Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

hak mezhep Şia'dır

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    hak mezhep Şia'dır

    BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
    HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
    VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

    bundan sonra… Rasulullah s.a.a Allah tarafından görevlendirildiğinde ve insanları İslama davet etmeğe başladığında İslama davet ettiği kimselerle konuşuyor, onlara deliller sunuyordu. ama bazen inat ve taassup ehli olan kimseler delilleri gördükleri halde direniyor, hakkı gizlemeğe çalışıyorlardı. kendilerinin imn etmemesi yetmiyormuş gibi bide üstüne üstlük insanları haktan uzak tutmaya çalışıyorlardı. İslamın hakim olmasından sonra müslümanlar arasında ihtilaflar oldu, kimileri kendi görüşlerine, kıyasa göre din ortaya koydu, kimileride kendi görüşlerini dine ekleyen bu kimselere uydu. buna karşılık olarak Ehli Beyt a.s sadece Allahın kitabını ve Rasulullahdan s.a.a aldıkları ilmi tebliğ ettiler ve Şiilerde onlara uydular. ancak ne acınacaklaıdır ki, İslamın tebliğ edildiği ilk dönemde bazıların inat ve taassup ettiği gibi bugünde müslümanlar içinde inat ve taassup ehli olan ve hakkı gizlemeğe çalışanlar var. biz inşaAllah bu başlıkta böyle kimselerden birine cevap vereceğiz. işimizde Allaha tevekkül ediyor ve yanlızca Ondan yardım diliyoruz.


    Gördüğünüz videoda konuşan Cübbeli Ahmet adı ile bilinen Ahmed Mahmud Ünlüdür. Yalan ve iftiralarına alıştığımız bu adam gördüğünüz videoda kendi aklınca hak mezhebin ehli sünnet olduğunu idda ediyor. Bunun içinde -kendi aklınca- deliller zikr etmiş. Biz şimdi ilk once onun sunduğu delilleri inceleyecek daha sonra hak mezhebin, hakkın hangisi olduğunu da ehli sünnet kaynakları ile ortaya koyacağız. Onun delil olarak sunduğu hadisler şunlardır:

    Biz bu hadislere 3 şekilde cevap vereceğiz:

    1. bu hadislerin Şia (veya başka bir ehli sünnet muhalifi için) ne kadar bağlayıcı olduğu.
    2. hadislerin sıhhat durumu.
    3. ehli sünnet kaynaklarından bu hadisleri redd eden hadisler.

    Şimdi 1-ci cevabı veriyoruz: bu adamın kendi mezhebinin hak olduğunu ıspat etmek için kendi kaynaklarından "delil" sunması onun cehalet ve ahmaklığından başka bir şeye dalalet etmiyor. Zira Şiiler ehli sünnetin kaynaklarını kabullenmezler aynı Sünnilerin Şia kaynaklarını kabullenmemesi gibi. Mantıken de böyle olmalıdır, zira eğer bir şia sünni hadis kitaplarını kabullense şii olmaz, aynı şekilde bir sünnide Şii hadis kitaplarını kabullense sünni olmaz. Bu yüzden bizlerin bir-birimizin kaynaklarını kabullenmemesi en doğal şeydir. Bu bir müslüman hristiyana Hz. Muhammedin s.a.a peygamber olduğunu ıspat etmek için Kurandan delil getirmesine benzer. hristiyan ne der sizce? Kabullenirmi? Yoksa "ben Kuranı kabullenmiyorum ki, bana ondan delil sunuyorsun"mu der? Akıl sahipleri için cevap bellidir ama bu nasibinin aklı olmadığı için olacak ki, böyle bir işe kalkışmış. şimdi bizim söylediklerimizi aynen söylemiş olan ehli sünnet alimlerinden ibni Hazmın sözünü aktarıyoryz:

    لا معنى لاحتجاجنا عليهم برواياتنا ، فهم لا يصدّقونها ، ولا معنى لاحتجاجهم علينا برواياتهم فنحن لا نصدّقها ، وإنّما يجب أن يحتجّ الخصوم بعضهم على بعض بما يصدقّه الذي تقام عليه الحجّة به

    Şiilere karşı kendi hadislerimizden delil getirmenin anlamı yoktur. çünki Şiiler bu hadisleri kabullenmiyorlar. Şiilerinde bize karşı kendi hadislerini delil getirmelerinin anlamı yoktur. çünki bizde o hadisleri kabullenmiyoruz. bu sebepten dolayı muhaliflerle munazara ederken muhalifin kabullendiği ve muhalif için hüccet sayılan kaynaklardan delil getirmemiz gerekir.

    dolayısı ile bu hadisler bizim için delil olamaz. Çok merak ediyorum eğer bizler Şii kaynaklardan bu nasibiye delil sunacak olsak kabullenirmi?

