’n-Necat
4- Camiu’l-Mesail
5- Kitabu’s-Salât 1. cilt
6- el-Usul 1. cilt
7- Ta’lik ala Menasıki Şeyh Ensarî
Bunlardan başka daha birçok kıymetli eseri vardır, ancak henüz basılmamıştır.
ÖĞRENCİLERİ
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’in öğrencileri çok fazladır. Ancak biz bunlardan bazılarını zikredeceğiz: Muhammed Taki Misbah Yezdî, Abdulmecid Reşidpur, Seyyid Mehdi Ruhanî, Muhammed Hadi Fakihî, Hadi Kuds, Mahmud Emced, Muhammed Hasan Ahmedî Fakih Yezdî, Muhammed Hüseyin Ahmedî Fakih Yezdî, Mesudî Humeynî, Hüseyin Lahutî, İsmail Abidî, Seyyid Muhammed Muminî, Mehdi Hadevî, Hüseyin Mufidî.
HAKKINDA BELİRTİLEN GÖRÜŞLER
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet (r.a) hakkında âlimlerin görüşleri:
Allame Tabatabaî: “O, salih bir kuldur.”
Ayetullah Bahauddinî: “Şu an dünyanın en zengin insanı Ayetullah Behcet’tir.”
Ayetullah Fekur: “Ayetullah Behcet, manevi yolda çok üstün makamlara ulaşmış kimselerdendir.”
Ayetullah Meşkinî: “O, hem fıkıh ve usul açısından ilmî otorite olarak Şiî fakihler arasında yer almıştır ve hem de takva ve ruhî kemallere ulaşma açısından kendi üstatları gibi manevi makamlara ulaşmıştır.”
Allame Taki Caferî: “‘Her kim kırk gün bir âlimi ziyarete gitmezse kalbi ölür.’ ve ‘Allah katında âlimleri ziyaret etmek, yetmiş defa Kâbe’yi tavaf etmekten daha sevimlidir.’ gibi rivayetlerde geçen ‘Âlim’ kelimesinin mısdakı Ayetullah Behcet’tir. Sadece ona bakmanın kendisi bile insan için baştan ayağa bir vaazdır.”
TAVSİYELERİ
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’in (r.a) tavsiyelerinden iki örnek:
Bildiklerimize Amel Etmek
“Allah, bildiklerimize amel etme gücü versin. Eğer bildiklerimize amel edersek, onları ayaklar altına almazsak ve görmezden gelmezsek, her şey yoluna girer. Ancak görmezden gelirsek, gözlerimizi ellerimizle sıkıca kaparsak, o an gündüz bile olsa göremediğimiz için bize gecedir. Elleriyle gözlerini kapayan kimse, gece ile gündüzü ayırt edemez; hiçbir şeyi göremez. Bildiklerimize amel etmemek de aynı bunun gibidir. ‘Her kim bildiklerine amel ederse, Allah bilmediklerini bilgiye çevirir.’ Bu, çocukluğunda bilmediklerini zamanla öğrenmen gibidir. Allah, bildiklerini görmezden gelmediğin müddetçe, yeni şeyleri sana öğretmeye devam eder. Eğer bildiklerini ayaklarının altına almazsan, rahat ol, artık kafanı takma; vakti geldiğinde muhtaç olduğun ilme âlim olacaksın.”
Gençlere Tavsiye
“Gençler, günbegün yaşınızın ilerlediğini nasıl biliyorsanız, şunu da bilmelisiniz ki, ilminizin ve imanınızın da aynı yaşınız gibi günbegün ilerlemesi gerekir. İki şeye olan imanımız olmasa, biz Müslümanların, Müslüman olmayanlardan farkımız kalmaz. Biri Kur’an diğeri de Ehl-i Beyt’tir. Eğer Kur’an’a olan bağlılığımız olmasa, Müslüman olmayanlardan farkımız kalmaz. Eğer Ehl-i Beyt’e bağlılığımız olmasa, imanı olmayan Müslümanlardan farkımız kalmaz. Yaşımızın ilerlemesi gibi bu iki konudaki bilgilerimizin de ilerlemesi gerekir… Allah’tan isteyelim ki, bizi Kur’an’dan ve Ehl-i Beyt’ten ayırmasın. Zira, Ehl-i Beyt Kur’an iledir ve Kur’an Ehl-i Beyt iledir. Eğer bir kimse bu ikisinden sadece birine sahipse, hiç birisine sahip değildir.”
SORU-CEVAP
Merhum Ayetullah el-Uzma Behcet’e (r.a) sorulan sorular ve onlara verdiği cevapların bazıları:
S: Genel olarak kalp huzuru nasıl sağlanabilir?
C: Kalp huzuru, nafile ve müstahap ibadetlerle elde edilir.
S: Allah’a ve Ehl-i Beyt’e daha çok bağlanmanın en iyi yolunu söyler misiniz?
C: Allah’a, Resulüne ve İmamlara itaat ederek, itikatta ve amelde günahı terk etmek.
