Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Reenkarnasyon (Tenasüh )

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Reenkarnasyon (Tenasüh )

    Cenab-ı Allah, adaleti emrediyor, fakat acaba kendisi adaletli mi? Muhakkak ki adaletlidir. Bundan şüphemiz dahi olamaz. Biz her gün etrafımızda pek çok olay görüyoruz. Bunların içersinde alabildiğine zengin, malının mülkünün hesabını bilmeyen insanlar; diğer tarafta da sabahtan akşama sofrasında bir lokma bulamayan fakir insanlar.

    Yine evin başköşesinde yatırılan, yemekleri yurt dışından gelen ve en pahalı kuaförlerde bakımı yapılan köpekler, diğer tarafta da sokaklarda bir parça kemiği dahi bulamayan köpekleri düşünün. insanların kimileri alabildiğine sıhhatli, kimileri, hasta, kimileri topal, kimileri kör veya sağır. Afrika’nın bazı ülkelerinde görüyoruz ki insanlar, bir deri bir kemik, yarı ölü yarı diri. Bütün bunlar Allah’ın yaratıklarıdır. Bir zengin düşünün malının hesabını bilemiyor. Malından fakir fukaraya bol bol dağıtıyor, hayır işlerinde adeta yarışıyor.

    Namazı kılıyor, zekatı veriyor, hacca gidiyor, şeriatın tüm farz ve sünnetlerini yerine getiriyor. Diğer tarafta da bir fakir var ki, Hint fakirlerinden de fakir. Allah’ın kendisini ne için böyle yarattığına küfür edip duruyor. Bulursa yiyor, bulamazsa aç yatıyor. Gerektiğinde çalıyor, karnını doyurabilmek için her türlü edepsizliği yapıyor. Farz edelim ki bu iki şahıs, bu âlemden gittiler, Hakk’ın huzurunda hesaba çekildiler.

    Haklı olarak zengin kimse, Cenab-ı Allah’ın tüm buyruklarını yerine getirmiş olduğu için ebedî olarak cennete gidecek, fakir ise hiç şüphe yok ki ebedî olarak cehenneme gidecektir, çünkü her gün Allah’a isyan edip duruyordu. Bu durumda Allah adaletli bir iş yapmış olur mu? Hayır olmaz! Neden olmaz? Çünkü Allah, adaletsiz iş yapmaz da ondan.

    Mesela fakir adam, Cenab-ı Allah’a şöyle dese: “Bu zengin kimse, senin ona verdiğin ihsanları, dilediği gibi kullanırken, ben sefaletin, perişanlığın ve açlığın içersinde pençeleşiyordum. O her türlü ihtişamın içersinde yüzerken, sıcacık yatağında yatarken, ben tabiatın soğuk ve sıcak günlerinde sokaklarda yaşam mücadelesi veriyordum. Sabahtan akşama kadar inşaatlarda veya buna benzer işlerde yiyecek ekmeğimi dahi zor kazanıyordum. Madem ki çok adaletli isen, önce beni de bu kârun kadar zengin yaptığın kimsenin durumuna getir. Eğer ben de onun yaptığı gibi, kulluk vazifemi yerine getirmezsem, o vakit beni istediğin gibi yargıla. Ben zaten dünya hayatımda cehennem hayatı yaşadım. Bunu bana bir de burada mı yaşatacaksın?” dese ve şöyle devam etse: “O kârun kadar zengin kimseyi de benim dünyada iken çektiğim sıkıntılara sok ve onun nasıl davranacağını bir gör bakalım. O da aynı benim yaptığımı yapmayacak mı dese, acaba haksız mıdır?

    Veya Cenab-ı Allah, zengin kuluna şöyle dese: “Ey kulum! Sen dünya hayatında iken cennet hayatı yaşadın, burada seni cehenneme atayım da adalet yerini bulsun”; fakir kuluna da: “Ey kulum! Sen dünya hayatında çok çektin, gel seni cennetime koyayım da hak yerine gelsin der mi acaba?” hayır demez. O yüce yaratan öyle bir düzen kurmuş ki, hiçbir kimse haksızlığa uğramayacaktır. O Kuran’da her şeyi açık seçik insanlara bildirmiştir. Aşağıdaki Kuran ayetlerine bir bakalım ne diyor: Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En sonunda O’na döndürülürsünüz. (Rum Suresi, 11. Ayet)

    Allah’a nasıl nankörlük ediyorsunuz? Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 28. Ayet)

    Onlar: “Ey Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Buradan çıkmak için bir başka yol daha var mı?” (Mümin Suresi, 11 .Ayet)

    Ancak gereğince dinleyenler çağrıya cevap verir. Ölülere gelince, Allah onları diriltecektir, sonra O’na döndürülecekler. (En’am Suresi, 36. Ayet)

    De ki: Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım.Allah da onu size bildirmezdi. Ben bundan önce bir ömür boyu içinizde durdum. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz! (Yunus Suresi, 16. Ayet)

    Yine Kuran’da: “Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne geçilecekler değiliz. Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız” (Vakıa Suresi, 60, 61, 62) deniyor.

    Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan yeniden vücuda getirir. (En’am Suresi, 133) Yine Kuran’da: iki taraf arasında bir perde, A’raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet halkı, özleyip durdukları hâlde henüz ona girememiş olanlara şöyle seslenirler: “Selam size!” (A’raf Suresi, 46)

    A’raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: “Ne bir araya gelmeniz ne de büyüklük taslamınız size hiçbir yarar sağlamaz.” (A’raf Suresi, 48)

    Bu ayetlerde geçen A’raf halkı hakkında pek çok tartışmalar yapılmıştır. A’raftaki erlerin kimler olduğunda ihtilaf vardır. Bu konu hakkında Hasan Basri Hazretlerine sorulduğunda elini dizine vurarak: “Tanrı onları, cennet ve cehennem ehlini tanıtmak için oraya koymuştur. Onlar bunları birbirinden ayırd ederler; “andolsun Tanrı’ya, belki de onlardan olanlar, şimdi şu evde bizimle beraberdir” (Mecmâ’, I. S. 429) demişti.

    Tenasüh ile ilgili olarak bir de Yunus’un şu sözlerine bakalım:

    Nice kez geldim gittim delim sûret yarattım

    Bu şimdiki sûrette Yunus olup dûr idim.



    Ben bu sûretten ileri adım Yunus değil iken

    Ben ol idim ol ben idim bu aşkı sunanda idim.



    Düşünün bir kere, eğer ruh, sadece bir kere dünyaya gelip, buradaki ameline göre kıyamet gününü bekleyip cennete veya cehenneme gidecekse, tekamül etmek üzere bir daha bu dünyaya gelmeyecek ise, Allah’ın adaleti nerededir? Yukarıda zengin kimse ile fakir adamın durumunu gördük, devrana girip ruh kemâle erişinceye kadar tekrar tekrar gidip gelmeyecekse, haksızlık olmaz mı?

    Kuran ayetlerini incelediğimiz de şunu görüyoruz: Allah yaratışa başlıyor. Sonra onu varlık alanından çekip alıyor ve tekrar yaratıyor. En sonunda yine kendisine döndürüyor. Dikkat ederseniz Bakara Sûresi 28’de: “Sizi balçıktan veya bir damla sudan yarattım” demiyor. Siz ölülerdiniz O, sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Sonunda O’na döndürüleceksiniz deniyor. Burada üç defa öldürüyor ve diriltiyor.

    1- Siz ölülerdiniz,

    2- O, sizi diriltti,

    3- Sizi yine öldürecek,

    4- Ve sonra diriltecektir,

    5- Sonunda O’na döndürüleceksiniz.

    Burada çok açık olarak şunu görüyoruz. Ruh, bir defaya mahsus dünyaya gelip gitmiyor. Ruh, kemâle erişinceye kadar devrana giriyor, defalarca gidip geliyor, ancak kesinlikle bir önceki hayatını hatırlamıyor. Bir de yukarıda verdiğim Mü’min sûresi 11 de iki kez öldürülüp diriltilen ve tekrar diriltilmeyi bekleyen topluluktan söz ediliyor. Burada bazı insanların ikinci ve üçüncü kez bedenlenerek dünyaya gelmeyi bekledikleri görülüyor. Yine yukurıda zengin kimse ile fakir adamın hikayesini anlattım. Zengin olan o kimse, bu dünyaya pek çok gitmiş gelmiş, Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmıştır. O’nun sayısız lutfuna ve nimetlerine nail olmuş ki, nimetleri ve bu dünya üzerindeki zamanını gereği gibi kullanmasını bilmiştir. O kimse ruhunu kemâle erdirmiş ve Allah’ın rızasını kazanarak cennete gitmeye hak kazanmıştır.

    Fakir adama gelince, o daha pek çok gidip gelecek, ta ki, ruhunu kemâle erdirebilsin. Yukarıdaki beyitlerde Yunus: “Nice kez değişik suretlerde ve değişik isimlerde geldim gittim. Bugün kü suretimde bana Yunus dediler” diyor. Yine: “Bu suretimden önce adım Yunus değil iken, ben o idim, o ben idim” diyerek “tenasüh” ten haber veriyor. Yukarıda söylediğıim gibi, tenasüh konusu, bugüne kadar pek çok kimseler tarafından tartışma konusu olmuş ve pek çok mezhep ve tarikat ehli kimseler bu konuyla ilgilenmişlerdir.

    ALINTI

    #2
    Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

    kızılbaş kardeşim paylaştığına göre sende tenasüh inancına sahipsin doğrumu anlamışım
    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
    İmam Ali (a.s)

    Yorum


      #3
      Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

      Kızılbaş kardeş İslam'da reenkarnasyon kesin bir dille reddedilir.

      BAKARA SURESİ 167. AYET :

      UYANLAR DA SÖYLE DEMEKTEDIR: "AH BIZIM IÇIN DÜNYAYA BIR DÖNÜS OLSAYDI DA ONLAR BIZDEN KAÇTIKLARI GIBI BIZ DE ONLARDAN UZAKLASSAYDIK! ISTE BÖYLE ALLAH, ONLARA BÜTÜN YAPTIKLARINI ÜZERLERINE ÇÖKMÜS, PISMANLIKLAR HALINDE GÖSTERECEKTIR. ONLAR, ATESTEN ÇIKACAK DEGILLERDIR.