    şimdi de 2-ci cevabı veriyoruz: bu hadisler hatta ehli sünnet için bile delil olamaz. Şimdi hadisleri birer-birer inceleyeceğiz. ilk olarak Tirmizinin rivayet ettiği hadis:

    حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ، عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادِ بْنِ أَنْعُمَ الإِفْرِيقِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏”‏ لَيَأْتِيَنَّ عَلَى أُمَّتِي مَا أَتَى عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ حَذْوَ النَّعْلِ بِالنَّعْلِ حَتَّى إِنْ كَانَ مِنْهُمْ مَنْ أَتَى أُمَّهُ عَلاَنِيَةً لَكَانَ فِي أُمَّتِي مَنْ يَصْنَعُ ذَلِكَ وَإِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ تَفَرَّقَتْ عَلَى ثِنْتَيْنِ وَسَبْعِينَ مِلَّةً وَتَفْتَرِقُ أُمَّتِي عَلَى ثَلاَثٍ وَسَبْعِينَ مِلَّةً كُلُّهُمْ فِي النَّارِ إِلاَّ مِلَّةً وَاحِدَةً قَالُوا وَمَنْ هِيَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ مَا أَنَا عَلَيْهِ وَأَصْحَابِي ‏”‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ مُفَسَّرٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِثْلَ هَذَا إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ

    2641- Abdullah b. Amr’dan rivâyete göre, Rasûlullah s.a.v şöyle buyurdu: "İsrail oğullarına gelen her şey benim ümmetime de gelecektir. Ayakkabının ayakkabıya eşitliği gibi aynı durumda olacaklardır. Hatta onlardan bir kimse açıkça annesine yaklaşan kimse olsa ümmetimden de böyle yapanlar çıkacaktır. İsrail oğulları yetmiş iki millete ayrılmışlardı. Ümmetim ise yetmiş üç millete ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç hepsi Cehennem’de olacaktır. Ashab: "O millet kimdir?" Diye sordular da: Rasûlullah’da s.a.v şöyle buyurdu: "Ben ve ashabım hangi milletten isek o milletten ve dinden olanlardır."

    Tirmizî: Bu hadis önceki hadise göre daha fazla izah edilmiştir. Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz

    Tirmizi, "Sünen", İman kitabı, hadis 2641


    bu hadisin senedine (arapçasında) kırmızı ile işaretlediğim ravi Süfyan es Sevridir. Süfyan es Sevri ehli sünnet nezdinde imam ve hüccettir ancak, hadisi "an" diyerek rivayet etmiştir ki, böyle hadislere "muanan hadis" denir. şimdi "muanan hadis" hakkında bilgi verelim (bir tane tasavvufi ehli sünnet sitesinden, diğeride nasibilerden):

    An’ane ravi ile şeyhi arasında mülakata delalet etmez. Şeyhinden “"an fulân" diyerek rivayette bulunan ravi gerçekte onu görmemiş ve hadisi ondan almamış olabilir. Bu durumda isnadı munkatı olabileceği gibi tedlis yapmış da olabilir. Her iki halde de hadisi sahih addedilmez. Bu itibarla mu’an’an hadisin muttasıl sayılabilmesi için bazı şartlar ileri sürülmüştür. Bunlardan ilki “an” lafzı ile rivayette bulunan ravinin adaletli dolayısıyle sika olmasıdır. İkincisi ravinin tedlis yapan yani mülaki olmadığı şeyhlerden hadis rivayet eden biri (mudellis) olmaması, üçüncüsü ise hadis aldığı şeyhe mülaki olduğunun bilinmesidir.

    hadis sözlüğü


    فإذا روى الراوي عن شيخه بكلمة “عن” هذا يسمى معنعنا؛ لأن صيغ الأداء منها ما يدل على الاتصال كـ”سمعت” و”حدثنا” و”أخبرنا” ومنها ما لا يدل على ذلك، ومنه صيغة “عن” هذه
    فإذا روى الراوي عن شيخه بكلمة "عن" هذا يسمى معنعنا؛ لأن صيغ الأداء منها ما يدل على الاتصال كـ"سمعت" و"حدثنا" و"أخبرنا" ومنها ما لا يدل على ذلك، ومنه صيغة "عن" هذه.