S: Bizler içimizde ve dışımızda birçok kötü şeylere bulaşmışız. Lütfen bize bir yol gösterin.
C: Çokça “Estağfirullah” deyiniz ve bunu söylemekten yorulmayınız. Sizin ilacınız budur.
S: Bazı öğrenciler, riya, kibir, ucb, şehvet gibi rezil sıfatların dermanı hakkında bizden yardım istediler. Sizin bu konudaki görüşünüzü almak istiyoruz.
C: Tüm bu rezil sıfatlar, Allah’a olan zayıf imandan kaynaklanmaktadır. Eğer öğrencileriniz, Allah azze ve cellenin, her zaman ve her durumda, her güzellikten daha güzel olduğunu bilirlerse, asla O’ndan ayrılmak istemeyeceklerdir.
S: Çok sinirli biriyim. Kendimi nasıl düzeltebilirim?
C: Tam inanç ile çokça salâvat (Allahumme salli ala Muhammed ve âl-i Muhammed) okuyun.
S: İbadette tembelliği ve isteksizliği gidermek için ne yapmalıyım?
C: Neşeli olduğunuz zamanlarda vaciplerle birlikte müstahapları da yapın; tembel ve isteksiz olduğunuz zamanlarda da sadece vacipleri yerine getirin.
S: Allah’a ulaşma yolunda, bir üstadımızın olması gerekir mi?
C. İlmin, senin üstadındır; bildiklerine amel et. Bilmediklerinde ise, yardım edileceksin.
S: Bir müddetten beri imanımın zayıfladığını hissediyorum ve bazen de namaz kılmıyorum. Ne yapmalıyım?
C: Teoride imanın güçlü olması, kelam ilmini bilmekledir. Pratikte imanın güçlü olması ise, bildiklerine amel etmekledir. Namazı korumanın yolu ise, namaz kılma gücünü elde ettiğinde kendini başka düşüncelerden korumak ve bu korunmayı kendi isteğinle kaybetmemekledir.
S: İmanı çok zayıf olan birisi, nefsinin istediği her şeyi yapmamak için iradesini nasıl güçlendirmelidir?
C: Kendi ihtiyarında olan şeylerde, Allah’ın rızasının tersine olan şeyleri yapmamaya çalışmalıdır. Bu onun kurtuluş yoludur.
S: Gece namazı kılabilmek için ne yapılmalıdır?
C: Her gün yatmadan önce Kehf suresinin son ayeti okunmalıdır. Eğer bunun faydası olmazsa, gece yarısının ilk kısmında gece namazını kılmalıdır.
S: Eğer mümkünse, bana iş seçimi hakkında yardımcı olunuz?
C: Allah’ın da razı olduğu bir iş seçmeye gayret gösterin. Seçeceğiniz işi yapabileceğinize inanıyorsanız seçin. Seçtiğiniz işle de imana ve müminlere yardımcı olmaya çalışın.
S: Nezir ve yemin ile ahlaka dair konularda kararlar alıyorum. Ancak bir müddet sonra aldığım kararı uygulamada zaafa düşüyorum ve nefsime yeniliyorum. Ne yapmalıyım?
C: Eğer bir günün içinde, Allah’ı düşündüğünüzü gördüğünüzde, bundan kendi isteğinizle vazgeçmeyin. (Bir dakika dahi olsa sürdürebildiğiniz kadar sürdürün.) Bu durum kendi isteğinizin dışında bozulduğunda da önemsemeyin.
S: Çok fazla günah işliyorum ve ne yaparsam yapayım bunu engelleyemiyorum.
C: el-Halilî ve el-Nurî’den nakledilmiştir ki, bu soruna çare olması için Mekke, Medine, Necef, Kerbela, Kazimeyn, Samerra, Meşhed ve Kum gibi yerlerde defnedilmiş olan mümin erkek ve kadınlara hamd ve sure hediye edilmelidir.
S: Hangi şartlarla dua kabul edilmektedir?
color=#ff1d00]C: Duanın kabul şartı, günahları terk etmektir. Bazen de duanın kabul edilmemesi maslahattır. Bazen de maslahat o duanın değil de başka bir duanın kabul edilmesindedir. Dua eden duasının kabul olmadığını sanır, ancak yakin ehli öyle olmadığını bilir.[/color]
S: Birkaç yıldan bu yana işlerim ters gidiyor, kapılar yüzüme kapanıyor. Evlilik konusunda da sorunlarım var. Allah’a her ne kadar dua ettiysem kabul olmadı.
C: Tam bir inançla çokça “estağfirullah” deyin. Allah’ın emir ve nehiyleri haricinde hiçbir şey sizi çalışmaktan alıkoymasın. Sorunlarınız giderilirse de aynısını yapmaya devam edin ki, aynı sorunlara bir daha duçar olmayın. Eğer bunları yaptığınız halde sorunlarınız çözülmezse, bilin ki ya tam bir inançla söylemediniz veya söylemeye devam etmediniz. Allah daha iyi bilir.
Yorum