Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: Aşk Dediğin...

    "rüyalarım var sana dair , özlemlerim var sana
    al yüreğim senin olsun sultanım..!
    Uyandır beni aşka ey gül...!
    Ey rahmet sağnağı yağmur yağmur düştüğünde gönlüme
    kurak topraklarım hayat buldu gelişinle
    ben leya çölünde seraplar gördüm çok zaman
    boş hülyalara daldım kayboldum
    su içtiğim pınarlara ateşler dokundu
    ben aşkımın hicranını sırtımda taşıdım

    ben seni görmeden sevdim

    seni görmeden seven milyonlarca sevdalı gibi
    en berrak duyguları besledim sana ,
    en nadide hisleri...


    Al götür beni uzaklara...gözlerimde yaş durmadan akar durur
    bu ayrılık beni yakar durur
    gözlerini gözlerime değdir ellerini ellerime...."

    en güzel duyguları en güzel kelimere dökebilmek

    iyi bir yüreğe tertemiz bir aşka ve samimi amele bağlıdır ancak... Allah razı olsun yazandan...

    Yorum


      #77
      halimiz



      Bize kar, Kerbela’ya ateş yağıyor.
      Bizde güller açarken, orda güller soluyor.


      Hüseyin’ler garip, Zeynepler ağlıyor,
      Geylânî top altında, bebekler doğranıyor.


      “Hüseyin” adın alan, Hüseyin’ler yakıyor,
      “Saddamlaşan” Hüseyin, Hüseyin yok ediyor.

      Moğol kasabı şimdi, siyonist adını taşıyor,
      “Müslüman”(!) uşağıyla, müslüman kovalıyor.


      ABD çağdaş Sezar, dünyayı sömürüyor,
      Keserken insanları, yahudi mest oluyor.


      Afyon içmiş müslüman, uzaktan seyrediyor,
      Küffârın davasına, “bu benim davam” diyor.


      Davalar hep değişti, “Dolar” mihenk oluyor,
      Müslümanlar hep şaşkın, el’e kukla oluyor.


      Kudüs, Bağdat küffâr elinde, “coniler” yağmalıyor,
      Arab u Etrak u Kürt, birbirin boğazlıyor.


      Dicle mezbaha sanki, sular hep kan akıyor,
      Analar feryâd eder, içleri kan ağlıyor.


      “Dâru’s-Selâm”dı Bağdad, şimdi “New York” oluyor,
      Şafi’î makamında, şimdi papaz duruyor.


      Bu ne rezalet amân, şeref zillet oluyor,
      Müslim ayak altında, küffâr izzet buluyor.


      Bu gaflet hep sürer mi, yürek ateş doluyor,
      Müslüman hep uykuda, uyanmaktan korkuyor.


      Kur’an okunur oldu, cahil telaşlanıyor,
      Bilindikçe Ehli Beyt, zillet yere batıyor.


      O gün gelecek elbet, Kur’an bunu yazıyor,
      Sahibuzzaman gelecek, bunu Allah söylüyor!



      alıntı


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #78
        Takdim




        Özlemekten yorulmuşum, kapında durdur beni,
        Ucu sana dek ulaşan bir zincire vur beni.


        Beni çöllerden sorma, ki sonra Mecnun yerinir,
        Aşksızlıktan taş kesilmiş şehirlere sor beni.


        Karanlık yerlerimi bir bir soyundum asfaltlara,
        Şimdi yüreğim üşüyor, giyindir ey nur beni.



        Ben Leyla’ma gidiyorum, çekil önümden Leyla,
        Gayrı, cennet olsan durmam, bak çağırıyor beni.


        Toprağımın gözlerinden çöllerin yanağına,
        Süzülen bir damlayım yar, kabul buyur beni.


        Hangi denize attımsa tutuştu saçlarından,
        Bir kez bak, yoksa bu yürek yarı yolda kor beni.


        M. İslamoğlu




        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #79
          Ynt: Aşk Dediğin...


          Ey Aşk;

          Uğradın ya bana…
          Dilde taht kurdun…
          Dilleri lal eyledin…


          Ben yok iken var mıydın?
          Yardan gayrisi seni bilmez miydi?
          Titretir miydin görenleri?
          Teskin eder miydin gönülleri?
          Fısıldar mıydın kulaklarına?


          Dahi sitemim kalmadı…!
          Terk eyleme beni…!
          Ben senle ben oldum…
          Ben Aşka Esirim.!
          Aşk; Benim.!


          alıntı


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            #80
            AŞK ımız ALİ




            Ali'yi bilmeden akıl çelen zat,
            Bizim Ali Natık Kuran bilinir.
            Bunu benden öğren, benden duy bizzat,
            Şah-ı Merdan Şir-i Yezdan bilinir.