    Ravinin şeyhinden "an" lafzı ile rivayet etmesi "muanan" adlanıyor. Çünkü eda lafızkarından bazıları "semi`tu", "haddesene" ve "ahbarane" gibiler "ittisala" dalalet ediyorr. Bazilarıysa "ittisala" dalalet etmiyor. mesela "an" lafzı


    ibni Teymiyyenin sitesi


    "muanan hadis" hakkında daha fala bilgi vere bilirim ancak bu kadarını yeterli görüyorum. gerekirse daha da ekleriz inşaAllah. konunun özeti şu oldu ki, "muanan hadis"in sahih addedilmesi için 3 şart gerekiyor ki, bunlardan biri "an" diyerek rivayet eden ravinin "müdelles" (tedlisçi) olmamasıdır. peki bakalım Sufyan es Servi tedlis edermiymiş:

    سفيان ابن سعيد ابن مسروق الثوري أبو عبد الله الكوفي ثقة حافظ فقيه عابد إمام حجة من رؤوس الطبقة السابعة وكان ربما دلس

    Sufyan b. Said b. Mesruk es Servi Ebu Abdullah el Kufi: siğa, hafız, fakih, abid, imam, hucce, 7-ci tabakanın reislerindendir. Bazen tedlis ederdi.

    ibni Hacer, "Takribut Tehzib"


    وكان يدلس في روايته

    (Sufyan es Servi) Rivayetlerinde tedlis ederdi.

    Zehebi, "Siyeri alemun nubela"


    "muanan hadis" sahih olması için ravi müdelles olmamalıdır ama gördük ki, Sufyan es Servi müdellesdir. netice olarak: hadis zayıftır ve bize karşı delil olamaz

    Şimdi de 3-cü cevaba geçiyoruz: bu hadisler Şii kaynaklarda yoktur, ehli sünnet kaynaklarında mütevatir, hatta müstefiz bile değil. Ama buna karşın şu hadisler hem Şii ve hemde sünni kaynaklarda ittifakla ve mütevatiren gelmiştir:

    إني تارك فيكم خليفتين : كتاب الله حبل ممدود ما بين السماء والأرض ، وعترتي أهل بيتي ، و إنهما لن يتفرقا حتى يردا علي الحوض

    Rasulullah s.a.v buyurdu: "Şüphesiz ben, sizler için yerime geçecek iki halife bıraktım. Yerle semanın arasında uzatılmış sağlam bir ip olan Allah’ın kitabı ve İtretim, Ehli beytim. Bu iki halife, (kıyamet günü) havuzun yanına gelinceye kadar, birbirlerinden ayrılmayacaklar."

    hadisin geçtiği kaynaklar


    271-… Ebû Zerr r.a rivayet ediyor: Resülullahın s.a.v şöyle dediğini işittim: "Ehl-i Beytimin misâli Nuh kavmi arasında Nuh’un gemisine benzer. O gemiye binen kurtuldu, ona muhalefet eden helak oldu. Ve Ehl-i Beytimin misâli İsrâiloğullarının Hıtta isimli kapısına da benzer."

    Taberani, "Mucemus Sağir", 1/361, hadis 271


    150 – حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ الْخَلاَّلُ، وَعَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ، حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ نَصْرٍ، عَنِ السُّدِّيِّ، عَنْ صُبَيْحٍ، مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ لِعَلِيٍّ وَفَاطِمَةَ وَالْحَسَنِ وَالْحُسَيْنِ ‏”‏ أَنَا سِلْمٌ لِمَنْ سَالَمْتُمْ وَحَرْبٌ لِمَنْ حَارَبْتُمْ ‏”

    150 … Zeyd bin Erkam rivayet etmiştir. Rasulullah s.a.a Ali, Fâtime, Hasan ve Hüseyine hitaben şöyle buyurdu: «Sizler, barış halinde bulunduğunuz kimse ile bende barış halinde olurum ve harp halinde bulunduğunuz kimse ile ben de harp halinde olurum.»

    ibni Mace, "Sünen", Mukaddime hadis 150


    حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ، عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ، عَنْ عَلِيٍّ، قَالَ عَهِدَ إِلَىَّ النَّبِيُّ الأُمِّيُّ ـ صلى الله عليه وسلم ـ أَنَّهُ لاَ يُحِبُّنِي إِلاَّ مُؤْمِنٌ وَلاَ يُبْغِضُنِي إِلاَّ مُنَافِقٌ

    Zirr bin Hubeyşden, Alinin şöyle söylediği rivayet edilmiştir: «Gerçekten, mü’min’den başkasının beni sevmiyeceğine ve münafıktan başkasının bana buğzetmiyeceğine Ümmî Peygamber, bana kesin bir ahid ve teminat verdi.»

    hadisin geçtiği kaynaklar


    497-… Ümmü Seleme r.a Resûlullahın s.a.v şöyle buyurduğunu işittiğini rivayet ediyor: "Ali Kur’ân ile, Kur’ân Ali ile beraberdir. Bu ikisi Kevser Havzının başına yanıma gelinceye kadar birbirinden ayrılmaz."