      ŞUARA SURESİ 102. AYET :

      BARI BIZIM IÇIN GERIYE (DÜNYAYA) DÖNME IMKANI OLSAYDI DA, MÜ'MINLERDEN OLSAYDIK."

      YASIN SURESİ 31. AYET :

      BAKSALAR YA KENDILERINDEN ÖNCE NICE NESILLER HELAK ETMIŞIZ. ONLAR, HIÇ ONLARA DÖNÜP GELMIYORLAR (DÜNYAYA BIR DAHA DÖNMÜYORLAR).

      Elmalı'lı mealidir.

      Yorum


        #4
        Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

        Paylaşım yaptık iş yine bana dönüyor
        Burda wahabilerle ilgili başlık açsak vahabi mi oluyoruz ??

        Atlas bunlar Ricat içinde geçerlimi ?? geçerliyse Ricat hakkındaki ayeti ne yapıcaz ?? değilse yazıdaki ayetleri ve anlatılan olayı napıcaz ??

        İlk ayette olay hesap gününde geçiyor yani reenkarnasyon bitmiş ahiret hayatı başlamış bu yüzden geri dönüş yok.
        Şuara 102. ayette ise geri dönüş dünyaya değil yaşadığı o hayatın başıdır.Çünkü reenkarnasyona göre bu hayatta yaptıklarımız diğer hayatımızı etkiliyor.Kişi günahkar olduğu için hayatının tekrar yaşamak istiyor.
        Yasin 31. ayette ise söylenen şey ; ölenlerin yine aynı şekilde bizim yanımıza gelmeyecekleridir.Çünkü onlar için farklı bir yaratılışta yeni bir hayat vardır.

        Yorum


          #5
          Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

          Bismillahirrahmanirrahim

          Musa AYDIN

          Muhterem kardeşim, Reenkarnasyon ölen kişilerin ruhlarının yeniden dünyaya dönüp başka bedenlerde hayatlarını sürdürmelerine denir. Yeniden dünyaya döndüklerinde ise önceki hayatlarında sergiledikleri amel ve tavırlara göre yeni hayatları şekillenecektir. İyilik ehli olmuş olsalar, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecekler. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecekler.

          Bu düşüncenin batıllığı hem akli delillerle sabittir, hem de Kur'an ve sünnette dayalı delillerle. Biz vaktimizin darlığından dolayı bunlardan sadece bir kaçına değinmekle yetiniyoruz:

          1- Aklî Delil:

          Bu iddia her şeyden önce Kur'an ve sünnetten algıladığımız ahiret inancına ve orada vuku bulacak meselelere terstir. Zira hepimiz biliyoruz ki bu dünyanın ardından bütün insanlar bu dünyada yaptıklarının karşılığını bulmak için ebedi olan bir başka dünyaya intikal edeceklerdir. Orada her kes bu dünyada yaptıklarına göre ya cehennemde azap çekecektir veya cennetteki ebedi nimetlere kavuşacaktır. Reenkarnasyon inancına göre böyle bir şeyin imkansız olduğu açıktır. Zira bu iddiaya göre bir ruh birkaç bedene peş peşe taalluk bulup tekrar tekrar bu dünyaya dönmektedir. Şimdi, ahiret olunca bu ruh hangi bedene intikal edecek ve hangisine göre ceza veya mükafat görecektir? Veya bir bedene taalluk bulduğunda iyi ameller işlemiş, bir diğer bedene taalluk bulduğunda ise kötü amel işlemişse, bu ruh şimdi cehennemlik mi olacak yoksa cennetlik mi? Bundan dolayıdır ki reenkarnasyona inananlar gizleseler de aslında ahiret diye bir şeye inanmamaktalar ve insanın cenneti de cehennemi de bu dünyada yaşadığına inanmaktadırlar.

          2- Kur'anî Deliller:

          Kur'an'ın bir çok ayetinden açık bir şekilde anlaşılan şudur ki ölümden sonra yeniden bir dönüş kesinlikle söz konusu değildir. İşte bunlardan birkaç örnek:

          "Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder; * Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır." (Mu'minun Suresi, Ayet 99-100)

          Görüldüğü gibi kafirlerin veya bazı günahkarların "Ya Rabbi bizi bir kere daha dünyaya geri çevir" istekleri açık bir şekilde reddedilmekte ve Kıyamet gününe kadar "Berzah" dediğimiz ruhlar aleminde kalacakları ifade edilmektedir.

          Mu'min suresinde ise Fıravun ve kavmi hakkında şöyle buyurmaktadır:

          "Allah o mu'mini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun'un adamlarını ise, o kötü azab kuşattı. * Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın!" (denilecektir)." (Mu'min, 45-46)

          Görüldüğü gibi Firavun ve adamları, ölüp de berzaha girdikleri andan itibaren sabah akşam berzah azabına ki ruhlara yapılacak bir azaptır sunulacaklar; ta Kıyamet gününe kadar. Kıyamet olunca da en acı azaplara atılacaklar. Dolayısıyla ölümden sonra sürekli berzahta kalışları kesindir ve dünyaya dönüş diye bir şey söz konusu değildir. Firavun ve adamları örnek olarak zikredilmiştir ve olay onlara has bir şey değildir. Nitekim bir önceki ayette bütün kafirlerden bahsetmekteydi.