            Yaratıldı Adem geldi cihana,
            İtaat eyledi ulu fermana,
            Hak kendi nefsinden üfledi ona,
            Ali o dem ruh-u revan bilinir.


            Ali nuru hasıl oldu Ademde,
            Aşikar olundu devr-i hatemde.
            Peygamber miraca çıktığı demde,
            Yedi kat semada aslan bilinir.


            Nuh tebliğ eyledi, dedi hal yaman,
            Münkir ehli ona etmedi iman,
            Nuh Nebi tufana daldığı zaman,
            Ali o gemide kaptan bilinir.


            Sözümü anlamaz yezitle mervan,
            Hakka doğru gider bu ulu kervan.
            Ali ile kamil oldu din iman,
            Ali din bilinir, iman Ali bilinir.


            Söz anlatmak zordur, nadan cahile,
            Ali'ye bağlanan yeter menzile.
            Ali Hakk iledir, Hakk Ali ile,
            Ona isyan Hak'ka isyan bilinir.


            Kamiller hikmetten nasihat alır,
            Cahiller inatta ebedi kalır,
            Ali'siz yaşanan din eksik kalır,
            Ali hikmet, Ali, irfan bilinir.


            Ali'yle aleme nurlar saçıldı,
            O nur ile haklı haksız seçildi.
            Dört kitap okudum gönlüm açıldı,
            Ali dört kitapta beyan bilinir.


            Bunca Nebilerin davası Ali,
            Cennet bahçesinin reyhası Ali,
            Eyub'un derdinin devası Ali,
            Ali dertlilere derman bilinir.


            Meylimiz yok bizim iki cihanda,
            Gözümüz gönlümüz Şahı Merdanda.
            Hakk nuru tecelli eyledi onda,
            Bizim Ali kamil insan bilinir.


            Ali'yi sevenler yollarda kalmaz,
            Gönül bahçesinin gülleri solmaz,
            Öyle bir sevdaki anlatmak olmaz,
            Ali gönüllerde sultan bilinir.


            Münkirin gözü var, ama göremez,
            Görse bile Hak'ka ikrar veremez,
            Ali'nin sırrına her can eremez,
            Ali bu aleme ferman bilinir.


            Ali bize sahip, bize mevladır,
            Hasreti gurbettir, aşkı sıladır,
            Canan bize candan daha evladır,
            Ali can içinde canan bilinir.


            Gözümüzden akar Kerbela yaşı,
            Münkir münafığın vız gelir taşı,
            Biz bu yola koyduk can ile başı,
            İsmimiz Welayet Kerbela bilinir.





            alıntı


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #81
              Ynt: Aşk Dediğin...



              EY AŞK

              Çağır beni...
              ''Bittim'' dediğim yerden döndür kendime doğru bu mücrim cesedimi
              Cebeller aşarak gel
              Hasretin küllerini savurarak gel
              Yenilgi yenilgi savaşarak gel
              Kalmadı yürekte mecâl...
              Niyazlarla sırılsıklam ıslanarak gel
              Kopmadan evvel kıyamet...
              Kari'a gibi defaten gönül kapımı aralayarak gel
              Behişt ve cahim ortasında kaldı ruhum...
              Bir araf'tan yol bularak gel.


              Ey Aşk;

              sen'siz kurudu usare pınarı..
              Gel de ebyaz eyle tüm karanlıklarımı
              Sevdaya meftun eyle suskunlarımı
              Sidre'ye suüd ettir sessiz çığlıklarımı...


              Zulümatabad dehlizler sürgün yeri
              Bir labirentteyim sanki..
              Her yol sen..Her yol sen...Her şey sen..
              Kapılar kilitli..Kilit sen...Kapılar sen
              Çakışlar tutuşmuş...
              Çıkmazlar sen,çıkış sen
              Her şey sen..Her şey sen..Her şey sen..
              Göre bildiğim her me'va karanlık...
              Karanlıklar sen,beklediğim ışık sen
              Çaresiz bekleyişler...
              Çaresizlik sen,çare sen...
              inim inim inleyişler duyular öteler ötesinden...
              inleyişler sen ,öteler sen...