    Taberani, "Mucemus Sağir", 2/175, hadis 497


    يقول : من فعل ذلك من الناس فهم خير البرية . وقد : حدثنا ابن حميد ، قال : ثنا عيسى بن فرقد ، عن أبي الجارود ، عن محمد بن علي ( أولئك هم خير البرية ) فقال النبي صلى الله عليه وسلم : ” أنت يا علي وشيعتك

    ibni Hamid rivayet etti, dedi ki: İsa b. Ferkad Ebul Caruddan, o da Muhammed b. Aliden, o da Ali b. Ebu Talibden r.a (Beyinne suresinin 7-ci ayeti hakkında) şunu rivayet etti: Rasulullah s.a.a dedi ki: "Onlar sen ve senin Şiilerindir ya Ali"

    Tefsiri Taberi, Beyinne suresi 7-ci ayetin tefsiri


    Bilindiği gibi ehli sünnete göre icma delildir. Gördüğümüz üzere hem Şiiler ve hemde sünniler Ehli Beytin a.s hak olduğuna dalalet ediyor. Burada şimdi muhalif taraf "Ehli beyte a.s biz uyuyoruz" diye bilir. Bizde cevaben diyoruz ki, birisine uymak onun görüşleri ile amel etmektir. Ehli sünnet Ehli beytin a.s hangi görüşlerine uyuyor? Fıkhimi? Akidevimi? Sünnetimi Ehli Beytten a.s alıyorlar? Yoksa tefsirdemi Ehli beyte a.s uyuyorlar? ehli sünnet kaynaklarında sahabe, tabiin, mezhep imamları ve başka kimselerin görüşleri, tefsirleri dolu olduğu halde Ehli Beytten a.s bir şey yoktur. Üstelik hadisler "Kuran ve sadece ama sadece Ehli Beyt" diyor, "Kuran, sahabe, tabiin, tebe tabiin, mezhep imamları, başkaları ve Ehli Beyt" demiyor. Dahasıda aktardığımız bu hadislerde Efendimiz s.a.a sahabede dahil olmakla tüm insanlığın sapmaması için şart koşmuştur. Bu şartlar "Kuran ve Ehli beyte sarılmak", "Ehli Beyte a.s muhalefet etmemek", hakkı-batılı, mümini-munafığı tanıma, ayırt etme için Ehli Beyti a.s başvurmadır. Acaba ehli sünnet Ehli Beytin a.s düşmanlarının munafık, batıl, haktan sapmış, Rasulullah s.a.a ile savaşmış olduğunu kabulleniyormu? Hayır, buna en güzel örnek Amr b. As, Muaviye, Talha, Zübeyr, Mervan b. Hakem, Abdullah b. Zübeyr, Busr b. Ertad gibi kimselerin onlar tarafından sahabe olarak görülmesi ve saygı duyulmasıdır. son olarakta, Taberiden aktardığımız hadis -ki, bu bir çok kaynakta geçiyor- bu meseleye son noktayı koymuştur.

    kaynak: Velayet
    not: yazılarımda geçen renkli yerler linklerdir. üzerine tıklarsanız ilgili kaynakların olduğu sayfalar açılır.

    #2
    hak mezhep Şia'dır

    Allah razı olsun ilgiyle izliyorum..

    Yorum


      #3
      hak mezhep Şia'dır

      ecmain hocam

      Yorum


        #4
        Ynt: hak mezhep Şia'dır

        Tamam olmasına tamam da hangisi daha hak mezhep oluyor ki..ismailiye'mi,isna-i aşeriye mi,caferiyemi,,,yoksa sadece rafızilik mi...


        Sayın üyemiz forum kuralları gereği biraz daha dikkatli olmanızı tavsiye ederim.



        Forum kuralları 13 nolu madde

        Yorum


          #5
          Ynt: hak mezhep Şia'dır

          Şia, İsna aşeriye, imamiye, caferiye, hepsi aynı ve tektir. sadece isimler farklıdır. İsmaililer yok denecek kadar azdır. ve bunlar da Ehlibeyt dedikleri için şiaya benzetilmektedirler. Ama şia farklıdır. tek mekteptir. şiada mezhep anlayışı yoktur. İslamda birbirinden farklı inanç ve yaşam şekilleri hak olamaz. birbirinden farklılık varsa orada beşer unsuru var anlamına gelir ki dinde beşer unsuru kabul edileme. Din Allah'ın yasalarının sistemidir.