          Yine A'raf suresinde şöyle buyurmaktadır:

          "İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti." (A'raf, 53)

          Görüldüğü gibi bu ve önceki ayetler açık bir şekilde reenkarnasyoncuları yalanlamaktadır. Çünkü onlar diyorlar ki ölenler asi, günahkar ve kafir bile olsalar geri dönecekler ki bir ceza olarak daha çetin ve zorluklarla dolu bir hayat dönemi geçirsinler. Oysa bu ayetler açık bir şekilde böyle bir dönüşün asla mümkün olmayacağını ifade ediyor!

          Aşağıdaki ayetler de aynı hakikati vurgulamaktadır:

          "Onların, ateşin üzerinde durduruldukları zaman: "Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık" dediklerini bir görsen! * Hayır, daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi yine menedildikleri şeyi yapmaya dönerlerdi. Çünkü onlar yalancıdırlar." (En'am, 27-28)

          "Melekler, kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, "Ne işte idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayıf kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. İşte bunların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü gidiş yeridir." (Nisa, 97)

          "Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "İşte ben şimdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır." (Nisa, 18)

          Görüldüğü gibi bu ayetler ölüm gelip çattığında kimseden tevbe kabul olmayacağını ve geri dönüp geçmişi telafi edemeyeceklerini açıkça vurgulamaktadır ki tamamen reenkarnasyoncuların iddiasına terstir.

          3- Hadislerden Deliller:

          Hadislerden de iki tanesini örnek olarak vermekle yetiniyoruz:

          Abbasî halifesi Me'mun Hz. İmam Rızaya "Tenasuha (reenkarnasyon) inananlar hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorduğunda, İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Kim tenasuha inanırsa, Allah'a kafir olmuş ve cennet ve cehennemi inkar etmiştir." (Bihar-ül Envar, c.4, s.375)

          Bir başka hadiste ise şöyle buyurmuştur: "Kim tenasuha inanırsa kafirdir." (Bihar-ül Envar, c.4, s.375)

          Zındıklardan birisi İmam Cafer-i Sadık (a.s)'a şöyle sordu: "Ruhun dünyaya dönüşüne inananlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu inanç nerden kaynaklanmaktadır ve delilleri nedir?"

          İmam Sadık (a.s) cevabında şöyle buyurdu: "Bu ekole inananlar, bütün İlahi şeriatları ve dini hükümleri terk etmiş ve kendilerini dalaletlerle süslemişlerdir. Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır. Diyorlar ki "Ne cennet vardır ne de cehennem, ne dirilme ne de Kıyamet! Her kesin kıyameti ruhunun bedenden ayrılışı ve bir başka bedene girmesidir. Eğer önceki dünyasında iyilik ehli idiyse, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecektir. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecektir. Kendilerinden iddialarına delil istendiğinde, şaşırıp kalıyorlar ve bu bozuk inançlarına hiçbir delil getiremiyorlar ve her zaman hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Tevrat onları yalanlamış ve Kur'an onlara lanet etmiştir…" (Bihar-ül Envar, c.4, s. 320)

          İleri sürülen bazı iddialara ve bazı kimselerin geçmişlerinden verdikleri haberlere gelince, bunun bir çok nedeni olabilir. Ya bu adamlar yalan söylüyor ve bu yollarla meşhur olmak, para kazanmak gibi emelleri vardır. Yada cinlerin ve bazı kötü ruhların kendilerine yaptıkları telkinlerden ve verdikleri haberlerden ibarettir. Bunların da her birisinin mümkün olduğu yerinde ispatlanmıştır ki biz vaktimiz elverişli olmadığı için şimdilik bu konuya girmiyoruz. Her halükarda başka hiçbir delil de olmasaydı, Kur'an'a ve sünnete ve ahiret gününe inanan bir kimsenin bu saçmalıklara inanması mümkün değildir. Allah'a emanet olun.

          Yorum


            #6
            Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

            1-Akli delile cevap :
            Reenkarnasyon asla ahiret inancına ters değildir.Tam tersi ahiret inancının adaletli olması için gereklidir.Zaten bunda amaç kişinin farklı durumlarda nasıl davranacağıdır.Zengin fakir örneği bu konuyu açıklıyor.Kişi bütün hayatlarından sorumludur ve herkes her sınava Tabidir.Yani bir kimse zenginliği görür fakirliği görür vb.Bunların herbiri sınavdır.Sadece zenginliği görse fakir olana haksızlık yapılmış olur.Onun hakkındaki hükün sınavları nasıl atlattığı ve geldiği son durumla verilir.Hangi benden dersek bu çokta önemli değil.80 yıl yaşamış bi insanın görüntüsü nasıl bu 80 yıl içinde seçilmiş bir yıl gibi olacaksa bedenide 80 defa dünyada yaşamış farklı görüntüden biri olabilir.
            2-Kurani delillere cevap :
            "Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder; * Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır." (Mu'minun Suresi, Ayet 99-100)