              Bir feryad etsem...
              Tüm alemi vaveylam ile inletsem...
              secde, secde dirilsem....
              Bir katre gözyaşında erisem...
              Bir daha yıkılmamacasına...
              KERBELA da Huseyince kıyam eylesem...
              Dergahında, son nefesimi versem...
              SANA GELSEM... SON'AA ERSEM...


              alıntı



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #82
                KIRIK NA'T



                Ellerinde binler hüner
                Âb-ı hayat parmakların
                Gül isteyene gül olur
                Ateş isteyene ateş;


                Avucundaki taş ve toprak
                Bir yağmur ki sağnak, sağnak
                Nasıl hasret, nasıl muhtaç
                Sana hem çöl, hem de ırmak...


                Ey ufukları aşan ses
                Sonsuza ulaşan nefes
                Sen ey ebed sevgilisi
                Merhamet şemsiyelisi


                Ve son umut, son sığınak
                Rahmetin de tâ kendisi
                Güneş... hem ışık, hem ayna
                Işıksız kim bakar aya?
                Farzet kalemimde ilham
                Yoksa ben hiç anlatamam
                Ben seni hiç anlatamam...


                Ey çölde aranan su
                Çöl kurak ve çöl susuz
                Sen özünden uykusuz
                Akıp giden çağlayan
                Sana ummanlar ayan...

                Ne büyük bir gâyesin
                Kâinatsın, mâyesin
                Netice, sermâyesin
                Sana üflenmiş hayat
                Hayattan kinâyesin..



                alıntı


                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #83
                  Ynt: Aşk Dediğin...

                  İki elif miktarı uzat acılarımı,
                  Ne gelirse senden boynum kıldan ince,
                  Madem ki seni sevmek, çile çekmek,
                  Seni sevdiğimin kanıtı olsun; dağlanmış bir yürek.


                  Elifle başlamadıysam hiç bir sözümü 'be'ye geçirme,
                  Bütün hayatım senin aşkınla dolsun,
                  Madem ki seni bulmak, kendini kaybetmek,
                  Kaybolduğumun kanıtı olsun; ölü şehirlere göçmek.


                  Elif, Lam, Ra. Olsun tüm sırlarım ifşa,
                  Gönlüm yalnız senin sevdanı saklasın,
                  Madem ki seni bilmek adını sayıklamak,
                  Adına kurban olduğumun kanıtı olsun; her gece ağlamak.

                  Elif, Lam, Mim. Günahkar titrek ellerim,
                  'Elif Elif ' diye diye senden seni isterim,
                  Madem ki sana varmak,dikenli yollar geçmek,
                  Vuslatımın kanıtı olsun; kevser suyundan içmek
                  [glow=red,2,300]Yüzü Dost,Özü Düşmandan usandım,
                  Dili Mümin Kalbi Şeytandan usandım,
                  Dostum, Herkesin Kahrı Çekilirde Ben DAVASIZ MÜSLÜMAN dan usandım.[/glow]

                  Yorum


                    #84
                    Sende Alev, Bende Mecnun Sevdası...



                    Ya sen, a pervane!

                    Bilirim ki sen tastamam âşıksın; hatta belki âşıksın.
                    Sevgilini bir kerecik görmeye can verirsin:
                    bir vuslata iki cihan verirsin.
                    Sen ki mumun başındaki yalıma âşıksın
                    ve onu kucaklamak için
                    her daim uğraşırsın…



                    Senin kavuşman bir yok olmadır.
                    Müşkül olan da bunu biliyor oluşun…
                    Sen bir ışığa canını saçarsın; ben candan gamdan ışığını isterim.
                    Öyleyse de bana, aynı değil miyiz seninle geceler boyu?
                    Ta seherlere dek birlikte yanmaz mıyız?
                    Sende alev, bende Mecnun sevdası...




                    iskender pala



                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: Aşk Dediğin...



                      "Kötülüklerden kaçınmayan bilgin;
                      Elinde meş'ale taşıyan kör gibidir"...


                      "Bülbül!. Sen bahar müjdesini ver!.
                      Kötü haberin bildirilmesini baykuşa bırak" ...


                      "Diline sahibol ve dikkat et ki, seni ateşe atmasın;
                      Zira dünyada dilden daha beter bir zebani yoktur" ...


                      "Mal, huzurlu bir ömür geçirmek içindir,
                      Yoksa ömür mal toplamak için değildir" ...


                      Sa´di-i Şirazi


                      Sen gül bahçesine gelince gül harap olur;
                      Yusuf'un kıymeti düşer sen pazara gidince.
                      Sen dama çıkınca ay bulutun arkasına gizlenir;
                      Gül değerden düşer sen gül bahçesine gelince.