          Yorum


            #6
            Şia Hakktır!

            73'e tamamlamak için ameli, itikadi ayrımına dikkat etmeden mezhep türet -ama mutlaka 72'ye tamamla-, ardından da ehli sünneti ekle! ne de olsa tahtı hazır!

            ne güzel tasnif! keyfiymiş, ilmi değilmiş ne önemi var? önemli olan 72 tane mezhep uydurabilecek çapta(?!) olman. zavallılar!
            HER GÜN AŞURA
            HER YER KERBELA

            Yorum


              #7
              Ynt: hak mezhep Şia'dır

              [quote author=CEPNİ61 link=topic=19639.msg125151#msg125151 date=1305388645]
              TAMAM OLMASINA TAMAM DA HANGİSİ DAHA HAK MEZHEP OLUYOR Kİ..İSMAİLİYE'Mİ,İSNA-İ AŞERİYE Mİ,CAFERİYEMİ,,,YOKSA SADECE RAFIZİLİK Mİ...[/quote]

              siz Muaviye okulundanmısınız? yanlış anlaşılma olmasın yani bir mezhebin tüm adlarını yazıp her adın ayrı bir mezhep olduğunu idda etmek için ancak Muaviye gibi kurnazın kurduğu okuldan mezun olmak gerekir diye düşünüyorum. İsmailliyeye gelince, eğer müslümansanız net bir soru: Rasulullahdan s.a.a sonra bir peygamberin olduğuna inanan müslümanmıdır? değilse o zaman neden o fırkayı İslami mezhepler içine katıyorsunuz? yoksa yinemi Muaviye okulu?

              Yorum


                #8
                Ynt: hak mezhep Şia'dır

                eğer bize şia olduğu gibi anlatılsaydı biz anlatıldığı andan itibaren şii olurduk. ama sünniliği korumak için şia iftiralara boğulmaktadır. En yaygın iftira ise şianın kabul etmediği ve kendilerinden saymayıp, kestiğini bile yemediği ve kendilerini necis saydığı gulatları şia diye yutturmaktır. böylece Ehlibeyt mektebi ve Ehlibeytin masum imamları tamamen gizlenmektedir. Sanki böyle masum 12 imam yokmuş da ortada Ali a.s.'ı tanrı ya da peygamber kabul eden şiiler varmış gibi gösterilmektedir. Böyle olunca ölümü gören sıtmaya razı olur misali sünni olduğu için insan şükretmeye hiç yoktan iyidir demeye başlamaktadır.

                ben yıllardır bu toplu soykırım katliamı gibi iftiradan sonra İmamların a.s. gulatları reddeden hadislerini okuyunca şok oldum içimde şiaya karşı ne büyük mazlumiyet düşüncesi uyandı. İmamlar gulatları yanlarına bile yaklaştırmayı yasaklıyor şiilere.. demek ki bu büyük fikir ve inanç katliamı iftiranın ne büyük etkiye sahip olacağını bildiklerinden yapmışlar bunu...

                ikinci en büyük yalanl ve iftirasıysa sünnilerin şia hakkında; şianın bir sürü kollara guruplara mezheplere ayrıldığı iddiasıdır. Yani sünnilikte:

                1- inanç ve amelde olmak üzere iki grup hak mezhep vardır.

                2- inaçta mezhepler maturidilik ve eşarilik diye ikiye ayrılır

                3- amelde mezhepler ise 4 hak mezheptir.

                işte güya fırkai naciye olup 72 guruptan olmadığını tek hak fırka olduğunu iddia eden sünniler bu parçalanmışlıklarını örtbas etmek ve hakikatte böyle olması gereki ve böyle olmuştur diyebilmek için şiayı da kendi içinde mezheplere bölünmüştür şeklinde göstermektedir. bu büyük inanç iftirası ve katliamı neticesinde şiayı da inanç ve amelde mezheplere ayrılmış gibi tanıtmaktadırlar:

                güya şia itikadi mezhepmiş. ve onun ameli kolları varmış ameli kolları ise caferilik, isna aşeri, imamiye, zeydiyye, ismailiyye.. gibi daha 20nin üzerinde gurup ve fırka olarak tanıtılmaktadır sünnilerce şia..

                iftiralar burda bitmez. ve denir ki bize yani hanefilere en yakın mezhep caferiliktir.

                bakın caferilik böylece şiadan farklı bir ameli mezep olarak görülür. şia hakkında bilgi sahibi olan şianın varlığından haberdar olan tüm sünniler bu durumda caferiliği, isna aşeriyeyi, imamiyeyi, ve diğerlerini ameli mezhep, şiayı da siyasallaşmış ve inancını siyasete alet etmiş aşırı kindar bir güya inanç mezhebi olarak görür.. duymayanlarsa henefiliği veya şafiliği İslamın kendisi görür Ebu hanife veya şafiyi de peygamber konumunda..