            Ayetteki kişi öldüğünde demiyor ölüm gelip çattığında diyor.Yani kişi hayatta hala bu yüzden isteği dünyaya tekrar gelmek olamaz.Çünkü zaten dünyada bu yüzden isteği ömrünün başa alınmasıdır.Çünkü bu hayattaki müşrikliği yüzünden diğer hayatından sorumlu olacaktır.Berzah alemi ise bedendir.Ruhun berzahta olması herhangi bir bedende olmasıdır.Kıyamete kadar berzah var derkende reenkarnasyon anlatılmış olur.
            "Allah o mu'mini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun'un adamlarını ise, o kötü azab kuşattı. * Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın!" (denilecektir)." (Mu'min, 45-46)
            Burdaki sabah akşam ateşe arzolunurlarda kötü bir hayattan sonraki dünya hayatıdır.Çünkü cennet ve cehennemde sabah akşam olmaz.
            "İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti." (A'raf, 53)

            Burda hesap gününden bahsediyor.O gün geldiğinde reenkarnasyon bitmiştir.Ve haklarındaki hüküm verilir.Burdan elbetteki geri dönüş yok.

            "Onların, ateşin üzerinde durduruldukları zaman: "Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık" dediklerini bir görsen! * Hayır, daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi yine menedildikleri şeyi yapmaya dönerlerdi. Çünkü onlar yalancıdırlar." (En'am, 27-28)


            Bu ayetinde durumu yukardaki gibidir.

            "Melekler, kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, "Ne işte idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayıf kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. İşte bunların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü gidiş yeridir." (Nisa, 97)

            "Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "İşte ben şimdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır." (Nisa, 18)


            Bu iki ayette cehenneme hemen gidecekleri kastedilmiyor.Eğer böyle devam ederlerse gidecekleri yer cehennemdir.Reenkarnasyonda kafirlik yok diye birşey yok.Adam her hayatında günahkar olur kafir olur elbetteki gideceği yer cehennemdir.
            3-Hadislere cevap :
            Abbasî halifesi Me'mun Hz. İmam Rızaya "Tenasuha (reenkarnasyon) inananlar hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorduğunda, İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Kim tenasuha inanırsa, Allah'a kafir olmuş ve cennet ve cehennemi inkar etmiştir." (Bihar-ül Envar, c.4, s.375)


            Bu hadis yeterlidir çünkü diğer hadislerdede aynı görüş var.Yani burda ahiretin inkarından bahsediliyor bu elbetteki dinden çıkarır kimseyi.İslamdaki reenkarnasyon ahireti inkar etmez ahirete kadardır.Bu yüzden bu hadislerde reddedilen başka bir inançtır.

            Yorum


              #7
              Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

              Yorum


                #8
                Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                [quote author=Mufazzal link=topic=6972.msg46047#msg46047 date=1249366778]

                [/quote]
                ???
                En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 08.08.2020, 17:15.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                  Ayrıca şu zengin insan ve fakir insan olayını nasıl açıklayacaz ??
                  Allahın adaletli olması İmanın şartıdır.Ama reenkarnasyonun olmaması anlatılan hikayedeki gibi adaletsiz bir davranış olur.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                    esselamunaleykum ve rahmetullah
                    Mufazzal kardeşim çokgüzel bir şekilde açıklamış ama bende affınıza sığınarak bir iki cümle söylemek istiyorum
                    evvela bakara suresinde geçen ilk ölüm hali ruhun anne karnına düşmeden önceki hali ikinci ölüm hali normal ruhun bedenden çıkma hali ikinci yeniden dirilme ise kıyamette tüm insanlığın dirilme hali olarak alimlerce açıklanmaktadır
                    reankarnasyon inancı tam tersine allah tealanın adil olmasına terstir:örneğin bir kul dünyada eziyet çeker sabreder ama en nihayetinde de ölüp gider bir diğeri de fakirliğe isyan eder oda ölür ama isyan ettiği için cennetlik olana kadar bir daha dünyaya gelir peki bir diğeri sabrederek katlanmışsa rahat yaşamak varken neden sabretsinki
                    üstelik bir kaç defa dünyaya gelen ruh hangi bedeninde işlediği amelden sorumlu olacaktır şayet hepsi denilirse o zaman tekrar dünyaya gelmesinin ne anlamı vardır buda saçma olur
                    kızılbaş kardeşim ricat inanışı reankarnasyondan tamamen farklıdır açıkçası bende ilk duyduğumda böyle birşey olamaz demiştim ama elhamdulillah biraz araştırınca bu konudada hiç bir tereddütüm kalmadı
                    son birşey bu dünyada yaradanın bazı kullarına zenginlik vermesi fakir kulların ihtiyaçlarını karşılamaları içindir aslında zaten fakir kulların rızkıdır zengin olanın böyle olmasının sebebi
                    ama bu zengin olurda fakirin kendisinin olan rızkını vermezse işte buda onun amelidir ve allahu adil bu dünyada yada ahir hayatta adaletini uygulayacaktır
                    En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 08.08.2020, 17:15.
                    "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                      [quote author=Mufazzal link=topic=6972.msg46041#msg46041 date=1249365293]
                      Bismillahirrahmanirrahim


                      Musa AYDIN[b]

                      Zındıklardan birisi İmam Cafer-i Sadık (a.s)'a şöyle sordu: "Ruhun dünyaya dönüşüne inananlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu inanç nerden kaynaklanmaktadır ve delilleri nedir?"