                      Ey ordunun güzeli, ey benim şahım;
                      Sen her savaşa çıkışında ben sana teslim olurum.


                      Aydın günü kendime aşkından kıldım şeb-i tar;
                      Bu karanlık geceme sen ışık olursun diye.
                      Ey benim İsa'm Serdar Mescid'ine gelirsen;
                      Zülfünün haçıyla ölüleri diriltirsin.


                      şehriyar


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: Aşk Dediğin...



                        Ömür sona erdi yârim kapıdan gelmedi

                        Kıssam sona erdi, hüzün, gam bitmedi



                        Ölüm kadehi elime uzatıldı, Şarap kadehi asla görmedim

                        Ömrümden yıllar geçti, dilberden bir lütuf gelmedi



                        Can bülbülü şu kafeste kanatsız düşmüş yatar

                        Oysa bu kafesi kıracak kişi asla gelmedi



                        Canan yüzünün âşıkları, cümlesi isimsiz, nişansızdır

                        Lakin meşhur olanlarından bir soran gelmedi



                        Aşk kervanı onu görmeye saf bağlamış beklemektedir

                        Ne diyeyim ki! Ne yazık o can perver maşuk gelmedi



                        Ölülere ruh bağışlayan, âşıkların canını alan

                        Cahilleri bu denli kendine meftun kılan «gerçek» gelmedi…



                        imam Humeyni (r.a)



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: Aşk Dediğin...


                          Yüzüne âşık olmayan gönül, gönül değildir
                          Benine divane olmayan kişi, akıllı değildir


                          Gönül vermiş aşığın mestliği senin şarabındandır
                          Bu mestliğimden gayrı ömrüm faydalı değildir


                          Senin yüzünün aşkı bu çöllere attı beni
                          Ne yaparsın ki bu çöl sınırlı değildir


                          Kendinden geç! Eğer gönül vermiş âşık isen
                          Ki senle O’nun arasında «senden» gayrısı engel değildir


                          Aşk yolcusu isen hırkayı, seccadeyi bırak
                          Ki bu menzilde sana aşktan gayrısı yol değildir


                          Eğer gönül ehli isen sûfiliği, zahitliği bırak
                          Ki bu taifeden gayrısına bu mahfil yol değildir


                          Onun zülfünün kıvrımlarına tutunmalıyım
                          Ki divane-i âşık olana bundan gayrısı hâsıl değildir


                          Elimden tutarak bu riya hırkasından kurtar beni!
                          Ki bu hırkay-ı ruba cahilden gayrısına urba değildir


                          Ne ilim ne irfan harabatta kendine yol bulur
                          Zira âşıklar mekânı batıla yol değildir…


                          imam humeyni (r.a)


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: Aşk Dediğin...


                            Keşke bir gün dergâhında bir menzilim olaydı
                            Ki orda sevinç ve keder, gönül muradım olaydı


                            Keşke saçından bir tutam düğüm avuçta olaydı
                            Ki düğümün açılması, her ukdenin işkili olaydı


                            Dün gece ki gönül, hicranından kararmış idi
                            Senin yâdın o mahfillin yükselen ateşi idi


                            Dostlar mahmur, dostlar meyzede, kendinden geçmiş
                            Nasipsizler ise benim gibi cem’in ehl-i aklı olanları idi


                            Gönül ehli olanlara ilim, hicaptır hicap!
                            Hicaptan sıyrılıp hakka varansa sadece cahil idi


                            Âşık, şevkten fena deryasına doğru yüzüyor
                            Bi haber o kimse ki zulmethaneye sahil idi


                            İrfan havzasından aşka gelince bir de gördüm ki
                            Okuyup, duyduğum ne varsa topyekûn batıl idi…


                            imam Humeyni (r.a)



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: Aşk Dediğin...

                              Rabbim O pir-i aşk arahmet eylesin nede güzel yazmış böyle yazandan ve paylaşandan Rabbim razı olsun
                              [glow=red,2,300]Yüzü Dost,Özü Düşmandan usandım,
                              Dili Mümin Kalbi Şeytandan usandım,
                              Dostum, Herkesin Kahrı Çekilirde Ben DAVASIZ MÜSLÜMAN dan usandım.[/glow]

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: Aşk Dediğin...

                                [quote author=EdRiKnİ link=topic=9302.msg62952#msg62952 date=1259517491]
                                Rabbim O pir-i aşk arahmet eylesin nede güzel yazmış böyle yazandan ve paylaşandan Rabbim razı olsun
                                [/quote]

                                ECMAİN



                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...