                Peygamber konumunda görür çünkü onların her dedikleri dini emir gibidir tartışılmaz, uygulanır hepsi haktır ve İslamidir.

                ben şiayı şiilerden okuyup da şia, caferilik, imamiye, isna aşeriye hatta rafizilik, tüm bunların aynı ad ve tek mezhep olduğunu her şiinin bu isimleri de kabul ettiğini öğrenince kafamdaki evet ya işte bu. Çünkü İslamda mezhep olmamalıydı. Çünkü İslam haksa tek gurup olmalıydı, oysa mezhebin varlığını kabul etmek birbirine zıt hükümleri ve inançları kabul etmek anlamına gelir ki bu durumda İslama beşer unsuru sızdığı, ya da bu dinin sahibinin çelişkilere düşen ya da dinin koruyacak ve yeterince açıklayacak güce veya düzenlemeye sahip olmamış aciz bir tanrı anlamına gelir diye rahatlamıştım. Rahatlamıştım çünkü hak Ehlibeyt mektebi şia caferiye, isna aşeriye imamiye hepsi tek ad tüm şiiler bu isimleri kabul ediyorlar ve biri diğerinden ayrı değil. tüm şiiler 12 imama inandıkları için isna aşeriye ya da türkçe deyimle 12 imam mezhebinden, İmamları masum kabul ettiklerinden imamiye, 14 masum taraftarı oldukları sebebiyle şia, bu mektebin görüşlerini en çok açıklama hürriyetini bulup ilimi en çok yayan 6. Ehlibeyt İmamının bu yaydığı inanç ve yaşam ilkelerine uydukları için caferiyye diye nitelenmektedirler. İmam Caferi Sadık a.s. ile diğer imamların söyledikleri, Ebu hanife ile Şafi ve diğerleri gibi birbirinden farklı şeyler değiş. Hatta Ebu hanifenin öğrencilerinin kendisine muhalefet edip hanefilikte üç ayrı görüş mezhep oluşması gibi değil tüm masumlar aynı şeyleri söylemişlerdir ki bu durumda tüm şiiler Muhammed s.a.a.'e uyan Muhammedi sünni, Ali a.s.'a uyan Alevi sünni, ya da şii; İmam Musa Kazım a.s.'a uyan Kazimi, İmam Mehdi a.f.'e uyan Mehdevidirler..

                Bizi yıllarca bu hakikatlerden uzak tutmak için inanç soykırımında bulunan güya alim geçinen Muaviye çocuklarına Allah Lanet etsin.. Çünkü bizi yıllar yılı Yezidin geleneklerine ve uydurttuğu dine göre uyuttular da tertemiz Ehlibeytin Peygamber s.a.a.'ten harfine dokunmadan taşıdıkları saf İslam'dan uzak tuttular.. Allah'ın laneti onların tamamının üzerine olsun..

                ek olarak, tüm şiilerin veya sayılan bu farklı adları kabul edenlerin, masumuyla alimiyle taklitçisi halkıyla birlikte tümünün, itikatta/inançta taklit olmayacağını bunun caiz olmadığını her şiinin inancını tahkik aşamasına kadar kendi mülkü yapması gerektiğini ve buna inandıklarını kabul ettiğini gören sünni bilginler buna rağmen şiada inanç ve ameli mezhepler diye ayırım olduğu iddia ve iftirasını söylemekten hiç mi yüzleri kızarmaz, öteki dünyada kandırdıkları insanların ve masumların yüzlerine, iftira attıkları şiilerin yüzlerine nasıl bakacaklar bakabilecekler mi?..