                      İmam Sadık (a.s) cevabında şöyle buyurdu: "Bu ekole inananlar, bütün İlahi şeriatları ve dini hükümleri terk etmiş ve kendilerini dalaletlerle süslemişlerdir. Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır. Diyorlar ki "Ne cennet vardır ne de cehennem, ne dirilme ne de Kıyamet! Her kesin kıyameti ruhunun bedenden ayrılışı ve bir başka bedene girmesidir. Eğer önceki dünyasında iyilik ehli idiyse, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecektir. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecektir. Kendilerinden iddialarına delil istendiğinde, şaşırıp kalıyorlar ve bu bozuk inançlarına hiçbir delil getiremiyorlar ve her zaman hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Tevrat onları yalanlamış ve Kur'an onlara lanet etmiştir…" (Bihar-ül Envar, c.4, s. 320)

                      İleri sürülen bazı iddialara ve bazı kimselerin geçmişlerinden verdikleri haberlere gelince, bunun bir çok nedeni olabilir. Ya bu adamlar yalan söylüyor ve bu yollarla meşhur olmak, para kazanmak gibi emelleri vardır. Yada cinlerin ve bazı kötü ruhların kendilerine yaptıkları telkinlerden ve verdikleri haberlerden ibarettir. Bunların da her birisinin mümkün olduğu yerinde ispatlanmıştır ki biz vaktimiz elverişli olmadığı için şimdilik bu konuya girmiyoruz. Her halükarda başka hiçbir delil de olmasaydı, Kur'an'a ve sünnete ve ahiret gününe inanan bir kimsenin bu saçmalıklara inanması mümkün değildir. Allah'a emanet olun.
                      [/quote]

                      Allah razı olsun kardeşim. Sanırım bu deliller yeterli olur Kızılbaş kardeşim.
                      En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 08.08.2020, 17:15.

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                        Ehli Sünnet bu konuda çok katı.Böyle şeylere inananların dinden çıkacaklarını söylüyorlar.Ama Ehli Sünnet olarak kabul ederseniz Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk zaman zaman tenasüh inancını destekliyen açıklamalar yapıyor.Bu yüzden Hatay`da Nusayriler tarafından seviliyor.Şiilik bu konuda biraz daha esnek diye biliyorum.Bir`de Hataylı gerçek Şii-Caferi olanlarda Tenasühe inanıyorlar.Hatta ben onlara sordum.Iraktaki, İrandaki Şiiler-Caferiler böyle bir şeye inanıyorlarmı? diye bana cevap olarak:"Onların böyle bir şeye inanmıyor olmaları bizin inanmamamızı gerektirmez." diye cevap vermişlerdi.Üstelik aralarında İran`da Şii-Caferi İlahiyatı okumuş olanlar var.Ama tabi böyle bir şeye inanmanın İmanın şartı olmadığınıda söylediler.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                          [quote author=muttaki link=topic=6972.msg46056#msg46056 date=1249370278]
                          esselamunaleykum ve rahmetullah
                          Mufazzal kardeşim çokgüzel bir şekilde açıklamış ama bende affınıza sığınarak bir iki cümle söylemek istiyorum
                          evvela bakara suresinde geçen ilk ölüm hali ruhun anne karnına düşmeden önceki hali ikinci ölüm hali normal ruhun bedenden çıkma hali ikinci yeniden dirilme ise kıyamette tüm insanlığın dirilme hali olarak alimlerce açıklanmaktadır
                          reankarnasyon inancı tam tersine allah tealanın adil olmasına terstir:örneğin bir kul dünyada eziyet çeker sabreder ama en nihayetinde de ölüp gider bir diğeri de fakirliğe isyan eder oda ölür ama isyan ettiği için cennetlik olana kadar bir daha dünyaya gelir peki bir diğeri sabrederek katlanmışsa rahat yaşamak varken neden sabretsinki
                          üstelik bir kaç defa dünyaya gelen ruh hangi bedeninde işlediği amelden sorumlu olacaktır şayet hepsi denilirse o zaman tekrar dünyaya gelmesinin ne anlamı vardır buda saçma olur
                          kızılbaş kardeşim ricat inanışı reankarnasyondan tamamen farklıdır açıkçası bende ilk duyduğumda böyle birşey olamaz demiştim ama elhamdulillah biraz araştırınca bu konudada hiç bir tereddütüm kalmadı
                          son birşey bu dünyada yaradanın bazı kullarına zenginlik vermesi fakir kulların ihtiyaçlarını karşılamaları içindir aslında zaten fakir kulların rızkıdır zengin olanın böyle olmasının sebebi
                          ama bu zengin olurda fakirin kendisinin olan rızkını vermezse işte buda onun amelidir ve allahu adil bu dünyada yada ahir hayatta adaletini uygulayacaktır
                          [/quote]

                          Valla öncelikle makaleyi okumadığınızı varsayıyorum.
                          Çünkü ordaki olayı adaletsizlik sayıp tek hayatı adaletli saymanız hakikaten ilginç.İsterseniz bi daha düşünün verdiğim olay gerçekten adaletlimi.'.si bu dünyada fakir adam isyan ederek ölüyor sizin hesabınıza göre cehennemlik oluyo bize göreyse bide zengin bi hayat verilerek sınava tabi tutuluyorki adaletli olsun.