                Yorum


                  #9
                  Ynt: hak mezhep Şia'dır

                  ehli sünnetin gizlediği daha bir çok şey var. sayın hocam sizin yazdıklarınıza ek olarak inançta bir ehli sünnet mezhebi daha vardır: Selefilik

                  fıkhi mezheplere gelince, şuan için 4 tane kalmış ama önceleri yüzlerceydi: Taberi (Ceririye), Evazi, Süfyan b. Uyeyne, Süfyan es Sevri ve daha nicelerinin fıkhi mezhepleri vardı. Memlük Sultanı I Baybarsın sayesinde 4 ile sınırlandı bu mezhepler.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: hak mezhep Şia'dır

                    [quote author=Elmeddin link=topic=19639.msg125167#msg125167 date=1305442346]
                    siz Muaviye okulundanmısınız? yanlış anlaşılma olmasın yani bir mezhebin tüm adlarını yazıp her adın ayrı bir mezhep olduğunu idda etmek için ancak Muaviye gibi kurnazın kurduğu okuldan mezun olmak gerekir diye düşünüyorum. İsmailliyeye gelince, eğer müslümansanız net bir soru: Rasulullahdan s.a.a sonra bir peygamberin olduğuna inanan müslümanmıdır? değilse o zaman neden o fırkayı İslami mezhepler içine katıyorsunuz? yoksa yinemi Muaviye okulu?
                    [/quote]

                    Varsayalım ki mutezile mezhebindenim....hükmünüz ne olur....
                    kitaplı Peygamberin gelmeyeceğini,ancak; Kur'anı Kerimim hükümlerini her defasında açıklamasına ihtiyaç duyulacak nebilerin gelebileceklerini iddia edenler hakkındaki hükmünüz ne.
                    muaviye ve emeviler...islam devletini ve islamı günümüze kadar en geniş alanlara yayan bir hanedanlık...bu yönüyle değerlendirirseniz,hükmünüz ne olur....

                    Sayın üyemiz forum kuralları gereği biraz daha dikkatli olmanızı tavsiye ederim.



                    Forum kuralları 13 nolu madde

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: hak mezhep Şia'dır

                      [quote author=Elmeddin link=topic=19639.msg125172#msg125172 date=1305449729]
                      ehli sünnetin gizlediği daha bir çok şey var. sayın hocam sizin yazdıklarınıza ek olarak inançta bir ehli sünnet mezhebi daha vardır: Selefilik

                      fıkhi mezheplere gelince, şuan için 4 tane kalmış ama önceleri yüzlerceydi: Taberi (Ceririye), Evazi, Süfyan b. Uyeyne, Süfyan es Sevri ve daha nicelerinin fıkhi mezhepleri vardı. Memlük Sultanı I Baybarsın sayesinde 4 ile sınırlandı bu mezhepler.

                      [/quote]
                      Peki bu fıkhi mezhepleri(ki bunların herbiri aslında İslamın değişik yorumlarıdır,daha sonraki anlayışlar,din ile fıkıh kavramlarını ayrıştırıp kendilerince red veya kabul alanlarını genişletmişlerdir) kim,kimle ve ne adına geçerli veya geçersiz sayabiliyor...

                      Sayın üyemiz forum kuralları gereği biraz daha dikkatli olmanızı tavsiye ederim.



                      Forum kuralları 13 nolu madde

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: hak mezhep Şia'dır

                        [quote author=CEPNİ61 link=topic=19639.msg125185#msg125185 date=1305480228]
                        VARSAYALIM Kİ MUTEZİLE MEZHEBİNDENİM....HÜKMÜNÜZ NE OLUR....[/quote]

                        hükümünüz... hangi mezhepten olursan ol, fark etmez, sünni, mutezile ve s. hakikati gördüğün halde eblehcesine diretirsen kafir olursun.

                        KİTAPLI PEYGAMBERİN GELMEYECEĞİNİ,ANCAK;KUR'ANI KERİMİM HÜKÜMLERİNİ HER DEFASINDA AÇIKLAMASINA İHTİYAÇ DUYULACAK NEBİLERİN GELEBİLECEKLERİNİ İDDİA EDENLER HAKKINDAKİ HÜKMÜNÜZ NE.
                        Rasulullahdan s.a.a sonra bir nebi ve ya rasulün geldiğini söyleyen İslamdan çıkmıştır. adı ne olursa olsun. ikinci bir şeyde burada hükümleri biz koymuyoruz, hükümleri Allah c.c koyuyor ve Rasulüde s.a.a bize iletiyor.