                          Şu ölüm hali meselesi ilk ölüm hali anne karnına düşmadenki zaman olmaz.Ölüm yok olma hali değil hayattayken ölü diye tabir edilen dduruma düşmedir yani bir fiildir.Hiç bu dünyada yaşamamış adama ölü denmez.Denmesi için önce yaşamış olması lazım.Yani ayet açıkça reenkarnasyonu gösteriyor.
                          En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 08.08.2020, 17:15.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                            Allah’a nasıl nankörlük ediyorsunuz? Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 28. Ayet)

                            Gayet açık ve net.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Reenkarnasyon (Tenasüh )

                              Allah'a nasıl nankörlük ediyorsunuz? Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 28. Ayet)

                              El Mizandan

                              Burada ikinci kez başa dönülüyor. Yüce Allah surenin giriş bölümünde bazı açıklamalarda bulunduktan sonra, tümünü özetleyen şöyle bir ifadeye yer vermişti: "Ey insanlar Rabbinize kulluk sununuz..." Sonra bir kez daha meseleye dönüyor ve daha ayrıntılı bir açıklamada bulunuyor: "Allah'ı nasıl inkâr edersiniz" diye başlayan on iki ayette insan gerçeği, yüce Allah'ın onun özüne yerleştirdiği kemal özellikleri, varoluşunun kapsamı, bu varlığın geçmek
                              zorunda olduğu ölüm, hayat, sonra tekrar ölüm, sonra tekrar hayat ve ardından Allah'a dönüş gibi aşamalar ayrıntılı biçimde açıklanıyor. Bu ayetlerde yüce Allah'ın insana bahşettiği varoluşsal ve yasal nitelikli özel bağışlara, lütuflara değiniliyor. Buna göre, insan ölüydü, Allah onu diriltti, sonra onu öldürecek ve ardından tekrar diriltip huzuruna götürecektir. Allah yerde olan her şeyi onun için yaratmıştır. Gökleri ona musahhar etmiştir. Onu yeryüzünde kendi halifesi olarak görevlendirmiştir. Melekleri ona secde ettirmiştir, daha önce de babasını cennete yerleştirmişti, ona tövbe kapılarını açmıştı. Nasıl kulluk sunacağını ve doğru yolu göstermek suretiyle lütufta bulunmuştu. Bu açıklamalar, ayet-i kerimenin akışıyla da
                              uyum içindedir: "Allah' ı nasıl inkâr edersiniz ki, siz ölüler idiniz, O, sizi, diriltti..." Görüldüğü gibi ayetin akışı, kınama ve nimetleri hatırlatma yönündedir.

                              "Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, siz ölüler idiniz." Bu ayet içerik olarak yüce Allah'ın şu sözünü andırıyor: "Dediler ki: Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkmak için bir yol var mı?" (Mü'min, 11) Bu ayet dünya ile
                              ahiret arasında bir ara dönemin (berzah) varlığına kanıt olarak gösterilen ayetlerdendir. Çünkü burada iki kez öldürmeden söz ediliyor. Eğer bunlardan biri insanın dünyadan ayrılışına yol açan ölümse, bu durumda bu ikinci ölümün tasviri bakımından iki ölüm arasında bir hayatın kaçınılmazlığı gündeme geliyor ki, bu berzah âlemidir. Bu da bize göre berzah âlemini ispat için yeterli bir kanıttır. Bazı rivayetlerde de bu kanıtlamaya rastlamaktayız.
                              Fakat berzah hayatını inkâr edenler, bu iki ayetin, yani "Nasıl inkâr edersiniz..." ve "Dediler ki: Ey Rabbimiz" ayetlerinin akışının bir amaca yönelik olduğunu söylerler. Çünkü her iki ayette de iki ölümden ve iki hayattan söz ediliyor. Şu hâlde vurguladıkları gerçek de aynı olmalıdır. Birinci ayette açıkça görülüyor ki, ilk ölüm, insanın, dünya hayatında kendisine ruh verilmeden önceki hâlidir. Şu hâlde birinci ölüm ve hayatla dünya hayatından önceki ölüm ve
                              dünya hayatı kastediliyor. İkinci ölüm ve hayatla da, dünyadaki ölümle ahiretteki diriliş kastediliyor. İkinci ayetteki aşamalarla da birinci ayetteki aşamalar kastediliyor. Dolayısıyla bu ayetlerde berzah hayatına ilişkin bir işaret yoktur. Ama bu, büyük bir yanılgıdır. Çünkü her iki ayetin akışı farklı mesajları vurgulamaya yöneliktir. Çünkü birinci ayette bir ölümden,
                              bir öldürmeden ve iki diriltmeden söz ediliyor. İkinci ayette ise, iki öldürmeden ve iki diriltmeden bahsediliyor. Bilindiği gibi ölümün aksine, öldürmenin öncesinde hayatın varlığı kaçınılmazdır. Hayat olmazsa, öldürme olmaz. Şu hâlde birinci ayette sözü edilen ilk ölüm, ikinci ayette sözü edilen ilk öldürmeden farlıdır. Dolayısıyla, "Bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin" ifadesindeki ilk öldürmenin dünya hayatından sonraki öldürme olduğu anlaşılıyor.
                              Ondan sonraki diriltme ise berzah hayatı içindir. İkinci öldürme ve diriltme ise ahiretteki diriliş günü içindir. "Siz ölüler idiniz, sizi dirilttik." ifadesinde ise, dünya hayatından önceki ölüm hâli kastediliyor. Bu ise, öldürmeden ayrı bir durumdur. Burada kastedilen hayat da dünya hayatıdır. "Sonra O'na döndürüleceksiniz" ifadesinde ise, "sonra" edatıyla "diriltme" ile "döndürülme" arasında bir ara dönemin varlığı ifade ediliyor. Bu ifade tarzı, bizim yaptığımız açıklamayı pekiştirici niteliktedir. "Siz ölüler idiniz." ifadesi insanın varoluşuna ilişkin temel bir gerçeği dile getiriyor. İnsanın varoluşu, dönüşen, tekâmül eden bir varoluştur. İnsan değişen ve dönüşen varoluş çizgisini tedricî olarak geçer. Bu çizgi aşamalara bölünmüş hâldedir. Buna göre, insanoğlu dünyaya gelmeden, varoluşa adımını atmadan önce ölüydü.
                              Sonra Allah tarafından diriltildi. Sonra öldürme ve diriltilme olguları aracılığı ile durumdan duruma dönüşür. Böylece sürüp gider.