                        MUAVİYE VE EMEVİLER...İSLAM DEVLETİNİ VE İSLAMI GÜNÜMÜZE KADAR EN GENİŞ ALANLARA YAYAN BİR HANEDANLIK...BU YÖNÜYLE DEĞERLENDİRİRSENİZ,HÜKMÜNÜZ NE OLUR....
                        fark etmez, her hangi bir yönden olursa olsun ele alındığında kafirdirler. sizin ve sizin gibilerin ikide bir söylediğiniz şu "İSLAM DEVLETİNİ VE İSLAMI GÜNÜMÜZE KADAR EN GENİŞ ALANLARA YAYAN BİR HANEDANLIK" sözüne gelince, bu da geçen sözlerinizden daha da eblehcesine söylenmiş bir söz. bunun örneği her gün birini öldüren, birine tecavüz eden, hatta babasının çocuk dünyaya getirmiş cariyeleri ile zina edecek kadar alçak olan birisinin bugün bir yerleri kendi nefsi için ele geçirmesi ve sizin gibilerininde buna "İslamı yayma" adı vermeğe çalışmanız gibidir. Emeviler İslam için ne yaptılar? bol-bol saray mollası yetiştirdiler, insanları "her şeyi yapan Allahtır" gibi sapık bir inanca (cebr) sürükleyip "yani bizi halife yapan Allahtır" diye zulmlerini meşrulaştırdılar, bugün İslam coğrafyasında mezheplerin bolca olmasına hizmet ettiler, israiliyatı alıp İslam adı altında tanıttılar. sizin gibilerin elince malzeme ola bilecek vehhabiler gibi eblehleri ortaya çıkardılar. bunlar ise İslama hizmet değil, ihanettir.

                        Rasul s.a.a bir hadiste "ameller niyetlere göredir" buyuruyor. sizin gibi niyete değil sadece zahire bakanlar için ise Yezid gibi babasının cariyesi ile bile zina edenleri "İslamı yayan kimseler" olarak görüyorlar. İslam ile mealcilik farklarından sadece birisidir bu.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: hak mezhep Şia'dır

                          [quote author=CEPNİ61 link=topic=19639.msg125186#msg125186 date=1305480362]
                          PEKİ BU FIKHİ MEZHEPLERİ(Kİ BUNLARIN HERBİRİ ASLINDA İSLAMIN DEĞİŞİK YORUMLARIDIR,DAHA SONRAKİ ANLAYIŞLAR,DİN İLE FIKIH KAVRAMLARINI AYRIŞTIRIP KENDİLERİNCE RED VEYA KABUL ALANLARINI GENİŞLETMİŞLERDİR) KİM,KİMLE VE NE ADINA GEÇERLİ VEYA GEÇERSİZ SAYABİLİYOR...[/quote]

                          sizin üye olduğunuz Muaviye takımı yapıyordu bunu bir zamanlar. işte o takımın tayini ile sınırlar çizildi. ama kimin için? sizin gibi Muaviye takımın üyeleri için.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: hak mezhep Şia'dır

                            [quote author=AliDemir link=topic=19639.msg125164#msg125164 date=1305409319]
                            73'e tamamlamak için ameli, itikadi ayrımına dikkat etmeden mezhep türet -ama mutlaka 72'ye tamamla-, ardından da ehli sünneti ekle! ne de olsa tahtı hazır!

                            ne güzel tasnif! keyfiymiş, ilmi değilmiş ne önemi var? önemli olan 72 tane mezhep uydurabilecek çapta(?!) olman. zavallılar!
                            [/quote]

                            Gerçi bunu da başarabilmiş değiller ya. Temelde farklı mezhepleri saydıklarında 73 e ulaşmıyor, ayrıntılı mezhepleri saydıklarında ise 73 ü fersah fersah geride bırakıyor, ortasında kalakalmışlar bizce.
                            Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                            Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: hak mezhep Şia'dır

                              Üstad Ş. Kadir Akaras bu hadisin sahih olduğunu ve ayrıntı mezhepler altı cemaatçiklerin bu guruplara dahil olmadığını bu şekilde tasnif edilemeyeceğini söyledi. Sayının tamamlanması konusuda ise Üstad Akaras, geçmişten kıyamete kadar var olacak toplam mezheplerin sayısı kastedildiği hadisin böyle anlama sahip olduğu şeklinde idi..

                              yani yok olmuş haricilik bir fırka, sevrilik bir fırka, zahirilik, selefilik, mutezile, taberilik, bunlar yok olmuş fırkalar mesela. ve kıyamete kadar da başka fırkalar çıkacak yani mezhep kadar etkin guruplar..

                              tüm bu zamanlar ve mezhepler arasında Ehlibeyt mektebi çizgisini inanç ve yaşam ilkelerini hiç değiştirmeden sürdüren tek ekol olacaktır. ki fırkai naciye yani kurtulan fırka bu olacaktır. Yani Ehlibeytim Nuh'un gemisi gibidir ona binen kurtulur binmeyen helak olur anlamında...

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...