                              Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor: "Ve insanı yaratmağa çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir özden, basbayağı bir sudan yaratmıştır. Sonra onu düzeltti ve ona kendi ruhundan üfledi." (Secde, 7-9) "Sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah, ne yücedir." (Mü'minûn, 14) "Dediler ki: Üzerinize vekil edilen ölüm meleği, canınızı alır." (Secde 10-11) "Sizi ondan yarattık, yine ona döndüreceğiz ve bir kez daha ondan çıkaracağız." (Tâhâ, 55) Gördüğün gibi ayetler (yeri gelince daha ayrıntılı bilgi vereceğiz)
                              insanın yeryüzünün ayrılmaz, koparılmaz bir parçası olduğunu ifade etmektedirler. Bir varlık olarak yerden çıkmıştır. İnsan, sonra çeşitli evrelerden geçerek gelişimini tamamlamış ve bir aşamaya ulaşınca da, orada bambaşka bir yaratığa dönüşmüştür, bambaşka bir yaratık olmuştur. Bu son ve mükemmel şeklini söz konusu dönüşümle sağlamıştır. Ardından ölüm meleği gelip insanı bir şekilde bedeninden ayırıyor, canını alıyor. Sonra Allah'a dönüyor. İşte
                              insanın varoluş süreci budur. Ayrıca ilâhî plânlama insanı öyle bir kalıba sokmuştur ki, yer
                              ve gök menşeli tüm varlıklarla irtibata geçebilmekte, hayvanı, bitkisi, madeni, su ve hava gibi diğer öğeleriyle en basit hücrelisinden en karmaşık hücrelisine kadar tüm yaratıklarla bağlantı kurabilmektedir. Aslında doğada yer alan tüm varlıklar böyledir. Her varlık etkilemek, etkilenmek ve varlığını sürdürebilmek için başkasıyla irtibata geçmek zorundadır. Yaratılışı bunu gerektirmektedir. Ancak bu arada insanın manevra alanı ve çalışma kapasitesi diğerlerinden daha geniş boyutludur. Nasıl mı? Bu donanımsız varlık, hayatındaki birtakım basit amaçlarına ulaşmak için doğada yer alan diğer varlıklarla yaklaşmak, uzaklaşmak, bir araya gelmek ve ayrılmak şeklinde gerçekleşen hareketlerle ortak yöne sahip olsa da, kavrama ve düşünme yeteneğine sahip olması bakımından kendine özgü bazı tasarruflarda bulunur ki, bu, öteki varlıkların gücünü aşar. İnsan bu yeteneği ile çevresindeki olguları, varlıkları ayırır, birleştirir, bozar ve ıslah eder. İnsanın etkinlik alanına girmeyen hiçbir varlık yoktur. Kimi zaman, doğada elde edemediği bir şeyi doğaya öykünerek teknoloji aracılığıyla meydana
                              getirir. Zaman olur, doğaya doğayla karşı koyar. Kısacası insan her amaç için, her şeyden yararlanır. Bu ilginç canlı türünün üzerinden geçen bunca zaman, tasarruf alanını genişletmesi
                              ve bakışlarını daha derine nüfuz edici kılması için ona destek olmuştur. Çünkü Allah, sözleriyle gerçeği ortaya çıkarmak ve şu sözünün pratikte doğrulanmasını istemiştir: "Göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendinden size boyun eğdirdi." (Câsiye, 13)

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...